DANIŞTAY
İdari Dava Daireleri
Genel Kurulu
Esas No: 1998/579
Karar No: 1999/1247
 
ÖZETİ : Kapalı teklif usulüyle yapılan ihalelerde 
yapılan indirimi yeterli görmeyen ita amirinin ihaleyi onaylamama yetkisi 
bulunduğu hk.-DD.103
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı)      :  Köy 
Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Vekili__________ :_ Av.   ...                 '
Karşı Taraf (Davacı)  :   ...
Vekili__________ :_ Av.   ...
İstemin   Özeti   :  Davacı üzerinde kalan ihalenin 
ita amirince onay-
lanmaması işleminin iptali istemiyle açılan dava 
sonunda. Ankara 9. İdare Mahkemesince. Danıştay Altıncı Dairesinin 27.5.1996 
günlü. E:1996/438. K:1996/2536 sayılı bozma kararına uyulmayarak dava konusu 
işlemin iptali yolundaki ilk kararında ısrarına ilişkin olarak verilen 5.5.1998 
günlü. E:1997/1090, K:1998/462 sayılı kararı, davalı idare temyiz etmekte ve 
bozulmasını  istemektedir.
Savunmanın Özeti_____ :_ Temyiz dilekçesine yanıt 
verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Adnan Zengin'in Düşüncesi: 
Kapalı teklif usulü ile yapılan ihalelerde uygun teklifi belirleme usulü 2886 
sayılı Kanunda ve bu kanuna göre çıkarılan tebliğde düzenlenmiştir.
Bu düzenlemelere göre eksiltmelerde uygun teklif, 
en yüksek oranda indirim teklifinde bulunanın teklifi değildir.
Mevzuatta öngörülen yönteme göre davacının teklifi 
uygun teklif olarak belirlendikten sonra dava konusu işlemle davacının teklifi 
haddi layık görülme-yerek onaylanmamıştır. İta amirince "haddi layık" oranının 
ne olduğu açıklanamamaktadır. Zaten açıklanmasına da olanak yoktur. Davacının X 
25 teklifinden daha yüksek bir teklifin anılan tebliğe göre değerlendirme 
dışında kalma olasılığı bile mevcuttur.
Davacının indirim teklifinin daha yüksek olması 
durumunda değerlendirme dışı kalacak olduğu olasılığı göz Önüne alındığında, 
indirim teklifinin yeterli olmadığını hukuken kabul etme olanağı 
bulunmamaktadır.
Davalı idarece, bunun dışında bir neden de ileri 
sürülmediğinden, objektif kriterlere göre belirlenen uygun teklifin 
onaylanmaması konusundaki işlemin hukuki bir nedene dayanmadığı anlaşıldığından, 
dava konusu işlemin iptali yolundaki  temyize konu ısrar kararının onanması 
gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı Tülin Özgenç'in Düşüncesi : Temyiz 
dilekçesinde öne sürülen hususlar. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 
49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp 
idare mahkemesince verilen ısrar kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler 
karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle 
idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel 
Kurulunca gereği görü-Şüldü.
16.2.1995 tarihinde ihalesi yapılan ...- ... Arazi 
Toplulaştırma ve Tarla İçi Geliştirme Hizmetleri işinin % 25 indirim teklifinde 
bulunan davacı şirket üzerinde bırakılmasına ilişkin ihale komisyonu kararının 
haddi layık görülmediğinden bahisle onaylanmamasına dair 10.3.1995 günlü. 408 
sayılı işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
Ankara 9. İdare Mahkemesi 25.10.1995 günlü. 
E:1995/377. K:1995/1415 sayılı kararıyla; 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 
31. maddesiyle   ita   amirlerine
ihale 
kararlarını onaylamak ya da iptal etmek konusunda takdir yetkisi tanındığı açık 
ise de, bu takdir yetkisinin kullanılmasının keyfi ve mutlak olmayıp, kamu 
yararı ve hizmet gerekleri yönünden sınırlı olduğu, dava konusu işlemde 
davacının verdiği £ 25 oranındaki indirimin haddi layık görülmediği 
belirtilmiş, davalı idarenin savunmasında ise arazi toplulaştırma ve tarla içi 
geliştirme hizmetleri olarak ihale edilen projenin içinde toplulaştırma 
mühendislik hizmetleri, arazi tesviyesi, stabilize nakliyesi ve serilmesi gibi 
büro ve makinalı işler olması nedeniyle tenzilatın daha yüksek olmasının söz 
konusu olabileceği ve daha çok müteahhidin ihaleye iştirak ederek rekabetin 
sağlanabileceği nedeniyle işlemin tesis edildiğinin belirtildiği, bu durumda 
davacının yaptığı en uygun teklifin haddi layık görülmemesinin hukuken geçerli 
bir sebebe dayalı olmadığının anlaşıldığı, öte yandan ihaleye 55 firmanın 
başvurduğu ve yeterlilik belgesi alan 31 firmanın ihaleye katılmış bulunduğuna 
göre rekabetin sağlanması için daha çok müteahhidin ihaleye iştiraki yönündeki 
iddianın da yerinde bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal etmiştir.
Bu karar temyiz aşamasında Danıştay Altıncı 
Dairesinin 27.5.1996 günlü. E:1996/438, K:1996/2536 sayılı kararıyla; davalı 
idarece işlemin tesisine gerekçe olarak belirtilen hususların yasal 
düzenlemelerle birlikte irdelenmesin-den, devleti borç altına sokacak 
taahhütlere girişme konusunda doğrudan doğruya yetkili kılınan ita amirine 2886 
sayılı Yasanın 31. maddesi uyarınca tanınan yetkinin dava konusu işlemde kamu 
yararı ve hazine menfaatini sağlamak amacı doğrultusunda kullanıldığının 
anlaşıldığı, bu durumda mevzuata uygun olan dava konusu işlemin iptali yolundaki 
idare mahkemesi kararında yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Ankara 9. İdare Mahkemesinin bozma kararına 
uymayarak dava konusu işlemin iptali yolundaki ilk kararında ısrarına ilişkin 
olarak verdiği 5.5.1998 günlü, E:1997/1090. K:1998/462 sayılı kararı, davalı 
idare temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 31. maddesi ile 
ita amirine ihale komisyonu kararlarını onaylama veya onaylamama konusunda 
tanınan takdir yetkisinin; dava konusu olayda ihalenin konusunu oluşturan işin 
niteliği, benzer işlerde daha yüksek indirim teklifi yapıldığı hususu göz önüne 
alınarak kamu yaran ve hazine menfaatini korumak amacı doğrultusunda 
kullanıldığı kanaatine varıldığından, dava konusu işlemin iptali yolundaki 
idare mahkemesi ısrar kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı idarenin temyiz 
isteminin kabulüyle Ankara 9. İdare Mahkemesinin 5.5.1998 günlü, E:1997/1090, 
K:1998/462 sayılı kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere 
dosyanın Ankara 9. İdare Mahkemesine gönderilmesine. 17.12.1999 günü oyçokluğu 
ile karar verildi.
KARŞI      OY
2886- sayılı Devlet İhale Kanununda çeşitli ihale 
usulleri tespit edilmiş, bunlardan birisinin de kapalı teklif usulü olduğu 
belirlenmiştir.
2886 sayılı Yasanın 37 ila 43. maddeleri arasında 
kapalı teklif usulüyle yapılacak ihalelerde tekliflerin hazırlanması, 
tekliflerin verilmesi, zarfların açılması, ihalenin karara bağlanması esasları 
düzenlenmiştir. Bu esaslara göre ihaleye iştirak edenler tarafından verilen 
tekliflerden uygun teklifin saptan-
ması gerekmektedir.
Uygun teklif ise aynı yasanın 4. maddesinde 
"eksiltmelerde tahmin edilen bedeli geçmemek üzere teklif edilen bedelin tercihe 
layık görüleni" ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
2886 sayılı Yasanın 28. maddesinin 4. fıkrasına 
dayanılarak Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca çıkarılan "1994 Yılında 
Girişilecek Yapım İhalelerinde Uygun Bedelin Tercihinde Kullanılacak Kriterler 
Hakkında Tebliğ"de (dava konusu uyuşmazlığa ilişkin ihale ilanında bu tebliğe 
göre işlem yapılacağı belirtilmiştir) uygun teklifin belirlenmesinde uyulacak 
esaslar gösterilmiştir. Anılan tebliğin 4. ve 5. maddelerinde, geçerli teklif 
sahibi isteklilerin indirim oram ortalamasına 20 puan eklenmek suretiyle bulunan 
indirim oranından büyük oranların değerlendirme dışı tutulacağı, geri kalan 
tekliflerin ortalamasına 10 puan eklenerek bulunan indirim oranının azami 
indirim oram olacağı, azami indirim oranının üstünde olan tekliflerin de 
değerlendirme dışı tutulduktan sonra geri kalan isteklilerden en yüksek indirim 
oranını ihtiva eden teklifin uygun teklif olarak değerlendirileceği kurala 
bağlanmıştır.
Bu kuralla; indirim yoluyla yapılan ihalelerde en 
çok indirim teklifinde bulunanın ihaleyi alması olanağı her zaman 
bulunmamaktadır, zira burada amaçlanan hem işin en düşük fiyata gördürülmesi ve 
hem de işin belirlenen fiyat üzerinden gerçekleşmesinin sağlanmasıdır. Çok 
yüksek indirim yapan teklif sahibinin o işi tamamlayamaması sık karşılaşılan bir 
durum olduğundan bu yola başvurulduğu* bilinen bir gerçektir.
Anılan tebliğde belirlenen objektif kıstaslara göre 
bulunan uygun teklifi ita amiri ancak ihaleye fesat karıştırılması, muhammen 
bedelin fahiş biçimde yanlış belirlenmiş olması ve işin yapılmasından 
vazgeçilmesi hallerinde onaylamayabilir. Aksi düşüncenin keyfiliğe yol açması 
kaçınılmaz olacaktır.
Uyuşmazlık konusu olayda: yeterlilik alan 
firmaların teklifleri anılan tebliğe göre değerlendirilmiş, davacının * 25 
indirim oranı uygun teklif olarak ihale komisyonunca belirlenmiş olduğundan ve 
ita amirince ihalenin onaylanmamasını gerektiren ve yukarıda belirtilen 
hususlardan hiçbirisi mevcut değilken, .yalnızca indirim oranının yeterli 
olmadığından bahisle ihalenin onaylanmaması yoluna gidilmiştir.
Bir ihalede usulüne uygun olarak belirlenen uygun 
teklifin salt indirim oranının yeterli olmadığından bahisle onaylanmaması kabul 
edilemez. Zira her ihaleye ilişkin projenin yeri. şartlan, yapılan işin 
niteliği, keşif tutan, ihaledeki rekabet şartlan farklı olduğundan indirim 
tekliflerinin de farklı olması kaçınılmaz olmaktadır.
Öte yandan dava konusu uyuşmazlıkla aynı nitelikte 
olan 1995 yılında davalı idarece yaptırılan ve onaylanan ihalelerin 
incelenmesinden, davacının % 25 indirim teklifinden daha yüksek ve daha düşük 
indirim tekliflerinin onaylanmış olduğu da görülmüştür. İndirim tekliflerinin 
onayı için bir "alt sınır" konulma-masına olanak bulunmadığı da açık olduğundan, 
davacının üzerinde kalan ihalenin onaylanmaması işleminde hukuka uygunluk 
bulunmamaktadır.
Bu itibarla; dava konusu işlemin iptali yolundaki 
idare mahkemesi kararının onanması oyuyla, karara karşıyız.
 
T.C.
DANIŞTAY 
İdari Dava Daireleri 
Genel Kurulu
Esas No : 2002/725 
Karar No : 2003/88
Özeti : 2886 sayılı Yasa uyarınca ihale yapıldıktan 
sonra taraflar arasında imzalanan ön sözleşmede öngörülen yükümlülüklere aykırı 
hareket edilmesi nedeniyle ihalenin feshi yolundaki işleme karşı açılan davanın 
idare mahkemesince karara bağlanması gerektiği hk.-DKD.2
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : ... -... -... 
Konsorsiyumu adına ... İnşaat
Sanayi ve Tic. A.Ş.
Vekili                 : Av. ...
Temyiz İsteminde Bulunan(Davalı)   :... 
-.................. ,..., ... Çevre Koruma Altyapı
Tesisleri Yapma ve İşletme Birliği
Vekili                      : Av. ...
İstemin Özeti : ..., ..., ... Çevre Koruma Altyapı 
Tesislerini Yapma ve İşletme Birliği ile davacı şirket arasında atıksu arıtma 
tesisi ve kollektör hattı yapımı amacıyla 2886 sayılı Yasa uyarınca yapılan 
ihale sonucu davacı üzerinde kalan ihalenin, ön sözleşmede öngörülen 
mükellefiyetlerin yerine getirilmediğinden bahisle ihale ve ön sözleşmenin 
feshine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; Aydın 2. İdare 
Mahkemesinin, Danıştay Altıncı Dairesince verilen 26.9.2001 günlü, E:2000/981, 
K:2001/4202 sayılı kararın ihalenin feshi işleminin görev yönünden reddine 
ilişkin kısmının bozulması kısmına uyulmayarak davanın görev yönünden reddine 
İlişkin ilk kararında ısrar edilmesi yolundaki 17.4.2002 günlü, E:2002/135, 
K:2002/lll sayılı kararını taraflar karşılıklı olarak temyiz etmektedirler.
Davalının Savunmasının Özeti : İdare Mahkemesince 
verilen ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde 
öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı 
belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Aylin Bayram'm Düşüncesi : 
Temyiz isteminin kabulü ile Mahkemenin ısrar kararının Daire kararı 
doğrultusunda bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Habibe Ünal'ın Düşüncesi : İdare 
Mahkemesince, Danıştay Altıncı Dairesinin bozma kararına uyulmayarak verilen 
ısrar kararının, Daire kararında belirtilen gerekçe ile bozulmasının uygun 
olacağı düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel 
Kurulunca dosyanın tekemmül etttiği görülmekle davacının yürütmenin durdurulması 
İstemi görüşülmeyerek, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dava, ..., ..., ... Çevre Koruma Altyapı 
Tesislerini Yapma ve İşletme Birliği ile davacı şirket arasında atıksu arıtma 
tesisi ve kollektör hattı yapımı amacıyla 2886 sayılı Yasa uyarınca yapılan 
ihale sonucu davacı üzerinde kalan ihalenin ön sözleşmesi yapıldıktan sonra, 
şirketin ön sözleşmede öngörülen mükellefiyetlerini yerine getirmediğinden 
bahisle İhale ve ön sözleşmenin feshine ilişkin işlemin iptali istemiyle 
açılmıştır.
Aydın 2. İdare Mahkemesi 26.11.1999 günlü, 
E:1999/713, K:1999/789 sayılı kararıyla, uyuşmazlığın ihalenin kesinleşmesinden 
ve tarafları arasında sözleşme imzalanarak kurulan özel hukuk ilişkisinden 
sondaki safhada, sözleşme ve eki şartname hükümlerinin uygulanmasından doğduğu, 
bu safhada, yüklenici konsorsiyumun taahhüdünü sözleşme ve eki şartname 
hükümlerine uygun olarak yerine getirmediğinden bahisle tesis edilen işlemin 
özel hukuk alanına girdiği, Borçlar Kanununun ilgili hükümleri uyarınca ihale ve 
sözleşmenin feshi koşullarının oluşup oluşmadığının ve feshi gerekip 
gerekmediğinin Özel hukuk hükümleri çerçevesinde Adli Yargı yerince çözümlenmesi 
gerektiği anlaşıldığından, işin esasının incelenmesine hukuken olanak 
bulunmadığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiştir.
Bu karar, temyiz incelemesi sonucunda, Danıştay 
Altıncı Dairesinin 26.9.2001 günlü, E:2000/981, K:2OÛ1/42Û2 sayılı kararıyla, 
Mahkeme kararının dava konusu işlemin ön sözleşmenin feshine ilişkin kısmının 
görev yönünden reddine yönelik bölümünde 2577 sayılı Yasanın 49. maddesinde 
sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığı gerekçesiyle onanmasına karar 
verilmiş, kararın İhalenin feshine ilişkin kısmının ise; Uyuşmazlık Mahkemesinin 
ve Danıştay'ın yerleşik kararlarına göre idarelerce yapılan ihalelerde sözleşme 
aşamasına kadar olan uyuşmazlıkların çözümünün idari yargının, sözleşmenin 
yapılmasından sonra sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların çözümünün ise adli 
yargının görev alanına girdiği, idarenin kamu gücünü kullanarak tek taraflı 
İrade beyanı sonucu tesis ettiği ihalenin feshine ilişkin işleme karşı açılan 
davada 2886 sayılı Yasanın ilgili hükümleri uyarınca ihalenin feshini gerektiren 
nedenlerin bulunup bulunmadığı hususunun İdare Mahkemesince incelenerek karara 
bağlanması gerektiği nedeniyle, dava konusu işlemin ihalenin feshine ilişkin 
kısmının görev yönünden reddine karar verilmesinde isabet görülmediği 
gerekçesiyle bozulmuş ise de, İdare mahkemesi kararın bozma kısmına uymayarak 
ilk kararında ısrar etmiştir.
Davacı şirket, idarenin kamu gücünü kullanarak tek 
taraflı irade beyanıyla ihaleyi. feshettiğini, şartnamede ön sözleşme 
yapılmasının öngörülmediğini, şartname hükümleri uyarınca gerekli kredi temin 
edilmedikçe ihale aşamasının bitmeyeceğini, uyuşmazlığın İdare Mahkemesince 
çözümlenmesi gerektiğini, davalı İdare ise davacı şirketin konsorsiyum adına 
dava açma ehliyetinin bulunmadığını, davanın usu! yönünden reddi gerektiğini öne 
sürerek Aydın 2. İdare Mahkemesinin 17.4.2002 günlü, E:2002/135, K-.2002/111 
sayılı ısrar kararını karşılıklı olarak temyiz etmekte ve bozulmasını 
istemektedirler.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 1. maddesinde, 
genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli İdarelerin, özel idare ve 
belediyelerin alım, satım, hizmet, yapım, kira, trampa, mülkiyetin gayri ayni 
hak tesisi ve taşıma işlerinin bu Kanunda yazılı hükümlere göre yürütüleceği, 
aynı Yasanın 53. maddesinde de bütün ihalelelerin bir sözleşmeye bağlanacağı, 
sözleşmenin idare adına ita amiri tarafından hazırlanacağı hükme bağlanmıştır.
Uyuşmazlık Mahkemesi kararları ve Danıştay'ın 
süregelen İçtihatlarına göre 2886 sayılı Kanunun kapsamına giren işlerin 
görülmesi için yapılan ihalelerde İhale kararının kesinleşmesine kadar olan 
dönem içinde idarelerce tesis olunacak işlemler 2886 sayılı Yasa ile düzenlenmiş 
olması nedeniyle idari yargının denetimine tabi olup, ihale kararının 
kesinleşmesinden sonra müteahhit ile idare arasında aktedilen sözleşme ve bu 
sözleşme hükümlerinin uygulanması ile ilgili işlemler İse, anılan Yasa ile 
düzenlenmeyip, özel hukuk alanını ilgilendirmesi nedeniyle adli yargının 
denetimine tabidir.
Dosyanın incelenmesinden, atıksu arıtma tesisi ve 
kollektör hattı yapımı amacıyla 2886 sayılı Yasa uyarınca yapılan ihalenin 
davacı üzerinde kaldığı ve davacı ile davalı idare arasında  ön  sözleşmenin   
imzalandığı,  ihale  şartnamesinin  5.   maddesinde,  finansman
kredisinin 
kesinlik kazanması üzerine sözleşmenin noter onayından geçip kesin teminat 
mektubunun düzenleneceği, 6. maddesinde de, teklif sahibinin gerekli krediyi 
temin edememesi halinde sözleşmenin yürürlüğe girmemiş sayılacağının 
belirtildiği, taraflar arasında imzalanan ön sözleşmenin 4. maddesinde, 
sözleşmenin taraflarca imzalanması, gerekli izinlerin alınması, gerekli kredi ve 
finansman anlaşmalarının yetkili otoriteler tarafından imzalanmasından sonra 
yürürlüğe gireceği kuralının yer aldığı, ön sözleşme gereği ihaleyi kazanan 
konsorsiyum tarafından kredi temin edilememesi üzerine şartnamenin 6. madde 
hükmü ve mevzuat hükümleri uyarınca dava konusu İşlemle ihalenin ve ön 
sözleşmenin feshine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığa konu ihale yapıldıktan sonra taraflar 
arasında bir ön sözleşme imzalanmış ve bu sözleşmede öngörülen yükümlülüklere 
aykırı hareket edilmesi nedeniyle ihalenin feshi yoluna gidilmişse de, ön 
sözleşme ile öngörülen kredi temin yükümlülüğünün şartnamede de yer alan ve 
sözleşmenin yürürlüğe girmesini, yani ihalenin kesinleşerek asıl sözleşmenin 
noterce onaylanmasını sağlayacak bir ön koşul olduğu, İhale sonucu yapılacak 
işin yerine getirilmesi aşamasına ilişkin olan bir yükümlülükten, dolayısıyla 
özel hukuk ilişkisinden kaynaklanmadığı sonucuna varıldığından, idarenin kamu 
gücünü kullanarak ve 2886 sayılı Yasanın verdiği yetkiye dayanarak tek taraflı 
ve buyurucu nitelikteki irade beyanı ile tesis ettiği ihalenin feshine ilişkin 
işleme karşı açılan davanın İdare Mahkemesince karara bağlanması gerekmektedir.
Diğer taraftan, İdare Mahkemesince bu karar 
gereğince işin esasının incelenmesi suretiyle bir karar verileceğinden, davalı 
idarece usule yönelik olarak ileri sürülen ve ısrar kararına konu olmayan 
iddianın da bu aşamada karara bağlanacağı açıktır.
Açıklanan nedenlerle, Aydın 2. İdare Mahkemesinin 
17.4.2002 günlü, E:2002/135, K:2002/lll sayılı ısrar kararının, Danıştay Altıncı 
Dairesi kararı doğrultusunda BOZULMASINA, dosyanın anılan İdare Mahkemesine 
gönderilmesine 7.3.2003 günü oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Aydın 2. İdare Mahkemesinin temyize konu ısrar 
kararının hukuk ve usule uygun bulunduğu anlaşıldığından, temyiz istemlerinin 
reddi ile kararın onanması oyuyla, bozulmasına İlişkin karara karşıyız.