imar

İmar Hukukçusundan Güncel Makaleler (imar)

imar hukuku (imar planları, arazi ve arsa düzenlemesi, kaçak yapı para cezası, inşaat ruhsatı vb.)dava dilekçe örnekleri

Tasnif edilmiş Danıştay Altıncı Dairesi İçtihatları

Danıştay imar ve imar hukuku içtihatları

imar hukuku ile ilgili terimler ve tanımlar


İmar Hukukçusu. Toki'den Ucuz Konut Satışı Devam Ediyor

+Hatalı ödemelerin geri alınması

+
18 uygulaması,

+
Danıştay içtihadı birleştirme kurulu kararı yargı kararının yerine getirilmemesi

+
Belediyelerin internet adresleri (web)

+
Görev tazminatı ile ilgili haberler

+
Konut finansmanı sistemine ilişkin çeşitli kanunlarda değişiklik yapılması hakkı

+
Toki'nin satılık evlerine yoğun talep var.

+
18. Madde uygulamasında hukuka aykırılık nedenleri imarhukukcusu cafer ergen

+Eski Haberler

+
2577 sayılı İYUK 7. Madde ile ilgili Danıştay İçtihatları

+657 sayılı Yasa uyarınca verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu

+Radyoloji personelinin çalışma (mesai) saatleri

+
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu kapsamında Sayıştay Genel Kurulunun 14.6.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararı.

· ANAYASA MAHKEMESİNİN "YÜRÜRLÜ?Ü DURDURMA" KARARLARI

· ANAYASA MAHKEMESİNE İPTAL İSTEMİYLE YAPILAN BA?VURULAR ÜZERİNE VERİLEN KARARLAR

· İmar Hukuku Terimleri Sözlüğü

· idare hukukcusu (idare hukuku)

idari yargı
İdari yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak yürütmeyi durdurma istekli iptal ve tam yargı dava dilekçesi örneğini görmek için buraya tıklayınız.

İmar

Tüm içeriği görmek için tıklayınız

İdare Hukuku

İDARE HUKUKU

imarhukukcusu.com tüm haberler

imar, Eski Haberler
21.09.12
· İmarda kısıtlılık sorunu sona eriyor (5 Yıl ile sınırlandırıldı)
16.09.12
· imar planları ve imar uygulamaları nedeniyle ücret
08.09.12
· Tazminat davasının süreaşımı nedeniyle reddi halinde maktu avukatlık ücreti
· İlan edilmeksizin uygulamaya konulan bir imar planının şekil eksikliği nedeniyle
· Davanın niteliği itibariyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmas
· Özel parselasyon ile belirlenmiş bulunan umumi hizmet alanları
· İmar planı ile notu arasında birbirine aykırı hususların bulunması
· 5 yıllık inşaat ruhsatı süresi içinde yapı kullanma izin belgesi alınmaması hali
12.05.12
· Deprem nedeniyle oluşan zararda belediyenin kusursuz sorumluluğu yoktur
10.05.12
· Tapulu yerdeki yapı ruhsattsız da olsa 32. madde işletilmemişse tazminat gerekir
· Yeşil alan için yapılan bağış da DOP tan düşülür.
14.04.12
· Bam Adli Yargı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkın
· Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
· Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
06.04.12
· Anayasa Mahkemesi’ne Göre 3194/42. Maddesinin Üçüncü Fıkrası (32 md)
· 42. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “…32…” ibaresi
01.04.12
· belediyelerin mimari projelerde meslek odasından ayrıca "proje onay belgesi" ist
· 125 nolu Danıştay Dergisi imar hukuku içtihatları
23.03.12
· Köy yerleşik alanı ve civarında imar yetkisi
· Yoldan İhdasen Oluşan Taşınmazlar Hakkında Yorum
· Anayasa Mahkemesi Kararı (Yoldan İhdas)
11.03.12
· Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı
05.03.12
· Çoğaltılmış Fikir Ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu
14.02.12
· Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı
21.12.11
· Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (21 Aralık 2011-28149)
· İmar Davaları Kitabı Üçüncü Baskı 2011
06.12.11
· İmar hukuku içtihatları (Danıştay Dergisi 124)
23.10.11
· 3194 sayılı Kanunun 5940 sayılı Kanunla değişik 42. maddesi uyarınca para cezası
· 1608 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası verilmesine ve 1 kez yasaklanan faa
· Bedele Dönüştürülen Paya Takdir Edilen Karşılığın Artırılması Davası
· Cedit-Erenler-Topçular-28 Haziran Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı
09.09.11
· Her proje için müellif sicil durum belgesi alınması zorunlu
12.08.11
· Valilik görüşü alınmadığı gerekçesiyle yıkılamayacağı
· İmar planının yürütmesinin durdurulması üzerine yapının mühürlenmesi
· Ticaret alanında akaryakıt istasyonu yapılamaz
· müellif sicil durum belgesi ibraz edilmeden yapı ruhsatında hukuka uyarlık bulun
· Tadilat ruhsatının kat irtifakı sahibi kişilerin imzası, bu kişiler tarafından v
· 2981 sayılı Yasanın 10/b alanında 3194 sayılı Kanunun 18. madde uygulamasında DO
· Mutlak tarım arazileri
01.08.10
· www.idarehukuku.net Türkiye'nin İdare Hukuku - İdari Yargı Bilgilerine hoşgeldin
29.06.10
· Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
17.04.10
· Kaplıca izinlerini artık Valilikler verecek. Bakanlık yetkiyi devretti.
10.04.10
· Yeni imar para cezası hükümleri önceki (Kaçak yapı suçlarına) uygulanmaz.
08.04.10
· 3194/18 uyg. yapılmayan alanda kamulaştırma yapılabilir
03.04.10
· Nazım imar planının yürürlükteki 1/100000 ve 1/50000 ölçekli planlara uygun olma
28.01.10
· İmar planı ve inşaat ruhsatı iptali üzerine tazminat dava açma süresi
· Plan değişikliği isteminin reddi yolundaki işlemin değil doğrudan planın iptalin
· Planlı bir bölgede arazi ve arsa düzenlemesi yapılmadan kamulaştırma yapılması
· Dolgu alanında plan yapılabilmesi
· Binanın hukuken en son bittiği tarih

Eski Haberler

İmar hukuku ile ilgili Kanunlar

+imar kanunu (3194)
+il özel idaresi kanunu (5302)
+belediye kanunu (5393)
+büyükşehir belediyesi kanunu(5216)
+kamulaştırma kanunu (2942)
+kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu (2863)

+yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması hakkında kanun (5366)
+yapı denetimi hakkında kanun (4708)
+gecekondu kanunu (775)
+imar ve gecekondu af kanunu (2981/3290)

İMAR HUKUKU İLE İLGİLİ YÖNETMELİKLER

+belediyeler tip imar yönt.
+imar affı yönetmeliği
+plansız alanlar yönt.
+plan yapım yönt.
+koruma amaçlı im. pln. yönt.
+kıyı kanunu uyg. yönt.
+tarım alanları yönt.
+karayolları kenarlarında..yönt.
+18. madde uygulama yönt.
+plan müellifleri yönt.
+gecekondu yönetmeliği

+imar ile ilgili tüm yönet.

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SA?LIK SİGORTASI KANUNU

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Mevuzatı

idare hukuku (Danıştay) içtihatları

İdare hukuku İçtihatları

idare hukuku, iptal ve tazminat davası

İdari Yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak Yürütmenin Durdurulması istekli iptal ve tazminat dava dilekçe örneği için tıklayınız.

İMAR

imar
içtihatları

Ankara Bölge İdare Mahkemesi

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi
Ankara Bölge İdare Mahkemesi
Konya Bölge İdare Mahkemesi
Aydın Bölge İdare Mahkemesi
Edirne Bölge İdare Mahkemesi
Manisa Bölge İdare Mahkemesi
Ordu Bölge İdare Mahkemesi
Van Bölge İdare Mahkemesi
Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi
Sakarya Bölge İdare Mahkemesi
Samsun Bölge İdare Mahkemesi
Antalya Bölge İdare Mahkemesi
Gaziantep Bölge idare Mahkemesi
Denizli Bölge İdare Mahkemesi
Adana Bölge İdare Mahkemesi
İzmir Bölge İdare Mahkemesi
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi
Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi
Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi
Bursa Bölge İdare Mahkemesi
Malatya Bölge İdare Mahkemesi
Sivas Bölge İdare Mahkemesi
Kayseri Bölge İdare Mahkemesi
Trabzon Bölge İdare Mahkemesi
İdari Yargı (İDARE HUKUKU) Kitapları (Yayınları)
Bölge İdare Mahkemelerinin İnternet (Web) Adresleri - Sayfaları
BÖLGE İDARE MAHKEMELERİNİN İTİRAZ MERCİLERİ
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun
Devlet Memurları Kanunu
Danıştay Kanunu
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
İdari Yargılama usulü Kanunu
Hakimler ve Savcılar Kanunu
399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Personel Rejimlerinin Düzenlenmesi ve 233 sayılı KHK''nin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

2577 sayılı İYUK Madde 7 ile ilgili Danıştay İçtihatları 23
imar hukuku



2577 sayılı İYUK Madde 7 ile ilgili Danıştay İçtihatları 23


Yeni Sayfa 2

Karar Metni

Tarhiyat öncesi uzlaşma hükümlerine göre uzlaşılan gelir (stopaj) vergisi ve fon payı üzerinden tahakkuk ettirilen gecikme faizine ilişkin olarak düzeltme şikayet yoluyla yapılan başvurusunun zımnen reddi yolundaki işlemin iptali istemiyle açılan davayı idari yargılama usulü kanununun 11'inci maddesi hükümleri doğrultusunda süre aşımı yönünden reddeden vergi mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmadığı hk.[231]

 

Temyiz Eden : ... A.Ş.

Karşı Taraf : ... Vergi Dairesi Müdürlüğü

İstemin Özeti : Tarhiyat öncesi uzlaşma hükümleri doğrultusunda uzlaşılan gelir (stopaj) vergisi ve fon payı üzerinden haksız tahakkuk ettirildiği iddia edilen gecikme faizine ilişkin olarak düzeltme ve şikayet yoluyla yapılan başvurunun zımnen reddi yolundaki işlemin iptali istemiyle açılan davayı; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 124'üncü maddesi uyarınca şikayet yoluyla başvuru hakkından dava açma süresi geçtikten sonra düzeltme talepleri reddolanların yararlanabileceği, 19.7.2000 tarihli tahakkuk fişi ile tahakkuk ettirilen gecikme faizine karşı 27.7.2000 tarihli dilekçe ile düzeltme başvurusu yapıldığı anlaşıldığından, tahakkuk fişinin gerek düzenlendiği tarihte gerekse düzeltme başvurusunun yapıldığı tarihte tebliğ edildiği kabul edilse bile düzeltme başvurusunun kayda girdiği 28.7.2000 tarihi itibarıyla 30 günlük dava açma süresi geçmediğinden Vergi Usul Kanununun 124'üncü maddesinden yararlanma olanağı bulunmadığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 11'inci maddesinde, ilgililerin bir işlemin kaldırılmasını, geri alınmasını, değiştirilmesini veya yeni bir işlem yapılmasını üst makamdan üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan idari dava açma süresi içinde isteyebileceğinin, bu başvurunun dava açma süresini durdurmayacağının, altmış gün içinde cevap verilmezse isteğin reddolunmuş sayılacağının, dava açma süresinin bu tarihten sonra yeniden işlemeye başlayacağının öngörüldüğü, tarhiyat öncesi uzlaşma toplantısında uzlaşılan vergiler üzerinden hesaplanıp tahakkuk ettirilen gecikme faizinin yer aldığı 19.7.2000 düzenleme tarihli tahakkuk fişinin düzeltme isteminde bulunulan dilekçenin hazırlandığı 27.7.2000 tarihinde tebliğ edildiği kabul edilse bile bu başvurunun davalı idarenin kaydına girdiği 28.7.2000 tarihinden itibaren 60 gün geçtikten sonra 26.9.2000 tarihinde reddolunmuş sayılarak bu tarihten itibaren 30 günlük dava açma süresi içinde en geç 26.10.2000 tarihinde dava açılması gerekirken 27.10.2000 tarihinde Maliye Bakanlığına yapılan başvurunun zımnen reddi üzerine 5.1.2001 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle incelenemeyeceği, öte yandan vergi daireleri kuruluş ve görev yönetmeliği uyarınca vergi daireleri gecikme faizi hesaplamalarında tek yetkili kuruluş olduğundan ilgililerin yanlış hesaplamanın varlığını ileri sürerek başvuru yapılabileceği bir üst mercii de bulunmadığı gerekçesiyle süre aşımı yönünden reddeden ... Vergi Mahkemesinin ... gün ve ... sayılı kararının; düzeltme şikayet başvuru hakkından dava açma süresini geçirenler yararlanabildiğine göre bu hakkı erken arama yolunu seçen mükelleflerin de yararlanması gerektiği, yargıyı meşgul etmemek maksadıyla yapılan başvurular sonucunda açılan davanın süresinde olduğu ileri sürülerek bozulması istemidir.

Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Tetkik Hakimi : Ahmet Derin

Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Savcı : Nurten Karaçay

Düşüncesi : Davacı şirketin, tarhiyat öncesi uzlaşma hükümleri doğrultusunda uzlaştığı tarhiyata uygulanan gecikme faizinin fazladan tahakkuk ettirildiğini ileri sürerek Maliye Bakanlığına yaptığı düzeltme şikayet başvurusunun zimnen reddi yolundaki işleme karşı açılan davayı süre aşımından reddeden vergi mahkemesi kararı temyiz edilmektedir.

Davacının düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddi suretiyle oluşturulan işleme karşı açılan davanın 2577 sayılı Kanunun 7.maddesi hükmüne göre süresinde olduğu görülmüştür. Ancak, düzeltilme konusu 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 117-118.maddeleri hükmünde yer alan vergi hataları kapsamında bulunmayıp, hukuki ihtilaf olması karşısında, mahkemece davanın reddi yolunda verilen karar sonucu itibariyle yerinde görülmüştür.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar, sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca 16.090.000.- lira maktu harç alınmasına, 23.1.2003 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Vergi Usul Kanunu ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, genel ve yazılı bir idari usul yasası bulunmayan Ülkemizde vergilendirme alanında geçerli usul yasalarıdır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ise yargılama hukukunu düzenlemekle birlikte, yürürlükten kaldırdığı 521 sayılı Danıştay Kanununda da olduğu gibi kimi idari usul kurallarını da içermektedir.

İdari davaya konu olabilecek bir işlemin yaratılması ve bu işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlemin yapılmasının üst makamdan, yoksa aynı makamdan istenmesi yöntemine ilişkin düzenlemeleriyle 2577 sayılı Yasanın 10 ve 11'inci maddeleri idari usul kuralları koymaktadır. Bu iki kural öngördükleri yöntem yönünden genel niteliktedir.

Vergilendirme alanında geçerli idari usullere ilişkin Vergi Usul Kanunu hükümleri ise özel düzenleme içermektedir. Bir işlemin yapılması, kaldırılması, değiştirilmesi veya yeni bir işlemin yapılması yönteminin Vergi Usul Kanununda yer alması halinde, özel kuralın önceliği ilkesinden dolayı 2577 sayılı Yasanın 10 ve 11'inci maddelerinin değil, Vergi Usul Kanununun özel düzenlemesinin uygulanması gerekmektedir.

Vergi Usul Kanununun "Vergi Alacağının Kalkması" başlığını taşıyan Altıncı Kısmının Üçüncü Bölümü, vergi hatalarının düzeltilmesi yöntemine ilişkin kurallara ayrılmıştır. 116'ncı maddeden başlayan ve düzeltme zamanaşımına ilişkin 126'nci madde ile biten onbir maddeden oluşan bu bölümde vergi hatasının ve bu kapsamdaki hesap ve vergilendirme hatalarının tanımları, meydana çıkarılması, yetki, düzeltme isteminin yapılması, incelenmesi, kapsamı, zamanaşımı ve şikayet yoluyla vergi düzeltme istemi ayrı ayrı düzenlenmiştir.

Genel bütçeye giren ve gümrük idarelerince alınanlar dışındaki vergi, resim ve harçlar ile il özel idareleri ve belediyelere ait vergi, resim ve harçlar hakkında uygulanması 1'inci maddesinde öngörülen Vergi Usul Kanunu kapsamındaki vergi, resim ve harçların hesabında veya vergilendirmede yapılan, aynı Yasanın 117 ve 118'inci maddelerindeki tanıma giren vergi hatalarının varlığına dayanılarak yetkili vergi idaresine yapılan başvurular hakkında bu konudaki özel düzenleme olmasından dolayı 213 sayılı Yasanın Altıncı Kısmının Üçüncü Bölümündeki kurulların uygulanması gerektiğinden, sözü edilen konularda gerek vergi dairesi müdürlüğüne gerekse Maliye Bakanlığına yapılan başvuruların, 2577 sayılı Yasanın 10 ve 11'inci maddelerinde genel olarak ilgililere tanınan başvurular olarak kabulüne olanak bulunmamaktadır.

2577 sayılı Yasanın 10 ve 11'inci maddelerine dayanılarak vergilendirmeye ilişkin ve idari davaya konu edilebilecek işlem kurulması ya da kurulan işlemin üst makam veya yoksa aynı makamca değiştirilmesi, kaldırılması, yeni işlem yapılması istenerek işlem yaratılması; Vergi Usul Kanununun sebebi, 117 ve 118'inci maddelerinde; yöntemi, 119, 120, 121, 122 ve 123'üncü maddeleriyle 1214'üncü; kapsamı, 125'inci; zamanaşımı da 126'ıncı maddelerinde gösterilerek, vergi yükümlülerine ve aynı Yasanın 375'inci maddesiyle ceza muhatabına tanınan düzeltme ve şikayet yoluyla yapılan vergi düzeltme istemleri dışındaki başvurularda uygulanabilir. Dava açma süresi içinde düzeltme istenmesi halinde şikayet yoluna başvurulması söz konusu değildir. Dava konusu yapılmak istenen gecikme faizinin tarhiyattan önce uzlaşılan vergi üzerinden Vergi Usul Kanununun Ek 11 ve 112'nci maddelerine göre hesaplandığı açıktır. Vergi idaresince gecikme faizinin 19.7.2000 tarihinde tahakkuk fişine bağlandığı sabit ise de bu fişin davacıya hangi tarihte tebliğ edildiği belirsizdir. Tebliği üzerine 28.7.2000 tarihinde düzeltilmesi istendiğine göre bu iki tarih arasındaki dokuz iş gününden birinde tebliğ edildiği de açıktır. Düzenlendiği gün tebliğ edildiği iddia da edilmemiştir. Dolayısıyla izleyen gün tebliğ edilmesiyle 28.7.2000 tarihinde tebliğ edilmesi arasında dava açma süresi yönünden bir fark bulunmamaktadır. Her yılın 20 Temmuz-6 Eylül tarihleri arasındaki çalışmaya ara verme zamanında biten sürelerin 13 Eylül tarihine değin uzaması 2577 sayılı Yasa gereğidir. Bu nedenle davacı, vergi mahkemesinde dava açma süresi içinde ve 28.7.2000 tarihinde düzeltme istemiştir. Düzeltme başvurusuna göre cevap süresi bittikten sonraki otuz gün içinde dava açılmadığından bu işlem kesinleşmiştir.

Davacı Maliye Bakanlığına aynı konuda 26.10.2000 tarihinde başvurmuş; yanıt alamamış ve yanıt süresinin bittiği 26.12.2000 tarihinden başlayarak 9'uncu gün dava açmıştır. Bu davanın, düzeltme istemiyle ilgi kurularak süre aşımından reddi 2577 sayılı Yasanın 7'nci maddesine aykırı olduğundan, bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.

 

 

Karar Metni

Dava açma süresinin başlangıç yönünden vergi-ceza ihbarnamelerinin tebliğine ilişkin belgede yer alan imzanın davacıya ait olup olmadığının yaptırılacak bilirkişi incelemesiyle saptandıktan sonra karar verilmesi gerektiği hk.[232]

 

Temyiz Eden : ...

Karşı Taraf : ... Vergi Dairesi Müdürlüğü

İstemin Özeti : Adına kayıtlı bulunan otobüsle yaptığı yolcu taşımacılığından elde ettiği geliri beyan dışı bırakan davacı adına 1996 ve 1997 takvim yılları için re'sen takdir yoluyla salınan ağır kusur cezalı gelir vergisi, geçici vergi, fon payı ile kesilen usulsüzlük cezasına karşı açılan davayı; 19.4.1999 gününde tebliğ olunan vergi ve ceza ihbarnamelerine karşı 20.5.1999 tarihinde dolan yasal süreden sonra ve 21.5.1999 gününde açılan davanın incelenemeyeceği gerekçesiyle süre aşımı yönünden reddeden ... Vergi Mahkemesinin ... gün ve ... sayılı kararının; tebligatın kendisine yapılmadığı ve kapı altına bırakıldığı ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Tetkik Hakimi : M.Oğuz Ulaş

Düşüncesi : Davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen karara yönelik temyiz isteminde, tebliğ alındısında yer alan imzanın davacıya ait olmadığı yolundaki iddiasının açıklığa kavuşturulması amacıyla yapılacak inceleme sonucuna göre yeniden karar verilmek üzere kararın bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

Savcı : Nurten Karaçay

Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle Vergi Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7'nci maddesinin 1'inci fıkrasında, özel kanunlarda ayrı süre gösterilmeyen hallerde vergi mahkemelerinde dava açma süresinin otuz gün olduğu, 2'nci fıkrasının (b) bendinde ise vergi, resim, harçlar ve benzeri mali yükümler ile bunların zam ve cezalarından doğan davalarda bu sürenin, tebliğin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı kurala bağlanmıştır.Bir yazılı bildirimin dava açma süresini başlatabilmesi için tebliğ esaslarına uygun yapılması zorunludur.

Vergi ve ceza ihbarnamelerinin Vergi Usul Kanununun "Tebliğ Esasları" başlıklı 93'üncü maddesinin birinci fıkrasından dolayı posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak tebliği ve tebligatın, aynı yasanın 94'üncü maddesinin birinci ve son fıkrasındaki kurallar gereği mükellef, kanuni temsilcisi, umumi vekili veya bunların tebligatın yapılacağı sırada bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya iş yerindeki memur ya da müstahdemlerinden birine yapılması gerekmektedir.

Davacının; adına 1995 ve 1996 takvim yılları için salınan ağır kusur cezalı vergiler ve usulsüzlük cezasına karşı 21.5.1999 tarihinde açtığı davanın ihbarnamelerin tebliğ alındısında tebliğ tarihi olarak görülen 19.4.1999 tarihine göre vergi mahkemesinde dava açma süresinin geçirilmesinden sonra açıldığı gerekçesiyle süre aşımı yönünden reddine karar verilmişse de tebliğ alındısında; evrakı tebellüğ eden kişinin kimliğinin belirtilmediği ve sadece tarih ve imza bulunduğu saptandığından tebligatın kime yapıldığı belirsizdir. Her ne kadar tebliğ mazbatasında davacının adı,soyadı ve adresinin bulunması nedeniyle evrakın davacının imzasına bırakıldığı düşünülebilirse de temyiz dilekçesinde davacı, ihbarnamelerin kendisine tebliğ edilmediğini iddia ettiğinden dava açma süresinin tebliğ alındısında yazılı tarihi izleyen günden başlatılabilmesi için ihbarnameleri tebellüğ edenin kimliği veya alındıdaki imzanın davacıya ait olup olmadığının belirlenmesi gereklidir.

Taahhütlü ve ilmuhaberli gönderilen tebliğ evrakının bırakıldığı kişinin kimliğinin, posta idaresinin ilgili biriminden sorularak belirlenmesi olanaklı ise de tebliğ alındısındaki imzanın davacıya ait olup olmadığının, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile saptanamayacak teknik bilgi ve uzmanlık gerektiren bir iş olduğu, bu konuda 2577 sayılı Yasanın 31'inci maddesinde yapılan gönderme nedeniyle Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 275'inci maddesi uyarınca yaptırılacak bilirkişi incelemesinin sonucuna göre yargıya varılabileceği açıktır.

Belirtilen nedenlerle, ... Vergi Mahkemesinin ... günlü ve ... sayılı kararının, yukarıda açıklanan incelemeler yapıldıktan sonra belirecek duruma göre yeniden karar verilmek üzere bozulmasına,

26.11.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.

YÖ/ÖEK

 

 

 

 

.

 

Karar Metni

Düzenlenen vekaletnamede açıkca vergi ve ceza ihbarnamelerini tebliğ etme yetkisi verilmeyen ve umumi vekil de olmayan kişiye yapılan teb-

ligatın usulüne uygun olarak yapıldığı kabul edilemiyeceğinden, mükel-

lefin ittilaı tarihine göre açtığı davanın süresinde açılmış sayılaca-

ğı hk.[233]

 

İnşaat işiyle uğraşan davacı şirket adına, vergi incelemesi sonucu bu-

lunan matrah farkı üzerinden 1997 takvim yılı için re'sen salınan ku-

rumlar, kurumlar geçici ve gelir (stopaj) vergileriyle fon payı ve

bunlara bağlı olarak kesilen kaçakçılık cezalarına karşı açılan dava-

yı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7/1. maddesinde, vergi

mahkemelerinde dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre göste-

rilmeyen hallerde 30 gün olduğunun belirtildiği, 2. fıkrasında da dava

açma süresinin tebliğ yapılan hallerde tebliğ tarihini izleyen günden

başlayacağının hükme bağlandığı, uyuşmazlık konusu olayda, davacı şir-

ket adına tarh olunan vergilerle kesilen cezaları içeren ihbarnamenin

... tarafından düzenlenen ... gün ve ... sayılı vekaletname ile davacı

şirketi temsile yetkili kılınan ... adlı şahsa ... tarihinde tebliğ e-

dildiği, buna göre sözkonusu vergi ve cezalara karşı en geç ... tari-

hinde dava açılması gerekirken ... tarihinde mahkeme kaydına geçen di-

lekçe ile dava açıldığından davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerek-

tiği gerekçesiyle reddeden ... Vergi Mahkemesinin ... gün ve 1998/149

sayılı kararının; vekalet verilen şahsa vergi ceza ihbarnamelerinin

tebliğ edilmesine ilişkin yetki verilmediği ileri sürülerek bozulması

istemidir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 94. maddesinde, tebliğin, mü-

kelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya

vergi cezası kesilenlere, tüzel kişilerde de bunların başkan, müdür

veya kanuni temsilcilerine, tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması

halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerinde memur yada

müstahdemlerden birine yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Olayda, davacı şirket adına düzenlenen vergi ve ceza ihbarname-

leri, ... Noterliği tarafından düzenlenen ... tarihli ve ... sayılı

vekaletnameye dayanılarak ... tarihinde şirketi temsile yetkili kılı-

nan ... adlı şahsa tebliğ edilmiş olup, ... tarihinde şirketin kanuni

temsilcisi tarafından açılan dava vergi mahkemesince süre aşımından

reddedilmiştir.

Sözü edilen vekaletnamenin incelenmesinden, davacı şirketin, a-

dı geçen Seyit Durmaz'ı yapılacak vergi incelemelerinde, gerekli ev-

rakları ve şirketle ilgili her türlü ifadeyi vermeye, incelemelere ka-

tılmaya, düzenlenen raporları imzalamaya, düzenlenen tutanakları alma-

ya, uzlaşmalara katılmaya, vergi, harç ve cezalarını ödemeye yetkili

kıldığı açıkça anlaşılmaktadır. Bu içeriği itibariyle düzenlenen veka-

letnamenin umumi vekaletname olmadığı, özel vekaletname olarak düzen-

lendiği ve vekaletnamede bu kişiye verilen yetkiler arasında vergi ve

ceza ihbarnamelerini tebellüğ etme yetkisi sayılmadığı tartışmasızdır.

Bu durumda, şirketi belli konularda temsil etme yetkisi bulunan

...'ın şirketin umumi vekili olarak kabul edilmesi mümkün bulunmamak-

tadır. Bu nedenle de umumi vekil olmayan, vergilendirme ile ilgili

tebliğ evrakını almaya da yetkili bulunmayan bu kişiye yapılan tebli-

gatın usulüne uygun olarak yapıldığından söz edilmesi olanaksızdır.

Yukarıda belirtilen hususlar karşısında, vergi ve ceza ihbarna-

melerinin yetkisiz kişiye tebliğ edilmiş olması davacı şirket açısın-

dan hukuki bir sonuç doğuramayacağındanusulsüz tebligatın ıttılaı ta-

rihine göre açılan davanın süresinde açıldığının kabulü gerektiğinden,

aksi yönde verilen mahkeme kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, ... Vergi Mah-

kemesinin ... gün ve 1998/149 sayılı kararının bozulmasına, karar ve-

rildi. (MT/ES)

(DAN-DER; SAYI:102)

 

 

 

Karar Metni

Düzeltme ve şikayet başvurusuna iyuk'nun 11.maddesi uyarınca 60 gün içinde cevap verilmemesi durumunda isteğin zımmen reddedilmiş sayılarak zımni net süresinin bitim tarihinden itibaren 30 gün içinde dava

açılması gerektiği hk.[234]

 

Özel okul işletmeciliğiyle uğraşan davacı şirket tarafından yapılan

düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine ilişkin Maliye Bakanlığı iş-

lemine karşı açılan davayı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu-

nun 7/1. ve 11. maddesi hükümleri uyarınca, idari işlemin kaldırılma-

sı, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması iste-

miyle 11. madde çerçevesinde yapılacak başvurulara 60 gün içerisinde

cevap verilmemesi durumunda, isteğin reddedilmiş sayılarak 60 günlük

sürenin bitim tarihinden itibaren vergi mahkemelerinde 30 gün içeri-

sinde dava açılması gerektiği, olayda, yapılan tahakkuk işleminde ver-

gi hatası bulunduğundan bahisle yapılan düzeltme talebinin reddi üze-

rine 19.9.1995 tarihinde Maliye Bakanlığı kayıtlarına giren dilekçe i-

le şikayet yoluna başvurulduğu, bu tarihten itibaren söz konusu başvu-

ruya 60 gün içerisinde cevap verilmediğinden, bu durumun zimni ret iş-

lemi sayılarak 60 günlük sürenin dolduğu tarihten itibaren vergi mah-

kemesine 30 günlük süre içerisinde dava açılması gerekirken bu sürenin

geçirilmesinden çok sonra ... tarihinde kayıtlara giren dilekçe ile a-

çılan davanın süre aşımı nedeniyle incelenemiyeceği, her ne kadar ...

tarihli dilekçeye cevap verilmesi istemiyle ... tarihli dilekçe ile

Maliye Bakanlığına başvurulmuş ise de, 11. madde uyarınca bu başvuru-

nun yeni bir dava açma hakkı sağlamayacağı, kaldıki ... tarihli dilek-

çeye Maliye Bakanlığınca verilen ... tarihli olumsuz yanıt üzerine da-

va açılabileceği kabul edilse dahi, anılan işlem hakkında davacı veki-

li tarafından ... tarihinde muttali olunduğu hususu dikkate alındığın-

da 30 günlük dava açma süresi geçirildikten sonra 14.4.1997 tarihinde

dava açıldığı, dolayısıyla bu yönü ile de davanın süre aşımı nedeniyle

incelenemiyeceği gerekçesiyle reddeden ... Vergi Mahkemesinin ... gün

ve 1997/145 sayılı kararının; Maliye Bakanlığına yapılan başvuru İdari

Yargılama Usulü Kanununun 10. maddesi kapsamında değerlendirildiğinde,

davanın süresinde açıldığı, diğer taraftan tebligatın vekile yapılması

gerekeceğinden vekalet veren yükümlü şirkete yapılan tebligatın geçer-

siz olduğu ileri sürülerek bozulması istemidir.

Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açık-

lanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de

uygun görülmüş olup temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen

iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadı-

ğından temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, karar verildi.

(MT/ES)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Karar Metni

2577 sayılı Kanunun 7.maddesi ile 213 sayılı Kanunun ek 7.maddesinde yer alan hükümler çerçevesinde açılan davanın süresinde olduğu hk.[235]

Net aktif vergisi beyannamesini vermemesi nedeniyle inceleme raporuna

dayanılarak davacı kooperatif adına re'sen salınan net aktif vergisi

ile kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı; 2577 sayılı İdari

Yargılama Usulü Kanununun 7.maddesinde, özel kanunlarında ayrı süre

gösterilmeyen hallerde dava açma süresinin 30 gün olduğunun hükme bağ-

landığı, dava konusu kaçakçılık cezalı net aktif vergisine ait ihbar-

namenin ... tarihinde tebliğ edildiği, buna göre en son ... günü mesai

bitimine kadar dava açılması gerekirken 30 günlük süre geçirildikten

sonra ... tarihinde dava açıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle 2577 sa-

yılı Kanunun 15.maddesinin 1/b bendi uyarınca süreaşımı nedeniyle red-

deden ... Yedinci Vergi Mahkemesinin ... günlü ve 1997/1130 sayılı ka-

rarının; uzlaşılamadığına dair İl Uzlaşma Komisyonu Kararının tebliği

üzerine açılan davanın süresinde olduğu, işin esasının incelenmesi ge-

rektiği ileri sürülerek bozulması istemidir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7.maddesinin 1.fık-

rasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilme-

yen hallerde vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, 213 sayılı Vergi U-

sul Kanununun ek 7.maddesinin 4.fıkrasında da, uzlaşmanın vaki olmama-

sı halinde mükellef veya ceza muhatabının, tarhedilen vergiye veya ke-

silen cezaya, uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağın kendisine teb-

liğinden itibaren genel hükümler dairesinde ve yetkili vergi mahkemesi

nezdinde dava açabileceği, bu takdirde, dava açma müddeti bitmiş veya

15 günden az kalmış ise bu müddetin tutanağın tebliği tarihinden iti-

baren 15 gün uzayacağı kuralına yer verilmiştir.

Dosyanın ve temyiz dilekçesine eklenen belgelerin incelenmesin-

den; dava konusu edilen kaçakçılık cezalı net aktif vergisine ilişkin

ihbarnamenin davacı kooperatife ... tarihinde tebliğ edildiği, sözko-

nusu vergi ve ceza için davacı kooperatif tarafından ... tarhinde uz-

laşma talep edildiği, ... tarihli uzlaşmaya varılamadığına ilişkin İl

Uzlaşma Komisyonu Kararının aynı gün davacı kooperatife tebliğ edildi-

ği, bunun üzerine davanın, 213 sayılı Kanunun ek 7.maddesinde belirti-

len 15 günlük ek süre içinde 6.10.1997 tarihinde açıldığı anlaşıldı-

ğından Mahkemece davanın süreaşımı yönünden reddine karar verilmesinde

yasal isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile ... Yedinci

Vergi Mahkemesinin ... günlü ve 1997/1130 sayılı kararının bozulması-

na, karar verildi. (MT/ES)

 

 

 

Danıştay Üçüncü Dairesinin 29/04/1998 gün ve E:1996/6557, K:1998/1463sayılı kararı.

 

 

Karar Metni

Şartlı salıverme halinde davacı adına düzenlenen vergi ve ceza ihbar-

namelerinin köy ihtiyar heyeti azasına tebliğ edilmesinin vergi usul

kanununda yer alan hükümlere göre hukuken kabul edilebilir olup olma-

dığı incelenerek karar verilmesi gerektiği hk.[236]

 

Nakliyecilik işinden dolayı götürü usulde mükellef olan davacı adına

1992, 1993, 1994, 1995 (1995 yılı için 5 aylık) takvim yıllarına iliş-

kin olarak salınan gelir vergisi ve fon payı ile bunlara bağlı olarak

kesilen kusur cezalarına karşı açılan davayı; dava dilekçesi ile vergi

dairesi savunmasından, ihbarnamelerin ... tarihinde tebliğ edildiğinin

anlaşıldığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7.maddesi u-

yarınca vergi mahkemesine açılacak davanın 30 gün içinde, en geç

31.8.1995 tarihine kadar açılması gerektiği, ancak bu tarih adli tati-

le rastladığından aynı Kanunun 8/3.maddesine göre, dava açma süresinin

12.9.1995 tarihine kadar uzadığı, ilk davanın 14.11.1995 tarihinde A-

lanya Asliye Hukuk Mahkemesinden havale edilen dilekçe ile açıldığı,

tebliğin yapıldığı 31.7.1995 tarihinde davacının ceza evinde olmadığı,

23.5.1993 tarihinde ceza evinden tahliye olduğu anlaşıldığından kısıt-

lı olduğu yolundaki iddianın yerinde görülmediği, bu nedenle süresinde

açılmayan davanın esastan incelenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle

süre aşımı nedeniyle incelenmeksizin reddeden Antalya Vergi Mahkemesi-

nin 8.5.1996 günlü ve 1996/268 sayılı kararının; ... tarihinde yapılan

tebligatın usulsüz olduğu, usulsüz tebligatın öğrenildiği tarihte da-

vanın açıldığı, şartlı tahliye edilen hükümlünün vesayetinin kaldırıl-

madığı, Medeni Kanunun 415.maddesine göre vesayetin, cezanın bitmesi

ile sona erdiği, 4 yıl 6 ay hapis cezasının da 1997 yılında sona erdi-

ği ileri sürülerek bozulması istemidir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun "Tebliğler" başlığını taşıyan

Beşinci kısmında vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilu-

mum vesikalar ile yazıların muhatabına nasıl tebliğ edileceği hükme

bağlanmış olup; 94.maddede, tebliğin mükelleflere, bunların kanuni

temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapı-

lacağı kurala bağlandıktan sonra, "Veli, vasi ve kayyımlara tebliğ"

kenar başlığını taşıyan 95.maddede, mükellef yerine geçen veli, vasi

veya kayyım gibi vergi sorumlusu birden fazla olursa, tebliğin bunlar-

dan yalnız birine yapılacağı, şayet tebliğin mevzuu olan işe ayrı bir

vasi veya kayyım bakmakta ise, tebliğin bunlara yapılacağı hükme bağ-

lanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden; nakliyecilik işinden dolayı vergi mü-

kellefi olan davacının ... günü kamyonuyla trafik kazası geçirdiği, bu

kaza nedeniyle Alanya Asliye Ceza Mahkemesince 4 yıl 6 ay hapis cezası

ile cezalandırıldığı, ... tarihleri arasında Gazipaşa Cezaevinde kal-

dığı, ... tarihinde şartlı salıverildiği, şartlı salıverilme hali de-

vam ederken adına düzenlenen, vergi ve ceza ihbarnamelerinin ... tari-

hinde, köy ihtiyar heyeti azası ... imzasına tebliğ edildiği anlaşıl-

mış olup, vergi mahkemesince, şartlı salıverilme halinde köy ihtiyar

heyeti azasına yapılan tebliğin Vergi Usul Kanununda yer alan hükümle-

re göre hukuken kabul edilebilir olup olmadığı incelenmeden bu tebli-

ğin usulüne uygun olduğu benimsenmek suretiyle verilen kararda isabet

görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Antalya Vergi

Mahkemesinin 1996/268 sayılı kararının bozulmasına, karar verildi.

(DAN-DER; SAYI:98) (MT/ES)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Karar Metni

Davacı şirketin 29.4.1995 günü verdiği 1994 yılı kurumlar vergisi be-

yannamesi üzerine düzenlenen tahakkuk fişiyle tahakkuk eden vergilerin

terkinine yönelik 11.4.1996 gününde açılan davanın süreaşımı nedeniyle

incelenmesine olanak bulunmadığı ekim 1995 dönemine ait muhtasar be-

yanname ile tahakkuk eden gelir (stopaj) vergisinin yatırım indirimi

ile ilgisinin bulunmadığı hk.[237]

 

Davacı şirket adına beyan edilip vadesinde ödenmeyen kurumlar vergisi-

nin 3.taksidi ve gelir (stopaj) vergisi borçlarının tahsili amacıyla

tanzim ve tebliğ edilen ödeme emrinin ve kurumlar vergisine ilişkin

tahakkuk işleminin iptali ile sehven ödenen kurumlar vergisi 1. ve 2.

taksidinin red ve iadesi istemiyle açılan davayı; 2577 sayılı İdari

Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinde belirtildiği gibi dava açma

süresinin, özel kanunlarda ayrı süre gösterilmeyen hallerde vergi mah-

kemelerinde otuz gün olduğu, davacı şirketin ... günü verdiği ... yılı

kurumlar vergisi beyannamesi üzerine kesilen ve davacı şirkete bildi-

rilen aynı tarih ve ... sayılı tahakkuk fişiyle tahakkuk eden vergile-

rin terkinine ve iadesine yönelik isteğin davanın otuz günlük dava aç-

ma süresi geçirildikten sonra ... günü açılmış olmasından dolayı süre-

aşımı nedeniyle esasının incelenmesine imkan bulunmadığı, 5422 sayılı

Kurumlar Vergisi Kanununun 25. maddesine göre %20 oranlı kurumlar ver-

gisi hesaplanırken yatırım indiriminin de matraha dahil edilmesi ge-

rektiğinden, yani ilgili kanun maddesinin yürürlükte olduğu dönemde

yatırım teşvik belgesi ile %100 yatırım indirimine sahip davacı şirke-

tin kurumlar vergisi matrahından yatırım indirimini düşmesi mümkün ol-

madığından beyanname üzerine tahakkuk eden kurumlar vergisinin ödenme-

yen üçüncü taksidi için düzenlenen ödeme emrinde mevzuata aykırılık

bulunmadığı, öte yandan, ödeme emrinde yer alan ve Ekim 1995 dönemine

ait muhtasar beyanname üzerine tahakkuk eden gelir (stopaj) vergisinin

yatırım indirimi ile ilgisi bulunmadığından sözkonusu amme alacağının

tahsiline yönelik olarak tanzim edilen ödeme emrinde bu yönüyle de

mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden Diyarbakır Vergi

Mahkemesinin 30.9.1996 günlü ve 1996/281 sayılı kararının; şirketleri-

nin %100 yatırım indirimi kapsamında olduğu, cezai müeyyide ile karşı-

laşmamak için kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği ve ödeme ya-

pıldığı, daha sonra emsallerine bakarak dava açma hakkının kullanılma-

sına karar verildiği, ödeme emrinin dayanağı ihbarnamelerin tebliğ e-

dilmediği, bu nedenle kesinleşmiş bir borçtan bahsedilemeyeceği ileri

sürülerek bozulması istemidir.

Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açık-

lanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de

uygun görülmüş olup temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen

iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadı-

ğından temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, karar verildi.

A Y R I Ş I K O Y

X-5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 25. maddesinde yer a-

lan ve kurum kazancından % 25 oranında alınacak olan kurumlar vergisi-

nin, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancının % 20

sinden az olamayacağını öngören düzenleme; ortada kurumlar vergisine

tabi tutulacak bir kurum kazancı bulunması, ancak bu kazançtan indirim

ve istisnalar düşüldükten sonra hesaplanan verginin belli miktarın al-

tında kalması halinde uygulanabilecek bir düzenlemedir.

Olayda ise yatırım indirimi uygulanması sebebiyle ortada kurum-

lar vergisine tabi bir kazanç bulunmamakta, dolayısıyla değinilen 25.

madde hükmünün uygulanması olanağı da bulunmamaktadır. Aksine bir uy-

gulama kanunun bir hükmü ile açıkca tanınmış olan indirimin, aynı Ka-

nunun başka bir hükmünün farklı yorumlanması suretiyle ortadan kaldı-

rılması sonucunu doğuracaktır. Böyle olunca yükümlü kurumun bu hususa

yönelik iddiasının 6183 sayılı kanunun 58. maddesindeki "böyle bir

borcu olmadığı" kapsamında düşünülmesi gerektiğinden yükümlü temyiz

isteminin kabulüne ve mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi

gerektiği görüşü ile karara katılmıyorum. (MT/ES)

(DAN-DER; SAYI:97)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Karar Metni

Şirket adına düzenlenen ihbarnameye karşı şirketi temsile yetkili bu-

lunmayan ortağın açtığı davanın incelenmesi olanağı bulunmadığından

davanın ehliyet yönünden reddi gerekirken süre aşımından reddinde isa-

bet bulunmadığı hk.[238]

 

Davacı şirketin 1991 takvim yılı kurumlar vergisi beyannamesini verme-

mesi nedeniyle takdir komisyonu kararına dayanılarak adına re'sen sa-

lınan kurumlar vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan

davayı; olayda, ihbarnamenin şirketin kurucu ortağı ...'ya ... tari-

hinde tebliğ edildiğinin, davanın ise ... tarihinde aşıldığının anla-

şıldığı gerekçesiyle ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun

7/1. maddesinde belirtilen 30 günlük dava açma süresi geçildikten son-

ra açılmasından dolayı süreaşımı nedeniyle reddeden Samsun Vergi Mah-

kemesinin 19.12.1995 gün ve 1995/929 sayılı kararının; ihbarname usu-

lüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden öğrenme tarihine göre davanın

süresinde açıldığının kabulü gerektiği ileri sürülerek bozulması iste-

midir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 377. maddesinde; mükelleflerin

ve kendilerine vergi cezası kesilenlerin, tarh edilen vergilere ve ke-

silen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilecekleri hükme bağ-

lanmıştır.

Olayda, davaya konu olan vergi ve ceza ihbarnamesinin, şirket

tüzel kişiliği adına düzenlendiği, ... tarihinde şirketin kurucu orta-

ğı ...'nın iş arkadaşı ...'a işyeri adresinde tebliğ edildiği, davanın

ise ... tarihinden itibaren bir yıl süreyle şirketi temsile yetkili

kılınan ancak, davanın açıldığı tarihte şirketi temsil yetkisi bulun-

mayan ortak tarafından açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu nedenle şirket adına düzenlenen ihbarnameye karşı şirketi

temsile yetkili bulunmayan ortağın açtığı davanın incelenmesi olanağı

bulunmadığından davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gere-

kirken süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde yasal isabet gö-

rülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile ... Vergi

Mahkemesinin 1995/929 sayılı kararının bozulmasına, karar verildi.

(DAN-DER; SAYI:97) (MT/ES)

 

 

 

 

 

 

 

 

Karar Metni

Ücretlerden kesilen ekonomik denge vergisine karşı kesinti tarihinden itibaren (tahakkuk fişinin düzenlendiği tarihe göre değil) 30 gün içinde dava açılması gerektiği hk.[239]

 

Davacının ücretinden 3986 sayılı Kanun gereğince kesilen Ekonomik Den-

ge Vergisine karşı açılan davayı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü

Kanununun 7/1. maddesinde; dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı

süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve İdare Mahkemelerinde atmış

ve Vergi Mahkemelerinde otuz gün olduğunun hükme bağlandığı,sürelerle

ilgili olarak genel esasları belirleyen aynı Kanunun 8/1. maddesinde

de, sürelerin tebliğ yayın ve ilan tarihini izleyen günden itibaren

başlayacağının belirtildiği, olayda dava konusu edilen ekonomik denge

vergisinin birinci taksidine karşı 30 günlük dava açma süresinin bitim

tarihi olan 1.7.1994 tarihine kadar dava açılması gerekirken 15.7.1994

tarihinde açılan davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle süre aşımı

nedeniyle reddeden İstanbul Altıncı Vergi Mahkemesinin 1994/1991 sayı-

lı kararının; dava açma süresinde tahakkuk tarihinin esas alınması ge-

rektiği, tahakkuk tarihine göre de davanın süresi içinde açıldığı ile-

ri sürülerek bozulması istemidir.

Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açık-

lanan Vergi Mahkemesinin 1994/1991 sayılı kararı, aynı gerekçe ve

nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup temyiz istemine ilişkin

dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağ-

layacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddine ve kararın

onanmasına karar verildi. (MT/ES)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Karar Metni

Dava açma süresinin, ihtirazi kayıt dilekçesinin verildiği tarihten

değil, tahakkuk fişinin tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlayaca-

ğı hk.[240]

 

Davacı adına 1994 yılı için tahakkuk eden Ekonomik Denge Vergisine

karşı açılan davayı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7.

maddesinde; dava açma süresinin, özel kanunlarda ayrı süre gösterilme-

yen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahke-

melerinde otuz gün olduğunun, bu sürelerin tebliğ yapılan hallerde ve-

ya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin yapıldığı tarihi izleyen

günden başlayacağının hükme bağlandığı, dosyanın incelenmesinden, da-

vacının beyannamesi üzerinden 30.5.1994 tarihli fişle tahakkuk ettiri-

lerek aynı tarihte kendisine tebliğ edilen Ekonomik Denge Vergisini

5.7.1994 tarihli dilekçe ile dava konusu yaptığı anlaşılmakta olup,

yukarıda açıklanan madde hükmü uyarınca dava açma süresi 29.6.1994

tarihinde sona erdiğinden, 5.7.1994 tarihinde açılan davanın süresinde

olmadığı gerekçesiyle süre aşımı yönünden reddeden Vergi Mahkemesinin

kararının; 30.5.1994 tarhinde beyanname verilip beyanname verme süresi

içinde 6.6.1994 tarihinde de ihtirazi kayıt dilekçesinin verildiği,

dava açma süresinin bu tarihten itibaren işlemeye başlaması gerektiği

ileri sürülerek bozulması istemidir.

Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan

Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun

görülmüş olup temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar

sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından tem-

yiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verildi.

 

 

 

 







Yeni Sayfa 1





belediyelerin "imar", "ımar" ve "imar
hukuku", "ımar hukuku", "kaçak yapı", imar planı", "arazi ve arsa düzenlemesi",
"imar para

cezaları", "imar kirliliği suçları", "idare hukuku", "idari yargılama usulü" ve
her türlü imar sorunlarına çözüm getirecek olan "imar hukukcusu" ve "ımar
hukukçusu".












imar hukukçusu

Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.

Yayınlanma:: 2007-10-08 (2617 okuma)

[ Geri Dön ]