Sayın Başkan
Değerli Milletvekilleri
Bakanlığımızın 2008 Yılı Bütçesini Yüce Meclisimizin Plan ve
Bütçe Komisyonuna arz etmeye başlarken hepinizi şahsım, Bakanlığım ve yargı
teşkilatı mensupları adına saygıyla selamlıyorum.
Bakanlığımızca halihazırda yürütülen ve yürütülmesi planlanan
çalışmalar hakkında sizleri bilgilendirmek amacıyla huzurlarınızda
bulunuyoruz.
Değerli Milletvekili Arkadaşlarım,
Bir ülkenin gelişmişliği sadece ekonomisinin güçlü olması ile
değil, aynı zamanda iyi bir adalet sistemine sahip olması ile mümkündür.
Hukuk devletinin başlıca amacı ve ideali adalete uygun bir
hukuk sisteminin meydana getirilerek uygulanmasıdır. Tecrübeler şunu
göstermiştir ki adalete uygun bir hukuk sisteminin kurularak uygulandığı
toplumlarda barış ve huzur sağlanabilmekte, bunda başarı sağlayamayan
toplumlarda ise hukukî ve sosyal anlaşmazlıklar çıkmaktadır.
Tarih boyunca Devlet geleneğimizde Devletin vatandaşlarına
adaletle muamele etmesi yönetimin ilk ve temel koşulu olarak görülmüştür.
Adalet kavramı, “Adalet Mülkün Temelidir” veciz sözü ile
Milletimizin kalbinde kök salmış ve mahkeme salonlarında yer alarak sembol
haline gelmiştir.
Adalet aynı zamanda bir ülkenin bağımsızlığının olmazsa olmaz
koşuludur. Büyük Atatürk’ün “İstiklâl, İstikbâl, Hürriyet Her ?ey
Adaletle kaimdir” sözü de bu gerçeği ifade etmektedir.
Demokrasi içinde yaşamak ve gelişmek isteyen toplumumuzun
güçlü bir adalet sistemine sahip olması zorunludur. Her düzeyde
haksızlıklara karşı haklıları koruyacak bir yargı organının varlığı toplum
düzeninin devamı ve gelişmesi için şarttır.
Anayasamızda ifadesini bulan demokratik, laik ve sosyal hukuk
devletinin tam olarak tesisi amacıyla; yargı bağımsızlığının
güçlendirilmesi, adalet hizmetlerinin çağdaş bir çalışma ortamında yerine
getirilmesi, kaliteli bir yargı hizmetinin sunulabilmesi için gerekli her
türlü önlemi almak devletin temel hedefleri arasındadır.
Bu bağlamda adalet hizmetlerinin yürütülmesinde sorumluluğu
olan Bakanlığımızın, üstlenmiş olduğu ağır yükün bilincinde olduğunu ifade
etmek isterim.
Sayın Başkan
Değerli Milletvekilleri,
Yargının sorunlarının giderilmesi ve kendisinden beklenen
görevleri yerine getirebilmesi için 58 ve 59 uncu Cumhuriyet Hükümetleri
döneminde Bakanlığımızca yoğun çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalar
sonucunda özellikle mevzuatımız çağdaş anlayışa uygun olarak yenilenmeye
başlamış, hükümet konaklarının alt katlarına sıkışan adliyelerimiz
isimlerine yakışır şekilde adliye saraylarına dönüştürülmeye başlanmıştır.
Bakanlığımız Ulusal Yargı Ağı Projesi sayesinde dünyada haklı bir üne sahip
olmuş, bu proje ile bilişim teknolojilerinin kullanımında birincilik
ödülleri almıştır. Öte yandan ceza infaz kurumlarımız isyanlarla değil,
uluslararası standartlara uygunluğuyla anılır hale gelmiştir.
Bu münasebetle büyük bir özveri ile yürüten çalışmaların her
zaman takdirle anılacağını belirtmek isterim.
Sayın Başkan
Değerli Milletvekilleri,
Yapılan çalışmalarla gelinen önemli aşamalara rağmen tüm
sorunların çözüldüğünden söz edilmesi mümkün değildir. Diğer yandan
projelerin bir çoğunun devamlılık ve süreklilik arz ettiği ortadadır. Bu
nedenle Hükümetimiz döneminde daha önce gerçekleştirilen çalışmalara devam
edilecektir.
Burada yargının sorunlarının çözülmesi için gerekli desteğin
önemini özellikle vurgulamak isterim. Bu gün tıpkı diğer Cumhuriyet
Hükümetleri dönemlerinde olduğu gibi bu konuda gerek iktidar gerek muhalefet
gerekse yargının tüm kesimleri ile sivil toplum örgütlerinde yeterli destek
ve sarsılmaz bir inanç olduğunu memnuniyetle müşahede etmekteyim.
Sayın Başkan
Değerli Milletvekilleri,
Yapacağımız çalışmalara yön verecek temel politika
metinlerinden olan 60’ıncı Cumhuriyet Hükümeti Programında adalet
hizmetlerine ilişkin olarak aşağıdaki hususlar öncelikli olarak yer
almıştır:
·
Demokrasi ve hukuk devletinin güçlendirilmesine
öncelik verilmesi,
·
Ülkemizin sivil bir uzlaşma anayasasını hak
ettiği gerçeği,
·
Temel hak ve özgürlükler konusunda özellikle
Kopenhag Siyasi Kriterlerine tam uyum sağlanması,
·
Temel hak ve özgürlüklerin fiilen
uygulanmasının ve siyasal kültürümüzün yerleşik bir unsuru olarak
güçlenmesinin sağlanması,
·
“Sıfır Tolerans” anlayışı ile işkence, kayıp,
gözaltında ölüm, faili meçhul cinayet gibi insan hakları ihlallerinin
üzerine gidilmesi,
·
Yargının görevini yaparken, bağımsız olduğu
kadar tarafsız da olması,
·
Adalet ve yargı reformu ile ilgili çalışmaların
kararlılıkla sürdürülmesi,
·
“Koruyucu Hukuk” uygulamalarının daha da
geliştirilmesi,
·
Hukuki uyuşmazlıklarda alternatif çözüm
yollarını öngören düzenlemeler yapılması,
·
AB standartlarına ulaşmak için gerekli mevzuat
çalışmalarıyla adli ve idari kapasitenin güçlendirilmesi yolunda çalışmalara
devam edilmesi,
·
Mahkemelere elektronik arşiv sistemleri
kurulması için gerekli çalışmaların yapılması,
·
Mevcut bilgi bankası (UYAP) geliştirilerek
mevzuat, içtihat, doktrin gibi doküman türlerinin birbirleriyle
ilişkilendirilmesi suretiyle daha verimli bir sistem oluşturulması,
·
Yargı organları arasında kurulan bilişim ağının
geliştirilmesi,
·
Hukukî süreçlerin hızlandırılması ve hukukî
öngörülebilirliğin artırılması yönünde başta Türk Ticaret Kanunu olmak üzere
mevzuat çalışmalarının tamamlanması.
Böylece Hükümet Programında yer alan bu hedeflerin
gerçekleştirilmesi suretiyle Milletimizin daha çok refaha, daha çok
adalete, daha güçlü bir Türkiye’ye kavuşturulacağı belirtilmiştir.
Bakanlığımızın önümüzdeki dönemde yürüteceği çalışmalar,
Hükümet Programının yukarıda belirtilen hedefleri, Kalkınma Plânı, Yıllık
Programlar, Türkiye Ulusal Programı ve AB Müktesebatına Uyum Programında yer
alan temel ilkeler ile değerler çerçevesinde yürütülecektir.
Kuşkusuz bu çalışmalar siyasî beklentiler bir kenara
bırakılarak, gerçekçi temelde, bilimsel yöntemlere dayalı ve stratejik bir
bakış açısıyla gerçekleştirilecektir.
Sayın Başkan
Değerli Milletvekilleri,
Adalet reformu düşüncesi, adalet sisteminde iyi teşhis
edilmiş sorunlar listesinin varlığına dayalı olmalıdır. Bu anlamda olmak
üzere yukarıda belirtilen temel metinler ekseninde yargının sorunlarını
aşağıdaki başlıklar altında ele alacağız:
·
Mahkemelerin iş yükünün fazlalığı ve yargılama
sürelerinin makul süreyi aşması
·
Yargıya güvenilirliğin istenilen düzeyde
bulunmaması
·
Hâkim, Cumhuriyet savcısı ile diğer personel
sayısının eksikliği
·
Personelin malî ve sosyal haklarının yetersiz
olması
·
Bazı alanlarda mevzuat karmaşası varken, kimi
alanlarda mevzuat yetersizliği ve eskiliğinin devam etmesi
·
Avrupa Birliği raporları ve 9 uncu Kalkınma
Plânında da yer aldığı gibi Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun geniş
tabanlı temsil esasına dayanmaması
·
Fiziki kapasite ve teknik alt yapı
hizmetlerinin istenilen düzeyde olmaması
·
Hukuk devleti ilkesinin yeterince
özümsenememesi
Kuşkusuz yargıya ilişkin sorunlar sadece bu başlıklarla
sınırlı değildir. Daha öncede belirttiğim gibi; memnuniyetle ifade etmek
isterim ki yargıya ilişkin sorun olarak kabul edilen bazı önemli alanlar 58
ve 59 uncu Cumhuriyet Hükümetlerimiz döneminde sorun olmaktan ya çıkartılmış
ya da önemli ölçüde giderilmiştir. Bu vesile ile başta Başbakan Sayın Recep
Tayyip ERDO?AN olmak üzere emeği geçen herkese teşekkürü bir borç
bilirim.
Yargıya ilişkin belirtilen bu sorunların giderilmesinde
Bakanlığımızın sorumluluğunun büyük olduğunun bilinci içindeyiz. 58 ve 59
uncu Cumhuriyet Hükümetleri döneminde başlatılan reform sürecinin aynı
hızla devam ettirileceğinden kimsenin kuşkusu olmamalıdır.
Değerli Milletvekili Arkadaşlarım,
?imdi sizlere sorunların çözümü yolunda
yaptıklarımız, yapmayı plânladıklarımız ile mevzuat kapsamında yürütmekte
olduğumuz çalışmalar hakkında bilgi vermek istiyorum.
Sayın Başkan
Değerli Milletvekilleri,
İçinde bulunduğumuz yüzyılın toplumu, kentleşmenin hızla
sürdüğü, iletişimin ve bilişimin daha da geliştiği, yaşam ortalamasının
yükseldiği, ekonomik ilişkilerin arttığı ve yoğunlaştığı; kimi zaman
hızlandığı, zaman zaman da krizler yaşandığı, tüketim eğilimlerinin arttığı
bir toplum haline gelmiştir.
Bütün bu gelişim ve değişim, insanlar arasındaki ilişkileri
ve buna bağlı olarak anlaşmazlık ve uyuşmazlıkları da arttırmıştır.
Bununla birlikte Avrupa Birliği’ ne giden yolda başta temel
kanunlar olmak üzere tüm mevzuatın Avrupa Birliği Müktesebatı ile uyumlu
hale getirilmesinin Ülkemiz açısından kaçınılmaz olduğu ortadadır.
Bu nedenlerle mevzuatımızın tüm yönleriyle gözden geçirilerek
gerektiğinde yeni müesseseler ihdası ya da bazı müesseselerin revizyonu
büyük önem taşımaktadır. Bu faaliyetin yoğun ve hızlı biçimde yapılmaması
hukuk mevzuatındaki yetersizliği başa çıkılamayacak hale getirecektir.
Mevzuat alanında yapılacak bu çalışmaların “günümüzün
koşulları” ya da daha açık anlatımı ile “kanunların günümüzün
koşullarına uygun hale getirilmesi gereği” ile değil stratejik bakış
açısıyla yeni yüzyılın ihtiyaçlarını karşılayacak anlayış çerçevesinde ele
alınması gereği kendini göstermektedir.
60’ıncı Cumhuriyet Hükümeti programında konuya bu bakış
açısıyla yaklaşılmış, hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkelerine
bağlılığın gereği olarak yargının daha verimli ve etkili çalışabilmesini
sağlamak öncelikli görevler arasında sayılmıştır. Bakanlığımızın bu anlayış
çerçevesinde mevzuat alanında yaptığı çalışmalara devam edeceğini ifade
etmek isterim.
58 ve 59 uncu Cumhuriyet Hükümetleri döneminde başlatılan
hukuk reformu ile birlikte başta temel kanunlar olmak üzere birçok alanda
mevzuat çalışmaları yapıldığı herkesin malumudur.
Diğer yandan mevzuat alanındaki çalışmalar yukarıda
belirtilen nedenler ve Avrupa Birliği normları dikkate alınarak
sürdürülmektedir. Bunlardan bir kısmının çalışmaları devam ederken bir kısmı
ise Başbakanlık ve TBMM’de bulunmaktadır.
Söz konusu kanun çalışmalarından başlıcaları şunlardır:
Türk Ticaret Kanunu, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, Türk
Borçlar Kanunu, Genel İdarî Usul Kanunu, İdarî Yargılama Usul Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul
Hukuku Hakkında Kanun, Tanık Koruma Kanunu,
Ceza İnfaz Kurumları
ve Tutukevleri İzleme Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin
Kanun,
Uluslararası Çocuk
Kaçırmanın Hukukî Veçhelerine Dair Kanun, Devlet Sırları Kanunu,
DNA Verileri ve Millî DNA Veri Bankası Kanunu, Yargıtay Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu, Hukuk
Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu, Ceza İnfaz Kurumları Dış Güvenlik
Hizmetleri Kanunu, ?iddet Suçu Mağduru Çocuklara Yardım Hakkında Kanun,
Adalet Bakanlığı Teşkilat Kanunu, Noterlik Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun, Türk Medenî Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun,
Yargı Bilişim Kurumu Kanunu, Türkiye Hâkimler ve Savcılar Birliği Kanunu,
Ticarî Sır, Banka Sırrı ve Müşteri Sırrı Hakkında Kanun.
Sayın Başkan
Değerli Milletvekilleri,
Belirtilen Kanun çalışmalarından bilhassa; Türk Ticaret
Kanunu, Türk Borçlar Kanunu, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu,
Ceza İnfaz Kurumları Dış Güvenlik Hizmetleri Kanunu ve Adalet Bakanlığı
Teşkilat Kanunu üzerinde önemleri nedeniyle ayrıca durmak gerekmektedir.
Kalkınma Plânı, Yıllık Program, ve AB Müktesebatına Uyum
Programında da önemi vurgulanan ve 2008 yılında kanunlaşması beklenilen Türk
Ticaret Kanunu Tasarısı, Ülkemizin, alanında yetkin hukukçularından oluşan
bir Komisyon tarafından büyük emeklerle, uluslararası standartlara uygun
olarak hazırlanmıştır.
Tasarı tüm Bakanlıklar, yüksek yargı organları,
üniversiteler, ilgili kamu kurum, kurul ve kuruluşları ile ilgili meslek
kuruluşlarına görüşlerini sunabilmeleri için gönderilmiş ve Bakanlığımıza
intikal eden yazılı görüş öneri ve eleştirilerin her biri Komisyon
tarafından ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Halen TBMM Komisyonlarında bulunan
bu Tasarıyla; Dünyada ve Ülkemizdeki ekonomik ve ticarî hayatta meydana
gelen gelişim ve değişimlere paralel hükümler içeren yeni bir Türk Ticaret
Kanunu yürürlüğe konulması amaçlanmıştır.
Yenilenme ihtiyacının uzun yıllardır hissedildiği bir diğer
Kanun ise medeni hukuk alanında üç temel Kanundan biri olan Borçlar
Kanunudur.
Ticaret Kanunu gibi büyük bir titizlik ve emekle hazırlanan
Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ile Dünyamızda ve Ülkemizde yaşanan, toplumsal,
sınaî, ekonomik ve teknik gelişmeler ile uluslararası alanda yaşanan
değişimler karşısında yetersiz kaldığı görülen 818 sayılı Borçlar Kanununun
yerini almak üzere, ilgili mevzuat ve kaynak kanunlarda gerçekleşen
değişikliklerle paralelliğin sağlanması, dilinin sadeleştirilmesi ve
uygulamada karşılaşılan sorunların giderilmesi amaçlanmıştır. 2008 yılında
kanunlaşması beklenen Türk Borçlar Kanunu Tasarısı halen Başbakanlıkta
bulunmaktadır.
60 ıncı Hükümet Programında ve Kalkınma Plânında öngörülen
alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerine, Bakanlığımızca yargının iş yükünü
azaltacak, uyuşmazlıkların daha hızlı çözülmesini temin edecek bir kurum
olması nedeniyle büyük önem verilmektedir.
Bu kapsamda, hukuk uyuşmazlıklarında dava açılmasından önce
yahut davanın görülmesi sırasında, tarafları görüşmek ve müzakerelerde
bulunmak amacıyla bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu
suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında
iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış,
tarafsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen
arabuluculuk faaliyetini düzenleyen “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk
Kanunu Tasarısı” hazırlanarak ilgili kurumlara görüşe gönderilmiştir.
Söz konusu tasarının kanunlaşması halinde alt yapı çalışmaları tamamlanmak
suretiyle uygulamaya geçilecektir. Böylece sürekli şikâyet edilen yargının
iş yükü fazlalığı kısmen azaltılmış ve ayrıca toplumsal barışa katkı
sağlanmış olacaktır.
Bir diğer önemli Tasarı ise “Ceza İnfaz Kurumları Dış
Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı”dır. Ceza infaz kurumlarının dış
güvenliğinin Bakanlığımızca sağlanmasına ilişkin aşamalı geçiş takvimini
öngören Tasarı hazırlanarak ilgili kurumlara görüş istemi ile
gönderilmiştir. Kanunun yürürlüğe girmesi halinde kurumların dış güvenlik
hizmetlerinin devir işlemi, 01/01/2009 tarihinden itibaren en geç beş yıl
içinde aşamalı olarak gerçekleştirilecektir.
Bilindiği üzere, hukuk ve ceza yargılamasında Yargıtay ile
ilk derece mahkemeleri arasında yer alacak olan ikinci derece yargılama
makamı niteliğindeki bölge adliye mahkemelerine ilişkin kanuni düzenlemeler
tamamlanmıştır. Bu mahkemelerin faaliyete geçmesi ile birlikte daha etkili
bir kanun yolu denetimi sağlanacak, yargılama süreci hızlanacak ve
Yargıtay’ın iş yükü azalacaktır. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun
17/05/2007 tarih ve 206 sayılı Kararında da belirtildiği üzere; mahkemelerin
faaliyete geçmesi, hizmet binalarının tamamlanması, gerekli teknik donanımın
temin edilmesi, hâkim, Cumhuriyet savcısı ve yardımcı personel sayısının
artırılmasına bağlı bulunmaktadır. Bakanlığımızca bölge adliye
mahkemelerinin en kısa zamanda faaliyete geçirilmesi için gerekli çalışmalar
tamamlanacaktır.
Bunun dışında, yargılama usullerinde paralellik esası
gözetilerek idarî yargıda istinaf kanun yolunun yürürlüğe konulması yönünde
çalışmalar yürütülmesi plânlanmaktadır. İstinaf kanun yolunun hayata
geçirilmesi açısından hâkim ve adlî personel ile bina ve diğer araç gereç
yönünden adlî yargıya kıyasla idarî yargıda önemli bir sorun
bulunmamaktadır.
Sayın Başkan
Değerli Milletvekilleri,
Bakanlığımızın gündemini oluşturan bir diğer konu ise icra ve
iflas dairelerinin yeniden yapılandırılmasıdır. İcra ve iflas dairelerinin
işleyişinden kaynaklanan sorunların giderilmesi, daha etkin bir icra ve
iflas fonksiyonunun oluşturulabilmesi için dairelerin denetlenmesi ve
işleyişine ilişkin köklü değişiklikler yapılması yönünde çalışmalar
sürdürülmektedir. Kısa sürede neticelendirilecek olan bu çalışma sonunda
kanun tasarısı hazırlanacak ve yasama süreci takip edilecektir.
Kamu yönetiminin toplumun ihtiyaçlarını karşılamada etkin bir
araç haline dönüştürülmesi, sürekli olarak değişen ve gelişen toplumsal
şartlara ayak uydurması ile mümkün olmaktadır. Kamu yönetiminde yeniden
yapılanmanın temel amacı kısaca, daha sürekli, daha verimli ve daha etkili
kamu yönetimi sistemini kurabilmektir.
Günümüzde katılımcı, şeffaf ve hesap verilebilir kamu
yönetimi yönünde artan talepler, bürokratikleşmeden kaçınma çabaları ve AB
süreci gibi gelişmeler kamu yönetiminde önemli ölçüde değişim baskısı
yaratmaktadır. Söz konusu değişimi gerçekleştirmek üzere 58 inci Hükümet
döneminden itibaren çeşitli tarihlerde Anayasa değişikliği yapılmış ve buna
paralel olarak kanuni düzenlemeler gerçekleştirilmiştir.
Bu doğrultuda Bakanlığımızda yukarıda belirtilen nedenler ve
gösterilen amaçlar doğrultusunda yeniden yapılanmaya gidilmesi yönünde bir
zorunluluk ortaya çıkmaktadır.
Bakanlığımızın yeni kamu yönetimi anlayışı ve günümüz
ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırılması konusunda çalışma yapılmak üzere
Komisyon kurulmuştur. Komisyonun çalışmalarını tamamlamasını müteakip yasama
sürecinin takip edilmesi düşünülmektedir.
Değerli Milletvekili Arkadaşlarım,
Çağımızda sosyal, ekonomik, teknolojik ve bilişim alanındaki
gelinen noktada bilim ve eğitimin rolü inkâr edilemez. Bu düşünce yargı
içinde geçerlidir. Çünkü yargı, insan için ekmek, su, hava gibi vazgeçilmez
olan adalet denilen üstün değeri gerçekleştirmekle yükümlüdür. Adalet
değerine ulaşma, düşünce yoluyla gerçekleşir. Bunun içinde bilgi sahibi
olmak gerekir. Yargı mensuplarının bilgi sahibi olmaları ise en az yargı
bağımsızlığı kadar önemlidir. Zira bilgi sahibi olmadan yapılan
yargılamalar yargıyı da adaleti de zedeler.
Diğer yandan yeterli bilgiye sahip olmayan hukukçuların,
değişen toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek bir yargılamayı
gerçekleştirmeleri de mümkün değildir. Ayrıca hukukçuların; yalnızca
ihtilafları çözen kişiler olarak görülmesi de doğru değildir. İyi bir
hukukçu aynı zamanda dünyaya bakış açısı itibariyle topluma yön verecek,
toplumu daha iyiye ve daha ileriye götürecek nitelikte olmalıdır. Bunun da
ancak nitelikli bir eğitimle sağlanabileceği kuşku götürmez bir gerçektir.
Bundan başka günümüz dünyasında meydana gelen olağanüstü
gelişmelere paralel olarak, hukukî sorunlar ve uyuşmazlıklarda nitelik ve
nicelik yönünden büyük değişim olduğu gerçeği eğitimin önemini bir kat daha
artırmaktadır.
Bu nedenlerle, 60 ıncı Hükümet döneminde hâkim, Cumhuriyet
savcısı ve diğer personelimizin meslek öncesi ve meslek içi eğitim,
uzmanlaşma, lisansüstü ve yabancı dil eğitimine özel bir önem vermekteyiz.
Hâkim ve Cumhuriyet savcılarının uzmanlaşmaları Bakanlığımız
eğitim politikasının hedeflerindendir. Türkiye Adalet Akademisinin yanı sıra
Bakanlığımızca da hâkim ve Cumhuriyet savcıları ile diğer personele verilen
hizmet içi eğitimler yüksek mahkeme başkan ve üyeleri, hâkim ve savcılar ile
akademisyenler tarafından yürütülmektedir. Böylelikle uygulama ve öğretinin
bir arada verilmesiyle aradaki kopukluk giderilmiş olmaktadır.
Bakanlığımızın 2007 yılında yurtiçinde düzenlediği eğitim
çalışmalarına 5978, yurtdışında düzenlediği eğitim çalışmalarına 174 hâkim
ve Cumhuriyet savcısı katılmıştır. Değişen mevzuat konusunda ilgili hâkim
ve Cumhuriyet savcılarının tümüne meslekî eğitim verilmesi planlanmaktadır.
Önem verdiğimiz diğer bir konu ise yabancı dil eğitimidir.
Buna yönelik olarak 59 uncu Hükümet döneminden itibaren Ankara ve
İstanbul’da bazı üniversitelerle işbirliğine gidilmiş, hâkim ve Cumhuriyet
savcılarının yurt içinde ve yurt dışında yaklaşık bir yıl süreyle ve ücretli
izinli sayılmak suretiyle yabancı dil eğitimi alması imkânı sağlanmıştır. Bu
kapsamda 2007 yılında yurt dışına 20 hâkim gönderilmiştir.
Ayrıca üniversite ve dil kursları ile yapılan işbirliği
çerçevesinde hâkim ve Cumhuriyet savcılarının mesai dışındaki yabancı dil
eğitimleri devam etmektedir.
Bu itibarla, Bakanlığımızca 2008 yılında da eğitimlere devam
edilmesi öngörülmektedir.
Sayın Başkan
Değerli Milletvekilleri,
Adalet hizmetlerinin etkili ve verimli bir şekilde yerine
getirilmesi, öncelikle hâkim, Cumhuriyet savcısı ile adliye personelinin
yeterli sayıda olmasına bağlıdır.
Bu gün için adlî yargı teşkilatı Ülkemiz genelinde halen 706
yerde kurulmuş olan 5.626 mahkemeden oluşmaktadır. Bu mahkemelerden ise
halen toplam 5.329 u faaliyettedir. Ayrıca Türkiye genelinde faaliyette olan
icra dairelerinin sayısı 1.138’dir.
İdarî yargı hizmetleri ise kurulu olan 178 mahkemeden halen
faaliyette olan 156’ sı tarafından yerine getirilmektedir.
Ülkemizde halen 14.694 hâkim ve Cumhuriyet savcısı
kadrosundan 10.632 si dolu olup, 4062 si ise boştur. Ayrıca 37.260 adliye
personeli yasal kadrosundan 7.996’sı boş bulunmaktadır.
Adalet hizmetlerinin yerine getirilmesinde yargı personelinin
yeterli sayıda istihdam edilememesi, istihdam edilen yardımcı personelin
gerekli meslekî yeterliliğe sahip olmaması, önemli aksaklıklara neden
olmaktadır. Bu nedenle, yardımcı personelin eğitim durumlarının
yükseltilmesi ile ekonomik ve sosyal haklarının kısa sürede düzeltilmesi bir
zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır.
Bugün birçok adliyede zabıt kâtibi sıkıntısı çekilmekte,
hâkim ve Cumhuriyet savcısı sayısının zabıt kâtibi sayısından daha fazla
olduğu bazı adliyeler bulunmaktadır. Ciddi yakınmalara neden olan bu sorunu
gidermek için 2008 yılı içerisinde gerekli çalışmalara devam edilecektir.
Sayın Başkan
Değerli Milletvekilleri,
İcra dairelerinin son yıllarda aşırı şekilde artan iş yükü
nedeniyle icra faaliyetlerinin yerine getirilmesinde önemli aksamalar
görülmektedir.
Halen 2441 icra müdür ve yardımcısı kadrosundan 1734’ü dolu,
536 sı ise boştur. İcra ve iflas dairelerinin 2006 yılı iş durumları
incelendiğinde mevcut kadroların iş yükünü karşılamada yetersiz kaldığı ve
ihtiyaç duyulan kadro sayısının mevcut kadro sayısının çok üzerinde olduğu
anlaşılmaktadır.
Her mahkemenin bir yıl içerisinde bakabileceği dava
sayısının asgarî ve azamî hadleri ile hâkim, Cumhuriyet savcısı ve diğer
personel yönünden iş durumuna göre tespit edilen standart kadro durumu
dikkate alınarak yapılan çalışmada, iş durumları esas alındığında 1196 yeni
mahkeme kurulması, bu mahkemelere 3.951 hâkim ve Cumhuriyet savcısı ile 1196
yazı işleri müdürü, 3588 zabıt kâtibi, 1196 mübaşir, 1196 hizmetli olmak
üzere toplam 7176 adliye personeli atanması gerektiği ortaya çıkmıştır.
Davaların makul sürede sonuçlandırılması için kurulması
gerekli olan mahkemelerin yanı sıra hâkim, Cumhuriyet savcısı ve diğer yargı
personeli sayısının standart kadro rakamlarına çıkarılması zorunluluk arz
etmektedir.
Ayrıca Bakanlığımızca yargılamanın adîl, etkin ve makul
sürede sonuçlandırılması ile hâkim ve Cumhuriyet savcılarının iş yükünün
azaltılması amacıyla idarî işler ile çekişmesiz yargı gibi işleri yapacak
hukuk fakültesi veya adalet meslek yüksekokulu mezunlarının istihdam
edileceği adlî hizmet uzmanlığı kadrosunun ihdas edilmesi yoluna
gidilecektir.
Sayın Başkan
Değerli Milletvekilleri,
Yargı hizmetlerinin daha etkili ve verimli bir şekilde yerine
getirilmesinde yaptığımız diğer faaliyetlerin yanında bu hizmetlerin yerine
getirildiği mekânlara da Bakanlığımızca ayrı bir önem verilmektedir.
Bakanlığımızın temel amaçlarından biri de yargının hizmet
verdiği binaların çağın gereklerine uygun bir şekilde tasarlanarak hizmetin
gereklerini karşılayacak şekilde çağdaş araç gereç ve teknoloji ile
donatılmasıdır. Bu durum yargılamanın kalitesi, ciddiyeti ve saygınlığı
açısından da büyük önem arz etmektedir.
Bu kapsamda olmak üzere 2003 yılından itibaren toplam 77 adet
adalet hizmet binası inşaatı tamamlanmıştır. Bundan sonrada yatırım
programında yer alan yerlerde adalet sarayları yapılmaya aynı hızla devam
edilecektir.
Öncelikli yerlerin başında yer alan İstanbul ili için Anadolu
Yakasında 360 bin m2 kapalı alana sahip tek bir adalet hizmet binası
yapılması planlanmış, 2005 yılı sonunda ihalesi sonuçlandırılarak inşaatı
başlamış ve yapım çalışmaları devam etmektedir. Bu adalet sarayı inşaatının
2010 yılında bitirilmesi hedeflenmektedir.
Avrupa Yakasında inşa edilen iki adliyeden birisi olan
Bakırköy Adalet Sarayı hizmete açılmış, Çağlayan da yapılmakta olan
328.000 m2 kapalı alana sahip ikinci adalet sarayının ise 2010 yılında
tamamlanması öngörülmektedir.
Bunlar dışında Ankara, Erzurum, Diyarbakır Bölge Adliye
Mahkemeleri binalarının 2008, İstanbul, İzmir, Bursa ve Samsun Bölge Adliye
Mahkemeleri binalarının 2010 yılında tamamlanması hedeflenmektedir.
Halen, adlî ve idarî yargı hizmetleri, toplam 949 binada
faaliyet göstermektedir. Söz konusu hizmetlerin 155’i müstakil binalarda,
486’sı hükümet konakları içinde, 50’si hükümet konaklarından ayrı blokta,
68’i kira ödemeksizin Hazine veya diğer kamu kurumlarınca tahsis edilen
bağımsız binalarda, 190’ı ise kişi veya kurumlardan kiralanmış binalarda
hizmet vermektedirler.
Sayın Başkan
Değerli Milletvekilleri,
Bakanlığımızın en önemli görevlerinden bir diğeri ceza infaz
kurumlarındaki hükümlü ve tutukluların barındırma iaşe, tedavi, eğitim ve
iyileştirmeye tabi tutulmalarına ilişkindir.
15/10/2007 tarihi itibariyle ceza infaz kurumlarımıza ait,
35.145 personel kadrosunun, 26.640’ı dolu, 8.505’i boş bulunmaktadır.
Halen Ülkemizde 392 ceza infaz kurumu ve 15/10/2007 tarihi
itibarıyla bu kurumlarda 78.803’ü adlî, 4.249’u terör, 4.151’i çıkar amaçlı
suçlar olmak üzere toplam 87.203 hükümlü ve tutuklu bulunmaktadır.
Birleşmiş Milletler Cezaevi Minimum Kuralları ile Avrupa
Cezaevi Kurallarına uygun, sağlıklı, güvenlikli, mekânik, elektronik
donanımlı ve rehabilitasyon işlemlerine elverişli yeni ceza infaz kurumu
projeleri geliştirilmiş, özellikle metropol kentlere öncelik verilerek
yapımına başlanmıştır.
2007 yılında 8 ceza infaz kurumunun inşaatı tamamlanarak
hizmete açılmıştır. Halen yapımı sürdürülen 26 ceza infaz kurumu ile proje
çalışmaları devam eden 7 ceza infaz kurumu bulunmaktadır.
Nüfusu itibariyle Türkiye büyüklüğündeki; İngiltere’de 139,
Fransa’da 182, Almanya’da 248 ceza infaz kurumuna karşılık Ülkemizde bu sayı
392’dir. İtalya’da 1986 yılında 700 civarında olan ceza infaz kurumu sayısı
günümüzde 230’a indirilmiştir.
Ülkemizde uluslararası normlara uymayan, fiziki şartları ve
kapasiteleri itibariyle eğitim ve iyileştirmenin kısıtlı ya da hiç
yapılamadığı küçük ilçe ceza infaz kurumlarının kapatılarak, birden çok
merkeze hitap edebilen çağdaş ve modern ceza infaz kurumlarının yapımı
zorunluluk taşımaktadır. Bu durum aynı zamanda infazın kalitesini
arttırırken, personel ve mali kaynak kullanımında tasarruf sağlamaktadır.
Bu kapsamda 2007 yılında 46 ilçe cezaevi kapatılarak sayı
bugün itibariyle 392’ye düşürülmüştür. 2013 yılına kadar ceza infaz kurumu
sayısının 250 ye düşürülmesi plânlanmaktadır.
Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personeli Eğitim
Merkezleri Kanunu uyarınca, Ankara, İstanbul, Erzurum, Kahramanmaraş
illerinde açılan eğitim merkezlerinin yanı sıra Ege Bölgesinde kurulacak
eğitim merkezi ile ilgili çalışmalara ise devam edilmektedir. Bu eğitim
merkezlerinin hizmete açılışından bugüne kadar 31.000 ’in üzerinde ceza
infaz kurumu personelinin psikoloji ve insan hakları konuları başta olmak
üzere hizmet içi eğitimleri gerçekleştirilmiştir.
Ayrıca Askeri Ceza İnfaz Kurumlarında görev yapan üst düzey
yönetici ile infaz astsubaylarından oluşan 44 personele eğitim verilmiştir.
Bakanlığımızca Ceza infaz alanında edinilen tecrübelerin
diğer ülkelerle paylaşımı için işbirliği projeleri hazırlanmış, Afganistan,
Sudan, Bosna Hersek ve Moldova gibi bir çok ülke ile bu projeler
yürütülmüştür.
Ceza infaz kurumlarında çalışan personelin malî ve sosyal
haklarında iyileştirme yönünde Bakanlar Kurulu’nun 21/05/2007 tarihli
“Adalet Bakanlığı Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Kararı” gereğince ceza
infaz kurumları ve denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube
müdürlüklerinde görev yapan müdür, öğretmen, eğitim uzmanı, psikolog,
sosyolog, sosyal çalışmacı, doktor, diş hekimi, sağlık memuru, eğitim
sertifikalı 2. müdür, infaz koruma başmemur ve memurları gibi personele ek
ders ücreti adı altında önemli iyileştirmeler yapılmıştır.
Cezaevlerinde yapılan eğitim çalışmaları bir çok kamu ve
gönüllü kurum, kuruluş ve gerçek kişilerle işbirliği içinde daha başarılı
bir şekilde yürütülmeye başlanmıştır. Hükümlü ve tutukluların örgün ve
yaygın eğitim hizmetlerinden yararlanmaları amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı,
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Diyanet
İşleri Başkanlığı gibi kamu kurum ve kuruluşlarıyla işbirliği protokolleri
imzalanmıştır.
2007 yılında 856 hükümlü ve tutuklu üniversite sınavına
katılmıştır. Bunlardan 564’ü sınavı kazanmış olup, 488 ’i bir yüksek öğretim
kurumuna yerleştirilmiştir.
Halen 186 ceza infaz kurumunda hükümlü ve tutukluların meslek
ve sanatlarını koruyup geliştirmek veya onlara bir meslek ve sanat öğretmek,
ürettikleri ekonomik değerleri pazarlamak için oluşturulan tesis, atölye
gibi ünitelerden oluşan iş yurtları bulunmaktadır. İşyurtlarında 40’tan
fazla iş kolunda faaliyet gösterilmekte ve bu atölyelerde, sürekli olarak
10.000 civarında hükümlü ve tutuklu sigortalı olarak çalışmaktadır. Bu
alanda gelişmiş bir çok ülkeden ileri durumda olduğumuzu memnuniyetle ifade
etmek isterim.
Değerli Milletvekili Arkadaşlarım,
Bilindiği üzere, günümüzde ceza infaz sisteminin temel amacı,
hükümlünün sosyalleşmesini teşvik etmek, yeniden suç işlemesini engelleyici
etkenleri güçlendirmek; üretken, kanunlara ve diğer toplumsal kurallara
saygılı, sorumluluk sahibi birey haline gelmesini sağlamaktır.
Bu anlayışla çıkarılan Denetimli Serbestlik ve Yardım
Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu gereğince 133 ağır ceza merkezinde
şube müdürlüğü olarak teşkilatlanma sağlanmıştır. ?ube müdürlüklerinde;
şüpheli, sanık ve hükümlülerin, toplumla bütünleşmesi açısından ihtiyaç
duyulan her türlü hizmet, program ve kaynakların sağlanması konusunda
hizmetler yürütülmektedir.
2006 yılı başından itibaren mahkemelerce, kamu yararına
çalışma, eğitim kurumuna devam etme, madde bağımlılarının tedavisi,
rehberlik hizmeti alma ve konutta infaz gibi 44.799 denetimli serbestlik
kararı verilmiş olup; denetimli serbestlik ve yardım merkezi şubelerince
22.470 kararın infazına devam edilmektedir.
Denetimli serbestlik hizmetleri kapsamında; salıverilme
sonrasında hükümlülerin tekrar suç işlemesini önlemek, toplum içinde uyumlu
bir birey olmalarını sağlamak; ayrıca suçtan zarar görenlerin psiko-sosyal
ve maddi kayıplarının giderilmesine yardımcı olmak amaçlarıyla Cumhuriyet
başsavcılıklarına bağlı olarak 133 ağır ceza merkezinde koruma kurulları
oluşturulmuştur. Bu kurullarda 2.184 üye görev yapmaktadır. Bu kurullarca,
ceza infaz kurumlarından salıverilen 1305 hükümlü ile 158 suçtan zarar
görene çeşitli konularda yardımlar yapılmıştır. Yine bu kapsamda; 45 meslek
edindirme projesi yapılarak ceza infaz kurumlarından salıverilen 456 hükümlü
eğitimden geçirilmiştir.
Ayrıca denetimli serbestlik hizmetlerine yönelik olarak
“Çocuklara Yönelik Denetimli Serbestlik Uygulamasının Güçlendirilmesi Ankara
İli Pilot Projesi” 2007 yılında başlatılmış ve projenin 2008 yılında
tamamlanması hedeflenmiştir.
Ceza infaz alanında yapılan tüm çalışmalar sonunda gelinen
aşamada yıllarca süren olumsuzluklar sonucunda bir yara haline gelen ve
kamuoyunun gündemini sürekli işgal eden ceza infaz kurumları sorunu artık
büyük oranda çözümlenmiştir. Sağlanan huzur ve güven ortamının devam
ettirilmesi, yaşanan sorunların minimize edilmesi, terör ve çıkar amaçlı suç
örgütü mensubu hükümlü ve tutukluların yeniden Devlet egemenliğine gölge
düşürecek ayrı bir güç oluşturmalarının önüne geçilebilmesi için başlatılan
ve sonlanmak üzere olan reform çalışmalarının sahiplenilmesi büyük önem
taşımaktadır.
Sayın Başkan
Değerli Milletvekilleri,
Güncel teknolojinin kullanılması suretiyle geliştirilen ve
bilişim sistemlerinin en başarılı örneklerinden biri olan Ulusal Yargı Ağı
Projesi, yargı organları ve Adalet Bakanlığı birimlerinin iş süreçlerini
hızlandıran ve kurumu kağıtsız ortama taşıyan bir bilgi sistemidir.
UYAP ile, “e-devlet” sisteminin bir parçası olan “e-adalet”
alt sisteminin kurulması suretiyle, kaynak tasarrufunun sağlanması,
tarafların doğru ve güvenilir olarak bilgilendirilmesi ve sisteme hız
kazandırılması amaçlanmıştır.
UYAP’la, yüksek yargı organları, Bakanlık Teşkilatı,
mahkemeler, Cumhuriyet başsavcılıkları, Adlî Tıp Kurumu, ceza infaz
kurumları ve icra dairelerini içine alacak şekilde bilgisayar ağı kurulması
ve ilgili kurumlarla bilgi alış verişinin elektronik ortama taşınması,
vatandaşlara ve avukatlara internet üzerinden on-line hizmet sunulması
amaçlanmaktadır.
Belirtilen bu amaç çerçevesinde Adli Sicil ve İstatistik
Genel Müdürlüğü, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü (MERNİS) ve
Emniyet Genel Müdürlüğü (POLNET) gibi kurum ve kuruluşlarla entegrasyon
sağlanmıştır. Böylece mahkemeler ile Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından
sabıka, nüfus ve ehliyet gibi kayıtlar sistemden alınabilmekte, tutuklama ve
yakalama sorguları yapılabilmektedir.
Gelinen aşamada merkezî bilgi sistemi kurulmuş ve yargı
birimleri arasında fonksiyonel tam entegrasyon sağlanmıştır. Bu
entegrasyonun sonucu olarak örneğin mahkemeler arası istinabe ve yazışmalar
ağ üzerinden elektronik olarak gönderilebilmekte böylece zaman ve emek kaybı
önlenmektedir. Sistemin tam olarak uygulanmasıyla birlikte; yargının dış
kurumlardan bilgi ve belge ihtiyacı elektronik ortamda sağlanacaktır.
UYAP kapsamında avukatlar kendilerine verilen sertifikaları
ile internet üzerinden, yetkileri dahilinde dosyalarının safahatı ile ilgili
bilgilere ulaşabilmekte ve işlem yapabilmektedirler.
Bugün itibarıyla Bakanlık merkez teşkilatı yanında, 131 ağır
ceza merkezi, 519 mülhakat adliyesi, 23 bölge idare mahkemesi olmak üzere
toplam 8.142 mahkeme, ceza infaz kurumlarının tamamı, 9 adet Adli Tıp Kurumu
birimi UYAP işletimine alınmıştır.
<