Yeni Sayfa 3
6 Temmuz 2007 CUMA
Resmî Gazete
Sayı : 26574
YARGITAY KARARI
Yargıtay 8. Hukuk
Dairesinden:
Esas No :
2007/2581
Karar No :
2007/2931
İncelenen Kararın
Mahkemesi :
Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarihi
: 04/12/1997
Numarası :
1988/187-1997/969
Davacı
: YADİGAR AYDEMİR
Davalı
: ETHEM PA?A VS.
Dava Türü :
Tapu iptali ve tescil
Yeni Sayfa 2
6 Temmuz 2007 CUMA
Resmî Gazete
Sayı : 26574
YARGITAY KARARI
Yargıtay 8. Hukuk
Dairesinden:
Esas No :
2007/2581
Karar No :
2007/2931
İncelenen Kararın
Mahkemesi :
Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarihi
: 04/12/1997
Numarası :
1988/187-1997/969
Davacı
: YADİGAR AYDEMİR
Davalı
: ETHEM PA?A VS.
Dava Türü :
Tapu iptali ve tescil
Yadigar Aydemir
ile Ethem Paşa mirasçıları Hamdi (Ethem oğlu) ve müşterekleri aralarındaki tapu
iptali ve tescil davasının kabulüne dair Gebze 1. Asliye Hukuk Hâkimliğinden
verilen 04.12.1997 gün ve 187/969 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozma isteği ile istenilmiş
olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı tarafından
davalılar aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının kabulüne ilişkin yerel
mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığı'nın yazısı
üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle, dosya
incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı, 260 ada 29
parselin tapulama çalışmalarında Ethem Paşa adına tescil edildiğini, taşınmazdan
435 m2 bölümünü haricen satın aldığını, 20 yılı aşkın süre zilyet ve
tasarrufunda bulundurarak ev yaparak ağaç diktiğini, Ethem Paşa'nın öldüğünü
ancak varislerine ulaşamadığını açıklayarak 435 m2 miktarındaki kısma ait tapu
kaydının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Dava dilekçesinde
gösterilen adreslere çıkartılan tebligatların yazılı cadde ve sokak isimleri
bulunmadığından iade edilmeleri üzerine davalılara gazete ile ilan yapılarak
dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkemece,
davacının 1968 yılından dava tarihine kadar zilyetliğinde olduğu ve kazanma
koşullarının oluştuğu gerekçesiyle 260 ada 29 parsel iken şüyulandırma sonunda
1342-1344 adalar olan taşınmazda 287,36 m2’lik bölümüne ait tapu kaydının iptali
ile davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm temyiz edilmeksizin
kesinleşmiştir.
Dava konusu
taşınmazın evveli 378 (tashih sonucu 260) ada 29 parsel olup, 8472 m2 miktarlı
tarla vasfında iken 6.2.1969 tarihinde tapulama yolu ile ölü Ethem Paşa adına
tesbit edilmiş, tutanak 26.6.1969 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmiş,
30.7.1984 tarihinde yapılan şüyulandırma sonucunda 378 ada 133 ve 134 parsellere
ifraz görmüş, daha sonra 14.10.1987 tarihinde yapılan şüyulandırma sonunda 1342
ada 1, 2, 3,4, 5, 6, 7, 8 ve 1344 ada 1, 2, 3, 4, 5 parseller oluşmuştur. Dosya
içerisindeki bilgiler ve teknik bilirkişinin raporundaki açıklamalara göre dava
konusu A ile gösterilen 287,36 m2'lik taşınmaz 1342 ada içinde, 1 parselin
doğusunda kalmakta olup, şüyulandırma sonunda imar yolu olarak bırakılan yerde
bırakılmış iken davacının talebi üzerine 12.6.1990 tarihinde bu imar yolu
kaydırılmış, ama dava konusu taşınmaza parsel numarası verilmemiştir. Bu
açıklamalara göre taşınmazın evveli tapulu olup, halen parsel numarası
bulunmamaktadır.
Mahkemece yapılan
keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar davacının 1968 yılından dava
tarihine kadar dava konusu taşınmazda oturduğunu, kimden satın aldığını
bilmediklerini ifade etmişler, teknik bilirkişiler 24.3.1997 ve 14.10.1997
tarihli rapor ve ek raporları ile dava konusu yerin 1342 adada imar yolu içinde
olduğu, imar planında her ne kadar yolun kaydırıldığı bildirilmiş ise de
kadastral paftasında henüz böyle bir işlemin yapılmadığı, ancak ilgilisinin
Belediyeye talebi üzerine bu kısmın ihdas edilerek sınırlandırılabileceğini,
üzerinde 130 m2 alanlı ev olduğunu, tamamının 287,36 m2 olduğu ve A harfi ile
gösterdiklerini açıklamışlardır. Dava sırasında davacı tarafça, mahkemece
verilen yetki üzerine tapu maliki Ethem Paşa'nın mirasçılık belgesi çıkartılmış,
mirasçılık belgesinde yazılı mirasçılar 1.11.1995 tarihli dilekçe ile davaya
dahil edilerek dava dilekçesinin gazete ile ilanen tebliği yoluna gidilmiştir.
HUMK.nun 73.
maddesinde çok açık şekilde vurgulanan temel kurala göre; mahkeme yanları
dinlemeden, onların iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun
olarak davet etmeden hükmünü veremez. İşte onun için davetin ve özellikle
davetiyenin davadaki önemi büyüktür. Tebliğ ile ilgili 3220 sayılı Yasa ile
değişik 7201 sayılı Yasanın ve bu yasaya göre çıkartılan nizamnamenin hükümleri
tamamen biçimseldir. Gerek tebliğ işlemi gerek tebliğ tarihi, yasada ve
nizamnamede emredilen şekillerle kanıtlanabilir. Bu konuda etkili önlemler
alınmış olmasının tek amacı tebliğin muhatabına ulaşması ve onun tarafından
kabul edilmesini sağlamaktır. Zira yazılı tebligat, davaya ilişkin işlemleri o
dava ile ilgili kişilere bildirmek için yapılan bir belgelendirme işlemidir. O
halde, yasa ve nizamname hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması
zorunludur. 7201 sayılı Yasa ve nizamnamede açıklandığı üzere ilanen tebliğ
ancak adresi meçhul olanlara yapılır. Bir şahsın adresinin meçhul olabilmesi
için de, tebligat imkansızlığının anlaşılması, diğer deyişle soruşturmaya rağmen
ikametgahının, meskeninin veya işyerinin bulunmaması lazımdır. Ölen kimsenin
mirasçılarının ve bunların adreslerinin tahkik ve tesbit olunarak tespit
edilenlere ilamların tebliğ edilmesi, adresleri bulunmayanlara da ilan suretiyle
tebligat yapılması icabeder. Somut olayda; mirasçılık belgesinde yazılı
mirasçılardan Ethem Paşa'nın eşi Fatma adına yapılan herhangi bir tebligat
bulunmadığı gibi mirasçılık belgesinde yazılı mirasçılarla ilgili herhangi bir
araştırma da yapılmamıştır. Kural olarak tapu iptali ve tescil davası sağ ise
dava kayıt malikine, ölmüş ise usulen belirlenecek mirasçılarına yöneltilir. Tüm
araştırma ve incelemelere rağmen mirasçıların yerleşim yeri ve adreslerinin
belirlenememesi halinde mirasçıların ve Hazinenin menfaatlerini korumak için
TMK.nun 427/1. maddesi ve 3561 sayılı Kanun hükümleri gözönünde tutularak kayyım
tayin edilmesi, TMK.nun 501. maddesi gereğince son mirasçı olması ve tapu
kütüğünün tutulmasındaki sorumluluğu nedeniyle Hazinenin de davalı olarak davaya
dahil edilerek, bu esaslar çerçevesinde taraf delillerinin toplanıp birlikte
değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Mirasçıların sağ
olup olmadıkları ve adreslerinin resmi daire ve müesseselerden bu arada Nüfus
İdaresi, Tapu Sicil Müdürlüğü, Askerlik ?ubesi ile Cumhuriyet Savcılığı
aracılığı ile zabıta birimlerinden tetkik ve tesbit edilerek belirlenecek duruma
göre davalılara usulüne uygun tebligat yapılması, belirlenememesi halinde az
yukarda açıklandığı şekilde işlem yapılarak taraf teşkili yapıldıktan sonra
yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi gerektiği halde mirasçılardan
Fatma'nın davada davalı olarak gösterilmemesi ve mirasçılarla ilgili herhangi
bir tahkikat yapılmaksızın gazete ile ilan yoluna gidilerek taraf teşkilinin
sağlanmaya çalışılması doğru olmamıştır.
Sonuç: Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK'nun 427.
maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA ve
gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığına gönderilmesine, 14.05.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.