I- OLAY
İmar
Kanunu’nun 18. maddesinin uygulanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan
davanın incelemesi sırasında, 18. madde uygulaması ile kapanan yol parçalarının
davalı Belediye adına tescil edilmesi nedeniyle kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu
kanaatine varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ
İtiraz
Başvurusunun
Gerekçe
Bölümü Şöyledir:
“Dava, davacı
Bolu İl Özel İdaresi tarafından Bolu ili, Merkez ilçe, Tabaklar Mahallesi 4
pafta, 424 ada, 95 parseldeki taşınmazın bulunduğu alanda 3194 sayılı Yasa’nın
18. madde uygulaması yapılmasına ilişkin belediye encümen kararına yapılan
itirazın reddine dair 22.01.2010 gün ve 2010/86 sayılı Encümen kararının;
taşınmazlarında değer kaybı olduğu, bu alana idarelerince yapılmak istenen
yatırımın engellendiği ve taşınmazın yola bakan kısmının belediye tarafından
mülk edinildiği, kamu yararı bulunmadığı ileri sürülerek iptali istemiyle Bolu
Belediye Başkanlığı’na karşı açılmıştır.
Davalı
idarece, dava konusu edilen işlemde 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesini
uygulaması amacının kamu yararı olduğu, yapılan düzenleme sonucu oluşan yeni
parsellerin mümkün olduğunca ana taşınmaza yakın parsellerden verilmeye
çalışıldığı, uygulamanın kesinleştirilerek tescil işlemlerinin tamamlandığı,
düzenlemeye giren taşınmazlardan yoldan ihdas yoluyla elde edilen taşınmazların
dayanağının 2644 sayılı Tapu Kanununun 21. maddesinde yer alan “Köy ve belediye
sınırları içinde kapanmış yollarla yol fazlaları köy veya belediye namına tescil
olunur.” hükmü olduğu, bu nedenlerle tesis edilen işlemde hukuka aykırılık
bulunmadığı ve davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
Anayasa’nın
2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan
haklarına saygı gösteren, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren her alanda
adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı
durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan,
Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayıp yargı denetimine açık
olan, yasaların üstünde yasakoyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri ve
Anayasa bulunduğu bilincinde olan devlettir.
Anayasa’nın
35. maddesinde ise; “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar,
ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının
kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” hükmüne yer verilmiştir.
Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesine ek 1 nolu Protokol’ün “Mülkiyetin Korunması” başlıklı 1.
maddesinde; “Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı
gösterilmesini isteme hakkı vardır. Bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve
yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak
mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir.” şeklindeki hükümle mülkiyet hakkı
Sözleşmenin koruma şemsiyesi altına alınmış, kapsam ve sınırları belirlenmiştir.
2644 sayılı
Tapu Kanununun 21. maddesinde; “Köy ve belediye sınırları içinde kapanmış
yollarla yol fazlaları köy veya belediye namına tescil olunur.” hükmü yer
almaktadır.
Bilindiği
üzere kamunun kullanımındaki yollar; kadimden beri kullanıla gelen, nasıl ve ne
zaman oluştuğu bilinmeyen yollar olabildiği gibi, kişilerin özel mülkiyetindeki
taşınmazların bir kısmının rızaen yola terk edilmesi sonucu da oluşabilmektedir.
Bu yollar, kamunun kullanımında olması nedeniyle kadastro çalışmaları sırasında
özel mülkiyete konu
edilmeyerek tescil dışı
bırakılmaktadır.
Kamunun
kullanımındaki yolların herhangi bir idari tasarrufla kapatılması sonucu elde
edilen taşınmazların Tapu Kanununun 21. maddesi uyarınca belediyeler veya köyler
adına tescil edilmesiyle; kadimden bu yana yol olarak kullanılan veya kişilerin
özel mülkiyet haklarından feragat ederek kamunun kullanımına bıraktıkları
alanlar, idari bir tasarrufla idarenin özel mülkiyeti haline getirilmektedir. Bu
taşınmazların, üçüncü kişilere satışı da dahil her türlü hukuki işleme konu
edilmesi de mümkün olabilmektedir. Oysa ki, mülkiyet hakkından vazgeçilerek
kamunun kullanımına bırakılan alanların, idari bir tasarrufla belediye veya
köylerin özel mülkiyetine dönüştürülmesi Anayasanın 35. maddesine aykırı olduğu
gibi Anayasamızın 2. maddesinde ifade edilen amacın gerçekleştirilmesine de
hizmet etmemektedir.
Öte yandan,
köy ve belediye sınırları içinde kapanmış yollarla yol fazlalarının köy veya
belediye namına tescil edilmesi söz konusu olabilecekse, bu taşınmazların ancak
yeniden kamunun kullanımına açılacak şekilde düzenlenmesi ve tescilin bu amaçla
sınırlandırılması, özel mülkiyet haline dönüştürülmesinin engellenmesi
gerekmektedir.
Açıklanan
nedenlerle bir davaya bakmakta olan mahkemenin, o dava sebebiyle uygulanacak bir
Yasanın Anayasaya aykırı olduğu kanısına götüren görüşünü açıklayan kararı ile
Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiğini düzenleyen 2949 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 28. maddesi
gereğince 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 21. maddesinin Anayasa’nın 2. ve 35.
maddelerine aykırı olduğu kanısına ulaşılması nedeniyle re’sen Anayasa
Mahkemesine başvurulmasına ve Anayasa Mahkemesince verilecek olan kararın
gecikmesi halinde hem yargısal hem de kişisel bazda giderilmesi güç veya
olanaksız zararlar doğabileceği göz önünde bulundurularak esas hakkında karar
verilinceye kadar itiraz konusu kuralın yürürlüğünün durdurulmasına karar
verilmesinin istenilmesine, dosyada bulunan konuyla ilgili belgelerin onaylı
birer örneğinin Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilmesine, 17/01/2011
tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı
22.12.1934 günlü, 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun itiraz konusu
21. maddesi şöyledir;
“Köy ve belediye sınırları içinde kapanmış yollarla yol
fazlaları köy veya belediye namına tescil olunur.”
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararında Anayasa’nın 2. ve 35. maddelerine
dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa
Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi gereğince, 10.3.2011 gününde yapılan ilk
inceleme toplantısında;
1-
7.5.2010 günlü, 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun uyarınca, 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ile ilgili gerekli düzenlemeler
yapılmadan, Mahkeme’nin çalışıp çalışamayacağına ilişkin ön meselenin
incelenmesi sonucunda; Mahkeme’nin çalışmasına bir engel bulunmadığına, Fulya
KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Fettah OTO, Zehra Ayla PERKTAŞ ile Celal Mümtaz
AKINCI’nın, gerekçesi 2010/68 esas sayılı dosyada belirtilen karşıoyları ve
OYÇOKLUĞUYLA,
2- Dosyada eksiklik bulunmadığından işin
esasının incelenmesine OYBİRLİĞİYLE,
karar
verilmiştir.
V- YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİ
22.12.1934
günlü, 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 21. maddesine ilişkin yürürlüğün durdurulması
isteminin, koşulları oluşmadığından REDDİNE 10.3.2011 gününde OYBİRLİĞİYLE karar
verilmiştir.
VI- ESASIN
İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz
konusu kural, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer
yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Başvuru kararında kamunun kullanımındaki yolların kadimden
beri kullanılagelen, nasıl ve ne zaman oluştuğu bilinmeyen yollar olabildiği
gibi, kişilerin özel mülkiyetindeki taşınmazların bir kısmının rızaen yola terk
edilmesi sonucu da oluşabildiği belirtilerek, kamunun kullanımındaki yolların
herhangi bir idari tasarrufla kapatılması sonucu elde edilen taşınmazların
itiraz konusu kural gereğince belediye ya da köyler adına tescil edildiği, bu
taşınmazların kaynağına bakılmaksızın idarenin özel mülkiyeti haline geldiği,
idarenin bu taşınmazları satabildiği vurgulanarak, özellikle bireyler tarafından
rızaen yola terk edilen taşınmazların bu şekilde bir idari tasarrufla idarenin
özel malı haline getirilmesinin Anayasa’nın 2. ve 35. maddelerine aykırı olduğu
ileri sürülmüştür.
2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 21. maddesi köy ve belediye
sınırları içinde kapanmış yollarla yol fazlalarının köy veya belediye namına
tescil olunmasını öngörmektedir. Bu hüküm gereğince plan değişikliği ya da
benzeri nedenlerle bir yolun kapanması ya da bazı bölümlerinin yol olmaktan
çıkarılması durumunda bu şekilde açığa çıkan taşınmazların belediye ya da köy
sınırları içinde bulunması halinde bu tüzelkişilikler adına tescil edilmesi
gerekmektedir.
Anayasa’nın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesi,
keyfi yönetimin karşıtı olarak devletin hukuka bağlılığını ifade eder. Buna göre
devlet yetkisi kullanan tüm organların eylem ve işlemlerinin hukuka uygun
olması, işlemlerin hukuka uygunluğunun yargısal yollarla denetlenebilmesi ve
devletin tüm faaliyetlerinde bireylerin temel hak ve özgürlüklerine saygı
göstermesi gerekir.
Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet
hakkı birey özgürlüğü ile doğrudan ilgili olup, bireye emeğinin karşılığına
sahip olma ve geleceğe yönelik planlar yapma olanağı tanıyan temel bir haktır.
Devlet mülkiyet hakkına ancak kamu yararı amacıyla ve kanuna uygun olarak
müdahale edebilir.
Hukukumuzda, yollar kamu yararına tahsis edilmiş orta malı
niteliğinde olup kamu mallarının tâbi olduğu hukuki rejime bağlıdırlar. Yollar
zamanaşımı yoluyla kazanılamazlar, haczedilemezler ve yolların tapu siciline
kaydı gerekmez. Sadece ölçümü yapılarak haritalarında gösterilmekle yetinilir.
Yollar zaman içinde gelişen ihtiyaçlara bağlı olarak imar
planlarında değişiklik yapılması suretiyle kapatılabileceği gibi bazı yol
parçalarının açığa çıkması da ihtimal dâhilindedir. Kapanan ya da açığa çıkan
yol veya yol parçaları kamu malı niteliğini kaybederek idarenin özel malı haline
geleceğinden kamu mallarına ilişkin koruma ortadan kalkar. Bu nedenle itiraz
konusu kural böylece açığa çıkan taşınmazların tapu sicilinin sağladığı
güvenceden yararlanabilmesi için tapu siciline tescilini öngörmektedir. İdare
yeni bir kararla bu taşınmazları kamu yararına tahsis ederek kamu malına da
dönüştürebilir. Aynı şekilde İmar Kanunu’nun 18. maddesi gereği parsellerin
yeniden düzenlenmesinde eski yol parçalarını özel kişilerin arsaları ile
birleştirebilir. Eğer yeniden kamu yararına tahsis edilmezse, idare özel hukuk
rejimi çerçevesinde bu mallara tasarruf eder, gerekirse satabilir.
Kamu mallarının ve idarenin özel mallarının tabi olduğu
hukuki rejim mevzuatımızda ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. İdarenin keyfi
uygulamalara sapması halinde buna karşı adli ve idari yargıda dava açma yolları
açıktır. Bu nedenle itiraz konusu kuralın keyfiliğe yol açacak bir düzenleme
olduğu söylenemez.
Diğer taraftan kamu malları devletin mülkiyeti altındadır.
İtiraz yoluna başvuran mahkeme her ne kadar yolların kaynağı itibariyle özel
mülkiyet konusu taşınmaz olma ihtimalini dikkate alarak malik tarafından rızaen
yola terk edilen alanların idarenin bir kararı ile yol olmaktan çıkarılarak
idarenin özel malı haline getirilmesinin Anayasanın 35. maddesine aykırılık
oluşturduğunu ileri sürmüşse de, yollar kaynağı itibariyle özel mülkiyetteki
taşınmazlara dayansa bile bunlar çeşitli usullerle kamu malı haline getirilmiş
olabilirler. Kamulaştırma, düzenleme ortaklık payı ayrılması gibi usuller özel
mülkiyetteki taşınmazların yol yapılmasında başvurulacak temel usullerdir. Bu
hallerde malik taşınmazın karşılığını ya kamulaştırma bedeli, tazminat ya da
geri kalan taşınmazlarının değer artışı yoluyla elde etmiş ve taşınmazın
mülkiyeti kamuya geçmiştir. Malikin rızasıyla yola terk etmesi de kaynaklardan
birisi olmakla birlikte bu durumda bir bağışlama söz konusu olup hukukumuzda
bağışlamanın şarta bağlı olarak yapılması mümkündür. Eğer malik bağışladığı
taşınmazın yol dışında başka bir amaç için kullanılmasını istemiyorsa şarta
bağlı bağışlama yapma imkânına sahiptir. Bu yönüyle itiraz konusu kuralın
mülkiyet hakkına müdahale teşkil ettiği söylenemez.
Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’ya aykırı değildir. İptal
isteminin reddi gerekir.
VII- SONUÇ
22.12.1934 günlü, 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 21. maddesinin
Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, 12.1.2012 gününde OYBİRLİĞİYLE
karar verildi.
Başkanvekili
Serruh
KALELİ |
Başkanvekili
Alparslan ALTAN |
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU |
Üye
Mehmet
ERTEN |
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR |
Üye
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT |
Üye
Zehra
Ayla PERKTAŞ |
Üye
Recep
KÖMÜRCÜ |
Üye
Burhan
ÜSTÜN |
Üye
Engin
YILDIRIM |
Üye
Nuri
NECİPOĞLU |
Üye
Hicabi
DURSUN |
Üye
Celal
Mümtaz AKINCI |
Üye
Erdal
TERCAN |