imar

İmar Hukukçusundan Güncel Makaleler (imar)

imar hukuku (imar planları, arazi ve arsa düzenlemesi, kaçak yapı para cezası, inşaat ruhsatı vb.)dava dilekçe örnekleri

Tasnif edilmiş Danıştay Altıncı Dairesi İçtihatları

Danıştay imar ve imar hukuku içtihatları

imar hukuku ile ilgili terimler ve tanımlar


İmar Hukukçusu. Toki'den Ucuz Konut Satışı Devam Ediyor

+Hatalı ödemelerin geri alınması

+
18 uygulaması,

+
Danıştay içtihadı birleştirme kurulu kararı yargı kararının yerine getirilmemesi

+
Belediyelerin internet adresleri (web)

+
Görev tazminatı ile ilgili haberler

+
Konut finansmanı sistemine ilişkin çeşitli kanunlarda değişiklik yapılması hakkı

+
Toki'nin satılık evlerine yoğun talep var.

+
18. Madde uygulamasında hukuka aykırılık nedenleri imarhukukcusu cafer ergen

+Eski Haberler

+
2577 sayılı İYUK 7. Madde ile ilgili Danıştay İçtihatları

+657 sayılı Yasa uyarınca verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu

+Radyoloji personelinin çalışma (mesai) saatleri

+
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu kapsamında Sayıştay Genel Kurulunun 14.6.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararı.

· ANAYASA MAHKEMESİNİN "YÜRÜRLÜ?Ü DURDURMA" KARARLARI

· ANAYASA MAHKEMESİNE İPTAL İSTEMİYLE YAPILAN BA?VURULAR ÜZERİNE VERİLEN KARARLAR

· İmar Hukuku Terimleri Sözlüğü

· idare hukukcusu (idare hukuku)

idari yargı
İdari yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak yürütmeyi durdurma istekli iptal ve tam yargı dava dilekçesi örneğini görmek için buraya tıklayınız.

İmar

Tüm içeriği görmek için tıklayınız

İdare Hukuku

İDARE HUKUKU

imarhukukcusu.com tüm haberler

imar, Eski Haberler
21.09.12
· İmarda kısıtlılık sorunu sona eriyor (5 Yıl ile sınırlandırıldı)
16.09.12
· imar planları ve imar uygulamaları nedeniyle ücret
08.09.12
· Tazminat davasının süreaşımı nedeniyle reddi halinde maktu avukatlık ücreti
· İlan edilmeksizin uygulamaya konulan bir imar planının şekil eksikliği nedeniyle
· Davanın niteliği itibariyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmas
· Özel parselasyon ile belirlenmiş bulunan umumi hizmet alanları
· İmar planı ile notu arasında birbirine aykırı hususların bulunması
· 5 yıllık inşaat ruhsatı süresi içinde yapı kullanma izin belgesi alınmaması hali
12.05.12
· Deprem nedeniyle oluşan zararda belediyenin kusursuz sorumluluğu yoktur
10.05.12
· Tapulu yerdeki yapı ruhsattsız da olsa 32. madde işletilmemişse tazminat gerekir
· Yeşil alan için yapılan bağış da DOP tan düşülür.
14.04.12
· Bam Adli Yargı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkın
· Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
· Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
06.04.12
· Anayasa Mahkemesi’ne Göre 3194/42. Maddesinin Üçüncü Fıkrası (32 md)
· 42. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “…32…” ibaresi
01.04.12
· belediyelerin mimari projelerde meslek odasından ayrıca "proje onay belgesi" ist
· 125 nolu Danıştay Dergisi imar hukuku içtihatları
23.03.12
· Köy yerleşik alanı ve civarında imar yetkisi
· Yoldan İhdasen Oluşan Taşınmazlar Hakkında Yorum
· Anayasa Mahkemesi Kararı (Yoldan İhdas)
11.03.12
· Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı
05.03.12
· Çoğaltılmış Fikir Ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu
14.02.12
· Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı
21.12.11
· Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (21 Aralık 2011-28149)
· İmar Davaları Kitabı Üçüncü Baskı 2011
06.12.11
· İmar hukuku içtihatları (Danıştay Dergisi 124)
23.10.11
· 3194 sayılı Kanunun 5940 sayılı Kanunla değişik 42. maddesi uyarınca para cezası
· 1608 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası verilmesine ve 1 kez yasaklanan faa
· Bedele Dönüştürülen Paya Takdir Edilen Karşılığın Artırılması Davası
· Cedit-Erenler-Topçular-28 Haziran Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı
09.09.11
· Her proje için müellif sicil durum belgesi alınması zorunlu
12.08.11
· Valilik görüşü alınmadığı gerekçesiyle yıkılamayacağı
· İmar planının yürütmesinin durdurulması üzerine yapının mühürlenmesi
· Ticaret alanında akaryakıt istasyonu yapılamaz
· müellif sicil durum belgesi ibraz edilmeden yapı ruhsatında hukuka uyarlık bulun
· Tadilat ruhsatının kat irtifakı sahibi kişilerin imzası, bu kişiler tarafından v
· 2981 sayılı Yasanın 10/b alanında 3194 sayılı Kanunun 18. madde uygulamasında DO
· Mutlak tarım arazileri
01.08.10
· www.idarehukuku.net Türkiye'nin İdare Hukuku - İdari Yargı Bilgilerine hoşgeldin
29.06.10
· Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
17.04.10
· Kaplıca izinlerini artık Valilikler verecek. Bakanlık yetkiyi devretti.
10.04.10
· Yeni imar para cezası hükümleri önceki (Kaçak yapı suçlarına) uygulanmaz.
08.04.10
· 3194/18 uyg. yapılmayan alanda kamulaştırma yapılabilir
03.04.10
· Nazım imar planının yürürlükteki 1/100000 ve 1/50000 ölçekli planlara uygun olma
28.01.10
· İmar planı ve inşaat ruhsatı iptali üzerine tazminat dava açma süresi
· Plan değişikliği isteminin reddi yolundaki işlemin değil doğrudan planın iptalin
· Planlı bir bölgede arazi ve arsa düzenlemesi yapılmadan kamulaştırma yapılması
· Dolgu alanında plan yapılabilmesi
· Binanın hukuken en son bittiği tarih

Eski Haberler

İmar hukuku ile ilgili Kanunlar

+imar kanunu (3194)
+il özel idaresi kanunu (5302)
+belediye kanunu (5393)
+büyükşehir belediyesi kanunu(5216)
+kamulaştırma kanunu (2942)
+kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu (2863)

+yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması hakkında kanun (5366)
+yapı denetimi hakkında kanun (4708)
+gecekondu kanunu (775)
+imar ve gecekondu af kanunu (2981/3290)

İMAR HUKUKU İLE İLGİLİ YÖNETMELİKLER

+belediyeler tip imar yönt.
+imar affı yönetmeliği
+plansız alanlar yönt.
+plan yapım yönt.
+koruma amaçlı im. pln. yönt.
+kıyı kanunu uyg. yönt.
+tarım alanları yönt.
+karayolları kenarlarında..yönt.
+18. madde uygulama yönt.
+plan müellifleri yönt.
+gecekondu yönetmeliği

+imar ile ilgili tüm yönet.

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SA?LIK SİGORTASI KANUNU

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Mevuzatı

idare hukuku (Danıştay) içtihatları

İdare hukuku İçtihatları

idare hukuku, iptal ve tazminat davası

İdari Yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak Yürütmenin Durdurulması istekli iptal ve tazminat dava dilekçe örneği için tıklayınız.

İMAR

imar
içtihatları

Ankara Bölge İdare Mahkemesi

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi
Ankara Bölge İdare Mahkemesi
Konya Bölge İdare Mahkemesi
Aydın Bölge İdare Mahkemesi
Edirne Bölge İdare Mahkemesi
Manisa Bölge İdare Mahkemesi
Ordu Bölge İdare Mahkemesi
Van Bölge İdare Mahkemesi
Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi
Sakarya Bölge İdare Mahkemesi
Samsun Bölge İdare Mahkemesi
Antalya Bölge İdare Mahkemesi
Gaziantep Bölge idare Mahkemesi
Denizli Bölge İdare Mahkemesi
Adana Bölge İdare Mahkemesi
İzmir Bölge İdare Mahkemesi
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi
Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi
Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi
Bursa Bölge İdare Mahkemesi
Malatya Bölge İdare Mahkemesi
Sivas Bölge İdare Mahkemesi
Kayseri Bölge İdare Mahkemesi
Trabzon Bölge İdare Mahkemesi
İdari Yargı (İDARE HUKUKU) Kitapları (Yayınları)
Bölge İdare Mahkemelerinin İnternet (Web) Adresleri - Sayfaları
BÖLGE İDARE MAHKEMELERİNİN İTİRAZ MERCİLERİ
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun
Devlet Memurları Kanunu
Danıştay Kanunu
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
İdari Yargılama usulü Kanunu
Hakimler ve Savcılar Kanunu
399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Personel Rejimlerinin Düzenlenmesi ve 233 sayılı KHK''nin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

Danıştayın imar hukuku ile ilgili karar örnekleri 41
imar hukuku




Yeni Sayfa 28

T.C

DANIŞTAY

Altıncı Daire

Esas  No:1998/865

Karar No:1999/1147

ÖZETİ:Gördüğü kamu hizmeti nedeniyle şemsiye ve şezlong kiralayan belediyenin bu faaliyetinin işgal,kendisinin de fuzuli şagil olarak nitelendirilerek ec

RİMisi1 tahakkuk ettiri1mesinin mümkün bulunmadığı hk.-DD.101

Temyiz İsteminde Bulunan : ... Belediye Başkanlığı

Vekili________ ı Av. ... - Av. ...

Karşı Taraf  : ... Mal müdürlüğü

İstemin özeti : Aydın 1.İdare Mahkemesinin 2.10.1997 günlü. E;1996/1592. K:1997/889 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozmü nedenlerinden hiçbiri bu­lunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmak­tadır.

Tetkik Hakimi Ömer Köroglu'nun Düşüncesi : Davacının fuzuli şagil oldu­ğundan bahisle ecrimisil alınması olanaklı olmadığından temyiz isteminin kabu­lüyle idare mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Savcı Sevim Göle'nin Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen husus­lar. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında be­lirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın da­yandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerekti­rir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince tetkik hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava..................... 'da devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kumsal ala­
nın şemsiye ve şezlong konulmak suretiyle işgal edilmesi nedeniyle 2886 sayılı
Yasanın 75.maddesi uyarınca 10.6.1996-10.9.1996 dönemi için ecrimisil alınmasına
ilişkin 30.9.1996 günlü. 47-75/1155 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış:
idare mahkemesince, dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendiril -
meşinden, taşınmazı işgal ettiği açık olan davacıdan istenilen ecrimisil mikta­
rında mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın
reddine karar verilmiş; bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

1580 sayılı Belediye Kanununun 1.maddesinde belediyenin, beldenin ve .bel­de sakinlerinin mahalli mahiyette müşterek ve medeni ihtiyaçlarını tanzim ve tasviye ile mükellef hükmi şahsiyet olduğu belirlendikten sonra 15.maddenin 56. fıkrasında. "Belediyeye ait ılıcaları işletmek, deniz hamamları ve her nevi yı­kanma müesseseleri açmak, açılmasına ruhsat verilenlere nezaret etmek" belediye­lerin görevleri arasında sayılmıştır.

Anayasanın 43.maddesinde, kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu hükmü yer almaktadır.

3621 sayılı Kıyı Kanununun 5.maddesinde de Anayasanın anılan hükmüne pa-

ralel bir düzenlemeyle kıyıların, devletin hüküm ve tasarrufu altında herkesin-eşit ve serbest olarak yararlanmasına açık olduğu kurala bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, davacı belediyece devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kumsal alanın şemsiye ve şezlong kiralanması suretiyle işgal edildiğinden bahisle ecrimisil tahakkuk ettirildiği-anlaşılmaktadır.

Yukarıda sözü edilen yasa maddelerinden anlaşıldığı üzere halk plajları açmak, işletmek ve bunlardan halkın eşit. düzenli ve sağlıklı bir şekilde yarar­lanmalarını sağlamak, toplumun ortak ve medeni gereksinimlerini karşılamak bele­diyelerin görevleri arasındadır.

Güneşlenen ve denize girenlere belli bir ücret karşılığında da olsa şem­siye ve şezlong kiralanması faaliyetinin toplumun kıyılardan yararlanması amacı­na yönelik olduğunda duraksama bulunmamaktadır.

Öte yandan, devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarruf altında bu­lunan taşınmaz mallardan ecrimisil alınabilmesi, taşınmazın 2886 sayılı Yasadaki tanıma uygun olarak işgal edilmesi koşuluna bağlıdır. Gördüğü kamu hizmeti nede­niyle şemsiye ve şezlong kiralayan belediyenin bu faaliyetinin işgal, kendisi-ninde fuzuli şagil olarak nitelendirilerek ecrimisil tahakkuk ettirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle Aydın 1.İdare Mahkemesinin 2.10.1997 günlü. E:1996/ 1592. K:1997/889 sayılı kararının bozulmasına dosyanın adı geçen mahkeneye gön­derilmesine 3.3.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

T.C

DANIŞTAY

Altıncı Daire

Esas     No:1998/2291

Karar   No:1999/1383

ÖZETİ : Devletin hüküm ve tasarrufu al­tındaki kumsal alanın plaj olarak işle­tilmesi nedeniyle fuzuli şagıl olduğundan bahisle belediyeden ecrimisil alınamaya­cağı hk.-DD.101

Temyiz İsteminde Bulunan:  ... Belediye Başkanlığı

Vekili_______ ^ Av.  ...

Karşı Taraf       :   ... Mal müdürlüğü

İstemin Özeti : İzmir 3.İdare Mahkemesinin 16.10.1997 günlü, E:1997/783, K:1997/998 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

. Tetkik Hakimi E.Emel Çelik'in Düşüncesi : Davacının fuzuli şagil olduğun­dan bahisle ecrimisil alınması olanaklı olmadığından temyiz isteminin kabulüyle idare mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Savcı Habibe Ünal'ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen husus­lar. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında be­lirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın da­yandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerekti­rir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince tetkik hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava........................... Plaj Mevkiinde bulunan devletin    hüküm   ve   tasarrufu

altındaki kumsal alanın plaj olarak işletilmesi suretiyle işgal edilmesi nede­niyle 2886 sayılı Yasanın 75.maddesi uyarınca 1.6.1992-30.9.1992 dönemi için ec­rimisil alınmasına ilişkin 8.12.1992 günlü. 40-96/3 sayılı işlemin iptali iste­miyle açılmış; idare mahkemesince. Danıştay 6.Dairesince verilen 8.5.1997 günlü. E:1996/1554. K:1997/2248 sayılı bozma kararına uyularak, dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, taşınmazı işgal ettiği   açık   olan

davacıdan istenilen ecrimisıl miktarında mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; bu karar davacı tarafın­dan temyiz edilmiştir.

1580 sayılı Belediye Kanununun 1.maddesinde belediyenin, beldenin ve bel­de sakinlerinin mahalli mahiyette müşterek ve medeni ihtiyaçlarım tanzim ve tasvlye ile mükellef hükmi şahsiyet olduğu belirlendikten sonra 15.maddenin 56. fıkrasında, "Belediyeye ait ılıcaları işletmek, deniz hamamları ve her nevi yı­kanma müesseseleri açmak, açılmasına ruhsat verilenlere nezaret etmek" belediye­lerin görevleri arasında sayılmıştır.

Anayasanın 43.maddesinde, kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu hükmü yer almaktadır.

3621 sayılı Kıyı Kanununun 5.maddesinde de Anayasanın anılan hükmüne pa­ralel bir düzenlemeyle kıyıların, devletin hüküm ve tasarrufu altında herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açık olduğu kurala bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, davacı belediyece devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kumsal alanın plaj olarak işletilmesi suretiyle işgal edildiğin­den bahisle ecrimisil tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.

Yukarıda sözü edilen yasa maddelerinden anlaşıldığı üzere halk plajları açmak, işletmek ve bunlardan halkın eşit. düzenli ve sağlıklı bir şekilde yarar­lanmalarını sağlamak, toplumun ortak ve medeni gereksinimlerini karşılamak bele­diyelerin görevleri arasındadır.

Güneşlenen ve denize girenlere belli bir ücret karşılığında da olsa hiz­met verilmesi faaliyetinin toplumun kıyılardan yararlanması amacına yönelik ol­duğunda duraksama bulunmamaktadır.

Öte yandan, devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarruf altında bu­lunan taşınmaz mallardan ecrimisil alınabilmesi, taşınmazın 2886 sayılı Yasadaki tanıma uygun olarak işgal edilmesi koşuluna bağlıdır. Belediyenin kamu hizmeti faaliyetinin işgal, kendisinin de fuzuli şagil olarak nitelendirilerek ecrimisil tahakkuk ettirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle İzmir 3.İdare Mahkemesinin 16.10.1997 günlü, E:1997/ 783, K:1997/998 sayılı kararının bozulmasına dosyanın adı geçen mahkemeye gönde­rilmesine 11.3.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

T.C.

DANIŞTAY

Altıncı Daire

Esas No : 2002/3982

Karar No : 2002/4668

Özeti : Çevre para cezası hesaplanırken 98/11415 sayılı Bakanlar Kurulu kararına dayanılarak cezanın beş kat arttırılmasında mevzuata uyarlık bulunmadığı hk.-DKD.1

Temyiz İsteminde Bulunan       :... Çimento Tic.A.Ş.
Vekili                                                     : Av. ...

Karşı Taraf                                          : ... Valiliği

İstemin Özeti                                      :   Gaziantep  İdare  Mahkemesinin  29.1.2002

günlü, E:2001/l027, K:2002/101 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir

Savunmanın Özeti                             : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden

hiçbiri   bulunmadığından,   usul   ve   kanuna   uygun   olan   kararın   onanması   gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi E.Emel Çelik'in Düşüncesi : Uyuşmazlık konusu olayda, ceza miktarı kanunlarla belirlenen miktardan fazla olduğundan, dava konusu işlemin iptali gerekmektedir.

Bu nedenle, davanın reddine ilişkin mahkeme kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Sedat La Har'in Düşüncesi     : 2872 sayılı Çevre Kanunu

uyarınca verilen para cezasına ilişkin 31.1.2002 günlü, 215 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden İdare Mahkemesi kararının temyizen bozulması istenilmektedir.

Olayda, bilanço esasına göre defter tutması gereken davacı şirketin fiili nedeniyle 2872 sayılı Çevre Kanunununda öngörülen cezanın 4421 sayılı Yasayla değişik 765 sayılı Türk Ceza Kanunundaki hükümler uyarınca arttırılması suretiyle çevre para cezasının hesaplanması ve davacı şirketten bu miktarın istenilmesi gerekirken anılan hususlara uyulmaksızın cezanın fazla hesaplanması suretiyle tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Bu nedenle işlemin iptali gerektiğinden, davanın reddine ilişkin kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, 2872 sayılı Çevre Kanunu uyarınca verilen 11.656.910.000 lira para cezasına ilişkin 31.1.2001 günlü, 215 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; aşırı oranda toz emisyonu çıktığı, elektro fiiitrelerinin yeterince toz emisyonlarını tutamadığı, 61 ve 62 elektro fiiitrelerinin kayıt cihazlarının çalışmadığının tespiti üzerine 98/11415 sayılı Bakanlar Kurulu kararı, 2872 sayılı Çevre Kanunundaki idari para cezaları ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunundaki hükümlerin uygulanması suretiyle hesaplanan çevre para cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2872 sayılı Çevre Kanununun 20. maddesinin 1. fıkrasında, aynı Kanunun 8. maddesinin 2. fıkrasına göre verilecek çevre para cezasının miktarı belirlenmiş, 19.6.1986 tarihinde yürürlüğe giren Ek-1.maddesinde de, bu kanunun 18. maddesinin a, b, c ve d fıkralarında öngörülen fona katılma payları ile 20, 21 ve 22. maddelerinde belirtilen ceza miktarlarını on katına kadar arttırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir, hükmü yer almıştır.

Anılan yetkiye dayanılarak, 1.8.1998 günlü, 23420 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 98/11415 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla Çevre Kanununda Öngörülen cezaların beş katına çıkarılmasına karar verilmiştir.

Daha önce,Türk Ceza Kanununa 3506 sayılı Yasa ile eklenen Ek-2.madde hükümleri uyarınca para cezaları Bütçe Kanununda gösterilen memur maaş katsayıları dikkate alınarak her yıl yeniden belirlenmekte ise de, 1.8.1999 günlü, 23773 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 4421 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Cezaların İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 4, maddesinin (b)bendinin (7) numaralı alt bendi uyarınca 1.1.1981 tarihinden 31.12.1987 tarihine kadar yürürlüğe girmiş Kanunlardaki para cezalan 393 misline çıkarılmış ve bu cezaların her yıl Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenerek yeniden değerleme oranında arttırılması öngörülmüştür.

Anılan hükümlerin birlikte yorumlanmasından, daha sonra çıkarılan bir Kanunla Türk Ceza Kanununda değişiklik yapıldığından daha önce Türk Ceza Kanunda değişiklik yapan 3506 sayılı Kanununa göre hesaplanan çevre para cezalarının arttırılmasını öngören Bakanlar Kurulu kararının uyguyanmayacağı sonucuna ulaşılmıştır.

Olayda, bilanço esasına göre defter tutması gereken davacı şirketin fiili nedeniyle 2872 sayılı Çevre Kanununda öngörülen cezanın 4421 sayılı Yasayla değişik 765 sayılı Türk Ceza Kanunundaki hükümler uyarınca arttırılması suretiyle çevre para cezasının hesaplanması ve davacı şirketten bu miktarın istenilmesi gerekirken anılan hususlara uyulmaksızın cezanın fazla hesaplanması suretiyle tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Bu durumda, dava konusu işlemin iptali gerektiğinden davanın reddine ilişkin mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, temyize konu Gaziantep idare Mahkemesinin 29.1.2002 günlü, E:2001/1027, K:2002/101 sayılı kararının BOZULMASINA, ..., dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 22.10.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

T.C.

DANIŞTAY

Altıncı Daire

Esas No : 2002/1217

Karar No : 2003/844

Özeti: Çevre para cezası verme yetkisinin Büyükşehir Belediye Başkanınca devredilebileceği hk.-DKD.1

Kararın Düzeltmesini İsteyen        : ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili                                                    : Av. ...

Karşı Taraf                                         : ... Deniz Acen. Nak. veTic. AŞ.

Vekili-                                                   : Av....

İstemin Özeti                                      : Danıştay Altıncı Dairesince verilen 7.11.2001

günlü, K:2001/5231 sayılı kararın; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istemidir.

Savunmanın Özeti :Karar düzeltme isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Selçuk Topal'ın Düşüncesi : Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 11.7.2002 günlü, E:2002/178, K:2002/639 sayılı kararında belirtildiği üzere; 2872 sayılı Yasanın "İdari Cezalarda Yetki" başlıklı 24/a ve "Deniz Araçlarına Verilecek Cezalarda Suçun Tespiti ve Cezanın Kesilmesi Usulleri İle Kullanılacak Makbuzlara Dair Yönetmelik" in 12. maddesi; 1580 sayılı Belediye Kanununun 107. maddesi; Belediye Zabıta Personel Yönetmeliğinin 3. maddesi ve 3030 sayılı Yasanın büyükşehir belediye başkanının görevlerini düzenleyen 14. maddesinin f ve p bentlerinde yer alan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, 2872 sayılı Yasanın ve "Deniz Araçlarına Verilecek Cezalarda Suçun Tespiti ve Cezanın Kesilmesi Usulleri İle Kullanılacak Makbuzlara Dair Yönetmelik" in 12. maddesinde yer alan büyükşehir belediye başkanlıkları ifadesinin bütün bir belediye teşkilatını içine alan tüzel kişiliği ifade ettiği, belediye başkanının ise bu tüzel kişiliği temsil etmeye yetkili olan kişi olduğu anlaşılmaktadır.

2872 sayılı Yasanın 24/a maddesinde büyükşehir belediye başkanlıkları tabiri ile büyükşehir belediye başkanlığının tüzel kişiliği ifade edilmiş ve bu cezanın büyükşehir belediye başkanlıkları tarfından verilmesi amaçlanmıştır.

Yetki devri yasal düzenlemelerin açıkça öngördüğü veya yasaklamadığı konularda bir görev yerine ait yetkinin başka bir görev yerine aktarılmasıdır. Bu tüzel kişilik içinde yetki' devri yapılması sonucunda yapılan işiem ve eylemler o tüzel kişiliğe mal edilir. Eğer yasa belli bir konuda idari makamı değil de o kamu hizmetini yürüten kişiyi yetkili kılmışsa yetkinin doğrudan doğrıya bu kişi tarafından kullanılması gerekir.

2872 sayılı Yasanın 24/a maddesinde büyükşehir belediye başkanlıkları tabiri ile büyükşehir belediye başkanlığının tüzel kişiliği ifade edilmiş ve bu cezanın büyükşehir belediye başkanlıkları tarfından verilmesi amaçlanmıştır.

Bu durum göz önünde bulundurulduğunda, büyükşehir belediye başkanlıkları tabiri ile büyükşehir belediye başkanı kastedilmediğinden büyükşehir belediye başkanına bağlı olan Çevre  Koruma ve  Kontrol  Müdürlüğü Zabıta  Memuru tarafından  büyükşehir belediye

başkanının devrettiği yetkiye dayanarak 2872 sayılı Yasanın 22. ve 24. maddeleri uyarınca para cezası verilmesi işleminde yetki yönünden mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.

Kararın düzeltilmesi istemi kabul edilerek dava konusu işlemin yetki yönünden iptali yolundaki idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı A.Kemal Terlemezoğlu'nun Düşüncesi                      :         Karar

düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

2577 sayılı Yasanın 54. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre kararın düzeltilmesi istemi yerinde görüldüğünden, Dairemizin 7.11.2001 günlü, E:2000/4483, K:2001/5231 sayılı kararı kaldırılarak işin esası incelendi.

Dava, 2872 sayılı Çevre Kanunu uyarınca deniz kirliliğine neden olunduğu için 19.650.000.OOO.-lira para cezası verilmesine ilişkin 11.9.1999 günlü, 007/003 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış; idare mahkemesince, davalı idare tarafından yapılan denetimde denize kirli su basmak suretiyle çevre kirliliğine neden olduğunun tespit edildiği; 2872 sayılı Yasa uyarınca para cezasının büyükşehir belediye başkanı tarafından verilmesi gerekirken yasal olarak yetki devri mümkün olmayan zabıta görevlisince büyükşehir belediye başkanı adına para cezası verildiği anlaşıldığından, dava konusu İşlemde yetki yönünden mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş; karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2872 sayılı Yasanın "İdari Cezalarda Yetki" başlıklı 24/a ve "Deniz Araçlarına Verilecek Cezalarda Suçun Tespiti ve Cezanın Kesilmesi Usulleri İle Kullanılacak Makbuzlara Dair Yönetmelik" in 12. maddesinde: "Büyükşehir belediye hudutları içinde kalan sahillerimiz, boğazlarımız ile liman ve körfezlerimizde; göl ve akarsularımızda cezalar büyükşehir belediye başkanlıkları tarafından verilir." hükmü yer almıştır.

1580 sayılı Belediye Kanununun 107. maddesinde: "Belediye zabıtası teşkilatı doğrudan doğruya belediye reisinin ve belediye şubelerine ayrılan yerlerde şubelere merbut teşkilat, belediye müdürlerinin emri altında bulunur." hükmü yer almakta ve Belediye Zabıta Personel Yönetmeliğinin 3. maddesinde de: "Belediye zabıtası kuruluşu doğrudan doğruya beiediye başkanının ve belediye şubelerine ayrılan yerlerde şubeye bağlı zabıta personeli belediye şube müdürlerinin emri altındadır." hükmüne yer verilerek zabıta teşkilatının doğrudan doğruya belediye başkanına bağlı oldgğu belirtilmiştir.

3030 sayılı Yasanın büyükşehir belediye başkanının görevlerini düzenleyen 14. maddesinin f bendinde: "Büyükşehir belediyesinin gelir, alacak, hak ve menfaatlerini izlemek ve tahsil ettirmek", aynı maddenin p bendinde de: "Büyükşehir belediyesince işletilen alanlarda zabıta hizmeti ile diğer belediye hizmetleri ve ruhsat verme işlemlerini yürütmek" belediye başkanının görevleri arasında sayılmıştır.

Yukarıda belirtilen Yasa ve Yönetmelik hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, 2872 sayılı Yasanın ve "Deniz Araçlarına Verilecek Cezalarda Suçun Tespiti ve Cezanın Kesilmesi Usulleri İle Kullanılacak Makbuzlara Dair Yönetmelik" in 12. maddesinde yer alan büyükşehir belediye başkanlıkları ifadesinin bütün bir belediye teşkilatını içine alan tüzel

kişiliği ifade ettiği, belediye başkanının ise bu tüzel kişiliği temsil etmeye yetkili olan kişi olduğu anlaşılmaktadır.

Kamu yöneticilerinin yetki ve görevleri yasalarla belirlenir.Bu husus kamu hizmetinin düzenli ve devamlı bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacına yönelik olduğu kadar görev ve yetkinin kamu düzeniyle ilgili olmasından kaynaklanmaktadır. 2872 sayılı Yasanın 24/a maddesinde büyükşehir belediye başkanlıkları tabiri ile büyükşehir belediye başkanlığının tüzel kişiliği ifade edilmiş ve bu cezanın büyükşehir belediye başkanlıkları tarfmdan verilmesi amaçlanmıştır.

Kanunkoyucu cezanın belediye başkanı tarafından verilmesini amaçlamış olsaydı, aynı maddede: "Yukarıdaki maddelerde gösterilen cezalar doğro'dan doğruya mahallin en büyük mülki amiri tarafından verilir." hükmünde olduğu gibi cezanın büyükşehir belediye başkanı tarafından verileceği şeklinde açıkça bir düzenleme yapardı,

Bu durum göz önünde bulundurulduğunda, büyükşehir belediye başkanlıkları tabiri ile büyükşehir belediye başkanı kastedilmediğinden büyükşehir belediye başkanına bağlı olan Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü Zabıta Memuru tarafından büyükşehir belediye başkanının devrettiği yetkiye dayanarak 2872 sayılı Yasanın 22. ve 24. maddeleri uyarınca para cezası verilmesi işleminde yetki yönünden mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.

Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 11.7.2002 günlü, E:2002/178, K:2002/639 sayıiı kararı da bu yöndedir.

Bu durumda, aksi yönde verilen idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle İstanbul 2.İdare Mahkemesinin 14.4.2000 günlü, E:1999/1093, K:2000/293 sayılı kararının BOZULMASINA, ..., dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 5.2.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 


imar hukukcusu








Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.

Yayınlanma:: 2007-06-06 (2333 okuma)

[ Geri Dön ]