T. İmar Bankası T.A.?. aracılığıyla devlet iç borçlanma senedi satın alanların u
Tarih: 16.11.2007 Saat: 13:02
Konu: imar


Yeni Sayfa 2

Bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan T. İmar Bankası T.A.?. aracılığıyla devlet iç borçlanma senedi satın alanların uğradıklarını öne sürdükleri zararın tazmini istemiyle açılan davayı kabul eden mahkeme kararının, yeni yasal düzenleme uyarınca yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına ilişkin Danıştay 13.Dairesinin 24.09.2007 tarih ve E: 2006/5690 , K:2007/5183 sayılı kararı. (Yoğun istek üzerine yayınlanmaktadır.)



Yeni Sayfa 1

 T.C.

D A N I ? T A Y

ONÜÇÜNCÜ DAİRE

Esas  No   : 2006/5690

Karar  No   : 2007/5183

 

                Temyiz Edenler (Davalılar) : 1-Sermaye Piyasası Kurulu

                                                              

                                                                  2-Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu

                                                              

                Temyiz Eden (Davacı)        :  …

               

                İstemin Özeti                        : Ankara   10. İdare   Mahkemesi'nin  31.05.2006   tarih  ve E: 2004/422, K:2006/1714 sayılı kararının; Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından, T. İmar Bankası T.A.?. (Banka) yetkililerince yapılan ve suç teşkil ettiği açık olan fiillerden doğan zarar nedeniyle idarelerinin tazmin sorumluluğunun bulunmadığı, tazmin talebinin öncelikle Banka Yönetim Kurulu üyelerine yöneltilmesi gerektiği, iflas tasfiyesi sonuçlanmadan davacının kesinleşmiş bir zararından söz edilemeyeceği, dava konusu olayda zarar Devlet iç borçlanma senetlerine (DİBS) ilişkin mevcut ihraç ve saklama sisteminden kaynaklandığından, ikincil piyasayı ve bankaları düzenlemek ve denetlemekle görevli kurumların tek başına DİBS'lere ilişkin mevcut sistemi bütünü ile değiştirme ve aksaklıkları giderme yetki ve olanağının bulunmadığı hususunun karar verilirken göz önünde bulundurulmadığı, denetim yetkisinin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nda (BDDK) olduğu, Banka'nın müşterilerine izinsiz DİBS sattığı konusunda Kurullarına yapılmış yazılı ya da sözlü herhangi bir ihbar, şikâyet veya bildirim bulunmadığından, zarardan BDDK ile  birlikte yarı yarıya sorumlu tutulmalarında hukuka uyarlık bulunmadığı; BDDK tarafından, Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca izinsiz sermaye piyasası faaliyetlerinin durdurulması için gerekli her türlü tedbiri almak SPK'nın görevleri arasında bulunduğundan hizmet kusurunun da aynı kuruma ait olması gerektiği; davacı tarafından ise, tazminata hükmedilirken işlem tutarı yerine nominal tutarın esas alınması, faizin itfa tarihi dikkate alınarak hesaplanması ve davalı idarelerin müşterek müteselsil sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği ileri sürülerek  bozulması istenilmektedir.

                Davacı Savunmasının Özeti: Savunma verilmemiştir.

                Sermaye Piyasası Kurulu Savunmasının Özeti: Hukukî dayanaktan yoksun olduğu öne sürülen davacı temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

                Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Savunmasının Özeti: Savunma verilmemiştir.

                Danıştay Tetkik Hâkimi … Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

                Danıştay Savcısı … Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

                Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

                Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

                Dava, davacının Banka aracılığıyla satın almış olduğu DİBS bedelinin ödenmemesi işleminin iptali ile DİBS bedelinin faiziyle birlikte zararının oluşumunda hizmet kusuru bulunduğu öne sürülen idarelerden tazminine karar verilmesi istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; dava konusu işlemin iptaline, davacının tazminat isteminin işlem tutarına yönelik kısmının kabulü ile bu miktarın hizmet kusurları saptanan BDDK ile SPK  tarafından  yarı yarıya, dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin tazminat ve faiz isteminin reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili ile davalı idareler vekillerince temyiz edilmiştir.

                30.05.2007 tarih ve 26537 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve Banka tarafından, Banka bünyesinde karşılığında DİBS bulunmamasına rağmen ikincil piyasada DİBS satışı altında toplanan tutarların ödenmesine olanak tanıyan 5667 sayılı "Bankacılık İşlemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme İzni Kaldırılan Türkiye İmar Bankası Türk Anonim ?irketince Devlet İç Borçlanma Senedi Satışı Adı Altında Toplanan Tutarların Ödenmesi Hakkında Kanun" un 1. maddesinde, bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan T. İmar Bankası T.A.?. tarafından, Banka bünyesinde karşılığında DİBS bulunmamasına rağmen ikincil piyasada DİBS satışı adı altında toplanan tutarların başvuru halinde Kanunda belirtilen esaslar çerçevesinde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu aracılığı ile ödeneceği hükme bağlanmıştır.

                Aynı Yasanın 1. maddesinin 2. fıkrasında, " Bu kanun uyarınca yapılacak ödemelerde; hak sahipliğinin tespitinde Müflis Türkiye İmar Bankası Türk Anonim ?irketinin kayıtları esas alınır. Hak sahiplerinden talep toplanması, talep toplamanın şekli ve süresi, hak sahipliğinin ispatında aranacak belgeler, ödemeye aracı olacak bankanın tespiti, nakden veya defaten yapılacak ödemenin şekli ve süresi ile kesinleşmiş idarî yargı kararlarına veya bu nitelikteki kararlara dayalı icra takiplerine ilişkin her türlü ödemeler, uygulanacak faiz oranı ile faizin başlangıç tarihi  ile ödemelere ilişkin diğer usul ve esaslar Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir. " , 3. fıkrasında da; " Bu Kanun kapsamında yapılacak ödemelerde, Türkiye İmar Bankası Türk Anonim ?irketine Devlet iç borçlanma senedi alımı amacıyla yatırılan tutarları ifade eden işlem tutarları esas alınır.", 2. maddesinin 2. fıkrasında ise, "Devlet iç borçlanma senedi alımı amacıyla T. İmar Bankası T.A.?.ne  yatırılan tutarlar nedeniyle idarî yargı mercilerinde açılmış olan davalara ilişkin mahkeme kararlarının, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra icra takibine konu edilmesi halinde vekâlet ücreti, Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Ücret Tarifesinin ikinci kısmının ikinci bölümünün (1) numaralı bendinde yazan tutar olarak uygulanır." kuralı getirilmiştir.

                Yasanın 1. maddesinin 2. fıkrasına dayanılarak çıkarılan ve 21.07.2007 tarih ve 26589 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 13.07.2007 tarih ve 2007/12398 sayılı Bakanlar Kurulu kararında, Bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan T. İmar Bankası T.A.?.nce Devlet iç borçlanma senedi satışı adı altında toplanan tutarların ödenmesine ilişkin usul ve esaslar açıklanmıştır. Yasaya koşut olarak Bakanlar Kurulu kararının 4/6. maddesinde  yapılacak ödemelerde anapara olarak işlem tutarının esas alınacağı belirtildikten sonra, ana para olarak ödenecek işlem tutarına tahakkuk ettirilecek faiz oranının hesaplanma şekli hükme bağlanmıştır.

                Aynı Yasa'nın 2. maddesinin 1. fıkrasında ise,  DİBS alımı amacıyla Banka'ya yatırılan tutarlar nedeniyle idarî yargı mercilerinde açılan davalar hakkında bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı kuralı getirilmiştir.

                Yukarıda yer verilen Yasal düzenlemeler uyarınca,  Banka aracılığı ile DİBS satın alan hak sahiplerine ana para olarak işlem tutarı ödeneceği ve  bu tutara Bakanlar Kurulu kararında belirlenen  oranda faiz tahakkuk ettirileceğinden, uyuşmazlığın ortaya çıkan bu yeni hukukî durum çerçevesinde sonuçlandırılması ve yargılama giderlerine ilişkin hüküm kurulması gerekmektedir.

                Açıklanan nedenle, Ankara 10. İdare Mahkemesi'nin 31.05.2006 tarih ve E: 2004/422, K:2006/1714 sayılı kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 24.09.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 







Bu haberin geldigi yer: Imar Hukukcusu
http://www.imarhukukcusu.com

Bu haber icin adres:
http://www.imarhukukcusu.com/modules.php?name=News&file=article&sid=955