Yeni Sayfa 4
Yeni Sayfa 3
4 Nisan 2007 ÇAR?AMBA
Resmî Gazete
Sayı : 26483
KANUN
GELİR VERGİSİ
KANUNU VE BAZI KANUNLARDA
DE?İ?İKLİK
YAPILMASINA DAİR KANUN
Kanun No. 5615
Kabul Tarihi : 28/3/2007
MADDE 1 –
31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi
Kanununun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendi ile mülga
ikinci fıkrasından sonra gelen üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"6. Evlerde kullanılan dikiş, nakış, mutfak robotu, ütü ve benzeri
makine ve aletler hariç olmak üzere, muharrik kuvvet kullanmamak ve dışarıdan
işçi almamak şartıyla; oturdukları evlerde imal ettikleri havlu, örtü, çarşaf,
çorap, halı, kilim, dokuma mamûlleri, kırpıntı deriden üretilen mamûller, örgü,
dantel, her nevi nakış işleri ve turistik eşya, hasır, sepet, süpürge, paspas,
fırça, yapma çiçek, pul, payet, boncuk işleme, tığ örgü işleri, ip ve urganları,
tarhana, erişte, mantı gibi ürünleri işyeri açmaksızın satanlar. Bu ürünlerin,
pazar takibi suretiyle satılması ile ticarî, ziraî veya meslekî faaliyetleri
dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olanların düzenledikleri hariç
olmak üzere; düzenlenen kermes, festival, panayır ile kamu kurum ve
kuruluşlarınca geçici olarak belirlenen yerlerde satılması muaflıktan
faydalanmaya engel değildir."
"Ticarî, ziraî veya meslekî kazancı dolayısı ile gerçek usûlde
Gelir Vergisine tâbi olanlar ile yukarıda sayılan işleri Gelir ve Kurumlar
Vergisi mükelleflerine bağlılık arz edecek şekilde yapanlar esnaf muaflığından
faydalanamazlar."
MADDE 2 –
193 sayılı Kanunun mülga 32 nci maddesi başlığıyla
birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
"Asgarî geçim indirimi
MADDE 32 – Ücretin gerçek usûlde vergilendirilmesinde asgarî geçim
indirimi uygulanır.
Asgarî geçim indirimi; ücretin elde edildiği takvim yılı başında
geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için
uygulanan asgarî ücretin yıllık brüt tutarının; mükellefin kendisi için % 50’si,
çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için % 10’u, çocukların her biri
için ayrı ayrı olmak üzere; ilk iki çocuk için % 7,5 diğer çocuklar için %
5’idir. Gelirin kısmî döneme ait olması halinde, ay kesirleri tam ay sayılmak
suretiyle bu süreye isabet eden indirim tutarları esas alınır. Asgarî geçim
indirimi, bu fıkraya göre belirlenen tutar ile 103 üncü maddedeki gelir vergisi
tarifesinin birinci gelir dilimine uygulanan oranın çarpılmasıyla bulunan
tutarın, hesaplanan vergiden mahsup edilmesi suretiyle uygulanır. Mahsup
edilecek kısmın fazla olması halinde iade yapılmaz.
İndirimin uygulamasında "çocuk" tabiri, mükellefle birlikte oturan
veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilenler, evlat edinilenler ile ana
veya babasını kaybetmiş torunlardan mükellefle birlikte oturanlar dâhil) 18
yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış çocukları, "eş" tabiri ise,
aralarında yasal evlilik bağı bulunan kişileri ifade eder.
İndirim tutarının tespitinde mükellefin, gelirin elde edildiği
tarihteki medenî hali ve aile durumu esas alınır. İndirim, yukarıdaki oranlara
göre hesaplanan tutarları aşmamak kaydıyla, ücret geliri elde eden aile
fertlerinden her biri için ayrı ayrı, çocuklar için eşlerden yalnızca birisinin
gelirine uygulanır. Boşananlar için indirim tutarının hesabında, nafakasını
sağladıkları çocuk sayısı dikkate alınır.
Bakanlar Kurulu, indirim konusu yapılacak toplam tutarın asgarî
ücretin yıllık brüt tutarını aşmaması şartıyla ikinci fıkrada belirtilen asgarî
geçim indirimi oranlarını artırmaya veya kanunî oranına kadar indirmeye
yetkilidir.
Asgarî geçim indiriminin uygulama dönemleri ve mahsup şekli ile
diğer hususlara ilişkin usûl ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir."
MADDE 3 –
193 sayılı Kanunun 41 inci maddesinin birinci
fıkrasına (4) numaralı bentten sonra gelmek üzere aşağıdaki (5) numaralı bent
eklenmiş ve diğer bentler buna göre teselsül ettirilmiştir.
"5. Bu fıkranın 1 ilâ 4 numaralı bentlerinde yazılı olan işlemler
hariç olmak üzere, teşebbüs sahibinin, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk
ilkesine aykırı olarak tespit edilen bedel veya fiyatlar üzerinden mal veya
hizmet alım ya da satımında bulunması halinde, emsallere uygun bedel veya
fiyatlar ile teşebbüs sahibince uygulanmış bedel veya fiyat arasındaki işletme
aleyhine oluşan farklar işletmeden çekilmiş sayılır.
Teşebbüs sahibinin eşi, üstsoy ve altsoyu, üçüncü derece dahil
yansoy ve kayın hısımları ile doğrudan veya dolaylı ortağı bulunduğu şirketler,
bu şirketlerin ortakları, bu şirketlerin idaresi, denetimi veya sermayesi
bakımından kontrolü altında bulunan diğer şirketler ilişkili kişi sayılır.
Bu bent uygulamasında, imalat ve inşaat, kiralama ve kiraya verme,
ödünç para alınması veya verilmesi, ücret, ikramiye ve benzeri ödemeleri
gerektiren işlemler, her hâl ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak
değerlendirilir.
İşletmeden çekilmiş sayılan farklar, ilişkili kişi tarafından beyan
edilmiş gelir veya kurumlar vergisi matrahının hesabında dikkate alınmış ise
ilişkili kişinin vergilendirme işlemleri buna göre düzeltilir. İlişkili kişiler
ve bu kişilerle yapılan işlemler hakkında bu maddede yer almayan hususlar
bakımından, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesi hükmü
uygulanır."
MADDE 4 –
193 sayılı Kanunun 75 inci maddesinin ikinci
fıkrasının (2) numaralı bendine, birinci paragraftan sonra gelmek üzere
aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
"5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 7 nci maddesindeki
şartların birlikte gerçekleşmesi halinde; Türkiye’de yerleşik gerçek kişilerin
doğrudan veya dolaylı olarak ayrı ayrı ya da birlikte sermayesinin, kâr payının
veya oy kullanma hakkının en az % 50’sine sahip olmak suretiyle kontrol
ettikleri yurt dışı iştiraklerinin kazançları dağıtılsın veya dağıtılmasın,
iştirakin hesap döneminin kapandığı ayı içeren yıl itibarıyla dağıtılan kâr payı
sayılır. Türkiye’de vergilendirilmiş kazancın iştirak tarafından sonradan
dağıtılması durumunda, elde edilen kâr paylarının vergilendirilmiş kısmı bu
tutardan indirilir."
MADDE 5 –
193 sayılı Kanunun mükerrer 80 inci maddesinin
birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde yer alan "dört yıl içinde" ibaresi "beş
yıl içinde" olarak değiştirilmiştir.
MADDE 6 –
193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesine birinci
fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Vergilendirme rejiminin, Türk vergi sisteminin sahip olduğu
vergilendirme kapasitesi ile en az aynı düzeyde bir vergilendirme imkânı
sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişiminde bulunup bulunmadığı hususu da göz
önünde bulundurulmak suretiyle, Bakanlar Kurulunca ilan edilecek ülkelerde
yerleşik veya faaliyette bulunanlara (Türkiye’de yerleşik olanların bu ülkelerde
bulunan işyerleri dahil) nakden veya hesaben yapılan veya tahakkuk ettirilen her
türlü ödemeler üzerinden, bu ödemelerin verginin konusuna girip girmediğine veya
ödeme yapılanın mükellef olup olmadığına bakılmaksızın % 30 oranında vergi
kesintisi yapılır. Emsaline uygun fiyatlarla satın alınan mal ve iştirak
hisseleri için yapılan ödemeler, emsaline uygun fiyatlarla, deniz ve hava
ulaştırma araçlarının kiralanması için yapılan ödemeler ile yapılan işin
tamamlanabilmesi bakımından zorunluluk arz eden geçiş ücreti, liman ücreti gibi
ödemeler üzerinden yapılacak kesinti oranını; her bir ödeme türü, faaliyet
konusu ya da sektör itibarıyla ayrı ayrı belirlemeye, sıfıra kadar indirmeye
veya kanunî seviyesine kadar getirmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. Yurt
dışındaki finans kuruluşlarından temin edilen borçlanmalara ilişkin anapara,
faiz ve kâr payı ödemeleri ile sigorta ve reasürans ödemeleri üzerinden bu fıkra
uyarınca vergi kesintisi yapılmaz."
MADDE 7 –
193 sayılı Kanunun 99 uncu maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 99 – Muhtasar beyannamenin şekil, içerik ve eklerini
belirlemeye ve tevkifat konuları itibarıyla ayrı ayrı beyanname verme
mecburiyeti getirmeye Maliye Bakanlığı yetkilidir."
MADDE 8 –
193 sayılı Kanunun 121 inci maddesine aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
"Kontrol edilen yabancı kurumlara yapılan ödemeler üzerinden 94
üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kesilen vergiler, Türkiye’de yıllık
beyannameyle bildirilen kontrol edilen yabancı kurum kârı üzerinden hesaplanacak
gelir vergisinden mahsup edilebilir. Mahsup edilecek vergi, kontrol edilen
yabancı kurumun bu ödemelerden kaynaklanan kazancına isabet eden gelir
vergisinden fazla olamaz."
MADDE 9 –
193 sayılı Kanunun 123 üncü maddesine aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
"Kontrol edilen yabancı kurumlara ilişkin hükümlerin uygulandığı
durumlarda, yurt dışı iştirakin toplam vergi yükünün hesabında esas alınan
vergiler, ödenmiş olmaları şartıyla, Türkiye’de vergilendirilecek kontrol edilen
yabancı kurum kârları üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilebilir."
MADDE 10 –
193 sayılı Kanunun 92 nci maddesinde yer alan
"Mart ayının onbeşinci günü akşamına kadar," ibaresi "Mart ayının başından
yirmibeşinci günü akşamına kadar," olarak, "?ubat ayının onbeşinci günü akşamına
kadar," ibaresi "?ubat ayının başından yirmibeşinci günü akşamına kadar,"
olarak, 98 inci maddesinde yer alan "ertesi ayın yirminci günü akşamına kadar,"
ibaresi "ertesi ayın yirmiüçüncü günü akşamına kadar," olarak, "Ocak, Nisan,
Temmuz ve Ekim aylarının yirminci günü akşamına kadar" ibaresi "Ocak, Nisan,
Temmuz ve Ekim aylarının yirmiüçüncü günü akşamına kadar" olarak, mükerrer 120
nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "geçici verginin beyan süresini üç
aylık dönemi izleyen ikinci ayın onuncu," ibaresi "geçici verginin beyan
süresini üç aylık dönemi izleyen ikinci ayın ondördüncü," ve üçüncü fıkrasında
yer alan "dönemi izleyen ikinci ayın onuncu günü akşamına kadar" ibaresi "dönemi
izleyen ikinci ayın ondördüncü günü akşamına kadar" olarak, geçici 67 nci
maddesinin (1) numaralı fıkrasının yedinci paragrafındaki "dönemini izleyen ayın
yirminci günü akşamına kadar" ibaresi "dönemini izleyen ayın yirmiüçüncü günü
akşamına kadar", (14) numaralı fıkrasında yer alan "2006 yılında" ibaresi
"31/12/2008 tarihine kadar" olarak; ayrıca, 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı
Katma Değer Vergisi Kanununun 41 inci maddesinde yer alan "yirminci günü"
ibaresi "yirmidördüncü günü" olarak değiştirilmiştir.
MADDE 11 –
193 sayılı Kanuna aşağıdaki madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 71 – Bu Kanunun mükerrer 80 inci maddesinin birinci
fıkrasının (6) numaralı bendinin uygulanmasına ilişkin olarak, 70 inci maddenin
birinci fıkrasının (1), (2), (4) ve (7) numaralı bentlerinde sayılan ve 1/1/2007
tarihinden önce iktisap edilmiş olan mal (gerçek usûlde vergilendirilen
çiftçilerin ziraî istihsalde kullandıkları gayrimenkuller dahil) ve hakların
elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde dört yıllık süre
esas alınır."
MADDE 12 –
25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer
Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"c) Altın, gümüş, platin arama, işletme, zenginleştirme, rafinaj ve
Türk Petrol Kanunu hükümlerine göre petrol arama faaliyetlerine ilişkin olmak
üzere, bu faaliyetleri yürütenlere yapılan teslim ve hizmetler ile aynı Kanun
hükümlerine göre boru hattıyla taşımacılık yapanlara bu hatların inşa ve
modernizasyonuna ilişkin yapılan teslim ve hizmetler,"
MADDE 13 –
3065 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin (2) numaralı
fıkrasının (b) bendinde yer alan "Üniversite ve yüksekokullar ile 8.6.1965
tarihli ve 625 sayılı Kanun hükümlerine tâbi özel okullar tarafından ilgili
dönemdeki kapasitelerinin % 10 unu" ibaresi "8/2/2007 tarihli ve 5580 sayılı
Kanun hükümlerine tâbi özel okullar tarafından ilgili dönemdeki kapasitelerinin
% 10’unu, üniversite ve yüksekokullarda ise % 50’sini" şeklinde; (4) numaralı
fıkrasının (o) bendinde yer alan "işlemlerine konu mallar" ibaresinin
"işlemlerine konu mallar ile transit rejim kapsamında işlem gören mallar"
şeklinde; aynı fıkranın (r) bendi aşağıdaki şekilde; 29 uncu maddesinin (2)
numaralı fıkrasındaki "işletmelerden" ibaresi ise "işletmeler ile organize
sanayi bölgelerinden" şeklinde değiştirilmiştir.
"r) Kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin
mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile
gayrimenkullerin satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara
borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık gayrimenkul ve iştirak
hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve
teslimleri.
İstisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu
amaçla aktiflerinde bulundurdukları gayrimenkul ve iştirak hisselerinin
teslimleri istisna kapsamı dışındadır.
İstisna kapsamında teslim edilen kıymetlerin iktisabında yüklenilen
ve teslimin yapıldığı döneme kadar indirim yoluyla giderilemeyen katma değer
vergisi, teslimin yapıldığı hesap dönemine ilişkin gelir veya kurumlar vergisi
matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınır."
MADDE 14 –
6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim
Vergisi Kanununa ekli (II) sayılı listenin 87.03 G.T.İ.P. numarasında yer alan
"- Diğerleri" ibaresinden önce, vergi oranı % 10 olmak üzere "- Motor silindir
hacmi 3200 cm3’ü geçmeyen sürücü dahil 9 kişilik oturma yeri olanlar" ibaresi
eklenmiş ve (III) sayılı listenin (B) cetvelinin "Asgari Maktu Vergi Tutarı"
sütununda yer alan "0,0600" tutarları "0,0700" olarak değiştirilmiştir.
MADDE 15 –
1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi
Kanununa ekli (1) sayılı tablonun "I. Akitlerle ilgili kağıtlar" başlıklı
bölümünün (A) fıkrasına aşağıdaki (6) numaralı bent ile (2) sayılı tablonun
"III-İşçiler, çiftçiler ve göçmenlerle ilgili kağıtlar" başlıklı bölümüne
aşağıdaki (9) numaralı fıkra eklenmiştir.
"6. İkinci el araç satış sözleşmeleri (Binde 1,5)"
"9. 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu uyarınca
düzenlenen menşe şahadetnameleri."
MADDE 16 –
2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 123 üncü maddesinin üçüncü
fıkrasına "nev’i değişiklikleri nedeniyle yapılacak işlemler ile" ibaresinden
sonra gelmek üzere "Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri (Bu
kooperatifler ile Kredi Garanti Fonu İşletme ve Araştırma Anonim ?irketi
tarafından bankalardan kullandırılacak krediler için verilecek kefaletler
dahil)" ibaresi eklenmiş, Kanuna ekli (4) sayılı tarifenin "I- Tapu İşlemleri"
bölümünün (20) numaralı fıkrasının (d) bendindeki parantez içi hüküm "(Bu bedel,
üzerinde hak tesis edilen gayrimenkulun emlak vergisi değerinin yarısından az,
iki katından çok olamaz)" şeklinde değiştirilmiş, ekli (8) sayılı tarifenin "XI-
Finansal Faaliyet Harçları" başlıklı bölümünün (7) numaralı fıkrasının (a) ve
(b) bentlerinde yer alan tutarlar aşağıdaki şekilde yeniden belirlenmiştir.
"a) Yetkili
müesseseler (döviz büfeleri) kuruluş izin belgeleri (her yıl için) (11.220.-YTL)
b) Yetkili müesseselerin (döviz büfeleri) açacakları şubeler için
düzenlenen belgeler (5.610.-YTL)"
MADDE 17 –
13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri
Kanununun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine "ikramiyeleri"
ibaresinden sonra gelmek üzere "ile Merkez Bankasınca ihraç edilen likidite
senetlerinden elde edilen faiz gelirleri," ibaresi eklenmiş, 31 inci maddesinin
dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddenin sonuna aşağıdaki
fıkra eklenmiş; 33 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "bankalar arası
kambiyo muamelelerinde" ibaresi "kambiyo muamelelerinde" şeklinde
değiştirilmiştir.
"Sigorta şirketleri, iptal ettikleri sigorta muamelelerine ilişkin
vergileri (yalnızca iptal tarihinden sonraki döneme ait olan kısmı), iptalin
gerçekleştiği dönemde hesaplanan banka ve sigorta muameleleri vergisinden
indirebilirler. Bu dönemde indirilemeyen vergiler, sonraki dönem
beyannamelerinde indirim konusu yapılabilir."
"Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve
esasları belirlemeye yetkilidir."
MADDE 18 –
5/5/2005 tarihli ve 5345 sayılı Gelir İdaresi
Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin (g) bendi
aşağıdaki şekilde, 24 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "bu işlemlere
ilişkin olarak yaratılan ihtilaflarla ilgili yargı mercileri nezdinde talep ve
savunmalarda bulunmak" ibaresi "bu işlemler ile diğer işlemlerinden dolayı idarî
yargı mercileri nezdinde yaratılan ihtilaflarla ilgili olarak bu merciler
nezdinde talep ve savunmalarda bulunmak" şeklinde değiştirilmiş ve 33 üncü
maddesine "Başkanlığın görev alanına giren konularda" ibaresinden sonra gelmek
üzere "Maliye Bakanlığına yapılmış olan atıflar Gelir İdaresi Başkanlığına"
ibaresi eklenmiştir.
"g) İşlem ve eylemlerinden dolayı idarî yargı mercilerinde
yaratılan ihtilaflarla ilgili olarak bu merciler nezdinde talep ve savunmalarda
bulunmak, gerektiğinde itiraz, temyiz ve tashihi karar yoluna gitmek; temyiz
yoluna gidilip gidilmeyeceği hususunda taşra teşkilâtına muvafakat vermek;
şikâyet başvurularını karara bağlamak; uygulamada ortaya çıkan ihtilafların en
aza indirilmesine ve uygulama birliğinin sağlanmasına yönelik tedbirleri almak."
MADDE 19 –
4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununa
28 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
"Beyanname verme ve ödeme sürelerinde yetki
MÜKERRER MADDE 28 – Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı,
beyannamelerin verilme ve ödeme sürelerinin son gününü, kanunî süresinden
itibaren bir ayı geçmeyecek şekilde yeniden belirlemeye yetkilidir."
MADDE 20 –
213 sayılı Kanunun 120 nci
maddesinin sonuna aşağıdaki fıkra, 353 üncü
maddesinin (3) numaralı bendinin ikinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki
cümle eklenmiş; 367 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "defterdarlığın
veya gelirler bölge müdürlüğünün" ibaresi "vergi dairesi başkanlığının veya
defterdarlığın" şeklinde, 377 nci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları ise
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Bu Kanunun 4 üncü maddesinde yazılı vergi dairesinin görev ve
yetkilerini haiz olarak faaliyete geçen vergi dairesi başkanlıklarında düzeltme
yetkisi vergi dairesi başkanına ait olup, başkan bu yetkisini ilgili grup
müdürlerine ve/veya müdürlere devredebilir."
"Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, söz konusu tespiti vergi
incelemesine yetkili olmayanlara da yaptırmaya yetkilidir."
"Vergi dairesi başkanlıkları ile vergi daireleri, Maliye Bakanlığı
Gelir İdaresi Başkanlığınca belirlenen tutarları aşan davalarda Gelir İdaresi
Başkanlığının (İl özel idareleri ile belediyeler, valilerin) muvafakatını
almadan vergi mahkemesi kararları aleyhine temyiz yoluna gidemezler.
Gelir İdaresi Başkanlığı, tespit edeceği hadlerle sınırlı olmak
şartıyla, muvafakat verme yetkisini vergi dairesi müdürlüklerinin taraf
bulunduğu davalar için vergi dairesi başkanlıklarına ve/veya defterdarlıklara
devredebilir."
MADDE 21 –
21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 17 nci maddesinin birinci fıkrasında
yer alan "vergi dairesi müdürünün yazılı isteği üzerine defterdar," ibaresi
"vergi dairesi müdürünün (5345 sayılı Kanun uyarınca vergi dairesi yetkisini
haiz olarak kurulan ve faaliyete geçen vergi dairesi başkanlıklarında, ilgili
grup müdürünün ve/veya müdürün) yazılı talebi üzerine defterdar ve/veya vergi
dairesi başkanı," şeklinde değiştirilmiş, ikinci fıkrasında yer alan "müdürü"
ibaresinden sonra gelmek üzere fıkraya "(5345 sayılı Kanun uyarınca vergi
dairesi yetkisini haiz olarak kurulan ve faaliyete geçen vergi dairesi
başkanlıklarında, ilgili grup müdürü ve/veya müdür)" ibaresi eklenmiş, 90 ıncı
maddesinde yer alan "gayrimenkulün bulunduğu yer tapu sicil muhafızından
teşekkül eder." ibaresi "gayrimenkulün bulunduğu yer tapu sicil muhafızı veya
tevkil edeceği zattan teşekkül eder." şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 22 –
Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı
mükelleflerinden tahsil edilen gelirlerden, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanununun 23 üncü maddesinin (b) bendi gereğince
büyükşehir belediyelerine ayrılması gereken payın hesaplanmasında yeni bir
düzenleme yapılıncaya kadar; bu mükelleflerin, kanunî veya iş merkezlerinin
bulunduğu büyükşehir belediyesi, şubeleri nedeniyle mükellefiyeti bulunanlarda,
şube tarafından beyan edilen ve şube adına ödemesi yapılan vergi gelirlerini
kapsamak şartıyla, şubenin mükellefiyetinin bulunduğu büyükşehir belediyesi esas
alınır. Gelir İdaresi Başkanlığının kuruluşuna ilişkin 5/5/2005 tarihli ve 5345
sayılı Kanunun 23 üncü maddesi uyarınca şube mükellefiyetinin değiştirilmesi
halinde de bu madde hükmüne göre işlem yapılır. Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usûl ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
MADDE 23 –
4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale
Kanununun 10 uncu maddesinin sonuna aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Kurum, dördüncü fıkranın; (c) bendi ile ilgili olarak Sosyal
Güvenlik Kurumu Başkanlığının uygun görüşünü alarak sosyal güvenlik prim
borcunun kapsamı ve tutarını; (d) bendi ile ilgili olarak, Gelir İdaresi
Başkanlığının uygun görüşünü alarak vergi borcu kapsamına girecek vergileri; tür
ve tutar itibariyle belirlemeye yetkilidir.
Bu madde kapsamında istenen belgelerden hangilerinin taahhütname
olarak sunulabileceği Kurum tarafından belirlenir. Gerçeğe aykırı hususlar
içeren taahhütname sunulması veya ihale üzerinde kalan istekli tarafından
taahhüt altına alınan durumu tevsik eden belgelerin sözleşme imzalanmadan önce
verilmemesi halinde bu durumda olanlar ihale dışı bırakılarak geçici teminatları
gelir kaydedilir."
MADDE 24 –
29/1/2004 tarihli ve 5084 sayılı Yatırımların ve
İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun;
A) 3 üncü ve 4 üncü maddelerinin birinci fıkralarının (a)
bentlerinde geçen "otuz" ibareleri "on" olarak, (b) bentleri ise "1.4.2005
tarihinden önce işe başlamış olan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinden
asgarî on işçi çalıştıranların iş yerlerinde fiilen çalışan işçilerin,"
şeklinde,
B) 5 inci maddesi "Bu Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının
(b) bendinde belirtilen illerde en az on kişilik istihdam öngören yatırımlara
girişen gerçek veya tüzel kişiler lehine; Hazineye, özel bütçeli kuruluşlara, il
özel idarelerine veya belediyelere ait arazi veya arsaların üzerinde kırkdokuz
yıl süreli bağımsız ve sürekli nitelikli bedelsiz irtifak hakkı tesis
edilebilir. Bu taşınmazlar üzerindeki kamuya ait ve ihtiyaç dışı bina ve
müştemilat ile üzerinde henüz faaliyete geçmemiş yatırım bulunan arazi veya
arsalar da bu kapsamda değerlendirilir. Ancak, talep edilen taşınmazın bulunduğu
ilçenin mülkî sınırları içinde organize sanayi veya endüstri bölgesi bulunması
halinde, bu bölgelerde yer alabilecek yatırımlar için tahsis edilecek boş parsel
bulunmaması şartı aranır.
31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununa tâbi alanlar hariç
olmak üzere, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunması nedeniyle irtifak
hakkı tesis edilemeyen taşınmazlar üzerinde ise kırkdokuz yıl süreli bedelsiz
kullanma izni verilebilir. Bu Kanunun 2 nci maddesinin (a) bendi kapsamı dışında
kalan kalkınmada öncelikli yörelerdeki diğer illerde (Gökçeada, Bozcaada hariç)
bedelsiz yatırım yeri tahsisine ilişkin olarak, 5 inci maddenin 31/12/2006
tarihinde yürürlükte olan hükümleri uygulanır.
İrtifak hakkı tesis edilecek veya kullanma izni verilecek
taşınmazlardan imar planı bulunmayanların planları ile uygulama projeleri,
bedelsiz olarak verilen ön izin süresi içinde yapılır.
İstihdam edilecek işçi sayısına, yatırım konusu işletmenin
faaliyete geçtiği tarihten itibaren beş yıl süreyle uyulması zorunludur.
Yatırımcı tarafından, mücbir sebepler hariç öngörülen sürede
yatırımın en az yüzde ellisinin tamamlanmadığının veya taşınmazın üzerine
yatırıma başlama tarihinden itibaren bir yıl içinde herhangi bir yatırım
yapılmadığının ya da işletmeye geçtikten sonra faaliyetin sona erdirildiğinin
tespiti, irtifak hakkı ve kullanma izni sözleşmesinin ağır şekilde ihlali
sayılır ve bu durumda herhangi bir yargı kararı aranmaksızın irtifak hakkı veya
kullanma izni iptal edilerek taşınmaz üzerindeki muhdesat, zemin maliki idareye
intikal eder. Bu durumda ilgili idarenin talebi üzerine irtifak hakkı tapu
idarelerince re’sen terkin edilir ve taşınmazın carî yıl proje maliyet bedelinin
yüzde biri oranında tazminat alınır.
Yatırımcı tarafından, mücbir sebepler hariç öngörülen sürede
yatırımın en az yüzde ellisinin gerçekleştirilmesine rağmen yatırımın
tamamlanmaması veya öngörülen istihdam sayısına yüzde onu aşan oranda uyulmaması
halinde ise bedelsiz olarak tesis edilmiş irtifak
hakkı veya verilen kullanma izni, bedelliye
dönüştürülür. Bu durumda yıllık irtifak hakkı veya kullanma izni bedeli,
yatırımın carî yıl proje maliyet bedelinin binde beşidir.
Bedelsiz irtifak hakkı veya kullanma iznine konu taşınmazların
üzerinde gerçekleştirilecek yatırımın toplam tutarı, bu taşınmazların maliki
idarelerce takdir edilecek rayiç değerinin üç katından az olamaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Maliye
Bakanlığınca belirlenir." şeklinde,
C) 6 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları birleştirilerek,
"31.12.2008 tarihine kadar uygulanmak üzere 2 nci maddenin (a) bendi
kapsamındaki illerde, 1.4.2005 tarihinden itibaren faaliyete geçen ve asgarî on
işçi çalıştıran işletmeler ile 1.4.2005 tarihinden önce faaliyete geçmiş ve
asgarî on işçi çalıştıran işletmelerden; fiilen ve sürekli olarak hayvancılık
(su ürünleri yetiştiriciliği ve tavukçuluk dahil), organik ve biyoteknolojik
tarım, kültür mantarı yetiştiriciliği ve kompostu, seracılık, sertifikalı
tohumculuk ve soğuk hava deposu ile imalât sanayi, madencilik, turizm konaklama
tesisi, eğitim veya sağlık alanlarında faaliyette bulunanların elektrik enerjisi
giderlerinin yüzde yirmisi Hazinece karşılanır. Bu orana; 1.4.2005 tarihinden
sonra faaliyete geçen işletmelerde asgarî sayıdan sonraki her bir işçi için,
1.4.2005 tarihinden önce faaliyete geçmiş işletmelerde ise bu tarihten sonra işe
başlayan ve asgarî işçi sayısından sonraki her bir işçi için 0,5 puan eklenir.
Hazinece karşılanacak oran, organize sanayi veya endüstri bölgelerinde
faaliyette bulunan işletmeler için yüzde elliyi, diğer alanlarda faaliyette
bulunan işletmeler için yüzde kırkı geçemez." şeklinde,
değiştirilmiştir.
D) 5084 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 2 – Bu Kanunun 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddelerinde
yer alan destek ve teşviklerden, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren 5 yıl
süreyle, bu maddelerdeki şartları taşımaları kaydıyla Gökçeada ve Bozcaada’daki
işletmeler de yararlanır."
MADDE 25 –
29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret
Kanununun 26 ncı maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"492 sayılı Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca tahsil edilen ticaret
sicili harçlarının red ve iadeler düşüldükten sonra kalan tutarının yüzde 25’i
ilgili odaya gelir kaydedilmek üzere aktarılır."
MADDE 26 –
19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık
Kanununun 180 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde geçen "yüzde üçü"
ibareleri "yüzde ikisi" şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddenin sonuna aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
"Maliye Bakanlığınca iki yıl öncesine ait kesin hesap sonuçlarına
göre tespit edilen toplam tutarlar esas alınarak 492 sayılı Harçlar Kanununa
bağlı (1), (2) ve (3) sayılı tarifelere göre alınan harçların yüzde biri ile
idarî nitelikteki para cezaları hariç olmak üzere para cezalarının yüzde biri;
her yıl Mart ayının sonuna kadar Türkiye Barolar Birliği adına açılan hesaba
aktarılır ve zorunlu müdafi ve vekil görevlendirme ile ilgili carî giderler bu
hesaptan ödenir. Bu hesap, münhasıran zorunlu müdafi ve vekil görevlendirme ile
ilgili carî giderler için kullanılır ve yılı içinde harcanmayan paralar, ertesi
yıla aynen aktarılır. Bu paraların barolar arasındaki dağıtımı, harcanması ve bu
hizmet için çalıştırılacak personele ilişkin hususlar, Maliye Bakanlığının
görüşü alınmak suretiyle Adalet Bakanlığı ile Türkiye Barolar Birliği tarafından
birlikte çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir."
MADDE 27 –
15/11/2000 tarihli ve 4603 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim ?irketi ve Türkiye Emlak
Bankası Anonim ?irketi Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 9 – Türkiye Halk Bankası A.?.’nin ödenmiş sermayesini
oluşturan hisselerin 9/12/2004 tarihli ve 5274 sayılı Türk Ticaret Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında Yeni Türk Lirasına intibakını
sağlamak üzere; ödenmiş sermaye içerisinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı
dışındaki hissedarlara ait 100 TL itibarî değerli hisse senetleri; 1 YTL itibarî
değerli 1 adet, 500 TL itibarî değerli hisse senetleri; 1 YTL itibarî değerli 5
adet ve 1.000 TL itibarî değerli hisse senetleri; 1 YTL itibarî değerli 10 adet
hisse senedine tamamlanır. Bu tamamlama işlemi, Banka sermayesi artırılmaksızın,
Özelleştirme İdaresi Başkanlığının hisselerinin yeteri miktarda devri yoluyla
bedelsiz olarak yapılır. Ayrıca, Özelleştirme İdaresi Başkanlığının farklı
itibarî değerlerdeki hisseleri 1 YTL itibarî değerli hisselere çevrilir. Bu
şekilde yapılacak tamamlama işlemleri, Bankanın hisse senetleri Pay Defterine
işlenir. Türk Ticaret Kanununun nama yazılı hisse devirlerine ilişkin hükümleri
uygulanmaz.
Söz konusu işlemlere ilişkin olarak yapılacak ana sözleşme
değişikliğinde 9/12/2004 tarihli ve 5274 sayılı Türk Ticaret Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hükümleri uygulanır ve anılan değişikliğin
Ticaret Siciline tescil ettirilmesini takiben eski hisse senetleri hüküm ifade
etmez. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren azamî iki ay içerisinde,
bu madde kapsamında yapılacak ana sözleşme değişikliği mevcut mevzuat uyarınca
gerçekleştirilir."
MADDE 28 –
17/9/2004 tarihli ve 5234 sayılı Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 1 inci
maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Aylık gayrisafî hasılattan irat kaydedilecek oranı, döner sermayeler itibariyle
%1’e kadar indirmeye Maliye Bakanı yetkilidir."
MADDE 29 –
7/6/2005 tarihli ve 5362 sayılı Esnaf ve
Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 69 uncu maddesinin birinci fıkrasının
ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Alınan bu harcın red ve iadeler düşüldükten sonra kalan tutarının yüzde 25’i
ilgili birliğe gelir kaydedilmek üzere aktarılır."
MADDE 30 –
2/9/1983 tarihli ve 78 sayılı Yükseköğretim
Kurumları Öğretim Elemanlarının Kadroları Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
ek 8 inci maddesine birinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümleler
eklenmiştir.
"Meslek yüksekokullarının Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenecek uzmanlık
alanlarına açıktan ya da naklen atanacak öğretim görevlileri merkezi sınavdan
muaftır. Bu statüde meslek yüksekokullarına atananlar, meslek yüksekokullarının
uzmanlık alanları dışındaki üniversitelerin ya da yüksek teknoloji
enstitülerinin bir birimine görevlendirilemez ve atanamazlar."
MADDE 31 –
193 sayılı Kanunun mükerrer 121 inci maddesi
yürürlükten kaldırılmıştır.
GEÇİCİ MADDE 1 –
23/3/2005 tarihli ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama
?ekli Hakkında Kanunun 6/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi
ile değişmeden önceki 13 üncü maddesine göre, 19/12/2006 tarihine kadar Ceza
Muhakemesi Kanunu gereğince Baro tarafından müdafi ve vekil olarak
görevlendirilen avukatlara ödenmesi gereken ücret karşılığı tutarın kalan kısmı,
ilgililere ödenmek üzere Adalet Bakanlığı bütçesine aktarılacak ödenekten
tahakkuk ettirilmek suretiyle ödenir. Ödemelere ilişkin usûl ve esaslar Adalet
ve Maliye Bakanlıkları ile Türkiye Barolar Birliğince birlikte belirlenir.
GEÇİCİ MADDE 2 –
Ücretlilerin 2006 yılına ilişkin olarak 2007 yılında ödeyecekleri gelir
vergisinden mahsup edilecek vergi indirimiyle ilgili işlemler, 193 sayılı Gelir
Vergisi Kanununun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan mükerrer 121 inci maddesi
hükümlerine göre sonuçlandırılır.
GEÇİCİ MADDE 3 –
16/5/2006 tarihli ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile Sosyal
Güvenlik Kurumuna devredilen Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü, Sosyal Sigortalar
Kurumu Başkanlığı ve Bağ-Kur Genel Müdürlüğü ile 18/6/1992 tarihli ve 3816
sayılı Kanun kapsamında bulunanlar için Sağlık Bakanlığına bağlı tüm sağlık
kurum ve kuruluşlarından 31/12/2006 tarihine kadar alınan tedavi hizmetleri
karşılığı tutarlar ile 2006 yılında Sağlık Bakanlığına bağlı döner sermaye
işletmelerinin aylık gayrisafî hasılatından genel bütçeye ödenmesi gereken
tutarlara ilişkin olarak mahsuplaşmaya, alacaktan vazgeçmeye ve gerektiğinde
terkin suretiyle uzlaşmaya Maliye Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve
Sağlık Bakanı müştereken yetkilidir. Bu konuda gerekli her türlü düzenleyici
işlemleri yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir.
Üniversite hastanelerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilen
kurumlara 31/12/2006 tarihine kadar verilen tedavi hizmetleri karşılığı
düzenledikleri fatura bedellerinden mahsuben yapılan ödemelerden sonra kalan
tutarın % 80’i, incelemesi devam eden veya incelemesi tamamlanmış ancak
mutabakatı sağlanamamış fatura bedellerinin % 6’sı ve varsa yapılan diğer
ödemeler düşüldükten sonra kalan tutarın tamamı ödenir. Bu ödemeler yapıldıktan
sonra kalan tutarlar terkin edilir ve terkin edilen kısım için herhangi bir
alacak ve hak talebinde bulunulamaz. Bu konuda gerekli her türlü düzenleyici
işlemleri yapmaya Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı yetkilidir.
Yukarıda sayılan kurumlar ile 3816 sayılı Kanun kapsamında
bulunanlara ilişkin olarak üniversiteler ile Sağlık Bakanlığına bağlı tüm sağlık
kurum ve kuruluşlarınca 31/12/2006 tarihine kadar alınan tedavi hizmetleri
karşılığı düzenlenen faturalar ve ekleri, birinci fıkradaki usûle göre uzlaşma
gerçekleştikten sonra kontrol edilip edilmediğine bakılmaksızın imha edilir.
MADDE 32 –
Bu Kanunun;
a) 3, 4, 5, 8 ve 9 uncu
maddeleri; 10 uncu maddesinin, 193 sayılı Kanunun geçici 67 nci
maddesinin (14) numaralı fıkrasına ilişkin değişiklik hükmü, 11, 25, 26, 28, 29,
30 ve 31 inci maddeleri ile geçici 2 nci ve geçici 3 üncü maddeleri 1/1/2007
tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
b) 2 nci maddesi, 1/1/2008 tarihinden itibaren elde edilecek
gelirlere uygulanmak üzere yayımı tarihinde,
c) 13 üncü maddesi ile 3065 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin (2)
numaralı fıkrasının (b) bendinde yapılan değişiklik hükmü, 17 nci maddesinin
6802 sayılı Kanunun 31 inci maddesinde değişiklik yapılmasına ilişkin hükümleri
ve 24 üncü maddesi yayımını izleyen aybaşında,
ç) 16 ncı maddesi ile 492 sayılı Kanuna ekli (8) sayılı tarifenin
"XI-Finansal Faaliyet Harçları" başlıklı bölümünün (7) numaralı fıkrasına
ilişkin hükümleri 1/1/2008 tarihinde,
d) Diğer maddeleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.
MADDE 33 –
Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
3/4/2007
4 Nisan 2007 ÇAR?AMBA
Resmî Gazete
Sayı : 26483
KANUN
GELİR VERGİSİ
KANUNU VE BAZI KANUNLARDA
DE?İ?İKLİK
YAPILMASINA DAİR KANUN
Kanun No. 5615
Kabul Tarihi : 28/3/2007
MADDE 1 –
31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi
Kanununun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendi ile mülga
ikinci fıkrasından sonra gelen üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"6. Evlerde kullanılan dikiş, nakış, mutfak robotu, ütü ve benzeri
makine ve aletler hariç olmak üzere, muharrik kuvvet kullanmamak ve dışarıdan
işçi almamak şartıyla; oturdukları evlerde imal ettikleri havlu, örtü, çarşaf,
çorap, halı, kilim, dokuma mamûlleri, kırpıntı deriden üretilen mamûller, örgü,
dantel, her nevi nakış işleri ve turistik eşya, hasır, sepet, süpürge, paspas,
fırça, yapma çiçek, pul, payet, boncuk işleme, tığ örgü işleri, ip ve urganları,
tarhana, erişte, mantı gibi ürünleri işyeri açmaksızın satanlar. Bu ürünlerin,
pazar takibi suretiyle satılması ile ticarî, ziraî veya meslekî faaliyetleri
dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olanların düzenledikleri hariç
olmak üzere; düzenlenen kermes, festival, panayır ile kamu kurum ve
kuruluşlarınca geçici olarak belirlenen yerlerde satılması muaflıktan
faydalanmaya engel değildir."
"Ticarî, ziraî veya meslekî kazancı dolayısı ile gerçek usûlde
Gelir Vergisine tâbi olanlar ile yukarıda sayılan işleri Gelir ve Kurumlar
Vergisi mükelleflerine bağlılık arz edecek şekilde yapanlar esnaf muaflığından
faydalanamazlar."
MADDE 2 –
193 sayılı Kanunun mülga 32 nci maddesi başlığıyla
birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
"Asgarî geçim indirimi
MADDE 32 – Ücretin gerçek usûlde vergilendirilmesinde asgarî geçim
indirimi uygulanır.
Asgarî geçim indirimi; ücretin elde edildiği takvim yılı başında
geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için
uygulanan asgarî ücretin yıllık brüt tutarının; mükellefin kendisi için % 50’si,
çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için % 10’u, çocukların her biri
için ayrı ayrı olmak üzere; ilk iki çocuk için % 7,5 diğer çocuklar için %
5’idir. Gelirin kısmî döneme ait olması halinde, ay kesirleri tam ay sayılmak
suretiyle bu süreye isabet eden indirim tutarları esas alınır. Asgarî geçim
indirimi, bu fıkraya göre belirlenen tutar ile 103 üncü maddedeki gelir vergisi
tarifesinin birinci gelir dilimine uygulanan oranın çarpılmasıyla bulunan
tutarın, hesaplanan vergiden mahsup edilmesi suretiyle uygulanır. Mahsup
edilecek kısmın fazla olması halinde iade yapılmaz.
İndirimin uygulamasında "çocuk" tabiri, mükellefle birlikte oturan
veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilenler, evlat edinilenler ile ana
veya babasını kaybetmiş torunlardan mükellefle birlikte oturanlar dâhil) 18
yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış çocukları, "eş" tabiri ise,
aralarında yasal evlilik bağı bulunan kişileri ifade eder.
İndirim tutarının tespitinde mükellefin, gelirin elde edildiği
tarihteki medenî hali ve aile durumu esas alınır. İndirim, yukarıdaki oranlara
göre hesaplanan tutarları aşmamak kaydıyla, ücret geliri elde eden aile
fertlerinden her biri için ayrı ayrı, çocuklar için eşlerden yalnızca birisinin
gelirine uygulanır. Boşananlar için indirim tutarının hesabında, nafakasını
sağladıkları çocuk sayısı dikkate alınır.
Bakanlar Kurulu, indirim konusu yapılacak toplam tutarın asgarî
ücretin yıllık brüt tutarını aşmaması şartıyla ikinci fıkrada belirtilen asgarî
geçim indirimi oranlarını artırmaya veya kanunî oranına kadar indirmeye
yetkilidir.
Asgarî geçim indiriminin uygulama dönemleri ve mahsup şekli ile
diğer hususlara ilişkin usûl ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir."
MADDE 3 –
193 sayılı Kanunun 41 inci maddesinin birinci
fıkrasına (4) numaralı bentten sonra gelmek üzere aşağıdaki (5) numaralı bent
eklenmiş ve diğer bentler buna göre teselsül ettirilmiştir.
"5. Bu fıkranın 1 ilâ 4 numaralı bentlerinde yazıl