Kamu ortaklık payını düzenleyen 12. maddede hukuka aykırılık bulunmamaktadır
Tarih: 04.12.2012 Saat: 21:24
Konu: imar


İmar Kanunu'nun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik'in dava konusu 12. maddesi uyarınca taşınmaz sahiplerine umumi tesis alanlarından tahsis edilen hisseler ilgili yatırımcı kamu kuruluşunca kamulaştırılacak olup, bunun ilgililerin mülkiyet hakkına yönelik bir sınırlama olduğu açıktır. Ancak bu sınırlama, Anayasa'nın 46. maddesiyle ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu ile kamu idarelerine verilen yetkiden kaynaklanmaktadır. Yönetmelik hükmü ile öngörülen ise, "idarelerin kamulaştıracağı söz konusu umumi tesis alanlarının hangi şahıslara tahsis edileceğinin Anayasa'da öngörülen eşitlik ilkesine uygun bir şekilde belirlenmesi"dir. Böylelikle idarelerin bu konuda eşitlik ilkesine uygun şekilde işlem tesis etmeleri sağlanarak, keyfi şekilde bazı şahısların mağdur edilmesinin önüne geçilmektedir.



Danıştay 6. Dairesi

E:2010/5938

                Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen :

                                                              ANKARA

 

                Davalı                               : Bayındırlık ve İskan Bakanlığı - ANKARA

 

                İsteğin Özeti                        : 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 12. maddesinin iptali ve öncelikle yürütmenin durdurulması istenilmektedir.

                Savunmanın Özeti : Davanın süresinde açılmadığı, dava konusu yönetmelik hükmünde 3194 sayılı İmar Kanunu'na ve mevzuata aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın hem usul yönünden hem de esastan reddi gerektiği ileri sürülmektedir.

                Danıştay Tetkik Hakimi n Düşüncesi  : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmediğinden, yürütmenin durdurulmasına ilişkin istemin reddedilmesi gerektiği düşünülmektedir.

                Danıştay Savcısı n Düşüncesi : Dava, 2.11.1985 günlü Resmi Gazetede yayımlanan İmar Kanununun 18 İnci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 12.maddesinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılmıştır.

                3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesinde, "İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptirmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dişinda ise yukarida belirtilen yetkiler valilikçe kullanilir.

                Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsalarin dagitimi sirasinda bunlarin yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayisiyla meydana gelen deger artişlari karţiliginda "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alinacak düzenleme ortaklik paylari, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsalarin düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kirkini geçemez.

                Düzenleme ortaklik paylari, düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyaci olan Milli Egitim Bakanligina bagli ilk ve ortaögretim kurumlari, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumi hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden baţka maksatlarla kullanilamaz.

                Düzenleme ortaklik paylarinin toplami, yukaridaki fikrada sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrilmasi gereken yerlerin alanlari toplamindan az oldugu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe kamulaştirma yolu ile tamamlanir.

               

                Herhangi bir parselden bir miktar sahanin kamulaştirilmasinin gerekmesi halinde düzenleme ortaklik payi, kamulaştirmadan arta kalan saha üzerinden ayrilir." hükmü yer almıştır.

                İmar Kanununun 18 İnci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 12.maddesinde, "Düzenleme sahasında bulunan okul, hastane, kreş, belediye hizmet veya diğer resmi tesis alanı gibi umumi tesislere ayrılan alanların parselleri düzenlemeye giren parsellerin alanları oranında pay verilmek suretiyle hisselendirilir. " hükmüne yer verilmiştir.

                Kanun hükmü uyarınca, parselasyon işlemini yapan idarece, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların yüzde kırkına kadarlık kısmı, okul alanı, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi kamu hizmeti ve bu kamu hizmetleriyle ilgili tesislerin yapılabilmesi için düzenleme ortaklık payı olarak  düşülebilecektir.

                Düzenleme sınırı içindeki kamu tesisleri ve alanları düzenleme dahil edilen alanın yüzde kırkından fazla ise öncelikle kamulaştırma yapılması ve kamu alanları ile kamu tesis alanlarının toplam miktarının yüzde kırka indirilmesi gerekmektedir.

                Bu durumda, Kanun maddesinde düzenleme ortaklık payının kamu alanları ve kamu tesis alanları için alınacağı, bu alanların miktarının fazla olması durumunda kamulaştırma yapılacağı düzenlendiğinden Kanun hükmüne aykırı olarak İmar Kanununun 18 İnci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin uyuşmazlığa konu 12. maddesinde, düzenlemeye giren parsellerin kamu tesis alanlarında hisselendirileceğine ilişkin düzenleme getirilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

                Açıklanan nedenle, yürütmenin durdurulması isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

 

                                                               TÜRK MİLLETİ ADINA

                Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve 2577 sayılı Yasanın 27 nci maddesi uyarınca dosya incelendikten sonra davalı idarenin süre aşımı itirazı yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü :

                Dava, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 12. maddesinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılmıştır.

                2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 10. maddesinde idare makamlarının bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda oldukları kuralına yer verilmiş; 13. maddesinde temel hak ve özgürlüklerin özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği öngörülmüş; 35. maddesinde de herkesin mülkiyet ve miras haklarına sahip olduğu, bu hakların ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabileceği belirtilmiştir.

               

                Anayasa'nın "Kamulaştırma" başlıklı 46. maddesinde ise "Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idari irtifaklar kurmaya yetkilidir" hükmüne yer verilmiştir.

                Yine Anayasa'nın "Yönetmelikler" başlıklı 124. maddesinde "Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerinin kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelik çıkarabilecekleri" hükme bağlanmıştır.

                2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu ile de kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların, Devlet ve kamu tüzel kişilerince kamulaştırılmasında yapılacak işlemler ve kamulaştırma işleminde uygulanacak usul ve esaslar düzenleme altına alınmıştır.

                Öte yandan 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesinde "İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır. Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında 'düzenleme ortaklık payı' olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez. Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumi hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz. Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, yukarıdaki fıkrada sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe kamulaştırma yolu ile tamamlanır." hükmüne yer verilmiş; aynı Kanun'un 44/1-c maddesinde de arazi ve arsa düzenlemesinin uygulanma şekil ve şartlarının Bakanlıkça çıkarılacak Yönetmelikte belirtileceği öngörülmüştür.

                3194 sayılı İmar Kanunu'nun 44/1-c maddesine dayanılarak çıkarılan ve 02.11.1985 günlü, 18916 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren İmar Kanunu'nun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik'in iptali istenilen "Kamu Tesisleri Arsalarına Tahsis" başlıklı 12. maddesinde ise "Düzenleme sahasında bulunan okul, hastane, kreş, belediye hizmet veya diğer resmi tesis alanı gibi umumi tesislere ayrılan alanların parselleri, düzenlemeye giren parsellerin alanları oranında pay verilmek suretiyle hisselendirilir." hükmü yer almaktadır.

                Dosyanın incelenmesinden, Ankara Büyükşehir Belediye Encümeni'nin 05.06.2008 günlü, 690 sayılı kararıyla onaylanan parselasyon işlemi sonucunda davacının 17500 m2 yüzölçümlü taşınmazından %39,00821 oranında düzenleme ortaklık payı kesintisi yapıldıktan sonra kalan kısma karşılık davacıya 9525 m2 yüzölçümlü ve imar planında konut alanında kalan 62652 ada, 3 sayılı parselin tahsis edildiği, ayrıca davacının 1149 m2'lik hissesinin kamu ortaklık payı kapsamında planda belediye hizmet alanına ayrılan 62526 ada, 1 parsel sayılı taşınmazdan tahsis edildiği, 26.01.2010 tarihinde söz konusu parselasyon işlemini öğrendiğini belirten davacının 27.01.2010 tarihinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na başvuruda bulunarak uygulamadan kaynaklanan zararlarının tazminini istediği, bunun üzerine Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın 04.02.2010 günlü, 352-1386 sayılı yazısı ile davacıya parselasyon işlemi hakkında detaylı bilgi verildiği ve davacının 1149 m2'lik hissesinin kamu ortaklık payı kapsamında belediye hizmet alanı kullanımlı taşınmazdan tahsis edildiğinin belirtildiği, bunun üzerine davacının 24.02.2010 tarihinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na başvuruda bulunarak kendisine kamu ortaklık payı kapsamında belediye hizmet alanından tahsis yapılmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürüp parselasyon işleminin geri alınmasını istediği, bu başvurunun "uygulamanın İmar Kanunu'nun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 12. maddesi uyarınca yapıldığı" gerekçesiyle 15.03.2010 günlü, 746-2798 sayılı işlemle reddedilmesi üzerine davacının bu kez 23.03.2010 tarihinde Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'na başvurup, İmar Kanunu'nun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 12. maddesinin geri alınmasını istediği, davacının bu başvurusunun 07.04.2010 günlü, 3331 sayılı Bayındırlık ve İskan Bakanlığı işlemiyle reddedilmesi ve bu işlemin 08.04.2010 gününde davacıya tebliğ edilmesi üzerine, İmar Kanunu'nun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 12. maddesinin iptali istemiyle 20.05.2010 tarihinde bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

                3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesinde öngörülen parselasyon işlemi ile imar planına ve mevzuat hükümlerine uygun şekilde, üzerinde yapı yapmaya elverişli düzgün imar parsellerinin oluşturulması ve yol, yeşil alan gibi kamu alanlarının imar parsellerinde oluşan değer artışı karşılığında düzenlemeye giren parsel maliklerinden "düzenleme ortaklık payı" adı altında bedelsiz olarak alınarak kamunun eline geçmesi amaçlanmaktadır. Böylelikle parselasyon işlemi, imar planı ile yörenin konut, sosyal ve teknik altyapı ihtiyaçlarının belirlenmesinden sonra bu ihtiyaçların hayata geçirilmesini sağlayacaktır. Bu bağlamda parselasyon işlemi ile düzenlemeye giren taşınmazlardan yol, yeşil alan gibi kamu alanlarına karşılık düzenleme ortaklık payı kesintisi yapıldıktan sonra mümkün mertebe düzenlemeye giren tüm taşınmaz maliklerine yapılaşmaya elverişli imar parsellerinden tahsis yapılması hedeflenmektedir.

                Bununla birlikte imar planında öngörülen sosyal ve teknik donatı alanlarının tamamının düzenleme ortaklık payı kesintisi ile karşılanması mümkün bulunmamaktadır. Buna göre İmar Kanunu'nun 18. maddesinde düzenleme ortaklık paylarının kullanılacağı alanlar arasında sayılmayan "kamu tesis alanları (resmi tesis alanları)"nın düzenleme ortaklık payı kesintilerinden karşılanması mümkün değildir. Bu durumda bu alanlar, ilgili kamu idarelerine 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu ile tanınan yetki çerçevesinde "kamulaştırma" yoluyla karşılanacaktır.

                Davacı tarafından iptali istenilen yönetmelik hükmünde ise, parselasyon işlemine konu oluşturan düzenleme sahasında bulunan okul, hastane, kreş, belediye hizmet veya diğer resmi tesis alanı gibi umumi tesislere ayrılan alanların parsellerinin, düzenlemeye giren parsellerin alanları oranında pay verilmek suretiyle hisselendirileceği öngörülmüştür. Buna göre, parselasyon işlemine konu olan alanda kalan ve düzenleme ortaklık payı kesintisi ile karşılanamayan umumi tesis alanı parselleri tek bir taşınmaz malikine tahsis edilmeyecek; üzerinde yapı yapılabilmesi mümkün olmayan ve ileride kamulaştırma işlemine konu oluşturacak parselin tahsisinden kaynaklanan külfet bir kişi üzerinde bırakılmayarak, düzenlemeye giren tüm parsel maliklerine hisseleri oranında eşit bir şekilde dağıtılacaktır. Bu madde uyarınca, düzenlemeye giren tüm taşınmaz maliklerine hisseleri oranında eşit bir şekilde umumi tesis alanından tahsis yapıldıktan sonra, kalan hisseler yine tüm taşınmaz maliklerine yapılaşmaya uygun düzgün imar parseli olarak tahsis edilecektir.

                Aksi halde, yani iptali istenilen yönetmelik hükmünün olmaması durumunda, düzenlemeye giren diğer taşınmaz sahiplerine yapılaşmaya uygun düzgün imar parselleri tahsis edilirken, sadece bir taşınmaz malikine resmi tesis alanından tahsis yapılabilecektir. Bu durumun ise Anayasa'nın 10. maddesinde öngörülen eşitlik ilkesine ve 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesinde düzenlenen parselasyon işleminin amacına aykırılık oluşturacağı açıktır.

                İmar Kanunu'nun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik'in dava konusu 12. maddesi uyarınca taşınmaz sahiplerine umumi tesis alanlarından tahsis edilen hisseler ilgili yatırımcı kamu kuruluşunca kamulaştırılacak olup, bunun ilgililerin mülkiyet hakkına yönelik bir sınırlama olduğu açıktır. Ancak bu sınırlama, Anayasa'nın 46. maddesiyle ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu ile kamu idarelerine verilen yetkiden kaynaklanmaktadır. Yönetmelik hükmü ile öngörülen ise, "idarelerin kamulaştıracağı söz konusu umumi tesis alanlarının hangi şahıslara tahsis edileceğinin Anayasa'da öngörülen eşitlik ilkesine uygun bir şekilde belirlenmesi"dir. Böylelikle idarelerin bu konuda eşitlik ilkesine uygun şekilde işlem tesis etmeleri sağlanarak, keyfi şekilde bazı şahısların mağdur edilmesinin önüne geçilmektedir.

 

                Bu nedenle anılan Yönetmelik hükmünün mülkiyet hakkı bakımından Anayasa'da öngörülmeyen bir sınırlama getirdiğinin kabulü mümkün bulunmamaktadır. Zira anılan düzenleme, Anayasa ve kanunla idarelere zaten tanınmış bulunan kamulaştırma yetkisi kullanılırken kamulaştırmadan kaynaklanacak külfeti bölgede bulunan tüm taşınmaz maliklerine eşit şekilde dağıtmakta ve parselasyon işlemi sonucunda tüm maliklerin yapılaşmaya müsait imar parseli elde etmesini garanti altına alarak, mülkiyet hakkının kullanımına ilişkin bir güvence oluşturmaktadır.

                Dolayısıyla parselasyon işlemi sonucunda oluşan parsellerin dağıtımının Anayasa'nın 10. maddesinde öngörülen eşitlik ilkesine uygun şekilde yapılmasını temin eden ve düzenlemeye giren tüm taşınmaz maliklerine düzgün imar parseli tahsis edilmesini sağlayarak parselasyon işleminin amacının gerçekleşmesini sağlayan uyuşmazlık konusu yönetmelik maddesinin Anayasa'ya, İmar Kanunu'nun 18. maddesi ile 44/1-c maddesine uygun olduğu sonucuna ulaşılmış ve maddede hukuka aykırılık görülmemiştir.

                Açıklanan nedenlerle 2577 sayılı Yasanın 27. maddesinde sayılan koşulların birlikte gerçekleşmediği anlaşıldığından dava konusu işlemin yürütülmesinin durdurulması isteminin reddine, bu kararın tebliğini izleyen 7 (yedi) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na itiraz edilebileceğinin duyurulmasına, 17.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 







Bu haberin geldigi yer: Imar Hukukcusu
http://www.imarhukukcusu.com

Bu haber icin adres:
http://www.imarhukukcusu.com/modules.php?name=News&file=article&sid=1920