DANI?TAY
İKİNCİ DAİRE
Esas No: 2008/3799
Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen:
…..(E?İTİM-Î?)
Vekilleri :
Karsı Taraf : Milli Eğitim Bakanlığı - ANKARA
İsteğin Özeti :
Davacı Sendika; 24.4.2008 günlü, 26856 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli
Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticileri Yönetmeliğinin 11 inci maddesinin
1 inci fıkrasının (ç) bendi, 12 nci maddesi, Geçici 2 nci maddesinin 1 inci
fıkrasında yer alan "sınavların geçerlik süresi ile sınırlı olmak kaydıyla"
ibaresi ile Ek-2 Yönetici Değerlendirme Formu'nun iptalini ve yürütmenin
durdurulmasını istemektedir.
Danıştay Tetkik
Hakimi : Vahit Kınalıtaş Düşüncesi : Yürütmenin durdurulmasına ilişkin
istemin Yönetmeliğin 11 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (ç) bendi, 12 nci
maddesi, Geçici 2 nci maddesinin 1 inci fıkrasında yer alan "sınavların geçerlik
süresi ife sınırlı olmak kaydıyla" ibaresi yönünden reddi; Ek-2 Yönetici
Değerlendirme Formu yönünden ise kabulü gerektiği düşünülmüştür. (memurlar.net)
Danıştay Savcısı :S.
Sema Kabukçu Düşüncesi : Yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmesi için,
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27 nci maddesinde öngörülen
koşulların gerçekleşmediği anlaşıldığından, istemin reddi gerekeceği
düşünülmektedir.
TÜRK
MİLLETİ ADİNA
Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi'nce davalı idarenin birinci savunmasının
geldiği görülerek işin gereği yeniden düşünüldü:
Dava; 24.4.2008 günlü, 26856 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim
Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticileri Yönetmeliği'nin 11 inci maddesinin 1
inci fıkrasının (ç) bendi, 12 nci maddesi, Geçici 2 nci maddesinin 1 inci
fıkrasında yer alan "sınavların geçerlik süresi ile sınırlı oîmak kaydıyla"
ibaresi ile Ek-2 Yönetici Değerlendirme Formu'nun iptali istemiyle açılmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 76 nci maddesinin 1 inci fıkrasında, "Kurumlar,
görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları
kadro derecelerine eşit veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst,
kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler."
hükmüne yer verilmiştir.
Bu
maddeyle memurların sınıflarının da değiştirilmesi suretiyle naklen atanmaları
konusunda idareye tanınan takdir yetkisinin kullanımının mutlak ve sınırsız
olmayıp, kamu yararı ve kamu hizmetinin gerekleriyle sınırlı olduğu ve bu açıdan
yargı denetimine tabi bulunduğu İdare Hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Buna karşılık, sözü edilen takdir yetkisinin, ancak kamu yaran ve hizmet
gerekleri gözardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı
merciince saptanması halinde, sözü edilen bu durumun dava konusu idari işlemin
sebep ve maksat yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği
hususunun yerleşmiş yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunduğunu da
vurgulamak gerekir.
Aynı Yasanın 3 üncü maddesinde de, "Sınıflandırma", "Kariyer" ve "Liyakat"
ilkeleri bu Kanunun temel ilkeleri olarak belirlenmiş; kariyer ilkesi, Devlet
memurlarına yaptıkları hizmetler için lüzumlu bilgilere ve yetişme şartlarına
uygun şekilde, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkanı
sağlamak; liyakat ilkesi ise, Deviet kamu hizmetleri görevlerine girmeyi,
sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini yeterlik
sistemine dayandırmak ve bu sistemin eşit imkanlarla kullanılmasında Devlet
memurlarını güvenceye sahip kılmak olarak tanımlanmıştır.
Görüldüğü üzere Yasa, Devlet memurluğunu bir meslek olarak kabul etmekte ve
bunlara, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkanı
sağlanmasını, sınıflar içinde ilerleme ve yükselme işlemlerinin liyakat
sistemine dayandırılmasını öngörmektedir. Bu iki ilkenin temelinde, objektif
kurallar çerçevesinde işin ehline verilmesi ve hak etme kavramı yatmakta
olup, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmesinin en
önemli güvencesinin de, hizmetin yetişmiş, ehil kamu görevlilerince yerine
getirilmesinin sağlanmasından geçeceği de tabiidir.
İşin ehline verilmesi ve hak etme durumunun mutlak anlamda sağlanabilmesi ise;
ancak kriterleri objektif olarak belirlenmiş ölçme ve
değerlendirme tekniklerinin kullanılması, kamu yararı ve eşitlik ilkesine
uyulması ile mümkün olabilecektir. Bu anlamda, dava konusu düzenlemenin anılan
ölçüt ve ilkeler yönünden irdelenmesi gerekmektedir.
Millî Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim kurumlan yöneticiliklerini ikinci görev
olarak yürüteceklerin belirlenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacı
ile çıkarılan dava konusu Yönetmelikte; atamalarda, kariyer ve liyakatin esas
alınması; norm kadro esaslarının göz önünde bulundurulması ve puan üstünlüğünün
dikkate alınması genel ilke olarak kabul edilerek yönetim beş kademeye
ayrıldıktan sonra, eğitim kurumu yöneticiliklerine atanmak üzere başvuruda
bulunan adayların başvurularını inceleyip, gerekli şartları taşıyanları
Ek-2'deki Yönetici Değerlendirme Formu üzerinden değerlendirerek değerlendirme
sonuçlarını il millî eğitim müdürlüğüne sunma göreviyle donatılan Değerlendirme
Komisyonu oluşturulmuştur.
Dava konusu Yönetmelik ile yönetici seçiminde esas alınması gereken ölçme ve
değerlendirme yöntemi olarak "puan üstünlüğü" ölçütü getirilmiştir.
Yönetmeliğin iptali istenilen maddelerinin, Kanunda belirlenen ölçütler ile
ölçme ve değerleme ilkeleri yönünden değerlendirmesine geçildiğinde;
Söz konusu Yönetmeliğin "Yönetici olarak atanacaklarda aranacak genel şartlar"
başlıklı 11 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (ç) bendindeki, "Son üç yıllık
hizmet süresi içinde, yöneticilik görevi olanların yöneticilik görevi adli veya
idari soruşturma sonucu üzerinden alınmamış olmak" hükmünün iptali istemi
yönünden olaya bakıldığında;
Hakkında yürütülen adli ve idari soruşturma sonunda yöneticilik vasfı ile
bağdaşmayan fiilleri nedeniyle yöneticilikten alınmış olan kişilerin 3 yıl
süreyle yönetici olmalarının engellenmesi, uygulanmış olan yaptırımın amacına
uygundur. Aksi halde hakkında yöneticilik görevinden alınma yaptırımı uygulanan
kişiye tekrar atanma yolunun açılması bunu anlamsız kılabileceği gibi, böyle bir
durumla karşı karşıya kalan kişiler yönünden de haksızlığa yol açacağı açıktır.
Kaldı ki anılan düzenleme ile hakkın özü ortadan kaldırılmaksızın kamu yararı ve
hizmet gereklerine uygun bir gerekçeyle başvurunun sınırlandırılması amaçlanmış
olup, bu haliyle dava konusu anılan madde hükmünde hukuka aykırılık
görülmemiştir.
Davacı tarafından, adli ve idari soruşturmanın kasıtlı olarak yaptırılması
yoluyla, ilgililerin başvuru hakkının engellenebileceği ileri sürülmekte ise de;
soruşturma sonucu yöneticilikten alma işlemlerinin yargı denetimine tabi olması
karşısında olası münferit ve yanlış uygulamalar, herkese eşit olarak uygulanan
soyut, genel ve objektif bir düzenlemenin iptalini gerektirmeyeceğinden bu
iddiaya itibar edilmemiştir.
Yönetmeliğin 12 ncî maddesinde yer alan, "(C) tipi eğitim kurumu müdürü
olarak atanacakların eğitim kurumu yöneticiliklerinde en az bir yıl görev yapmış
olmaları, (B) tipi eğitim kurumu müdürü olarak atanacakların eğitim kurumu
yöneticiliklerinde en az iki yıl görev yapmış olmaları ve (A) tipi eğitim kurumu
müdürü olarak atanacakların eğitim kurumu yöneticiliklerinde en az üç yıl görev
yapmış olmaları kaydıyla, boş bulunan eğitim kurumu müdürlüklerine atanmak
isteyenlerden bu Yönetmelikte öngörülen genel şartları taşıyanlar, valiliklerce
yapılacak duyuru üzerine Ek-1'deki Yöneticilik İstek Formu ile en fazla beş
eğitim kurumu tercih etmek suretiyle valiliklere başvuruda bulunurlar.
(2) Başvuruda bulunan adayların değerlendirmeleri Ek-2'deki Yönetici
Değerlendirme Formu üzerinden yapılır.
(3) Yapılan değerlendirme sonucunda adayların atamaları, tercihleri
doğrultusunda puan üstünlüğü esasına göre yapılır" hükmünün iptali istemine
gelince;
iptali istenilen madde hükmü ile müdürlük görevine atanmada, atanacağı okul
tipine göre idarecilik deneyim süresinin farklılaştırılmasında ve Yönetici
Değerlendirme Formu esas alınarak yapılacak puanlamaya göre belirlenen
sıralamanın esas alınmasında, eşitlik ve kamu yararı ilkesi ile hizmet
gereklerine aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan 2577 sayılı Yasanın 2 nci maddesi uyarınca yargı denetimi hukuka
uygunluk denetimi ile sınırlı olup, yargı yerlerince idari işlem niteliğinde
karar verilmesi mümkün değildir.
Bu
itibarla, müdürlük görevine atamada, müdür yardımcılığında geçirilmesi gereken
süreler yönünden eşitlik ve kamu yararı ilkelerine aykırılık olmaksızın,
idarenin takdir yetkisini ortadan kaldıracak bir gerekçeyle karar verilmeyeceği
açık olduğundan, davacının belirlenen sürelerin yetersiz olduğu
yolundaki iddiasına itibar etmek mümkün değildir.
Geçici 2 nci maddesinin 1 inci fıkrasında yer alan "sınavların geçerlik
süresi ile sınırlı olmak kaydıyla" ibaresinin iptali istemine gelince;
Dava konusu düzenlemeden önce yürürlükte bulunan Yönetmelikte öngörülen sınav
şartını yerine getirerek Yöneticilik görevine hak kazananların haklarının,
hakkın kazanılmasının dayanağı olan düzenlemede yer alan geçerlik süresi ile
sınırlı olarak korunmasında, hukuki güvenlik ve idari istikrar ilkesine
aykırılık bulunmamaktadır.
Ek-2 Yönetici Değerlendirme Formu'nun iptali istemine gelince:
İdare, eğitim kurumu yöneticisi olacakların tespitinde, ilgililerin bilgi
düzeyini belirleme aracı olan yazılı sınav usulünü kullanabileceği gibi,
yöneticilik vasıflarını ölçme ve değerlendirmeye ve bu vasıfları açığa çıkarmaya
elverişli farklı araçlar geliştirme konusunda takdir yetkisine sahiptir.
İdarelerin ölçme ve değerlendirmede kullandıkları araçların, bir davaya konu
olması durumunda yapılacak hukuki denetimi sırasında bu takdir yetkisinin,
tercih edilen araç veya araçların ölçme ve değerlendirme tekniğine uygun bulunup
bulunmadığı, yöneticide bulunması gereken vasıfları açığa çıkarmaya elverişli
olup olmadığı, ölçmede kullanılan ölçütlere yüklenilen önemin, ölçme amacıyla
bağdaşıp bağdaşmadığı, kayırmacılığa veya bireyler arasında eşitsizliğe yol
açabilecek hususlar içerip içermediği, noktaları yönünden denetlenebileceğinde
duraksama bulunmamaktadır.
Dava konusu Yönetmeliğe Ek-2 "Yönetici Değerlendirme Formu", yukarıda sıralanan
hususlar yönünden değerlendirildiğinde;
Öncelikle, Yönetici Değerlendirme Formu ana başlıkları itibarıyla ele
alındığında, eğitim kurumu yöneticisi adayı, görmüş olduğu eğitimin, aldığı
ödüller, sicil notları ve cezaların, kazandığı unvanlar ile yöneticilikte ve
meslekte geçirdiği sürelerin ölçmeye esas alınmasında, ölçmede seçilen aracın
ölçme ve değerlendirme tekniğine uygunluğu ve ölçülmek istenen vasıfları açığa
çıkarmaya elverişli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Anılan Form'un; ölçmede kullanılan kıstaslara yüklenen önemin,
ölçme amacıyla bağdaşıp bağdaşmadığı, kayırmacılığa veya bireyler arasında
eşitsizliğe yol açabilecek hususları içerip içermediği yönünden
değerlendirilmesine gelince;
Dava konusu Form'un, "Ödüller, Sicil, Ceza" bölümünde yer alan "her
teşekkür belgesi için (3) puan" ibaresi ile puanlamaya tabi tutulan teşekkür
belgesinin gerçek anlamda hak edilmiş bir belge niteliğinde olduğuna güvence
olma anlamında; bu kısmın, belgeyi verecek amir yönünden, takdir belgesinde
olduğu gibi sınırlandırılması gerekirken, kayırma amacıyla istismar
edilmesini kolaylaştırıcı biçimde kapsamının genişletilmesinde hukuka uygunluk
görülmemiştir.
Aynı Form'un "Yöneticilik Hizmetleri" bölümünde vekaleten ve
görevlendirme şeklinde geçirilen sürelere yüklenen puan değerleri ile,
asaleten yöneticilikte, geçen sürelere yüklenen puan değerleri arasındaki cüzi
fark; vekalet veya görevlendirme müessesini, müdürlük görevine ilk defa atamada
veya yöneticilik görev yerinin değiştirilmesinde, yeterli yöneticilik hizmeti
puanına sahip olmayan kişileri, diğerlerinin önüne geçirecek biçimde ve bu tür
atamaları özendirecek anlamda kullanmaya elverişli kıldığından; vekaleten
ve görevlendirme biçiminde atananlar ile asaleten atananlar arasındaki bu
puan farkının makul seviyede tutulmamış olması nedeniyle hukuka
uygunluğundan söz etmek imkansızdır.
Yönetici Değerlendirme Form'unun öğretmenlikte geçen sürelerin her bir yılı için
(0,1) puan öngörülmesine gelince;
Yönetici belirlemede mesleki deneyim ve kıdem tek başına belirleyici unsur
olmamakla birlikte kıdeme yüklenen puan değeri Form'un diğer kalemlerinde yer
alan ölçütlerle kıyaslandığında, davalı idarenin mesleki deneyimi ihmal
edilebilir bir ölçüte indirgediği anlaşılmaktadır. Form'da yer alan kalemler
bir arada ele alındığında, 30 yıllık mesleki deneyimle elde edilen puanın,
bir teşekkür belgesine verilen puana karşılık gelmesi de; ölçme ve
değerlendirmenin amacına uygun düzenleme yapılmadığını doğrulamaktadır.
İptali ve yürütmenin durdurulması istenilen Form'da bu haliyle yukarıda
belirtilen hususlar yönünden hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 24.4.2008 günlü, 26856 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan
Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumlan Yöneticileri Yönetrneliği'nin 11 inci
maddesinin 1 inci fıkrasının (ç) bendi, 12 nci maddesi, Geçici 2 ncî maddesinin
1 inci fıkrasında yer alan "sınavların geçerlik süresi iie sınırlı olmak
kaydıyla" ibaresi yönünden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 4001
sayılı Kanunla değişik 27 inci maddesinin 2. fıkrasında öngörülen koşullar
gerçekleşmemiş olduğundan yürütmenin durdurulması isteminin reddine, Ek-2
Yönetici Değerlendirme Formu yönünden ise, anılan Kanun'da öngörülen koşulların
gerçekleşmiş olması nedeniyle yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne
21.7.2008 tarihinde, oybirliğiyle karar verildi.