3194 sayılı 
İMAR KANUNU’NUN  18. MADDESİNE GÖRE
YAPILAN ARAZİ 
VE ARSA DÜZENLEMELERİNDE YAŞANAN SORUNLAR
Cafer ERGEN
 
GİRİŞ
Bugün 
itibariyle arazi ve arsa düzenlemeleri uygulamalarında tam bir birlik 
sağlanamamıştır. Bunun da gerçek nedeni belediyelerin imar uygulamalarında 
kendilerine fazla parsel çıkarma amacını taşımalarıdır. Oysa imar 
uygulamalarının gerçek amacı ise imara uygun konut alanı elde etmektir. İmar 
uygulamalarında bir taraftan imara uygun konut alanları oluşturulurken, diğer 
taraftan da  düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim 
Bakanlığına bağlı  ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, 
çocuk bahçesi, yeşil saha,pazar yeri, ibadet yeri ve karakol gibi umumi 
hizmetlere ait alanlar için gerekli olan araziler elde edilmektedir. Biz de bu 
çalışmada imar uygulamasıyla ilgili olarak genel bir bilgi sunduktan sonra imar 
uygulamalarının hukuka aykırılık nedenlerini belirteceğiz.
GENEL 
AÇIKLAMA
Arazi ve 
arsa düzenlemesi hamur kuralı, parselasyon, şuyulandırma ve imar uygulaması gibi 
terimlerle ifade 
edilmektedir. 3194 sayılı İmar Kanunu’na göre arazi ve arsa düzenlemesi, 
belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyece, bu sınırlar dışında ise 
valiliklerce, imar hududu (planı) içinde bulunan binalı ve binasız arsa ve 
arazilerin malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın 
birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait 
bulunan yerlerle birleştirilmesi, bunları yeniden imar planına uygun ada ve 
parsellere ayrılması, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak 
sahiplerine dağıtılması ve re’sen tescil işlemlerinin yapılmasıdır.
 
Arazi ve 
arsa düzenlemesine ilişkin ana kurallar, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. ve 19. 
maddelerinde yer almaktadır.  Bu maddedeki hükümlerin dışında daha ayrıntılı 
düzenleme, 2.11.1985 tarih ve 18916 Mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 
yürürlüğe giren 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi 
ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik’te yer almaktadır.
 
Mevzuatımızda imar hukuku ile ilgili yasa ve yönetmelik bazında birden çok 
düzenleme olduğu gibi, imar uygulaması da değişik yasa ve yönetmeliklere göre 
yapılmakta, böylelikle ilk bakışta bir karışıklık var gibi görünmekte ve 
algılanmaktadır. 
 
İmar 
uygulamalarının yasal dayanakları şu şekildedir:
 
1 – 3194 
sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca yapılan imar uygulaması,
2 – 2981 
sayıl Yasanın 10/c maddesi uyarınca yapılan imar ıslah uygulaması,
3 – 2981 
sayılı Yasaya 3290 sayılı Yasa ile getirilen ve 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. 
maddesine eklenen Ek Madde 1 uygulaması ve
4 – 2981 
sayılı Yasanın 10/b maddesi uygulaması.
 
Bu 
çalışmada, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesine göre imar uygulaması 
yapılması sırasında, uyulması zorunlu olan ve  uyulmaması halinde imar 
uygulamasını hukuken sakat olması sonucunu doğurabilecek hususları 
inceleyeceğiz.
 
 
 
3194 sayılı 
İmar Kanunu’na göre arazi ve arsa düzenlemesi yapılabilmesi için öncelikle imar 
planının olması gerekir. Bu plan, uygulamaya ilişkin olan 1/1000 veya 1/500 
ölçekli uygulama imar planıdır. Yoksa, birebir arazi kullanımını göstermeyen ve 
daha büyük ölçekte makro düzeyde arazi kullanımını düzenleyen 1/5000 ölçekli 
Nazım İmar Planına göre imar uygulamasının yapılması olanaklı değildir. Yine, 
mevzi imar planına göre de imar uygulaması yapılmasına olanak yoktur.
 
İmar 
uygulaması yapılacak düzenleme sahasının, Yönetmeliğin 5. ve 6. maddelerine 
uygun olarak tespit edilmesi gerekir. İmar planının bütünün kapsayan alanda bir 
defada imar uygulaması yapılmasına gerek olmadığı gibi ada bazından küçük bir 
alanda imar uygulaması yapılması da yukarıda anılan 5. maddesinde belirtilen 
koşulların varlığı halinde mümkündür.
 
İmar 
uygulaması sırasında, düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli 
Eğitim Bakanlığına bağlı  ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, 
otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha,pazar yeri, ibadet yeri ve karakol gibi umumi 
hizmetlere ait alanlar için gerekli olan arazi, düzenleme nedeniyle artan değer 
karşılığında bedelsiz olarak, “düzenleme ortaklık payı” adı altında, imar 
uygulamasına giren parsellerden, düzenlemeden önceki yüzölçümleriyle orantılı 
(eşit oranda) biçimde alınmaktadır. 
 
Düzenleme 
ortaklık payının, düzenlemeye dahil edilip düzenleme ortaklık payı alınması 
gereken her parselden eşit oranda alınması gerekir. 
Düzenleme ortaklık payı olarak doğrudan % 40 oranının uygulanamayacağı gibi 
düzenleme ortaklık payı oranında kesilen payların başka maksatlarda (arsa 
oluşturulması) kullanılması da mümkün değildir. Düzenleme ortaklık payı 
kesintisi yapılabilmesi için imar planının yapılması yeterli olmayıp  
yürürlükteki imar planına göre imar uygulamasının yapılması gerekir. 
 
Yönetmeliğin 
12. maddesine göre, düzenleme sahasında bulunan hastane, kreş, belediye hizmet 
veya diğer resmi tesis alanı gibi umumi tesislere ayrılan alanların parselleri 
için düzenlemeye giren parsellerin oranında pay verilmek suretiyle 
hisselendirilme yapılmaktadır. Kamu tesis arsalarının düzenleme ortaklık payı 
oranı ile karşılanması mümkün değildir. Hisselendirme, düzenleme ortaklık payı 
kesintisinden ayrı olarak, her parselden eşit oranda ve ileride ilgili resmi 
kurumca  kamulaştırılmak üzere yapılmaktadır.
 
Yönetmeliğin 
10. maddesinde, düzenlemeyle oluşacak imar parsellerinin mümkün mertebe aynı 
yerdeki veya yakınındaki eski parsellere tahsisinin sağlanacağı ana kural olarak 
belirlenmiştir. Ancak bu kural her zaman uygulanacak bir kural değildir. Bunun 
için koşulların uygun olması gerekir. Eğer koşullar uygun değilse bu kural 
uygulanamaz ve başka yerden parsel verme durumu söz konusu olabilir.  Aynı 
maddenin (b) bendinde ise plan ve mevzuata göre korunması mümkün olan yapıların 
tam ve hissesiz bir imar parseline  intibak ettirilmesinin sağlanacağı kuralına 
yer verilmiştir.
 
İmar 
uygulamasının dağıtım aşamasında, aşağıda belirtilen hususlardan birinin varlığı 
halinde, hak sahiplerine aynı yerden parsel tahsisi olanağı kalkar.
 
1 – 
Taşınmazın imar planında düzenleme ortaklık payı ile oluşturulması gereken 
düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı  
ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil 
saha, pazar yeri, ibadet yeri (cami) ve karakol gibi umumi hizmet alanlarına 
isabet etmesi (hukuki zorunluluk),
 
2 - 
Taşınmazın imar planında AAD Yönetmeliğinin 12. maddesinde belirtilen sahalarda 
kalması (hukuki zorunluluk), 
 
3 -  
Taşınmazın bağımsız imar parseli olabilecek büyüklükte olmaması (fiili 
zorunluluk),
 
4 – Taşınmaz 
imar planında konut alanında kalmakla birlikte, aynı parsele tahsis edilebilecek 
birden çok kadastral parselin ya da hak sahibinin bulunması (teknik zorunluluk),
 
5 – 
Taşınmazın imar planında konut alanında kalması ve yukarıda sayılan hususların 
bulunmaması durumunda, taşınmazın bulunduğu alanın askeri güvenlik bölgesi, 
korunması gerekli taşınmaz ve kültür varlığı koruma alanı vb. nedenlerle imar 
parseli oluşturulamayacak sahaya isabet etmesi (fiili zorunluluk).
 
3194 sayılı 
Yasanın 18. maddesine göre imar uygulaması yapılırken hisselerin çözülmesi 
mümkün değildir. 2981/3290 sayıl Yasanın 10/b maddesine göre yapılan imar ıslah 
uygulaması sırasında ise hisselerin çözülmesi mümkündür. 3194 sayılı Yasa 
uyarınca yapılacak imar uygulaması sırasında  hisse çözümü ayrı bir madde ile 
düzenlenmiştir. 
 
Yasa koyucu 
tarafından, 3290 sayılı Yasa ile 3194 sayılı Yasanın 18. maddesine bir madde 
eklenerek, belirli şartlar altında, 3194/18. madde uygulamalarında da hisse 
çözümüne gidilebileceğini belirlemiştir. 3290 sayılı Yasanın Ek Madde 1 ile 3194 
sayılı Yasanın  18. maddesi uyarınca yapılacak düzenlemelerde belediye ve 
valiliklere re’sen hisseyi çözme yetkisi verilmiştir. Buna göre; hissedarlar 
arasında zeminde bir paylaşım olmalı ve imar planı aynen uygulanmalıdır. Bu 
şartların sağlanması halinde hissedarlar arasında bir nevi taksim yapmak 
suretiyle ferdileştirme mümkündür.
 
2981 sayılı 
Yasanın 3290 sayılı Yasa ile değişik Ek Madde 1’in 3194 sayılı Yasanın 18. 
maddesi uyarınca yapılacak parselasyon işlemlerini tamamlayıcı nitelikte 
uygulama yapılmasına olanak sağladığı, bu maddenin amacının 3194 sayılı Yasa 
uyarınca yapılan parselasyon işlemlerinin uygulanmasında problemlere neden olan 
özel parselasyona dayalı olarak veya hisse karşılığı satın alınan yerlere bir 
çözüm getirmek olduğu, 2981 sayılı Yasanın Ek Madde 1’in 3194 sayılı Yasanın 18. 
maddesinden farklı olarak özel parselasyona dayalı olarak satın alınan yerlerin 
müstakil tahsis edilme olanağını sağladığı, anılan maddenin  uygulanabilmesi 
için düzenlemenin ıslah imar planına  dayanmasının gerekmediği anlaşılmaktadır.
İMAR 
UYGULAMALARINDA HUKUKA AYKIRILIK NEDENLERİ
3194 sayılı 
İmar Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca yapılan imar uygulamaları üzerine  mülk 
sahibi olan hazine, resmi kurum veya özel şahıslar tarafından ileri 
sürebilecekleri hukuka aykırılık nedenleri genel olarak aşağıdaki hususların bir 
ya da birkaçı olabilir.
 
1.      İmar planı 
bulunmayan yerlerde imar uygulaması yapılması ya da uygulama alanının kimsen de 
olsa plansız sahayı kapsaması,
2.      Düzenleme 
sınırının imar planına  ve AAD Yönetmeliği hükümlerine aykırı tespit edilmesi , 
(Bu bağlamda düzenleme sınırı dışında kalan malikin de bu yönüyle iptal davası 
açmasında menfaati dolayısıyla dava açma ehliyeti vardır.),
3.      Düzenleme 
sınırı ile bölünen parselin bir kısmının uygulama alanı dışında bırakılmasının 
AAD Yönetmeliğine aykırı olması (5 ve 6. maddelere aykırılık),
4.      DOP 
(düzenleme ortaklık payı) oranının hatalı hesaplanması,
5.      Kapanan 
kadastral yolların DOP oranına dahil edilmesi gerekirken belediye adına parsel 
oluşturulması,
6.      DOP oranının 
her parselde eşit oranda uygulanmaması, kimi parsellerden hiç DOP alınmaması,
7.      Hiçbir 
teknik, hukuki ve fiili zorunluluk yok iken, aynı yerden parsel verilmemesi,
8.      Mevcut 
ruhsatlı yapının muhafazası ve tek başına bağımsız parsel olarak tahsisi mümkün 
iken bu hususta imar mevzuatına uyulmaması,
9.      Uygulama 
sonrası verilen parselin eşdeğer olmaması, örneğin kadastral parselin bulunduğu 
yerin imar planına göre 30 m. yola cepheli ve 8 kat yapı nizamında kaldığı halde 
verilen parselin ise imar planında 12 m. yola cepheli ve 5 kat yapı nizamında 
bulunması
10.  DOP sonrası 
imara tahsisi edilecek alanın bağımsız parsele yeterli olduğu halde bu alanın 
bağımsız parsel olarak verilmemesi, parça parça dağıtılması,
11.  DOP sonrası 
geriye kalan alana karşılık olarak boş bir parsel verilmesi mümkün iken üzerinde 
tamamlanmış ve üçüncü şahsa ait yapı bulunan parsele verilerek fiilen yapı 
yapılmasının ortadan kaldırılması,
12.  Taşınmazdan 
önce DOP kesilerek, geriye kalan sahadan AAD Yönetmeliğinin 12. maddesine göre  
kamu hizmet alanına kamulaştırılmak üzere pay verilip daha sonra geriye kalan 
sahanın ise imara tahsis edilmesi, oysa önce AAD Yönetmeliğinin 12. maddesi 
uyarınca kamuya pay ayrılması gerekirken, bundan önce DOP kesildiğinden, böylece 
DOP’ un kamulaştırmadan sonra geriye kalan kısma uygulanacağına ilişkin 3193 
sayılı İmar Kanununun 18. maddesindeki kuralın ihlal edilmesi, bu haliyle 
taşınmazdan daha fazla DOP kesilmesi,
13.  Parselden (daha 
önce) yola terk edildiği halde DOP hesabının parsele uygulanmasında bu hususun 
dikkate alınmaması,
14.  Daha önce 
yapılan uygulama sırasında DOP kesilmiş ve sonra yapılan uygulama imar planı 
tadilatıyla yeni bir umumi hizmet ya da kamu hizmet alanı ilave edilmediği halde 
yeniden DOP alınması,
15.  Uygulama 
alanında taşınmazları olan belediye başkan ve encümen üyelerinin, parselasyon 
planının uygulanmasına ilişkin belediye encümen kararına katılması,
16.  3194 sayılı 
Yasanın 18. maddesine göre yapılan ve Ek Madde 1 şartları bulunmayan düzenleme 
alanında hisselerin çözülmesi,
17.  Belediye 
encümeni kararında imar uygulamasının hangi mevzuata göre yapıldığının belli 
olmaması (ya da imar uygulamasın dayanağı olarak bütün maddelerin yazılması),
18.  Askı süresi 
içinde yapılan itirazın dikkate alınmaması (itiraza cevap verilmemesinin hukuka 
aykırı olması) ya da askı süresi içinde yapılan itirazın belediye encümeni 
yerine belediye başkanlığınca cevaplandırılması,
19.  Uygulama 
alanında DOP % 40’ı aştığı halde önce belediye taşınmazlarının DOP’a dahil 
edilmesi gerekirken doğrudan kamulaştırma yapılması,
20.  Uygulama 
sırasında DOP’un % 40’ı aşması nedeniyle kamulaştırma yapılırken, DOP’un, 
taşınmazın kamulaştırmadan sonraki alanına uygulanması gerekirken, taşınmazın 
kamulaştırmadan önceki alanına uygulanması,   
21.  Daha önce 2981 
sayılı Yasanın 10/c maddesi uyarınca imar uygulaması yapılmış ve hiçbir 
değişiklik yok iken sadece bazı kişilere verilen parsellerin geometrik şeklinin 
değiştirilmesi ya da ipotek tesisi amacıyla yeniden imar uygulaması yapılması,
22.  Uygulama 
sonrasında DOP’tan sonra kalan kısmın tamamının ya da bir kısmının, DOP ile 
oluşturulması gereken Milli Eğitim Bakanlığına bağlı  ilk ve ortaöğretim 
kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha,pazar yeri, 
ibadet yeri (cami) ve karakol gibi umumi hizmetlere ait alanlara tahsis 
edilmesi,
23.  Uygulama 
sonrasında DOP’tan sonra kalan kısmın tamamının AAD Yönetmeliğinin 12. maddesi 
uyarınca kamu hizmet alanına verilmesi,
24.  Taşınmazın, 
imar planındaki tahsisi yerini, şehircilik ilkesine, planlama esaslarına ve kamu 
yararına  aykırı bulan malik tarafından, uygulama işleminin dayanağı genel 
düzenleyici işlem olan imar planının da hukuka aykırı olması böylece imar 
planının ve buna dayalı olarak yapılan imar uygulamasının hatalı ve hukuka 
aykırı olması,
25.  İmar 
uygulamasının dayanağı olan imar planının iptal edilmesi,
26.  Uygulama 
alanında % 40’lık kadar umumi hizmet alanı yok iken doğrudan % 40 oranında DOP 
uygulanarak belediye adına parsel oluşturulması, % 40 oranının mutlak bir oran 
olmaması,
27.  Uygulama 
sahasından geçen otoyolun DOP ile karşılanması,
28.  Uygulama 
sahasında imar planına göre konut alanının bulunmaması, belediyece, umumi 
hizmetlere ayrılan alanları DOP ile karşılanması amacıyla uygulama yapılması,
29.  Uygulama 
sahasının imar planına göre tamamının ağaçlandırılacak alan ile tarımsal 
niteliği korunacak alanda kaldığından belediyece bu alanda parça parça bulunup 
kapanan kadastral yolların bir araya getirilmesi amacıyla imar uygulaması 
yapılması,
30.  Uygulama 
sahasında tamamen plana aykırı yapı bulunduğu ve burada 2981/3290 sayılı Yasa 
uyarınca ruhsata bağlanan mevcut yapılar dikkate alındığında, bu alanda imar 
planı uygulamasının imkansız hale geldiğinden ıslah imar uygulamasının yapılması 
gerektiği halde 3194 sayılı Yasanın 18. maddesine göre imar uygulaması 
yapılması,
31.  Taşınmazın 
sehven tapudaki kayıtlı alanından daha küçük alanlı olarak imar uygulamasına 
alınması ve böylece uygulama sonrasında daha küçük yer verilmesi,
32.  Uygulama 
sonrasında dağıtım yapılırken maddi hata yapılması,
33.  Tamamen imar 
planına uygun olarak yapılanma sağlanmış olan bölgede sadece yolların (veya 
yeşil alanın ya da resmi kurum alanının vb.) DOP ile elde edilmesi amacıyla 
uygulama yapılması,
34.  İmar uygulama 
sahasının özelleştirme kapsamına alınan kuruma ait olması nedeniyle artık 
belediyelerin buralarda uygulama yetkisinin bulunmamasına rağmen bu alanlarda 
belediyelerce imar uygulaması yapılması,
35.  İmar uygulaması 
öncesi taşınmazın yol alanında kaldığı gerekçesiyle bu taşınmaza karşılık imar 
parseli tahsis edilmemesi,
36.  Hisse çözümünde 
adil ve hakkaniyetli davranılmaması, bazı hissedarlara daha değerli yer 
verilmesi.
SONUÇ
3194 sayılı 
İmar Kanununun 18. maddesinde düzenlenen imar uygulaması, yasanın amacına uygun 
olarak kullanılması halinde, hem idareler hem de taşınmaz sahipleri açısından 
yararlı olmakla birlikte özellikle taşınmazları imar planıyla kamu ve umumi 
hizmet alanlarına tahsis edilenler açısından çok faydalıdır. İmar uygulaması 
sonucunda bir taraftan imar planında umumi hizmetlere ayrılan yerler kamuya 
kazandırılmakta, diğer taraftan, kural olarak uygulama sahasında bulunan ve 
mevcut haliyle düzensiz şekilde olmaları nedeniyle bu durumu itibariyle inşat 
yapmaya elverişli olmayan arsaların konut yapabilecek parsel (temiz parsel) 
haline geldiğinden değerlerinde artış olmakta ve böylece planlı şehirleşmeye 
geçilmektedir. Çağdaş ve düzenli şehirleşmeye geçilebilmesi için idarelerce, 
gelişme alanları iyi seçilerek, vatandaşların çarpık yapılaşmaya başlamalarından 
önce parselasyon işlemlerinin tamamlanması ve bunun sonucunda da sosyal  ve 
teknik alt yapı tesislerinin  inşa edilmesi gerekir.
	
 
	
		
	
		
	
		
	
		
	
		
	
		
	
		
	
		
		
		
		Düzenleme ortaklık payı kesintisi ile 
		ilgili daha fazla ayrıntılı bilgi için bakınız, a. g. e., sayfa 179-181.
 
	
		
		
		
		3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. Maddesi 
		Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında 
		Yönetmelik (AAD Yönetmeliği).