imar

İmar Hukukçusundan Güncel Makaleler (imar)

imar hukuku (imar planları, arazi ve arsa düzenlemesi, kaçak yapı para cezası, inşaat ruhsatı vb.)dava dilekçe örnekleri

Tasnif edilmiş Danıştay Altıncı Dairesi İçtihatları

Danıştay imar ve imar hukuku içtihatları

imar hukuku ile ilgili terimler ve tanımlar


İmar Hukukçusu. Toki'den Ucuz Konut Satışı Devam Ediyor

+Hatalı ödemelerin geri alınması

+
18 uygulaması,

+
Danıştay içtihadı birleştirme kurulu kararı yargı kararının yerine getirilmemesi

+
Belediyelerin internet adresleri (web)

+
Görev tazminatı ile ilgili haberler

+
Konut finansmanı sistemine ilişkin çeşitli kanunlarda değişiklik yapılması hakkı

+
Toki'nin satılık evlerine yoğun talep var.

+
18. Madde uygulamasında hukuka aykırılık nedenleri imarhukukcusu cafer ergen

+Eski Haberler

+
2577 sayılı İYUK 7. Madde ile ilgili Danıştay İçtihatları

+657 sayılı Yasa uyarınca verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu

+Radyoloji personelinin çalışma (mesai) saatleri

+
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu kapsamında Sayıştay Genel Kurulunun 14.6.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararı.

· ANAYASA MAHKEMESİNİN "YÜRÜRLÜ?Ü DURDURMA" KARARLARI

· ANAYASA MAHKEMESİNE İPTAL İSTEMİYLE YAPILAN BA?VURULAR ÜZERİNE VERİLEN KARARLAR

· İmar Hukuku Terimleri Sözlüğü

· idare hukukcusu (idare hukuku)

idari yargı
İdari yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak yürütmeyi durdurma istekli iptal ve tam yargı dava dilekçesi örneğini görmek için buraya tıklayınız.

İmar

Tüm içeriği görmek için tıklayınız

İdare Hukuku

İDARE HUKUKU

imarhukukcusu.com tüm haberler

imar, Eski Haberler
21.09.12
· İmarda kısıtlılık sorunu sona eriyor (5 Yıl ile sınırlandırıldı)
16.09.12
· imar planları ve imar uygulamaları nedeniyle ücret
08.09.12
· Tazminat davasının süreaşımı nedeniyle reddi halinde maktu avukatlık ücreti
· İlan edilmeksizin uygulamaya konulan bir imar planının şekil eksikliği nedeniyle
· Davanın niteliği itibariyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmas
· Özel parselasyon ile belirlenmiş bulunan umumi hizmet alanları
· İmar planı ile notu arasında birbirine aykırı hususların bulunması
· 5 yıllık inşaat ruhsatı süresi içinde yapı kullanma izin belgesi alınmaması hali
12.05.12
· Deprem nedeniyle oluşan zararda belediyenin kusursuz sorumluluğu yoktur
10.05.12
· Tapulu yerdeki yapı ruhsattsız da olsa 32. madde işletilmemişse tazminat gerekir
· Yeşil alan için yapılan bağış da DOP tan düşülür.
14.04.12
· Bam Adli Yargı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkın
· Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
· Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
06.04.12
· Anayasa Mahkemesi’ne Göre 3194/42. Maddesinin Üçüncü Fıkrası (32 md)
· 42. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “…32…” ibaresi
01.04.12
· belediyelerin mimari projelerde meslek odasından ayrıca "proje onay belgesi" ist
· 125 nolu Danıştay Dergisi imar hukuku içtihatları
23.03.12
· Köy yerleşik alanı ve civarında imar yetkisi
· Yoldan İhdasen Oluşan Taşınmazlar Hakkında Yorum
· Anayasa Mahkemesi Kararı (Yoldan İhdas)
11.03.12
· Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı
05.03.12
· Çoğaltılmış Fikir Ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu
14.02.12
· Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı
21.12.11
· Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (21 Aralık 2011-28149)
· İmar Davaları Kitabı Üçüncü Baskı 2011
06.12.11
· İmar hukuku içtihatları (Danıştay Dergisi 124)
23.10.11
· 3194 sayılı Kanunun 5940 sayılı Kanunla değişik 42. maddesi uyarınca para cezası
· 1608 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası verilmesine ve 1 kez yasaklanan faa
· Bedele Dönüştürülen Paya Takdir Edilen Karşılığın Artırılması Davası
· Cedit-Erenler-Topçular-28 Haziran Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı
09.09.11
· Her proje için müellif sicil durum belgesi alınması zorunlu
12.08.11
· Valilik görüşü alınmadığı gerekçesiyle yıkılamayacağı
· İmar planının yürütmesinin durdurulması üzerine yapının mühürlenmesi
· Ticaret alanında akaryakıt istasyonu yapılamaz
· müellif sicil durum belgesi ibraz edilmeden yapı ruhsatında hukuka uyarlık bulun
· Tadilat ruhsatının kat irtifakı sahibi kişilerin imzası, bu kişiler tarafından v
· 2981 sayılı Yasanın 10/b alanında 3194 sayılı Kanunun 18. madde uygulamasında DO
· Mutlak tarım arazileri
01.08.10
· www.idarehukuku.net Türkiye'nin İdare Hukuku - İdari Yargı Bilgilerine hoşgeldin
29.06.10
· Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
17.04.10
· Kaplıca izinlerini artık Valilikler verecek. Bakanlık yetkiyi devretti.
10.04.10
· Yeni imar para cezası hükümleri önceki (Kaçak yapı suçlarına) uygulanmaz.
08.04.10
· 3194/18 uyg. yapılmayan alanda kamulaştırma yapılabilir
03.04.10
· Nazım imar planının yürürlükteki 1/100000 ve 1/50000 ölçekli planlara uygun olma
28.01.10
· İmar planı ve inşaat ruhsatı iptali üzerine tazminat dava açma süresi
· Plan değişikliği isteminin reddi yolundaki işlemin değil doğrudan planın iptalin
· Planlı bir bölgede arazi ve arsa düzenlemesi yapılmadan kamulaştırma yapılması
· Dolgu alanında plan yapılabilmesi
· Binanın hukuken en son bittiği tarih

Eski Haberler

İmar hukuku ile ilgili Kanunlar

+imar kanunu (3194)
+il özel idaresi kanunu (5302)
+belediye kanunu (5393)
+büyükşehir belediyesi kanunu(5216)
+kamulaştırma kanunu (2942)
+kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu (2863)

+yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması hakkında kanun (5366)
+yapı denetimi hakkında kanun (4708)
+gecekondu kanunu (775)
+imar ve gecekondu af kanunu (2981/3290)

İMAR HUKUKU İLE İLGİLİ YÖNETMELİKLER

+belediyeler tip imar yönt.
+imar affı yönetmeliği
+plansız alanlar yönt.
+plan yapım yönt.
+koruma amaçlı im. pln. yönt.
+kıyı kanunu uyg. yönt.
+tarım alanları yönt.
+karayolları kenarlarında..yönt.
+18. madde uygulama yönt.
+plan müellifleri yönt.
+gecekondu yönetmeliği

+imar ile ilgili tüm yönet.

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SA?LIK SİGORTASI KANUNU

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Mevuzatı

idare hukuku (Danıştay) içtihatları

İdare hukuku İçtihatları

idare hukuku, iptal ve tazminat davası

İdari Yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak Yürütmenin Durdurulması istekli iptal ve tazminat dava dilekçe örneği için tıklayınız.

İMAR

imar
içtihatları

Ankara Bölge İdare Mahkemesi

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi
Ankara Bölge İdare Mahkemesi
Konya Bölge İdare Mahkemesi
Aydın Bölge İdare Mahkemesi
Edirne Bölge İdare Mahkemesi
Manisa Bölge İdare Mahkemesi
Ordu Bölge İdare Mahkemesi
Van Bölge İdare Mahkemesi
Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi
Sakarya Bölge İdare Mahkemesi
Samsun Bölge İdare Mahkemesi
Antalya Bölge İdare Mahkemesi
Gaziantep Bölge idare Mahkemesi
Denizli Bölge İdare Mahkemesi
Adana Bölge İdare Mahkemesi
İzmir Bölge İdare Mahkemesi
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi
Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi
Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi
Bursa Bölge İdare Mahkemesi
Malatya Bölge İdare Mahkemesi
Sivas Bölge İdare Mahkemesi
Kayseri Bölge İdare Mahkemesi
Trabzon Bölge İdare Mahkemesi
İdari Yargı (İDARE HUKUKU) Kitapları (Yayınları)
Bölge İdare Mahkemelerinin İnternet (Web) Adresleri - Sayfaları
BÖLGE İDARE MAHKEMELERİNİN İTİRAZ MERCİLERİ
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun
Devlet Memurları Kanunu
Danıştay Kanunu
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
İdari Yargılama usulü Kanunu
Hakimler ve Savcılar Kanunu
399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Personel Rejimlerinin Düzenlenmesi ve 233 sayılı KHK''nin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

danıştayın imar hukuku ile ilgili karar örnekleri 14
imar hukuku




Yeni Sayfa 13

T.C.

DANIŞTAY

Altıncı Daire

Esas No : 2003/4857

Karar No : 2004/142

Özeti : Dava konusu yapıların her türlü fenni mesuliyeti ...

Üniversitesince üstlenilerek ruhsat başvurusunda bulunulması, yıkım işleminin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki mahkeme kararının temvizen incelenerek yapıların 3194 sayılı İmar Kanununun 26. maddesi kapsamında kaldığından bahisle bozulmuş olması karşısında, para cezası verilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında.-DKD.5

Temyiz İsteminde Bulunan :1-S.S.... Pamuk Tarım Satış Kooperatifleri. Birliği

2-S.S.... Üzüm Tarım Satış Kooperatifleri. Birliği 3-S.S.... İncir Tarım Satış Kooperatifleri Birliği 4-SS.... Zeytin ve Zeytinyağı Tarım Satış

Koop.Birliği

Vekili                     : Av....

Karşı Taraf        :... Belediye Başkanlığı
Vekili                     : Ay....

İstemin Özeti : İzmir 3. İdare Mahkemesinin 4.6,2003 günlü, E:2002/615, K:2003/738 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Şule Tataroğlu'nun Düşüncesi : ... Üniversitesi tarafından yapıların fenni mesuliyeti kabul edilerek, ruhsat başvurusunda bulunulduğu ve

yıkım işleminin İptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki mahkeme kararı temyizen incelenerek bozulduğundan, para cezasına karşı açılan davanın reddi yolundaki mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı M.İclal Kutucu'nun Düşüncesi :... Üniversitesi kampus alanı içinde bulunan üniversiteye ait 46 pafta, 197 ada 29,30, ve 31 parsel sayılı taşınmazlar üzerine, davacı birliklerle ... Üniversitesi arasında yapılan protokole dayanarak ruhsatsız olarak yapılan yapılar nedeniyle 5.000.000.000 lira para cezası verilmesine ilişkin 20.11.2000 günlü ve 89-1558 sayılı belediye encümeni kararının İptali istemiyle açılan davayı reddeden idare mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, dava konusu yapıların mimarı, statik tesisat ve her türlü fenni mesuliyetinin ... Üniversitesince üstlenildiği ve Üniversite tarafından 9.10.2000 gününde ruhsat başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.

Bunun dışında aynı encümen kararının yıkıma ilişkin kısmıyla ilgili olarak açılan davayı reddeden mahkeme karan Danıştay Altıncı Dairesinin 11.6.2003 günlü ve E:2002/735, K:2003/3605 sayılı kararıyla bozulmuş bulunmaktadır.

Açıklanan nedenler temyiz konusu idare mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, davacı birlikliklerce ..., ..., ... Mahallesi, ... Üniversitesi kampus alanı içinde kalan ve mülkiyeti üniversiteye ait olan 46 pafta, 197 ada, 29, 30, 31 sayılı parseller üzerinde İnşa edilen yapılar nedeniyle 3194 sayılı Yasanın 42. madddesi uyarınca 5.000.000.000- lira para cezası verilmesine ilişkin 20.11.2000 günlü, 89-1558 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, kampus alanındaki taşınmazlar üzerine davacı birlikler tarafından inşa edilen, ... Ar-Ge Müdürlüğünce kullanılacak yapıların İmar Kanununun 26. maddesi kapsamında olmadığı, ruhsata tabi olan yapıların üniversiteye ait yere yapılmasının davacı birliklerin ruhsat alma yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, 8.10.2000-9.10.2000 günlerinde ruhsat başvurusunda bulunulmuş ise de tespit tarihinde yapıların ruhsatsız olduğu, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

Dosyada yer alan belge ve bilgiler ile Dairemizin E:20032/735, K:2002/3605 sayılı kararının incelenmesinden, davacı birlikler ve ... Üniversitesi Rektörlüğü arasında bir protokol akdedildîği, üniversite kampus alanı içindeki laboratuar binasının kullanım hakkının 49 yıllığına davacı birliklere devredildiği, söz konusu yapıda, eğitimin yanında üreticiye bedelsiz olarak toprak, bitki, su, gübre, tohum kalite kontrolü gibi sosyal ve teknik hizmetler sağlayan, işlenmiş ürünlerin mamul kalitesini saptamaya yönelik laboratuar hizmetleri verileceği konusunda tarafların mutabakatlarının sağlandığı, söz konusu tesislerin mimarı, statik, tesisat ve her türlü fenni mesuliyeti ... Üniversitesince üstlenilerek 9.10.2000 gününde ruhsat başvurusunda bulunulduğu, yapıların yıktırılması işleminin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki İzmir 4. İdare Mahkemesinin 1.11.2001 günlü, E:200I, K:2001/940 sayılı kararının, Danıştay Altıncı Dairesinin 11.6.2002 günlü, E:2002/735, K:2002/3605 sayılı kararıyla dava konusu yapılar 3194 sayılı Yasanın 26. maddesi kapsamında kaldığı gerekçesiyle bozulduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda, para cezası verilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından davanın reddi yolundaki kararda isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, İzmir 3. İdare Mahkemesinin 4.6.2003 günlü, E:2002/615, K:2003/738 sayılı kararının bozulmasına,  16.050.000- lira karar harcı ile fazla yatırılan

11.950.000- lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 14.1.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

T.C.

DANIŞTAY Altıncı Daire

Esas No   : 2003/1712 Karar No   : 2003/4221

Özeti: İmar planı değişikliği işlemine karşı, uyuşmazlık konusu taşınmazın yakınındaki taşınmazın maliki olan kişinin dava açma ehliyetinin bulunduğu hakkında.-DKD.3

Temyiz İsteminde Bulunan:... Petrol Ürünleri ve Tic. Ltd. Şti.
Vekili                     : Av...

Karşı Taraf        :... Belediye Başkanlığı
Vekili                      : Av. ...

İstemin Özeti : Konya İdare Mahkemesinin 31.12.2002 günlü, E:2002/1697, K:2002/1782 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Leyla Kodakoğlu'nun Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Aynur Şahinok'un Düşüncesi: Mülkiyeti ... A.Ş'ye ait ... Mahallesi 62 ada, 2 parselin bulunduğu alanla İlgili olarak imar tadilatı yapılması ve onanması ile parselasyon haritası yapılması ve imara açılmasına ilişkin 2.10.2000 gün ve 5/25 sayılı 18.2.2002 gün ve 2/16 sayılı 22.10.2002 gün ve 4/16 sayılı meclis kararlarının iptali istemiyle açılan davayı ehliyet yönünden reddeden Konya İdare Mahkemesinin 31.12.2002 günlü E:2002/1697, K:2002/1782 sayılı kararı davacı şirket tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz dosyasının incelenmesinden;

İdarenin bütün eylem ve işlemlerinin yargısal denetime açık olduğu hukuk devletinde idarenin hukuka uygunluğunun sağlanmasında en etkin araçlardan birisinin iptal davaları olması, anılan davaların açılmasında davacı olabilmek İçin menfaat ihlalinin yeterli bulunması karşısında İmar planı tadilatının iptalini istemekte davacının dava açma ehliyetinin bulunduğu anlaşılmaktadır.

Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile temyiz konusu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, ..., ... Mahallesi, 62 ada, 2 parsel sayılı taşınmazın imar planında değişiklik yapılmasına ilişkin 2.10.2000 günlü 5/25 sayılı; 18.2.2002 günlü, 2/16 sayılı; 22.10.2002 günlü, 4/16 sayılı belediye mecüsi kararlarının iptali İstemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden, ... A.Ş.'nİn mülkiyetindeki 62 ada, 2 parsel sayılı taşınmaza İlişkin plan tadilatının davacı ile ilgisi bulunmadığından kişisel menfaatinin de ihlal edilmediği gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyanın İncelenmesinden, davacının uyuşmazlık konusu taşınmazın yakınında bulunan ve akaryakıt satış istasyonu olarak kullanılan 1249 ada, 157 parsel sayılı taşınmazın


 

maliki olduğu, ... ait tekstil fabrikası olarak kullanılan uyuşmazlık konusu taşınmazın özelleştirme idaresi tarafından ... A.Ş.'ne satılmasından sonra tesis edilen dava konusu imar planı değişikliği işlemlerinin hak ve menfaatlerini ihlal ettiği, plan tadilatının yapılması sırasında imar mevzuatına uygun hareket edilmediği iddiaları ile bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 8.6.2000 günlü, 4577 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinde belirtildiği üzere, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri 'için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar iptal davası olarak tanımlanmış olup, bu davalar İdarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en Önemli araçlardandır. Bu nedenledir ki iptal davasında davacı olabilmek için "menfaat ihlali" yeterli görülmüş, davacı ile dava konusu işlem arasında sadece meşru, kişisel ve güncel bir ilişkinin varlığı aranmıştır.

Bu anlayışla, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 10.6.1994 günlü, 4001 sayılı Yasanın 1. maddesiyle değiştirilen 2. maddesinin 1. bendinin (a) alt-bendinde yer alan "... kişisel haklan ihlal edilenler..." ibaresi nedeniyle sözkonusu (a) altbent Anayasa Mahkemesinin 21.9.1995 günlü, E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararıyla Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş, iptal davalarında menfaatleri ihlal edilenlerin dava açabilecekleri esası benimsenmiştir. Kaldı ki sözkonusu iptal kararına esas olan düzenlemede dahi "...çevre, tarihi ve ültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren hususlar hariç olmak üzere..." şeklinde sınırlama ile çevre tarihi ve kültürel değerlerin korunması konularında açılacak davalarda dava açma ehliyeti önceki düzenlemede olduğu gibi korunmuştur.

İdarenin bütün eylem ve işlemlerinin yargısal denetime açık olduğu hukuk devletinde idarenin hukuka uygunluğunun sağlanmasında en etkin araçlardan biri "iptal davalaradır.

İptal davalarındaki sübjektif ehliyet koşulu doğrudan doğruya hukuk devletinin yapılandırılması ve sürdürülmesine ilişkin bir sorundur. Dolayısıyla sübjektif ehliyet koşulunun, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun iptal davası yoluyla denetlenmesini engellemeyecek bir biçimde anlaşılması gerekmektedir.

Nitekim; çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren konularda sübjektif ehliyet koşulunun, bu durum dikkate alınarak yorumlanması gerektiğine ilişkin Danıştay kararları yerleşik içtihat niteliği kazanmıştır.

Bu saptamalar çerçevesinde uyuşmazlığa bakıldığında, imar planlan kamu yararını ilgilendiren genel nitelikte düzenleyici işlemler olduğundan, semt sakini sıfatıyla menfaatinin ihlal edildiğinden bahisle dava açma hakkı bulunan davacının imar planı tadilatının iptali istemiyle açtığı bu davada dava açma ehliyetinin bulunduğu sonucuna varılmış, idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle Konya İdare Mahkemesinin 31.12.2002 günlü, E:2002/1697, K:2002/1782 sayılı kararının bozulmasina, 16.090.000 lira karar harcı ile fazladan yatırılan 12.000.000.- lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 9.7.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi. T.C.

DANIŞTAY

Altıncı Daire

Esas No : 2003/5595

Karar No : 2004/179

Özeti : Davacıların yapımcısı ve müellifi oldukları imar planlarında değişiklikler yapılmış olması nedeniyle değişiklik yapılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açma ehliyetlerinin bulunduğu hakkında.-DKD.4

Temyiz İsteminde Bulunanlar : 1)...

2)... Üretim Organizasyon A.Ş.
Vekili                     : Av. ...

Karşı Taraf        : ... Belediye Başkanlığı

Vekili                     : Ay. ...

İstemin Özeti : İstanbul 2. İdare Mahkemesince verilen 22.4.2003 günlü, E:2002/1555, K:2003/486 sayılı kararın usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi İsmet Çan'ın Düşüncesi : Davacıların yapımcısı ve müellifi oldukları imar planlarında değişiklikler yapılması yolundaki işlem ile arasında sübjektif ehliyet koşulu olarak menfaat ihlalinin kişisel, meşru ve güncel bir menfaat olması karşısında bu işlemin iptali istemiyle açılan davada dava açma ehliyeti bulunduğundan temyize konu mahkeme kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı M.İclal Kutucu1 nun Düşüncesi : ........................ köyü 111, 112,

116, 128 ve 130 sayılı imar adalarında bir kısım yolların kapanması ve yeni yolların açılması ve diğer tadilatlarla ilgili olarak 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında değişiklik yapılmasına ilişkin 19.6.2001 günlü ve 2001/2-(71) sayılı belediye meclis kararının iptali istemiyle açılan davayı ehliyet yönünden reddeden mahkeme kararının bozulması davacılar tarafından istenilmektedir.

İdari işlem ile bu işleme karşı iptal dava açacak kişi arasında öngörülen sübjektif ehliyet koşulunun menfaat ilişkisi olduğu 2577 sayılı Yasanın 2.maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan hükümden anlaşılmaktadır. Adı geçen bende göre iptal davalarının "menfaatleri ihlal edilenler tarafından" açılabileceği belirtilmiştir.

İmar Planı Yapılması ve Değişikliklerine Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 21. maddesinde, plan müellifinin uygun görüşünün alınmasının şart olduğu açıklanmış, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 2. maddesinde her nevi planların fikir ve sanat eseri sayıldığı, 16. maddesinde eser sahibinin izni olmadıkça eserde veyahut eser sahibinin adında kısaltmalar, ekleme ve başka değiştirmeler yapılamayacağı öngörülmüştür.

Dosya içeriğinden, ...... Konut alanında 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000

ölçekli uygulama imar planının davacı şirketle, S.S .........  Konut Yapı Kooperatifleri Birliği

arasında yapılan sözleşme üzerine davacı şirketçe yapıldığı, plan müellifinin ise davacı ... olduğu, planların belediye meclisi tarafından onaylanmasından sonra yapılan plan değişikiikleri ile yeşil alanların rekreasyon alanına çevrildiği, devamlılığı olan yoiu'n iptal edildiği, plan müellifi olarak davacılara plan tadilatı ile ilgili başvurunun olmadığı öne sürülerek dava açıldığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlık konusu, 1/5000 ölçekli nazım imar planı İle 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında değişiklik yapılmasıyla ilgili Belediye Meclis kararı, eser sahibi davacıların hukukunu ilgilendirdiğinden, planı yapan davacılarla bu işlem arasında meşru, güncel ve kişisel menfaat ilgisinin bulunduğunun kabulü gerekir.

Bu durumda davayı ehliyet yönünden reddeden mahkeme kararında isabet bulunmamaktad'r.

Açılanan nedenlerle, temyiz konusu mahkeme kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLCTİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, İstanbul,..,,..., ... Köyü, 111, 112, 116, 128 ve 130 sayılı imar adalarında bir kısım yolların kapanması ve yeni yolların açılması ile diğer tadilatlarla ilgili olarak mevcut 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında değişiklik yapılması yolundaki 19.6.2001 günlü, 2001/2-(71) sayılı belediye meciis kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden, yapımcı firma ve plan müellifi olarak davacılar tarafından hazırlanan imar planlarının belediye meclisi tarafından onaylanarak yürürlüğe konulmasından sonra bölgede faaliyet gösteren ... Konut Yapı Kooperatifleri Birliği'nin başvurusu üzerine dava konusu plan değişikliği işleminin tesis edildiği, davacıların ilk imar planlarının yapımcı firması ve müellifi olmak dışında söz konusu plan değişikliğinin kişisel menfaatini ihlal etmediği gibi belediye ve mücavir alan sınırları içinde taşınmazları bulunduğu ya da burada oturdukları yolunda bilgi ve belge de bulunmadığı anlaşıldığından değiştirilen imar planlarının yalnızca yapımcı firması ve müellifi olma sıfatının değişiklik işlemlerine karşı dava açma ehliyeti kazandırmayacağı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiş; karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin Hukuk Devleti olduğu belirtilmektedir. Hukuk Devletinin öğesi olan idarece tesis edilen işlemlerin hukuka uygunluğu ve sonuçta idarenin hukuka bağlılığının yargısal denetimi iptal davaları yoluyla sağlanır,

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 8.6.2000 günlü, 4577 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinde belirtildiği üzere, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri İçin menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar iptal davası olarak tanımlanmıştır.

İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşüiebilmesinin ön koşullardan biri olan "dava açma ehliyeti", her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idare ile işlemlerinde istikrarsızlığa neden

olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçütler içinde menfaat ilişkisinin varlığını ifade etmektedir. Her olay ve davada, idari işlem ile dava açacak kişi arasında öngörülen sübjektif ehliyet koşulu olarak menfaat ihlalinin kişisel, meşru ve güncel bir menfaat olması ölçütleri ekseninde yargı mercilerince değerlendirilerek takdir edilecektir.

Öte yandan, 2.9.1999 günlü, 23804 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İmar Planı Yapılması ve Değişikliklerine Ait Esaslara Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılması Hakkındaki Yönetmeliğin 8. maddesiyle İmar Planı Yapılması ve Değişikliklerine Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 27. maddesinin 1. fıkrasına "Plan müellifinin gerekçeli uygun görüşünün alınması şarttır" şeklinde bir bent eklenmiştir.

5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 1. maddesinde genel anlamda "eser" tanımı yapılmış, 2. maddesinin 3. fıkrasında her nevi planların fikir ve sanat eseri sayıldığı, 16. maddesinin 1. fıkrasında da, eser sahibinin izni olmadıkça eserde veyahut eser sahibinin adında kısaltmalar, ekleme ve başka değiştirmeler yapılamayacağı, hükme bağlanmıştır. Bu hükümler uyarınca planın teknik ve bilimsel fikir eseri olarak korunduğu, eser sahibinin izni olmadıkça plan değişikliği yapılamayacağı, planda değişiklik yapılabilmesi için plan müellifinin muvafakatinin alınması gerekmektedir.

Buna göre, 5846 sayılı Yasada belirtilen düzenlemenin uygulanması ve Yasa kapsamında bulunan planın eser olarak korunması amacıyla plan müellifinin gerekçeli uygun görüşünün alınmasının şart olduğu görülmektedir.

Dosyanın İncelenmesinden, .....  Konut alanındaki 1/5000 ölçekli nazım, 1/1000

ölçekli uygulama İmar planlarının S.S....... Konut Yapı Kooperatifleri Birliği ile davacı şirket

arasında düzenlenen sözleşmeye göre davacı şirketçe yapıldığı, plan müellifliğinin ise davacı ... tarafından üstlenildiği, bu planların belediye meclisince onaylandığı, daha sonra bu planlarda yapılan değişikliklerle yeşil alanların rekreasyon alanına çevrildiği, devamlılığı olan yolun iptal edildiği, plan müellifi olarak davacılara plan tadilatı ile İlgili herhangi bir başvuruda bulunmadığı ileri sürülerek görülen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İdari işlem ile dava açacak kişi arasında öngörülen sübjektif ehliyet koşulu olarak menfaat ihlalinin kişisel, meşru ve güncel bir menfaat olması ölçütleri çerçevesinde, uyuşmazlık konusu olayda, davacıların yapımcısı ve müellifi oldukları imar planlarında değişiklikler yapılması, ayrıca plan müellifi olarak da görüşünün alınmamış olduğunun öne sürülmesi karşısında planlarda değişiklik yapılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada dava açma ehliyeti bulunmaktadır.

Bu durumda, dava konusu imar planlarında değişiklik yapılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle davacıların dava açma ehliyetinin bulunmasına karşın aksi yönde verilen temyize konu mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, İstanbul 2. İdare Mahkemesince verilen 22.4.2003 günlü, E:2002/1555, K:2003/486 sayılı kararının bozulmasına, 16.090.000.-lira karar harcı ile fazladan yatırılan 11.970.000.-lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 14.1.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

 

T.C

DANIŞTAY

Altıncı Daire

Esas  No:1998/2676

Karar No:1999/2714

ÖZETİ : Parselasyon işlemi sırasında aynı düzenleme alanın bulunan davacıya ait

parsellerin birlikte değerlendirilmesinde ve parsellerin toplam yüzölçümleri üze­rinden düzenleme ortaklık payı alınarak imara uygun parseller oluşturulup eski yerlerinden tahsis yapılmasında mevzuata aykırılık bulunmadığı hk.-DD.102

Temyiz isteminde Bulunan :  ... Belediye Başkanlığı
Vekili                  : Av.  ...

Karşı Taraf       :   ...

İstemin Özeti : Bursa 2.İdare Mahkemesinin 31.12.1997 günlü, E:1996/339. K:1997/1115 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulma­sı istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi Leyla Kodakoğlu'nun Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Savcı Aynur Şahinok'un Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde Öne sürülen husus­lar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında be­lirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın da­yandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerekti­rir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Duruşma yapılmasına gerek görülmedi.

Dava         Beldesi, ... Mahallesinde, 2981 sayılı Yasanın 10/c madde­
si uyarınca yapılan parselasyon işleminin eski 4704 parsel sayılı taşınmaza
ilişkin kısmının ve bu parselasyona yapılan itirazın reddedilmesine ilişkin 2.4.
1996 günlü, 130 sayılı beleydiye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış,
idare mahkemesince; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine
düzenlenen raporun dosyada bulunan bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilme­
sinden, davacının 3 adet parselinin parselasyona tabi tutulduğu ve her bir par­
selden eşit oranda düzenleme ortaklık payı alınması gerekirken farklı oranlarda
alındığı, parsellerin konumları nedeniyle değerlerinin farklı olduğu, daha de­
ğerli yerde bulunan parselden daha fazla, değersiz yerdeki parselden ise çok da­
ha az oranda düzenleme ortaklık payı alınarak eşdeğerde tahsis yapılmadığı anla­
şıldığından, 4704 parsel sayılı 165 m2 yüzölçümlü değerli yerdeki taşınmaza yeni
357 ada, 1 parsel numarası verildiği ve 85 m2 yüzölçümlü olarak oluşturulduğu ve
bu değerli parselde oluşan mağduriyetin eşdeğerde olmayan 2968 ve 2985 parsel
sayılı taşınmazlar ile giderilmeye   çalışıldığı    anlaşıldığından,    parselasyonuneşitlik ilkesine de aykırı olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacının 4704, 2968 ve 2985 parsel sayılı üç adet taşınmazının parselasyon işlemi kapsamında bulunduğu, toplam yüzölçümü 1096 m2' olan taşınmazlardan, yöre için hesaplanan % 20 oranında toplam 226.90 m2'lik düzenleme ortaklık payı alındıktan sonra kalan 881.56 m2"lik taşınmazın eski yerlerinde oluşturulan parsellerin müstakil olarak tahsis edilmesi suretiyle karşılandığı, fazladan verilen 11 m2'lik kısım için ise davacı aleyhine ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır.

4704 parsel sayılı taşınmazın daha değerli bir konumda bulunduğu, bu yer­den düzenleme ortaklık payı alındıktan sonra 131.18 m2 pay kalmış ise de. eski taşınmazın büyük bir kısmının yol alanında kalmış olması nedeniyle yol alam dı­şında kalan kısmının daha küçük bir parsel haline getirildiği ve 85 m2'lik müs­takil bir imar parseli olarak davacıya tahsis edildiği, eksik verilen 46.18 m2' lik kısmının ise yol alanında kalmış olması nedeniyle eski yerinden verilmesi olanağı bulunmadığından ve başka bir yerden verilmesinin zorunlu olduğu, bu ne­denle, aym düzenleme alanında bulunan davacıya ait eski 2968 ve 2985 parsel sa­yılı taşınmazlarla birlikte değerlendirildiği ve bu taşınmazların bulunduğu yer­de oluşturulan ve müstakil olarak davacıya tahsis edilen 378 ada. 11 parsel; 378 ada. 12 parsel: 378 ada. 13 parsel ve 363 ada. 3 parsel sayılı taşınmazlara ila­ve edildiği anlaşılmıştır.

Bu durum karşısında, düzenleme ortaklık payının yöre için. hesaplanan % 20 oranında ve her parselden eşit oranda alındığı, eski parsellerin bulunduğu yerde oluşturulan yeni imar parsellerinin müstakil olarak davacıya tahsis edil­diği, fazladan verilen 11 m2'lik kısım için ise ipotek tesis edildiği açık ol­duğundan ve parselasyon işleminde mevzuata aykırılık bulunmadığından, dava konu­su işlemlerin iptali yolundaki idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle Bursa 2.İdare Mahkemesinin 31.12.1997 günlü, E:1996/ 339. K:1997/1115 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gön­derilmesine 18.5.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

DANIŞTAY

Altıncı Daire

Esas No : 2002/2922

Karar No : 2003/5324

Özeti : Davacılara ait taşınmazlar; yapı yapılamayacak olan kıyı ve sahil şeridinin ilk 50 metrelik bölümünde kaldığından ve parselasyon paftasında da buradaki taşınmazlar park olarak gösterildiğinden, eski yerinin daha değerli olmasının mümkün olmadığı ve bulunduğu yer dışında imar parseli verilmesinin mevzuata uygun olduğu hakkında.-DKD.4

Temyiz İsteminde Bulunan : ... Belediye Başkanlığı
Vekili                     : Av ...

Karşı Taraf        : ... Mirasçıları: ...,...,...,...,...,...,...,...,...,...,...,...

Vekilleri                : Av. ..., Av....

İstemin Özeti : Edirne İdare Mahkemesinin 20.9.2001 günlü, E:2001/608, K:2001/687 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Selçuk Topalın Düşüncesi : Davacılara ait 125 ada, 57 ve 114 parsel sayılı taşınmazların 3621 sayılı Kıyı Kanununa göre yapı yapılamayacak olan kıyı ve sahil şeridinin ilk 50 metrelik bölümü içinde kaldığı ve dava dosyasında bulunan parselasyon işlemine ait paftada da davacının kadastral parsellerinin bulunduğu yerde oluşturulan taşınmazların park alanı olarak gösterildiği ve bu yerde imar parseli oluşturularak tahsis yapılamayacağı; ayrıca, kadastral parsellerin bitişiğinde ve yakınında oluşturulan imar parsellerinin de o yerlerdeki kadastral parsel maliklerine verildiği dikkate alındığında, davacıya parselasyon işlemine tabi tutulan taşınmazlarına karşılık olarak fiziki ve teknik zorunlulukların göz önünde bulundurulması suretiyle kadastral parsellerin dışındaki yerdeki imar parsellerinden tahsis yapılmasında mevzuata aykırılık bulunmadığından, aksi yönde verilen temyize konu idare mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Sedat Larlar'in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen

nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan   nedenlerle,   temyiz   isteminin   reddiyle   İdare   Mahkemesi   kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, ..., ... İlçesi, ... Mahallesi, 125 ada, 57 ve 114 parsel sayılı taşınmazların bulunduğu bölgede 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca yapılan parselasyon işleminin ve bu işleme yönelik itirazın reddine ilişkin 23.6.2000 günlü, 23/165 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporla dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu taşınmazların güney cepheleri kıyı kenar çizgisinden itibaren yaklaşık 5 metre içerde iken, taşınmazların denize olan yakınlığı gözardı edilerek denize yakın olarak oluşturulan imar adalarından davacılara yer verilmeyerek daha kuzeyde ve denizden uzaktaki imar parsellerinden yer verildiği, davacıların kadastral parsellerinin kuzeyinde yer alan kadastral parsel sahiplerine eski yerlerinde ve denize daha yakın yerde oluşturulan İmar parsellerinden tahsis yapıldığı anlaşıldığından, dava konusu işlemlerde mevzuata ve hakkaniyete uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş; karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinde: "İmar hududu İçinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden İmar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil İşlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır. Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık paylan, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde otuzbeşini geçemez. Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, cami ve karakol gibi umumi hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarda kullanılamaz...." hükmü yer almaktadır.

Dosyanın İncelenmesinden, davacılara ait 125 ada, 57 ve 114 parsel sayılı taşınmazların 3621 sayılı Kıyı Kanununa göre yapı yapılamayacak olan kıyı ve sahil şeridinin ilk 50 metrelik bölümü içinde kaldığı ve dava dosyasında bulunan parselasyon işlemine ait paftada da davacının kadastral parsellerinin bulunduğu yerde oluşturulan taşınmazların park alanı oiarak gösterildiği ve bu yerde imar parseli oluşturularak tahsis yapılamayacağı; ayrıca, kadastra! parsellerin bitişiğinde ve yakınında oluşturulan imar parsellerinin de o yerlerdeki kadastral parsel maliklerine verildiği anlaşılmaktadır.

Davacıların kadastral parsellerinin yeri ve bu yerde İmar parseli oluşturularak tahsis yapılamayacağı dikkate alındığında, dava konusu parselasyon İşlemiyle fiziki ve teknik zorunluluklar da göz önünde bulundurularak kadastral parsellerin dışında oluşturulan imar parsellerinden tahsis yapılmasında mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.

Bu durumda, dava konusu parselasyon işleminin iptali yolunda verilen idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle Edirne İdare Mahkemesinin 20.9.2001 günlü, E:2001/608, K:2001/687 sayılı kararının bozulmasına, 10.120.000.- lira karar harcı ile fazladan yatırılan 7.530.000.- lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 3.11.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

 

 

 


imar hukukcusu








Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.

Yayınlanma:: 2007-06-05 (2571 okuma)

[ Geri Dön ]