imar

İmar Hukukçusundan Güncel Makaleler (imar)

imar hukuku (imar planları, arazi ve arsa düzenlemesi, kaçak yapı para cezası, inşaat ruhsatı vb.)dava dilekçe örnekleri

Tasnif edilmiş Danıştay Altıncı Dairesi İçtihatları

Danıştay imar ve imar hukuku içtihatları

imar hukuku ile ilgili terimler ve tanımlar


İmar Hukukçusu. Toki'den Ucuz Konut Satışı Devam Ediyor

+Hatalı ödemelerin geri alınması

+
18 uygulaması,

+
Danıştay içtihadı birleştirme kurulu kararı yargı kararının yerine getirilmemesi

+
Belediyelerin internet adresleri (web)

+
Görev tazminatı ile ilgili haberler

+
Konut finansmanı sistemine ilişkin çeşitli kanunlarda değişiklik yapılması hakkı

+
Toki'nin satılık evlerine yoğun talep var.

+
18. Madde uygulamasında hukuka aykırılık nedenleri imarhukukcusu cafer ergen

+Eski Haberler

+
2577 sayılı İYUK 7. Madde ile ilgili Danıştay İçtihatları

+657 sayılı Yasa uyarınca verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu

+Radyoloji personelinin çalışma (mesai) saatleri

+
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu kapsamında Sayıştay Genel Kurulunun 14.6.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararı.

· ANAYASA MAHKEMESİNİN "YÜRÜRLÜ?Ü DURDURMA" KARARLARI

· ANAYASA MAHKEMESİNE İPTAL İSTEMİYLE YAPILAN BA?VURULAR ÜZERİNE VERİLEN KARARLAR

· İmar Hukuku Terimleri Sözlüğü

· idare hukukcusu (idare hukuku)

idari yargı
İdari yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak yürütmeyi durdurma istekli iptal ve tam yargı dava dilekçesi örneğini görmek için buraya tıklayınız.

İmar

Tüm içeriği görmek için tıklayınız

İdare Hukuku

İDARE HUKUKU

imarhukukcusu.com tüm haberler

imar, Eski Haberler
21.09.12
· İmarda kısıtlılık sorunu sona eriyor (5 Yıl ile sınırlandırıldı)
16.09.12
· imar planları ve imar uygulamaları nedeniyle ücret
08.09.12
· Tazminat davasının süreaşımı nedeniyle reddi halinde maktu avukatlık ücreti
· İlan edilmeksizin uygulamaya konulan bir imar planının şekil eksikliği nedeniyle
· Davanın niteliği itibariyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmas
· Özel parselasyon ile belirlenmiş bulunan umumi hizmet alanları
· İmar planı ile notu arasında birbirine aykırı hususların bulunması
· 5 yıllık inşaat ruhsatı süresi içinde yapı kullanma izin belgesi alınmaması hali
12.05.12
· Deprem nedeniyle oluşan zararda belediyenin kusursuz sorumluluğu yoktur
10.05.12
· Tapulu yerdeki yapı ruhsattsız da olsa 32. madde işletilmemişse tazminat gerekir
· Yeşil alan için yapılan bağış da DOP tan düşülür.
14.04.12
· Bam Adli Yargı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkın
· Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
· Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
06.04.12
· Anayasa Mahkemesi’ne Göre 3194/42. Maddesinin Üçüncü Fıkrası (32 md)
· 42. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “…32…” ibaresi
01.04.12
· belediyelerin mimari projelerde meslek odasından ayrıca "proje onay belgesi" ist
· 125 nolu Danıştay Dergisi imar hukuku içtihatları
23.03.12
· Köy yerleşik alanı ve civarında imar yetkisi
· Yoldan İhdasen Oluşan Taşınmazlar Hakkında Yorum
· Anayasa Mahkemesi Kararı (Yoldan İhdas)
11.03.12
· Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı
05.03.12
· Çoğaltılmış Fikir Ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu
14.02.12
· Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı
21.12.11
· Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (21 Aralık 2011-28149)
· İmar Davaları Kitabı Üçüncü Baskı 2011
06.12.11
· İmar hukuku içtihatları (Danıştay Dergisi 124)
23.10.11
· 3194 sayılı Kanunun 5940 sayılı Kanunla değişik 42. maddesi uyarınca para cezası
· 1608 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası verilmesine ve 1 kez yasaklanan faa
· Bedele Dönüştürülen Paya Takdir Edilen Karşılığın Artırılması Davası
· Cedit-Erenler-Topçular-28 Haziran Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı
09.09.11
· Her proje için müellif sicil durum belgesi alınması zorunlu
12.08.11
· Valilik görüşü alınmadığı gerekçesiyle yıkılamayacağı
· İmar planının yürütmesinin durdurulması üzerine yapının mühürlenmesi
· Ticaret alanında akaryakıt istasyonu yapılamaz
· müellif sicil durum belgesi ibraz edilmeden yapı ruhsatında hukuka uyarlık bulun
· Tadilat ruhsatının kat irtifakı sahibi kişilerin imzası, bu kişiler tarafından v
· 2981 sayılı Yasanın 10/b alanında 3194 sayılı Kanunun 18. madde uygulamasında DO
· Mutlak tarım arazileri
01.08.10
· www.idarehukuku.net Türkiye'nin İdare Hukuku - İdari Yargı Bilgilerine hoşgeldin
29.06.10
· Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
17.04.10
· Kaplıca izinlerini artık Valilikler verecek. Bakanlık yetkiyi devretti.
10.04.10
· Yeni imar para cezası hükümleri önceki (Kaçak yapı suçlarına) uygulanmaz.
08.04.10
· 3194/18 uyg. yapılmayan alanda kamulaştırma yapılabilir
03.04.10
· Nazım imar planının yürürlükteki 1/100000 ve 1/50000 ölçekli planlara uygun olma
28.01.10
· İmar planı ve inşaat ruhsatı iptali üzerine tazminat dava açma süresi
· Plan değişikliği isteminin reddi yolundaki işlemin değil doğrudan planın iptalin
· Planlı bir bölgede arazi ve arsa düzenlemesi yapılmadan kamulaştırma yapılması
· Dolgu alanında plan yapılabilmesi
· Binanın hukuken en son bittiği tarih

Eski Haberler

İmar hukuku ile ilgili Kanunlar

+imar kanunu (3194)
+il özel idaresi kanunu (5302)
+belediye kanunu (5393)
+büyükşehir belediyesi kanunu(5216)
+kamulaştırma kanunu (2942)
+kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu (2863)

+yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması hakkında kanun (5366)
+yapı denetimi hakkında kanun (4708)
+gecekondu kanunu (775)
+imar ve gecekondu af kanunu (2981/3290)

İMAR HUKUKU İLE İLGİLİ YÖNETMELİKLER

+belediyeler tip imar yönt.
+imar affı yönetmeliği
+plansız alanlar yönt.
+plan yapım yönt.
+koruma amaçlı im. pln. yönt.
+kıyı kanunu uyg. yönt.
+tarım alanları yönt.
+karayolları kenarlarında..yönt.
+18. madde uygulama yönt.
+plan müellifleri yönt.
+gecekondu yönetmeliği

+imar ile ilgili tüm yönet.

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SA?LIK SİGORTASI KANUNU

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Mevuzatı

idare hukuku (Danıştay) içtihatları

İdare hukuku İçtihatları

idare hukuku, iptal ve tazminat davası

İdari Yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak Yürütmenin Durdurulması istekli iptal ve tazminat dava dilekçe örneği için tıklayınız.

İMAR

imar
içtihatları

Ankara Bölge İdare Mahkemesi

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi
Ankara Bölge İdare Mahkemesi
Konya Bölge İdare Mahkemesi
Aydın Bölge İdare Mahkemesi
Edirne Bölge İdare Mahkemesi
Manisa Bölge İdare Mahkemesi
Ordu Bölge İdare Mahkemesi
Van Bölge İdare Mahkemesi
Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi
Sakarya Bölge İdare Mahkemesi
Samsun Bölge İdare Mahkemesi
Antalya Bölge İdare Mahkemesi
Gaziantep Bölge idare Mahkemesi
Denizli Bölge İdare Mahkemesi
Adana Bölge İdare Mahkemesi
İzmir Bölge İdare Mahkemesi
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi
Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi
Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi
Bursa Bölge İdare Mahkemesi
Malatya Bölge İdare Mahkemesi
Sivas Bölge İdare Mahkemesi
Kayseri Bölge İdare Mahkemesi
Trabzon Bölge İdare Mahkemesi
İdari Yargı (İDARE HUKUKU) Kitapları (Yayınları)
Bölge İdare Mahkemelerinin İnternet (Web) Adresleri - Sayfaları
BÖLGE İDARE MAHKEMELERİNİN İTİRAZ MERCİLERİ
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun
Devlet Memurları Kanunu
Danıştay Kanunu
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
İdari Yargılama usulü Kanunu
Hakimler ve Savcılar Kanunu
399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Personel Rejimlerinin Düzenlenmesi ve 233 sayılı KHK''nin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

uyuşmazlık mahkemesi kararaları 2
imar hukuku



Türkiyenin imar hukuku sorunları


Yeni Sayfa 2

Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:

ESAS   NO   : 2006/68

KARAR NO: 2007/24

KARAR TR : 5.3.2007

(Hukuk Bölümü)

 

ÖZET: 2247 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde öngörülen koşullar birlikte gerçekleşmediğinden BAŞVURUNUN REDDİ gerektiği hk

 

K A R A R

 

Hüküm Uyuşmazlığının Giderilmesini İsteyen ( Davalı): Sermaye Piyasası Kurulu 

Vekilleri                      : Av. P.G.-Av.A.K.

Karşı Taraf (Davacı) : B.T.A – M.B.

Vekilleri                     : Av. E.K.-Av.S.K.-Av.E.A.

 

O L A Y                    : 1) Heranouche İcad(daha sonra vefat etmiştir), Meri Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan vekili tarafından, müvekkillerinin müşterek murisi Norayr Artin İcad ile eşi Heranouche İcad’ın birlikte Derborsa Borsa Bankerliği Anonim Şirketi’nde 26.8.1996 tarihinde müşterek hesap açtırdıklarını ve 5.536.988.000.- TL nominal değerli Ereğli Demir Çelik hisse senetlerini Derborsa Borsa Bankerliği Anonim Şirketi’nin İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Takasbank’taki saklama hesabına virman yaptırdıklarını, hesap sahiplerinden Norayr Artin’in vefat ettiğini, hesabın açıldığı tarihte süratli işlemlerin yapılabilmesi için vekaletname düzenlenerek verildiğini ve Çiçek Çınar’ın yetkili kılındığını, Çiçek Çınar’dan hesapların muntazaman faksla kendilerine bildirilmesinin istenildiğini, 27.1.1997 tarihinde günlük overal durumun 68.834.000.000.- TL olduğunu, veraset ilamının alınmasından sonra Çiçek Çınar tarafından hesap bakiyesinin 6.000.000.000.- TL olarak bildirildiğini, meydana gelen bu farklılık nedeniyle ihtarnameler gönderildiğini, 16.4.1997 tarihinde İMKB Başkanlığı’na müracaat edildiğini ve İMKB Teftiş Kurulu’nca çok geniş kapsamlı soruşturma ve inceleme yapıldığını, bir takım hisse senetlerinin eksik olduğunun tespit edildiğini, Mehmet Temel’in şirket temsilcisi, Çiçek Çınar’ın ise şirket müstahdemi olduğunu, suç teşkil eden işlemler ile ortadan yok edilmeye çalışılan hisse senetlerinin tamamından ve temettülerden Derborsa’nın birinci derecede sorumlu olup, Mehmet Temel’in ve Çiçek Çınar’ın zimmetinde hisseler bulunduğunu, İMKB teftiş heyeti raporunda, eksik bulunan 6000 lot Konya Çimento, 8321 lot Marmaris Martı, 6540 lot Melko, 300 lot Raksev, 640 lot Tüpraş hissesinin davalıların zimmetinde olup, ayrıca 2.342.800.000.- TL hisselere isabet eden temettü alacaklarının bulunduğunun tespit edildiğini, her bir davalının sorumluluğu dikkate alınarak söz konusu hisse senetlerinin aynen iadesine, temettü alacağının tahsiline karar verilmesi istemiyle Derborsa Borsa Bankerliği Anonim Şirketi, Mehmet Temel ve Çiçek Çınar’a karşı 17.10.1997 tarihinde adli yargı yerinde dava açılmıştır.

İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ; 8.12.1999 gün ve E:1997/1093, K:1999/1225 sayı ile, yargılama aşamasında davacılardan Heranouche İcad’ın öldüğü, dosyaya sunulan veraset ilamından, diğer davacılar Meri Büküciyan ile Berç Tateos’un mirasçı olduğunun saptandığı, bu iki davacının murisleri ile davalı Derborsa Borsa Bankerliği A.Ş. arasında 26.8.1996 tarihli menkul kıymet alım satım takas sözleşmesinin ve davacılar yönünden müşteri kartının düzenlendiği, 28.6.1996 tarihli temsilci yetki belgesi ile Çiçek Çınar’a 1069 no’lu hesap yönünden yetki verildiğinin dosya kapsamından saptandığı, İMKB teftiş raporu da dosya içerisine getirtildikten sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişi raporundan söz ederek, Mahkemelerince dava dilekçesinde mevcut davacı tarafın davalılardan ayrı ayrı istemi dikkate alınarak bilirkişilerden her bir davalının ayrı ayrı sorumluluğunun belirlenmesi yönünden ek rapor alınmasına ve ayrıca itirazların irdelenmesine karar verildiği, bilirkişilerin yapmış oldukları incelemeler sonucunda verdikleri raporda yer alan tespitlere yer vererek, toplanılan ve değerlendirilen deliller çerçevesinde Norayr Artin İcad ile eşi Heranouche İcad’ın davalı şirkette 26.8.1996 tarihinde hesap açtırarak menkul değerler yönünden alım satım işlemlerinin yapılabilmesi için sözleşme düzenlendiği, sözleşme uyarınca menkul değerlerle ilgili işlemlerin yapılabilmesi yönünden Çiçek Çınar’ın da temsilci vekili tayin edildiği, Çiçek Çınar’ın kendisine verilen yetki belgesi çerçevesinde işlemleri sürdürdüğü, bu arada Norayr Artin’in 1997 yılı Ocak ayında vefat ettiği, hesaptaki incelemeler sonucunda, Çiçek Çınar’ın, kendisine verilen yetki belgesi çerçevesinde yaptığı işlemlerde vekaleti kötüye kullandığının, hesapta biriken para ya da kıymetleri müşterinin bilgisi dışında ve müşterinin aleyhine hesap dışına aktardığının, incelenen hesaplardan, İMKB teftiş raporu ile bilirkişi heyetinden alınan rapor kapsamından açıkça anlaşıldığı, bilirkişi raporunda da belirlendiği gibi Çiçek Çınar’ın hesaplar üzerinde oynamalarda bulunduğu, hisse senetlerinin fiziken çekilerek diğer davalı Mehmet Temel’in hesabına virman yapıldığı ya da davacılar dışındaki kişilere virman yapıldığı, Çiçek Çınar’ın bizzat kendisinin de davacı taraf hesaplarından kendi hesaplarına virman yaptığının çok açık seçik bir şekilde belirlendiği, Çiçek Çınar’ın vekil sıfatıyla yapmış olduğu bu işlemlerden davacıları haberdar etmediği ve hesap ekstrelerinin hesabın açıldığı ilk 4 ay içinde davacı tarafa gönderilmediğinin saptandığı, bu durumda, davalı şirket ile temsilci Çiçek Çınar’ın yapılan bu işlemlerden dolayı sorumlu olduğu, diğer davalı Mehmet Temel de davalı şirketin yöneticisi konumunda olup, Çiçek Çınar tarafından kendisine virman edilen hisse senetlerinden dolayı sorumlu bulunduğu, davalılar davacıların isteği çerçevesinde virmanlama işleminin yapıldığını savunmuşlarsa da dosya kapsamında davacıların yapılan bu işlemlerin iradeleri doğrultusunda gerçekleştirildiğine ilişkin herhangi bir belgenin sunulmamış olması nedeniyle, vekalet sözleşmesine uygun hareket edilmediği ve bu nedenle davalıların bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde sorumlu olduklarının anlaşıldığı gerekçesiyle;

“Davanın kısmen kabulüyle tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla:

1- 6.000.- lot Konya Çimento hissesinin (4200.- lot tan Mehmet Temel, 1800.- lot tan Çiçek Çınar sorumlu olmak koşuluyla) davalılardan aynen alınarak davacıya teslimine,

600.000.000.- TL temettü bedelinin (420.000.000.- TL sinden Mehmet Temel, 180.000.000.- TL sinden Çiçek Çınar sorumlu olmak koşuluyla) davalılardan tahsiline,

2- 8321 lot Marmaris Martı hissesinin davalılardan (davalı Mehmet Temel 5072 lot tan, davalı Çiçek Çınar 3249 lot tan sorumlu olmak koşuluyla) davalılardan aynen tahsiline,

1.664.380.000.- TL temettü alacağının ise (davalılardan davalı Mehmet Temel 1.014.400.000.- TL ile, davalı Çiçek Çınar ise 649.980.000.- TL ile sorumlu olmak koşuluyla ) davalılardan tahsiline,

3- 4540 lot Merko Gıda hissesinin davalılardan (davalı Mehmet Temel 4540 lot tan, davalı Çiçek Çınar ise 2.000 lot tan sorumlu olmak koşuluyla) aynen alınarak davacıya teslimine,

4- 640 lot Tüpraş hisse senedinin davalı Derborsa ve Çiçek Çınar’dan tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla aynen alınarak davacıya teslimine,

5- Yukarıda ayrı ayrı miktarı belirtilen toplam 2.264.380.000.- TL temettü alacağının dava tarihinden itibaren  % 30, 1.1.1998 tarihinden itibaren % 50 yasal faiz uygulanarak tahsiline, davacı tarafın fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, davacı tarafça rüçhan bedelinin ödenmesi halinde temettü alacaklarının kendilerine ödenmesine,

6- Hisse senetleri yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine, yukarıda belirtilen hisse senetlerinin aynen iadesinin mümkün olmaması halinde, İİK 24. madde hükmünün infaz sırasında aynen dikkate alınmasına, fazla talebin reddine…”

karar vermiş; bu karar, davacılar ve davalılardan Derborsa Borsa Bankerliği Anonim Şirketi ve Mehmet Temel yönünden kesinleşmiştir. Çiçek Çınar, bu karara karşı temyiz isteminde bulunmuş, temyiz istemi henüz sonuçlanmamıştır.

Derborsa Borsa Bankerliği Anonim Şirketi vekili tarafından, kararın hüküm fıkrasında şirket hakkında tespit edilen sorumluluğun açıklığa kavuşturulması hususunda tavzih kararı verilmesinin istenilmesi üzerine, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25.10.2001 gün ve E:1997/1093,K:1999/1225 sayılı kararı ile, tavzihi istenen İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 8.12.1999 gün ve E:1997/1093,K:1999/1225 sayılı kararının hüküm fıkrasının 4. maddesindeki “640 lot Tüpraş hisse senedinin davalı Derborsa ve Çiçek Çınar’dan tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla aynen alınarak davacıya teslimine” ibaresinde, davalı şirketin sorumluluğunun açık olarak anlaşılması için kararın tavzihini gerektirecek bir sebep bulunmadığı, zira; hüküm fıkrasının 6. maddesinde “Hisse senetlerinin aynen iadesinin mümkün olmaması halinde İİK’nun 24. madde hükmünün infaz sırasında aynen dikkate alınmasına” karar verildiği, İİK’nun 24/4-5 madde hükmünde kararın nasıl infaz edileceğinin açıkça belirlendiği, bu itibarla, kararın hüküm fıkrasının 4. maddesinin tavzihini gerektirir yasal bir neden olmadığı yönünde tavzih isteminin reddine karar vermiştir.

Davacılar vekilince, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 8.12.1999 gün ve E:1997/1093,K:1999/1225 sayılı kararının hüküm bölümünün 1,2,3 ve 4. maddelerinde belirtilen hisse senetlerinden davalılardan Derborsa Borsa Bankerliği Anonim Şirketi’nin sorumlu olduğu hususunda kararın tavzihinin istenilmesi üzerine, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15.4.2002 gün ve E:1997/1093,K:1999/1225 sayılı kararı ile, tavzihi istenen kararın hüküm fıkrasının 1,2 ve 3. maddesinde “davalılar Mehmet Temel ve Çiçek Çınar’ın sorumlu oldukları lot miktarı” belirtilmek suretiyle davalılardan tahsiline, 4. maddesinde ise açık olarak davalı Derborsa Borsa Bankerlik Anonim Şirketi ve Çiçek Çınar’dan tahsiline karar verildiği, davalı olarak Derborsa Borsa Bankerliği Anonim Şirketi davanın tarafı olmakla ve kararın hüküm fıkrasında “davalılardan” ibaresinde davalı olarak Derborsa Borsa Bankerlik A.Ş.’nin sorumlu olduğunun açık ve seçik olarak anlaşılması karşısında, davacı vekilinin hüküm fıkrasının tavzihi isteminin mahkemeyi fuzulen işgal etmekten başka bir şey olmadığı, bu itibarla, açık ve seçik olan kararın hüküm fıkrasının tavzihini gerektirir yasal bir neden olmadığı yönüyle tavzih isteminin reddine karar vermiştir.

Bu arada Sermaye Piyasası Kurulu 5.4.2002 gün ve 17/451 sayılı işlemi ile:

“1- İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 8.12.1999 tarih ve E:1997/1093, K:1999/1225 sayılı kararı çerçevesinde Takasbank Anonim Şirketi’ne bedeli nezdlerindeki Sermaye Piyasası Aracı Kurum Blokaj Teminatları hesaplarında bulunan aracı kuruma ait menkul kıymetlerden karşılanmak üzere, 640 lot Tüpraş hisse senedinin dava tarihi olan 17.10.1997 tarihinden bugüne kadar bedelli ve bedelsiz sermaye arttırımları dahil ulaşacağı sayıda hisse senedi alınarak bu hisse senetlerinin ve dava tarihinden bugüne kadar söz konusu hisse senetlerine karşılık gelen kar payları toplamından belirtilen sürede bedelli sermaye arttırımlarına ilişkin olarak hesaplanacak tutarın farkının müşterek murisler Meri Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan adına bloke edilmesi hususunun bildirilmesine,

2- Aracı kuruma ait Takasbank A.Ş. nezdinde sermaye blokajı olarak saklamada bulunan menkul kıymetlerden 1 nolu bentte belirtilen işlemden sonra kalan bölümün şirkete iade edilmesine,

3- Meri Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan adlı yatırımcılar adına vekilleri Av. Ersan Kültüral ve Av.Sedat Konurca tarafından 28.5.2001 tarihinde Kurulumuza yapılan başvuruya ilişkin olarak söz konusu vekillere 1 nolu bentte yer alan husus ile İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 8.12.1999 tarih ve E:1997/1093, K:1999/1225 sayılı kararı ve 25.10.2001 tarihli anılan kararın 4. maddesinin tavzihini gerektirir yasal bir neden olmadığı yönüyle tavzih isteminin reddine ilişkin kararı çerçevesinde aracı kurumun 1 no’lu bentte belirtilen Tüpraş hisse senetleri dışında bir borçtan dolayı doğrudan sorumlu tutulması yönünde bir sonuca ulaşılmasının mümkün olmadığı hususunun bildirilmesine…” karar vermiştir.

2) Bunun üzerine, Meri Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan vekili tarafından, Derborsa Menkul Değerler A.Ş.'ne ait Takasbank A.Ş. nezdinde sermaye blokajı olarak saklamada bulunan menkul kıymetlerden 640 lot Tüpraş hisse senedinin Meri Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan adına bloke edilmesinden sonra kalan bölümün Derborsa Menkul Değerler A.Ş.'ne iade edilmesine ilişkin Sermaye Piyasası Kurulu'nun yukarıda sözü edilen 5.4.2002 günlü, 17/451 sayılı kararının iptali ile işlemden dolayı uğranılan 378.846.316.400.-TL maddi zararın 12.4.2002 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle Sermaye Piyasası Kurulu’na karşı 14.6.2002 tarihinde idari yargı yerinde dava açılmıştır.

ANKARA 6. İDARE MAHKEMESİ; 12.6.2003 gün ve E:2002/988, K:2003/930 sayı ile, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 1, 22, 32 ve 46. maddeleri ve Sermaye Piyasası Kurulu Teşkilat, Görev ve Çalışma Esasları Yönetmeliği'nin 7. ve 9. maddeleri ile 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun değişik 30 uncu maddesinin (a), (b) ve (c) bentlerinde sayılan aracılık faaliyetleri ile bu faaliyetleri Kanunun 31,32,33,34 ve 50 nci maddeleri hükümleri çerçevesinde yapacak kuruluşların, kuruluş, faaliyet ve yetkilendirilmelerine ilişkin esasları düzenlemek amacıyla çıkarılan V-46/ seri nolu "Aracılık Faaliyetleri ve Aracı Kuruluşlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliği"nin 6. ve 14. maddelerinden söz ederek, dava dosyasının incelenmesinden; Sermaye Piyasası Kurulu'nun 18.5.1999 tarih, 46 sayılı toplantısında, aracı kurum Derborsa Menkul Değerler A.Ş.'nin yetki belgelerinin iptaline ve sermaye piyasası faaliyetlerinin 20.04.1999 tarihinden itibaren durdurulmasına karar verildiği, aracı kurum tarafından sermaye blokajı olarak saklamada bulunan Devlet İç Borçlanma senedinin 35.000.000.000.-TL nominal değerli kısmının genel giderlerinin finansmanında kullanılmak üzere iade edilmesi talebiyle 24.2.2001 tarihinde Kurula başvurulduğu, anılan talebe ilişkin olarak 29.03.2001 tarih ve 15 sayılı kararla, aracı kurumun unvanını ve faaliyet konusunu sermaye piyasası faaliyetlerini içermeyecek şekilde değiştirmesi, henüz ödenmeyen müşteri alacaklarının aracı kurum tarafından bildirilen listeye uygun olarak Takasbank A.Ş.'de müşteriler adına bloke edilmesi ve aracı kurum yönetim kurulunun, sermaye piyasası faaliyetlerinden kaynaklanan ve sonradan ortaya çıkabilecek borçlarını ödeyeceklerine ilişkin taahhütname vermelerini takiben aracı kurumun Takasbank A.Ş. nezdinde sermaye blokajı olarak saklamada bulunan menkul kıymetlerinin tamamının aracı kuruma iade edilmesine karar verildiği, davacılar Meri Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan adlı yatırımcıların Kurula hitaben yazdıkları 28.5.2001 tarihli dilekçe ile, aracı kurumun merhum müstekileri Norayr Artin İcad ile Heronouche İcad'ın müşterek murisleri oldukları, aracı kurum ile çalışan ve yöneticisi hakkında İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde alacak davası açtıkları ve Mahkemenin 08.12.1999 tarih ve E:1997/1093, K:1999/1225 sayılı kararıyla aracı kurumun sorumluluğuna hükmedildiğinden bahisle, zararların ödenmesi ve mağduriyetlerinin giderilmesini istemeleri üzerine, Kurulun 20.06.2001 tarih, AFO/838-6952 sayılı yazısı ile aracı kurumdan açıklama talep edildiği, aracı kurumdan alınan 26.6.2001 tarih, 1078 sayılı yazıda, söz konusu mahkeme kararında sadece 640 lot Tüpraş hisse senedine ilişkin olarak şirketlerinin sorumluluğunun tespit edildiğinin bildirilmesi üzerine, aracı kurumdan mahkeme kararının temyiz edilip edilmediği ve şirketleri hakkında tespit edilen sorumluluğun açık olarak anlaşılması açısından kararın tavzihinin istenip istenmediği hususlarının Kurulun 06.07.2001 günlü yazısı ile sorulması üzerine, aracı kurum tarafından gönderilen 26.11.2001 günlü yazıda, söz konusu mahkeme kararının temyiz edilmediği, 25.10.2001 tarihinde tavzih talebinde bulunulması üzerine, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 25.10.2001, tarihinde "Mahkemelerinin tavzihi istenen 08.12.1999 tarih ve E: 1997/1093, K:1999/1225 sayılı kararının hüküm fıkrasının 4.maddesindeki "640 lot Tüpraş hisse senedinin davalı Derborsa ve Çiçek Çınar'dan tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla aynen alınarak davacıya teslimine" ibaresinde, davalı şirketin sorumluluğunun açık olarak anlaşılması için kararın tavzihini gerektirecek bir talep bulunmadığından" bahisle, kararın hüküm fıkrasının 4.maddesinin tavzih isteminin reddine karar verdiği, Kurulun 29.03.2001 günlü, 15 sayılı kararı çerçevesinde, şirketlerden istenilenlerin eksiksiz olarak yerine getirildiği belirtilerek şirketlerinin Takasbank A.Ş. nezdinde sermaye blokajı olarak saklamada bulunan menkul kıymetlerinin tamamının iade edilmesine karar verilmesinin talep edildiği, aracı kurum tarafından, Takasbank A.Ş.'ne hitaben yazılan 4.9.2001 tarih ve 1096 sayılı yazı ile Kurul kararlarının yerine getirildiğinden bahisle bloke işlemlerinin 640 lot Tüpraş hisse senedi üzerinden yapılmasının istenmesi üzerine, Takasbank A.Ş. tarafından Kurula hitaben yazılan 04.02.2002 tarih ve 1857 sayılı, 26.2.2002 tarih ve 1474 sayılı yazılar ile söz konusu işlemin uygunluğu konusunda onay talep edilmesi üzerine, Aracılık Faaliyetleri Dairesi'nin 1.4.2002 tarih ve 341 sayılı müzekkeresinde yer alan tespitleri değerlendiren Kurul karar organının, anılan talebe ilişkin olarak dava konusu 05.04.2002 tarih ve 17/451 sayılı toplantısında, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin "08.12.1999 tarih ve E:1997/1093, K:1999/1225 sayılı kararı çerçevesinde Takasbank A.Ş.’ne bedeli nezdlerindeki Sermaye Piyasası Aracı Kurum Blokaj Teminatları hesaplarında bulunan aracı kuruma ait menkul kıymetlerden karşılanmak üzere, 640 lot Tüpraş hisse senedinin dava tarihi olan 17.10.1997 tarihinden bugüne kadar bedelli ve bedelsiz sermaye artırımları dahil ulaşacağı sayıda hisse senedi alınarak, bu hisse senetlerinin ve dava tarihinden bugüne kadar söz konusu hisse senetlerine karşılık gelen kâr payları toplamından belirtilen sürede bedelli sermaye artırımlarına ilişkin olarak hesaplanacak tutar farkının müşterek murisler Meri Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan adına bloke edilmesi hususunun bildirilmesine, aracı kuruma ait Takasbank A.Ş. nezdinde sermaye blokajı olarak saklamada bulunan menkul kıymetlerden 1 no’lu bentte belirtilen işlemden sonra kalan bölümün şirkete iade edilmesine, Meri Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan adlı yatırımcılar tarafından 28.05.2001 tarihinde Kurula yapılan başvuruya ilişkin olarak söz konusu kişilere 1 nolu bentte yer alan husus ile İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 08.12.1999 tarih ve E:1997/1093, K:1999/1225 sayılı kararı ve 25.10.2001 tarihli anılan kararın 4 üncü maddesinin tavzihini gerektirir yasal bir neden olmadığı yönüyle tavzih isteminin reddine ilişkin kararı çerçevesinde, aracı kurumun 1 no’lu bentte belirtilen Tüpraş hisse senetleri dışında bir borçtan dolayı doğrudan sorumlu tutulması yönünde bir sonuca ulaşılmasının mümkün olmadığı hususunun bildirilmesine" karar verildiği ve bu durumun Kurulun, 8.4.2002 tarih 475.4814 sayılı yazısı ile Takasbank A.Ş.'ne, 08.04.2002 tarih, 474.4813 sayılı yazısı ile şirkete, 08.04.2002 tarih ve 476.4815 sayılı yazısı ile davacılara bildirildiği, Takasbank A.Ş. tarafından İstanbul 2.İcra Müdürlüğü'ne hitaben yazılan 12.4.2002 tarih, 3839 sayılı yazı ile, anılan Mahkeme kararının hüküm kısmının incelenmesinden, aracı kurumun, 640 lot Tüpraş hisse senedinden sorumlu bulunduğu, mahkeme kararında yer alan diğer hisse senetlerinden sorumlu bulunmadığı, haciz ihbarnamesinin buna göre düzenlenmesinin istenildiği, İstanbul 2.İcra Müdürlüğü'nün 12.4.2002 tarih, 2000/7336 sayılı kararı ile haczin sadece 640 lot Tüpraş hisse senediyle geçerli sayılmasına karar verildiği, Kurul tarafından İstanbul 2.İcra Müdürlüğü'nün 12.4.2002 tarih, 2000/7336 sayılı kararı ve Kurulun 05.04.2002 tarih, 17/451 sayılı kararı gereğince 640 lot Tüpraş hisse senedi değeri tutarı olan miktarın "SPK Müşteri Bloke" hesabına bloke edilmesinden sonra geriye kalan 378.846.316.400.-TL'sinin aracı kurum Derborsa A.Ş. sonrası yeni kurulan Transtam Uluslararası Nakliyat A.Ş.'ne gönderildiği, bilahare davacılar tarafından Kurul'un 5.4.2002 tarih, 17/451 sayılı kararının iptali ile bu karar gereği uğranılan 378.846.316.400.-TL maddi zararın tazmini istemiyle bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı, yukarıda aktarılan mevzuatta görüleceği gibi Sermaye Piyasası Kanunu’nun ana amacının, piyasanın güven, açıklık ve kârlılık içinde çalışması, tasarruf sahiplerinin hak ve yararlarının korunması ve bu suretle kaynakların iktisadi kalkınmanın emrine sunulması olup, bu amaç ve hedefin gerçekleşmesi için sermeye piyasalarının düzgün işleyişini sağlamaktan sorumlu organ olarak Kurula düzenleme, gözetleme ve denetleme görev ve yetkisi verildiği, Yasayla sermaye piyasasında çok önemli görevler verilen Kurulun, bu görevlerini yerine getirirken her türlü bilgi ve belgeyi isteyerek izleme ve denetleme gibi çok geniş yetkilerle donatıldığı, bakılan uyuşmazlıkta, her ne kadar davalı idarece İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 8.12.1999 tarih ve E:1997/1093, K:1999/1225 sayılı kararı ve 25.10.2001 tarihli anılan kararın 4 üncü maddesinin tavzihini gerektirir yasal bir neden olmadığı yönüyle tavzih isteminin reddine ilişkin kararı çerçevesinde aracı kurumun Tüpraş hisse senetleri dışında kalan diğer hisse senetlerinden dolayı doğrudan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı nedeniyle aracı kuruma ait Takasbank A.Ş. nezdinde sermaye blokajı olarak saklamada bulunan menkul kıymetlerden 640 lot Tüpraş hisse senetlerine karşılık gelen tutardan sonra kalan bölümün şirkete iade edildiği iddia edilmekte ise de, Norayr Artin İcad ile Heranouche İcad'ın müşterek mirasçıları olan davacıların, aracı kurum olan Derborsa Borsa Bankerliği A.Ş. ile birlikte Mehmet Temel (aracı kurumun en büyük hissedarı) ve Çiçek Çınar aleyhine "hisse senetlerinin aynen tahsili ve temettü alacaklarının tahsili" için açtıkları davada, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 08.12.1999 günlü, E:1997/1093, K:1999/1225 sayılı kararıyla; 6000 lot Konya Çimento hissesinin davalılardan aynen alınarak davacıya teslimine, 28321 lot Marmaris Martı hissesinin davalılardan aynen tahsiline, 1.664.380.000.-TL temettü alacağının ise davalılardan tahsiline, 3540 lot Marko Gıda hissesinin davalılardan alınarak davacıya teslimine, 640 lot Tüpraş hisse senedinin davalı Derborsa ve Çiçek Çınar'dan tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla aynen alınarak davacıya teslimine" karar verildiği, anılan mahkeme kararının içeriğinden Derborsa A.Ş.'nin, 4 bentde sayılan hisselerin hepsinden müştereken sorumlu olduğu hususunun açıkca ifade edilerek davacıların anılan şirketden alacak miktarının tespit edildiği ve bu durumun davacılar tarafından 11.5.2001 tarihinde yapılan başvuruyla bildirildiği halde, aracı kurumun davacılara olan borçlarının tespit edilerek gerekli önlemlerin alınması mümkün iken, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25.10.2001 tarihli tavzih kararı esas alınarak Yasayla kendisine verilen görevi layıkı ile yerine getiremediği, tasarruf sahipleri olan davacıların hak ve yararlarının korunmadığı, gözetleme ve denetleme görevinin yerine getirilmediği anlaşılmakla, Sermaye Piyasası Kurulu'nun dava konusu 5.4.2002 günlü, 17/451 sayılı kararında hukuka ve mevzuata uyarlık görülmediği, davacının 378.846.316.400.-TL maddi tazminat istemine gelince; Anayasa’nın 125.maddesine göre idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğu, idarenin belirtilen hukuki sorumluluğu aynı zamanda Türkiye Cumhuriyetinin hukuk devleti olma niteliğinin de doğal bir sonucu olduğu, kamu idarelerinin yapmakla yükümlü oldukları kamu hizmetlerini gereği gibi yerine getirmekle yükümlü bulundukları, idarenin bu yükümlülüğü hiç veya gereği gibi yerine getirmeyerek hizmetin kötü ve geç işlemesi ve bu yüzden bir zarara neden olunması halinde zararı tazminle yükümlü olacağı, idare yönünden tazmin borcunun doğabilmesi için, sadece zararın varlığı yeterli olmayıp, bu zararın kesin olarak ortaya çıkmış, miktar olarak belirgin, yani gerçek zarar olması gerektiği, dosyadaki mevcut belgelerden, İstanbul 2.İcra Müdürlüğü'nün 10.4.2002 tarih, 2000/7336 sayılı haciz ihbarnamesi ile İstanbul Asliye 1.Ticaret Mahkemesi'nin 97/1093 Esas, 1999/1225 Karar sayılı ilamına istinaden borçlu Derborsa Borsa Bankerliği A.Ş.'nin 6000 lot Konya Çimento, 8321 lot Marmaris Martı, 4540 lot Marko Gıda, 640 lot Tüpraş hisse senetlerinin aynen teslimi, mümkün olmadığı takdirde nakde tahvil edilmesi suretiyle tahsiline, ayrıca temettü, mahkeme masrafı, vekalet ücreti ve icra masrafları tutarı 19.128.412.000.-TL borcu nedeniyle banka nezdinde bulunan temettü, kâr payı v.s. hak ve alacaklarının haczine karar verildiği, bilahare anılan İcra Müdürlüğünün dava konusu edilen Kurul karar organının 05.04.2002 tarih, 17/451 sayılı toplantısında alınan karar çerçevesinde Derborsa A.Ş.'nin sadece Tüpraş hisse senetlerinden sorumlu olması nedeniyle söz konusu hisse senetleri üzerinde haciz işlemlerinin uygulanması sonucu sermaye blokajı hesabında kalan 378.846.316.400.-TL'nin 12.4.2002 tarihinde davalı idarece Derborsa A.Ş. sonrası kurulan Transtam Uluslararası Nakliyat A.Ş.'ne iade edildiği, oysa, yukarıda da açıklandığı üzere, aracı kurum Derborsa A.Ş.'nin İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 8.12.1999 tarih, E:1997/1093, K:1990/1225 sayılı kararında yer alan 6000 lot Konya Çimento, 8321 lot Marmaris Martı, 4540 Iot Marko Gıda, 640 lot Tüpraş hisse senedinin tamamından sorumlu olduğu ve bu hisse senetleri için İstanbul 2.İcra Müdürlüğü tarafından haciz varakası düzenlendiği halde, davalı idarenin 5.4.2002 tarih, 17/451 sayılı kararı çerçevesinde, ilgili İcra Müdürlüğü tarafından sadece 640 lot Tüpraş hisse senetleri için haciz işlemi uygulandığı, bu haliyle davacıların aracı kurumdan icra yoluyla alacaklarının Kurul karar organının kararı uyarınca tahsil edilemediği, diğer bir deyişle aracı kurumun sermaye blokajı hesabında bulunan 378.846.316.400.-TL'nin aracı kuruma iade edilmesi neticesinde, davalı idarenin gözetleme ve denetleme görevini gereği gibi yerine getirememesinden dolayı davacıların zarara uğradığı, davalı idarenin mahkeme kararını yanlış uygulamak suretiyle hizmet kusuru işlediği açık olmakla, davacıların bu yüzden uğradıkları maddi zararın tazmininin Anayasa’nın 125. maddesi gereği olduğu, öte yandan, eksilen yada yoksun kalınan maddi değerin karşılanmasının zaman içinde gecikmesi de ayrıca bu gecikmeden doğan zararın telafisi için hükmedilecek maddi tazminata faiz yürütülmesini gerekli kıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, davacının uğradığı 378.846.316.400.-TL maddi zararın tazmini isteminin kabulü ile söz konusu miktarın 12.04.2002 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar vermiş; bu karar, DANIŞTAY ONÜÇÜNCÜ DAİRESİ’nin 14.6.2005 gün ve E:2005/972; K:2005/3064 sayılı kararıyla onanmak ve karar düzeltme istemi de aynı Dairenin 22.11.2005 gün ve E:2005/9136; K:2005/5605 sayılı kararıyla reddedilmek suretiyle kesinleşmiştir.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNDEN İSTEK :

Sermaye Piyasası Kurulu vekili tarafından, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararında Derborsa Menkul Değerler Anonim Şirketi’nin sadece "640 lot Tüpraş hisse senedi"nden sorumlu tutulduğu, konuya ilişkin davacıların başvurusu üzerine doğan tereddütün giderilmesini teminen tavzih kararı alınmasının sağlandığı ve aracı kurumun sadece 640 lot Tüpraş hisse senedinden sorumlu olduğu hususunun Mahkemenin 25.10.2001 tarihli tavzih kararı ile de açıklığa kavuştuğu, söz konusu yargı kararları karşısında, Kurulun görevinin mahkeme kararları hükümlerine uymak olduğu, dava konusu Kurul kararının bu çerçevede alındığı, aracı kurumun Mahkeme kararında yer alan "640 lot Tüpraş hisse senedi" dışındaki senetlerden de sorumlu olduğuna ilişkin tavzih kararının, davacılar tarafından 12.4.2002 tarihli dilekçe ile aynı karara ilişkin 2. kez tavzih talep edilmesi üzerine, Mahkemece görüş değiştirildiğinin Takasbank'a mutad olmayan ifadeler ile bildirilmesi sonrasında verilen 12.4.2002 tarihli tavzih talebinin reddi kararı olduğu ve söz konusu kararın da dava konusu 5.4.2002 tarih ve 17 sayılı Kurul kararının verilmesinden sonraki tarihli olduğu, söz konusu karar üzerine de 19.4.2002 tarih ve AFD/545-5381 sayılı yazı ile, Kurullarının 5.4.2002 tarih ve 17/451 sayılı kararının hak sahipliğini tespite yönelik bir karar olmadığı, yargı kararları veya icra daireleri kararları doğrultusunda işlem yapılması gerektiği, bu bağlamda İstanbul 2. İcra Müdürlüğü'nün 12.4.2002 tarih, 2000/7336 sayılı tezkeresi doğrultusunda haciz kararının uygulanması gerektiğinin Takasbank'a bildirildiği, dava konusu Kurul kararının tesis edildiği tarih itibariyle İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 8.12.1999 tarihli kararı ile 25.10.2001 tarihli tavzih kararı çerçevesinde Derborsa'nın 640 lot Tüpraş hisse senedinden sorumlu olduğunun açık bulunduğu, Kurulun kendisinden beklenen özeni göstermek suretiyle hukuka ve mahkeme kararına uygun şekilde dava konusu kararını tesis ettiği, buna karşın, söz konusu Kurul kararının iptali ve doğduğu iddia edilen zararın ödenmesi talebi ile Ankara 6. İdare Mahkemesi nezdinde açılan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin anılan kararının, kararda sorumluluğun ayrı ayrı belirtildiği parantez içi hükümler yok sayılmak suretiyle Derborsa'nın 640 lot Tüpraş hisse senedinin yanı sıra, 6000 lot Konya Çimento, 8321 lot Marmaris Martı ve 3540 lot Merko Gıda hisse senetleri için de sorumluluğuna hükmedildiği şeklinde hatalı yorumlanması ve bu hatalı yoruma dayanılarak 12.6.2003 tarih ve E:2002/988; K:2003/930 sayılı karar ile davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı bulunduğu, bu durumda, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin anılan kararları arasında hüküm uyuşmazlığı bulunduğu, bu açıdan anılan kararlar arasındaki çelişkinin giderilerek, anlaşmazlığın esasının Derborsa'nın sadece 640 lot hisse senedinden sorumlu olduğu ve bu çerçevede Kurulun 5.4.2002 tarih ve 17 sayılı kararının hukuka uygun olması nedeniyle söz konusu karar aleyhine açılan iptal ve tam yargı davasının reddi yönünde hükme bağlanması istemiyle, 18.1.2006 günlü dilekçe ile, Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvuruda bulunulmuştur.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 24. ve 16. maddelerine göre ilgili Başsavcıların yazılı düşünceleri istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI:

Hüküm uyuşmazlığının giderilmesi talebinde bulunan davacı Sermaye Piyasası Kurulu vekilleri tarafından İstanbul Asliye 1.Ticaret Mahkemesi ile Ankara 6.İdare Mahkemesi kararları nedeniyle oluşan hüküm uyuşmazlığının giderilmesi için 2247 sayılı Kanun’un 24.maddesi gereğince yapılan müracaatla ilgili 2006/68 Esas sayılı dosyanın incelendiği; yatırımcı Norayr İcad murisleri Meri Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan vekilleri tarafından, Derborsa Borsa Bankerliği A.Ş., Mehmet Temel ve Çiçek Çınar aleyhine hisse senetlerinin aynen ve temettü alacaklarının tahsili istemiyle İstanbul Asliye 1.Ticaret Mahkemesi’ne açılan davanın yargılaması sonucunda; Norayr Artin İcad ile eşi Heranouche İcad'ın davalı şirkete 26.08.1996 tarihinde hesap açtıkları ve menkul değerler yönünden alım satım işlemlerinin takibinin yapılabilmesi için de Çiçek Çınar'ı temsilci vekil tayin ettikleri, işlemlerin bu kişi tarafından sürdürüldüğü, Norayr Artin İcad'ın 1997 yılında ölümü üzerine hesaplardaki incelemelerde Çiçek Çınar'ın vekaleti kötüye kullandığının saptandığı, şirket temsilcisi Mehmet Temel'in de virman işlemlerini yürüttüğünden bu işlemlerden şirketle birlikte sorumlu bulunduğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüyle; 6000 lot Konya Çimento, 8321 lot Marmaris Martı, 540 lot Merko Gıda, 640 lot Tüpraş hisselerinin aynen ve 2.264.380.000.-TL temettü alacağının davalılardan birlikte tahsiline ilişkin 08.12.1999 gün ve 1997/1093 Esas ve 1999/1225 Karar sayı ile hüküm kurulduğu, anılan kararın infazı sırasında tereddüt hasıl olduğundan, Sermaye Piyasası Kurulu'ndan davacı vekillerinin görüş istemesi üzerine, 05.04.2002 tarih ve 17 sayılı kararıyla İstanbul Asliye 1 .Ticaret Mahkemesi'nin hüküm kısmının 4.fıkrasında yer alan 640 lot Tüpraş hisse senedinden Derborsa'nın sorumlu olduğundan davacıların hesabına yatırılmasına, kalan miktarın ise Derborsa'ya iadesine karar verildiği, davacı vekillerinin aracı kurumdan icra yoluyla alacaklarını Kurul karar organının kararı uyarınca tahsil edemediğinden, Sermaye Piyasası Kurulu'nun sermaye blokajı hesabında bulunan 378.846.400.-TL'nin aracı kuruma iade edilmesine ilişkin bölümün iptali için idari yargı yerinde dava açıldığı, Ankara 6.İdare Mahkemesi'nin 12.06.2003 tarih 2002/988 Esas ve 2003/930 Karar sayılı kararında; Sermaye Piyasası Kurulu'nun İstanbul Asliye 1.Ticaret Mahkemesi'nin kararını yanlış yorumlaması nedeniyle hizmet kusuru işlediğinden, Derborsa'ya iadesine karar verilen 378.846.326.400.- TL ile ilgili bölümün iptaline karar verildiği, kararın onanarak kesinleştiği, 2247 sayılı Yasa’nın 24. maddesine göre, hüküm uyuşmazlığının varlığı için, adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisi tarafından görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflardan en az biri aynı olan iki  ayrı kararın bulunması ve bu kararlar arasındaki çelişki yüzünden  hakkın yerine getirilmesinin olanaksız olması gerektiği, hüküm uyuşmazlığına konu edilen İstanbul Asliye 1. Ticaret Mahkemesi'ne açılan dava, hisse senetlerinin aynen tahsili ve temettü alacaklarının tahsiline hükmedilmesine ilişkin olmasına karşın, Ankara 6.İdare Mahkemesi'ne açılan davanın, Derborsa Menkul Kıymetler A.Ş.'ye ait teminat olarak tutulan miktarın Sermaye Piyasası Kurulu'nca bloke edilmeyerek iade edilen işlemin iptali ile zararın ödenmesi istemine ilişkin olduğu, adli ve idari yargıda açılan davaların taraflardan birinin aynı olmasına karşın, aynı konu ve sebebe dayalı olmadığı ve bu kararlar arasında dayanaklarının ve istemlerinin farklı olması nedeniyle aykırılık bulunmadığı gibi, hakkın yerine getirilmesini imkansız kılan bir çelişkinin varlığından söz edilemeyeceği, bu nedenlerle, 2247 sayılı Kanun’un 24. maddesinde belirtilen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI :

Yatırımcı Norayr Artin İcad murisleri Heranouche İcad, Meri Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan vekilleri tarafından Derborsa Borsa Bankerliği A.Ş., Mehmet Temel ve Çiçek Çınar aleyhine hisse senetlerinin aynen, temettü alacaklarının ise nakden tahsili istemiyle açılan davada verilen ve davalı Çiçek Çınar dışındaki diğer davalılar yönünden kesinleşen, davanın kısmen kabulü ile, 6000 lot Konya Çimento hissesinin davalılardan aynen alınarak davacıya teslimine, 600.000.000.- TL temettü bedelinin davalılardan tahsiline, 8321 lot  Marmaris Martı hissesinin davalılardan aynen tahsiline, 1.664.380.000.- TL temettü alacağının davalılardan tahsiline, 4540 lot Merko Gıda hissesinin davalılardan aynen alınarak davacıya teslimine, 640 lot Tüpraş hisse senedinin davalı Derborsa ve Çiçek Çınar'dan tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla aynen alınarak davacıya teslimine yolundaki İstanbul 1. Ticaret Mahkemesi’nin 8.12.1999 günlü, E:1999/1093, K:1999/1225 sayılı kararı ile Berç Tateos Arhanyan ve Meri Büküciyan tarafından Derborsa Menkul Değerler A.Ş.'ne ait Takasbank A.Ş. nezdinde sermaye blokajı olarak saklamada bulunan menkul kıymetlerden karşılanmak üzere 640 lot Tüpraş hisse senedinin hesaplanacak tutarının davacılar adına bloke edilmesinden sonra kalan bölümünün Derborsa Menkul Değerler A.Ş.'ne iade edilmesine ilişkin Sermaye Piyasası Kurulu’nun 5.4.2002 günlü, 17/451 sayılı kararının iptali ve 378.846.316.400.- TL maddi zararın yasal faiziyle birlikte ödenmesi yolunda verilen ve temyiz ve karar düzeltme aşamasından geçerek kesinleşen Ankara  6. İdare   Mahkemesi’nin 12.6.2003  günlü,   E:2002/988,  K:2003/930 sayılı   kararı arasında oluştuğu ileri sürülen hüküm uyuşmazlığının giderilmesinin istenildiği, hüküm uyuşmazlığına konu edilen İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının, hisse senetlerinin aynen, temettü alacaklarının nakden tahsiline ilişkin olmasına karşın, Ankara 6. İdare Mahkemesi kararının, Derborsa Menkul Değerler A.Ş'ne ait olup, saklamada bulunan Tüpraş hisse senedinin hesaplanacak tutarının davacılar adına bloke edilmesinden sonra kalan bölümünün Derborsa Menkul Değerler A.Ş.'ne iade edilmesi yolundaki Sermaye Piyasası Kurulu işleminin iptaline ilişkin bulunduğu, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi Kanunu’nun 24. maddesinin 2592 sayılı Kanun’la değişik birinci fıkrasında, 1. maddede gösterilen yargı mercilerinden en az ikisi tarafından, görevle ilgili olmaksızın verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflardan en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hüküm uyuşmazlığının varlığının kabul edileceği hükmüne yer verildiği, bu durumda, sözü edilen adli ve idari yargı mercileri tarafından verilen kararlardan İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının davalılardan biri yönünden kesinleşmemiş olması, öte yandan, taraflarından en az biri aynı olmakla birlikte, davanın konusu ve sebepleri aynı olmadığından, bu kararlar arasında hakkın yerine getirilmesini olanaksız kılan çelişki bulunmaması nedeniyle hüküm uyuşmazlığının varlığının söz konusu olmadığı, bu nedenle, 2247 sayılı Kanun’un 24. maddesinde öngörülen anlamda hüküm uyuşmazlığı doğmadığından, istemin reddi gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Ahmet VELİO?LU, Z. Nurhan YÜCEL, H.Ayfer ÖZDEMİR, Abdullah ARSLAN ve Levent ÖZÇELİK’in katılımlarıyla yapılan 05.03.2007 günlü toplantısında; Raportör Hakim Nurdane TOPUZ’un 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile Danıştay Başsavcısı’nın başvurunun reddi gerektiğine ilişkin düşünce yazıları ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Savcısı Ayla SONGÖR ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINO?LU’nun başvurunun reddi gerektiğine ilişkin yazılı düşünceler doğrultusundaki açıklamaları da dinlendikten sonra GERE?İ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 24. maddesinin 2592 sayılı Kanun’la değişik birinci fıkrasında, “1 nci maddede gösterilen yargı mercilerinden en az ikisi tarafından, görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hüküm uyuşmazlığının varlığı kabul edilir.” hükmü yer almaktadır.

Anılan hükme göre, hüküm uyuşmazlığının varlığı için:

a)Uyuşmazlık yaratan hükümlerin, adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisi tarafından verilmesi,

b) Konu, dava sebebi ve taraflardan en az birinin aynı olması,

c) Her iki kararın da kesinleşmiş olması,

d) Kararlarda davanın esasının hükme bağlanması,

e) Kararlar arasındaki çelişki nedeniyle hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması koşullarının birlikte gerçekleşmesi aranmaktadır.

Hüküm uyuşmazlığı bulunduğu ileri sürülen kararların incelenmesinden, ortada adli ve idari yargı yerlerince verilmiş kararlar bulunduğu; her iki kararda davanın esasının hükme bağlandığı; taraflarından en az birinin (Meri Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan) aynı olduğu anlaşılmaktadır. Bu kararlardan:

Asliye Ticaret Mahkemesi kararı, Heranouche İcad(daha sonra vefat etmiştir), Meri Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan vekili tarafından, Derborsa Borsa Bankerliği Anonim Şirketi, Mehmet Temel ve Çiçek Çınar’a karşı, her bir davalının sorumluluğu dikkate alınarak uyuşmazlık konusu hisse senetlerinin aynen iadesine, temettü alacağının tahsiline karar verilmesi istemiyle açılan davada, davanın kısmen kabulü suretiyle hisse senetlerinden ve temettü alacağından, Derborsa Borsa Bankerliği Anonim Şirketi de dahil olmak üzere davalıların sorumlu olduğu miktarın tespitine ilişkindir.

İdare Mahkemesi kararı ise, Meri Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan vekili tarafından, Sermaye Piyasası Kurulu’na karşı, Derborsa Menkul Değerler Anonim Şirketi'ne ait Takasbank A.Ş. nezdinde sermaye blokajı olarak saklamada bulunan menkul kıymetlerden 640 lot Tüpraş hisse senedinin Meri Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan adına bloke edilmesinden sonra kalan bölümün Derborsa Menkul Değerler Anonim Şirketi'ne iade edilmesine ilişkin Sermaye Piyasası Kurulu'nun 5.4.2002 günlü, 17/451 sayılı kararının iptali ile işlemden dolayı uğranılan 378.846.316.400.-TL maddi zararın 12.4.2002 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılan davada, dava konusu işlemin iptaline, davacının uğradığı 378.846.316.400.-TL maddi zararın tazmini isteminin kabulü ile söz konusu miktarın 12.04.2002 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine ilişkindir.

Bir başka ifadeyle, Asliye Ticaret Mahkemesinde, eksik bulunan bir kısım hisse senedinin davalıların zimmetinde olduğu, ayrıca hisselere isabet eden temettü alacaklarının bulunduğu ileri sürülerek hisse senetlerinin aynen iadesi ile temettü alacağının tahsili; İdare Mahkemesinde ise, Derborsa Menkul Değerler Anonim Şirketi'ne ait Takasbank A.Ş. nezdinde sermaye blokajı olarak saklamada bulunan menkul kıymetlerden 640 lot Tüpraş hisse senedinin Meri Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan adına bloke edilmesinden sonra kalan bölümün Derborsa Menkul Değerler Anonim Şirketi'ne iade edilmesine ilişkin Sermaye Piyasası Kurulu işleminin hatalı olduğu ileri sürülerek bu işlemin iptali ile işlemden dolayı uğranılan maddi zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle dava açılmış olup, bu haliyle davaların konularının farklı olduğu gibi, sebeplerinin de farklı olduğu anlaşılmıştır.

Belirtilen duruma göre, olayda, “konu ve dava sebebinin aynı olması” koşulunun gerçekleşmemesi karşısında, uyuşmazlığa konu edilen adli ve idari yargı kararları arasında hakkın yerine getirilmesini imkansız kılan bir çelişkinin varlığından söz etmek olanaksızdır.

Açıklanan nedenlerle, hüküm uyuşmazlığının varlığı için 2247 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde öngörülen koşullar birlikte gerçekleşmediğinden, başvurunun reddi gerekmiştir.

SONUÇ: Hüküm uyuşmazlığının varlığı için 2247 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde öngörülen koşullar birlikte gerçekleşmediğinden, BAŞVURUNUN REDDİNE, 05.03.2007 gününde OYBİRLİ?İ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

* * *

 

Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:

ESAS   NO   : 2006/86

KARAR NO: 2006/173

KARAR TR : 6.11.2006

(Hukuk Bölümü)

 

ÖZET: 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulu taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİ gerektiği hk.

 

K A R A R

 

Davacı        : Aslanlar İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.

Vekili         : Av. V.K.

Davalı        : Bandırma Kaymakamlığı (İlçe Özel İdare Müdürlüğü)

 

   O L A Y  : Taş ocağı işletmeciliği yapan davacı şirket adına; orman sahası ile bitişiğinde bulunan mülga Köy Hizmetlerine ait taş ocağı sahasına taşmak suretiyle üretim yaptığından bahisle, 27.07.2005 tarih, 1-7/53 sayılı işlemle; 3213 Sayılı Maden Kanunu’nun uygulanması ile ilgili Maden Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 43. maddesi uyarınca idari para cezası kesilmiş; davacı şirket vekili tarafından,  işlemin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açılmıştır.

BURSA 1. İDARE MAHKEMESİ ; 20.09.2005 gün, E:2005/1208, K:2005/1147 sayı ile; 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesine göre “kabahat” deyiminden kanunun karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlığın anlaşılacağı; 3. maddesinde, bu Kanunun genel hükümlerinin diğer kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanacağının öngörüldüğü; 16. maddesinde, kabahatler karşılığında uygulanacak olan idari yaptırımların idari para cezası ve idari tedbirlerden ibaret olduğunun, idari tedbirlerin ise, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirler olduğunun hükme bağlandığı; anılan Kanun’un genel hükümleri arasında yer alan 27. maddesinin birinci fıkrasında, idari para cezasına ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararlarına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde sulh ceza mahkemesine başvurulabileceği öngörülmüş olup, bu Kanun’un yürürlüğe girdiği 1.6.2005 tarihinden  itibaren idari para cezalarının, idare mahkemelerinin görev alanından çıkarıldığı, bu durumda davacı  şirkete, 3213 Sayılı Maden Kanunu uyarınca verilen idari para cezasından doğan uyuşmazlığın görüm ve çözümünde yukarıda anılan 5326 Sayılı Yasa hükümlerine göre Sulh Ceza Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; Başkanlık yazısı ile anılan İdare Mahkemesi kararının kesinleşme durumunun sorulması üzerine, Bursa 1.İdare Mahkemesi Başkanlığınca verilen 20.4.2006, 24.5.2006 ve 9.8.2006 günlü cevap yazılarında, itiraz süreci sonuçlanmayan kararın kesinleşmediği belirtilmiştir.

Davacı şirket vekili, aynı istekle 14.10.2005 gününde adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

BANDIRMA SULH CEZA MAHKEMESİ; 19.01.2006 gün ve  Değ.İş.E:2005/589, Değ.iş.K:2006/27 sayı ile; davada taraf olan İl Özel İdaresinin, 13.3.1994 tarihli İl Özel İdare Kanunu ile düzenlendiği, valiye bağlı, emvalinin devlet emvali, personelinin devlet memuru niteliğinde olduğu, kamu kurumu  olan Özel İdarenin denetimi ve gözetimi altında bulunan Ocak işletmelerinin faaliyetlerinin,  yasada  öngörüldüğü  biçimde bu idarenin ruhsat ve denetimine tabi tutulması ve bu konuda idareye yaptırım yetkisi verilmiş olmasının, bu faaliyetin kamu hukukunun buyurucu kurallarına bağlı olduğunu gösterdiği, (Uyuşmazlık Mahkemesinin 7.7.1994 tarih ve 1994/18 esas, 1994/18 sayılı kararının örnek gösterildiği) Anayasanın 125.maddesinin son fıkrası ve İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 2/1-b maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümünde idari yargı yerinin görevli bulunduğu, ayrıca genel nitelikte bir kanun olan 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu’nun özel kanunda belirtilen hükmü ortadan kaldırmayacağının anlaşıldığı gerekçesiyle, görevsizlik kararı vermiş, bu karar  itiraz  edilmeyerek kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Coşkun ÖZTÜRK, Serap AKSOYLU, Z. Nurhan YÜCEL, Abdullah ARSLAN ve Levent ÖZÇELİK’in katılımlarıyla yapılan 6.11.2006 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ  ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINO?LU’nun, başvurunun reddi gerektiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GERE?İ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 14.maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararın kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasa’nın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

Anılan düzenlemeye göre, olumsuz görev uyuşmazlığının varlığından söz edebilmek için: adli, idari veya askeri yargı yerlerinden en az ikisi tarafından kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş görevsizlik kararlarının bulunması gerekmektedir.

Olayda, Sulh Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararının itiraz edilmeyerek kesinleşmesine karşılık,  idare mahkemesi tek hâkiminin görevsizlik kararına, davacının yaptığı itirazın reddi üzerine yapılan karar düzeltme talebinin Bölge İdare Mahkemesince karara bağlanmamış olması nedeniyle, ortada idari yargı yerine ait kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmadığından, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen “kararların kesin veya kesinleşmiş olması” koşulu gerçekleşmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulu taşımayan başvurunun aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

SONUÇ: 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan  BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 6.11.2006 gününde OYBİRLİ?İ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

* * *

 

Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:

ESAS   NO   : 2006/108

KARAR NO: 2006/215

KARAR TR : 11.12.2006

(Hukuk Bölümü)

 

ÖZET: Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapmakta iken disiplinsizlik ve ahlaki nedenlerle Yüksek Askeri Şura kararı ile ilişiği kesilen davacının;  görevi sırasında hakkında düzenlenmiş olan bazı sicil belgeleri ve kanaat raporlarının 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu uyarınca kendisine verilmesi isteminin reddine ilişkin işleminin iptali istemiyle açılan davanın ASKERİ İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesinin gerektiği hk

 

K A R A R

 

Davacı        : İ.Y.

Davalı        : Milli Savunma Bakanlığı

 

O L A Y     : Türk Silahlı Kuvvetlerinde Hv. Svn. Kd. Üçvş. rütbesiyle görev yapmakta iken disiplinsizlik ve ahlaki nedenlerle Yüksek Askeri Şura kararı ile ilişiği kesilen Davacı,  görevi sırasında hakkında düzenlenmiş olan bazı sicil belgeleri ve kanaat raporlarının 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu uyarınca kendisine verilmesini Milli Savunma Bakanlığından istemesi üzerine, Genel Kurmay Başkanlığınca tesis edilen 12.10.2005 tarih ve 1123279 sayılı işlemle, “gizli ve açıklanması yasaklanan bilgiler” kapsamında değerlendirildiğinden istemi karşılanmamış, bir kısım bilgiler,  belge üzerinde karartma yapılarak verilmiştir.

Davacı, görevi sırasında hakkında düzenlenmiş olan bazı sicil belgeleri ve kanaat raporlarının 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu uyarınca kendisine verilmesi isteminin reddine ilişkin işleminin iptali istemiyle 28.10.2005 tarihinde genel idari yargıda dava açmıştır.

Davalı idare vekilince, birinci savunma dilekçesinde davanın görüm ve çözümünde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevli olduğu ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

ANKARA 5. İDARE MAHKEMESİ ; 5.1.2006 gün ve E:2005/2181 sayı ile, 1602 sayılı Yasanın 20. maddesi hükmüne göre AYİM’in bir davaya bakabilmesi için dava konusu işlemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması koşullarının birlikte gerçekleşmesinin gerektiği, olayda, her ne kadar yukarıda açıklanan 20. maddede görevden ayrılmış olsa da askeri personelin asker kişi sayılacağı belirtilmekte ise de; askeriyeden ayrılan davacının isteğinin, askerlikle ilgili olmayıp kendisi ile ilgili olarak düzenlenen sicil belgesi ve kanaat raporlarının bilgi edinme yasası gereği verilmesi olduğundan; yasada öngörülen askeri kişi ve askeri hizmete ilişkin bulunmadığı, bu durumda, askeriyeden ayrılan davacının bilgi edinme yasası uyarınca istediği sicil belgesi ve kanaat raporlarının, sivil kişinin  aynı yöndeki isteğinden ve onun çözümü ile varılacak sonuçtan farklı olmadığı,  davanın görüm ve çözümünün İdare Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle davalı idarenin görev itirazını reddederek görevlilik kararı vermiştir.

 Davalı İdare vekilince, süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine; dilekçe ve idari yargı dosyası Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcılığına gönderilmiştir.

ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ BAŞSAVCISI; Anayasanın, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi başlıklı 157’nci maddesinde yer alan göreve ilişkin hükümlerini benzer bir biçimde tekrarlayan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 20 ve 21’inci maddelerine göre uyuşmazlık konusunun Askeri İdari Yargı yerinde görülebilmesi için iki koşulun bir arada gerçekleşmesi gerektiği, “Asker kişiyi ilgilendirme” koşulundan davacının hizmette ya da görevden ayrılmış ve 1602 sayılı Kanunun 20’inci maddesinde sayılan asker kişilerden olmasının gerektiği, diğer koşulu ise davaya konu işlemin “askeri hizmete ilişkin” bulunması koşulunun oluşturduğu, idari işlemin, görevli yargı yerinin tespiti yönünden “askeri hizmete ilişkin” olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerektiği, eğer idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise bu işlemin askeri hizmete ilişkin bulunduğunun kabulü gerektiği, daha açık bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemlerin, idarece bir asker kişinin askeri yeterlik ve yetenekleri, tutum ve davranışları, askeri geçmişi, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevleri, askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yer






Yeni Sayfa 1





belediyelerin "imar", "ımar" ve "imar hukuku", "ımar hukuku", "kaçak yapı",
imar planı", "arazi ve arsa düzenlemesi", "imar para cezaları", "imar kirliliği
suçları", ve her türlü imar sorunlarına çözüm getirecek olan "imar hukukcusu" ve
"ımar hukukçusu".


 












imar hukukçusu

Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.

Yayınlanma:: 2007-07-21 (2806 okuma)

[ Geri Dön ]