Yeni Sayfa 12
D. Altıncı D’nin 3.11.2003 gün ve
E: 2002/2922, K: 2003/5324 s.k.
Kararın Özeti
Davacılara ait
taşınmazlar yapı yapılamayacak olan kıyı ve sahil şeridinin ilk 50 metrelik
bölümünde kaldığından ve parselasyon paftasında da buradaki taşınmazlar park
olarak gösterildiğinden eski yerinin daha değerli olmasının mümkün olmadığı ve
bulunduğu yer dışında imar parseli verilmesinin mevzuata uygun hk.
Yeni Sayfa 11
Dava, ..., ... İlçesi, ... Mahallesi, 125 ada, 57 ve 114 parsel sayılı
taşınmazların bulunduğu bölgede 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca
yapılan parselasyon işleminin ve bu işleme yönelik itirazın reddine ilişkin
23.6.2000 günlü, 23/165 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle
açılmış; İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi
sonucunda düzenlenen raporla dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte
değerlendirilmesinden, dava konusu taşınmazların güney cepheleri kıyı kenar
çizgisinden itibaren yaklaşık 5 metre içerde iken, taşınmazların denize olan
yakınlığı gözardı edilerek denize yakın olarak oluşturulan imar adalarından
davacılara yer verilmeyerek daha kuzeyde ve denizden uzaktaki imar
parsellerinden yer verildiği, davacıların kadastral parsellerinin kuzeyinde yer
alan kadastral parsel sahiplerine eski yerlerinde ve denize daha yakın yerde
oluşturulan imar parsellerinden tahsis yapıldığı anlaşıldığından, dava konusu
işlemlerde mevzuata ve hakkaniyete uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline
karar verilmiş; karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacılara ait 125 ada, 57 ve 114 parsel sayılı
taşınmazların 3621 sayılı Kıyı Kanununa göre yapı yapılamayacak olan kıyı ve
sahil şeridinin ilk 50 metrelik bölümü içinde kaldığı ve dava dosyasında bulunan
parselasyon işlemine ait paftada da davacının kadastral parsellerinin bulunduğu
yerde oluşturulan taşınmazların park alanı olarak gösterildiği ve bu yerde imar
parseli oluşturularak tahsis yapılamayacağı; ayrıca, kadastral parsellerin
bitişiğinde ve yakınında oluşturulan imar parsellerinin de o yerlerdeki
kadastral parsel maliklerine verildiği anlaşılmaktadır.
Davacıların kadastral parsellerinin yeri ve bu yerde imar parseli oluşturularak
tahsis yapılamayacağı dikkate alındığında, dava konusu parselasyon işlemiyle
fiziki ve teknik zorunluluklar da göz önünde bulundurularak kadastral
parsellerin dışında oluşturulan imar parsellerinden tahsis yapılmasında mevzuata
aykırılık bulunmamaktadır.
Bu durumda, dava konusu parselasyon işleminin iptali yolunda verilen idare
mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Edirne İdare Mahkemesinin 20.9.2001 günlü, E:2001/608,
K:2001/687 sayılı kararının BOZULMASINA, 10.120.000.- lira karar harcı ile
fazladan yatırılan 7.530.000.- lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine,
dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 3.11.2003 gününde oybirliğiyle karar
verildi.
(DAN-KAR-DER; SAYI:4)