Tazminat davasında miktar nasıl olacak, Maddi ve Manevi Tazminat ve YTL değeri i
Tarih: 23.12.2008 Saat: 22:44
Konu: imar


Maddi ve manevi tazminat miktarının ayrı ayrı gösterilmesi gerektiği YTLdışında bir para birimi ile tazminat davası açılamayacağı, ayrıca ancak 3095 sayılı yasa uyarınca yasal faiz istemiyle tazminat istenebileceği hk. Danıştay Altıncı Dairesinin 21.12.2005 gün ve E:2005/2255, K:2005/6540 sayılı kararı.



Dairesi

Karar Yılı

Karar No

Esas Yılı

Esas No

Karar Tarihi

ALTINCI DAİRE

2005

6540

2005

2255

21/12/2005

 

KARAR METNİ

Maddi ve manevi tazminat miktarının ayrı ayrı gösterilmesi gerektiği ytl dışında bir para birimi ile tazminat davası açılamayacağı, ayrıca ancak 3095 sayılı yasa uyarınca yasal faiz istemiyle tazminat istenebileceği hk. Danıştay Altıncı Dairesinin 21.12.2005 gün ve E:2005/2255, K:2005/6540 sayılı kararı.

 

 


Temyiz İsteminde Bulunanlar :1-Milli Eğitim Bakanlığı-ANKARA
2- ?Belediye Başkanlığı-ANKARA
Vekili : Av. ..
3- ?
Karşı Taraf :1- ?
Vekili : Av. ?
2-Milli Eğitim Bakanlığı
3- ? Belediye Başkanlığı
İstemin Özeti : Ankara 7.İdare Mahkemesinin 25.11.2004 günlü, E:2003/1653 K:2004/2246 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığının Savunmasının Özeti :Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
... Belediye Başkanlığının Savunmasının Özeti :Savunma verilmemiştir.
Davacının Savunmasının Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından usul ve kanuna uygun olan kararın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Sedef Türkdoğan'ın Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı İbrahim Erdoğdu'nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, Ankara, ..., ... Mahallesi, ? Bölge ? ada, ? parsel sayılı taşınmazdaki 45 metrekarelik arsa payının kamulaştırma bedelinin ödenmesi, ödenmemesi halinde konut alanına dönüştürülmesi,
imar planının yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar geçen sürede inşaat yasağı ve diğer nedenlerle taşınmazdan yararlanılamamasından doğan zararların karşılanması istemiyle belediye başkanlığı'na yapılan başvurunun, kamulaştırma işleminin Milli Eğitim Bakanlığı'nca yapılacağı, imar planı değişikliğinin ise ancak nazım imar planı değişikliği halinde yapılacağı gerekçesiyle reddine ilişkin 10.7.2003 günlü işlem ile, yine kamulaştırma bedelinin ödenmesi, ödenmemesi halinde imar planında okul alanına ilişkin tahsisin kaldırılması için kamulaştırma yapılamayacağı yönünde olumlu görüş verilmesi, ayrıca bugüne kadar taşınmazın kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmamasından ve taşınmazdan yararlanamamasından doğan zararların faiziyle ödenmesi istemiyle Milli Eğitim Bakanlığı'na yapılan başvurunun, temel eğitim alanı olarak ayrılan parselde yaklaşık 265 kişinin hissedar olduğu, yeterli ödenek temin edildiğinde kamulaştırma yapılacağı, arsa üzerinde ileride yatırım yapılmasının düşünüldüğü gerekçesiyle reddine ilişkin işlemin iptali, toplam 40.960 EURO maddi ve manevi zararın devlet bankalarının EURO cinsi bir yıl vadeli döviz mevduatına uyguladığı en yüksek faiz oranında, (9.10.2003 günlü dilekçe ile şimdilik zararın 1.000 EURO'luk kısmının) tazmini istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, davanın, davalı belediye başkanlığı'na yapılan başvurunun reddine ilişkin kısmı irdelendiğinde; kamulaştırmanın Milli Eğitim Bakanlığının yetkisinde olması nedeniyle belediyece davacının kamulaştırma bedelinin ödenmesi yolundaki isteminin karşılanmasına yasal olanak bulunmadığı, davacının imar planı değişikliği yapılması ve planda okul alanına ayrılan alanın konut alanına dönüştürülmesi yolundaki isteminin ise, nazım imar planı değişikliği yapılmadan uygulama imar planı yapılmasına olanak bulunmaması ve nazım imar planı değişikliği yapma yetkisinin ise büyükşehir belediyesine ait olup, davalı ilçe belediyesinin bu konuda yasal yetkisinin bulunmaması nedeniyle; uyuşmazlığın davacının Milli Eğitim Bakanlığı'na yaptığı başvurunun reddine ilişkin kısmı incelendiğinde, Milli Eğitim Bakanlığı'nın imar planında okul yeri olarak ayrılmış alanla ilgili olarak, plan değişikliği yapma yetkisinin bulunmaması nedeniyle, ancak kamulaştırmayı gerçekleştirmesinin mümkün olduğu, taşınmazın imar planında okul yeri olarak ayrıldığı tarihte yürürlükte olan mevzuatta ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununda ise idarelere, imar planında kendi görev ve yetkilerine ayrılmış alanları kamulaştırma konusunda belli bir süre tayin edilmemiş olması nedeniyle yargı kararı ile idarelerin kamulaştırma yapmaya zorlanmasına olanak bulunmadığı, Anayasa Mahkemesinin benzer bir uyuşmazlık için açılan davada, verdiği 3194 sayılı Yasanın 13.maddesinin 1 ve 3.fıkralarının iptaline ilişkin karar ve anılan kararın gerekçesine göre de durumun irdelenmesi gerektiği, imar planlarında umumi hizmetlere ayrılan yerlerin mevcut kullanma şekillerinin ne kadar devam edeceği konusundaki belirsizliğin, kişilerin mülkiyet hakları üzerinde süresi belli olmayan bir sınırlamaya neden olduğu, davacının 10 yıldır, hissedar olarak maliki olduğu taşınmazı üzerinde tasarruf edememesi durumunun, belki kendi ömrünü de aşan bir süreye kadar devam edebileceğinin kabulü , hukuk devleti olmanın anlamı ile bağdaşmayacağından, bu nedenle doğan zararın tazmini suretiyle mağduriyetinin giderilmesi gerektiği, davacının Milli Eğitim Bakanlığı'na başvurusu üzerine, 45 metrekare taşınmazının kullanılamamasından, doğan zararının hesaplanarak, tazmini yoluna gidilmesi gerektiği, aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuki isabet bulunmadığı, ... Belediyesinin, doğrudan davacının isteği doğrultusunda işlem tesisine olanak bulunmadığı yukarıda belirtilmekle birlikte, ... Belediye Meclisinin 11.2.1994 gün ve 60 sayılı kararı ile onaylanan ... Mahallesi 2.Etap Islah İmar Planına dayanılarak 5.1.1995 tarihinde ... Belediye Emcümeninin 95/1032.15 sayılı kararıyla yapılan parselasyon işlemi üzerinden 10 yıl geçmesi nedeniyle, davacının başvurusu üzerine, gerekli çalışmaların ve nazım imar planı değişikliği için büyükşehir belediyesi nezdinde girişimde bulunulmayarak hareketsiz kalınmasına ilişkin ... Belediye Başkanlığı işleminin de; olayın özelliği ve idarelerin Anayasa Mahkemesinin yukarıda belirtilen karar gerekçelerine uygun olarak işlem tesis etme zorunluluğu gözetildiğinde, davacının zararının tazmini yolundaki talebine ilişkin iş bu davada tazminat yükümlülüğü doğurduğu, manevi tazminat, idarelerin hatalı işlem ve eylemleri veya hizmet kusuru nedeniyle, bireylerin şeref ve haysiyetinin zedelenmesi, toplumsal veya ailesel konumunda olumsuzluklar yaratılması vb durumlar nedeniyle, yaşadıkları derin üzüntü ve sıkıntının, kısmen ve manevi açıdan giderilmesi amacıyla, hükmedilebilecek bir tazminat olmakla olayda, koşulları var olmayan manevi tazminat isteminin reddi gerektiği, davacının maliki olduğu taşınmazı üzerinde, tasarruf edememesi nedeniyle uğradığı zararın tazmini gerektiğinden, bu yolda tesis edilmeyen dava konusu işlemlerin iptaline; manevi tazminat isteminin reddine, karar verilmiş, karar taraflarca temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14/3 maddesinde dilekçeler üzerinde yapılacak ilk inceleme konuları belirtilmiş, (9) bendinde 3 ve 5 nci maddelere uygun olup olmadıkları yönünden yapılacak inceleme bunlar arasında sayılmıştır.15.maddesinin 1/d bendinde de 14.maddenin 3/g bendine aykırılık görülmesi halinde otuz gün içinde 3 ve 5 nci maddelere uygun şekilde yeniden düzenlemek üzere dilekçenin reddine karar verileceği hükmü getirilmiştir.
Aynı Yasanın 3/2-d maddesinde ise vergi, resim, harç, benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin davalarla tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktarın gösterileceği belirtilmiştir.
Dava, dilekçesinin incelenmesinden, davacı tarafından Ankara, ..., ... Mahallesi, ? Bölge ? ada, ?parsel sayılı taşınmazdaki 45 metrekarelik arsa payının kamulaştırma bedelinin ödenmesi, ödenmemesi halinde konut alanına dönüştürülmesi,
imar planının yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar geçen sürede inşaat yasağı ve diğer nedenlerle taşınmazdan yararlanılamamasından doğan zararların karşılanması istemiyle belediye başkanlığı'na yapılan başvurunun, kamulaştırma işleminin Milli Eğitim Bakanlığı'nca yapılacağı, imar planı değişikliğinin ise ancak nazım imar planı değişikliği halinde yapılacağı gerekçesiyle reddine ilişkin 10.7.2003 günlü işlem ile, yine kamulaştırma bedelinin ödenmesi, ödenmemesi halinde imar planında okul alanına ilişkin tahsisin kaldırılması için kamulaştırma yapılamayacağı yönünde olumlu görüş verilmesi, ayrıca bugüne kadar taşınmazın kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmamasından ve taşınmazdan yararlanamamasından doğan zararların faiziyle ödenmesi istemiyle Milli Eğitim Bakanlığı'na yapılan başvurunun, temel eğitim alanı olarak ayrılan parselde yaklaşık 265 kişinin hissedar olduğu, yeterli ödenek temin edildiğinde kamulaştırma yapılacağı, arsa üzerinde ileride yatırım yapılmasının düşünüldüğü gerekçesiyle reddine ilişkin işlemin iptali, toplam 40.960 EURO maddi ve manevi zararın devlet bankalarının EURO cinsi bir yıl vadeli döviz mevduatına uyguladığı en yüksek faiz oranında, (9.10.2003 günlü dilekçe ile şimdilik zararın 1.000 EURO'luk kısmının) tazmini istemiyle bu davanın açıldığı, uyuşmazlık konusu miktarın Yeni Türk Lirası cinsinden gösterilmediği, maddi ve manevi tazminat miktarlarının ayrı ayrı belirtilmediği ve devlet bankalarının EURO cinsi bir yıl vadeli döviz mevduatına uyguladığı en yüksek faiz oranında tazmin isteminde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda yazılı Yasa maddesinde yer alan "tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktarın gösterileceğine ilişkin kural Türkiye Cumhuriyetinin resmi para biriminin Yeni Türk Lirası olması nedeniyle idari yargıda açılacak tam yargı davalarında miktarın Yeni Türk Lirası cinsinden gösterilmesini gerekli kılmaktadır.
Öte yandan, 492 sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesi uyarınca değer ölçüsüne göre harca tabi olan tam yargı davalarında (1) sayılı tarifeye göre nispi karar ve ilam harcının alınabilmesi içinde anlaşmazlık konusu değerin dava dilekçesinde Yeni Türk Lirası olarak belirlenmesi zorunlu bulunmaktadır.
Diğer taraftan maddi ve manevi tazminat koşullarının farklı olması nedeniyle istenilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının ayrı ayrı gösterilmesi gerektiği gibi, tazminat isteminin kabulü halinde 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun uyarınca kanuni faiz oranının uygulanması mümkündür.
Ayrıca İdari Yargılama Usulünde, ilgililerin fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak tam yargı davası açabilmesine olanak tanınmamıştır.
Bu durumda davacının tazminine karar verilmesini istediği zararın Yeni Türk Lirası cinsinden ve maddi ve manevi tazminat miktarının ayrı ayrı gösterilmemesi nedeniyle dava dilekçesinin 2577 sayılı Yasanın 3.maddesine uygun olarak düzenlenmediği sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan, davacı tarafından taşınmaza ilişkin kamulaştırma bedelinin ödenmesi, ödenmemesi halinde konut alanına dönüştürülmesi istemiyle belediyeye yapılan başvurunun kamulaştırma işleminin Milli Eğitim Bakanlığınca yapılacağı,
imar planı değişikliğinin ise ancak nazım imar planı değişikliği halinde yapılacağı gerekçesiyle reddine ilişkin 10.7.2003 günlü işlemde yine kamulaştırma bedelinin ödenmesi, ödenmemesi halinde imar planında okul alanına ilişkin tahsisin kaldırılması için kamulaştırma yapılamayacağı yönünde olumlu görüş verilmesi istemiyle Milli Eğitim Bakanlığı'na yapılan başvurunun yeterli ödenek temin edildiğinde kamulaştırma yapılacağı, arsa üzerinde ilerde yatırım yapılmasının düşünüldüğü gerekçesiyle reddine ilişkin işlemin mahkemece irdelenmesinin yapılarak anılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığının belirtilmesine karşın mahkeme kararının hüküm fıkrasında anılan işlemlere yönelik hüküm kurulmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle Ankara 7. İdare Mahkemesinin 25.11.2004 günlü, E:2003/1653 K:2004/2246 sayılı kararının BOZULMASINA, 22.90' ar YTL karar harcı ile fazladan yatırılan 17.00' şer YTL harcın temyiz isteminde bulunanlara iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 21.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 

 

 







Bu haberin geldigi yer: Imar Hukukcusu
http://www.imarhukukcusu.com

Bu haber icin adres:
http://www.imarhukukcusu.com/modules.php?name=News&file=article&sid=1692