imar

İmar Hukukçusundan Güncel Makaleler (imar)

imar hukuku (imar planları, arazi ve arsa düzenlemesi, kaçak yapı para cezası, inşaat ruhsatı vb.)dava dilekçe örnekleri

Tasnif edilmiş Danıştay Altıncı Dairesi İçtihatları

Danıştay imar ve imar hukuku içtihatları

imar hukuku ile ilgili terimler ve tanımlar


İmar Hukukçusu. Toki'den Ucuz Konut Satışı Devam Ediyor

+Hatalı ödemelerin geri alınması

+
18 uygulaması,

+
Danıştay içtihadı birleştirme kurulu kararı yargı kararının yerine getirilmemesi

+
Belediyelerin internet adresleri (web)

+
Görev tazminatı ile ilgili haberler

+
Konut finansmanı sistemine ilişkin çeşitli kanunlarda değişiklik yapılması hakkı

+
Toki'nin satılık evlerine yoğun talep var.

+
18. Madde uygulamasında hukuka aykırılık nedenleri imarhukukcusu cafer ergen

+Eski Haberler

+
2577 sayılı İYUK 7. Madde ile ilgili Danıştay İçtihatları

+657 sayılı Yasa uyarınca verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu

+Radyoloji personelinin çalışma (mesai) saatleri

+
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu kapsamında Sayıştay Genel Kurulunun 14.6.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararı.

· ANAYASA MAHKEMESİNİN "YÜRÜRLÜ?Ü DURDURMA" KARARLARI

· ANAYASA MAHKEMESİNE İPTAL İSTEMİYLE YAPILAN BA?VURULAR ÜZERİNE VERİLEN KARARLAR

· İmar Hukuku Terimleri Sözlüğü

· idare hukukcusu (idare hukuku)

idari yargı
İdari yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak yürütmeyi durdurma istekli iptal ve tam yargı dava dilekçesi örneğini görmek için buraya tıklayınız.

İmar

Tüm içeriği görmek için tıklayınız

İdare Hukuku

İDARE HUKUKU

imarhukukcusu.com tüm haberler

imar, Eski Haberler
21.09.12
· İmarda kısıtlılık sorunu sona eriyor (5 Yıl ile sınırlandırıldı)
16.09.12
· imar planları ve imar uygulamaları nedeniyle ücret
08.09.12
· Tazminat davasının süreaşımı nedeniyle reddi halinde maktu avukatlık ücreti
· İlan edilmeksizin uygulamaya konulan bir imar planının şekil eksikliği nedeniyle
· Davanın niteliği itibariyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmas
· Özel parselasyon ile belirlenmiş bulunan umumi hizmet alanları
· İmar planı ile notu arasında birbirine aykırı hususların bulunması
· 5 yıllık inşaat ruhsatı süresi içinde yapı kullanma izin belgesi alınmaması hali
12.05.12
· Deprem nedeniyle oluşan zararda belediyenin kusursuz sorumluluğu yoktur
10.05.12
· Tapulu yerdeki yapı ruhsattsız da olsa 32. madde işletilmemişse tazminat gerekir
· Yeşil alan için yapılan bağış da DOP tan düşülür.
14.04.12
· Bam Adli Yargı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkın
· Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
· Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
06.04.12
· Anayasa Mahkemesi’ne Göre 3194/42. Maddesinin Üçüncü Fıkrası (32 md)
· 42. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “…32…” ibaresi
01.04.12
· belediyelerin mimari projelerde meslek odasından ayrıca "proje onay belgesi" ist
· 125 nolu Danıştay Dergisi imar hukuku içtihatları
23.03.12
· Köy yerleşik alanı ve civarında imar yetkisi
· Yoldan İhdasen Oluşan Taşınmazlar Hakkında Yorum
· Anayasa Mahkemesi Kararı (Yoldan İhdas)
11.03.12
· Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı
05.03.12
· Çoğaltılmış Fikir Ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu
14.02.12
· Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı
21.12.11
· Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (21 Aralık 2011-28149)
· İmar Davaları Kitabı Üçüncü Baskı 2011
06.12.11
· İmar hukuku içtihatları (Danıştay Dergisi 124)
23.10.11
· 3194 sayılı Kanunun 5940 sayılı Kanunla değişik 42. maddesi uyarınca para cezası
· 1608 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası verilmesine ve 1 kez yasaklanan faa
· Bedele Dönüştürülen Paya Takdir Edilen Karşılığın Artırılması Davası
· Cedit-Erenler-Topçular-28 Haziran Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı
09.09.11
· Her proje için müellif sicil durum belgesi alınması zorunlu
12.08.11
· Valilik görüşü alınmadığı gerekçesiyle yıkılamayacağı
· İmar planının yürütmesinin durdurulması üzerine yapının mühürlenmesi
· Ticaret alanında akaryakıt istasyonu yapılamaz
· müellif sicil durum belgesi ibraz edilmeden yapı ruhsatında hukuka uyarlık bulun
· Tadilat ruhsatının kat irtifakı sahibi kişilerin imzası, bu kişiler tarafından v
· 2981 sayılı Yasanın 10/b alanında 3194 sayılı Kanunun 18. madde uygulamasında DO
· Mutlak tarım arazileri
01.08.10
· www.idarehukuku.net Türkiye'nin İdare Hukuku - İdari Yargı Bilgilerine hoşgeldin
29.06.10
· Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
17.04.10
· Kaplıca izinlerini artık Valilikler verecek. Bakanlık yetkiyi devretti.
10.04.10
· Yeni imar para cezası hükümleri önceki (Kaçak yapı suçlarına) uygulanmaz.
08.04.10
· 3194/18 uyg. yapılmayan alanda kamulaştırma yapılabilir
03.04.10
· Nazım imar planının yürürlükteki 1/100000 ve 1/50000 ölçekli planlara uygun olma
28.01.10
· İmar planı ve inşaat ruhsatı iptali üzerine tazminat dava açma süresi
· Plan değişikliği isteminin reddi yolundaki işlemin değil doğrudan planın iptalin
· Planlı bir bölgede arazi ve arsa düzenlemesi yapılmadan kamulaştırma yapılması
· Dolgu alanında plan yapılabilmesi
· Binanın hukuken en son bittiği tarih

Eski Haberler

İmar hukuku ile ilgili Kanunlar

+imar kanunu (3194)
+il özel idaresi kanunu (5302)
+belediye kanunu (5393)
+büyükşehir belediyesi kanunu(5216)
+kamulaştırma kanunu (2942)
+kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu (2863)

+yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması hakkında kanun (5366)
+yapı denetimi hakkında kanun (4708)
+gecekondu kanunu (775)
+imar ve gecekondu af kanunu (2981/3290)

İMAR HUKUKU İLE İLGİLİ YÖNETMELİKLER

+belediyeler tip imar yönt.
+imar affı yönetmeliği
+plansız alanlar yönt.
+plan yapım yönt.
+koruma amaçlı im. pln. yönt.
+kıyı kanunu uyg. yönt.
+tarım alanları yönt.
+karayolları kenarlarında..yönt.
+18. madde uygulama yönt.
+plan müellifleri yönt.
+gecekondu yönetmeliği

+imar ile ilgili tüm yönet.

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SA?LIK SİGORTASI KANUNU

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Mevuzatı

idare hukuku (Danıştay) içtihatları

İdare hukuku İçtihatları

idare hukuku, iptal ve tazminat davası

İdari Yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak Yürütmenin Durdurulması istekli iptal ve tazminat dava dilekçe örneği için tıklayınız.

İMAR

imar
içtihatları

Ankara Bölge İdare Mahkemesi

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi
Ankara Bölge İdare Mahkemesi
Konya Bölge İdare Mahkemesi
Aydın Bölge İdare Mahkemesi
Edirne Bölge İdare Mahkemesi
Manisa Bölge İdare Mahkemesi
Ordu Bölge İdare Mahkemesi
Van Bölge İdare Mahkemesi
Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi
Sakarya Bölge İdare Mahkemesi
Samsun Bölge İdare Mahkemesi
Antalya Bölge İdare Mahkemesi
Gaziantep Bölge idare Mahkemesi
Denizli Bölge İdare Mahkemesi
Adana Bölge İdare Mahkemesi
İzmir Bölge İdare Mahkemesi
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi
Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi
Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi
Bursa Bölge İdare Mahkemesi
Malatya Bölge İdare Mahkemesi
Sivas Bölge İdare Mahkemesi
Kayseri Bölge İdare Mahkemesi
Trabzon Bölge İdare Mahkemesi
İdari Yargı (İDARE HUKUKU) Kitapları (Yayınları)
Bölge İdare Mahkemelerinin İnternet (Web) Adresleri - Sayfaları
BÖLGE İDARE MAHKEMELERİNİN İTİRAZ MERCİLERİ
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun
Devlet Memurları Kanunu
Danıştay Kanunu
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
İdari Yargılama usulü Kanunu
Hakimler ve Savcılar Kanunu
399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Personel Rejimlerinin Düzenlenmesi ve 233 sayılı KHK''nin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge AdliyeMahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/521)
imar hukuku




Yeni Sayfa 5

Dönem : 22                                                                       Yasama Yılı : 1

 

              T.B.M.M.                                                (S. Sayısı : 146)

 

Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye

Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında

Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/521)

 

                                 

Not : Tasarı Başkanlıkça;Plan ve Bütçe ve Adalet komisyonlarına havale edilmiştir.

 

 

T.C.

 

 

Başbakanlık

29.1.2003

 

Kanunlar ve Kararlar

 

 

Genel Müdürlüğü

 

 

Sayı : B.02.0.KKG.0.10/101-510/497

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLI?INA

Adalet Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar kurulunca 3.12.2002 tarihinde kararlaştırılan “Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.

Gereğini arz ederim.

                                                                                                                 Abdullah Gül

                                                                                                                   Başbakan

GENEL GEREKÇE

İnsanların birlikte yaşamaya başladıkları ilk çağlardan itibaren oluşmaya başlayan adalet kavramı, sosyal ve ekonomik ilişkilerin yoğunlaşmasıyla giderek önem kazanmış ve artık çağımızda bir amaç durumuna gelmiştir. Hukuk kuralları, adalet kavramının toplum içindeki somut görüntüleri olduklarından bunların uygulama usulleri yanında yargı organlarının kuruluşları da büyük önem arzetmektedir.

Birleşmiş Milletler Evrensel Beyannamesinin 10 uncu maddesi ile, Avrupa İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin 6 ncı maddesinde mahkemelerin bağımsız ve tarafsız olması hükmü bulunmaktadır. Bu bağlamda, hakların ve özgürlüklerin güvencesi olan yargılamayı yapacak mahkemelerin yetkilerini belirleyen Anayasanın 9 uncu maddesinde, yargı yetkisinin, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağı ifade edilmektedir. Bu itibarla, Türk Milleti adına yargı yetkisini kullanan mahkemelerin kuruluşlarına gereken önemi vermek, onları günün değişen sosyal ve ekonomik koşullarına göre geliştirmek ve görevlerini açıkça belirlemek zorunludur.

469 sayılı "Mehakimi Şer'iyenin İlgasına ve Mehakimin Teşkilâtına Ait Ahkâmı Muaddil Kanun"a göre, kurulan mahkemeler, hukuk ve ceza mahkemeleridir. Ayrıca özel kanunlarla kurulmuş ihtisas mahkemeleri de vardır.

Yargılama süreci bir sistemdir. Bu sistem, uyuşmazlık ve çekişme hakkında verilecek hüküm kesinleşinceye kadar birden çok evreleri kapsamaktadır. Yargılamanın bu özelliği, temelde, gerçeğe ulaşarak adlî hataları önlemek amacına dayanır. Evrelerden birisi, "kanun yolu" adı verilen "denetim muhakemesi"dir. Esasta denetim muhakemesinin en önemli evresini oluşturan temyiz yolunda, doğrudan öğrenme yargılaması yapılmaz. Temyiz üzerine verilecek hüküm sadece hukuka aykırılığı denetler; bu nedenle maddî ve hukukî  gerçeklere ulaşmak ve adlî hataları gidermek bakımından, uyuşmazlık ve çekişmenin maddî olay yani ispat yönünden ve hukuka aykırılık açısından uygun bir sonuca bağlanıp  bağlanmadığını denetleyen ve temyiz yolundan önce gelen ayrı bir kanun yoluna gereksinim olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır.

Bugün çeşitli ülkelerde yargılama faaliyeti ile görevlendirilmiş bulunan ilk derece mahkemelerinin kararlarını inceleyen üst derece mahkemeleri vardır. İki dereceli yargı teşkilâtı hak arama hürriyetinin yeterince gerçekleştirilmiş sayılması için de zorunlu görülmektedir.

İlk derece mahkemelerince verilen kararların olaylara, hukuka ve usule uygunluğunu denetlemek görevini yüklenmiş olan ikinci derecedeki mahkemeler, bazı ülkelerde iki, bazı ülkelerde de üç kademede görev yapmaktadırlar. Ülkemizde ikili kademe sistemi vardır. Kararların hem hukuka hem de olaylara uygunluğunu ise Yargıtay denetlemektedir. Oysa, adlî yargı ilk derece mahkemelerince verilen kararlar, bölge adliye mahkemelerince ispat ve hukuka uygunluk yönlerinden ve Yargıtayca sadece hukuka uygunluk bakımından incelenmelidir. Yargıtay, bir içtihat mahkemesi olarak işlevini sürdürmelidir.

Ülkemizde, 1879 yılında yürürlüğe konulan "Mehakimi Nizamiyenin Teşkilât Kanunu Muvakkati" ile "istinaf" adı altında kurulan ikinci derece mahkemeler, 1924 yılında çıkarılan 469 sayılı "Mehakimi Şer'iyenin İlgasına ve Mehakimin Teşkilâtına Ait Ahkâmı Muaddil Kanun" ile kaldırılmıştır. Bu mahkemelerin çalışmalarına, adaletin süratle dağıtımına engel oldukları ve arzu edilen yararı sağlamadıkları gerekçesiyle son verilmiştir. Sözü edilen "Muvakkat Kanun", ayrı bir istinaf mahkemesi kurmak yerine bu görevi ağır ceza ve asliye mahkemelerine vermişti. Ancak, bu mahkemelerin asıl görevlerinin yoğunluğu ve ağırlığı karşısında "istinaf" görevlerine yeterli zamanı ayıramamaları sonunda biriken iş ve davalar, içinden çıkılamaz derecede çoğalmış olduğundan umulan yararlar elde edilememiştir.

Bugün hemen hemen bütün ülkelerde Yargıtayın karşılığı olan yüksek mahkemeler, birer içtihat mahkemesi görevini yapmakta, ilk derece mahkemelerince verilen kararların olaylara, kanuna ve usule uygunluğunu denetlemek yani istinaf kanun yolu incelemesini yapmakla görevli ikinci derece mahkemeler bulunmaktadır.  Yargıtay ise ilk derece mahkemeleri ile kendi arasında süzgeç görevini yapacak bir ara mahkemesi bulunmadığı için her iki görevi, yani hem içtihat yaratmak hem de istinafı yürütmek durumunda kalmıştır. Yargıtayın kendisinden beklenen içtihat mahkemesi olma niteliğini koruyabilmesi, iş yükünün çok artmış olması nedeniyle zorlaşmıştır. Yargıtayın içtihat mahkemesi olma niteliğinin korunması,  yargılamanın güvenli ve hızla sonuçlandırılması bakımından istinaf kanun yolu incelemesini yapmak üzere bölge adliye mahkemelerinin kurulmasının bir ihtiyaç hâline geldiği görülmektedir.

Mahkemelerin verimli, etkili, süratli ve güvenli çalışmalarını sağlamak ve denetim yargılamasını güçlendirmek üzere, eskiyen ve yetersiz hükümler taşıyan 469 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılarak, bunun yerine adlî yargı ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemelerinin kuruluşunu, görevlerini ve yetkilerini düzenlemek amacıyla bu Tasarı hazırlanmıştır.

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1. - Maddede Kanunun amaç ve kapsamı gösterilmektedir.

Madde 2. - Yargılama erki tektir. Buna "yargılama birliği" denir.

Yargılama birliğinde esas sorun, yargılamanın bağımsızlığıdır. İdarî yargı dışında kalan "adliye mahkemeleri", hukuk ve ceza bölümlerine ayrılır.

Adlî yargı ilk derece mahkemeleri uyuşmazlıkların maddî ve hukukî yönlerini inceleyen mahkemelerdir.

Madde, bu hususları açıklamaktadır.

Madde 3. - Uyuşmazlığın; adlî yargı ilk derece mahkemesi tarafından çözülmesinden sonra, maddî ve hukukî yönden ikinci kez inceleme yapacak mahkemelerin, "bölge adliye mahkemesi" olduğu vurgulanmaktadır.

Uyuşmazlığın maddî ve hukukî yönünün tekrar incelenmesi, istinaf kanun yolunun konusunu oluşturur.

Madde 4. - Maddeyle, hukuk mahkemelerinin, sulh hukuk, asliye hukuk ve özel kanunlarla kurulan diğer hukuk mahkemeleri olduğu belirtilmektedir.

Madde 5. - Maddeyle, hukuk mahkemelerinin, her il merkezinde ve bölgelerin coğrafî durumları ve iş yoğunluğu göz önüne alınarak belirlenen ilçe merkezlerinde Adalet Bakanlığınca kurulması esası getirilmiştir. Adlî yargı ilk derece mahkemelerinin kuruluşunda, bu mahkemelerin uyuşmazlıkların çözümü ve adalet hizmetlerinin yerine getirilmesi bakımından önemi göz önüne alınarak ve bu mahkemelerin kurulması bölgelerin coğrafî durumları ve iş yoğunluğunun da dikkate alınmasını gerektirdiğinden, Anayasanın 159 uncu maddesi çerçevesinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşünün alınması zorunluluğu benimsenmiştir.

Sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemelerinin tek hâkimle görev yapması esası benimsenmiştir. Bu hükümle, Tasarının 54 üncü maddesiyle yürürlükten kaldırılan  469 sayılı Mehakimi Şer'iyenin İlgasına ve Mehakimin Teşkilâtına Ait Ahkamı Muaddil Kanunun sulh hukuk mahkemelerinin tek hâkimle görev yapmasına ilişkin esası aynı şekilde korunmuş; toplu mahkeme esasına göre görev yapan asliye mahkemeleri açısından ise, hâkim kadrosunun yeterli olmaması, ülke gerekleri ve bugüne kadar yerleşmiş uygulama da göz önünde tutularak bunların tek hâkimle görev yapması esası benimsenmiştir.

Maddede, bir ihtisas mahkemesi konumunda bulunan asliye ticaret mahkemesinin bir başkan  ile yeteri kadar üyeden oluşması ve mahkemenin bir başkan ve iki üyeyle toplanması esası benimsenmiştir. Öte yandan, özel kanunlarla kurulan diğer hukuk mahkemelerinin kuruluşuna ilişkin hükümler saklı tutulmaktadır.

İlk derece mahkemelerinin kurulduğu yerlerde nüfus fazlalığı, uyuşmazlıkların artması, iş yoğunluğu gibi nedenler karşısında bu mahkemelerin birden fazla daireye ayrılması bazı hâllerde zorunlu hâle gelmiştir. Buna uygun olarak iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde hukuk mahkemelerinin birden fazla dairesinin oluşturulabileceği ve bunların numaralandırılacağı esası benimsenmiştir. Bu iş dağılımının yapılması ile esasları Anayasanın 159 uncu maddesi çerçevesinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca saptanacaktır.

Adlî yargı ilk derece mahkemeleri, birinci fıkra gereğince il merkezleri ile kurulmasına karar verilen ilçelerde oluşturulacağından, bu mahkemelerin kuruldukları il veya ilçenin adı ile anılacağı öngörülmüştür.

Madde 6. - Asliye ve sulh hukuk mahkemelerinin görevleri, özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakmaktır. Asliye hukuk mahkemelerinin görevleri, sulh hukuk mahkemelerinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile diğer kanunlarda sayılan görevleri dışında kalanlardır.

Ayrıca özel kanunlarla kurulan hukuk mahkemelerinin görevleri saklı tutulmuştur.

Madde 7. - Madde ile, hukuk mahkemelerinin yargı çevresinin, bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adlî yönden bağlanan ilçelerin idarî sınırları olduğu kural olarak belirlenmiştir.

İkinci fıkra ile, büyükşehir belediyesi bulunan illerde büyükşehir belediyesi sınırları içerisindeki il ve ilçelerin adları ile anılan hukuk mahkemelerinin yargı çevrelerini belirleme görevi, Adalet Bakanlığının önerisi üzerine karar verecek olan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna bırakılmıştır.

Üçüncü fıkrada coğrafî durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak bir hukuk mahkemesinin kaldırılmasına veya yargı çevresinin değiştirilmesine, özel kanunlarında yargı çevresi belirtilmemiş olan hukuk mahkemelerinin yargı çevresinin belirlenmesine ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Bu hükme göre örneğin iş yoğunluğu ayrı mahkeme teşkilâtının kurulmasını gerektirmeyecek ölçüde az olan ilçelerdeki mahkemelerin kaldırılarak, birden çok ilçenin yargı çevresi bakımından birleştirilebilmesi konusunda, ikinci fıkrada olduğu gibi, Adalet Bakanlığının önerisiyle karar vermek üzere Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yetkili kılınmıştır. Böylece, adlî hizmetlerin yerine getirilmesinde kaynakların gereksiz biçimde kullanılmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Fıkrada yer alan "coğrafî durum ve iş yoğunluğu" ibaresindeki "ve" bağlacı "ve, veya" anlamında uygulanabilecektir.

Madde 8. - Maddede, ceza mahkemeleri, sulh ceza, asliye ceza ve ağır ceza mahkemeleri olarak sayılmış, özel kanunlarla bunların dışında ceza mahkemesi kurulabileceği belirtilmektedir.

Madde 9. - Bu madde ile, ceza mahkemelerinin her il merkezinde kurulması, ilçelerde ise ceza mahkemelerinin kurulmasında ilçenin yer aldığı bölgenin coğrafî durum ve iş yoğunluğunun göz önünde bulundurulması öngörülmüştür. Adalet Bakanlığınca ceza mahkemeleri kurulurken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınacaktır.

Maddenin ikinci fıkrasına göre, sulh ceza ve asliye ceza mahkemesi tek hâkimlidir. Üçüncü fıkrasında ise ağır ceza mahkemesinde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunacağı ancak, bu mahkemenin bir başkan ve iki üye ile toplanacağı belirtilmektedir.

Maddede, özel kanunlarla kurulan diğer ceza mahkemelerinin kuruluşuna ilişkin hükümler saklı tutulmuştur. Örneğin, Anayasanın 143 üncü maddesi gereği özel kanunla kurulan Devlet güvenlik mahkemesinin oluşumu 16.6.1983 tarihli ve 2845  sayılı Kanunda gösterilmiştir.

İş durumunun gerekli kıldığı il ve ilçelerde ceza mahkemelerinin birden fazla dairelerinin oluşturulabileceği ve  bu dairelerin numaralandırılacağı öngörülmüştür.

Adlî yargı ilk derece mahkemeleri, birinci fıkra gereğince il merkezleri ile kurulmasına karar verilen ilçelerde oluşturulacağından, bu mahkemelerin kuruldukları il veya ilçenin adı ile anılacağı ifade edilmiştir.

Madde 10. - Tasarının 54 üncü maddesi ile yürürlükten kaldırılan 825 sayılı "Ceza Kanununun Mevkiî Mer'iyete Vaz'ına Müteallik Kanunu"nun 29 uncu maddesi, sulh ceza mahkemesinin görevlerini eylemlere göre belirlemiştir. Tasarının bu maddesine göre, üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dahil) hürriyeti bağlayıcı ceza ile bu cezaya bağlı para cezası ve fer'î cezaları gerektiren hükümlerin uygulanması, sulh ceza mahkemesinin görevinde  olacak; ayrıca bağımsız olarak hükmedilecek her türlü para cezaları ve tedbirlerin uygulanmasına  ilişkin kararlar da sulh ceza mahkemesince verilecektir. Ancak, kanunların bu düzenlemeden ayrı bir şekilde mahkemeleri görevli kıldığı hâller saklı olacak, bu gibi durumlarda özel kanun hükümleri uygulanacaktır.

Madde 11. - Maddede, asliye ceza mahkemesi görev açısından asıl ceza mahkemesi olarak kabul edilmiş, kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, diğer ceza mahkemelerinin görevi dışında kalan dava ve işlere bu mahkemede bakılacağı belirtilmiştir.

Madde 12. - Ağır ceza mahkemesi, 9 uncu maddede belirtildiği üzere bir başkan ile yeteri kadar üyeden oluşacak,  bir başkan ve iki üye ile toplanacaktır. Bu düzenleme, ağır ceza mahkemesinin görevinin ağırlığının bir sonucudur. Kamu düzenine etkisi büyük ve sonuçları ağır olan suçlara bu mahkemede bakılacaktır. Nitekim, idam,  ağır hapis ve on yıldan fazla hapis cezasını gerektiren cürümlerle ilgili dava ve işler ağır ceza mahkemesinde görülecektir. Ancak, kanunların bu düzenlemeden ayrı bir şekilde ağır ceza mahkemesini görevli kıldığı hâller saklı olacak, bu gibi durumlarda özel kanun hükümleri uygulanacaktır.

Madde 13. - Madde ile, Devlet Güvenlik Mahkemeleri, çocuk mahkemeleri gibi ceza davalarına bakan diğer mahkemelerin özel kanunlarında belirtilen dava ve işlere bakacağı hükme bağlanmıştır.

Madde 14. - Maddede, 10, 11 ve 12 nci maddelerde görevi belirleyen kuralların nasıl uygulanacağı gösterilmiştir.  Bir ceza hükmü, kastın yoğunluğunu, suçun işleniş biçimini ve özelliğini dikkate alarak o suça çeşitli cezalar tayin etmektedir. Bir ceza hükmünde ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenler gözetilerek eylem için öngörülen cezanın artırılması ve eksiltilmesine ilişkin düzenlemeye de yer verilmiş ise, bu düzenleme esas alınmayacak, mahkemenin görevini tayinde suç için öngörülen cezanın üst sınırı göz önünde bulundurulacaktır.

Madde 15. - Madde ile, sulh ceza, asliye ceza ve ağır ceza mahkemelerinin yargı çevresi düzenlenmektedir. Yani, görevleri 10, 11 ve 12 nci maddelerde belirtilmiş olan ceza mahkemelerinin coğrafî sınırlar bakımından yetkili oldukları yerler bu maddede belirtilmektedir.

Kural olarak, ceza mahkemelerinin yargı çevresi, bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adlî yönden bağlanan ilçelerin idarî sınırlarıdır.

Ağır ceza mahkemeleri ile büyükşehir belediyesi bulunan illerde büyükşehir belediyesi sınırları içerisindeki il ve ilçelerin adıyla anılan sulh veya asliye ceza mahkemelerinin yargı çevresi, maddenin birinci fıkrasındaki genel kuralın istisnası olarak, birinci fıkrada belirtilen il veya ilçe sınırlarına bakılmaksızın, Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenecektir.

Anayasanın 159 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında; Adalet Bakanlığının, bir mahkemenin veya bir hâkimin veya savcının kadrosunun kaldırılması veya bir mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki önerilerini karara bağlama yetkisi, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun görevleri arasında sayılmıştır.

Maddenin üçüncü fıkrası, coğrafî durum ve iş yoğunluğu göz önünde bulundurularak bir ceza mahkemesinin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesini Anayasanın 159 uncu maddesine uygun olarak düzenlemektedir. Fıkrada yer alan "coğrafî durum ve iş yoğunluğu" ibaresindeki "ve" bağlacı duruma göre "ve, veya" anlamında uygulanabilecektir. Bu fıkrada yer alan diğer bir hükme göre, özel kanunlarla görevlendirilmiş mahkemelerin yargı çevreleri, ilgili kanunlarda belirtilmemiş ise, bunların yargı çevreleri de Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenecektir.

Madde 16. - Mahkemelerin teşkilâtlanmasına paralel olarak, her il merkezi ve ilçede, o il veya ilçenin adıyla anılan bir Cumhuriyet başsavcılığı teşkilâtı kurulması öngörülmektedir.

Dışa karşı bir makam olarak gözüken Cumhuriyet başsavcılığı kendi içerisinde iş bölümü yapar. Bu iş bölümünün gereği olarak, bir Cumhuriyet başsavcısı ve yeteri kadar Cumhuriyet savcısı bulundurulur.

Maddede ayrıca, gerekli görülen yerlerde bir veya birden fazla Cumhuriyet başsavcıvekilinin atanabileceği; atamanın Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun kararıyla gerçekleştirileceği belirtilmektedir.

Madde 17. - Kuruluşu 16 ncı maddede düzenlenen Cumhuriyet başsavcılığı; Cumhuriyet başsavcısı, Cumhuriyet savcıları ve atanmışsa Cumhuriyet başsavcıvekilinden oluşan bir bütündür. Cumhuriyet başsavcısı, Cumhuriyet savcıları ve atanmışsa Cumhuriyet başsavcıvekili, Cumhuriyet başsavcılığı adına işlem yapmakta ve faaliyette bulunmaktadırlar.

Cumhuriyet başsavcılığının görevlerinin hükme bağlandığı maddeye göre Cumhuriyet başsavcılığının görevleri esas itibarıyla üçe ayrılmaktadır. Bu görevler, kamu davasının açılmasına yer olup olmadığına karar vermek üzere soruşturma yapmak veya yaptırmak; kanun hükümlerine göre, yargılama faaliyetlerini kamu adına izlemek, bunlara katılmak ve gerektiğinde kanun yollarına başvurmak ve kesinleşen mahkeme kararlarının yerine getirilmesi ile ilgili işlemleri yapmak ve izlemek şeklinde sayılmaktadır.

Cumhuriyet başsavcılığı ihbar üzerine veya herhangi bir şekilde suç işlendiğini haber alır almaz işin gerçeğini araştıracak, başlangıçta basit olan şüphe, kuvvetlenerek yeterli şüphe hâlini alırsa kamu davasını açacaktır. Kamu davası açıldıktan sonra yargılama faaliyetlerini kamu adına izlemek ve bunlara katılmak, bu arada sanığın lehine veya aleyhine görüş ileri sürmek de bu görevlerdendir.

Yargılamanın sürekliliğine engel bir neden olmadıkça, mahkemeden mahkûmiyet veya beraat gibi uyuşmazlığı doğrudan doğruya çözen bir son karar alıncaya kadar Cumhuriyet başsavcılığı iddia görevini yerine getirmeye zorunludur.

Mahkemeden verilen kararın hukuka ve kanuna aykırı olduğu düşüncesinin varlığı hâlinde, kamu adına gerektiğinde kanun yoluna başvurmak da Cumhuriyet başsavcılığının görevleri arasında yer almaktadır.

Kamu davası açılması nedeniyle yapılan yargılama sonucunda verilen kararın kesinleşmesi durumunda, kesinleşen mahkeme kararının yerine getirilmesi ile ilgili işlemlerin de Cumhuriyet başsavcılığı tarafından yapılması ve izlenmesi öngörülmektedir.

Bunların yanında, kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak da Cumhuriyet başsavcılığının görevleri arasında  sayılmaktadır.

Madde 18. - Maddede, Cumhuriyet başsavcısının görevleri sayılmaktadır. Cumhuriyet başsavcılığını temsil etmek; başsavcılığın verimli, uyumlu ve düzenli bir şekilde çalışmasını sağlamak, iş bölümünü yapmak; gerektiğinde adlî görevlere ilişkin işlemleri yapmak, duruşmalara katılmak ve kanun yollarına başvurmak ile kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak Cumhuriyet başsavcısının görevleri olarak hükme bağlanmaktadır.

Bunların yanında, Cumhuriyet başsavcısının, başsavcılığı oluşturan Cumhuriyet savcıları ile başsavcıvekilleri üzerinde gözetim ve denetim yetkisi olduğu gibi, ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet başsavcısının, ağır ceza mahkemesinin yargı yetkisine giren yerlerde görevli Cumhuriyet başsavcıları, Cumhuriyet başsavcıvekilleri ve Cumhuriyet savcıları ile bağlı birimler üzerinde gözetim ve denetim yetkisi de bulunmaktadır.

Asliye ceza Cumhuriyet başsavcısının da o yer yargı çevresinde görevli Cumhuriyet savcıları ile bağlı birimler üzerinde gözetim ve denetim yetkisinin bulunduğu son fıkrada hükme bağlanmaktadır.

Madde 19. - İşlerin yoğunluğu nedeniyle gerekli görülen yerlerde Cumhuriyet başsavcıvekilinin de görevlendirilmesi öngörüldüğünden, maddede Cumhuriyet başsavcıvekillerinin görevleri sayılmaktadır. Cumhuriyet başsavcısının verdiği görevleri yerine getirmek; Cumhuriyet savcılarının adlî ve idarî görevlerine ilişkin işlemlerini inceleyip Cumhuriyet başsavcısına bilgi vermek; gerektiğinde adlî göreve ilişkin işlemleri yapmak, duruşmalara katılmak ve kanun yollarına başvurmak ile Cumhuriyet başsavcısının yokluğunda ona vekâlet etmek Cumhuriyet başsavcıvekilinin görevleri olarak hükme bağlanmaktadır. 

Aynı yerde görev yapan birden çok Cumhuriyet başsavcıvekilinin bulunması durumunda, Cumhuriyet başsavcısına vekâlet edecek olanı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun belirleyeceği de maddede açıklanmaktadır.

Madde 20. - Maddede Cumhuriyet savcısının görevleri sayılmaktadır. Adlî göreve ilişkin işlemleri yapmak, duruşmalara katılmak ve kanun yollarına başvurmak; Cumhuriyet başsavcısı tarafından verilen adlî ve idarî görevleri yerine getirmek; gerektiğinde Cumhuriyet başsavcısına vekâlet etmek ve kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak da Cumhuriyet savcılarının görevleri olarak hükme bağlanmaktadır.

Maddenin son fıkrasında, Cumhuriyet başsavcıvekilinin bulunmadığı yerlerde, Cumhuriyet başsavcısına vekâlet edecek olan Cumhuriyet savcısının Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenmesi öngörülmektedir.

Madde 21. - Maddede Cumhuriyet başsavcılığı bakımından yetki konusu düzenlenmektedir.

Birinci fıkrada, Cumhuriyet savcılarının, bulundukları il merkezi veya ilçenin idarî sınırları ile bunlara adlî yönden bağlanan ilçelerin idarî sınırları içerisinde yetkili oldukları hükme bağlanmaktadır.

Ağır ceza mahkemesi ile özel kanunlarla kurulan diğer ceza mahkemelerinin yargı çevresinde yer alan Cumhuriyet başsavcılıklarının, yetki alanları içerisinde bu mahkemelerin görevine giren suçlarla ilgili soruşturmaları yapmaları, ivedi ve zorunlu işleri tamamladıktan sonra düşünce yazısına soruşturma evrakını ekleyerek anılan mahkemelerin Cumhuriyet başsavcılığına göndermeleri ikinci fıkrada düzenlenmektedir.

Üçüncü fıkrada, büyükşehir belediyesi kurulmuş yerlerde görevli Cumhuriyet başsavcılarının, bu yer mahkemesinin yargı çevresinde yetkili olması, büyükşehir belediye sınırları içerisinde yer alan ağır ceza mahkemeleri ile özel kanunlarla kurulan diğer ceza mahkemelerinin görevine giren işlerde ikinci fıkra hükmünün uygulanması öngörülmektedir.

Cumhuriyet savcılarının gecikmesinde sakınca bulunan veya olayın özelliğinin gerektirdiği hâllerde, yer aldıkları Cumhuriyet başsavcılığının yetki sınırları ile bağlı olmaksızın keşif ve diğer soruşturma işlemlerini yapmakla yükümlü ve yetkili olmaları dördüncü fıkrada hükme bağlanmak suretiyle, soruşturmanın daha etkin ve verimli bir şekilde yapılması amaçlanmaktadır.

Son fıkrada, diğer kanunların Cumhuriyet savcılarının yetkisine ilişkin hükümlerinin saklı olduğu belirtilmektedir.

Madde 22. - Maddede, yürürlükteki kanunlara göre, Cumhuriyet savcılığının görev yapacağı belirtilen mahkemelerdeki duruşmalara, Cumhuriyet başsavcısı,  görevlendireceği Cumhuriyet başsavcıvekili veya Cumhuriyet savcısının katılacağı  öngörülmektedir.

Cumhuriyet başsavcılığında bulunan Cumhuriyet başsavcısı, Cumhuriyet başsavcıvekili ile Cumhuriyet savcılarından bir veya birkaçının duruşmalara katılabilmesi olanaklıdır.

Ceza yargılaması hukukunda Cumhuriyet savcısı, Cumhuriyet başsavcılığı makamını temsile yetkili kılınan kişidir. Cumhuriyet başsavcısından başka bir veya birden fazla Cumhuriyet savcısının bulunması, başsavcılık makamının "birlik ve bölünmezliği" ilkesi ile açıklanabilir, bu nedenle bir Cumhuriyet savcısının başladığı davaya diğer bir Cumhuriyet savcısı devam edebilir. Açılmış olan bir davada "iddia makamını"  bir veya birkaç Cumhuriyet savcısı temsil edebilir. Burada önemli olan, "makamın temsil edilmesi"dir. Her bir Cumhuriyet savcısının makamı temsile yetkisi vardır.

Madde 23. - Maddede, ağır ceza mahkemelerinin bulunduğu yargı çevresinde görev yapmak üzere bir adlî yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu kurulacağı hükme bağlanmaktadır. Adalet komisyonu, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununda düzenlenmiş olduğundan, bunların, kuruluş şekli, görev ve yetkileri hakkında söz konusu Kanundaki hükümlerin uygulanacağı ifade edilmektedir.

Madde 24. - Maddeyle, mahkemelerde ve Cumhuriyet başsavcılıklarında bir yazı işleri müdürlüğünün kurulması; ayrıca Cumhuriyet başsavcılıklarında Adalet Bakanlığınca gerekli görülen yerlerde idarî, malî ve teknik işlerle ilgili müdürlüklerin  kurulması; her müdürlükte bir müdür ve yeterli sayıda memurun bulundurulması hükme bağlanarak, yargılama işlemlerinde verimlilik, işbirliği ve gerekli sür'atin sağlanması için yargılamada yardımcı idarî teşkilâtlanma düzenlenmektedir.

Madde 25. - Maddede, bölge adliye mahkemelerinin, bölgelerin coğrafî durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen yerlerde, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca kurulacağı, bu mahkemelerin yargı çevrelerinin belirlenmesine, değiştirilmesine veya bu mahkemelerin kaldırılmasına Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verileceği, alınan kararların Resmî Gazetede yayımlanacağı öngörülmektedir.

Madde 26. - Maddede, bölge adliye mahkemelerinin oluşumunda, başkanlık, başkanlar kurulu, daireler, bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığı, bölge adliye mahkemesi adalet komisyonu ve müdürlüklerin bulunduğu belirtilmektedir.

Madde 27. - Her bölge adliye mahkemesinde, mahkemeyi temsil ve ayrıca başkanlar kurulu ile adalet komisyonuna da başkanlık etmek üzere bir başkanın bulunması, bölge adliye mahkemesi başkanlığının başkan ile yazı işleri müdürlüğünden oluşması esası getirilmektedir.

Madde 28. - Maddede, başkanlar kurulunun oluşumu gösterilmekte, bölge adliye mahkemesi başkanı ile daire başkanlarının yokluğunda kurula kimin başkanlık edeceği ve kimlerin katılacağı duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirtilmektedir.

Madde 29. - Maddede, bölge adliye mahkemelerinin hukuk ve ceza dairelerinden oluşacağı, her bölge adliye mahkemesinde en az üç hukuk ve en az iki ceza dairesinin bulunacağı, gerekli hâllerde Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca daire sayısının artırılıp azaltılabileceğine ilişkin konular düzenlenmekte  ayrıca, her dairede bir başkan ve iş durumuna göre yeterli sayıda üye bulunacağı belirtilmektedir.

Madde 30. - Kamu hukukunun savunulmasını, ceza davalarına ilişkin hüküm ve kararlarla ilgili yazılı düşünce düzenlenmesini, duruşmalara katılıp görüş bildirilmesini, bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararlarına karşı tanınan kanun yollarına başvurulmasını sağlamak üzere her bölge adliye mahkemelerinde bir Cumhuriyet başsavcılığının bulunması gerekli görülmüştür.

Maddede, bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığının bir Cumhuriyet başsavcısı ile yeteri kadar Cumhuriyet savcısından oluşacağı, en kıdemli Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet başsavcıvekili olarak görev yapacağı vurgulanmıştır.

Madde 31. - Maddeyle, bölge adliye mahkemesi adalet komisyonunun, bölge adliye mahkemesi başkanının başkanlığında, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca daire başkanları arasından belirlenen bir asıl üye ile bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcısından oluşacağı, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun ayrıca daire başkan veya üyeleri arasından bir yedek üye belirleyeceği öngörülmüştür. Başkanın yokluğunda en kıdemli daire başkanının, Cumhuriyet başsavcısının yokluğunda Cumhuriyet başsavcıvekilinin, asıl üyenin yokluğunda ise yedek üyenin komisyona katılacağı belirtilerek, komisyonun toplantı ve karar nisabı düzenlenmiştir.

Madde 32. - Maddede, bölge adliye mahkemesi başkanlığında, bölge adliye mahkemeleri dairelerinde, bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığında ve bölge adliye mahkemesi adalet komisyonunda birer yazı işleri müdürlüğü ile bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığında ayrıca bir idarî işler müdürlüğü ve ihtiyaç duyulan diğer müdürlüklerin kurulması öngörülmekte, her müdürlükte bir müdür ile yeterli sayıda memur bulunacağı ve bu müdürlüklerde çalışanların atama, disiplin ve diğer özlük işlerinde adlî yargı ilk derece mahkemelerinde görevli personelin tâbi oldukları hükümlerin uygulanacağı belirtilmektedir.

Madde 33. - Maddede bölge adliye mahkemelerinin görevleri düzenlenmektedir.

Adlî yargı ilk derece mahkemelerinden verilen kimi hükümlerin kesin nitelikte olduğu Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile özel kanunlarda açıkça belirtilmiş; diğer yandan, kimi hüküm ve kararlar ile ara kararlarına karşı herhangi bir kanun yolu öngörülmemiştir.

Bölge adliye mahkemeleri, adlî yargı ilk derece mahkemelerinden verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak başvuruları incelemek, gerekli hâllerde duruşma yapmak suretiyle karara bağlamakla görevlidirler.

Ara kararlarına karşı esas hükümle birlikte istinaf  yoluna başvurulabilecektir.

Bölge adliye mahkemeleri ayrıca yargı çevresi içerisindeki adlî yargı ilk derece mahkemesi hâkimleri hakkında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa göre açılacak tazminat davalarına, adlî yargı ilk derece mahkemesi olarak bakmak ve kanunlarla verilen diğer görevleri de yerine getirmekle yükümlüdürler.

Madde 34. - Maddede, bölge adliye mahkemesi başkanının görevleri sayılmıştır.

Mahkemeyi temsil etmek yetkisinin, Tasarının 27 nci maddesine göre her bölge adliye mahkemesinde bulunan, 28 ve 31 inci maddelerine göre de bölge adliye mahkemesi başkanlar kurulu ve bölge adliye mahkemesi adalet komisyonunun da başkanı olan bölge adliye mahkemesi başkanına ait olduğu açıkça belirtilmiştir. Bölge adliye mahkemesi başkanlar kuruluna ve bölge adliye mahkemesi adalet komisyonuna başkanlık etmek, başkanlar kurulu ile adalet komisyonunca alınan kararları yürüterek yerine getirilmelerini sağlamak, başkanın görevi olarak düzenlenmiştir. Mahkemenin uyumlu, verimli ve düzenli çalışmasını sağlamak, genel yönetim işlerini yürütmek ve bu konuda gerekli olan önlemleri almak, mahkeme memurlarını denetlemek veya denetletmek, bu personelden kendisine doğrudan bağlı olanlar hakkında ilgili kanunda belirtilen disiplin cezalarını uygulamak da başkanın görevi olarak sayılmıştır. Ayrıca hükme bağlanan işlerde, dairelerin adlî yargı ilk derece mahkeme hâkim ve savcılarına verdikleri notla ilgili düzenledikleri not fişlerini mercilerine göndermek ve kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak, başkanın görevi olarak belirtilmiştir.

Madde 35. - Maddede bölge adliye mahkemesi başkanlar kurulunun görevleri belirtilmektedir.

Maddede bölge adliye mahkemesi başkanlar kurulunun; hukuk ve ceza dairelerinin numaralarını ve aralarındaki işbölümünü belirleyeceği ve dairelerin  kendi aralarında iş bölümü nedeniyle çıkan uyuşmazlıkları karara bağlayacağı, bir dairede herhangi bir nedenle boşalma olup kendi üyeleri ile toplanamadığı hâllerde, ilgisine göre diğer dairelerden üye görevlendirileceği; re'sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza  dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu veya  Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza  dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında içtihat uyuşmazlığı bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtay Birinci Başkanlığından  isteyeceği ifade edilerek, kurulun toplanma ve karar nisabı düzenlenmektedir.

Madde 36. - Maddede, bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevleri sayılmaktadır. Bölge adliye mahkemeleri öncelikle adlî yargı ilk derece hukuk mahkemelerinden verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak başvuruları inceleyip karara bağlamakla görevli kılınmıştır. Bu düzenleme tabiîdir. Çünkü adlî yargı ilk derece mahkemelerinden verilen ve kesin olmayan kararlara karşı tarafların başvurabilecekleri ilk kanun yolu istinaf yolu olacaktır. İkinci olarak, mevcut düzenlemede adlî yargı ilk derece mahkemesi hâkimleri aleyhine Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa göre açılacak tazminat davaları için farklı görevli ve yetkili mahkemeler belirtilmiş iken, yapılan düzenlemeyle bu davalar sadece bölge adliye mahkemelerinde açılıp karara bağlanabilecektir. Bölge adliye mahkemeleri bu davalara adlî yargı ilk derece mahkemesi olarak bakacaklardır.

Bölge adliye mahkemelerinin diğer bir görevi, merci tayinine ilişkindir. Hukuk mahkemeleri arasındaki, olumsuz yetki ve görev uyuşmazlıkları da bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin görevine girmektedir. Mevcut düzenlemede bu uyuşmazlıkların çözümü temyiz incelemesi sırasında Yargıtay tarafından yapılmaktadır. Ancak, yetki ve görev gibi esasa ilişkin olmayan uyuşmazlıkların temyiz incelemesine konu olmayıp, bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinde incelenip sonuçlanması daha uygun olacağından, bu yönde değişiklik yapılmıştır. Bunun gibi, yetkili adlî yargı ilk derece hukuk mahkemesinin bir davaya bakmasına fiilî veya hukukî bir engel çıkması veya iki mahkemenin yargı sınırları kapsamının belirlenmesinde tereddüt edilmesi hâlinde bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi, o davanın bölge adliye mahkemesi yargı çevresi içerisinde başka bir hukuk mahkemesine nakline veya yetkili mahkemenin tayinine karar verecektir. Son olarak  hukuk daireleri kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirecektir.

Madde 37. - Bölge adliye mahkemesi ceza daireleri, adlî yargı ilk derece ceza mahkemelerinden verilen ve kesin nitelikte olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak başvuruları incelemek, usul ve esas yönünden bir eksiği bulunmayanları dosya üzerinde sonuçlandırmak, kovuşturma yapılmasında ve delillerin toplanmasında hukuka aykırılık veya eksiklik bulunması hâlinde ise, yeniden yargılama yaparak esas hakkında hüküm  kurmakla görevlidir.

Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin görevleri arasında ayrıca, yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece ceza mahkemeleri arasında doğan olumlu veya olumsuz yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek, yargı çevresindeki adlî yargı ilk derece ceza mahkemeleri hâkimlerinin davayı görmekte hukukî veya fiilî engellerinin çıkması hâlinde davayı bölge adliye mahkemesi yargı çevresindeki başka bir adlî yargı ilk derece ceza mahkemesine nakletmek ve kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak yükümlülüğü bulunmaktadır.

Madde 38. - Bölge adliye mahkemesi daire başkanlarının görevlerinin düzenlendiği bu maddede, dairelerin uyumlu, verimli, düzenli çalışmasını, işlerin makul süre içinde incelenmesini ve karara bağlanmasını sağlamak, dairenin kendi kararları arasında meydana gelen farklılık ve uyumsuzlukların giderilmesi için tedbirler almak, dosya hakkında rapor hazırlayacakları tespit etmek ve kararların yazılmasını sağlamak; personelin sicil raporlarını düzenlemek ve izin işlemlerini yürütmek; dairedeki yazı işleri müdürlüğünün işleyişini denetlemek, gerekli durumlarda personel hakkında ilgili kanunda belirtilen disiplin cezalarını uygulamak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak, daire başkanının görevleri olarak say


imar hukukçusu








Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.

Yayınlanma:: 2007-06-07 (1158 okuma)

[ Geri Dön ]