Yeni Sayfa 4
Yeni Sayfa 3
Her ne kadar İdare Mahkemesi'nce davacının ilişiğini kestiği 1.9.2004 tarihinden
itibaren altmış gün içinde idareye başvurarak ya da doğrudan dava açması
gerekirken bu süre geçirildikten sonra 16.1.2006 tarihinde açılan davanın
süresinde olmadığı kabul edilmiş ise de; 24.8.2004 olur tarihli naklen atama
işleminde "atamasının yolluksuz yapıldığı" hususunun belirtilmiş olup olmaması,
dava açma süresinin başlangıcı açısından önem arz etmektedir.
Buna göre;
1- Davacıya tebliğ edilen naklen atama işleminde, işlemin "yolluksuz" olarak
kurulduğu yolunda bir ibare yer almışsa, ilgili bu işlemin kendisine tebliğ
edildiği tarihten itibaren, atama işleminde yer alan "yolluksuz" ibaresinin
iptali ve bu atama işlemi nedeniyle yoksun kaldığı yolluğun kendisine ödenmesine
hükmedilmesi istemiyle dava açabilir.
Bu durumda davacı, niteliği yukarıda belirtilen davayı, naklen atama işleminin
kendisine tebliğ edildiği tarihi izleyen günden itibaren 2577 sayılı Kanun'un 7.
maddesinde öngörülen süre içerisinde doğrudan açabileceği gibi; anılan Kanun'un
11. maddesinin tanıdığı olanak nedeniyle idareye başvurarak, bu başvuru üzerine
idarece kurulacak olan olası olumsuz işleme karşı bu maddedeki süreci işleterek
de dava açabilir.
2- Davacıya tebliğ edilen naklen atama İşleminde "yolluksuz" ibaresi yok ise
ilgilinin, naklen atama işleminden doğan yolluğunun tarafına ödenmesi için
yaptığı başvuru 2577 sayılı Yasanın 10. maddesi kapsamında olup, bu başvuru
üzerine kurulacak işlemin İptali istemiyle açılacak davanın suresinin de 10.
madde hükmüne göre belirlenmesi gerekmektedir.
Olayda; davacının Kızılcahamam İlçe Tapu Müdürlüğü’ndeki şeflik görevinden,
Çankırı İli Çerkeş ilçesi Kadastro Müdürlüğüne kadastro teknisyeni olarak
atanmasına ilişkin 24.8.2004 olur günlü işlemde atamanın yolluksuz olduğuna dair
herhangi bir ibarenin mevcut olmaması karşısında; davacının yolluk ödenmesi
istemiyle 12.12.2005 tarihinde idareye yaptığı başvuru 2577 sayılı Kanun'un 10.
maddesi kapsamında yapılmış bir başvuru niteliğini taşıdığından, bu konuda çıkan
uyuşmazlıkta davacının ilişiğini kestiği tarihinin dava açma süresi için
başlangıç olarak alınması mümkün bulunmamaktadır.
Öte yandan; davacının yolluk istemli başvurusunun reddine ilişkin 14,12.2005
günlü ret işleminin davacıya tebliğinden itibaren, bu işlemin iptali istemiyle
16.1.2006 tarihinde açılan davanın, 2577 sayılı Kanun'un 7. maddesi uyarınca
süresinde olduğu da açıktır.
Bu durumda, 2577 sayılı Yasa'nın 10. maddesinde yer alan hükümler uyarınca
süresinde açılan davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davanın
süresinde olmadığı gerekçesiyle reddi yolunda verilen Mahkeme kararında hukuki
isabet görülmemiştir.