Taşınmaz
mülkiyetinin asıl belirleyici unsurunun tapu senedi olması nedeniyle, tapu
kayıtlarında bu yönde bir şerh bulunmamasına karşın, satış vaadi sözleşmesi ile
anılan taşınmazda hisse satın alındığından bahisle, mülkiyet iddiasıyla
parselasyon işlemine dava açılamayacağı hakkında.
T.C.
D A N I ?
T A Y
Altıncı
Daire
Esas
No : 2005/2790
Karar
No : 2007/5059
Özeti :
Taşınmaz
mülkiyetinin asıl belirleyici unsurunun tapu senedi olması nedeniyle, tapu
kayıtlarında bu yönde bir şerh bulunmamasına karşın, satış vaadi sözleşmesi ile
anılan taşınmazda hisse satın alındığından bahisle, mülkiyet iddiasıyla
parselasyon işlemine dava açılamayacağı hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunan
:Eyüp
Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. …
Karşı Taraf :
1-…, 2-…, 3-…, 4-…, 5-…, 6-…, 7-…
Vekili : Av. …, Av. …
İstemin Özeti
: İstanbul 1.İdare Mahkemesinin 23.09.2004 günlü, E:2003/1116,
K:2004/1250 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek
bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :
Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve
kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Özlem ?imşek'in Düşüncesi
: Dava
konusu olayda, davacılar tarafından 1964 tarihli gayrimenkul satış vaadi
sözleşmesine dayanılarak ve parselasyon işlemi sırasında bu hususun gözönünde
bulundurulmadığı iddia edilerek dava açılmış ise de, tapu kayıtlarında bu yönde
bir şerh bulunmadığından adli yargı yerinde ilgili kısmın adlarına tescili
sağlanmadan açılan davada bu aşamada dava açma ehliyetlerinin bulunmadığı
anlaşılmaktadır.
Bu durumda, başka bir menfaat ilgisi ileri süremeyen davacıların
satış vaadi sözleşmesine dayanarak açtıkları davanın ehliyet yönünden reddine
karar verilmesi gerektiğinden İdare Mahkemesi kararının bozulmasının uygun
olacağı düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Gülen Aydınoğlu'nun Düşüncesi
:
İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek
bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu
maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı
nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme
kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK
MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin
açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği
görüşüldü:
Dava, İstanbul, Eyüp, Alibeyköy, … pafta, … ada, … parsel sayılı
taşınmazın bulunduğu alanda 2981 sayılı Yasa uyarınca parselasyon yapılmasına
ilişkin 05.03.1999 günlü, 884 sayılı belediye encümeni kararının iptali
istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince davacılar taşınmazı satış vaadi sözleşmesi
ile aldıklarını, keyfiyetin tapu siciline tescil edilmemesi nedeniyle uygulama
sırasında dikkate alınmadığını ileri sürmüşler ise de, mülkiyeti …'e ait olan ve
davacıların tasarrufunda bulunan taşınmazın bulunduğu alanda yoldan ihdas
suretiyle belediye adına imar parselleri oluşturulduğu anlaşıldığından, dava
konusu işlemde bu yönüyle hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar
verilmiş, bu karar davalı idarece temyiz edilmiştir.
Parselasyon işlemleri subjektif nitelikte işlemler olduğundan,
parselasyon işlemlerine ancak işlem tarihinde mülkiyet hakkı olanların dava
açabilecekleri tabidir.
Dosyanın incelenmesinden, davacıların mülkiyeti …'e ait … ada, …
sayılı parselin 216m²lik kısmını gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile
30.12.1964 tarihinde satın aldıklarından bahisle dava konusu uygulama sırasında
bu durumun dikkate alınmadığı iddiasına dayanarak bakılmakta olan davayı
açtıkları anlaşılmaktadır.
Olayda, tapu kayıtlarında bu yönde bir şerh bulunmamasına karşın
davacılar tarafından 30.12.1964 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile
anılan taşınmazda hisse satın alındığı iddia edildiğine göre, bu kısmın adli
yargı yerinde tapuda adlarına tescili sağlandıktan sonra davalı idareden yeniden
düzenleme yapılması istenebileceği gibi parselasyon işlemi de dava konusu
edilebilecekdir.
Bu itibarla, taşınmaz mülkiyetinin asıl belirleyici unsuru tapu
senedi olduğu halde anılan taşınmazın tapulu maliki olmayan davacılar tarafından
gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılarak mülkiyet iddiasıyla açılan
davada bu aşamada dava açma ehliyeti bulunmadığından ,bu hususun gözönünde
bulundurulması suretiyle İdare Mahkemesince yeniden bir karar verilmesi
gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, İstanbul 1.İdare Mahkemesinin 23.09.2004
günlü, E:2003/1116, K:2004/1250 sayılı kararının BOZULMASINA, 22.90 YTL.
karar harcı ile fazladan yatırılan 17.00 YTL harcın temyiz isteminde
bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 21.09.2007
gününde oybirliğiyle karar verildi.