6306 sayılı Kanun Uyarınca Yıkılan Taşınmazlar Nasıl Değerlendirilebilir
Tarih: 15.12.2012 Saat: 00:03
Konu: imar


Değiştirilmesi gereken hükümler:

 

1-      Üçte iki çoğunluk ibaresi,

2-      İptal davalarında yürütmenin durdurulması,

3-      Her türlü imar kurallarına aykırı davranma, hiçbir imar kuralıyla sınırlı olmama,(Nasıl olur da eski eserlere müdahale getirilir, imar planlama ile ilgili düzenlemelere aykırı olarak proje bazında nasıl standart getirilir. Gerçekte geleceğin taş yığınlarını yapmak üzereyiz. Mevcut imar planları ile ilgili bir sıkıntı varsa bunun düzeltilmesi gerekir. Eğer yoksa o zaman mevcut kuralların uygulanması gerekmez mi? Tek amaç aşırı yoğunluk. Gelecek nesillere utanacağımız bir şehir bırakmamalıyız. Bu şekilde hazırlanan metinin kanun özelliği bulunmamaktadır. Sanki hiçbir kurala tabi değiliz diye kanun çıkartılmıştır.)

4-      Sınırsız yapılaşmanın durdurulması,

5-      Rezerv alanı ayrılmasında mera gibi genel kullanıma ayrılan yerlere müdahale edilmemesi,

6-      Kanunda yapılabilir, edilebilir, uygulanabilir gibi geniş takdir yetkisi veren ifadelerin somutlaştırılması gerekir. (Yani bunların somutlaştırılması yönetmelik ile de yapılması mümkün iken yayımlanan yönetmelikte bu hususların netleştirilmediği görülmektedir.)



6306 sayılı Kanun Uyarınca Yıkılan Taşınmazlar Nasıl Değerlendirilebilir

 

6306 sayılı Kanun uyarınca yıkılan taşınmazlar aşağıdaki şekilde kullanabilmektedir.

 

1- Yıkılan parsellerin malikleri tarafından değerlendirilmesi esastır.

 

2- Bu çerçevede, parsellerin tevhit edilmesine, münferit veya birleştirilerek veya imar adası bazında uygulama yapılmasına, yeniden bina yaptırılmasına, payların satışına, kat karşılığı veya hasılat paylaşımı ve diğer usuller ile yeniden değerlendirilmesine sahip oldukları hisseleri oranında paydaşların en az üçte iki çoğunluğu ile karar verilir.

 

3- Bu karara katılmayanların bağımsız bölümlerine ilişkin arsa payları, Bakanlıkça rayiç değeri tespit ettirilerek bu değerden az olmamak üzere anlaşma sağlayan diğer paydaşlara açık artırma usulü ile satılır.

 

4- Bu suretle paydaşlara satış gerçekleştirilemediği takdirde, bu paylar, Bakanlığın talebi üzerine, tespit edilen rayiç bedeli de Bakanlıkça ödenmek kaydı ile tapuda Hazine adına resen tescil edilir ve yapılan anlaşma çerçevesinde değerlendirilmek üzere Bakanlığa tahsis edilmiş sayılır veya Bakanlıkça uygun görülenler TOKİ'ye veya İdareye devredilir. Bu durumda, paydaşların kararı ile yapılan anlaşmaya uyularak işlem yapılır.

 

5- Bu Kanun uyarınca yapılacak olan kamulaştırmalar, 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki iskân projelerinin gerçekleştirilmesi amaçlı kamulaştırma sayılır ve ilk taksit ödemesi, mezkûr fıkraya göre belirlenen tutarların beşte biri oranında yapılır.

 

 

Kanunun genel gerekçesine bakıldığında, aşağıdaki ifadelere yer verilmiştir.

 

Anayasadan kaynaklanan ve yukarıda bahsedilen Devlet görevleri ve ihtiyaçlar gözetilerek hazırlanan  düzenlemelerle, öncelikli olarak 7269 sayılı Kanundaki “kanunî mecburiyet” esası yerine, afetler karşısında riskli bulunan alanların ve buralardaki yapıların mâlikleri ile anlaşma sağlanarak bu riskli yapıların yıktırılıp bu alanların dönüştürülmesinde ve yeniden yerleşimin temin edilmesinde “gönüllülük” esası getirilmekte; ancak, bu esasa uymayanların yapılarının Bakanlık veya İdarece yıktırılması ve riskli yapılar ile alanların tahliyesi suretiyle uygulamada bulunmak da öngörülmektedir.

 

Oysa yukarıdaki düzenlemelerde üçte iki çoğunluğa dahil olmayan maliklerin mülkiyet hakları ellerinden alınmaktadır. Depreme ve diğer afetlere karşı güvenli olmayan yapıların yıkılmasında problem yoktur. Devlet olarak bu yapıların bu şekilde devam etmelerine izin verilmesi düşünülemez. Ancak yapıların yıkılmasından sonra aşama çok önemlidir. Artık bunda sonraki aşama mülkiyet hakkını ilgilendirmektedir.

 

Örneğin, maliklerin üçte iki çoğunluğunun özel anlaştığı yani malikler ile yapı şirketi arasında samimi bir ilişki olduğundan geriye kalan üçte bir çoğunluk bundan zarar göreceğini hissetmesi halinde tabi ki bu anlaşmaya yaklaşmak istemez. Ama kanun zoruyla ya bunlarla anlaşacaksın ya da bu yerini senin elinden zorla alacağız diyeceksin. Nerede kaldı mülkiyet hakkı. Yıkılan alanlarda yeniden yapı yapılmaması halinde meydana gelecek afetlerde risk var mı?

 

6306 sayılı Kanunun acilen üç beş maddesinin değiştirilmesi gerekir. Aksi halde toplum devlet arasında yakınlaşma yerine uzaklaşma, yabancılaşma ve aykırılık oluşur. Bu kanunun ve yönetmeliğinin incelenmesi sonucunda olayın arka planında, hem afet alanlardaki yapıların düzenlenmesi hem de bu sırada hazine ve diğer kamu idarelerine ait taşınmazlar mera gibi alanların yapılaşmaya açılması, böylelikle Devlete gelir sağlama amacı bulunmaktadır.

 

Şimdi bu kanun uygulamaları devam ederken Anayasa Mahkemesince aşağıda belirtilen konularla ilgili olarak verilecek iptal kararının bu kapsamlı uygulamaları nasıl zora sokacağını görmemek mümkün değildir.

 

 

Değiştirilmesi gereken hükümler:

 

1-      Üçte iki çoğunluk ibaresi,

2-      İptal davalarında yürütmenin durdurulması,

3-      Her türlü imar kurallarına aykırı davranma, hiçbir imar kuralıyla sınırlı olmama,(Nasıl olur da eski eserlere müdahale getirilir, imar planlama ile ilgili düzenlemelere aykırı olarak proje bazında nasıl standart getirilir. Gerçekte geleceğin taş yığınlarını yapmak üzereyiz. Mevcut imar planları ile ilgili bir sıkıntı varsa bunun düzeltilmesi gerekir. Eğer yoksa o zaman mevcut kuralların uygulanması gerekmez mi? Tek amaç aşırı yoğunluk. Gelecek nesillere utanacağımız bir şehir bırakmamalıyız. Bu şekilde hazırlanan metinin kanun özelliği bulunmamaktadır. Sanki hiçbir kurala tabi değiliz diye kanun çıkartılmıştır.)

4-      Sınırsız yapılaşmanın durdurulması,

5-      Rezerv alanı ayrılmasında mera gibi genel kullanıma ayrılan yerlere müdahale edilmemesi,

6-      Kanunda yapılabilir, edilebilir, uygulanabilir gibi geniş takdir yetkisi veren ifadelerin somutlaştırılması gerekir. (Yani bunların somutlaştırılması yönetmelik ile de yapılması mümkün iken yayımlanan yönetmelikte bu hususların netleştirilmediği görülmektedir.)

 

 

 

 

 







Bu haberin geldigi yer: Imar Hukukcusu
http://www.imarhukukcusu.com

Bu haber icin adres:
http://www.imarhukukcusu.com/modules.php?name=News&file=article&sid=1923