Deprem Sonucu Yıkılan Yapının İnşası Aşamasında Yürütülmesi Gereken Faaliyetleri
Tarih: 02.07.2007 Saat: 11:34
Konu:


Yeni Sayfa 9

Davalı idarenin deprem sonucu yıkılan yapının inşası aşamasında yürütülmesi gereken faaliyetlerini gereği gibi yerine getirmemesi sonucu oluşan hizmet kusuru nedeniyle ortaya çıkan zarar kusuru oranında tazminle sorumlu bulunduğundan, yapı kullanma izin belgesi bulunmayan ve kat irtifakı kurulmayan bir binada oturan davacının, yapının deprem sonucu yıkılmasında tümüyle kendi kusuru bulunduğu gerekçesine dayalı olarak davanın reddi yolunda verilen temyize konu mahkeme kararında isabet görülmediği hk.



Yeni Sayfa 8

Dairesi

Karar Yılı

Karar No

Esas Yılı

Esas No

Karar Tarihi

ALTINCI DAİRE

2006

6675

2004

4177

29/12/2006

 

KARAR METNİ

 


Temyiz İsteminde Bulunan : ?
Vekili : Av. ?
Karşı Taraf : Avcılar Belediye Başkanlığı - İSTANBUL
Vekili : Av. ?
İstemin Özeti : İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 21.10.2003 günlü, E:2000/1349 K:2003/1176 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi İsmet Can'ın Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı M.İclal Kutucu' nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı ve Onbirinci Daireleri müşterek heyetince, 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun Ek:1 maddesi uyarınca birlikte yapılan toplantıda Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra davacının adli yardım istemi 4539 sayılı Yasa uyarınca kabul edilerek işin gereği görüşüldü:
Dava, davacının ikamet ettiği ? numaralı dairenin de bulunduğu İstanbul, Avcılar İlçesi, Gümüşpala Mahallesi, Kaynata Sokak, ? pafta, ? sayılı parselde bulunan ? kapı numaralı ? Apartmanının 17.08.1999 günü meydana gelen deprem sonucu yıkılması nedeniyle uğranıldığı öne sürülen 50.000.000.000.-lira daire bedeli karşılığı maddi zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden, 2.bodrum+1.bodrum+zemin+3.normal kat ruhsatlı yapıya kaçak olarak 4. normal katın tabliye kalıbı yapılırken 18.06.2002 günlü tespit üzerine 23.07.1992 günlü, 2594 ve 2595 sayılı Küçükçekmece Belediye Encümeni kararları ile ruhsatsız katın yıkımı ile para cezası verilmesinin öngörüldüğü, daha sonra kaçak 4. normal katın üzerine 17,00mx11,00m ebadında dış tuğla duvarları örülerek çekme katın yapıldığının 01.10.2002 günlü tespiti üzerine Avcılar Belediye Encümeninin 09.02.1993 günlü, 256 sayılı yıkım kararının alındığı, davacının yapı kullanma izni alınamayan ve kat mülkiyeti kurulmayan bir binada satın alarak oturduğu dairenin meydana gelen deprem sonucu yıkılmasında kendi kusurunun bulunduğu, hukuken korunması gereken bir zarardan söz edilemeyeceği, yıkım nedeniyle davalı idarenin tazminle yükümlü tutulamayacağı, kaldı ki deprem sonucu davacının hak sahibi kabul edilerek Çerkezköy Kumlu Geçit konutlardan daire verildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Anayasanın 125. maddesinin 1. fıkrasında; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra son fıkrasında; idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesinde ise: Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur. Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshası da muhtara bırakılır. Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister. Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir. Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir kuralı yer almıştır.
Dava dosyası ile Danıştay Altıncı Dairesinin 02.12.2005 günlü, E:2003/7153, K:2005/5915 sayılı kararının birlikte incelenmesinden, İstanbul, Avcılar İlçesi, Gümüşpala Mahallesi, Kaynata Sokak, ? pafta, ? sayılı parselde bulunan ? kapı numaralı ? Apartmanının 13.02.1991 günlü, 991/406 sayılı yapı ruhsatına göre h:12.50 m irtifada 3.bodrum+2.bodrum+1.bodrum+zemin+3 normal kat+çatı arası piyesi olmasına karşın onaylı mimari projeye aykırı olarak ruhsatsız 4.normal katın tabliye betonu atılmış, kalıbı yapılır durumda 18.06.1992 günü Küçükçekmece Belediyesi tarafından tespit edilerek 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 32.maddesi uyarınca ruhsatsız kısmın yıkımı ile 42.maddeye göre para cezası verilmesi yolunda Küçükçekmece Belediye Encümenince 23.07.1992 günlü, 2594 ve 2595 sayılı kararların alındığı, inşaata devam edilerek ruhsatsız 4.normal kat üzerine çekme kat yapıldığının Avcılar Belediyesince 01.10.1992 günü tespit edilerek kaçak kısımlarının yıkımı ve para cezası verilmesine ilişkin Avcılar Belediye Encümeninin 09.02.1993 günlü 256 ve 257 sayılı kararların alındığı halde ruhsata aykırı kısımların yıkımının gerçekleştirilmediği, davacı tarafından 12 nolu dairenin arsa malikinden satın alındığı ve arsa hissesi devrinin ise depremden sonra 24.09.1999 günü tapuda gerçekleştirildiği, 17.08.1999 günü meydana gelen deprem sonucu yıkılan yapının enkazında aynı binada oturan ? tarafından Küçükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesinin 1999/505 D.İş sayılı dosyasında yaptırılan tespit sonucu düzenlenen 13.09.1999 günlü bilirkişi raporunda, bölgede çöken binaların büyük kısmının 5-8 katlı köşe konumundaki binalar olduğu, ağır hasarlı binalarda kolonlarda, kiriş ve kolonların birleşim yerlerinde patlamalar oluştuğu, donatılarda burkulmalar nedeniyle yapılarda aşırı kalıcı yanal değişmeler gözlendiği, kiriş ve kolon bağlantılarındaki etriye aralıklarının olması gerekenden fazla olduğu, depremde dikkat çeken en önemli hususlardan birisinin de hasarsız veya hasarlı iki bina arasında kalan aynı irtifada ve ebattaki binaların tamamen yıkılmasının oluşturduğu, bu durumun çöken binaların deprem Yönetmeliğine göre yapılmadığı, malzeme ve işçiliğin kalitesiz olduğu, yüklenicinin hatalı imalat yaptığı gerçeğini ortaya çıkardığı, deprem kuvvetinin bina ağırlığı ve deprem katsayısıyla doğru orantılı olduğu, deprem katsayısının binaya ait dinamik katsayısı ile doğru orantılı olmasının zemin etüdü ve jeolojik etüt ile jeolojik yapının çok önem taşıdığını gösterdiği, tespit konusu olan binanın tamamen yıkıldığı halde çevredeki yapıların hafif hasarlı veya hasarsız olmasının aynı zemin özelliklerine haiz olan bu bölgede binanın imalat hatası ve fazla yüklenme sonucu taşıyıcıların yeterli olmamasından kaynaklandığına işaret ettiği, binanın kaldırılmış olan ve çok az bir kısmı zeminde bulunan enkazında, taşıyıcı sistemde kullanılan bazı elemanların ebad ve techizat adet ve kalınlıklarından taşıyıcının yeterli olmadığı kanaatini kuvvetlendirdiği, apartman girişinin sağında kesilmiş olduğu gösterilen kolonun tespit edildiği bilgilerine yer verildiği, Danıştay Altıncı Dairesinin E:2005/6366 sayılı dosyasına sunulan Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporda ise, uyuşmazlık konusu yapının inşaasındaki imalat hatası, fazla yükleme yapılması, taşıyıcı sistemde kullanılan bazı elemanların ebat ve techizat adet ve kalınlıklarının yetersiz oluşu, binanın projesine aykırı kaçak katlarının yapımına zamanında müdahale edilmemesi sonucu depremde yapının yıkılmasında davalı idarenin %25 oranında sorumluluk taşıdığının belirtildiği, taşınmazın 1992 yılında Avcılar Belediyesi sınırları içine alındığı, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü'nün 12.04.2000 günlü, 999 sayılı yazısında, uyuşmazlık konusu taşınmazın yer aldığı bölgenin 2.derece deprem bölgesinde kaldığı, bu bölgede yapıldığı tarihte geçerli şartname (Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik, 1975) hükümlerine uyularak projelendirilip inşa edilen bir binanın aletsel büyüklüğü 7,4 olan 17.08.1999 depreminde daha sonra tamir edilecek miktarda kısmen hasar görmesinin normal karşılanabileceği ancak yıkılmaması ve ölüme sebebiyet vermemesi gerektiğinin belirtildiği, dosyada yer alan 11.06.1987 günlü ve 15.12.1989 günlü imar durumlarında h:12.50m, 4 kat, çatı katı yapılamaz şartına karşılık, onaylanan mimari projeye esas alınan 19.03.1990 günlü imar durumuna göre yapının 3.B+2.B+1.B+zemin+3 normal+çatı katlı olmasının öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Onaylı mimari projesine ve yapı ruhsatına aykırı kat yapıldığı gerek Küçükçekmece Belediye Başkanlığı gerek davalı idarece tespit edilerek mühürlenen ve hakkında alınan yıkım kararlarına karşın inşai faaliyete devam edilip sonra da yerleşilmesine olanak sağlanan 2.derece deprem bölgesinde yer alan uyuşmazlık konusu yapı deprem sonucu yıkılmış bulunmaktadır.
Ruhsatlı yapıda ruhsatsız ilave katlar yapılan inşaat hakkında yıkım kararları alınmışsa da 3194 sayılı Yasanın yukarıda yer alan açık kurallarına karşın yıkımın gerçekleştirilmediği gibi yapının imalatına ilişkin aykırılıkların da yeterince tespit edilemediği olayda, davacı tarafından bu şekliyle satın alınan ve yerleşilmesine olanak sağlanan uyuşmazlık konusu yapının imalatından depremde yıkımına kadar geçen sürede davalı idarenin denetim görevini de içeren idari faaliyetlerini kusurlu olarak işlettiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu durumda, davalı idarenin deprem sonucu yıkılan yapının inşaası aşamasında yürütülmesi gereken faaliyetlerini gereği gibi yerine getirmemesi sonucu oluşan hizmet kusuru nedeniyle ortaya çıkan zararı kusuru oranında tazminle sorumlu bulunduğundan, yapı kullanma izin belgesi bulunmayan ve kat irtifakı kurulmayan bir binada oturan davacının,yerinin deprem sonucu yıkılmasında tümüyle kendi kusuru bulunduğu gerekçesine dayalı olarak davanın reddi yolunda verilen temyize konu mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Öte yandan, davacının deprem sonucu afetzede kapsamında görülerek adına bedeli karşılığında kalıcı konut tahsis edilmesinin görülen tazminat davasında kusurun belirlenmesine herhangi bir etkisinin bulunmadığı ancak tazminat tutarının hesabında dikkate alınması gereken konulardan birini oluşturmaktadır.
Açıklanan nedenlerle İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 21.10.2003 günlü, E:2000/1349 K:2003/1176 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 29.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
B?/ÖEK

 

 

 







Bu haberin geldigi yer: Imar Hukukcusu
http://www.imarhukukcusu.com

Bu haber icin adres:
http://www.imarhukukcusu.com/modules.php?name=News&file=article&sid=616