İmar
Kanunu'nun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili
Esaslar Hakkında Yönetmelik'in dava konusu 12. maddesi uyarınca taşınmaz
sahiplerine umumi tesis alanlarından tahsis edilen hisseler ilgili yatırımcı
kamu kuruluşunca kamulaştırılacak olup, bunun ilgililerin mülkiyet hakkına
yönelik bir sınırlama olduğu açıktır. Ancak bu sınırlama, Anayasa'nın 46.
maddesiyle ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu ile kamu idarelerine verilen
yetkiden kaynaklanmaktadır. Yönetmelik hükmü ile öngörülen ise, "idarelerin
kamulaştıracağı söz konusu umumi tesis alanlarının hangi şahıslara tahsis
edileceğinin Anayasa'da öngörülen eşitlik ilkesine uygun bir şekilde
belirlenmesi"dir. Böylelikle idarelerin bu konuda eşitlik ilkesine uygun şekilde
işlem tesis etmeleri sağlanarak, keyfi şekilde bazı şahısların mağdur
edilmesinin önüne geçilmektedir.
Danıştay 6. Dairesi
E:2010/5938
Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen
:
ANKARA
Davalı
:
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı - ANKARA
İsteğin Özeti : 3194 sayılı
İmar Kanunu'nun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile
İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 12. maddesinin iptali ve öncelikle
yürütmenin durdurulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Davanın süresinde açılmadığı,
dava konusu yönetmelik hükmünde 3194 sayılı İmar Kanunu'na ve mevzuata aykırılık
bulunmadığı ileri sürülerek davanın hem usul yönünden hem de esastan reddi
gerektiği ileri sürülmektedir.
Danıştay Tetkik Hakimi n Düşüncesi : 2577 sayılı
İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesinde öngörülen koşullar
gerçekleşmediğinden, yürütmenin durdurulmasına ilişkin istemin reddedilmesi
gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı n Düşüncesi : Dava, 2.11.1985
günlü Resmi Gazetede yayımlanan İmar Kanununun 18 İnci Maddesi Uyarınca
Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin
12.maddesinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılmıştır.
3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesinde, "İmar hududu içinde
bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak
sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu
kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları
yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya
kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil
işlemlerini yaptirmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve
mücavir alan dişinda ise yukarida belirtilen yetkiler valilikçe kullanilir.
Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve
arsalarin dagitimi sirasinda bunlarin yüzölçümlerinden yeteri kadar saha,
düzenleme dolayisiyla meydana gelen deger artişlari karţiliginda "düzenleme
ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alinacak düzenleme
ortaklik paylari, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsalarin düzenlemeden
önceki yüzölçümlerinin yüzde kirkini geçemez.
Düzenleme ortaklik paylari, düzenlemeye tabi tutulan yerlerin
ihtiyaci olan Milli Egitim Bakanligina bagli ilk ve ortaögretim kurumlari, yol,
meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi
umumi hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden baţka maksatlarla
kullanilamaz.
Düzenleme ortaklik paylarinin toplami, yukaridaki fikrada sözü
geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrilmasi gereken yerlerin alanlari
toplamindan az oldugu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe
kamulaştirma yolu ile tamamlanir.
Herhangi bir parselden bir miktar sahanin kamulaştirilmasinin
gerekmesi halinde düzenleme ortaklik payi, kamulaştirmadan arta kalan saha
üzerinden ayrilir." hükmü yer almıştır.
İmar Kanununun 18 İnci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa
Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 12.maddesinde, "Düzenleme
sahasında bulunan okul, hastane, kreş, belediye hizmet veya diğer resmi tesis
alanı gibi umumi tesislere ayrılan alanların parselleri düzenlemeye giren
parsellerin alanları oranında pay verilmek suretiyle hisselendirilir. " hükmüne
yer verilmiştir.
Kanun hükmü uyarınca, parselasyon işlemini yapan idarece,
düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların yüzde kırkına kadarlık kısmı, okul
alanı, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve
karakol gibi kamu hizmeti ve bu kamu hizmetleriyle ilgili tesislerin
yapılabilmesi için düzenleme ortaklık payı olarak düşülebilecektir.
Düzenleme sınırı içindeki kamu tesisleri ve alanları düzenleme
dahil edilen alanın yüzde kırkından fazla ise öncelikle kamulaştırma yapılması
ve kamu alanları ile kamu tesis alanlarının toplam miktarının yüzde kırka
indirilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, Kanun maddesinde düzenleme ortaklık payının kamu
alanları ve kamu tesis alanları için alınacağı, bu alanların miktarının fazla
olması durumunda kamulaştırma yapılacağı düzenlendiğinden Kanun hükmüne aykırı
olarak İmar Kanununun 18 İnci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa
Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin uyuşmazlığa konu 12.
maddesinde, düzenlemeye giren parsellerin kamu tesis alanlarında
hisselendirileceğine ilişkin düzenleme getirilmesinde hukuka uyarlık
bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, yürütmenin durdurulması isteminin kabulü
gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ
ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin
açıklamaları dinlendikten ve 2577 sayılı Yasanın 27 nci maddesi uyarınca dosya
incelendikten sonra davalı idarenin süre aşımı itirazı yerinde görülmeyerek işin
gereği görüşüldü :
Dava, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak
Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 12.
maddesinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılmıştır.
2709
sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 10. maddesinde idare makamlarının bütün
işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda
oldukları kuralına yer verilmiş; 13. maddesinde temel hak ve özgürlüklerin
özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen
sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği öngörülmüş; 35.
maddesinde de herkesin mülkiyet ve miras haklarına sahip olduğu, bu hakların
ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabileceği belirtilmiştir.
Anayasa'nın "Kamulaştırma" başlıklı 46. maddesinde ise "Devlet
ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek
karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların
tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre
kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idari irtifaklar kurmaya yetkilidir" hükmüne
yer verilmiştir.
Yine Anayasa'nın "Yönetmelikler" başlıklı 124. maddesinde
"Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerinin kendi görev alanlarını
ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara
aykırı olmamak şartıyla yönetmelik çıkarabilecekleri" hükme bağlanmıştır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu ile de kamu yararının
gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan
taşınmaz malların, Devlet ve kamu tüzel kişilerince kamulaştırılmasında
yapılacak işlemler ve kamulaştırma işleminde uygulanacak usul ve esaslar
düzenleme altına alınmıştır.
Öte yandan
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesinde "İmar hududu içinde bulunan binalı
veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı
aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya
belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına
uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti
esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini
yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan
dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır. Belediyeler veya
valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında
bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen
değer artışları karşılığında 'düzenleme ortaklık payı' olarak düşülebilir.
Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi
tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını
geçemez. Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı
olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan,
park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumi
hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla
kullanılamaz. Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, yukarıdaki fıkrada sözü
geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları
toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe
kamulaştırma yolu ile tamamlanır." hükmüne yer verilmiş; aynı Kanun'un 44/1-c
maddesinde de arazi ve arsa düzenlemesinin uygulanma şekil ve şartlarının
Bakanlıkça çıkarılacak Yönetmelikte belirtileceği öngörülmüştür.
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 44/1-c maddesine dayanılarak
çıkarılan ve 02.11.1985 günlü, 18916 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de
yayınlanarak yürürlüğe giren İmar Kanunu'nun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak
Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik'in iptali
istenilen "Kamu Tesisleri Arsalarına Tahsis" başlıklı 12. maddesinde ise "Düzenleme
sahasında bulunan okul, hastane, kreş, belediye hizmet veya diğer resmi tesis
alanı gibi umumi tesislere ayrılan alanların parselleri, düzenlemeye giren
parsellerin alanları oranında pay verilmek suretiyle hisselendirilir." hükmü
yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, Ankara Büyükşehir Belediye
Encümeni'nin 05.06.2008 günlü, 690 sayılı kararıyla onaylanan parselasyon işlemi
sonucunda davacının 17500 m2 yüzölçümlü taşınmazından %39,00821 oranında
düzenleme ortaklık payı kesintisi yapıldıktan sonra kalan kısma karşılık
davacıya 9525 m2 yüzölçümlü ve imar planında konut alanında kalan 62652 ada, 3
sayılı parselin tahsis edildiği, ayrıca davacının 1149 m2'lik hissesinin kamu
ortaklık payı kapsamında planda belediye hizmet alanına ayrılan 62526 ada, 1
parsel sayılı taşınmazdan tahsis edildiği, 26.01.2010 tarihinde söz konusu
parselasyon işlemini öğrendiğini belirten davacının 27.01.2010 tarihinde Ankara
Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na başvuruda bulunarak uygulamadan kaynaklanan
zararlarının tazminini istediği, bunun üzerine Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanlığı'nın 04.02.2010 günlü, 352-1386 sayılı yazısı ile davacıya parselasyon
işlemi hakkında detaylı bilgi verildiği ve davacının 1149 m2'lik hissesinin kamu
ortaklık payı kapsamında belediye hizmet alanı kullanımlı taşınmazdan tahsis
edildiğinin belirtildiği, bunun üzerine davacının 24.02.2010 tarihinde Ankara
Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na başvuruda bulunarak kendisine kamu ortaklık
payı kapsamında belediye hizmet alanından tahsis yapılmasının hukuka aykırı
olduğunu ileri sürüp parselasyon işleminin geri alınmasını istediği, bu
başvurunun "uygulamanın İmar Kanunu'nun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve
Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 12. maddesi uyarınca
yapıldığı" gerekçesiyle 15.03.2010 günlü, 746-2798 sayılı işlemle reddedilmesi
üzerine davacının bu kez 23.03.2010 tarihinde Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'na
başvurup, İmar Kanunu'nun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa
Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 12. maddesinin geri
alınmasını istediği, davacının bu başvurusunun 07.04.2010 günlü, 3331 sayılı
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı işlemiyle reddedilmesi ve bu işlemin 08.04.2010
gününde davacıya tebliğ edilmesi üzerine, İmar Kanunu'nun 18. Maddesi Uyarınca
Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik'in
12. maddesinin iptali istemiyle 20.05.2010 tarihinde bakılmakta olan davanın
açıldığı anlaşılmaktadır.
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesinde öngörülen parselasyon
işlemi ile imar planına ve mevzuat hükümlerine uygun şekilde, üzerinde yapı
yapmaya elverişli düzgün imar parsellerinin oluşturulması ve yol, yeşil alan
gibi kamu alanlarının imar parsellerinde oluşan değer artışı karşılığında
düzenlemeye giren parsel maliklerinden "düzenleme ortaklık payı" adı altında
bedelsiz olarak alınarak kamunun eline geçmesi amaçlanmaktadır. Böylelikle
parselasyon işlemi, imar planı ile yörenin konut, sosyal ve teknik altyapı
ihtiyaçlarının belirlenmesinden sonra bu ihtiyaçların hayata geçirilmesini
sağlayacaktır. Bu bağlamda parselasyon işlemi ile düzenlemeye giren
taşınmazlardan yol, yeşil alan gibi kamu alanlarına karşılık düzenleme ortaklık
payı kesintisi yapıldıktan sonra mümkün mertebe düzenlemeye giren tüm taşınmaz
maliklerine yapılaşmaya elverişli imar parsellerinden tahsis yapılması
hedeflenmektedir.
Bununla birlikte imar planında öngörülen sosyal ve teknik donatı
alanlarının tamamının düzenleme ortaklık payı kesintisi ile karşılanması mümkün
bulunmamaktadır. Buna göre İmar Kanunu'nun 18. maddesinde düzenleme ortaklık
paylarının kullanılacağı alanlar arasında sayılmayan "kamu tesis alanları (resmi
tesis alanları)"nın düzenleme ortaklık payı kesintilerinden karşılanması mümkün
değildir. Bu durumda bu alanlar, ilgili kamu idarelerine 2942 sayılı
Kamulaştırma Kanunu ile tanınan yetki çerçevesinde "kamulaştırma" yoluyla
karşılanacaktır.
Davacı tarafından iptali istenilen yönetmelik hükmünde ise,
parselasyon işlemine konu oluşturan düzenleme sahasında bulunan okul, hastane,
kreş, belediye hizmet veya diğer resmi tesis alanı gibi umumi tesislere ayrılan
alanların parsellerinin, düzenlemeye giren parsellerin alanları oranında pay
verilmek suretiyle hisselendirileceği öngörülmüştür. Buna göre, parselasyon
işlemine konu olan alanda kalan ve düzenleme ortaklık payı kesintisi ile
karşılanamayan umumi tesis alanı parselleri tek bir taşınmaz malikine tahsis
edilmeyecek; üzerinde yapı yapılabilmesi mümkün olmayan ve ileride kamulaştırma
işlemine konu oluşturacak parselin tahsisinden kaynaklanan külfet bir kişi
üzerinde bırakılmayarak, düzenlemeye giren tüm parsel maliklerine hisseleri
oranında eşit bir şekilde dağıtılacaktır. Bu madde uyarınca, düzenlemeye giren
tüm taşınmaz maliklerine hisseleri oranında eşit bir şekilde umumi tesis
alanından tahsis yapıldıktan sonra, kalan hisseler yine tüm taşınmaz maliklerine
yapılaşmaya uygun düzgün imar parseli olarak tahsis edilecektir.
Aksi halde, yani iptali istenilen yönetmelik hükmünün olmaması
durumunda, düzenlemeye giren diğer taşınmaz sahiplerine yapılaşmaya uygun düzgün
imar parselleri tahsis edilirken, sadece bir taşınmaz malikine resmi tesis
alanından tahsis yapılabilecektir. Bu durumun ise Anayasa'nın 10. maddesinde
öngörülen eşitlik ilkesine ve 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesinde
düzenlenen parselasyon işleminin amacına aykırılık oluşturacağı açıktır.
İmar Kanunu'nun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa
Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik'in dava konusu 12. maddesi
uyarınca taşınmaz sahiplerine umumi tesis alanlarından tahsis edilen hisseler
ilgili yatırımcı kamu kuruluşunca kamulaştırılacak olup, bunun ilgililerin
mülkiyet hakkına yönelik bir sınırlama olduğu açıktır. Ancak bu sınırlama,
Anayasa'nın 46. maddesiyle ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu ile kamu
idarelerine verilen yetkiden kaynaklanmaktadır. Yönetmelik hükmü ile öngörülen
ise, "idarelerin kamulaştıracağı söz konusu umumi tesis alanlarının hangi
şahıslara tahsis edileceğinin Anayasa'da öngörülen eşitlik ilkesine uygun bir
şekilde belirlenmesi"dir. Böylelikle idarelerin bu konuda eşitlik ilkesine uygun
şekilde işlem tesis etmeleri sağlanarak, keyfi şekilde bazı şahısların mağdur
edilmesinin önüne geçilmektedir.
Bu nedenle anılan Yönetmelik hükmünün mülkiyet hakkı bakımından
Anayasa'da öngörülmeyen bir sınırlama getirdiğinin kabulü mümkün
bulunmamaktadır. Zira anılan düzenleme, Anayasa ve kanunla idarelere zaten
tanınmış bulunan kamulaştırma yetkisi kullanılırken kamulaştırmadan
kaynaklanacak külfeti bölgede bulunan tüm taşınmaz maliklerine eşit şekilde
dağıtmakta ve parselasyon işlemi sonucunda tüm maliklerin yapılaşmaya müsait
imar parseli elde etmesini garanti altına alarak, mülkiyet hakkının kullanımına
ilişkin bir güvence oluşturmaktadır.
Dolayısıyla parselasyon işlemi sonucunda oluşan parsellerin
dağıtımının Anayasa'nın 10. maddesinde öngörülen eşitlik ilkesine uygun şekilde
yapılmasını temin eden ve düzenlemeye giren tüm taşınmaz maliklerine düzgün imar
parseli tahsis edilmesini sağlayarak parselasyon işleminin amacının
gerçekleşmesini sağlayan uyuşmazlık konusu yönetmelik maddesinin Anayasa'ya,
İmar Kanunu'nun 18. maddesi ile 44/1-c maddesine uygun olduğu sonucuna ulaşılmış
ve maddede hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle 2577 sayılı Yasanın 27. maddesinde sayılan
koşulların birlikte gerçekleşmediği anlaşıldığından dava konusu işlemin
yürütülmesinin durdurulması isteminin reddine, bu kararın tebliğini izleyen 7
(yedi) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na itiraz
edilebileceğinin duyurulmasına, 17.12.2010 gününde oybirliğiyle karar
verildi.
İdare Hukuku Ana Sayfa,
İdari Yargı,
İmar Hukuku,
Kamu Görevlileri (Memur) Hukuku,
İdare,
İhale Hukuku,
Kamu Mali Yönetimi,
Vergi Hukuku,
Başlıklar,
Haberler,
Makale,
İçtihat,
Mevzuat,
Hukuki Açıklamalar,
Dava Dilekçeleri,
Linkler, Sitene
Ekle,
English