imar

İmar Hukukçusundan Güncel Makaleler (imar)

imar hukuku (imar planları, arazi ve arsa düzenlemesi, kaçak yapı para cezası, inşaat ruhsatı vb.)dava dilekçe örnekleri

Tasnif edilmiş Danıştay Altıncı Dairesi İçtihatları

Danıştay imar ve imar hukuku içtihatları

imar hukuku ile ilgili terimler ve tanımlar


İmar Hukukçusu. Toki'den Ucuz Konut Satışı Devam Ediyor

+Hatalı ödemelerin geri alınması

+
18 uygulaması,

+
Danıştay içtihadı birleştirme kurulu kararı yargı kararının yerine getirilmemesi

+
Belediyelerin internet adresleri (web)

+
Görev tazminatı ile ilgili haberler

+
Konut finansmanı sistemine ilişkin çeşitli kanunlarda değişiklik yapılması hakkı

+
Toki'nin satılık evlerine yoğun talep var.

+
18. Madde uygulamasında hukuka aykırılık nedenleri imarhukukcusu cafer ergen

+Eski Haberler

+
2577 sayılı İYUK 7. Madde ile ilgili Danıştay İçtihatları

+657 sayılı Yasa uyarınca verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu

+Radyoloji personelinin çalışma (mesai) saatleri

+
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu kapsamında Sayıştay Genel Kurulunun 14.6.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararı.

· ANAYASA MAHKEMESİNİN "YÜRÜRLÜ?Ü DURDURMA" KARARLARI

· ANAYASA MAHKEMESİNE İPTAL İSTEMİYLE YAPILAN BA?VURULAR ÜZERİNE VERİLEN KARARLAR

· İmar Hukuku Terimleri Sözlüğü

· idare hukukcusu (idare hukuku)

idari yargı
İdari yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak yürütmeyi durdurma istekli iptal ve tam yargı dava dilekçesi örneğini görmek için buraya tıklayınız.

İmar

Tüm içeriği görmek için tıklayınız

İdare Hukuku

İDARE HUKUKU

imarhukukcusu.com tüm haberler

imar, Eski Haberler
21.09.12
· İmarda kısıtlılık sorunu sona eriyor (5 Yıl ile sınırlandırıldı)
16.09.12
· imar planları ve imar uygulamaları nedeniyle ücret
08.09.12
· Tazminat davasının süreaşımı nedeniyle reddi halinde maktu avukatlık ücreti
· İlan edilmeksizin uygulamaya konulan bir imar planının şekil eksikliği nedeniyle
· Davanın niteliği itibariyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmas
· Özel parselasyon ile belirlenmiş bulunan umumi hizmet alanları
· İmar planı ile notu arasında birbirine aykırı hususların bulunması
· 5 yıllık inşaat ruhsatı süresi içinde yapı kullanma izin belgesi alınmaması hali
12.05.12
· Deprem nedeniyle oluşan zararda belediyenin kusursuz sorumluluğu yoktur
10.05.12
· Tapulu yerdeki yapı ruhsattsız da olsa 32. madde işletilmemişse tazminat gerekir
· Yeşil alan için yapılan bağış da DOP tan düşülür.
14.04.12
· Bam Adli Yargı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkın
· Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
· Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
06.04.12
· Anayasa Mahkemesi’ne Göre 3194/42. Maddesinin Üçüncü Fıkrası (32 md)
· 42. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “…32…” ibaresi
01.04.12
· belediyelerin mimari projelerde meslek odasından ayrıca "proje onay belgesi" ist
· 125 nolu Danıştay Dergisi imar hukuku içtihatları
23.03.12
· Köy yerleşik alanı ve civarında imar yetkisi
· Yoldan İhdasen Oluşan Taşınmazlar Hakkında Yorum
· Anayasa Mahkemesi Kararı (Yoldan İhdas)
11.03.12
· Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı
05.03.12
· Çoğaltılmış Fikir Ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu
14.02.12
· Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı
21.12.11
· Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (21 Aralık 2011-28149)
· İmar Davaları Kitabı Üçüncü Baskı 2011
06.12.11
· İmar hukuku içtihatları (Danıştay Dergisi 124)
23.10.11
· 3194 sayılı Kanunun 5940 sayılı Kanunla değişik 42. maddesi uyarınca para cezası
· 1608 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası verilmesine ve 1 kez yasaklanan faa
· Bedele Dönüştürülen Paya Takdir Edilen Karşılığın Artırılması Davası
· Cedit-Erenler-Topçular-28 Haziran Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı
09.09.11
· Her proje için müellif sicil durum belgesi alınması zorunlu
12.08.11
· Valilik görüşü alınmadığı gerekçesiyle yıkılamayacağı
· İmar planının yürütmesinin durdurulması üzerine yapının mühürlenmesi
· Ticaret alanında akaryakıt istasyonu yapılamaz
· müellif sicil durum belgesi ibraz edilmeden yapı ruhsatında hukuka uyarlık bulun
· Tadilat ruhsatının kat irtifakı sahibi kişilerin imzası, bu kişiler tarafından v
· 2981 sayılı Yasanın 10/b alanında 3194 sayılı Kanunun 18. madde uygulamasında DO
· Mutlak tarım arazileri
01.08.10
· www.idarehukuku.net Türkiye'nin İdare Hukuku - İdari Yargı Bilgilerine hoşgeldin
29.06.10
· Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
17.04.10
· Kaplıca izinlerini artık Valilikler verecek. Bakanlık yetkiyi devretti.
10.04.10
· Yeni imar para cezası hükümleri önceki (Kaçak yapı suçlarına) uygulanmaz.
08.04.10
· 3194/18 uyg. yapılmayan alanda kamulaştırma yapılabilir
03.04.10
· Nazım imar planının yürürlükteki 1/100000 ve 1/50000 ölçekli planlara uygun olma
28.01.10
· İmar planı ve inşaat ruhsatı iptali üzerine tazminat dava açma süresi
· Plan değişikliği isteminin reddi yolundaki işlemin değil doğrudan planın iptalin
· Planlı bir bölgede arazi ve arsa düzenlemesi yapılmadan kamulaştırma yapılması
· Dolgu alanında plan yapılabilmesi
· Binanın hukuken en son bittiği tarih

Eski Haberler

İmar hukuku ile ilgili Kanunlar

+imar kanunu (3194)
+il özel idaresi kanunu (5302)
+belediye kanunu (5393)
+büyükşehir belediyesi kanunu(5216)
+kamulaştırma kanunu (2942)
+kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu (2863)

+yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması hakkında kanun (5366)
+yapı denetimi hakkında kanun (4708)
+gecekondu kanunu (775)
+imar ve gecekondu af kanunu (2981/3290)

İMAR HUKUKU İLE İLGİLİ YÖNETMELİKLER

+belediyeler tip imar yönt.
+imar affı yönetmeliği
+plansız alanlar yönt.
+plan yapım yönt.
+koruma amaçlı im. pln. yönt.
+kıyı kanunu uyg. yönt.
+tarım alanları yönt.
+karayolları kenarlarında..yönt.
+18. madde uygulama yönt.
+plan müellifleri yönt.
+gecekondu yönetmeliği

+imar ile ilgili tüm yönet.

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SA?LIK SİGORTASI KANUNU

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Mevuzatı

idare hukuku (Danıştay) içtihatları

İdare hukuku İçtihatları

idare hukuku, iptal ve tazminat davası

İdari Yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak Yürütmenin Durdurulması istekli iptal ve tazminat dava dilekçe örneği için tıklayınız.

İMAR

imar
içtihatları

Ankara Bölge İdare Mahkemesi

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi
Ankara Bölge İdare Mahkemesi
Konya Bölge İdare Mahkemesi
Aydın Bölge İdare Mahkemesi
Edirne Bölge İdare Mahkemesi
Manisa Bölge İdare Mahkemesi
Ordu Bölge İdare Mahkemesi
Van Bölge İdare Mahkemesi
Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi
Sakarya Bölge İdare Mahkemesi
Samsun Bölge İdare Mahkemesi
Antalya Bölge İdare Mahkemesi
Gaziantep Bölge idare Mahkemesi
Denizli Bölge İdare Mahkemesi
Adana Bölge İdare Mahkemesi
İzmir Bölge İdare Mahkemesi
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi
Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi
Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi
Bursa Bölge İdare Mahkemesi
Malatya Bölge İdare Mahkemesi
Sivas Bölge İdare Mahkemesi
Kayseri Bölge İdare Mahkemesi
Trabzon Bölge İdare Mahkemesi
İdari Yargı (İDARE HUKUKU) Kitapları (Yayınları)
Bölge İdare Mahkemelerinin İnternet (Web) Adresleri - Sayfaları
BÖLGE İDARE MAHKEMELERİNİN İTİRAZ MERCİLERİ
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun
Devlet Memurları Kanunu
Danıştay Kanunu
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
İdari Yargılama usulü Kanunu
Hakimler ve Savcılar Kanunu
399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Personel Rejimlerinin Düzenlenmesi ve 233 sayılı KHK''nin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

uyuşmazlık mahkemesi kararları 13
imar



Türkiyenin imar hukuku sorunları


Yeni Sayfa 2

 

Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:

ESAS      NO : 2007/24

KARAR  NO: 2007/24

KARAR  TR : 4.6.2007

 (Ceza Bölümü)

 

 

ÖZET: Asker kişi sanık hakkında, Askeri Ceza Kanunu’nun 117/1. maddesinde düzenlenen  suçu nedeniyle açılan kamu davasının,askeri mahkemede yargılanmayı gerektiren ilgi kesilmiş olsa dahi ASKERİ YARGI yerinde görülmesinin gerektiği hk.

 

K A R A R

             Davacı       : K.H.

             Müdahil     : M.T

             Sanık          : L.A.

                                                

O L A Y     : Isparta 40. Hf. P. Er Eğt. A. Çvş. Tlg. Tb. Komutanlığı emrinde görevli sanık P. Çvş. Levent Abiri’nin, 27.11.2000 günü, Takım’ın toplu olarak bulunduğu sırada, sigara içenlerin sigaralarını söndürmelerini istediği, verilen emri duymayan ancak erlerin topluca sigaralarını söndürdüklerini gören aynı Komutanlık emrinde görevli müdahil P. Er Mutlu Tosyalıoğlu sigarasını söndürmek üzere yere atmak üzereyken, müdahilin yanına gelerek elindeki sigarayı alıp, müdahilin yüzüne, kulağına basmaya çalıştığı, müdahilin elini tutarak mani olmak istemesine rağmen hareketlerine devam ettiği, müdahilin, “rahatlayacaksan elime bas” demesi üzerine, cismen eza verecek şekilde yanan sigarayı müdahil P. Er Mutlu Tosyalıoğlu’nun sağ eline bastırarak söndürdüğü, böylece, asta müessir fiil suçunu işlediği ileri sürülerek, eylemine uyan Askeri Ceza Kanunu’nun 117/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle Dağ Komando Okulu Ve Eğitim Merkezi Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 11.5.2001 gün ve E:2001/1272, K:2001/326 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

DA? KOMANDO OKULU VE E?İTİM MERKEZİ KOMUTANLI?I ASKERİ MAHKEMESİ : 24.12.2002 gün ve E:2002/120, K:2002/722 sayıyla; asker kişi sanık hakkında Askeri Ceza Kanunu’nun 117/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, toplanan delillere göre eylemin Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen “tedbirsizlik veya dikkatsizlik sonucu yaralamaya sebebiyet vermek” suçunu oluşturduğu kanaatine varıldığı, yargılama aşamasında sanığın terhis edilmesiyle askeri mahkemede yargılamayı gerektiren ilginin de kesildiği açıklanarak, yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Isparta 1. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

ISPARTA 1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ : 31.12.2004 gün ve E:2003/143, K:2004/748 sayıyla; yargılama sırasında bilgisine başvurulan uzman bilirkişi beyanına göre, müdahilin elinde bulunan lezyonun, mutlaka uzun süre kuvvet  sarf edilmek suretiyle sıcak bir cisim temas ettirilmek ya da bastırmak yolu ile meydana geldiği anlaşıldığından, eylemin sübutu halinde Askeri Ceza Kanunu’nun 117/1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturacağı açıklanarak, yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, aynı Mahkemece, Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler; Süleyman ÖZCAN, Hamdi Yaver AKTAN, Muvaffak TATAR, Recep SÖZEN, Hasan DENGİZ, Nuri NECİPO?LU’nun, katılımlarıyla yapılan 04.06.2007 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME : Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ :Raportör-Hakim G.Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR’ün askeri yargı,  Askeri Yargıtay  Başsavcı Yardımcısı Turgut SÖNMEZ’in  davanın çözümünün askeri yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GERE?İ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.              

Aynı Yasa’nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4191 sayılı Yasa’yla değişik 17. maddesinde; “askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer” denilmekte iken, maddenin "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." tümcesi Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

Buna göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır.

Sanığın yargılama aşamasında terhis edildiği dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.

Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, görevsizlik kararı veren askeri yargı yerince, eylemin tedbirsizlik veya dikkatsizlik sonucu yaralamaya sebebiyet vermek suçunu oluşturduğu belirtilmiş ise de, iddianame içeriği, müdahilin tüm aşamalardaki değişmeyen anlatımları ile dosyadaki diğer deliller  gözetildiğinde, sanığa yüklenen eylemin, Askeri Ceza Kanunu’nun 117. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen asta müessir fiil suçu olarak değerlendirilebileceği, bu suçun da  “askeri suç” olduğu açıktır.

353 sayılı Yasa'nın 17. maddesinde, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevinin değişmeyeceği, ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması durumunda, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği düzenlenmiş bulunduğundan ve somut olayda  sanığa yüklenen eylemin askeri suç olduğu, 353 sayılı Yasa’nın 17. maddesi uyarınca davanın askeri yargı yerinde görülmesi ve Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ: Davanın  çözümünde ASKERİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nin 24.12.2002 gün ve E:2002/120, K:2002/722 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 04.06.2007 gününde OYBİRLİ?İ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

* * *

Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:

ESAS      NO : 2007/25

KARAR  NO: 2007/25

KARAR  TR : 4.6.2007

(Ceza Bölümü)

 

 

ÖZET: Asker kişi sanığa  yüklenen “adiyen müessir fiil, müteselsilen silahlı şartlı tehdit, hürriyetten mahrum etmek” suçlarının askeri suç olmaması, askeri suça bağlı bulunmaması ve askeri mahkemede yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmiş olması nedeniyle, açılan kamu davasının ADLİ YARGI  yerinde görülmesinin gerektiği hk.       

 

K A R A R

Davacı        : K.H. 

Sanık          : M.Ç.

                    

O L A Y     : Van/Erciş 10. Piyade Tugayı Tow Bölük Komutanlığı emrinde görevli sanık P. Er Mehmet Çiftçi’nin, 20.5.2001 günü 21.00-23.00 saatleri arasında, cephanelik 3 nolu kule nöbetçisi olarak görevlendirildiği, nöbete silahsız ve mühimmatsız olarak gönderilen sanığın yanında bir sopa götürdüğü, aynı yerde 23.00-01.00 saatleri arasında nöbetçi olarak görevlendirilen P. Er Mustafa Gül’ün, nöbeti devralmak için 3 nolu kuleye geldiğinde, sanığın kendisine “ben burada sabit nöbetçi kalacağım silahını bana ver ve git” dediği, Mustafa Gül’ün silahını vermemesi üzerine, elindeki sopayla Mustafa’nın başına ve karnına 3-4 kez vurduğu, elindeki silahı alarak havaya ateş edip “hücum yeleğini çıkar bana ver” dediği, Mustafa’nın hücum yeleğini vermemesi üzerine, silahı Mustafa’ya doğrultarak “seni vururum” dediği, aynı saatlerde 1 ve 2 nolu kulelerde nöbet tutmakta olan P. Er Birol Atlıhan, P. Onb. Bilal Bilir ve  P. Er Turgay Esen’den hücum yeleği ve dolu şarjörlerini isteyip, vermemeleri üzerine tehdit ettiği ve şarjörleri aldığı, rastgele havaya ateş ettiği, bu sırada olay yerine gelen hazırkıtanın kendisini iknaya ve elindeki silahı almaya çalıştığı, Shh. Er Abdülkadir Tankçı, Kad. Bçvş. İbrahim Pınarbaşı ile Lv. Bçvş. Haşim Şimşek’e “gelmeyin vururum” dediği, ayaklarının dibine ateş ettikten sonra havaya ateş etmeyi sürdürdüğü ve tel örgülerden atlayarak kışla dışına çıktığı, kamyoneti ile oradan geçmekte olan sivil kişi Mahmut Acar’ı tehditle durdurarak kamyonete binip kışla nizamiye kapısına geldiği, nizamiyede nöbet tutan Mu. Er Ali Akgül’ü tehditle nöbet yerinden uzaklaştırdığı, havaya ateş ettiği, olay yerine gelen rütbeli şahıslardan oluşan grubun “teslim ol,silahını bırak” çağrısı üzerine jeneratör binasına girip burada görev yapan Hv. Svn. Er Mesut Uslu ile P. Er Cevdet Altay’a “sizinle işim yok, sizinle sadece eve gideceğiz” dediği, tüfeğin namlusu Mehmet Uslu’nun ensesinde olacak şekilde erler önde karargah binasının önüne geldiği sırada erlere “yere yatın” dediği, havaya bir el ateş ettiği ve olay yerine gelmesini istediği Kışla Komutanı tarafından ikna edildiği, böylece, sanığın adiyen müessir fiil, müteselsilen silahlı şartlı tehdit, hürriyetten mahrum etmek, müteselsilen silahla üste ve amire fiilen taarruz ve taarruza  teşebbüs  etmek suçlarını işlediği ileri sürülerek, P. Er Mustafa Gül’e karşı adiyen müessir fiil  suçundan eylemine uyan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 456/4., P. Er Mustafa Gül, P. Onb. Bilal Bilir, P. Er Turgay Esen, P. Er Birol Atlıhan ve sivil kişi Mahmut Acar’a karşı müteselsilen silahlı şartlı tehdit suçundan eylemine uyan aynı Kanun’un  188/4, 80., Hv. Svn. Er Mesut Uslu ile P. Er Cevdet  Altay’a karşı hürriyetten mahrum etmek suçundan eylemine uyan aynı Kanun’un 179/1-3, 80.,  Kad.  Bçvş.  İbrahim  Pınarbaşı,  Lv.  Bçvş.  Haşim  Şimşek’e   ve   Mu. Er  Ali  Akgül’e  karşı müteselsilen silahla üste ve amire fiilen taarruz ve taarruza teşebbüs etmek suçlarından eylemine uyan Askeri Ceza Kanunu’nun  91/2. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Jandarma Asayiş Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 6.6.2001 gün ve E:2001/1130, K:2001/363 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

JANDARMA ASAYİŞ KOLORDU KOMUTANLI?I ASKERİ MAHKEMESİ:9.3.2005 gün ve E:2005/28, K:2005/33 sayıyla; öncelikle sanığın Haşim Şimşek ile İbrahim Pınarbaşı’na karşı üste fiilen taarruz ve Bilal Bilir’e karşı üstü tehdit suçlarına konu eylemleri nedeniyle açılan kamu davasının tefrikine karar verilmiş, sanık hakkında adiyen müessir fiil, müteselsilen silahlı şartlı tehdit, hürriyeti tahdit suçları ile mağdur Ali Akgül’e karşı üste fiilen taarruz suçuna konu eylemde mağdurun vücut bütünlüğüne yönelik olarak taarruz niteliğinde bir eyleminin bulunmaması nedeniyle eylemin müteselsilen silahlı şartlı tehdit suçu içerisinde değerlendirilmesi gereken silahlı şartlı tehdit suçunu oluşturduğu, bu suçların askeri suç olmadığı, askeri bir suça bağlı bulunmadığı ve sanığın yargılama aşamasında terhis edilmesiyle askeri mahkemede yargılanmayı gerektiren ilginin de kesildiği, bu nedenle  yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası,  Erciş Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

Erciş Asliye Ceza Mahkemesi, sanığa yüklenen tehdit ve hürriyeti tahdit suçları nedeniyle sanığı yargılama görevinin ağır ceza mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle tüm suçlar açısından görevsizlik kararı vermiş, karar kesinleşerek, dava dosyası, Erciş Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

ERCİŞ A?IR CEZA MAHKEMESİ: 2.2.2006  gün ve E:2006/21, K:2006/21 sayıyla; üste fiilen taarruz suçunun askeri bir suç olduğu, fiilin bir bütün olarak değerlendirildiğinde diğer suçlamaların da buna bağlı olduğu ve birlikte görülmesinde zaruret bulunduğu, üste fiilen taarruz suçunun müteselsilen silahlı şartlı tehdit suçu içerisinde değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunun askeri yargı yerince gözetilmesinin gerektiği, bu nedenle yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle, itirazı kabil olmak üzere görevsizlik kararı vermiş, dava dosyası, kendisine gelmekle, Yargıtay Cumhuriyet Baş-savcılığı’nca Mahkememize  gönderilmiştir.

Mahkememize gönderilen dava dosyasında Uyuşmazlık Mahkemesi’nce 11.12.2006 gün ve E:2006/32, K:2006/32 sayılı kararı ile, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilip, dosyanın Mahkemesine gönderilmesinden sonra, bu kez dosyadaki eksiklik giderilip, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararı kesinleştirilerek dava dosyası, kendisine gelmekle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler; Süleyman ÖZCAN, Hamdi Yaver AKTAN, Muvaffak TATAR, Recep SÖZEN, Hasan DENGİZ, Nuri NECİPO?LU’nun, katılımlarıyla yapılan 04.06.2007 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME : Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında, sanığa yüklenen adiyen müessir fiil, müteselsilen silahlı şartlı tehdit, hürriyetten mahrum etmek ve Ali Akgül’e karşı işlendiği ileri sürülen suç nedeniyle açılan kamu davaları yönünden, Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ :Raportör-Hakim G.Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözü-münde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR’ün adli yargı,  Askeri Yargıtay  Başsavcı Yardımcısı Turgut SÖNMEZ’in  davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GERE?İ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.              

Aynı Yasa’nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4191 sayılı Yasa’yla değişik 17. maddesinde; “askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer” denilmekte iken, maddenin "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." tümcesi Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

Buna göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır.

211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nun 76. maddesinde, "Nöbet; askerlikteki müşterek hizmetlerin yapılmasını ve devamını sağlamak maksadı ile bu hizmetlerin belli bir sıra ve süre ile subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, erbaş ve erler ile Silahlı Kuvvetler Teşkilatı içinde vazifeli olan bilumum sivil şahıslar tarafından yapılmasıdır.

Nöbetçi: nöbet hizmetinin yapılması için görevlendirilen şahıstır” şeklinde tarif edilmiş, 77. maddesinde de, "Kıtalarda, karargahlarda ve askeri kurumlarda nöbet hizmetine tabi tutulacak personelin kimler olacağı, nöbet hizmetlerinin yapılış tarzı ile şekli ve nöbetçilere ait  vazifeler  talimatname  ile  tayin  ve  tesbit olunur."  denilmiştir.

1632 sayılı Askeri  Ceza  Kanunu'nun, "Nöbetçi, karakol, devriyenin  tarifi"  başlığı  altında  düzenlenen 15. maddesinde;

"1-Bu kanunun tatbikatında nöbetçi hazarda ve seferde emniyet, muhafaza, disiplin, tarassut maksatlariyle silahlı olarak bir yere konulan ve muayyen bir talimatı bulunan tek veya çift askerdir.

 2- Karakol hazarda ve  seferde aynı maksatlarla konulan ve bir  amir emrinde bulunan

silahlı bir kısım askerdir.

 3-Devriye hazarda ve seferde aynı maksatlarla muayyen bir mıntakada seyyar olarak vazife yapan bir veya daha ziyade silahlı askerdir." denilmekte, benzer düzenleme İç Hizmet Kanunu'nun 78. maddesinde  de yer almaktadır.

Aynı Kanun'un 106. maddesinde "Askeri karakola, nöbetçiye ve devriyeye hakaret eden veya bunları dinlemiyen veya bunlara mukavemette bulunan yahut fiilen taarruz eden bu suçları amire karşı yapmış sayılır ve öylece cezalandırılır."  denilmekte olup, her iki madde birlikte değerlendirildiğinde 15. maddede yazılı olan nöbetçilerin belli suçlar karşısında amir sayılacakları, daha açık bir anlatımla, maddede yazılı suçları işleyenlerin, bu suçları amire karşı işlemiş kabul edilerek ast gibi cezalandırılacakları; 12. maddesinde de “Bu kanunun tatbikatında (Hizmet) tabirinden maksat gerek malûm ve muayyen olan ve gerek bir amir tarafından emredilen bir askeri vazifenin madun tarafından yapılması halidir” denilerek yasanın uygulanmasında hizmetin gerek malum ve muayyen olan ve gerek bir amir tarafından emredilen bir askeri vazifenin madun tarafından yapılması hali olduğu belirtilmiştir.

Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, görevsizlik kararı veren adli yargı yerince, üste fiilen taarruz suçunun askeri bir suç olduğu ve diğer suçlamaların da buna bağlı olduğu ve birlikte görülmesinde zaruret bulunduğu, üste fiilen taarruz suçunun müteselsilen silahlı şartlı tehdit suçu içerisinde değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunun askeri yargı yerince gözetilmesinin gerektiği gerekçesine yer verilmiş ise de, sanık hakkında Kad. Bçvş. İbrahim Pınarbaşı ve Lv. Bçvş. Haşim Şimşek’e karşı müteselsilen üste fiilen taarruz suçu ile diğer suçlar arasında davaların birlikte görülmesini zorunlu kılan bir bağlılığın bulunmadığı, sanığın mağdur Ali Akgül’e karşı işlediği ileri sürülen tehdit suçunun ise, Askeri Ceza Kanunu’nun 106. maddesinde öngörülen suçlar arasında yer almaması karşısında, eylemin amire karşı işlenen suç olarak kabul edilemeyeceği  sonucuna varılmıştır.

Öte yandan, sanığın, Mustafa Gül, Birol Atlıhan, Turgay Esen, Mahmut Acar, Mesut Uslu ve Cevdet Altay’a karşı işlediği ileri sürülen, adiyen müessir fiil, müteselsilen silahlı şartlı tehdit ile hürriyetten mahrum etmek suçlarının, Askeri Ceza Kanununda düzenlenen  askeri suç kapsamında olmayıp, Türk Ceza Kanununda düzenlenen suçlar kapsamında bulundukları kuşkusuzdur. 

Sanığın yargılama aşamasında terhis edildiği dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, yüklenen suçların askeri suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması, sanığın terhis edilmesiyle askeri  mahkemede  yargılanmasını  gerektiren ilginin de kesilmiş olması nedeniyle, 353 sayılı Yasa'nın 4191 sayılı Yasa ile değişik 17. maddesi hükmü uyarınca, davanın adli yargı yerinde görülmesi ve  Erciş Ağır Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ: Davanın  çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Erciş Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2.2.2006 gün ve E:2006/21, K:2006/21 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 04.06.2007 gününde OYBİRLİ?İ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

* * *

 

Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:

ESAS      NO : 2007/27

KARAR  NO: 2007/27

KARAR  TR : 2.7.2007

 (Ceza Bölümü)

 

 

ÖZET: Asker kişi sanıklara yüklenen “üste fiilen taarruz” ve “asta müessir  fiil” suçlarının, Türk Ceza Kanununda düzenlenen “kasten yaralama” suçu kapsamında kaldığı,  bu suçun da  askeri suç olmaması, askeri suça bağlı bulunmaması ve askeri mahkemede yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmiş olması nedeniyle, açılan kamu davasının ADLİ YARGI  yerinde görülmesinin gerektiği hk.

 

K A R A R

 

Davacı        : K.H. 

Sanıklar      : 1- Y.A.

                   2- İ.G.

                    

O L A Y     :Erzurum/ Pasinler 7/2 Mknz. P. Tb. 5. Mknz. P. Bl. Komutanlığı emrinde görevli sanık P. Çvş. Yusuf Arslan’ın, 1.9.2004 günü, hazır kıta çavuşu olarak görevli olduğu sırada, aynı Komutanlık emrinde görevli sanık P. Onb. İkram Günde’yi üzerini değiştirerek hazır kıtadaki görevinin başına geçmesi konusunda uyardığı, uyarısının dinlenmemesi üzerine, P. Onb. İkram Günde’yi oturduğu yerden iterek düşürdüğü, bu duruma sinirlenen İkram Günde’nin de yerden kalkarak Yusuf Arslan’a yumrukla vurduğu, daha sonra her ikisinin de birbirlerine vurması ile gelişen kavgada İkram Günde’nin yere düşerek baygınlık geçirdiği, İkram Günde hakkında hayati tehlike geçirdiği belirterek geçici doktor raporunun düzenlendiği, Yusuf Arslan’ın ise herhangi bir rapor almadığı, böylece sanık Yusuf Arslan’ın, İkram Günde’ye hayati tehlikeye maruz bırakacak şekilde itekleyip, yumrukla birkaç kez vurarak yaralamak suretiyle asta müessir fiil suçunu, İkram Günde’nin ise maruz kaldığı müessir fiilin meydana getirdiği ağır ve haksız tahrik neticesi Yusuf Arslan’a yumrukla vurmak suretiyle üste fiilen taarruz suçunu işlediği ileri sürülerek, sanık Yusuf Arslan’ın eylemine uyan Askeri Ceza Kanunu’nun 117/1., sanık İkram Günde’nin eylemine uyan aynı Kanun’un 91/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları,cezalarından Türk Ceza Kanunu’nun 51/son maddesi uyarınca indirim yapılmasına karar verilmesi  istemiyle 9. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 24.11.2004 gün ve E:2004/1220, K:2004/719 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

9. KOLORDU KOMUTANLI?I ASKERİ MAHKEMESİ: 3.7.2006 gün ve E:2006/78, K:2006/420 sayıyla; sanık Yusuf Arslan’ın çavuşluğa nasıp emri tüm araştırmalara rağmen bulunamadığından sanığın  onbaşı rütbesinde kabul edilmesi gerektiği sonucuna varıldığı, bu durumda sanıklara yüklenen eylemin karşılıklı müessir fiil suçunu oluşturduğu, 353 sayılı  Yasa’nın 17. maddesi gereğince terhis edilmiş olan sanıkları yargılama  görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek,  dava dosyası,Pasinler  Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

PASİNLER ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 16.2.2007  gün ve E:2006/339, K:2007/25 sayıyla; sanık Yusuf Arslan’ın çavuş diploması bulunduğu ve fiilen çavuş rütbesini kullandığı, bu nedenle  yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, Pasinler  Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler; Süleyman ÖZCAN, Hamdi Yaver AKTAN, Muvaffak TATAR, Recep SÖZEN, Tamer KORKMAZ, Hasan DENGİZ’in, katılımlarıyla yapılan 02.07.2007 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME : Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ :Raportör-Hakim G.Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözü-münde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR’ün adli yargı,  Askeri Yargıtay  Başsavcı Yardımcısı Kamil SEVİMLİ’nin davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GERE?İ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.              

Aynı Yasa’nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4191 sayılı Yasa’yla değişik 17. maddesinde; “askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer” denilmekte iken, maddenin "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." tümcesi Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

Buna göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır.

Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, görevsizlik kararı veren  adli yargı yerince, sanıklardan Yusuf Arslan’ın çavuş rütbesinde olduğu kabul edilmiş ise de, dosyanın incelenmesinde, dosyada bulunan “Çavuş Diploması” başlıklı tarihsiz belgenin sınav kurulu başkanı, iki üye, talimgah komutanı ile Pasinler Garnizon Komutanı tarafından onaylandığı; diplomanın içeriğinden, adı geçenin 03.12.2003 tarihinde başlayıp 06.02.2004 tarihine kadar devam eden 1983/4 üncü dönem Çavuş kursunu başarı ile bitirdiği ve kıtasında göreceği intibak ve tamamlama eğitiminde de başarılı olduğu takdirde Çavuş olmaya layık görüldüğü anlaşılmıştır.

Yapılan inceleme sonucu ilgilinin Çavuşluğa nasbedildiğini gösterir bir belge ve kaydın bulunamadığı nedenleri ile suç tarihinde sanığın, diğer sanıkla aynı rütbede olduğu kabul edilerek, sanıklara yüklenen eylemin Türk Ceza Kanununda  düzenlenen suçlar kapsamında kaldığı  sonucuna varılmıştır.

Sanıkların  yargılama  aşamasında  terhis  edildikleri  dosya  içindeki  bilgi  ve  belgelerden anlaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, yüklenen suçların  askeri suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması, sanıkların  terhis edilmesiyle askeri mahkemede yargılanmalarını gerektiren ilginin de kesilmiş olması nedeniyle, 353 sayılı Yasa'nın 4191 sayılı Yasa ile değişik 17. maddesi hükmü uyarınca, davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Pasinler Asliye Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ: Davanın  çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Pasinler Asliye Ceza  Mahkemesi’nin 16.2.2007  gün ve E:2006/339, K:2007/25 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 02.07.2007 gününde OYBİRLİ?İ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

* * *

 

Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:

ESAS      NO : 2007/29

KARAR  NO: 2007/29

KARAR  TR : 2.7.2007

 (Ceza Bölümü)

 

 

ÖZET: Sivil kişi sanık hakkında "bakaya kalmak" suçu nedeniyle açılan kamu davasının, 353 sayılı Yasa  uyarınca ADLİ YARGI yerinde görülmesinin gerektiği hk.

 

K A R A R

 

             Davacı        : K.H.

             Sanık          : C.K.

 

O L A Y     : Halen  Genelkurmay Öz. Kuv. Des. Kt. Mhf. Bl. Komutanlığı emrinde görevli sanık P. Er Celal Kalın’ın, adına çıkarılan celp çağrı pusulasının 18.4.2005 tarihinde  kendisine tebliğ edildiği, 21.11.2005 günü askerlik şubesinde hazır bulunmasının istendiği, 23.11.2005 tarihinde askerlik şubesine gelen sanığın bir gün yol süresi ile kıtasına sevk edildiği, en geç 25.11.2005 gününe kadar acemi  birliğine katılması gerekirken,makbul bir mazereti olmaksızın 26.11.2005 tarihinde acemi birliğine katıldığı, böylece sanığın 25.11.2005-26.11.2005 tarihleri arasında  geç iltihak suretiyle bakaya kalmak suçunu işlediği ileri sürülek, eylemine uyan Askeri Ceza Kanunu’nun 63/1-A, Ek-8.,5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 75/1, 49/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Genelkurmay Başkanlığı Askeri  Savcılığı’nın 9.5.2006 gün ve E:2006/247, K:2006/159 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

GENELKURMAY BAŞKANLI?I ASKERİ MAHKEMESİ: 16.11.2006  gün  ve  E:2006/337, K:2006/397 sayıyla; 353 sayılı Yasa’nın 5.10.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5530 sayılı Yasa ile değişik 13. maddesi uyarınca, sanığa yüklenen eylem nedeniyle sanığı yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Karşıyaka  4. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

KARŞIYAKA 4. ASLİYE  CEZA MAHKEMESİ: 5.1.2007 gün ve E:2006/750, K:2007/3 sayıyla; 5530 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce işlenmiş olduğu ileri sürülen suç nedeniyle sanığı yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, kendisine gelmekle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler; Süleyman ÖZCAN, Hamdi Yaver AKTAN, Muvaffak TATAR, Recep SÖZEN, Tamer KORKMAZ, Hasan DENGİZ’in, katılımlarıyla yapılan 02.07.2007 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME : Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ :Raportör-Hakim G.Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözü-münde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR’ün adli yargı,  Askeri Yargıtay  Başsavcı Yardımcısı Kamil SEVİMLİ’nin davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GERE?İ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.              

Sanığın sivil kişi olması nedeniyle, 353 sayılı Yasa’nın asker olmayan (sivil) kişilerin askeri mahkemelerde yargılanma koşullarını belirleyen maddeleri yönünden değerlendirme yapılması gerekmektedir.

353 sayılı Yasa’nın 11. maddesinde,  “Askeri mahkemeler, asker olmayan kişilerin aşağıda yazılı suçlarına ilişkin davalarına bakarlar.

A) Askeri Ceza Kanununun 55, 56, 57, 58, 59, 63, 64, 81, 93, 94, 95, 100, 101 ve 102nci maddelerinde yazılı suçlar;

B) Birinci askeri yasak bölgeler içinde veya nöbet yerlerinde, karakollarda, kışla ve karargahlarda, askeri kurumlarda, yerleşme ve konaklama amacıyla kullanılan bina ve mahaller içinde askerlere fiilen taarruzda bulunan, söven veya hakaret eden veyahut askerlik görevine ilişkin işleri yapmaya veya yapmamaya zorlamak için şiddet ve tehdide başvuranların Türk Ceza Kanunu'nun bu fiillere ilişkin 188, 190, 191, 254, 255, 256, 257, 258, 260, 266, 267, 268, 269, 271, 271 ve 273 üncü maddelerinde gösterilen suçları;

C) Nöbetçi, devriye, karakol, inzibat, askeri trafik, kolluk veya kurtarma ve yardım görevi yapan askerlere (Umumi emniyet ve asayişi korumaya ilişkin önleyici ve adli zabıta görevlerini ifa ettikleri sırada jandarma, subay, astsubay, erbaş ve erleri hariç) karşı bu görevleri yaptıkları sırada işlenen yukarıdaki (B) fıkrasında yazılı suçlar;”              

D) (İptâl: Anayasa Mah. nin 14.2.1978 Tarihli ve E. 1977/130, K. 1978/13 sayılı kararı ile.)

E) Diğer kanunlar ile askeri mahkemelerde yargılamaları öngörülen suçlar” denilerek asker olmayan kişilerin askeri mahkemede yargılanma koşulları belirlenmiş iken, madde, 5530 sayılı Yasa’nın 3. maddesi ile değiştirilerek, uluslararası anlaşmalar gereğince yabancı asker kişilerin askeri mahkemede yargılanmalarını gerektiren suçları hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasının Milli Savunma Bakanının iznine bağlı olacağı düzenlenmiştir.

Öte yandan, 353 sayılı Yasa’nın 13. maddesi 5530 sayılı Yasa’nın 4. maddesi ile değiştirilerek, Askeri Ceza Kanunu’nun 55, 56, 57, 58, 59, 61, 63, 64, 75, 79, 80, 81, 93, 94, 95, 114 ve 131. maddelerinde yazılı suçların, askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi olmayan sivil kişiler tarafından barış zamanında işlenmesi halinde, bu kişilerin yargılanmalarının adli yargı mahkemeleri tarafından, Askeri Ceza Kanunu hükümleri uygulanmak suretiyle yapılacağı, belirtilmiştir.

353 sayılı Yasada yapılan  bu değişiklikle, sivil kişilerin barış zamanında, Askeri Ceza Kanunu’nun  yukarıda belirtilen maddelerinde yazılı suçları işlemeleri halinde adli yargı yerinde yargılanacakları kuşkusuzdur. 

 

Açıklanan nedenlerle, 5530 sayılı Yasa ile değişik 353 sayılı Yasa’nın 13. maddesi uyarınca davanın adli yargı yerinde görülmesi ve  Karşıyaka 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ : Davanın  çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Karşıyaka 4. Asliye Ceza  Mahkemesi’nin 5.1.2007  gün ve E:2006/750, K:2007/3 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 02.07.2007 gününde OYBİRLİ?İ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

 






Yeni Sayfa 1





belediyelerin "imar", "ımar" ve "imar hukuku", "ımar hukuku", "kaçak yapı",
imar planı", "arazi ve arsa düzenlemesi", "imar para cezaları", "imar kirliliği
suçları", ve her türlü imar sorunlarına çözüm getirecek olan "imar hukukcusu" ve
"ımar hukukçusu".


 












imar hukukçusu

Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.

Yayınlanma:: 2007-07-21 (3257 okuma)

[ Geri Dön ]