Anaya Mahkemesi Kararı
ışığında
YOLDAN İHDASEN OLUŞAN TAŞINMAZLAR HAKKINDA YORUM
1-
Öncelikle bu dava iki idare arasındadır. Yani taraflardan
biri birey değildir. Bir taraf özel idare diğir taraf ise belediyedir.
2-
2644 sayılı Tapu Kanununun 21. maddesinde yer alan “Köy ve
belediye sınırları içinde kapanmış yollarla yol fazlaları köy veya belediye
namına tescil olunur.” hükmüne rağmen Danıştay içtihadı bu tür alanların imar
uygulamasına konu edilirken DOP hesabına ilave edilmesi şeklinde idi. Danıştay
ilk tescile aykırı değildir. Danıştay açısından değişen bir şey bulunmamaktadır.
Ancak imar uygulaması sırasında öncelikle yol ihtiyacının bu tür alanlardan
karşılanması sonra vatandaşlardan kesilmesi yönünde idi.
1-
Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesi bağlayıcı değildir.
Öyleyse bu kararın da gerekçesi belediyeleri ve Danıştay’ı bağlayıcı değildir.
Zaten kanun metni ilk tescil sırasında da uygulanmaktadır.
2-
Ancak, Danıştay da anılan kararın son paragrafındaki
düşüncelere sahip olması halinde ise belediyelerin imar uygulaması yapma hevesi
artacaktır. Çünkü imar uygulamasında bir getiri olacaktır. Özellikle kentsel
dönüşüm vasıtasıyla parselasyonlarda artış görülebilir.
3-
Örneğin; A ve B parselleri inceleyelim. A parseli yoldan
ihdas edilen alandır. B parseli ise vatandaşın özel mülkiyetindeki mülkiyettir.
A ve B ayna yerde bulunan iki taşınmaz olsun. Belediye imar uygulaması sırasında
yoldan ihdasen oluşan A parseli belediye adına yazarken, aynı miktar kadar
taşınmazı vatandaşın mülkiyetinden alarak yola verecek. İşte Danıştay’ın bu
aşamadaki görüşü önce yoldan ihdasen oluşan alanı yola katmalı, sonra yetmez ise
vatandaşın elindeki taşınmazlardan eşit oranda alabilirsin. Elbette 3194
sayılı İmar kanunu’nun 18. maddesinde bu yönde bir kural bulunmamaktadır. Bu
karar içtihatla oluştur.Ancak yoldan ihdasen oluşan alanlar imar uygulaması
yapılıncaya kadar satılmış olabilir. Böyle bir durumda bu tür yoldan ihdas
alanlarının DOP hesabına katılması düşünülemez.
A
Parsel
(Yoldan ihdas)
500
m2
|
B
Parsel
Vatandaş
arsası
500
m2
|
6-
Anayasa Mahkemesi kararı geçmiş uygulara etkisi olabilir mi? Gerçekten bu husus
önemlidir. Bundan sonraki imar uygulamalarına etki etmesi mümkündür. Ancak
geçmişteki uygulamalara etkili olması mümkün değildir. Bununla birlikte uygulama
geçmişte yapılmış olmakla beraber halen devam eden davaları etkilemesi söz
konusu olabilir. Tabi aynı konuda Danıştay’ın vereceği yeni kararlar önem
kazanmaktadır.
Anayasa
Mahkemesi kararına göre; Özel Mülkiyetteki Taşınmazların Yol Yapılmasında
Başvurulacak Temel Usullerdir.
1-
Kamulaştırma,
2-
Düzenleme ortaklık payı ayrılması,
3-
Malikin rızasıyla yola terk etmesi
4-
Peki, bu
şekilde kamuya geçen taşınmazlar tekrar imar planı değişikliği ile imara açık
hale gelirse bu aşamada tekrar vatandaş açısından bir hak doğar mı?