satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet iddiasıyla parselasyon işlemine dava açılama
Tarih: 12.11.2009 Saat: 01:09
Konu: imar


İmar Davaları RehberiTaşınmaz mülkiyetinin asıl belirleyici unsurunun tapu senedi olması nedeniyle, tapu kayıtlarında bu yönde bir şerh bulunmamasına karşın, satış vaadi sözleşmesi ile anılan taşınmazda hisse satın alındığından bahisle, mülkiyet iddiasıyla parselasyon işlemine dava açılamayacağı hakkında.



          T.C.

D A N I ? T A Y

Altıncı Daire

Esas  No   : 2005/2790

Karar No   : 2007/5059

 

Özeti : Taşınmaz mülkiyetinin asıl belirleyici unsurunun tapu senedi olması nedeniyle, tapu kayıtlarında bu yönde bir şerh bulunmamasına karşın, satış vaadi sözleşmesi ile anılan taşınmazda hisse satın alındığından bahisle, mülkiyet iddiasıyla parselasyon işlemine dava açılamayacağı hakkında.

 

            Temyiz İsteminde Bulunan :Eyüp Belediye Başkanlığı

            Vekili                :  Av. …

            Karşı Taraf        : 1-…, 2-…, 3-…, 4-…, 5-…, 6-…, 7-…

            Vekili                : Av. …, Av. …

            İstemin Özeti : İstanbul 1.İdare Mahkemesinin 23.09.2004 günlü, E:2003/1116, K:2004/1250 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

            Savunmanın Özeti : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

            Danıştay Tetkik Hakimi Özlem ?imşek'in Düşüncesi : Dava konusu olayda, davacılar tarafından 1964 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılarak ve parselasyon işlemi sırasında bu hususun gözönünde bulundurulmadığı iddia edilerek dava açılmış ise de, tapu kayıtlarında bu yönde bir şerh bulunmadığından adli yargı yerinde ilgili kısmın adlarına tescili sağlanmadan açılan davada bu aşamada dava açma ehliyetlerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.

            Bu durumda, başka bir menfaat ilgisi ileri süremeyen davacıların satış vaadi sözleşmesine dayanarak açtıkları davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğinden İdare Mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

            Danıştay Savcısı Gülen Aydınoğlu'nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

            Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

            Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

            Dava, İstanbul, Eyüp, Alibeyköy, … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda 2981 sayılı Yasa uyarınca parselasyon yapılmasına ilişkin 05.03.1999 günlü, 884 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince davacılar taşınmazı satış vaadi sözleşmesi ile aldıklarını, keyfiyetin tapu siciline tescil edilmemesi nedeniyle uygulama sırasında dikkate alınmadığını ileri sürmüşler ise de, mülkiyeti …'e ait olan ve davacıların tasarrufunda bulunan taşınmazın bulunduğu alanda yoldan ihdas suretiyle belediye adına imar parselleri oluşturulduğu anlaşıldığından, dava konusu işlemde bu yönüyle hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idarece temyiz edilmiştir.

            Parselasyon işlemleri subjektif nitelikte işlemler olduğundan, parselasyon işlemlerine ancak işlem tarihinde mülkiyet hakkı olanların dava açabilecekleri tabidir.

            Dosyanın incelenmesinden, davacıların mülkiyeti …'e ait … ada, … sayılı parselin 216m²lik kısmını gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 30.12.1964 tarihinde satın aldıklarından bahisle dava konusu uygulama sırasında bu durumun dikkate alınmadığı iddiasına dayanarak bakılmakta olan davayı açtıkları anlaşılmaktadır.

            Olayda, tapu kayıtlarında bu yönde bir şerh bulunmamasına karşın davacılar tarafından 30.12.1964 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile anılan taşınmazda hisse satın alındığı iddia edildiğine göre, bu kısmın adli yargı yerinde tapuda adlarına tescili sağlandıktan sonra davalı idareden yeniden düzenleme yapılması istenebileceği gibi parselasyon işlemi de dava konusu edilebilecekdir.

            Bu itibarla, taşınmaz mülkiyetinin asıl belirleyici unsuru tapu senedi olduğu halde anılan taşınmazın tapulu maliki olmayan davacılar tarafından gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılarak mülkiyet iddiasıyla açılan davada bu aşamada dava açma ehliyeti bulunmadığından ,bu hususun gözönünde bulundurulması suretiyle İdare Mahkemesince yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

            Açıklanan nedenlerle, İstanbul 1.İdare Mahkemesinin 23.09.2004 günlü, E:2003/1116, K:2004/1250 sayılı kararının BOZULMASINA, 22.90 YTL. karar harcı ile fazladan yatırılan 17.00 YTL harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 21.09.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.







Bu haberin geldigi yer: Imar Hukukcusu
http://www.imarhukukcusu.com

Bu haber icin adres:
http://www.imarhukukcusu.com/modules.php?name=News&file=article&sid=1837