Uyuşmazlığın konusunu ruhsatlı yapıda ruhsatsız olarak yapıldığı belirtilen
kısımda kalan ve davacının kendisine ait olduğunu belirtiği dairenin yıkımı
yolunda davalı idare tarafından idare hukuku alanında ve bu hukukun esaslarına
göre tesis edilen işleminin oluşturduğu, davacının yıkıma konu daireyi edinim
biçimi ve bunun yaratacağı hukuki sonuçların yıkım işlemine yönelik bir davanın
değil mülkiyet ilişkisi bakımından doğacak bir uyuşmazlığın konusu olduğu,
taşınmaza yönelen yıkım işleminin davacının taşınmazı edinmesinden önce tesis
edilmiş olmasının dava açanın dava açma ehliyetini etkilemediği olayda yıkım
işleminin dava açan kişinin kişisel, meşru ve güncel bir menfaatini ihlal ettiği
hk.
Danıştay
Altıncı Dairesinin 20.3.2006 gün ve E:2004/1140, K:2006/1257 sayılı kararı.
Uyuşmazlığın konusunu ruhsatlı yapıda ruhsatsız olarak yapıldığı belirtilen
kısımda kalan ve davacının kendisine ait olduğunu belirtiği dairenin yıkımı
yolunda davalı idare tarafından idare hukuku alanında ve bu hukukun esaslarına
göre tesis edilen işleminin oluşturduğu, davacının yıkıma konu daireyi edinim
biçimi ve bunun yaratacağı hukuki sonuçların yıkım işlemine yönelik bir davanın
değil mülkiyet ilişkisi bakımından doğacak bir uyuşmazlığın konusu olduğu,
taşınmaza yönelen yıkım işleminin davacının taşınmazı edinmesinden önce tesis
edilmiş olmasının dava açanın dava açma ehliyetini etkilemediği olayda yıkım
işleminin dava açan kişinin kişisel, meşru ve güncel bir menfaatini ihlal ettiği
hk. Danıştay Altıncı Dairesinin 20.3.2006 gün ve E:2004/1140, K:2006/1257 sayılı
kararı.
Temyiz İsteminde Bulunan : ?
Vekili : Av. ?
Karşı Taraf : Ünye Belediye Başkanlığı-ORDU
Vekili : Av. ?
İstemin Özeti : Ordu İdare Mahkemesinin 5.11.2003 günlü, E:2003/221, K:2003/608
sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması
istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi İsmet Can'ın Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile
mahkeme kararının bozulmasının gerekeceği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Tülin Özgenç'in Düşüncesi : Ünye İlçesi, Kaledere Mahallesi, ?
ada, ? parsel üzerinde bulunan yapının davacıya ait 5. kat 10 numaralı
dairesinin yıkımına ilişkin işlemin iptali ve yıkım nedeniyle uğranılan zarar
karşılığı 5.000.000.000 liranın tazminen ödenmesi istemiyle açılan dava
sonucunda, İdare Mahkemesince, davanın ehliyet yönünden reddi yolunda verilen
kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin 1. fıkrasının 4577
sayılı Yasanın 5. maddesiyle değişik (a) bendinde, idari işlemler hakkında
yetki, şekil, sebep konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı
olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından iptal
davaları açılabileceği hükmü yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlığa konu yerin davacı tarafından 27.9.1996 gün
ve 4019 yevmiye nolu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak
kullanıldığı, yıkım kararının ise 22.9.1986 tarihli olduğu, davacının yıkım
kararından 2.12.2002 tarihli noter ihbarnamesi ile taşınmazın tahliye
edilmesinin istenmesi üzerine haberdar olduğu ve işbu davayı açtığı
anlaşılmaktadır.
Dava konusu Encümen kararının davacının maliki olduğu daireye ilişkin olduğundan
ve uygulanması sonucu yıkım işleminin gerçekleştirilmesi ile davacının menfaati
ihlal edileceğinden yıkım işlemine karşı dava açmakta ehliyeti olduğu açıktır.
Bu durumda, davacının yıkım işlemine karşı dava açma ehliyetinin bulunmadığından
bahisle davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, Ordu, Ünye İlçesi, Kaledere Mahallesi, ? ada, ? sayılı parsel üzerindeki
ruhsatlı yapıda ruhsatsız olarak yapılan 4. normal katta yer alan dairenin 3194
sayılı İmar Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca yıkımı yolundaki 22.9.1986 günlü,
1155 sayılı belediye encümeni kararının iptali ile yıkım işleminin yapılmaması
nedeniyle uğranıldığı öne sürülen 5.000.000.000.-liranın yasal faziyle birlikte
tazmini istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden,
uyuşmazlık konusu dairenin davacı tarafından 27.7.1996 günlü, 4019 yevmiye nolu
gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak kullanıldığı, ruhsatsız ve
ruhsata bağlanması mümkün olmayan bir taşınmaz hakkında düzenlenen gayrimenkul
satış vaadi sözleşmesinin hukuka uygun bir satış sözleşmesiyle aynı hukuksal
sonuçları doğurmayacağı, gayrimenkul ile davacı arasındaki hukuksal bağın bir
mülkiyet rabıtası niteliğinde olmadığı, dolayısıyla anılan taşınmazın ruhsatsız
olduğu ve sonradan da ruhsata bağlanmasının mümkün olmaması nedeniyle yıkıma
ilişkin işlem ile davacı arasında kişisel, meşru ve güncel bir menfaat
ilişkisinin bulunmadığı, öte yandan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin hukuka
uygun bir satış gibi hukuksal sonuçlar doğurduğunun kabulü halinde dahi, anılan
sözleşmenin akdedildiği tarihten önce taşınmaz hakkında yıkım kararı bulunduğu,
bu haliyle alınan taşınmaz için yeni kullanıcının dava açma ehliyetinin
olmadığı, davanın tazminat istemine ilişkin kısmına gelince, davacının
oluştuğunu öne sürdüğü zarar ile işlem arasında idarece bu zararın tazminini
gerektirecek illiyet bağının bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle 2577 sayılı
İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-b maddesi uyarınca davanın reddine karar
verilmiş; bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin Hukuk
Devleti olduğu belirtilmektedir. Hukuk Devletinin öğesi olan idarece tesis
edilen işlemlerin hukuka uygunluğu ve sonuçta idarenin hukuka bağlılığının
yargısal denetimi iptal davaları yoluyla sağlanmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 8.6.2000 günlü, 4577 sayılı Kanunla
değişik 2. maddesinde belirtildiği üzere, idari işlemler hakkında yetki, şekil,
sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı
iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar iptal
davaları olarak tanımlanmıştır.
İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal
davasının görüşülebilmesinin
ön
koşullardan biri olan "dava açma ehliyeti", her idari işleme karşı herkes
tarafından iptal davası açılmasının idare ile işlemlerinde istikrarsızlığa neden
olmaması ve idarenin işleyişinin buna bağlı olarak olumsuz etkilenmemesi
amacıyla dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçütler
içinde menfaat ilişkisinin varlığını ifade etmektedir. Her olay ve davada, idari
işlem ile dava açacak kişi arasında öngörülen subjektif ehliyet koşulu olarak
menfaat ihlalinin kişisel, meşru ve güncel bir menfaat olması ölçütleri
ekseninde yargı mercilerince değerlendirilerek takdir edilecektir.
Dosyanın incelenmesinden, Ordu, Ünye İlçesi, Kaledere Mahallesi, ? ada, ? sayılı
parsel üzerinde yapı sahibi olarak ? adına 2 katlı olarak yapılacak yapı için
2.4.1985 günlü yapı ruhsatının düzenlendiği, ? .'un divan katibi olarak
katıldığı belediye meclisinin 7.2.1986 günlü, 30 sayılı kararı ile taşınmaza 4
kat yapılaşma olanağı tanınması üzerine 16.4.1986 günlü yapı ruhsatı ile 2 kat
ilavesinin sağlandığı halde 21.7.1986 günü düzenlenen zabıt varakası ile ruhsata
aykırı olarak 5.kat kolonlarının betonu dükülürken tespit edilerek mühürlendiği,
aykırılığın giderilmediğinin tespiti üzerine dava konusu edilen 22.9.1986 günlü,
1155 sayılı belediye encümeni kararının alındığı, bu işlemin anılan kişiye
tebliğ edildiği yolunda belge ya da bilginin bulunmadığı, ruhsatsız olduğu
tespit edilen bu katta yer alan dairenin davacı tarafından 28.6.1988 günü
imzalanan inşaat-taahhüt ve daire satış sözleşmesiyle alındığı, sonradan bu
alım-satım işleminin noterde 27.7.1996 günlü, 4019 yevmiye nolu gayrimenkul
satış vaadi sözleşmesi şeklinde düzenlendiği, yıkım kararının uygulanması
amacıyla noter aracılığıyla davacıya yapılan ihtarname üzerine görülen davanın
açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın konusunu, ruhsatlı yapıda ruhsatsız olarak yapıldığı belirtilen
kısımda kalan ve davacının kendisine ait olduğunu belirttiği dairenin yıkımı
yolunda davalı idare tarafından idare hukuku alanında ve bu hukukun esaslarına
göre tesis edilen işlemi oluşturmaktadır. Davacının yıkıma konu daireyi edinim
biçimi ve bunun yaratacağı hukuki sonuçlar yıkım işlemine yönelik bir davanın
değil mülkiyet ilişkisi bakımından doğacak bir uyuşmazlığın konusudur. Diğer
yandan, taşınmaza yönelen yıkım işleminin davacının taşınmazı edinmesinden önce
tesis edilmiş olması dava açanın dava açma ehliyetini etkilememektedir.
Olayda, davacının kendisine ait olduğunu belirttiği ve aksi yönde her hangi bir
iddianın bulunmadığı dairenin davalı idarece yıkımı yolunda tesis edilen işlem,
dava açan kişinin kişisel, meşru ve güncel bir menfaatini ihlal etmektedir.
Bu durumda, davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki temyize konu mahkeme
kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Davanın tazminata ilişkin kısmı hakkında ise, yıkım işlemi hakkında bir karar
verildikten sonra yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, Ordu İdare Mahkemesinin 5.11.2003 günlü, E:2003/221,
K:2003/608 sayılı kararının BOZULMASINA, 16,09 YTL karar harcı ile fazladan
yatırılan 11,97 YTL harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı
geçen mahkemeye gönderilmesine 20.3.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.