Yeni Sayfa 2
Bankacılık işlemleri yapma ve
mevduat kabul etme izni kaldırılan T. İmar Bankası T.A.?. aracılığıyla devlet iç
borçlanma senedi satın alanların uğradıklarını öne sürdükleri zararın tazmini
istemiyle açılan davayı kabul eden mahkeme kararının, yeni yasal düzenleme
uyarınca yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına ilişkin Danıştay
13.Dairesinin 24.09.2007 tarih ve E: 2006/5690 , K:2007/5183 sayılı kararı. (Yoğun
istek üzerine yayınlanmaktadır.)
Yeni Sayfa 1
T.C.
D A N I ? T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2006/5690
Karar No : 2007/5183
Temyiz Edenler (Davalılar) : 1-Sermaye Piyasası Kurulu
2-Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurumu
Temyiz Eden (Davacı) : …
İstemin Özeti : Ankara 10. İdare
Mahkemesi'nin 31.05.2006 tarih ve E: 2004/422, K:2006/1714 sayılı kararının;
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından, T. İmar Bankası T.A.?. (Banka)
yetkililerince yapılan ve suç teşkil ettiği açık olan fiillerden doğan zarar
nedeniyle idarelerinin tazmin sorumluluğunun bulunmadığı, tazmin talebinin
öncelikle Banka Yönetim Kurulu üyelerine yöneltilmesi gerektiği, iflas tasfiyesi
sonuçlanmadan davacının kesinleşmiş bir zararından söz edilemeyeceği, dava
konusu olayda zarar Devlet iç borçlanma senetlerine (DİBS) ilişkin mevcut ihraç
ve saklama sisteminden kaynaklandığından, ikincil piyasayı ve bankaları
düzenlemek ve denetlemekle görevli kurumların tek başına DİBS'lere ilişkin
mevcut sistemi bütünü ile değiştirme ve aksaklıkları giderme yetki ve olanağının
bulunmadığı hususunun karar verilirken göz önünde bulundurulmadığı, denetim
yetkisinin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nda (BDDK) olduğu, Banka'nın
müşterilerine izinsiz DİBS sattığı konusunda Kurullarına yapılmış yazılı ya da
sözlü herhangi bir ihbar, şikâyet veya bildirim bulunmadığından, zarardan BDDK
ile birlikte yarı yarıya sorumlu tutulmalarında hukuka uyarlık bulunmadığı;
BDDK tarafından, Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca izinsiz sermaye piyasası
faaliyetlerinin durdurulması için gerekli her türlü tedbiri almak SPK'nın
görevleri arasında bulunduğundan hizmet kusurunun da aynı kuruma ait olması
gerektiği; davacı tarafından ise, tazminata hükmedilirken işlem tutarı yerine
nominal tutarın esas alınması, faizin itfa tarihi dikkate alınarak hesaplanması
ve davalı idarelerin müşterek müteselsil sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği
ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Davacı Savunmasının Özeti: Savunma verilmemiştir.
Sermaye Piyasası Kurulu Savunmasının Özeti: Hukukî
dayanaktan yoksun olduğu öne sürülen davacı temyiz isteminin reddi gerektiği
savunulmaktadır.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Savunmasının Özeti:
Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi … Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde
öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak
nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının onanması
gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … Düşüncesi : İdare ve vergi
mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577
sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında
belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede
yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen
Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce Tetkik Hâkiminin
açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği
görüşüldü:
Dava, davacının Banka aracılığıyla satın almış olduğu DİBS
bedelinin ödenmemesi işleminin iptali ile DİBS bedelinin faiziyle birlikte
zararının oluşumunda hizmet kusuru bulunduğu öne sürülen idarelerden tazminine
karar verilmesi istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; dava konusu işlemin
iptaline, davacının tazminat isteminin işlem tutarına yönelik kısmının kabulü
ile bu miktarın hizmet kusurları saptanan BDDK ile SPK tarafından yarı yarıya,
dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine,
davacının fazlaya ilişkin tazminat ve faiz isteminin reddine karar verilmiş, bu
karar davacı vekili ile davalı idareler vekillerince temyiz edilmiştir.
30.05.2007 tarih ve 26537 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak
yürürlüğe giren ve Banka tarafından, Banka bünyesinde karşılığında DİBS
bulunmamasına rağmen ikincil piyasada DİBS satışı altında toplanan tutarların
ödenmesine olanak tanıyan 5667 sayılı "Bankacılık İşlemleri Yapma ve Mevduat
Kabul Etme İzni Kaldırılan Türkiye İmar Bankası Türk Anonim ?irketince Devlet İç
Borçlanma Senedi Satışı Adı Altında Toplanan Tutarların Ödenmesi Hakkında Kanun"
un 1. maddesinde, bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni
kaldırılan T. İmar Bankası T.A.?. tarafından, Banka bünyesinde karşılığında DİBS
bulunmamasına rağmen ikincil piyasada DİBS satışı adı altında toplanan
tutarların başvuru halinde Kanunda belirtilen esaslar çerçevesinde Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu aracılığı ile ödeneceği hükme bağlanmıştır.
Aynı Yasanın 1. maddesinin 2. fıkrasında, " Bu kanun uyarınca
yapılacak ödemelerde; hak sahipliğinin tespitinde Müflis Türkiye İmar Bankası
Türk Anonim ?irketinin kayıtları esas alınır. Hak sahiplerinden talep toplanması,
talep toplamanın şekli ve süresi, hak sahipliğinin ispatında aranacak belgeler,
ödemeye aracı olacak bankanın tespiti, nakden veya defaten yapılacak ödemenin
şekli ve süresi ile kesinleşmiş idarî yargı kararlarına veya bu nitelikteki
kararlara dayalı icra takiplerine ilişkin her türlü ödemeler, uygulanacak faiz
oranı ile faizin başlangıç tarihi ile ödemelere ilişkin diğer usul ve esaslar
Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir. " , 3. fıkrasında da; " Bu Kanun
kapsamında yapılacak ödemelerde, Türkiye İmar Bankası Türk Anonim ?irketine
Devlet iç borçlanma senedi alımı amacıyla yatırılan tutarları ifade eden işlem
tutarları esas alınır.", 2. maddesinin 2. fıkrasında ise, "Devlet iç borçlanma
senedi alımı amacıyla T. İmar Bankası T.A.?.ne yatırılan tutarlar nedeniyle
idarî yargı mercilerinde açılmış olan davalara ilişkin mahkeme kararlarının, bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra icra takibine konu edilmesi halinde
vekâlet ücreti, Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Ücret Tarifesinin ikinci
kısmının ikinci bölümünün (1) numaralı bendinde yazan tutar olarak uygulanır."
kuralı getirilmiştir.
Yasanın 1. maddesinin 2. fıkrasına dayanılarak çıkarılan ve
21.07.2007 tarih ve 26589 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 13.07.2007 tarih ve
2007/12398 sayılı Bakanlar Kurulu kararında, Bankacılık işlemleri yapma ve
mevduat kabul etme izni kaldırılan T. İmar Bankası T.A.?.nce Devlet iç borçlanma
senedi satışı adı altında toplanan tutarların ödenmesine ilişkin usul ve esaslar
açıklanmıştır. Yasaya koşut olarak Bakanlar Kurulu kararının 4/6. maddesinde
yapılacak ödemelerde anapara olarak işlem tutarının esas alınacağı
belirtildikten sonra, ana para olarak ödenecek işlem tutarına tahakkuk
ettirilecek faiz oranının hesaplanma şekli hükme bağlanmıştır.
Aynı Yasa'nın 2. maddesinin 1. fıkrasında ise, DİBS alımı
amacıyla Banka'ya yatırılan tutarlar nedeniyle idarî yargı mercilerinde açılan
davalar hakkında bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı kuralı getirilmiştir.
Yukarıda yer verilen Yasal düzenlemeler uyarınca, Banka
aracılığı ile DİBS satın alan hak sahiplerine ana para olarak işlem tutarı
ödeneceği ve bu tutara Bakanlar Kurulu kararında belirlenen oranda faiz
tahakkuk ettirileceğinden, uyuşmazlığın ortaya çıkan bu yeni hukukî durum
çerçevesinde sonuçlandırılması ve yargılama giderlerine ilişkin hüküm kurulması
gerekmektedir.
Açıklanan nedenle, Ankara 10. İdare Mahkemesi'nin 31.05.2006
tarih ve E: 2004/422, K:2006/1714 sayılı kararının bozulmasına, yeniden bir
karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 24.09.2007
tarihinde oybirliğiyle karar verildi.