125 nolu Danıştay Dergisi imar hukuku içtihatları
Tarih: 01.04.2012 Saat: 00:43
Konu: imar




 


 

İMAR İŞLERİ

T.C. D A N I Ş T A Y Altıncı Daire

Esas No : 2009/12899 Karar No : 2010/3038

Özeti : Büro tescil belgesi ile sicil durum belgesi bulunan proje müelliflerince hazırlanarak imzalanan projelerin plan ve mevzuat hükümlerine göre incelenerek onaylanması ve dolayısıyla en son aşamada yapı ruhsatı hususunda görevli ve yetkili idarenin 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca belediyeler ile valilikler olduğu, Yasa ile belirlenmiş bir yetkilendirme olmadan belediyelerin mimari projelerde meslek odasından ayrıca "proje onay belgesi" isteme yükümlülüğünün bulunmadığı hakkında.

Temyiz İsteminde Bulunan : Melikgazi Belediye Başkanlığı

Vekili                      : Av. ...

Karşı Taraf : TMMOB Mimarlar Odası Kayseri Şubesi

Vekili                      : Av. ...

İstemin Özeti : Kayseri 2. İdare Mahkemesinin 23.7.2009 günlü, E:2008/914 , K:2009/501 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Özlem Şimşek'in Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı M.İclal Kutucu'nun Düşüncesi : Kayseri Melikgazi İlçesi, Hisarcık İbrahim Tennuri Mahallesi ... pafta ... ada, ... sayılı parsele verilen 13.12.2007 günlü 18 sayılı yapı ruhsatının iptali yolunda verilen idare mahkemesi kararının bozulması davalı idare tarafından istenilmektedir.

3194 sayılı Yasanın 22. maddesinde Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 57. maddesinde, 2.6.2005 günlü 25833 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Türk Mühendis ve Mimar Odaları, Birliği Mimarlar Odası Serbest Meslek Mimarlık Hizmetlerini Uygulama, Tescil ve Mesleki Denetim Yönetmeliğinin 4. maddesinde yer alan kurallardaki amaç mimarlar odasına kayıtlı olmayan ve büro tescil belgesi almayan mimar ve mühendislerin yani kanunlarda ve bunların uygulanmasına yönelik olarak çıkarılan yönetmelikler de belirtilen şartları taşımayan mimar ve mühendislerin, 3194 sayılı Yasa kapsamında mesleklerini serbest olarak icra edebilmelerini engellemek olduğundan, mimar ve mühendislerin mesleklerini serbest olarak icra edebilmeleri için kayıtlı olduğu odasından büro tescil belgesini alması ve her yıl yenilemesi ve ilgili idareye yapı ruhsatı eki olarak iletmesi gerekmektedir

220


 

Bununla birlikte büro tescil belgesi ile sicil durum belgesi yanında her proje için ayrıca meslek odasından proje onayı alınacağı yolunda yasal bir düzenleme bulunmamaktadır

Büro tescil belgesi ile sicil durum belgesi bulunan proje müelleflerince hazırlanarak imzalanan projelerin, plan ve mevzuat hükümlerine göre incelenerek onaylanması dolayısıyla son aşamada yapı ruhsatı hususunda görevli ve yetkili idarenin 3194 sayılı Yasa uyarınca belediyeler ve valilikler olduğu kuşkusuzdur.

Bu durumda yasa ile belirlenmiş bir yetkilendirme olmadan belediyenin mimari projelerde meslek odasından proje onay belgesinin alınması yükümlülüğünü getiren Kayseri Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği esas alınmak suretiyle verilen kararda isabet bulunmadığından dava dilekçesinde yer alan iddialarda göz önüne alınarak proje müellifinin sicil durumu belgesi bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenle temyiz konusu İdare Mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, Hisarcık İbrahim Tennuri Mahallesi, ... pafta, ... ada, ... sayılı parsele verilen 13.12.2007 günlü, 18 sayılı inşaat ruhsatının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, davalı idare tarafından 13.12.2007 günlü, 18 sayılı yapı ruhsatı için proje müellifinden büro tescil belgesinin istendiği, ancak her proje için Kayseri Büyükşehir Belediyesi imar yönetmeliğinin 5715. maddesi uyarınca ayrı ayrı aranması gereken proje onay belgesinin istenmediği, bu durumda, yapı ruhsatı verilebilmesi için proje müellifinin büro tescil kaydının bulunması yanında ayrıca her proje için onay belgesi aranması gerektiğinden, proje onay belgesi bulunmayan projeye dayalı olarak verilen davaya konu yapı ruhsatının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idarece temyiz edilmiştir.

3194 sayılı İmar Kanunu'nun 22. maddesinin 1.fıkrasında; "Yapı ruhsatiyesi almak için belediyeye, valiliklere yapı sahipleri veya kanuni vekillerince dilekçe ile müracaat edilir. Dilekçeye sadece; tapu (istisnai hallerde tapu senedi yerine geçecek belge), mimari proje, statik proje, elektrik ve tesisat projeleri, resim ve hesapları, röperli ve ya yoksa, ebatlı kroki eklenmesi gereklidir..." hükmüne yer verilmiştir.

Diğer taraftan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 57.maddesinde, "... Proje müelliflerince hazırlanarak imzalanan tatbikat projeleri beş takım halinde düzenlenerek, usulüne göre dosyalanıp idarenin ilgili birimlerine teslim edilir. İdarece, ruhsata esas belgeler, plan ve mevzuat hükümlerine göre incelenir. Herhangi bir eksiklik veya yanlışlık bulunmuyor ise, başvuru tarihinden itibaren 30 gün içinde ruhsat verilir. Herhangi bir eksikliğin veya yanlışlığın bulunması halinde, müracaat tarihinden itibaren 15 gün içinde eksiklik veya yanlışlığı bildiren bir yazı ekinde tatbikat projeleri iade edilir. Eksiklik ve yanlışlıklar giderildikten sonra yapılacak müracaat üzerine 15 gün içinde yapı ruhsatı verilir. Yapı ruhsatı verilmeden önce yapının denetimine ilişkin bütün fenni mesuliyetler kamu adına üstlenilir.

Proje müellifliği ve yapım işlerinin denetimine dair fenni mesuliyet üstlenen mimarların ve mühendislerin, 27.1.1954 günlü, 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu uyarınca ilgili meslek odasına kayıtlı olmaları, büro tescillerini yaptırıp her yıl için yenilemeleri gerekir. İdare her proje için, proje müelliflerinin, fenni mesullerin, şantiye şeflerinin mevzuata aykırı uygulama sebebiyle süreli veya süresiz olarak mesleki faaliyet haklarının kısıtlanıp kısıtlanmadığını belirlemek üzere, ilgili meslek odasınca elektronik ortamda ve maktu bir bedel karşılğında düzenlenen, işin adının da yazılı olduğu sicil durum

221


 

belgesini ister. Haklarında kısıtlama bulunan meslek adamlarına ait projeler onaylanmaz, fenni mesuliyet ustlenilmesine izin verilemez, yapı ruhsatı düzenlenemez. Yapım işlerinde yapı müteahhidi, taşeron ve şantiye şefi olarak görev alanlar aynı zamanda fenni mesul olarak görev üstlenemezler. İdare projeleri incelerken 5.12.1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na uygunluğu da gözetir." hükmüne yer verilmiştir.

Ayrıca, 2.6.2005 günlü, 25833 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Mimarlar Odası Serbest Mimarlık Hizmetlerini Uygulama, Tescil ve Mesleki Denetim Yönetmeliği'nin 4. maddesinde; Serbest mimarlık hizmetleri büro tescil belgesi: Mimarlar Odası tarafından verilen ve her yıl yenilenen serbest mimarın serbest mimarlık hizmetli yapılmaya yetkili olduğunu belirleyen belge, Mimari proje müellifi sicil durum belgesi: Mimarın ürettiği projeleri kurum ve kuruluşlara vermeden önce ilgili mimarlar odası birimden aldığı belge olarak tanımlanmış bulunmaktadır.

Yukarıda yer alan düzenlemelerdeki amaç; mimarlar odasına kayıtlı olmayan, büro tescil belgesi almayan mimar ve mühendislerin yani kanunlarda ve bunların uygulanmasına yönelik olarak çıkarılan yönetmeliklerde belirtilen şartları taşımayan mimar ve mühendislerin 3194 sayılı İmar Kanunu kapsamında mesleklerini serbest olarak icra edebilmelerini engellemek olduğundan, mimar ve mühendislerin mesleklerini serbest olarak icra edebilmeleri için büro tescil belgelerinin bulunması ve kısıtlı olup olmadıklarını belirlemek üzere sicil durumu belgesinin düzenlenmesi aranılmaktadır.

Ancak, büro tescil belgesi ile sicil durum belgesi yanında her proje için ayrıca meslek odasıdan proje onayı alınacağına ilişkin herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır.

Ayrıca, büro tescil belgesi ile sicil durum belgesi bulunan proje müelliflerince hazırlanarak imzalanan projelerinin plan ve mevzuat hükümlerine göre incelenerek onaylanması ve dolayısıyla en son aşamada yapı ruhsatı hususunda görevli ve yetkili idarenin 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca belediyeler ile valiliklerin olduğu açıktır.

Bu noktadan hareketle, Yasa ile belirlenmiş bir yetkilendirme olmadan belediyelerin mimari projelerde meslek odasından ayrıca "proje onay belgesinin" alınması yükümlülüğünü getiren Kayseri Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliğinin esas alınması suretiyle dava konusu inşaat ruhsatının iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir.

Diğer taraftan, dava dilekçesinde davalı idareye sunulan mimari projenin proje müellifinin anılan proje için sicil durum belgesinin olmamasına karşın; mimari projenin kabul etmesi suretiyle 13.12.2007 günlü, 18 sayılı inşaat ruhsatının düzenlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı iddiasına dayanılmak suretiyle söz konusu inşaat ruhsatının iptalinin istenildiği anlaşılmaktadır.

Bu itibarla, büro tescil belgesi, sicil durum belgesi ve proje onayı kavramları farklı hususları düzenlendiğinden dava dilekçesindeki iddialar çerçevesinde proje müellifinin sicil durum belgesi bulunup bulunmadığı hususunun araştırılmasından sonra ulaşılacak sonuca göre İdare Mahkemesince uyuşmazlık hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Kayseri 2. İdare Mahkemesinin 23.7.2009 günlü, E:2008/914 , K:2009/501 sayılı kararının bozulmasina, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 23.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

222


 

T.C. D A N I Ş T A Y Altıncı Daire

Esas No : 2009/14900 Karar No : 2010/3380

Özeti : Taşıt yollarının 1/5000 ölçekli nazım imar planında yer alması gerektiği hakkında.

Temyiz İsteminde Bulunan : ... Sanayi Mamulleri Satış ve Araştırma A.Ş.

Vekili                      : Av. ...

Karşı Taraf : 1- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili                      : Av. ...- Av. ...

2- Bayraklı Belediye Başkanlığı-İZMİR

Vekili                      : Av. ...

İstemin Özeti : İzmir 2. İdare Mahkemesinin 28.7.2009 günlü, E:2008/626, K:2009/1186 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmaların Özeti : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Hayati Ölmez'in Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı M.İclal Kutucu'nun Düşüncesi : İzmir İli, Bayraklı İlçesi Salhane Mahallesi Değirmen Mevkiinde bulunan ve tapunun 499 pafta, 8722 ada 4 parselinde kayıtlı taşınmazında kapsayan alanda Karşıyaka Belediye Meclisinin 4.10.2007 günlü 10/195 sayılı kararıyla kabul edilen ve İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin 28.11.2007 günlü 01.2383 sayılı kararıyla değiştirilerek onaylanan 1/1000 ölçekli Karşıyaka, Salhane ve Turan Bölgesi uygulama İmar planı Revizyonunun iptali istemiyle açılan davayı reddeden idare mahkemesi kararının bozulması davacı tarafından istenilmektedir.

3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde, uygulama imar planı, tasdikli hali hazır haritalar üzerine varsa kadastral durum işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarının, bunların yoğunluk ve düzenini yolları ve uygulama için gerekli etapları ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden uyuşmazlık konusu taşınmazın 1/5000 ölçekli nazım imar planında "Merkezi İş Alanı" ve "Yeşil Alan" olarak ayrıldığı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ise Merkezi İş Alanı Yeşil Alan ve 12 metrelik taşıt alanına ayrıldığı anlaşılmaktadır.

Bu husus, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planının, dayanağı olan nazım imar planına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olup olmadığının somut bir biçimde saptanmadan ve yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmadan verilen kararda isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenle temyiz konusu idare mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, İzmir İli, Bayraklı İlçesi Salhane Mahallesi Değirmen Mevkii, ... pafta, ... ada ... parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda Karşıyaka Belediye Meclisinin 4.10.2007 günlü, 10/195 sayılı kararıyla kabul edilen ve İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin 28.11.2007 günlü, 01.2383 sayılı kararıyla değiştirilerek onaylanan 1/1000 ölçekli Karşıyaka, Salhane ve Turan Bölgesi uygulama İmar planı Revizyonunun iptali istemiyle açılmış, İdare

223


 

Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisince 15.6.2007 tarihinde onanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliklerinde dava konusu taşınmazın "Merkezi İş alanı" ve "Yeşil alan" olarak ayrıldığı, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı revizyonunda ise, taşınmazların 1/5000 ölçekli nazım imar planı revizyonuna uygun olarak "Merkezi iş alanı, yeşil alan ve yol'da" kaldığı, 12 metrelik taşıt yolunun nazım imar planı ana kararlarını esastan değiştirmediği, bu nedenle dava konusu imar planı ile üst ölçekli 1/5000 ölçekli nazım imar planının birbiriyle uyumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde, "Uygulama imar planı", tasdikli hali hazır haritalar üzerine varsa kadastral durum işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarının, bunların yoğunluk ve düzenini yolları ve uygulama için gerekli etapları ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.

İmar mevzuatı uyarınca 1/1000 ölçekli imar planlarının yapılabilmesi için nazım imar planının bulunması ve alt ölçekli uygulama imar planlarının üst ölçekli imar planlarına uygun olması gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinden uyuşmazlık konusu taşınmazın 1/5000 ölçekli nazım imar planında "Merkezi İş Alanı" ve "Yeşil Alan" olarak ayrıldığı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ise "Merkezi İş Alanı, Yeşil Alan ve 12 metrelik taşıt yolu" kullanımına ayrıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda nazım imar planında yer alması gereken 12 metrelik taşıt yolunun 1/5000 ölçekli planda bulunmaması karşısında nazım imar planına aykırı olarak yapılan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile ilgili olarak verilen idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, İzmir 2. İdare Mahkemesinin 28.7.2009 günlü, E:2008/626, K:2009/1186 sayılı kararının bozulmasina, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 06.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C. D A N I Ş T A Y Altıncı Daire

Esas No : 2008/3984 Karar No : 2010/3389

Özeti : Turizm merkezi ilan edilen alanda plan yapma yetkisinin Kültür ve Turizm Bakanlığı'na geçeceği ancak daha önce yetkili makamca yapılan imar planlarının kendiliğinden hükümsüz kalmayacağı hakkında.

Temyiz İsteminde Bulunan : Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı Vekili                      : Av. ...

Karşı Taraf : ... Vekili                                : Av. ...

İstemin Özeti : Antalya 2. İdare Mahkemesinin 31.10.2007 günlü, E:2006/1293, K:2007/1576 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Hayati Ölmez'in Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

224


 

Danıştay Savcısı Mehmet Ali Samur'un Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, Antalya İli, Merkez Çakırlar Köyü, ... ada, ... parsel sayılı taşınmazı kapsayan alana ilişkin 1/25.000 ölçekli nazım imar planının kabulüne yönelik Antalya Büyükşehir Belediye Meclisinin 17.6.2005 günlü, 464 sayılı kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden, dava konusu taşınmazın bulunduğu alanının 19.4.2007 günlü ve 2007/12050 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile "Turizm Merkezi" olarak ilan edilmiş olması nedeniyle bu tarihten itibaren davalı Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın bu alanda plan yapma yetkisinin son bulduğu, 2634 sayılı Yasa'nın 7.maddesi uyarınca, bu alandaki her ölçekteki planları yapmaya, yaptırmaya, re'sen onaylamaya ve tadil etmeye Kütür ve Turizm Bakanlığı'nın yetkili olduğu, bu karar uyarınca Turizm Merkezi ilan edilen alanda turizm merkezi sınırları içinde belirlenen amaçlar doğrultusunda bu amaçların gerçekleştirilmesini sağlamak üzere taşınmazların kullanımına yönelik fonksiyonları belirleyen ve taşınmazların turizm merkezi sınırları içinde kullanımına yönelik düzenlemeleri kapsayan her ölçekteki imar planlarının Kültür ve Turizm Bakanlığınca yeniden yapılması gerekeceğinden, dava konusu 1/25.000 ölçekli planın davacı taşınmazı açısından getirdiği plan kararlarının uygulama imkanı kalmadığı, bir başka deyişle hükümsüz kaldığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu'nun 7. maddesinde "Bakanlık; kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezleri içinde her ölçekteki planları yapmaya, yaptırmaya, resen onaylamaya ve tadil etmeye yetkilidir." kuralı yer almıştır.

İdari işlemlerin tesis edildikleri tarih itibariyle hukuki denetimleri yapılacağı gibi geriye dönük olarak hukuki sonuç da doğurmayacakları idare hukukunun temel ilkelerindendir.

Dosyanın incelenmesinden, dava konusu 1/25.000 ölçekli nazım imar planının Antalya Büyükşehir Belediye Meclisinin 17.6.2005 günlü kararıyla kabul edildiği, bu dönemde dava konusu taşınmazın bulunduğu alanın turizm merkezi alanı olarak ilan edilmediği, alanın , 19.4.2007 günlü ve 2007/12050 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile turizm merkezi olarak ilan edildiği ve alanda planlama yetkisinin bu tarihten itibaren Kültür ve Turizm Bakanlığı'na geçtiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, işlemin tesis edildiği tarihte yetkili olan Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından yapılan imar planına ilişkin alanın, daha sonra 19.4.2007 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile turizm merkezi ilan edilmesiyle, planın uygulanma imkanı kalmadığından behsedilmeyeceğinden yetkili makam tarafından yapılan imar planının şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olup olmadığı hususları değerlendirilerek yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Antalya 2. İdare Mahkemesinin 31.10.2007 günlü, E:2006/1293, K:2007/1576 sayılı kararının bozulmasina, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 6.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

225


 

T.C. D A N I Ş T A Y Altıncı Daire

Esas No : 2008/5856 Karar No : 2010/3899

Özeti : 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun Arazi ve Arsa Düzenlemesi başlıklı 18. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumi hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerin oluşturulması amacıyla %40'a varan oranda düzenleme ortaklık payı alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığ hakkında.

Temyiz İsteminde Bulunan : Sarıyer Belediye Başkanlığı

Vekili                      : Av. ...

Karşı Taraf : ..., ..., ...

Vekili                      : Av. ...

İstemin Özeti : İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 31.12.2007 günlü, E:2006/125, K:2007/3139 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Özlem Şimşek'in Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Elmas Mucukgil'in Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, İstanbul, Sarıyer, Zekeriya Köy, Uzunçarşı Mevkii, ... pafta, .sayılı parselin bulunduğu alanda parselasyon yapılmasına ilişkin 31.5.2005 günlü, 542 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, uyuşmazlık konusu ... sayılı parselin hisseli mülkiyete dayalı bir parsel olduğu, bölgenin 2863 sayılı Kanun kapsamında özel bir konumu bulunduğu ve bu alanda 2981 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanamayacağı, uygulamanın dayanağı koruma amaçlı imar planının tasdik tarihinin 20.10.2003 olduğu, planlama aşamasında kullanılan ilkelerde DOP alanlarının %35'e göre düzenlenmiş olduğu, bu nedenle anılan plana dayalı olarak yapılan uygulamada daha sonraki 3.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren ve DOP oranını %40'a çıkaran kanuni değişikliğin bölgede uygulanmasının mümkün olmadığı halde, 22 sayılı parselden %35'e DOP yerine %38 oranında DOP kesintisi yapılmış olduğu anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idarece temyiz edilmiştir.

226


 

Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu ... pafta, ... parsel sayılı 44.000 m2 yüzölçümlü taşınmazın bulunduğu alanda 1997 yılında yapılan parselasyon işleminin iptal edildiği, alanın sit kapsamında olması nedeniyle 1/1000 ve 1/5000 ölçekli koruma amaçlı imar planlarının yapıldığı, 31.5.2005 günlü, 542 sayılı belediye encümeni kararı ile 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18.maddesi ile 2981 sayılı Yasa'nın Ek-1.maddesi uyarınca parselasyon yapılması üzerine anılan işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Öncelikle 3194 sayılı İmar Kanunu'nun Arazi ve Arsa Düzenlenmesi başlıklı 18.maddesinin 2.fıkrasında "Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez." hükmü yer aldığından parselasyon işleminin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan anılan Kanun hükmü uyarınca, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumi hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerin oluşturulması amacıyla %40'a varan oranda düzenleme ortaklık payı alınmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Bu nedenle, İdare Mahkemesince, imar planının onama aşamasında yürürlükte olan yasal düzenlemede İdarelerin %35 'e kadar DOP alma yetkisi bulunduğunun kabulü suretiyle fazla DOP alındığı yolundaki gerekçesinde hukuki isabet görülmemiştir.

Diğer taraftan, dava konusu olayda, alanda yapılan ilk parselasyonun yargı kararı ile iptali sonrasında kadastral parsellere dönüş yapılarak kadastral parsellerin esas alınması suretiyle parselasyon yapılması gerekirken, iptal edilen parselasyon sonucu oluşmuş olan imar parsellerinin esas alınması suretiyle parselasyon yapıldığı anlaşıldığından,anılan işlemde bu yönden dağıtım ilke ve esaslarına uyarlık bulunmamaktadır.

Nitekim, davalı idarece 3.5.2007 günlü, 452 sayılı belediye encümeni kararıyla kadastral parsellere dönülerek yeniden uygulama yapıldığı belirtilmiş bulunmaktadır.

Bu itibarla, anılan hususun gözönünde





Bu haberin geldigi yer: Imar Hukukcusu
http://www.imarhukukcusu.com

Bu haber icin adres:
http://www.imarhukukcusu.com/modules.php?name=News&file=article&sid=1891