Davacının
maliki olduğu taşınmazda bulunan ruhsatsız yapının imar planında kamu
kullanımına ait yeşil alanda kaldığından bahisle, 775 sayılı gecekondu kanununun
18. Maddesi uyarınca yıkılmasında idarenin hizmet kusuru bulunduğu, davacının
işgalci olarak kabul edilemeyeceği; olayda, 3194 sayılı imar kanununun 32.
Maddesinin işletilebileceği, bu anlamda davacının zararının tazmininin
gerekeceği, ancak tazminata hükmedilirken yapının ruhsatsız oluşunun da dikkate
alınması gerektiği hk.
(Danıştay
Altıncı Dairesi’nin 04/03/2009 tarih ve E:2008/8715, K:2009/2077 sayılı kararı.)
KARAR METNİ
Davacının
maliki olduğu taşınmazda bulunan ruhsatsız yapının imar planında kamu
kullanımına ait yeşil alanda kaldığından bahisle, 775 sayılı gecekondu kanununun
18. Maddesi uyarınca yıkılmasında idarenin hizmet kusuru bulunduğu, davacının
işgalci olarak kabul edilemeyeceği; olayda, 3194 sayılı imar kanununun 32.
Maddesinin işletilebileceği, bu anlamda davacının zararının tazmininin
gerekeceği, ancak tazminata hükmedilirken yapının ruhsatsız oluşunun da dikkate
alınması gerektiği hk.
Temyiz İsteminde Bulunan : ... A.Ş.
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf : Küçükçekmece Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 24.12.2007 günlü,
E:2006/1522, K:2007/2780 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri
sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi ….'ın Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile
mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …'ın Düşüncesi :
İstanbul İli, Küçükçekmece İlçesi, İkitelli, Çınar Mevkii, ... ada, ... parsel
sayılı taşınmazda yer alan yapıların imar planında kamuya ait yeşil alanda
kaldığından bahisle 775 sayılı kanun uyarınca yıkılması sonucunda oluşan zararın
tazmini istemiyle açılan davanın reddi yolundaki İdare mahkemesi kararını davacı
temyiz etmektedir.
Dosyanın
incelenmesinden, İdare Mahkemesince; uyuşmazlık konusu taşınmaz ile kadastral
yol arasında bulunan kamuya ait yeşil alana tecavüz edilerek işgal edildiği,
yapıların ruhsat ve yapı kullanma izinlerinin bulunmadığı, idarece söz konusu
işgalin sona erdirilmesi amacıyla 775 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca işlem
tesis edildiği, oluşan zararın meydana gelmesinde hizmet kusuru bulunmadığı
gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, yıkılan yapıların davacının
maliki olduğu taşınmaz üzerinde yer aldığı, imar planında yeşil alan olarak
ayrılmış olsa da taşınmazın kamulaştırıldığına ilişkin herhangi bir işlemin
bulunmadığı, ayrıca taşınmazın bulunduğu bölgede yapılan parselasyon işleminin
İstanbul 6. idare mahkemesinin 10.10.2003 günlü, E:2002/611, K:2003/1189 sayılı
kararıyla iptal edilldiği, imar planında söz konusu yapıların tamamının yeşil
alan sınırları içerisinde bulunmadığı anlaşılmakta olup, bu haliyle davacının
maliki olduğu taşınmaz üzerinde bulunan yapılar nedeniyle işgalci olarak kabul
edilemeyeceğinden 775 sayılı Kanunun uygulama şartlarının oluşmaması karşısında
775 sayılı Kanunun uyarınca yıkılması sonucu oluşan zararda idarenin hizmet
kusurunun bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan
nedenlerle, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi, kararının bozulmasına karar
verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK
MİLLETİ ADINA
Karar veren
Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve
dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava,
İstanbul İli, Küçükçekmece İlçesi, İkitelli, Çınar Mevkii, ... ada, ... parsel
sayılı taşınmazda yer alan binaların herhangi bir bildirimde bulunulmaksızın
hukuka aykırı şekilde yıkıldığından bahisle maddi ve manevi tazminat istemiyle
açılmış, İdare Mahkemesince; dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu
taşınmaz ile kadastral yol arasında bulunan kamuya ait yeşil alana tecavüz
edilerek işgal edildiğinin belirlendiği, yapıların ruhsat ve yapı kullanma
izinlerinin bulunmadığı, idarece söz konusu işgalin sona erdirilmesi amacıyla
775 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca işlem tesis edildiği, oluşan zararın
meydana gelmesinde hizmet kusuru bulunmadığı, dolayısıyla idarenin tazmin
sorumluluğundan bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,
bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
775 sayılı
Gecekondu Kanunu'nun 18. maddesinde "Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
sonra, belediye sınırları içinde veya dışında, belediyelere, Hazineye, özel
idarelere, katma bütçeli dairelere ait arazi ve arsalarda veya Devletin hüküm ve
tasarrufu altında bulunan yerlerde yapılacak, daimi veya geçici bütün izinsiz
yapılar, inşa sırasında olsun veya iskan edilmiş bulunsun, hiçbir karar
alınmasına lüzum kalmaksızın, belediye veya Devlet zabıtası tarafından derhal
yıktırılır.
Yıkım sırasında lüzum hasıl olduğunda, belediyeler ilgili mülkiye amirlerine
başvurarak yardım istiyebilirler. Mülkiye amirleri, Devlet zabıtası ve
imkanlarından faydalanmak suretiyle, izinsiz yapıların yıkım konusunda
yükümlüdürler.
Özel
kişilere veya bu maddenin 1 inci fıkrasında sözü geçenler dışındaki tüzel
kişilere ait arazi ve arsalar üzerinde yapılacak izinsiz yapılar hakkında, arsa
sahiplerinin yazılı müracaatları üzerine ve mülkiyet durumlarını tevsik etmeleri
şartiyle bu madde hükümleri, aksi halde genel hükümler ve 3194 sayılı İmar
Kanunu* hükümleri uygulanır." hükmü yer almaktadır.
3194 sayılı
İmar Kanunu'nun 32. maddesinde ise "Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan
yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve
eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce (...)
tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine,
belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı
mühürlenerek inşaat derhal durdurulur.
Durdurma,
yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş
sayılır. Bu tebligatın bir nüshası da muhtara bırakılır.
Bu tarihten
itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek
veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister.
Ruhsata
aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve
yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya
valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir.
Aksi
takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina,
belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya
valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir. " hükmüne yer
verilmiştir.
Dosyanın
incelenmesinden, davacıya ait yapıların imar planında kamuya ait yeşil alanda
kaldığından bahisle 775 sayılı kanun uyarınca yıkılması sonucunda oluşan zararın
tazmini istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı, ancak söz konusu yapıların
davacının maliki olduğu taşınmaz üzerinde yer aldığı, imar planında yeşil alan
olarak ayrılmış olsa da taşınmazın imar planındaki amacı doğrultusunda
kamulaştırıldığına ilişkin herhangi bir işlemin bulunmadığı, diğer taraftan
taşınmazın bulunduğu bölgede yapılan parselasyon işleminin İstanbul 6. idare
mahkemesinin 10.10.2003 günlü, E:2002/611, K:2003/1189 sayılı kararıyla kapanan
kadastral yollardan belediye adına hisse oluşturulduğu, düzenleme ortaklık payı
oranının belirlenmesinde kamuya ayrılan yerler miktarından düşülmediği
gerekçesiyle iptaline karar verildiği, anılan kararın Dairemizin 04.4.2006
günlü, E:2004/2086, K:2006/1568 sayılı kararıyla onandığı, söz konusu
parselasyonun iptal edilmesi sonucunda davacıya kadastral parseline karşılık
olarak farklı bir alandan tahsis yapılmasının da mümkün olmadığı, bu anlamda
anılan yapıların davacının maliki olduğu taşınmaz üzerinde bulunduğu
anlaşılmaktadır.
Olayda,
uyuşmazlık konusu yapıların davacıya ait taşınmaz üzerinde yer alması karşısında
davacının işgalci olarak kabul edilemeyeceği, imar planında yeşil alan
kulllanımına ayrılmış olmasına rağmen taşınmazın öncelikle yapılacak
kamulaştırma veya parselasyon uygulamalarıyla kamuya kazandırılması gerektiği,
kaldı ki yıkıldığı ifade edilen yapıların dosyadaki plan örneği uyarınca
tamamının yeşil alan sınırları içerisinde bulunmadığı, bu itibarla mevcut durumu
itibariyle davacıya ait yapılara yönelik olarak 775 sayılı Kanunun uygulama
şartlarının oluşmadığı, söz konusu ruhsatsız yapılar nedeniyle 3194 sayılı İmar
Kanunu hükümlerinin uygulanabileceği, bu husus gözetilmeden tesis edilen işlem
sonucu oluşan zararda idarenin hizmet kusurunun bulunduğu açıktır.
Bu durumda,
idare mahkemesince, davacıya ait yıkıldığı belirtilen yapıların bulunduğu alanın
imar planında hangi fonksiyona ayrıldığının belirlenmesi, davalı idarece,
davacıya ait taşınmazda yer alan ruhsatsız yapılar nedeniyle 775 sayılı Kanunun
uygulanması sonucu oluşan zararda idarenin hizmet kusurunun bulunduğu, ayrıca
yapıların ruhsatsız olduğu hususu da gözönünde bulundurulmak suretiyle gerekirse
bilirkişi incelemesi yaptırılarak tazminine karar verilmesi gerekirken, aksi
yönde verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan
nedenlerle, İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 24.12.2007 günlü, E:2006/1522,
K:2007/2780 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye
gönderilmesine 04.3.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi. (DAN-DER; SAYI :
122)
Danıştay Altıncı Dairesi’nin 04/03/2009 tarih ve E:2008/8715, K:2009/2077
sayılı kararı.
Not:
Bu durumda,
idare mahkemesince, davacıya ait yıkıldığı belirtilen yapıların bulunduğu alanın
imar planında hangi fonksiyona ayrıldığının belirlenmesi, davalı idarece,
davacıya ait taşınmazda yer alan ruhsatsız yapılar nedeniyle 775 sayılı Kanunun
uygulanması sonucu oluşan zararda idarenin hizmet kusurunun bulunduğu, ayrıca
yapıların ruhsatsız olduğu hususu da gözönünde bulundurulmak suretiyle gerekirse
bilirkişi incelemesi yaptırılarak tazminine karar verilmesi gerekirken, aksi
yönde verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
|
|
|
Ortalama Puan: 3 Toplam Oy: 2
|
|
|
|