8.9.2006 tarihinde onaylanan ve "İstanbul-Park-Otel Turizm Merkezi" kapsamında
kalan İstanbul İli, Beyoğlu İlçesi, Gümüşsuyu Mahallesi, 731 ada, 32 sayılı
parsel ve 735 ada, 23 ve 24 sayılı parsellere ilişkin 1/5000 ölçekli nazım imar
planı değişikliğinin yürütmesinin durdurulmasına ilişkin
Danıştay Altıncı Dairesinin 7.11.2008 günlü,
E:2007/5262 sayılı
kararı.
T.C.
D A N I ? T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2007/5262
Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen :
TMMOB ?ehir Plancıları Odası
Vekili
:
Davalı : Kültür ve Turizm Bakanlığı
- ANKARA
Davalı İdare Yanında Davaya Katılan :
Vekili :
İstemin Özeti : 8.9.2006 tarihinde
onaylanan ve "İstanbul-Park-Otel Turizm Merkezi" kapsamında kalan İstanbul İli,
Beyoğlu İlçesi, Gümüşsuyu Mahallesi, 731 ada, 32 sayılı parsel ve 735 ada, 23 ve
24 sayılı parsellere ilişkin 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin
iptali ve yürütülmesinin durdurulması istenilmektedir.
Davalı İdarenin Savunmasının Özeti : 22.6.1993
tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planında taşınmaz için E:6 olduğu ve anılan
plana açılan davanın Danıştay 6. Dairesi'nin 28.12.1994 günlü, K:1994/5103
sayılı kararıyla reddedildiği, dava konusu plan değişikliği ile E:3 olarak
belirlendiği ve kullanımlar ile yüksekliğe sınırlamalar getirildiği,
taşınmazların yer aldığı bölgenin merkezi iş alanı niteliğinde olduğu, Park
Otelin konaklama fonksiyonu, ticaret ve konut fonksiyonları ile bir turizm
kompleksi olarak bölgenin gündüz ve gece aktivitelerinin desteklenmesi
bakımından yakın çevrede bulunan fonksiyonlar ile uyumlu olduğu, emsal dışı
tutulan alanların büyük çoğunluğunun sosyal ve teknik altyapı alanları için
kullanılacağı, geçmişte onaylanan planlardaki haklara ek bir hak getirilmediği,
dava konusu imar planında hukuka aykırlık bulunmadığı öne sürülerek yürütmenin
durdurulması isteminin ve davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davalı İdare Yanında Davaya Katılanın Savunmasının Özeti
: İmar planı notunda bina üst kotunun Alman Konsolosluğu binasının saçak
seviyesini geçemeyeceğinin öngörüldüğü, 1 metrelik parapet duvarının bina üst
kotuna eklenemeyeceği, 84cm için binanın tam katının yıkılmak zorunda kalacağı,
taşınmazların Turizm Alanı kapsamında olması nedeniyle turizm mevzuatı
çerçevesinde inceleme yapılması gerektiği, İstanbul İmar Yönetmeliğinin
hükümlerinin esas alınamayacağı, Taksim bölgesinin gelişmiş ulaşım ağı nedeniyle
getirilen yoğunluğun ulaşım sistemini etkilemeyeceği öne sürülerek yürütmenin
durdurulması isteminin ve davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi … Düşüncesi: Dava konusu
1/5000 ölçekli nazım imar planının şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve
kamu yararına uygun olup olmadığının saptanabilmesi amacıyla yerinde yaptırılan
keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyada yer alan bilgi
ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden,dava konusu plan ile getirilen
yapılaşmanın emsal dışında bırakılan bodrum katların da ilavesiyle bölgenin
nüfus yoğunluğunu artırdığı, buna karşın gerekli olan yeşil alan ihtiyacının
karşılanmadığı ve ulaşımın olumsuz etkilendiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, iptal istemine konu 8.9.2006 onanlı 1/5000 ölçekli
nazım imar planının yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … Düşüncesi: İstanbul İi, Beyoğlu
İlçesi, Gümüşsuyu mahallesi, 731 ada, 32 sayılı parsel ile 735 ada, 23 ve 24
sayılı parsellere ilişkin olarak 2634 sayılı Turizmi Teşvik kanunun 7. maddesi
uyarınca onanan 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptali istemiyle açılan
davada yürütmenin durdurulması istenilmektedir.
Davaya konu nazım imar planı değişikliğinin, şehircilik
ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olup olmadığının
saptanabilmesi için, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi
sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun incelenmesinden, dava konusu nazım imar
planı değişikliğinin şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına
uygun olmadığı sonucuna varıldığından, yürütmenin durdurulması isteminin
kabulüne karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin
açıklamaları dinlendikten ve 2577 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca dosya
incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, 8.9.2006 tarihinde onaylanan ve "İstanbul-Park-Otel Turizm
Merkezi" kapsamında kalan İstanbul İli, Beyoğlu İlçesi, Gümüşsuyu Mahallesi, 731
ada, 32 sayılı parsel ve 735 ada, 23 ve 24 sayılı parsellere ilişkin 1/5000
ölçekli nazım imar planı değişikliğinin iptali ve yürütülmesinin durdurulması
istemiyle açılmıştır.
2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu'nun 4957 sayılı Yasanın 2.
maddesiyle değişik 7. maddesinin 1. fıkrasında, "Bakanlık; kültür ve turizm
koruma ve gelişim bölgeleri ile turizm merkezleri içinde her ölçekteki planları
yapmaya, yaptırmaya, re'sen onaylamaya ve tadil etmeye yetkilidir" hükmüne yer
verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, İstanbul İli, Beyoğlu İlçesi,
Gümüşsuyu Mahallesi, 731 ada, 32 sayılı parsel ile 735 ada, 23-24 sayılı
parsellerin yer aldığı alanın 31.7.1984 günlü, 18475 sayılı Resmi Gazete'de
yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile Turizm Merkezi olarak ilan
edildiği, alanın turizm merkezi olarak ilan edildikten sonra yapılan ilk
uygulama imar planının 20.2.1989 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından
onandığı, bu planda iki blok halinde 731 ada için 86m, 735 ada için 69m
yükseklik olmak üzere getirilen "turizm otel ve ticaret alanı"
fonksiyonunun Danıştay Altıncı Dairesi'nin 10.6.1993 günlü, E:1992/1728,
K:1993/2262 sayılı kararıyla iptal edildiği, iptale ilişkin anılan
karara; taşınmazın üst ölçekli plana aykırı olduğu, parsellere getirilen
yüksekliklerin çevredeki yapı yüksekliklerinin çok üzerinde olduğu, bunun
olağanüstü bir insan ve yapı topluluğu oluşturacağı, böylece zaten yeterli
olmayan sosyal ve teknik altyapının ayrıca kentin silüetinin olumsuz
etkileneceği gerekçelerinin esas alındığı, söz konusu parsellere yönelik olarak
26.6.1992 tarihinde 1/5000 ölçekli revizyon nazım imar planının Bayındırlık ve
İskan Bakanlığınca onandığı, parsellere "turizm merkezi" fonksiyonunun
getirildiği, KAKS'nın "6" olarak belirlendiği, plan notlarından birinde, "Park
Otel Turizm Merkezi Alanında yapılacak binaların en üst kotunun, bitişiğinde
bulunan Alman Konsolosluğu'nun çatı kotunu geçemeyeceği" hükmünün öngörüldüğü,
anılan plan kararının Danıştay 6. Dairesi'nin E:1992/3046 sayılı dosyasında dava
konusu edildiği ve 10.6.1993 günlü, K:1993/2263 sayılı kararla davanın
reddedildiği, Kültür ve Turizm Bakanlığınca 22.6.1993 tarihinde onanan
1/1000 ölçekli uygulama imar planına karşı açılan davanın da Danıştay 6.
Dairesinin 28.12.1994 günlü, E:1993/3905, K:1994/5103 sayılı kararıyla
reddedildiği, söz konusu kararlarda taşınmazların bitişiğinde yer alan Alman
Konsolosluğu binasının saçak seviyesinin referans olarak alındığı, diğer
taraftan, uyuşmazlık konusu bölgenin 7.7.1993 günlü, 4720 sayılı İstanbul 1
Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı ile "kentsel sit
alanı" olarak ilan edildiği, bu arada taşınmazlar üzerindeki binanın Alman
Konsolosluğu binasının saçak kotunu geçen katlarının yıkımının da
gerçekleştirildiği, devam eden süreçte 8.9.2006 tarihinde Kültür ve Turizm
Bakanlığınca 1/5000 ölçekli nazım imar planının 2634 sayılı Turizm Teşvik
Kanunu'nun 7. maddesi uyarınca onandığı, planlama sınırının Turizm Merkezi
sınırı olarak alındığı ve sadece 731 ada, 32 sayılı parsel ile 735 ada, 23-24
sayılı parselleri kapsadığı, anılan taşınmazlara "Turizm ve İş Merkezi"
fonksiyonunun getirildiği, KAKS:3 olarak alındığı, parsellerdeki yapılanmanın
724 ada, 13 sayılı parselde yer alan eski eser Alman Konsolosluğu binasının
saçak kotunu aşamayacağının öngörüldüğü, ayrıca +0.0 kotu altında kalan bodrum
katların emsal hesabına dahil edilmeyeceği yönünde plan notu düzenlendiği,
bakılmakta olan davanın da Kültür ve Turizm Bakanlığınca 8.9.2006 tarihinde
onanan bu plana karşı açıldığı anlaşılmaktadır.
İmar planlarının, planlanan yörenin bugünkü durumunun,
olanaklarının ve ilerideki gelişmesinin gerçeğe en yakın şekilde
saptanabilmesi için coğrafi veriler, beldenin kullanılışı, donatımı ve mali
bilgiler gibi konularda yapılacak araştırma ve anket çalışmaları sonucu elde
edilecek bilgiler ışığında, çeşitli kentsel işlevler arasında var olan ya
da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak belde
halkına daha iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kentin kendine
özgü yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus, alan ve yapı ilişkileri, yörenin
gerek çevresi, gerek çeşitli alanlar arasında olan bağlantıları, halkın sosyal
ve kültürel gereksinimleri, güvenlik ve sağlığı ile ilgili konular
gözönüne alınarak hazırlanması gerekmektedir.
Anılan ölçütlere göre hazırlanan imar planları da zamanla
planlanan alandaki koşulların zorunlu kıldığı biçimde ve yasalarda öngörülen
yöntemlere uygun olarak değiştirilebilir.
Bu şekilde değiştirilen imar planlarının yargısal denetiminde,
bu değişikliği zorunlu kılan nedenlerle birlikte getirilen kullanım kararının
plan bütünlüğü gözönünde bulundurularak planlanan yörenin tümünün çevre, ulaşım,
trafik gibi ilişkilerine etkisi irdelenmeli, taşınmazda öngörülen kullanım
kararının yerin büyüklüğü yanısıra,konum ve işlev açısından uygun olup
olmadığının şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı çerçevesinde
araştırılması gerekmektedir.
Bu kapsamda dava konusu planın turizm merkezi kararının
amacı,hedefleri ve koşulları da gözönünde bulundurularak ,bölgenin doğal ve
tarihsel özelliklerinin de ele alınması suretiyle şehircilik ilkelerine,
planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olup olmadığının saptanabilmesi
amacıyla Dairemizin 9.11.2007 günlü, E:2007/5262 sayılı kararı üzerine
29.4.2008 gününde Naip Üye ... tarafından seçilen Prof.Dr. ..., Prof.Dr. ...
ve Yard.Doç. ...'dan oluşan bilirkişi kurulunca yerinde yapılan inceleme
sonucunda düzenlenen raporda özetle "uyuşmazlık konusu taşınmazlarda
öngörülen yapılaşmanın Alman Konsolosluğu binasının çatı kotunu geçemeyeceği
yönündeki yargı kararına uygun olup olmadığı yönünden; dava konusu Park
Otel proje kesitine göre en son katın döşeme kotunun 95.00 m olduğu, otel
vaziyet planında da Alman Konsolosluğu'nun çatı katı hizasının 95.00 m olarak
ifade edildiği, ancak otelin son döşeme katının teras olarak öngörüldüğü ve bu
katın 1m yüksekliğinde parapet duvar ile çevrelendiği, parapetin mevcut yapı
yüksekliği olan 95.84m'ye eklenmesiyle yüksekliğin 96.84m olacağı, 1.84m Alman
Konsolosluğu çatı hizasının üzerinde bir görüntünün ortaya çıkacağı, +0.00
kotunun altında kalan bodrum katların sayısı ve öngörülen kullanım kararlarının
niteliği gözönünde bulundurularak, anılan kısımların emsal hesabına dahil edilip
edilmemesi, ayrıca emsal hesabına dahil edilmesi durumunda yoğunluğa etkisinin
olup olmadığı yönünden; A ve B bloklarda 0.00m kotunun üzerinde 6 katın,
altında 7 katın, C blokta ise 0.00 kotundan aşağı doğru 9 katın bulunduğu, bu
durumda en alt nokta ile en üst nokta arasında toplam 15 katlık bir yapı
kompleksinin oluştuğu, başka deyişle 0.00 kotuna göre C blokta 9, A ve B blokta
7 bodrumun söz konusu olduğu, A ve B blok altında 4 katın, C blok altında 2
katın otopark olarak kullanıldığı, A ve B blokta 0.00m kotunun altındaki tüm
birimlerin projede emsal harici olarak ele alındığı, bu katlarda rezidans
alanlarının da bulunduğu, C Blokta sadece 48,76 (0.00 kotu) kotundan son kata
kadar kısmın projede emsale dahil edildiği, her üç blokta da İstanbul İmar
Yönetmeliğinin Emsali düzenleyen 2.04.7. maddesinde öngörülen emsal
hesaplamasından farklı bir uygulamaya gidildiği, bloklarda 0.00 kotunun
altındaki konut ve ticaret birimlerinin emsal hesabına dahil edilmesiyle imar
planında belirlenen KAKS:3.00 koşulu için düzenlenen projenin bu değerin
üzerinde yapılaşmış bir yüzey ortaya koyduğu, sosyal ve teknik altyapıya
etkisi yönünden; anılan proje ile getirilen nüfus yoğunluğunun 5000m² yeşil
alan gereksinimi doğuracağı, Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik
maddeleri gereği kat değişikliklerine gidildiği için 25m'lik bir yol en
kesitinin ortaya çıktığı, ancak dava konusu planda bu yol enkesitinin 7-8m
genişliğinde olduğu, ayrıca projede hiç çekme mesafesi kullanılmadığı için
binanın hemen kaldırımın kenarından yükseldiği ve yol genişlemesi imkanının da
bulunmadığı, mevcut durumda çevre donatı alanlarına yeni ortaklar öngörüldüğü,
kentsel altyapıya ilave yük getirildiği, 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu uyarınca
taşınmazların öngörünüm, etkilenme veya geri görünüm bölgeleriyle ilgisinin
belirlenmesi yönünden; 2960 sayılı Yasa'da Boğaziçi alanının tanımlandığı ve
buna göre dava konusu parsellerin yer aldığı bölgenin Boğaziçi alanı sınırı
dışında kaldığı, taşınmazların yer aldığı bölgeye göre yapılaşmanın ve
kullanım kararlarının değerlendirilmesi ve tarihi ve kentsel dokuya etkisi
yönünden; taşınmazların yer aldığı Taksim bölgesinin İstanbul'un MİA alanı
kapsamında olduğu, eğlence, alışveriş ve kültür kimliği ile öne çıkan bir odak
konumunda bulunduğu, anılan proje ile getirilen fonksiyonların bölgenin kimliği
ile örtüştüğü, ancak yapılaşmanın apartmanlardan oluşan bir dokunun içine ebat
ve boyut olarak uymadığı, topoğrafyaya uyum sağlamadığı, topografyaya uyumlu bir
doku içinde estetiği bozduğu, sonuç olarak ise yakın çevre ulaşım
ilişkilerinin kurgulanmadığı, getirilen yoğunluk kararlarının neden olacağı
altyapı ve donatı ilişkilerinin irdelenmediği, plan notlarında emsal dışı
olarak tarif edilen pek çok alanın ticari ya da konut kullanışına konu olduğu,
bunun içinde yer aldığı bölgeye yapı yoğunluğu (silüet), yaşayan-kullanan
sayısı, buna bağlı olarak da ulaşım, altyapı, donatı talebi olarak yansıyacağı,
ancak bu yansımaların nazım imar planı ölçeğinde tariflenmemiş olduğu, kot
alınan yer dolayısı ile pek çok kullanım alanına bodrum kat muamelesi yapıldığı,
ancak bu katların normal kullanımda olduğu, mevcut yapının Alman Konsolosluğu
saçak kotunun parapet dahil, 1,84m üzerinde olduğu, boyut itibariyle de dokuya
aykırı bir içerik taşıdığı, İstanbul İmar Yönetmeliği koşulları doğrultusunda
yapılan karşılaştırmalar sonucunda KAKS:3.00 yapılaşma emsalinin üzerinde bir
yapılaşma olduğu, belirtilmiş bulunmaktadır.
Anılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, tarafların
rapora itirazları ve itirazlarda sunulan bilgi ve belgeler gözönünde
bulundurularak dosyanın incelenmesine geçilmiştir.
Olayda, dava konusu 731 ve 735 adanın korunması gerekli kültür
varlığı olarak tescil edilen ve 724 ada, 13 sayılı parselde yer alan Alman
Başkonsolosluğu binasına komşu olması nedeniyle bu taşınmazlardaki yapılanmanın
konsolosluk binasının saçak kotunu aşamayacağı hususunda yargı kararları
karşısında artık tartışma bulunmamaktadır.
Dava konusu planlamada da bu husus kabul edilerek yükseklik
belirlenmiştir. Ancak dosyada yer alan bilirkişi raporu
incelendiğinde,bilirkişilerin mevcut yapıdan ve projeden hareket ederek
yükseklik hakkında bir sonuca ulaştıkları anlaşılmaktadır.Anılan rapordaki
tesbitlere göre mevcut yapının durumu ile proje öngörüleri karşılaştırıldığında,
konsolosluk binasının saçak kotuna göre, projedeki parapet duvarının esas
alınması halinde, 1 metre, mevcut yapıya parapet duvarının eklenmesiyle 1,84
metre fazlalık bulunmaktadır.Alman Konsolosluğu saçak hizasının otel yapısının
son katının pencere ortalarına denk geldiği hususu gözönüne alındığında , bu
miktardaki yükseklik fazlalığının tecvizi hata sınırları içinde
değerlendirilebileceği sonucuna varılmıştır.
Davalı idare ile davalı idare yanında davaya katılanın savunma
ve itiraz dilekçelerinde;26.6.1992 onanlı 1/5000 ölçekli Beyoğlu 1. Etap
Revizyon Nazım İmar Planında E:6.00 ve "bodrum katlar emsale dahil
edilmeyecektir" yönünde plan notu bulunmasına karşın dava konusu planda aynı
plan notunun korunarak E:3,00 belirlemesinin yapıldığı ve inşaat ve nüfus
yoğunluğunun düşürüldüğü ileri sürülmekte ise de, dosyadaki bilgi ve belgelere
göre Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca 26.6.1992 tarihinde onanan ve iptali
istemiyle açılan dava da Dairemizin 10.6.1993 günlü, E:1992/3046, K:1993/2263
sayılı kararıyla reddedilen 1/5000 ölçekli nazım imar planındaki plan notunda
"kapalı otopark, tesisat katı, sığınak, imar yönetmeliğinin gerektirdiği
hallerde müştemilat alanları (bodrum kattakiler dahil) inşaat emsaline dahil
edilecektir." ibaresinin yer aldığı tespit edildiğinden, her iki plandaki
notun da aynı yönde olduğu iddiasına itibar edilmemiştir.
Bilirkişi raporuna göre,dava konusu planlama ile getirilen 0,00
kotunun 71,27 m olduğu,A ve B blokta 0,00 kotunun altında 7,C blokta 0,00
kotunun altında 9 katın bulunduğu, A ve B blokta 4 katın ,C blokta ise 2 katın
otopark olarak kullanıldığı,otopark alanı olarak ayrılan alanlar dışında
sözkonusu katlarda tesisat,sığınak,hizmet alanlarının yanında ticari alanlar ile
rezidans birimlerinin de yer aldığı ve tüm bu alanların emsal hesabı dışında
tutulduğu anlaşılmaktadır.
Ayrıca raporda,otopark alanları hariç olmak üzere bodrum
katlarda bulunan birimlerin emsal hesabına dahil edilmesiyle yoğunluğun ne kadar
artacağı hususunda da ayrıntılı hesaplamalar yapıldığı tespit edilmiştir.
Bu noktadan hareketle,şehircilik ilkeleri ve planlama esasları
açısından plan kararları ile getirilen kullanım alanlarının yer altında (bodrum
katlarda) veya yer üstünde (normal katlarda ) öngörülmesinin bir farklılığı
bulunmamaktadır.
Bodrum katlarda öngörülen kullanım kararları da (otopark
alanları hariç) yoğunluk artışına yol açmakta,sosyal ve teknik altyapıya yük
getirmekte,ulaşım etütlerini etkilemekte ve kentsel maliyetleri artırmaktadır.
Bu itibarla, planlama yapılırken 0,00 kotu altında bulunan
bodrum katların emsal hesabına dahil olmayacağını kabul ederek anılan katların
plan bütünlüğü içinde ele alınmaması suretiyle onaylanan bir planın, şehircilik
ilkeleri ve planlama esaslarıyla bağdaşır bir yönü bulunmamaktadır.
Diğer taraftan bilirkişi raporunda, dava konusu proje ile
getirilen fonksiyonların bölgenin kimliği ile örtüşmesine karşın apartmanlardan
oluşan bir doku içine ebat ve boyut olarak düz büyük kütlenin (ana yapı)
uymadığı, topografyaya uyumlu dokunun estetiğinin bozulduğu, cephesi parçalı
etki yaratacak şekilde düzeltilse dahi bu olumsuzluğu ortadan kaldırılamayacağı
belirtilmiş ise de, kullanım kararlarıyla birlikte yüksekliği komşu parselde
bulunan ve korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmiş olan Alman
Konsolosluk binasının çatı mahyasını geçmeyecek bir yapılaşmanın burada
olabileceği yargı kararlarıyla kabul edildiğinden artık bu aşamada var olan
silüetin topografyaya uyum hususunun tartışılamayacağı açıktır.
Bu nedenle,planla getirilen ve mevcut durumda var olan
yapılaşmanın silüete olumsuz etkide bulunacağı yönündeki bilirkişi görüşleri
dava konusu planın yargısal denetiminde değerlendirmeye esas alınamamıştır.
Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler bilirkişi raporundaki
tesbitlerle birlikte değerlendirilmesi üzerine, dava konusu 1/5000 ölçekli plan
değişikliğinde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına
uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu'nun 27. maddesindeki koşulların gerçekleşmiş olması nedeniyle dava konusu
plan değişikliğinin yürütülmesinin durdurulması isteminin KABULÜNE, 7.11.2008
gününde oybirliğiyle karar verildi.