imar

İmar Hukukçusundan Güncel Makaleler (imar)

imar hukuku (imar planları, arazi ve arsa düzenlemesi, kaçak yapı para cezası, inşaat ruhsatı vb.)dava dilekçe örnekleri

Tasnif edilmiş Danıştay Altıncı Dairesi İçtihatları

Danıştay imar ve imar hukuku içtihatları

imar hukuku ile ilgili terimler ve tanımlar


İmar Hukukçusu. Toki'den Ucuz Konut Satışı Devam Ediyor

+Hatalı ödemelerin geri alınması

+
18 uygulaması,

+
Danıştay içtihadı birleştirme kurulu kararı yargı kararının yerine getirilmemesi

+
Belediyelerin internet adresleri (web)

+
Görev tazminatı ile ilgili haberler

+
Konut finansmanı sistemine ilişkin çeşitli kanunlarda değişiklik yapılması hakkı

+
Toki'nin satılık evlerine yoğun talep var.

+
18. Madde uygulamasında hukuka aykırılık nedenleri imarhukukcusu cafer ergen

+Eski Haberler

+
2577 sayılı İYUK 7. Madde ile ilgili Danıştay İçtihatları

+657 sayılı Yasa uyarınca verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu

+Radyoloji personelinin çalışma (mesai) saatleri

+
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu kapsamında Sayıştay Genel Kurulunun 14.6.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararı.

· ANAYASA MAHKEMESİNİN "YÜRÜRLÜ?Ü DURDURMA" KARARLARI

· ANAYASA MAHKEMESİNE İPTAL İSTEMİYLE YAPILAN BA?VURULAR ÜZERİNE VERİLEN KARARLAR

· İmar Hukuku Terimleri Sözlüğü

· idare hukukcusu (idare hukuku)

idari yargı
İdari yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak yürütmeyi durdurma istekli iptal ve tam yargı dava dilekçesi örneğini görmek için buraya tıklayınız.

İmar

Tüm içeriği görmek için tıklayınız

İdare Hukuku

İDARE HUKUKU

imarhukukcusu.com tüm haberler

imar, Eski Haberler
21.09.12
· İmarda kısıtlılık sorunu sona eriyor (5 Yıl ile sınırlandırıldı)
16.09.12
· imar planları ve imar uygulamaları nedeniyle ücret
08.09.12
· Tazminat davasının süreaşımı nedeniyle reddi halinde maktu avukatlık ücreti
· İlan edilmeksizin uygulamaya konulan bir imar planının şekil eksikliği nedeniyle
· Davanın niteliği itibariyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmas
· Özel parselasyon ile belirlenmiş bulunan umumi hizmet alanları
· İmar planı ile notu arasında birbirine aykırı hususların bulunması
· 5 yıllık inşaat ruhsatı süresi içinde yapı kullanma izin belgesi alınmaması hali
12.05.12
· Deprem nedeniyle oluşan zararda belediyenin kusursuz sorumluluğu yoktur
10.05.12
· Tapulu yerdeki yapı ruhsattsız da olsa 32. madde işletilmemişse tazminat gerekir
· Yeşil alan için yapılan bağış da DOP tan düşülür.
14.04.12
· Bam Adli Yargı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkın
· Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
· Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
06.04.12
· Anayasa Mahkemesi’ne Göre 3194/42. Maddesinin Üçüncü Fıkrası (32 md)
· 42. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “…32…” ibaresi
01.04.12
· belediyelerin mimari projelerde meslek odasından ayrıca "proje onay belgesi" ist
· 125 nolu Danıştay Dergisi imar hukuku içtihatları
23.03.12
· Köy yerleşik alanı ve civarında imar yetkisi
· Yoldan İhdasen Oluşan Taşınmazlar Hakkında Yorum
· Anayasa Mahkemesi Kararı (Yoldan İhdas)
11.03.12
· Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı
05.03.12
· Çoğaltılmış Fikir Ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu
14.02.12
· Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı
21.12.11
· Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (21 Aralık 2011-28149)
· İmar Davaları Kitabı Üçüncü Baskı 2011
06.12.11
· İmar hukuku içtihatları (Danıştay Dergisi 124)
23.10.11
· 3194 sayılı Kanunun 5940 sayılı Kanunla değişik 42. maddesi uyarınca para cezası
· 1608 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası verilmesine ve 1 kez yasaklanan faa
· Bedele Dönüştürülen Paya Takdir Edilen Karşılığın Artırılması Davası
· Cedit-Erenler-Topçular-28 Haziran Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı
09.09.11
· Her proje için müellif sicil durum belgesi alınması zorunlu
12.08.11
· Valilik görüşü alınmadığı gerekçesiyle yıkılamayacağı
· İmar planının yürütmesinin durdurulması üzerine yapının mühürlenmesi
· Ticaret alanında akaryakıt istasyonu yapılamaz
· müellif sicil durum belgesi ibraz edilmeden yapı ruhsatında hukuka uyarlık bulun
· Tadilat ruhsatının kat irtifakı sahibi kişilerin imzası, bu kişiler tarafından v
· 2981 sayılı Yasanın 10/b alanında 3194 sayılı Kanunun 18. madde uygulamasında DO
· Mutlak tarım arazileri
01.08.10
· www.idarehukuku.net Türkiye'nin İdare Hukuku - İdari Yargı Bilgilerine hoşgeldin
29.06.10
· Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
17.04.10
· Kaplıca izinlerini artık Valilikler verecek. Bakanlık yetkiyi devretti.
10.04.10
· Yeni imar para cezası hükümleri önceki (Kaçak yapı suçlarına) uygulanmaz.
08.04.10
· 3194/18 uyg. yapılmayan alanda kamulaştırma yapılabilir
03.04.10
· Nazım imar planının yürürlükteki 1/100000 ve 1/50000 ölçekli planlara uygun olma
28.01.10
· İmar planı ve inşaat ruhsatı iptali üzerine tazminat dava açma süresi
· Plan değişikliği isteminin reddi yolundaki işlemin değil doğrudan planın iptalin
· Planlı bir bölgede arazi ve arsa düzenlemesi yapılmadan kamulaştırma yapılması
· Dolgu alanında plan yapılabilmesi
· Binanın hukuken en son bittiği tarih

Eski Haberler

İmar hukuku ile ilgili Kanunlar

+imar kanunu (3194)
+il özel idaresi kanunu (5302)
+belediye kanunu (5393)
+büyükşehir belediyesi kanunu(5216)
+kamulaştırma kanunu (2942)
+kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu (2863)

+yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması hakkında kanun (5366)
+yapı denetimi hakkında kanun (4708)
+gecekondu kanunu (775)
+imar ve gecekondu af kanunu (2981/3290)

İMAR HUKUKU İLE İLGİLİ YÖNETMELİKLER

+belediyeler tip imar yönt.
+imar affı yönetmeliği
+plansız alanlar yönt.
+plan yapım yönt.
+koruma amaçlı im. pln. yönt.
+kıyı kanunu uyg. yönt.
+tarım alanları yönt.
+karayolları kenarlarında..yönt.
+18. madde uygulama yönt.
+plan müellifleri yönt.
+gecekondu yönetmeliği

+imar ile ilgili tüm yönet.

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SA?LIK SİGORTASI KANUNU

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Mevuzatı

idare hukuku (Danıştay) içtihatları

İdare hukuku İçtihatları

idare hukuku, iptal ve tazminat davası

İdari Yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak Yürütmenin Durdurulması istekli iptal ve tazminat dava dilekçe örneği için tıklayınız.

İMAR

imar
içtihatları

Ankara Bölge İdare Mahkemesi

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi
Ankara Bölge İdare Mahkemesi
Konya Bölge İdare Mahkemesi
Aydın Bölge İdare Mahkemesi
Edirne Bölge İdare Mahkemesi
Manisa Bölge İdare Mahkemesi
Ordu Bölge İdare Mahkemesi
Van Bölge İdare Mahkemesi
Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi
Sakarya Bölge İdare Mahkemesi
Samsun Bölge İdare Mahkemesi
Antalya Bölge İdare Mahkemesi
Gaziantep Bölge idare Mahkemesi
Denizli Bölge İdare Mahkemesi
Adana Bölge İdare Mahkemesi
İzmir Bölge İdare Mahkemesi
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi
Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi
Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi
Bursa Bölge İdare Mahkemesi
Malatya Bölge İdare Mahkemesi
Sivas Bölge İdare Mahkemesi
Kayseri Bölge İdare Mahkemesi
Trabzon Bölge İdare Mahkemesi
İdari Yargı (İDARE HUKUKU) Kitapları (Yayınları)
Bölge İdare Mahkemelerinin İnternet (Web) Adresleri - Sayfaları
BÖLGE İDARE MAHKEMELERİNİN İTİRAZ MERCİLERİ
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun
Devlet Memurları Kanunu
Danıştay Kanunu
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
İdari Yargılama usulü Kanunu
Hakimler ve Savcılar Kanunu
399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Personel Rejimlerinin Düzenlenmesi ve 233 sayılı KHK''nin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

Uyarma ve Kınama Cezalarına Yargı yolu -/ Makale
imar hukuku



Türkiyenin imar hukuku sorunları


Yeni Sayfa 4

UYARI VE KINAMA CEZALARINA KARŞI YARGI YOLU

                                                                                     Cafer ERGEN

 

 

1982 Anayasasının 125. maddesinde, “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.”hükmü yer almakta, 139. maddesinde ise, “Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez. Uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz.” hükmüne yer verilmektedir.

Öte yandan, Anayasamızın 90. maddesinde, “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle: 7/5/2004-5170/7 md.) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” kuralı getirilmiştir.

Uluslararası andlaşma denilince ilk aklımıza gelen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesidir.Bu sözleşmenin içeriğine baktığımızda ise,  

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Adil Yargılanma Hakkı” başlığını taşıyan 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında “Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili anlaşmazlıkların çözümlenmesi, gerek kendisine yöneltilen herhangi bir suçlamanın karara bağlanması konusunda, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içerisinde adil ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir.” hükmüne yer verilmiştir.

 

İç hukukumuza baktığımızda ise, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 135. maddesinde, “Disiplin amirleri tarafından verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı itiraz, varsa bir üst disiplin amirine yoksa disiplin kurullarına yapılabilir. Aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve Devlet memurluğundan çıkarma cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabilir.” hükmüne yer verilmiş olup, aynı kanunun 136. maddesinde ise, “Disiplin amirleri ve disiplin kurulları tarafından verilen disiplin cezalarına karşı yapılacak itirazlarda süre, kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren 7 gündür. Bu süre içinde itiraz edilmeyen disiplin cezaları kesinleşir. İtiraz halinde, itiraz mercileri kararı gözden geçirerek verilen cezayı aynen kabul edebilecekleri gibi cezayı hafifletebilir veya tamamen kaldırabilirler. İtiraz edilmeyen kararlar ile itiraz üzerine verilen kararlar kesin olup, bu kararlar aleyhine idari yargı yoluna başvurulamaz. İtiraz mercileri, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin, kendilerine intikalinden itibaren 30 gün içinde kararlarını vermek zorundadırlar. Kaldırılan cezalar sicilden silinir.” hükmü yer almaktadır.

1982 Anayasası uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolunu kapamamıştır. Sadece bu cezalara karşı yargı yolunun kapatılmasının ancak kanunla olabileceğini hüküm altına almıştır. Nitekim, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 135. maddesinde Devlet Memurlarına verilecek olan uyarma ve kınama cezalarına karşı ancak itiraz yoluna başvurulabileceği kurala bağlanmıştır. Bunun dışında bazı kamu kurumlarıyla ilgili yasalarda ise uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolunu kapatan kanun hükmü bulunmadığından bahsedilen bu kurum personeline verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı idari yargı yolu açıktır. Hatta yasalarında hüküm bulunmamasına rağmen bazı kurumlarca çıkarılan yönetmeliklerde uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolunun kapatılması yönünde hükümler kurulmuş iken yargı yerlerince yasada kısıtlayıcı bir kural konulmadan yönetmeliklerle kısıtlama getirilemeyeceği gerekçesiyle açılan uyarma ve kınama cezalarına karşı açılan davalara bakılmıştır.

Böylelikle uyarma ve kınama cezalarına karşı idari yargıya başvurma açısından kamu görevlileri açısından eşitsiz bir durum söz konusu olmaktadır. Hatta aynı kamu görevlisi bir kurumda iken kendisine verilen uyarma ve kınama cezasına karşı idari yargıya başvurma hakkı var iken diğer kuruma geçtiğinde verilecek uyarma ve kınama cezasına karşı idari yargıya başvurma hakkını kaybetmektedir.

Özellikle kınama cezasının ağırlık olarak uyarı cezasından farklı olması, bazen de aylıktan kesme cezasının bir alt cezası şeklinde uygulanarak aylıktan kesme cezası fiilinin işlendiği gibi değerlendirme yapılması ayrıca birden çok kınama cezası olması halinde o yıl sicilinin olumsuz düzenlenmesine sebep olarak gösterilmesi nedenleriyle kınama cezalarının disiplin hukukunda ayrı bir yeri bulunmaktadır.

Yine, kınama cezası alan kimi memurların maddi haklarına kısıtlama koyulabilmektedir. Bazı kamu görevlilerinin tazminatlarından veya döner sermayeden aldıkları paylardan kesintiler yapılmakta bazı kamu görevlilerinin de sicil raporlarındaki düşüşler nedeniyle ertesi yıl boyunca eksik maaş almaktadırlar.

Öte yandan, 1982 Anayasa’sının 40. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca idarelerce disiplin cezası verilirken bu cezaya karşı başvurulacak merciin belirtilmesi gerekir. Ancak bu Anayasa kuralının uygulanmaması nedeniyle tesis edilen işlemlerin iptaline dair idari yargı yerlerince verilen karara rastlanmamıştır.

Ülkemizde bir taraftan uyarma ve kınama cezalarına karşı idari yargı yolu kapatılırken diğer taraftan genellikle beş yılda bir disiplin affı yasası çıkartılarak affa uğratılmaktadır. Bu durum da kendi içinde tezat oluşturmaktadır. TBMM hem 657 sayılı Yasaya koyduğu hüküm ile uyarma ve kınama cezalarına karşı idari yargı yolunu kapatırken diğer taraftan kendisi bu cezaları beş yılda bir affa uğratmaktadır.

657 sayılı Devlet memurları Kanunu’nun 136. maddesinde yer alan “Disiplin cezaları memurun siciline işlenir. Devlet memurluğundan çıkarma cezasından başka bir disiplin cezasına çarptırılmış olan memur uyarma ve kınama cezalarının uygulanmasından 5 sene, diğer cezaların uygulanmasından 10 sene sonra atamaya yetkili amire başvurarak, verilmiş olan cezalarının sicil dosyasından silinmesini isteyebilir.

Memurun, yukarıda yazılan süreler içerisindeki davranışları, bu isteğini haklı kılacak nitelikte görülürse, isteğinin yerine getirilmesine karar verilerek bu karar sicil dosyasına işlenir.” hüküm uyarınca beş yıl içinde TBMM tarafından affa uğramayan disiplin cezaları bu madde uyarınca sicilden silinme olanağına sahiptir.

Uyarı ve kınama cezalarına karşı idari yargı yolu kapalı olduğu için yani denetimsiz olduğu için disiplin amirlerince bu cezalar verilirken bir miktar da olsa keyfiliğe kaçılmaktadır. Çünkü bu cezalara karşı itiraz sadece üst idari disiplin amirine ya da kurumuna olduğu için genelde de itiraz sonuçları olumsuz olmaktadır. Yine bu cezalar için suç tutanağı, tarafsız soruşturmacı atanması gibi disiplin hukukunun temel kuralları işletilmemektedir.

Çoğu kez disiplin amirlerinin şu ifadeyi sıklıkla duyulmaktadır. “Ben çalışanıma basit bir ceza dahi veremeyecek miyim.”  Uyarı ve kınama cezalarına karşı idari yargı yoluna başvuru yolunun açılması idarecilerin bu cezaları veremeyeceği anlamına gelmemektedir. Sadece bu cezaları hukuk kurallarına ve disiplin hükümlerine uygun vermesini sağlamaktır.

Uyarı ve kınama cezalarına karşı idari yargı yolunun açılması halinde büyük bir dava sayısının mahkemeleri iş yükü açısından tıkayacağı gibi bir düşünce olması halinde bu duruma çözüm olarak bu davaların tek hakimle çözümlenmesi yönünde düzenleme yapılabilir.

İç hukukta uyarı ve kınama cezalarına karşı idari yargı yolunun kapalı olması durumu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde yer alan adil yargılanma ilkesini ters düştüğünü söylemek pek mümkün değildir. Çünkü, anılan sözleşmenin 6. maddesindeki adil yargılanma hakkını daha çok sözleşmede yer alan hak ve özgürlükler açısından düşünmek gerekir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Pellegrin_Fransa kararında, kamu görevlisi, devletin egemenlik alanıyla ilgili polis, ordu veya yargı mensubu, üst düzey bürokratlar gibi bir görevde bulunuyorsa, bu kişilerin, haklarında uygulanan idari işlemle ilgili başvurularının 'medeni hak' kapsamına girmediği'' sonucuna[1][1] varmıştır. Dolaysıyla, Devletin egemenlik gücünü kullanan kamu görevlilerinin aldığı disiplin cezalarına karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru yolu bulunmamaktadır.

Ancak bu durumlar, uyarı ve kınama cezalarına karşı idari yargı yolunun açılamayacağı anlamına gelmemelidir. Bu cezalara karşı idari yargı yolunun açık hale getirilmesine karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin olumsuz bir kararı olamaz. Böylelikle Anayasamızın 36. maddesindeki “Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” hükmünden eşitlik ilkesine uygun olarak her kamu görevlisinin yararlanması sağlanacaktır. Uyarı ve kınama cezalarına karşı yargı yolunun açılması adil yargılanma hakkının sonucu değil adaletin sonucu olarak yapılması gerekmektedir.

Bu durumlar karşısında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 135.maddesinin, Anayasamızın 36.maddesinde düzenlenen hak arama hürriyeti açısından eşitlik ilkesine aykırı olması  gerekir.

 

 


imar hukukçusu












Yeni Sayfa 2





belediyelerin "imar", "ımar" ve "imar hukuku", "ımar hukuku", "kaçak yapı",
imar planı", "arazi ve arsa düzenlemesi", "imar para cezaları", "imar kirliliği
suçları", ve her türlü imar sorunlarına çözüm getirecek olan "imar hukukcusu" ve
"ımar hukukçusu".


 





Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.

Yayınlanma:: 2007-06-21 (2665 okuma)

[ Geri Dön ]