imar

İmar Hukukçusundan Güncel Makaleler (imar)

imar hukuku (imar planları, arazi ve arsa düzenlemesi, kaçak yapı para cezası, inşaat ruhsatı vb.)dava dilekçe örnekleri

Tasnif edilmiş Danıştay Altıncı Dairesi İçtihatları

Danıştay imar ve imar hukuku içtihatları

imar hukuku ile ilgili terimler ve tanımlar


İmar Hukukçusu. Toki'den Ucuz Konut Satışı Devam Ediyor

+Hatalı ödemelerin geri alınması

+
18 uygulaması,

+
Danıştay içtihadı birleştirme kurulu kararı yargı kararının yerine getirilmemesi

+
Belediyelerin internet adresleri (web)

+
Görev tazminatı ile ilgili haberler

+
Konut finansmanı sistemine ilişkin çeşitli kanunlarda değişiklik yapılması hakkı

+
Toki'nin satılık evlerine yoğun talep var.

+
18. Madde uygulamasında hukuka aykırılık nedenleri imarhukukcusu cafer ergen

+Eski Haberler

+
2577 sayılı İYUK 7. Madde ile ilgili Danıştay İçtihatları

+657 sayılı Yasa uyarınca verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu

+Radyoloji personelinin çalışma (mesai) saatleri

+
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu kapsamında Sayıştay Genel Kurulunun 14.6.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararı.

· ANAYASA MAHKEMESİNİN "YÜRÜRLÜ?Ü DURDURMA" KARARLARI

· ANAYASA MAHKEMESİNE İPTAL İSTEMİYLE YAPILAN BA?VURULAR ÜZERİNE VERİLEN KARARLAR

· İmar Hukuku Terimleri Sözlüğü

· idare hukukcusu (idare hukuku)

idari yargı
İdari yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak yürütmeyi durdurma istekli iptal ve tam yargı dava dilekçesi örneğini görmek için buraya tıklayınız.

İmar

Tüm içeriği görmek için tıklayınız

İdare Hukuku

İDARE HUKUKU

imarhukukcusu.com tüm haberler

imar, Eski Haberler
21.09.12
· İmarda kısıtlılık sorunu sona eriyor (5 Yıl ile sınırlandırıldı)
16.09.12
· imar planları ve imar uygulamaları nedeniyle ücret
08.09.12
· Tazminat davasının süreaşımı nedeniyle reddi halinde maktu avukatlık ücreti
· İlan edilmeksizin uygulamaya konulan bir imar planının şekil eksikliği nedeniyle
· Davanın niteliği itibariyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmas
· Özel parselasyon ile belirlenmiş bulunan umumi hizmet alanları
· İmar planı ile notu arasında birbirine aykırı hususların bulunması
· 5 yıllık inşaat ruhsatı süresi içinde yapı kullanma izin belgesi alınmaması hali
12.05.12
· Deprem nedeniyle oluşan zararda belediyenin kusursuz sorumluluğu yoktur
10.05.12
· Tapulu yerdeki yapı ruhsattsız da olsa 32. madde işletilmemişse tazminat gerekir
· Yeşil alan için yapılan bağış da DOP tan düşülür.
14.04.12
· Bam Adli Yargı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkın
· Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
· Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
06.04.12
· Anayasa Mahkemesi’ne Göre 3194/42. Maddesinin Üçüncü Fıkrası (32 md)
· 42. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “…32…” ibaresi
01.04.12
· belediyelerin mimari projelerde meslek odasından ayrıca "proje onay belgesi" ist
· 125 nolu Danıştay Dergisi imar hukuku içtihatları
23.03.12
· Köy yerleşik alanı ve civarında imar yetkisi
· Yoldan İhdasen Oluşan Taşınmazlar Hakkında Yorum
· Anayasa Mahkemesi Kararı (Yoldan İhdas)
11.03.12
· Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı
05.03.12
· Çoğaltılmış Fikir Ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu
14.02.12
· Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı
21.12.11
· Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (21 Aralık 2011-28149)
· İmar Davaları Kitabı Üçüncü Baskı 2011
06.12.11
· İmar hukuku içtihatları (Danıştay Dergisi 124)
23.10.11
· 3194 sayılı Kanunun 5940 sayılı Kanunla değişik 42. maddesi uyarınca para cezası
· 1608 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası verilmesine ve 1 kez yasaklanan faa
· Bedele Dönüştürülen Paya Takdir Edilen Karşılığın Artırılması Davası
· Cedit-Erenler-Topçular-28 Haziran Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı
09.09.11
· Her proje için müellif sicil durum belgesi alınması zorunlu
12.08.11
· Valilik görüşü alınmadığı gerekçesiyle yıkılamayacağı
· İmar planının yürütmesinin durdurulması üzerine yapının mühürlenmesi
· Ticaret alanında akaryakıt istasyonu yapılamaz
· müellif sicil durum belgesi ibraz edilmeden yapı ruhsatında hukuka uyarlık bulun
· Tadilat ruhsatının kat irtifakı sahibi kişilerin imzası, bu kişiler tarafından v
· 2981 sayılı Yasanın 10/b alanında 3194 sayılı Kanunun 18. madde uygulamasında DO
· Mutlak tarım arazileri
01.08.10
· www.idarehukuku.net Türkiye'nin İdare Hukuku - İdari Yargı Bilgilerine hoşgeldin
29.06.10
· Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
17.04.10
· Kaplıca izinlerini artık Valilikler verecek. Bakanlık yetkiyi devretti.
10.04.10
· Yeni imar para cezası hükümleri önceki (Kaçak yapı suçlarına) uygulanmaz.
08.04.10
· 3194/18 uyg. yapılmayan alanda kamulaştırma yapılabilir
03.04.10
· Nazım imar planının yürürlükteki 1/100000 ve 1/50000 ölçekli planlara uygun olma
28.01.10
· İmar planı ve inşaat ruhsatı iptali üzerine tazminat dava açma süresi
· Plan değişikliği isteminin reddi yolundaki işlemin değil doğrudan planın iptalin
· Planlı bir bölgede arazi ve arsa düzenlemesi yapılmadan kamulaştırma yapılması
· Dolgu alanında plan yapılabilmesi
· Binanın hukuken en son bittiği tarih

Eski Haberler

İmar hukuku ile ilgili Kanunlar

+imar kanunu (3194)
+il özel idaresi kanunu (5302)
+belediye kanunu (5393)
+büyükşehir belediyesi kanunu(5216)
+kamulaştırma kanunu (2942)
+kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu (2863)

+yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması hakkında kanun (5366)
+yapı denetimi hakkında kanun (4708)
+gecekondu kanunu (775)
+imar ve gecekondu af kanunu (2981/3290)

İMAR HUKUKU İLE İLGİLİ YÖNETMELİKLER

+belediyeler tip imar yönt.
+imar affı yönetmeliği
+plansız alanlar yönt.
+plan yapım yönt.
+koruma amaçlı im. pln. yönt.
+kıyı kanunu uyg. yönt.
+tarım alanları yönt.
+karayolları kenarlarında..yönt.
+18. madde uygulama yönt.
+plan müellifleri yönt.
+gecekondu yönetmeliği

+imar ile ilgili tüm yönet.

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SA?LIK SİGORTASI KANUNU

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Mevuzatı

idare hukuku (Danıştay) içtihatları

İdare hukuku İçtihatları

idare hukuku, iptal ve tazminat davası

İdari Yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak Yürütmenin Durdurulması istekli iptal ve tazminat dava dilekçe örneği için tıklayınız.

İMAR

imar
içtihatları

Ankara Bölge İdare Mahkemesi

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi
Ankara Bölge İdare Mahkemesi
Konya Bölge İdare Mahkemesi
Aydın Bölge İdare Mahkemesi
Edirne Bölge İdare Mahkemesi
Manisa Bölge İdare Mahkemesi
Ordu Bölge İdare Mahkemesi
Van Bölge İdare Mahkemesi
Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi
Sakarya Bölge İdare Mahkemesi
Samsun Bölge İdare Mahkemesi
Antalya Bölge İdare Mahkemesi
Gaziantep Bölge idare Mahkemesi
Denizli Bölge İdare Mahkemesi
Adana Bölge İdare Mahkemesi
İzmir Bölge İdare Mahkemesi
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi
Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi
Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi
Bursa Bölge İdare Mahkemesi
Malatya Bölge İdare Mahkemesi
Sivas Bölge İdare Mahkemesi
Kayseri Bölge İdare Mahkemesi
Trabzon Bölge İdare Mahkemesi
İdari Yargı (İDARE HUKUKU) Kitapları (Yayınları)
Bölge İdare Mahkemelerinin İnternet (Web) Adresleri - Sayfaları
BÖLGE İDARE MAHKEMELERİNİN İTİRAZ MERCİLERİ
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun
Devlet Memurları Kanunu
Danıştay Kanunu
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
İdari Yargılama usulü Kanunu
Hakimler ve Savcılar Kanunu
399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Personel Rejimlerinin Düzenlenmesi ve 233 sayılı KHK''nin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

uyuşmazlık mahkemesi kararları 11
imar



Türkiyenin imar hukuku sorunları


Yeni Sayfa 2

Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:

ESAS      NO : 2006/29

KARAR  NO: 2006/29

KARAR  TR : 6.11.2006

(Ceza Bölümü)

 

K A R A R

 

ÖZET: Asker kişi sanığa  yüklenen eylemin “kasten yaralama” suçunu oluşturması ve bu suçun da  askeri suç olmaması, askeri suça bağlı bulunmaması ve askeri mahkemede yargılanma-yı gerektiren ilginin kesilmiş olması nedeniyle, açılan kamu davasının ADLİ YARGI  yerinde görülmesinin gerektiği hk.

 

Davacı        : K.H. 

Mağdur      : B.T.

Sanık          : E.K.

 

O L A Y     : Dicle Öz. G/K. Komutanlığı emrinde görevli sanık J. Er Ertuğrul Kılıç’ın, 1.6.2001 günü, aynı Komutanlık sorumluluk sahası içerisinde bulunan 2 nolu kulede 09-12 saatleri arasında tüfekli nöbetçi olarak görevli bulunan mağdur J. Er Bilal Taylan’ın yanına giderek, kulenin yanında bulunan su deposuna bakacağını söylediği sırada mağdurun, psikolojik sorunları olduğunu bildiği sanıktan firar edebileceği düşüncesiyle şüphelenmesi ve nöbet yerinden uzaklaşmasını istemesi üzerine, aralarında çıkan tartışma sonucunda, mağdur Bilal Taylan’ın burnuna yumrukla vurduğu, böylece amire fiilen taarruz suçunu işlediği ileri sürülerek eylemine uyan Askeri Ceza Kanunu’nun 91/1 maddesi uyarınca  cezalandırılması istemiyle 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 13.6.2001 gün ve E:2001/2184, K:2001/520 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

7. KOLORDU KOMUTANLI?I ASKERİ MAHKEMESİ: 2.10.2003 gün ve E:2003/239, K:2003/971 sayıyla; yargılama aşamasında, sanığın “mağdurun öncelikle kendisinin boğazını sıktığı” yönündeki ifadesinin aksi kanıtlanamadığından, şüpheden sanık yararlanır ilkesi ışığında önce mağdurun yersiz müdahale ve icapsız fiillerde bulunduğunun kabul edilerek, mağdurun Askeri Ceza Kanunu’nun 106. maddesindeki korumadan yararlandırılmaması yoluna gidildiği, böylece eylemin aynı rütbedeki erler arasında meydana geldiği, eylemin Türk Ceza Kanunu’nun 456/4. maddesinde düzenlenen suça uyduğu, sanığın yargılama sırasında  terhis edildiği açıklanarak, yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Dicle Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

DİCLE ASLİYE CEZA MAHKEMESİ : 7.9.2005 gün ve E:2005/34, K:2005/90 sayıyla; olay günü, mağdurun nöbetçi olması nedeniyle yüklenen eylemin amire karşı yapılmış sayılması gerektiği, Askeri Ceza Kanunu’nun 92. maddesi uyarınca sanığın ifadesinde belirttiği hususun Türk Ceza Kanunu’nun 51. maddesine göre indirim nedeni olarak düzenlendiği, böylece yüklenen eylemin Askeri Ceza Kanunu’nun 91/1. maddesindeki suçu oluşturduğu açıklanarak, yargılama  görevinin askeri  yargı  yerine  ait  olduğu  gerekçesiyle, 7 gün içinde itiraz yolu açık olmak üzere görevsizlik kararı vermiş, karar tebliğ edilerek, Mahkememize gönderilen dava dosyasında, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce 10.7.2006 gün ve E:2006/13, K:2006/15 sayılı kararı ile, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilip dosyanın Mahkemesine gönderilmesinden sonra, bu kez dosyadaki eksiklikler giderilip karar kesinleştirilerek dava dosyası, Dicle Cumhuriyet  Başsavcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler; Süleyman ÖZCAN, Hamdi Yaver AKTAN, Muvaffak TATAR, Recep SÖZEN, Tamer KORKMAZ, Hasan DENGİZ’in katılımlarıyla yapılan 06.11.2006 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME : Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ :Raportör-Hakim G.Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözü-münde askeri yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ’nin adli yargı,  Askeri Yargıtay  Başsavcı  Yardımcısı Namık ÖZTÜRK’ün, davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GERE?İ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:                

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.              

Aynı Yasa’nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4191 sayılı Yasa’yla değişik 17. maddesinde; “askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer” denilmekte iken, maddenin "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." tümcesi Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

Buna göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır.

211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nun 76. maddesinde, "Nöbet; askerlikteki müşterek hizmetlerin yapılmasını ve devamını sağlamak maksadı ile bu hizmetlerin belli bir sıra ve süre ile subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, erbaş ve erler ile Silahlı Kuvvetler Teşkilatı içinde vazifeli olan bilumum sivil şahıslar tarafından yapılmasıdır.

Nöbetçi: nöbet hizmetinin yapılması için görevlendirilen şahıstır” şeklinde tarif edilmiş, 77. maddesinde de, "Kıtalarda, karargahlarda ve askeri kurumlarda nöbet hizmetine tabi tutulacak personelin kimler olacağı, nöbet hizmetlerinin yapılış tarzı ile şekli ve nöbetçilere ait  vazifeler  talimatname  ile  tayin  ve  tesbit olunur."  denilmiştir.

1632 sayılı Askeri  Ceza  Kanunu'nun, "Nöbetçi, karakol, devriyenin  tarifi"  başlığı  altında  düzenlenen 15. maddesinde;

"1-Bu kanunun tatbikatında nöbetçi hazarda ve seferde emniyet, muhafaza, disiplin, tarassut maksatlariyle silahlı olarak bir yere konulan ve muayyen bir talimatı bulunan tek veya çift askerdir.

2- Karakol hazarda ve  seferde aynı maksatlarla konulan ve bir  amir emrinde bulunan

silahlı bir kısım askerdir.

3-Devriye hazarda ve seferde aynı maksatlarla muayyen bir mıntıkada seyyar olarak vazife yapan bir veya daha ziyade silahlı askerdir." denilmekte, benzer düzenleme İç Hizmet Kanunu'nun 78. maddesinde  de yer almaktadır.

Aynı Kanun'un 106. maddesinde "Askeri karakola, nöbetçiye ve devriyeye hakaret eden veya bunları dinlemiyen veya bunlara mukavemette bulunan yahut fiilen taarruz eden bu suçları amire karşı yapmış sayılır ve öylece cezalandırılır."  denilmekte olup, her iki madde birlikte değerlendirildiğinde 15. maddede yazılı olan nöbetçilerin belli suçlar karşısında amir sayılacakları, daha açık bir anlatımla, maddede yazılı suçları işleyenlerin, bu suçları amire karşı işlemiş kabul edilerek ast gibi cezalandırılacakları; 12. maddesinde de “Bu kanunun tatbikatında (Hizmet) tabirinden maksat gerek malûm ve muayyen olan ve gerek bir amir tarafından emredilen bir askeri vazifenin madun tarafından yapılması halidir” denilerek yasanın uygulanmasında hizmetin gerek malum ve muayyen olan ve gerek bir amir tarafından emredilen bir askeri vazifenin madun tarafından yapılması hali olduğu belirtilmiştir.

Öte  yandan,  İç  Hizmet  Yönetmeliği'nin "Askerlikte Nöbet Hizmetleri"  başlığı altında düzenlenen 382 ve devamı maddelerinde nöbet hizmetleriyle ilgili hükümler düzenlenmiştir. Yönetmeliğin 395. maddesinde, "Kıt'alarda her Kuvvetin özelliğine uygun olarak nöbet hizmetleri yürütülür. Bu yönetmeliğin dışında kalan veya ayrıca özellik arzeden nöbet hizmetleri ihtiyaca göre komutanlıklarca; bu yönetmelik esasları gözönünde tutularak hazırlanıp uygulanır." denilmektedir.

Açıklanan yasa hükümleri ile buna bağlı olarak İç Hizmet Kanunu ve Yönetmeliği gibi mevzuat hükümleri gözetilerek amir olma durumunun tespit edilmesi gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinde, dosya içinde mevcut Merkez Jandarma Karakol Komutan-lığının 1.6.2001 tarihli nöbet çizelgesinden, 09.00-12.00 saatleri arasında yakınan Bilal Taylan’ın 2 nolu kule devriye nöbetçisi olarak görevlendirildiği anlaşılmıştır.

Ancak, olay sırasında, sanığın “mağdurun önce kendisinin boğazını sıktığı” yönündeki ifadesinin aksinin askeri ve adli yargı yerlerince kanıtlanamadığının belirtilmesi karşısında, mağdurun yersiz müdahale ve icapsız fiillerde bulunduğu kabul edilerek, Askeri Ceza Kanunu’nun 106. maddesindeki korumadan yararlanmasının mümkün olmadığı, bu durumda, eylemin kasten yaralama suçunu oluşturduğu kuşkusuzdur.

Sanığın yargılama aşamasında terhis edildiği dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, yüklenen suçun askeri suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması, sanığın terhis edilmesiyle askeri  mahkemede  yargılanmasını  gerektiren ilginin de kesilmiş olması nedeniyle, 353 sayılı Yasa'nın 4191 sayılı Yasa ile değişik 17. maddesi hükmü uyarınca, davanın adli yargı yerinde görülmesi ve  Dicle Asliye Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ: Davanın  çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Dicle Asliye Ceza Mahkemesi’nin 7.9.2005 gün ve E:2005/34, K:2005/90 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 06.11.2006 gününde OYBİRLİ?İ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

* * *

 

Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:

ESAS      NO : 2006/30

KARAR  NO: 2006/30

KARAR  TR : 6.11.2006

(Ceza Bölümü)

  

ÖZET: Mülki (idari)  görevlerine girmesi nedeniyle, jandarma personeli olan asker kişi sanık hakkında açılan kamu davasının ADLİ YARGI yerinde görülmesinin gerektiği  hk.

 

K A R A R

 

Davacı        : K.H. 

Sanık          : V.K.

 

O L A Y     : Datça İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde görevli sanık J.Ulş.Er Volkan Kalaycı’nın, 21.8.2004 günü, aynı Komutanlık emrinde görevli Uzm.J.Çvş. Satılmış Çakmak komutasında, idaresindeki 748164 plaka sayılı askeri araç ile 14.00-18.00 saatleri arasında devriye görevine çıktıkları sırada, aracı Satılmış Çakmak’ın belirttiği istikametin aksine ve hızlı kullandığı, araç komutanının emirlerine riayet etmediği gibi “arabayı uçuruma sürerim” diyerek tehdit ettiği, böylece, emre itaatsizlikte ısrar etmek ve üst“ü tehdit suçlarını işlediği ileri sürülerek, eylemine uyan Askeri Ceza  Kanunu’nun 87/1, 82/2. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Güney Deniz Saha Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 9.11.2004 gün ve E:2004/3023, K:2004/788 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

GÜNEY DENİZ SAHA KOMUTANLI?I ASKERİ MAHKEMESİ :15.6.2005 gün ve E:2005/524, K:2005/210 sayıyla; yüklenen üst’ü tehdit suçundan sanığın beraetine, diğer suç açısından ise, jandarmanın mülki görevleri sırasında işlendiği, ayrıca yargılama sırasında sanığın terhis edildiği nedeniyle yargılama görevinin adli yargı yerine ait  olduğu  gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Datça Asliye Ceza  Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

DATÇA ASLİYE CEZA MAHKEMESİ : 11.11.2005 gün ve E:2005/276, K:2005/236 sayıyla; asker kişi sanığı, asker kişiye karşı, askerlik hizmet ve görevleri nedeniyle işlediği ileri sürülen suç nedeniyle yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, Mahkememize gönderilen dava dosyasında, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce 6.3.2006 gün ve E:2006/2, K:2006/2 sayılı kararı ile, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilip dosyanın Mahkemesine gönderilmesinden sonra, bu kez dosyadaki eksiklikler giderilip karar kesinleştirilerek dava dosyası, aynı Mahkemece, Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler; Süleyman ÖZCAN, Hamdi Yaver AKTAN, Muvaffak TATAR, Recep SÖZEN, Tamer KORKMAZ, Hasan DENGİZ’in katılımlarıyla yapılan 06.11.2006 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME: Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G.Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ’nin adli yargı,  Askeri Yargıtay  Başsavcı  Yardımcısı Namık ÖZTÜRK’ün, davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GERE?İ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

353 Sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

"Askeri suç" ise öğretide ve uygulamada:

a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.

Ancak, sanık Jandarma Personeli olduğuna göre, Jandarmanın hangi nitelikteki görevler ile görevlendirildiğine ilişkin yasal düzenlemenin göz önünde tutulması, suça konu olayın meydana geldiği sırada yerine getirilmekte olan görevin, Yasa'da belirtilen görevlerden hangisine uygun olduğunun incelenmesi, görevli yargı yerinin buna göre belirlenmesi gerekmektedir.

2803 sayılı Jandarma Teşkilat Görev Ve Yetkileri Kanunu’nun 7. maddesinde, Jandarmanın sorumluluk alanlarında genel olarak görevleri:

a)    Mülki görevleri;

Emniyet ve asayiş ile kamu düzenini sağlamak,  korumak  ve   kollamak, kaçakçılığı men, takip

ve tahkik etmek, suç işlenmesini önlemek için gerekli tedbirleri almak ve uygulamak, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinin dış korunmalarını yapmak,

b)    Adli görevleri;

İşlenmiş suçlarla  ilgili olarak  kanunlarda  belirtilen işlemleri  yapmak ve  bunlara  ilişkin  adli

hizmetleri yerine getirmek,

c)    Askeri görevleri;

Askeri kanun ve  nizamların  gereği  görevlerle  Genelkurmay  Başkanlığı'nca  verilen görevleri

yapmak,

d)    Diğer görevleri;

Yukarıda belirtilen görevler  dışında  kalan  ve  diğer  kanun  ve  nizam   hükümlerinin icrası  ile

bunlara dayalı emir ve kararlarla Jandarmaya verilen görevleri yapmak, şeklinde sayılmıştır.

Jandarma Teşkilatı Görev Ve Yetkileri Yönetmeliğinin, “Mülki Görevlerin Esasları” başlığı altında düzenlenen 45. maddesinde, “Jandarma:

a.Halkın can, ırz ve malını korur.

b.Suç işlenmesini önlemek ve kamu düzenini sağlamak için gerekli önlemleri alır

c.Asayişi ve gerek kamunun, gerekse kişilerin güvenliğini ve konut dokunulmazlığını korur.

d…….

e.Kamunun huzur ve sükununu bozan; kanunlara, nizamlara ve kamu düzenine aykırı bütün eylemlerin işlenmesine; yasa ve nizamlar gereğince engel olur.

………” denildikten sonra “Mülki Görevlerin Yürütülüş Esasları” başlığı altında düzenlenen 46. maddesinde, “Jandarma mülki görevlerini esas olarak;

a……

b.Önleyici kolluk görevini, kendi görev bölgesinde düzenli devriyeler gezdirerek aksaksız yürütmek

c.Hizmet sırasında dikkatli ve uyanık bulunarak herhangi bir suçun işlenip, işlenmediğini araştırmak, Devlete, kamu veya kişilere, mal ve eşyalara yönelik tehlike, sabotaj, kaza vb. durumlarda gecikmeksizin yardım etmek; kanuni gereğini yerine getirmek” şeklinde sayılmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, dosya içinde mevcut önleyici kolluk devriyesi hizmet kağıdına göre, sanığın olay günü, olay sırasında önleyici kolluk devriyesi olup “yol emniyet ve kontrol devriyesi”nde görevli olduğu, bu görevin de Jandarmanın askerlik görevi ile ilgili olmayıp mülki görevi ile ilgili olduğu anlaşılmıştır.

2803 sayılı Kanun’un 15 ve Yönetmeliğin 186. maddelerine göre jandarma personelinin ancak askeri hizmete ilişkin eylemlerinden dolayı askeri yargıya tabi bulundukları kuşkusuzdur.

Açıklanan nedenlerle, asker kişi sanığın mülki görevleri sırasında işlediği ileri sürülen suç nedeniyle hakkında açılan kamu davasının adli yargı yerinde görülmesi ve Datça Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ: Davanın  çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Datça Asliye Ceza Mahkemesi’nin 11.11.2005 gün ve E:2005/276, K:2005/236 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 06.11.2006 gününde OYBİRLİ?İ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

* * *

 

Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:

ESAS      NO : 2006/31

           KARAR  NO: 2006/31

KARAR  TR : 11.12.2006

(Ceza Bölümü)

                ÖZET: 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107. maddesi 15. fıkrası uyarınca, denetim süresinde hapis cezasını gerek-tiren kasıtlı bir suç işleyen hükümlü hakkındaki şartla salıverilme kararının geri alınmasında, hükmü veren ilk derece mahkemesinin görevli olduğu hk.

 

K A R A R

 

Davacı        : K.H.

Hükümlü    : M.Y.

 

O L A Y     : Antalya 3. P.  Er Eğt. Tug. Avcı Tb. 3. Bl. Komutanlığı emrinde görevli P. Er Muharrem Yavuz’un, cezaevi idaresine karşı ayaklanmaya teşvik ve azmettirmek ve fiilen ayaklanmaya katılmak suçu nedeniyle yapılan yargılaması sonucunda 58. Er Eğitim Tümen Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nce 25.12.1996 gün ve E:1996/84, K:1996/811 sayı ile yedi yıl altı ay hapis ile, görevli memura hakaret, saldırgan sarhoşluk suçları nedeniyle Koyulhisar Asliye Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılaması sonucunda 16.12.1998 gün ve E:1998/6, K:1998/65 sayı ile verilen iki ay altı gün hapis, 1.672.000.TL ağır para, iki ay hafif hapis cezaları, Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nce 5.3.1999 gün ve 1996/84, K:1999/14 sayı ile içtima edilerek yedi yıl sekiz ay altı gün hapis, 1.672.000.TL ağır para, iki ay hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, kesinleşen bu hükmün, Hafik Kapalı Cezaevinde infazı sırasında, askeri yargı yerince verilen yedi yıl altı ay hapis cezası dışında kalan cezalarının 4616 sayılı Yasa kapsamında kaldığı, askeri yargı yerince verilen cezasının 647 sayılı Yasa hükümleri uyarınca hesap edilerek şartla salıverilmesine karar verilmesi için Hafik Cumhuriyet Başsavcılığı’nca gönderilen yazı üzerine, Sivas 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, 25.12.2000 gün ve 2000/285 Müt. sayı ile, 647 sayılı Yasa'nın 19 ve ek-2. maddeleri uyarınca, bihakkın tahliye tarihi 21.6.2005 olan sanığın 25.12.2000 gününden geçerli olmak üzere şartla salıverilmesine karar verilmiştir.

Hükümlü Muharrem Yavuz’un, bihakkın tahliye tarihi olan 21.6.2005 gününden önce deneme  süresi  içinde,16.7.2001 günü hırsızlık suçunu  işlemesi  nedeniyle Koyulhisar Asliye Ceza Mahkemesi'nce 29.3.2002 gün ve E:2001/76, K:2002/17 sayı ile, üç yıl bir gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi ve hükmün de 21.12.2004 günü kesinleşmesi üzerine, Koyulhisar Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, sanık hakkındaki 25.12.2000  günlü, 2000/285 Müt.  sayılı  şartla  salıverilme  kararının  geri  alınması  Sivas 2. Ağır  Ceza Mahkemesi'nden istenilmiştir.

SİVAS 2. A?IR  CEZA MAHKEMESİ: 7.4.2005  gün  ve  2005/51  Müt.  sayıyla; 825 sayılı Kanun'un 5. maddesi uyarınca, hükümlü hakkında mahkumiyet kararını vermiş bulunan askeri mahkemece şartla salıverilme kararının geri alınmasına karar verilmesi gerektiği açıklanarak, “mahkememizin yetkisizliğine” şeklinde karar vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkezi  Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ne gönderilmiştir.

DA? KOMANDO OKULU VE E?İTİM MERKEZİ KOMUTANLI?I ASKERİ MAHKEMESİ 29.4.2005 gün ve E:2005/803, K:2005/154 sayıyla; Uyuşmazlık Mahkemesi'nin yerleşmiş içtihatları dikkate alındığında şartla salıverilme kararının geri alınmasına karar verme görevinin şartla salıverilme kararını veren mahkemeye ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı Askeri Savcılığı'nca, Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında,Üyeler; Süleyman ÖZCAN, Hamdi Yaver AKTAN, Muvaffak TATAR, Tamer KORKMAZ, Hasan DENGİZ, M.Sadık LİMAN’ın, katılımlarıyla yapılan 11.12.2006 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME : Her ne kadar adli yargı yerince hükümde "mahkemenin görevsizliğine" denmemiş ise de; karar gerekçesinde adli mahkemenin görevli olmayıp, askeri mahkemenin görevli olduğu açıkça belirtildiğinden, "mahkemenin yetkisizliğine" şeklinde verilen karar görevsizlik kararı olarak kabul edilmiştir. Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, adli ve askeri yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ :Raportör-Hakim G.Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde askeri yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ’nin askeri yargı,  Askeri Yargıtay  Başsavcı  Tezer Türkay GÜVEN’in, davanın çözümünün askeri yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GERE?İ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:          

Şartla salıverilme, 1.3.1926 tarih ve 765 sayılı Türk Ceza Yasası'nın 16 ile 17. maddelerinde ve daha sonra da 13.7.1965 tarih ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Yasa'nın 19. maddesinde yeniden düzenlenmiş ve şartla salıverilme kararının geri alınması ise, Türk Ceza Yasası'nın 17. maddesinin 3506 sayılı Yasa ile değişik 1. fıkrasının 1. cümlesinde "şartla salıverilmiş olan hükümlü geri kalan süre içinde işlediği kasıtlı bir cürümden dolayı şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkum olur veya mecbur olduğu şartları yerine getirmez ise, şartla salıverilme kararı geri alınır." hükmü ile düzenlenmiş iken, 13.11.2004 gün ve 25642 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanıp 1 Haziran 2005 günü yürürlüğe giren 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 12. maddesi ile  825 sayılı Ceza Kanununun Mevkii Mer’iyete Vaz’ına Müteallik Kanun ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu bütün ek ve değişiklikleri ile birlikte, 29.12.2004 gün ve 25685 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanıp 1 Haziran 2005 günü yürürlüğe giren 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 122. maddesi ile de 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.

Şartla salıverilme öğretide, mahkum edildiği  hürriyeti bağlayıcı cezalardan Yasa'nın gösterdiği bir kısmını iyi hal ile kurallara tam uyarak geçirmiş bulunan mahkumun, konulmuş olan şartlara her bakımdan uymaması durumunda geri alınması koşuluyla  mahkumiyet süresini tamamıyla bitirmeden mercii'nce alınacak bir kararla salıverilmesi olarak tanımlanmaktadır.

Şu halde, şartla salıverilme; ceza hükmünü ve ilgilinin hükümlü sıfatını ortadan kaldırmayıp, ceza süresinin sonuna kadar şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkum olacak şekilde yeniden kasten suç işlememek ve mecbur olduğu şartları yerine getirmek koşullarıyla tanınan bu haktan yararlanan hükümlü hakkındaki cezanın infaz şekillerinden biridir.

Şartla salıverilme 5275 sayılı Yasa’nın “Koşullu salıverilme” başlığı altında düzenlenen 107. maddesi ile yeniden düzenlenmiştir. Maddenin 11. fıkrasında, “Bir hükümlünün koşullu salıverilmesi hakkında ceza infaz kurumu idaresi tarafından hazırlanan gerekçeli rapor, hükmü veren mahkemeye; hükümlü başka bir yerde bulunuyorsa o yerde bulunan aynı derecedeki mahkemeye verilir. Mahkeme,  bu raporu uygun bulursa hükümlünün koşullu salıverilmesine dosya üzerinden karar verir. Mahkeme, raporu uygun bulmadığı takdirde gerekçesini kararında gösterir. Bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir”, 12. fıkrasında, “Koşullu salıverilen hükümlünün, denetim süresinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hakimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi halinde koşullu salıverilme kararı geri alınır” denilmektedir.

Aynı Yasa’nın  15. fıkrasında ise  “Koşullu salıverilme kararının geri alınmasına;

a)Hükümlü geri kalan süre içinde işlediği kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkum edilirse, hükmü veren ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi tarafından,

b)Hükümlünün bağlı tutulduğu yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde koşullu salıverilme kararına esas teşkil eden hükmü veren ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi veya koşullu salıverilme kararını vermiş olan mahkeme tarafından,

Dosya üzerinden karar verilir. Bu kararlara karşı itiraz yolu açıktır” hükmü yer almaktadır.

Açıklanan nedenlerle, cezaevi idaresine karşı ayaklanmaya teşvik ve azmettirmek ve fiilen ayaklanmaya katılmak suçu nedeniyle 58. Er Eğitim Tümen Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nin kararıyla yedi yıl altı ay  hapis cezasına mahkum olan hükümlü Muharrem Yavuz’un, deneme süresi içinde hırsızlık suçu nedeniyle hapis cezasına mahkum edildiği anlaşıldığından, koşullu salıverilme kararının hükmü veren ilk derece mahkemesi tarafından geri alınması, bu nedenle Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması  gerekmiştir.

SONUÇ: Davanın  çözümünde ASKERİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı Askeri  Mahkemesi’nin 29.4.2005 gün ve E:2005/803, K:2005/154 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 11.12.2006 gününde OYBİRLİ?İ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

* * *

 

Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:

ESAS      NO : 2006/33

KARAR  NO: 2006/33

KARAR  TR : 11.12.2006

(Ceza Bölümü)

 

 

ÖZET:Asker kişi sanığın, Askeri Ceza Kanunu’nun 131. maddesinde düzenlenen suçu nedeniyle açılan kamu davasının,askeri mahkemede yargılanmayı gerektiren ilgi kesilmiş olsa dahi ASKERİ YARGI yerinde görülmesinin gerektiği  hk.                                                                                                                                                            

 

K A R A R

 

Davacı        : K.H. 

Sanık          : T.K.

 

O L A Y     : Çanakkale İl Merkez Jandarma Komutanlığı emrinde görevli J. Er sanık Tekin Keyvan’ın, 2.7.2001 tarihinde valizlikte yapılan aramada, istihkakı dışında valizinden beş adet yazlık kamuflaj eğitim elbise pantolonu, üç adet eğitim elbisesi üstü, bir adet turizm jandarma pantolonu, bir adet gömleği, bir adet şapkası, iki adet bot, dolabında yapılan aramada da bir takım yazlık kamuflaj elbisesi, bir takım turizm yazlık elbisesi ve bir takım manevra kemeri bulunduğu, 4.7.2001 tarihinde memleketinde yakınlarının evlerinde yapılan aramalarda ise birçok askeri giyim eşyası, matara, asker çantası ve örme bel kemeri gibi askeri malzemelerin bulunduğu, ele geçirilen bu malzemelerin sanığın istihkakının olmayıp az kullanılmış ve halen kullanılabilecek durumda olduklarının anlaşıldığı, böylece, sanığın teselsülen askeri eşyayı çalmak suçunu işlediği ileri sürülerek, eylemine uyan Askeri Ceza Kanunu’nun 131/1, Türk Ceza Kanunu’nun 80. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle 2. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 15.10.2001 gün ve E:2001/1763, K:2001/915 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

2.Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi, sanığın yüklenen eylem nedeniyle cezalandırılmasına karar vermiş, kararın sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Askeri Yargıtay 4. Dairesi’nce, sanığın birliğindeki dolabı ve  valizlikte yapılan aramalarda ele geçirilen askeri malzemeler ile memleketindeki yakınlarının evlerinde yapılan aramalarda ele geçirilen askeri malzemelerin, birlik zimmetinde olup olmadığı, birlik zimmetinde yer alıyorsa, suç tarihi itibarı ile belirtilen malzemelere ilişkin bir eksiklik bulunup bulunmadığının araştırılmamış olması gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

2. KOLORDU KOMUTANLI?I ASKERİ MAHKEMESİ:30.12.2005 gün ve E:2005/1282, K:2005/1269 sayıyla;sanığa yüklenen eylemin askeri eşyayı gizlemek suçu kapsamında kaldığı, sanığın yargılama aşamasında terhis edilmesiyle Askeri Ceza Kanunu’nun 192. maddesi uyarınca yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Çanakkale 1. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

ÇANAKKALE 1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ:6.7.2006 gün ve E:2006/321,K:2006/367 sayıyla; Askeri Ceza Kanunu’nun 192. maddesinde askeri eşyayı gizlemek suçunun sivil kişiler tarafından işlendiği takdirde yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu belirtilmiş, olayda ise başlangıçta asker kişi olan sanığın yargılama aşamasında terhis edildiği anlaşıldığından bu maddenin uygulama yeri bulunmadığı, bu nedenle yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Mahkememize  gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında,Üyeler; Süleyman ÖZCAN, Hamdi Yaver AKTAN, Muvaffak TATAR, Tamer KORKMAZ, Hasan DENGİZ, M.Sadık LİMAN’ın, katılımlarıyla yapılan 11.12.2006 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME : Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ :Raportör-Hakim G.Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde askeri yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ’nin askeri yargı,  Askeri Yargıtay  Başsavcı  Tezer Türkay GÜVEN’in, davanın çözümünün askeri yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GERE?İ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalâa edilmektedir.              

Dosyada mevcut, Çanakkale İl Merkez Jandarma Komutanlığı’nın Ekim 2005 tarihli yazısından, suça konu malzemelerin, birlik zimmetinde bulunduğu ancak saymanlıkça yapılmakta olan kayıt silme, sarf işlemleri nedeniyle her yıl kayıtlarda değişiklik olması, aynı cins malzemelerin her yıl yenilerinin verilmesi ve suç tarihinde birlik mal sorumlusu olan personelin değişmiş olması nedeniyle suç tarihi itibariyle belirtilen malzemelere ilişkin bir eksiklik bulunup bulunmadığının tesbit edilemediğinin bildirildiği, aynı Komutanlığın 2.12.2005 günlü yazısından, suça konu malzemelerden bir kısmının istihkak olarak verilen terhisinde geri alınan malzemelerden olup, bir kısmının ise görevin özelliğine göre verilen malzemeler olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.

Aynı Yasa’nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4191 sayılı Yasa’yla değişik 17. maddesinde; “askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer” denilmekte iken, maddenin "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." tümcesi Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

Buna göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır.

Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, görevsizlik kararı veren askeri yargı yerince sanığa yüklenen eylemin askeri eşyayı gizlemek suçunu oluşturduğu ancak sanığın yargılama aşamasında terhis edilmesiyle  Askeri Ceza Kanunu'nun 192. maddesi uyarınca yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesine yer verilmiş ise de, tüm dosya içeriğinden sanığın eylemi Askeri Ceza Kanunu’nun 131. maddesinde düzenlenen suçlar kapsamında bulunduğundan ve 353 sayılı Yasa'nın 17. maddesinde, askeri mahke-melerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevinin değişmeyeceği, ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması durumunda, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği düzenlenmiş bulunduğundan ve somut olayda  sanığa yüklenen eylemin askeri suç olduğu anlaşıldığından 353 sayılı Yasa’nın 17. maddesi uyarınca davanın askeri yargı yerinde görülmesi ve 2. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ: Davanın çözümünde ASKERİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle 2. Kolordu Komutanlığı Askeri  Mahkemesi’nin 30.12.2005 gün ve E:2005/1282, K:2005/1269 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 11.12.2006 gününde OYBİRLİ?İ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

* * *

 

Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:

ESAS      NO : 2006/34

KARAR  NO: 2006/34

KARAR  TR : 11.12.2006

(Ceza Bölümü)

 

                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                    

ÖZET:  2247  sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa'nın 27.maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE karar verilmesinin gerektiği hk.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                     

 

K A R A R

 

Davacı        : K.H. 

Sanık          : E.S.

 

O L A Y     : Halen Söke/Aydın 11. P. Tug. 4. P. Tb. 11. P. Bl. Komutanlığı emrinde görevli P. Er Erhan Saz’ın, 6.6.2004 tarihine kadar Askerlik Şubesine müracaatla askere sevkini sağlatması gerekirken kanunen geçerli bir mazereti olmaksızın askere sevkini sağlatmadığı, böylece, 6.6.2004-20.7.2005 günleri arasında temadi eden  bakaya suçunu işlediği ileri sürülerek eylemine uyan Askeri Ceza Kanunu’nun 63/1-a maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle Ege Ordusu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 30.3.2006 gün ve E:2006/447, K:2006/236 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

Ege Ordusu Komutanlığı Askeri Mahkemesi, sanığın yüklenen eylem nedeniyle  cezalandırılmasına karar vermiş, karar henüz kesinleşmemiştir.

EGE ORDUSU KOMUTANLI?I ASKERİ MAHKEMESİ: 11.10.2006 gün 2006/113 Evrak  sayıyla; sanık hakkında, verilen mahkumiyet kararı tebliğ edilemediği için henüz kesinleşmediğinden hükme esas kanun maddesinin 5530 sayılı Kanunla değişik 353 sayılı Kanun’un 13. maddesi gereğince askeri yargı yerinin görevi dışına çıktığı açıklanarak, 5530 sayılı Kanunla değişik 353 sayılı Kanun’un 6ncı ek geçici maddesi  uyarınca yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Bitlis Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

BİTLİS ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 13.11.2006  gün ve E:2006/227, K:2006/284 sayıyla; askeri yargı yerince verilen kararın sanığa tebliğ edildiği, sanık tarafından yasal süre içinde temyiz edilmediği, böylece ilgili kararın sanık tarafından temyiz edilmeyerek 2.10.2006 günü kesinleştiği halde görevsizlik kararı verildiği, 5530 sayılı Yasa ile değişik 353 sayılı Kanun’un ek geçici 6/2 maddesi uyarınca ancak kesinleşmeyen dava dosyaları hakkında görevsizlik kararı verilebileceği belirtildiğinden yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, dava dosyası, Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Mahkememize  gönderilmiştir.






Yeni Sayfa 1





belediyelerin "imar", "ımar" ve "imar hukuku", "ımar hukuku", "kaçak yapı",
imar planı", "arazi ve arsa düzenlemesi", "imar para cezaları", "imar kirliliği
suçları", ve her türlü imar sorunlarına çözüm getirecek olan "imar hukukcusu" ve
"ımar hukukçusu".


 












imar hukukçusu

Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.

Yayınlanma:: 2007-07-21 (1436 okuma)

[ Geri Dön ]