6183 sayılı Kanunun 56'ncı maddesi uyarınca tesis edilen işlem üzerine borcun 7
Tarih: 27.02.2007 Saat: 00:47
Konu:


İMAR HUKUKU İMAR HUKUKU İMAR HUKUKU İMAR HUKUKU İMAR HUKUKU İMAR HUKUKU

T.C. D A N I ? T A Y Yedinci Daire Esas No : 2005/1632 Karar No : 2006/927 Özeti : 6183 sayılı Kanunun 56'ncı maddesi uyarınca tesis edilen işlem üzerine borcun 7 gün içinde ödenmemesi durumunda, teminatın paraya çevrilerek amme amacağının tahsili mümkün olacağından, 6183 sayılı Kanunun 56'ncı maddesi uyarınca tesis edilen anılan işlemin kesin ve yürütülmesi gerekli nitelikte bir işlem olduğu hakkında. Temyiz İsteminde Bulunan: … Emprime Sanayi ve Ticaret Limited ?irketi Vekili : Av. Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına Halkalı Tekstil İhtisas Gümrük Müdürlüğü İSTANBUL İstemin Özeti : Davacı ?irket adına tescilli 26.6.1998 gün ve 17808 sayılı gümrük giriş beyannamesi ile 5.6.1998 tarihli, 98/D1-2001 sayılı dahilde işleme izin belgesi kapsamında geçici olarak ithal edilen eşyaların ihracına ilişkin özel faturaların sahte olduğundan bahisle, anılan eşyalara ilişkin gümrük vergisi, katma değer vergisi, kaynak kullanımını destekleme fonu payı, kaynak kullanımını destekleme fonu payına ilişkin gecikme zammı ile faizin 6183 sayılı Kanun uyarınca yedi gün içinde ödenmesi, aksi halde yasal gereğinin yerine getirileceği yolunda tesis edilen işlemin kaynak kullanımını destekleme fonu payı, fon payına ilişkin gecikme zammı ile faize ilişkin kısmının iptali istemiyle açılan davayı; dava konusu yazının, gerek şekli, gerekse içeriği itibarıyla, tahakkuk niteliği taşımadığı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 56'ncı maddesi uyarınca düzenlenen, ödeme emrinden önce davacıya yapılan bir bildirim olduğu ve idari davaya konu edilebilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğinde olmadığı, nitekim, bu özellikleri taşıyan ödeme emrinin daha sonra düzenlendiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle reddeden İstanbul Beşinci Vergi Mahkemesinin 14.2.2005 gün ve E:2004/1134; K:2005/258 sayılı kararının; davaya konu edilen işlemin bir bildirim değil, tahakuk niteliği taşıdığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmuştur. Tetkik Hakimi Ayşegül ?AHİN'in Düşüncesi: Olayda; Mahkemece, dava konusu işlemin, kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olmadığı, bir bildirim niteliği taşıdığı nitekim, kesin yürütülmesi zorunlu nitelikteki ödeme emrinin sonradan düzenlendiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de; karşılığında teminat gösterilmiş bulunan amme alacaklarında, ayrıca bir ödeme emri veya ihbarname gibi diğer takip yollarına başvurulmasına lüzum olmaksızın 6183 sayılı Kanunun 56'ncı maddesinde öngörülen bildirimde bulunulmasının yeterli olması; söz konusu bildirim üzerine borcun yedi gün içinde ödenmemesi durumunda ise, teminatın paraya çevrilerek amme alacağının tahsil edilmesinin mümkün bulunması sebebiyle, davaya konu işlemin kesin ve yürütülmesi gerekli bir işlem niteliği taşıdığı açıktır. Bu sebeple, dava hakkında, işin esasının incelenmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle verilen kararda isabet görülmediğinden, bozulmasının gerektiği düşünülmektedir. Danıştay Savcısı H.Hüseyin TOK'un Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü: Dosyanın incelenmesinden; davacı ?irket tarafından dahilde işleme izin belgesi kapsamında geçici olarak ithal edilen eşyaların ihracına ilişkin özel faturaların sahte olduğunun tespit edildiğinden bahisle, geçici ithale konu eşyalara terettüp eden kamu alacağının, 6183 sayılı Kanun uyarınca yedi gün içinde ödenmesi, aksi halde yasal gereğinin yerine getirileceği yolunda tesis edilen işlemin kaynak kullanımını destekleme fonu payı, fon payına ilişkin gecikme zammı ile faize ilişkin kısmının iptali istemiyle açılan davanın; ortada kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlemin bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmıştır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14'üncü maddesinde, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlemin olup olmadığı hususunun ilk inceleme esnasında araştırılacağı belirtilmiş; 15'inci maddesinde, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlemin bulunmaması halinde davanın reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun cebren tahsil ve şekilleri başlıklı 54'üncü maddesinde, ödeme müddeti içinde ödenmeyen Amme alacağının, tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı; cebren tahsilin 1) amme borçlusu tahsil dairesine teminat göstermişse, teminatın paraya çevrilmesi yahut kefilin takibi, 2) amme borçlusunun borcuna yetecek miktardaki mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi, 3) gerekli şartlar bulunduğu takdirde borçlunun iflasının istenmesi şekillerinden herhangi birinin tatbiki suretiyle yapılacağı; 56'ncı maddesinde ise, karşılığında teminat gösterilmiş bulunan amme alacağı vadesinde ödenmediği takdirde, borcun yedi gün içinde ödenmesi, aksi halde teminatın paraya çevrileceği veya diğer şekillerle cebren tahsile devam olunacağının borçluya bildirileceği, yedi gün içinde borç ödenmediği takdirde, teminatın, anılan kanun hükümlerine göre paraya çevrilerek amme alacağının tahsil edileceği hükme bağlanmıştır. 6183 sayılı Kanunun amme alacağının cebren tahsiline ilişkin kısmının, cebren tahsil ve takip esasları başlıklı birinci bölümünde yer alan bu düzenlemelere göre, cebren tahsil yollarına başvurulabilmesi için, kamu borçlusuna, öncelikle, duruma göre, ödeme emri veya borcun ödenmemesi halinde teminatın paraya çevrileceği hususunun tebliği gerekmektedir. İdare Hukukunda, kamu gücünün, idare edilenler üzerinde, ayrıca bir başka işlemin varlığına gerek olmaksızın, doğrudan hukuki sonuçlar doğurmak suretiyle etki yaratan işlemler, icrai (yürütülmesi gerekli) işlemler; idari karar alma sürecinde başkaca bir aşamadan geçmesine gerek kalmayan, yani nihai nitelikte olan işlemler ise, kesin işlemler olarak tanımlanmaktadır. Mahkemece, dava konusu işlemin, kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olmadığı, bir bildirim niteliği taşıdığı, nitekim, kesin yürütülmesi zorunlu nitelikteki ödeme emrinin sonradan düzenlendiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de; karşılığında teminat gösterilmiş bulunan amme alacaklarında, ayrıca bir ödeme emri veya ihbarname gibi diğer takip yollarına başvurulmasına lüzum olmaksızın 6183 sayılı Kanunun 56'ncı maddesinde öngörülen bildirimde bulunulmasının yeterli olması; söz konusu bildirim üzerine borcun yedi gün içinde ödenmemesi durumunda ise, teminatın paraya çevrilerek amme alacağının tahsil edilmesinin mümkün bulunması sebebiyle, davaya konu işlemin kesin ve yürütülmesi gerekli bir işlem niteliği taşıdığı açıktır. Bu sebeple, dava hakkında, işin esasının incelenmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken, idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlemin bulunmadığı gerekçesiyle verilen kararda isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte, yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca karar verilmesine gerek bulunmadığına, 27.3.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.





Bu haberin geldigi yer: Imar Hukukcusu
http://www.imarhukukcusu.com

Bu haber icin adres:
http://www.imarhukukcusu.com/modules.php?name=News&file=article&sid=86