imar para cezalarıyla ilgili davaların idari yargı yerinde açılması gerekir.
Tarih: 11.08.2008 Saat: 20:28
Konu: imar


3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. ve 42. maddesi uyarınca tesis edilen yıkım ve para cezasına ilişkin Belediye Encümeni Kararının bildirimine yönelik davacılara gönderilen ödemeye çağrı mektubunun iptali istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesinin gerektiği hk.



Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:

             ESAS NO       : 2007/1

             KARAR NO    : 2008/82

             KARAR TR     : 7.4.2007

             (Hukuk Bölümü)

             Ö Z E T     : 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. ve 42. maddesi uyarınca tesis edilen yıkım ve para cezasına ilişkin Belediye Encümeni Kararının bildirimine yönelik davacılara gönderilen ödemeye çağrı mektubunun iptali istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesinin gerektiği hk.

K A R A R

             Davacılar    : 1. N. Z. Ö. 2. M. F. Ö.

             Vekili         : Av. O. B. K.

             Davalı        : Çankaya Belediye Başkanlığı

             O L A Y     : Çankaya Belediyesi’nin 27.4.2006 gün ve 2296 sayılı Encümen Kararı ile, mal sahibi davacılara ait gayrimenkulde projesine aykırı yapılan imalat ve tadilatların yıktırılmasına ve davacıların 11.000,00 YTL para cezası ile cezalandırılmasına, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. ve 42. maddeleri uyarınca karar verilmiştir.

             Davalı idare tarafından davacılara, Gelir ?ube Müdürü imzalı 15.5.2006 tarihini taşıyan bir ödemeye çağrı mektubu gönderilmiştir. Bu belgede, Belediye Encümenin anılan kararıyla davacıların adlarına ceza kesildiği, borcun ödenmesi gerektiği, aksi halde 6183 sayılı Yasanın ilgili hükümlerine göre işlem yapılacağı bildirilmiş, belgenin sonunda da "Bu mektup bilgi mahiyetinde olup, hukuki bir özellik taşımamaktadır" ibaresi yazılmıştır.

             Davacılar vekili, kendilerine 27.4.2006 gün ve 2296 sayılı Encümen Kararının tebliğ edilmediğini belirterek, para cezası öngören ödemeye çağrı mektubunun iptali istemiyle 26.5.2006 tarihinde adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

             {Başkanlık yazısı üzerine gönderilen belgelerden; davacılar vekilinin 27.4.2006 gün ve 2296 sayılı Encümen Kararının iptali istemiyle 1.8.2006 tarihinde ayrıca dava açtığı, uyuşmazlığın, Ankara 8. İdare Mahkemesinin E: 2006/1998 sayılı dava dosyasına kayden görülmekte olduğu anlaşılmıştır.}

             ANKARA 2. SULH CEZA MAHKEMESİ; 6.7.2006 gün ve E: 2006/782 D.İş, K: 2006/782 D.İş sayı ile, Anayasa Mahkemesinin 1.3.2006 tarihinde aldığı kararla Kabahatler Yasasının 3. maddesini iptal etmesi karşısında yapılan değerlendirme sonucunda; davaya konu idari para cezasının, İmar Yasasına aykırılıktan dolayı davalı Belediyece verilmiş olduğu, 2001 yılında Anayasa Mahkemesince İmar Yasasına aykırılıktan dolayı verilen idari para cezalarına karşı başvuru yolunun Sulh Ceza Mahkemesi olduğunu gösteren hükmün iptal edilmesi karşısında ve Anayasa Mahkemesinde açıkça başvuru yolu olarak idari para cezalarına karşı İdare Mahkemesini görevli kılan kararı karşısında mahkemelerinin görevsizliğine karar verilmesi hususunda mahkememize tam bir kanaat oluştuğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, kesinleşmiştir.

             Davacılar vekili, bu kez, aynı istemle 25.7.2006 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

             ANKARA 8. İDARE MAHKEMESİ; 15.8.2006 gün ve E: 2006/1822 sayı ile, davanın, davacıya davalı idarece 15.5.2006 gün ve 3661 sayı ile verilen 11.000,00 YTL' lik para cezasının iptali istemiyle açılmış olduğu; 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 3. maddesinde, "bu Kanunun genel hükümleri diğer kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanır" denilmiş olduğu, Kanun'un genel hükümleri arasında yer alan 27. maddesinin 1 numaralı bendinde, idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırımlara karşı yapılacak itirazlarda Sulh Ceza Mahkemesinin genel görevli kılındığı; Anayasa Mahkemesinin, 1.3.2006 tarihinde vermiş olduğu kararında Kanunun 3. maddesini iptal ettiği ve idari para cezalarına karşı açılan davalarda görevli yargı merciin İdari Mahkemeleri olduğuna karar verdiği ancak, yasama organına gerekli düzenlemeleri yapmak için süre tanıdığı ve iptal kararının Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak 6 ay sonra yürürlüğe gireceğine karar vermiş olduğundan bu aşamada mahkemelerinin görevsiz bulunduğu; dosyanın incelenmesinden, davacıya Çankaya Belediyesi Başkanlığı tarafından 15.6.2006 gün ve 3661 sayı ile verilen 11.000,00 YTL'lik para cezasının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığının anlaşıldığı; bu durumda mevzuat hükümleri ve Anayasa Mahkemesinin kararının birlikte değerlendirilmesi sonucunda bakılmakta olan davanın görüm ve çözümünde görevli yargı yerinin idari yargı değil adli yargı olduğu; açıklanan nedenlerle; Mahkemelerinin görevsizliğine, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi'nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

             İNCELEME VE GEREKÇE:

             Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Erdoğan BUYURGAN, Habibe ÜNAL, O. Cem ERBÜK, Serdar AKSOY ve Coşkun GÜNGÖR’ün katılımlarıyla yapılan 7.4.2008 günlü toplantısında;

             I - İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince anılan Yasanın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

             II - ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BE?İNCİ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINO?LU’nun davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GERE?İ GÖRÜ?ÜLÜP DÜ?ÜNÜLDÜ:

             Dava, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. ve 42. maddesi uyarınca tesis edilen yıkım ve para cezasına ilişkin Belediye Encümeni Kararının bildirimine yönelik davacılara gönderilen ödemeye çağrı mektubunun iptali istemiyle açılmıştır.

             Uyuşmazlık Mahkemesi’nce; 3194 sayılı Yasa’nın 42. maddesine göre verilen idari para cezasının 5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 3194 sayılı İmar Kanunu’nda idari para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği, ancak idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde idari para cezasına ilişkin kararın hukuka aykırılığı iddiasının da, idari yargı yerinde görüleceğinin kuşkusuz olduğu belirtilerek; Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’la değişik 3. maddesi ve aynı Kanunun 27. maddesine 5560 sayılı Kanun’la eklenen sekizinci fıkra hükmü bir arada değerlendirildiğinde, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca verilen para cezasına karşı açılan davalar, idari yargının görev alanında görülmektedir.

             Öte yandan, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 1. maddesinde; Devlete, il özel idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli; gecikme zammı, faiz gibi fer'i amme alacakları... hakkında bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş, 54. maddesinde ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı öngörülmüş, 55. maddesinde ise ödeme emrinin nasıl düzenleneceği, hangi hususları kapsayacağı açıklanmıştır. Anılan kanunun 54. maddesinden başlayan ve "Amme alacağının cebren tahsili" başlığını taşıyan cebri tahsil yöntemlerinin ilk aşamasını "Ödeme emri" oluşturmakta ve ödeme emri düzenlenip tebliğ edilmedikçe haciz yoluna başvurulması olanağı bulunmamaktadır.

             Olayda, idare tarafından davacılara, Gelir ?ube Müdürü tarafından imzalanan 15.5.2006 günlü "ödemeye çağrı mektubu"nun gönderildiği; bu belgede, Belediye Encümenin 27.4.2006 gün ve 2296 sayılı kararıyla, davacıların adlarına ceza kesildiği, borcun ödenmesi gerektiği, aksi halde 6183 sayılı Yasanın ilgili hükümlerine göre işlem yapılacağının belirtildiği, sonunda da "Bu mektup bilgi mahiyetinde olup, hukuki bir özellik taşımamaktadır" ibaresinin yazıldığı görülmüştür.

             Davacılar vekili tarafından anılan işlemin iptali istemiyle dava açılmış ise de; bu cezanın, 6183 sayılı Kanunun 55. maddesinde belirtilen ödeme emri niteliğinde tanzim edilmediği; mahkemelerin ise davanın konusu olarak, "para cezasını" esas alarak hüküm kurdukları anlaşılmıştır.

             Bu durumda, yıkım ve para cezasına ilişkin Belediye Encümeni Kararının iptali istemiyle açılan ve yargılaması İdare Mahkemesinde devam eden işlemin bildirimi niteliğinde olan, 6183 sayılı Yasada öngörülen Ödeme Emrini niteliğini taşımayan ödemeye çağrı mektubunun iptali istemiyle açılan davanın çözümünde, idari yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

             Açıklanan nedenlerle, Ankara 8. İdare Mahkemesince yapılan başvurunun reddi gerekmiştir.

             SONUÇ: Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 8. İdare Mahkemesi’nce 15.8.2006 gün ve E:2006/1822 sayı ile yapılan BA?VURUNUN REDDİNE, 7.4.2008 gününde OYBİRLİ?İ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Uyuşmazlık Mahkemesi Kararları (Hukuk Bölümü) Tıklayınız

Uyuşmazlık Mahkemesi Kararları (Ceza Bölümü) Tıklayınız







Bu haberin geldigi yer: Imar Hukukcusu
http://www.imarhukukcusu.com

Bu haber icin adres:
http://www.imarhukukcusu.com/modules.php?name=News&file=article&sid=1589