5449
sayılı ‘Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında
Kanun’un26. maddesinin Anayasa’ya aykırı
olduğuna ve İPTALİNE, OYBİRLİ?İYLE,
5449 sayılı ‘Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu,
Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 26. maddesinin iptaline karar
verilmesinin doğuracağı hukuksal boşluk, kamu yararını ihlal edici nitelikte
olduğundan gerekli düzenlemelerin yapılması amacıyla iptal kararının, Resmî
Gazete’de yayımlanmasından başlayarak üç ay sonra yürürlüğe girmesi uygun
görülmüştür.
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
Esas Sayısı : 2006/61
Karar Sayısı : 2007/91
Karar Günü : 30.11.2007
İPTAL DAVASINI AÇAN :
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Üyeleri Ali TOPUZ, Haluk KOÇ ile birlikte 131 Milletvekili
(Esas Sayısı: 2006/61)
İTİRAZ YOLUNA BA?VURAN :
1- Danıştay Onuncu Daire
Esas Sayısı: 2007/32
2- Danıştay Onuncu Daire
Esas Sayısı: 2007/34
DAVA ve İTİRAZLARIN KONUSU :
5449
sayılı “Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında
Kanun”un;
A- 1.
maddesinin,
B- 2.
maddesinin,
C- 3.
maddesinin,
D- 4.
maddesinin;
1- Birinci
fıkrasının,
2- İkinci
fıkrasının (b), (c) ve (h) bentlerinin,
E- 5.
maddesinin;
1- (b), (c)
ve (f) bentlerinin,
2- (d) ve
(e) bentlerinde yer alan “… kamu kesimi…”
sözcüklerinin,
F- 7.
maddesinin,
G- 8.
maddesinin,
H- 9.
maddesinin (a) bendinde yer alan “…özel kesim ve/veya sivil toplum kuruluşları…”
sözcüklerinin,
I- 10.
maddesinin;
1- İkinci
fıkrasında yer alan “…özel kesim ve/veya sivil toplum kuruluşlarından…”
sözcüklerinin,
2-
Sekizinci, dokuzuncu ve onuncu fıkralarının,
J- 15.
maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarının,
K- 17.
maddesinin son fıkrasının,
L- 18.
maddesinin;
1- Üçüncü
fıkrasında yer alan “Bu fıkra kapsamındaki kişilerden, önceki kamu kurum ve
kuruluşlarındaki kadrolarına müşterek kararname ile atananların, bu fıkraya göre
yapılacak atama işlemleri ilgili bakan onayı ile yapılır” tümcesinin,
2- Altıncı
Fıkrasının,
M- 25.
maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarının birinci tümcelerinin,
N- 26.
maddesinin,
O- 30.
maddesinin son fıkrasının,
P- Geçici
2. maddesinin,
Anayasa’nın Başlangıç’ı ile 2.,
6., 7., 8., 11., 123., 126., 127. ve 166. maddelerine aykırılığı savıyla iptali
ve yürürlüklerinin durdurulması istemidir.
I- İPTAL DAVASI VE YÜRÜRLÜ?ÜN DURDURULMASI İLE
İTİRAZ BA?VURULARININ GEREKÇELERİ
A- İptal ve Yürürlüğün Durdurulması İstemlerini
İçeren Dava Dilekçesinin Gerekçesi Bölümü ?öyledir:
“III.
GEREKÇE
1) 25.01.2006 Tarih ve 5449 Sayılı
Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanunun 1
inci Maddesinin Anayasaya Aykırılığı
5449 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde
kalkınma ajanslarının kurulmasının amacı belirtilmiştir. Bu madde
incelendiğinde, kalkınma ajanslarının merkezi mi yoksa mahalli bir nitelik mi
taşıdığı; bunların birer kamu tüzelkişisi mi yoksa özel hukuk tüzelkişisi mi
oldukları anlaşılamamaktadır. 5449 sayılı Kanunun tümü, bu konularda yeterli
açıklıktan yoksundur.
Kalkınma ajanslarının örgütlenmesine
bakıldığında, bu örgütlerin kapsadıkları birden çok il ve donatıldıkları
yetkiler açısından bölgesel nitelik taşıdıkları görülmektedir. Ancak bu
ajanslar, merkezi idarenin bir parçası olmadıkları gibi tabi oldukları hukuki
rejim bakımından da birer “kamu idaresi” değildirler.
Anayasanın 126
ncı maddesinin son fıkrasına göre, kamu hizmetlerinin görülmesinde verimi
ve uyumu sağlamak amacıyla birden çok ili içine alan merkezi idare teşkilatı
kurulmasına imkan tanınmıştır. Ancak ajansların
bölgesel olma özellikleri onların Anayasanın 126 ncı
maddesinin son fıkrası bağlamında ele alınmalarını
imkansızlaştırmaktadır.
Kalkınma ajansları Anayasanın 127
nci maddesinin son fıkrası kapsamında mahalli idare
birlikleri olarak da kabul edilemezler.
Bu hususlar göz önünde tutulduğunda,
kalkınma ajanslarının Anayasanın 123 üncü, 126 ncı
ve 127 nci maddelerinde öngörülen idari yapının
dışında ve bu yapıdan farklı yeni bir örgütlenme birimi niteliğini taşıdıklarını
söylemek gerekmektedir. Anayasanın 123 üncü, 126 ncı
ve 127 nci maddelerine aykırı düşen böyle bir
örgütlenme birimi ve modelinin Anayasa ile bağdaşmayacağı açıktır.
Diğer yandan, Anayasanın herhangi bir hükmüne
aykırı bir düzenlemenin Anayasanın 2 nci ve 11 inci
maddelerinde belirtilen “hukuk devleti”, Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı
ilkeleri ile çelişeceği ortadadır.
Bu nedenle, 25.01.2006 tarih ve 5449
sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında
Kanunun 1 inci maddesi Anayasanın 2 nci, 11 inci,
123 üncü, 126 ncı ve 127 nci
maddelerine aykırı olup, iptali gerekmektedir.
2) 25.01.2006 Tarih ve 5449 Sayılı
Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanunun 3
üncü Maddesinin Birinci Fıkrasının İlk Cümlesinin ve Son Fıkrasının Anayasaya
Aykırılığı
25.01.2006 tarih ve 5449 sayılı
Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanunun 3
üncü maddesinin iptali istenen birinci cümlesinde “Ajanslar, bölgeler esas
alınarak, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın teklifi
üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile kurulur.” hükmüne yer verilmiştir.
5449 sayılı Kanunun “Tanımlar”
başlıklı 2 nci maddesinde, bu Kanunun uygulanmasında
“Bölge” kavramının “EK 1 listede belirtilen Düzey 2
İstatistiki Bölge Birimini” ifade edeceği belirtilmiştir.
AB Katılım Ortaklığı Belgesi'nde
tanımlanması öngörülen bu bölgeler, 3 düzeyli olarak, 22 Eylül 2002 tarihli ve
24884 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2002/4720 sayılı Bakanlar Kurulu kararı
ile belirlenmiştir. Düzey 2’ye göre, ülke genelinde toplam 26 adet yeni bölge
yaratılmıştır. Anılan Bakanlar Kurulu kararına göre, Türkiye'deki 81 adet il
Düzey 3 olarak tanımlanmıştır. Düzey 1 ise, ülke toprakları 12 birime bölünerek
yaratılmıştır. İstanbul ili bu 12 birimden biri olarak tanımlanmıştır.
25.01.2006 tarih ve 5449 sayılı
Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanunun 3
üncü maddesinin iptali istenen birinci cümlesiyle, Anayasal olarak ülkemizin
yönetim yapısında olmayan yeni bir bölge kademesi yaratılmaktadır.
Anayasamız, yönetsel bakımdan
merkeziyetçi bir yapıya sahip olan bir tekil devlet modelini benimsemiş; merkez
dışı yönetsel örgütlenmeyi ise merkezi idarenin denetim ve gözetimi altına
almıştır.
Anayasanın başlangıç bölümünde,
bu hiçbir faaliyetin Türk milli menfaatleri, Türk varlığı, Devlet’i ve ülkesiyle
bölünmezliği esası karşısında koruma göremeyeceği belirtilmiş; 2
nci maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin başlangıçta
belirtilen temel ilkelere dayanan bir Devlet olduğu vurgulanmış; 5 inci
maddesinde de, Türk Ulusu’nun bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin
bölünmezliğini korumak Devlet’in temel amaç ve görevleri arasında sayılmıştır.
Anayasanın 123 üncü maddesinde
idarenin, kuruluş ve görevleriyle bir bütün olduğu, merkezden ve yerinden
yönetim esaslarına dayandığı açıklanmış; 126 ncı
maddede merkezi yönetime, 127 nci maddede de yerel
yönetime ilişkin ilkelere yer verilmiştir. Anayasanın 126
ncı maddesine göre:
-
Türkiye,
merkezi yönetim kuruluşu yönünden coğrafya durumuna, ekonomik koşullara ve kamu
hizmetlerinin gereklerine göre illere, iller de diğer kademeli bölümlere
ayrılmakta,
-
İllerin
yönetimi “yetki genişliği” esasına dayanmaktadır.
Anayasanın 127
nci maddesine göre de:
- Yerel
yönetimler, il, belediye ya da köy halkının yerel ortak gereksinimlerini
karşılamak üzere, kuruluş ilkeleri yasayla belirlenen, yasada gösterilen karar
organları seçmenlerce seçilerek oluşturulan kamu tüzelkişileridir.
-
Merkezi
yönetim, yerel yönetimler üzerinde, yasada belirtilen esas ve usuller
çerçevesinde “idari vesayet” yetkisine sahiptir.
Görüldüğü gibi, Anayasada, tekil
devlet modelinin yönetsel örgütlenmedeki temel ilkeleri, “merkezden yönetim”,
“yerinden yönetim” ve bunları tamamlayan “idarenin bütünlüğü” olarak belirlenmiş
ancak Anayasada “bölgesel yönetim” öngörülmemiştir.
Anayasanın, “C.
İdarenin Kuruluşu” ve “1. Merkezi İdare” başlığını taşıyan 126
ncı
maddesinin üçüncü fıkrası “Kamu hizmetlerinin görülmesinde verim ve uyum
sağlamak amacıyla, birden çok ili içine alan merkezi idare teşkilatı
kurulabilir. Bu teşkilatın görev ve yetkileri kanunla düzenlenir.” demektedir.
Bu hükümden de anlaşılacağı üzere, Anayasaya göre, çok ili içine alacak şekilde
ancak merkezi idare teşkilatı kurulabilir. Kalkınma Ajanlarının, merkezi
idarenin taşra teşkilatı olmadığı çok açıktır. ?öyle ki;
“İdarenin bütünlüğü” ilkesi,
merkezin denetimi ve gözetimi ile yaşama geçirilmektedir. Merkezi yönetimin
taşra örgütlenmesi üzerindeki denetimi “hiyerarşik denetim”; yerinden yönetimler
üzerindeki denetimi ise “vesayet denetimi” dir.
Merkezi yönetimin kalkınma ajansları üzerinde bir hiyerarşik denetimi
bulunmamaktadır. 5449 sayılı Kanunun 25 inci maddesine göre, kalkınma ajansları,
bağımsız dış denetim kuruluşlarının dış denetimine tabidir. Diğer taraftan
kalkınma ajanslarının teşkilat yapısı da bu ajansların, merkezi idarenin taşra
birimi olmadıklarının açık bir göstergesidir (5449 s.K. m.7
vd.).
25.01.2006 tarih ve 5449 sayılı
Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanunun 3
üncü maddesinin iptali istenen birinci cümlesinde, Anayasanın Başlangıç kısmında
ve 123 üncü, 126 ncı ve 127 nci
maddelerinde belirtilen “idarenin bütünlüğü”, “idari vesayet”, “yetki genişliği”
ilkelerine aykırı bir yapı ortaya konulmaktadır.
Diğer yandan, Anayasanın herhangi bir hükmüne
aykırı bir düzenlemenin ise Anayasanın 2 nci ve 11
inci maddelerinde belirtilen “hukuk devleti”, Anayasanın üstünlüğü ve
bağlayıcılığı ilkeleri ile çelişeceği ortadadır.
25.01.2006 tarih ve 5449 sayılı
Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanunun 3
üncü maddesinin birinci cümlesi, açıklanan nedenlerle Anayasanın Başlangıç
Kısmına, 2 nci, 11 inci, 123 üncü, 126
ncı ve 127 nci
maddelerine aykırı olup, iptal edilmesi gerekmektedir.
3 üncü maddenin iptali istenen son
fıkrasında ise, ajansların tüzelkişiliğe sahip oldukları bildirilmiş, ancak özel
hukuk mu yoksa kamu tüzelkişisi mi oldukları belirtilmemiştir. Böyle bir
belirsizlik hukuk güvenliğini zedeler. Hukuk güvenliğinin zedelenmesi hukuk
devleti ilkesine aykırıdır. Bu nedenle söz konusu fıkra
“hukuk devleti” ve “Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkeleri ile
bağdaşmayacağından Anayasanın 2 nci ve 11 inci
maddelerine aykırı olup, iptali gerekmektedir.
3) 25.01.2006 Tarih ve 5449 Sayılı
Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanunun 4
üncü Maddesinin İkinci Fıkrasının (b), (c) ve (h) Bentlerinin Anayasaya
Aykırılığı
5449 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin
ikinci fıkrasının iptali istenen;
- (b)
bendi ile, ajansların kurumsal performansları ile yürütülen programların
performanslarının ölçülmesine dair usûl ve esasları belirleme,
- (c)
bendi ile, bölgesel gelişmeye yönelik iç ve dış kaynaklı fonların ajanslara
tahsisi ile bunların kullanımına ilişkin usûl ve esasları belirleme,
- (h)
bendi ile, plân ve programlara, yapılacak yardım ve transferlere, personelin
nitelik ve istihdamına, bütçe ve muhasebe standartlarının kullanımına, faaliyet
raporlarına, izleme, değerlendirme ve denetime ilişkin esas ve usûller ile
yatırım destek ofislerinin çalışma esas ve usûllerini ilgili kamu kurum ve
kuruluşlarının görüşünü alarak belirleme,
yetkisi
Devlet Planlama Teşkilatına verilmiştir. Yasada
ilke ve esasları gösterilmeden yürütmeye bırakılan
böyle bir yetki; asli bir düzenleme yetkisi niteliğinde olduğundan yasamaya
aittir ve Anayasanın 7 nci maddesine göre de
devredilemez. Devredildiği takdirde, bu yetki Anayasanın 7
nci ve 8 inci maddelerine, kökenini Anayasadan almadığı için de
Anayasanın 6 ncı maddesine aykırı düşer.
Anayasanın herhangi bir hükmüne aykırı düzenlemenin
hukuk devleti, Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkeleri ve dolayısı ile
Anayasanın 2 nci ve 11 inci maddeleri ile çelişeceği
de açıktır.
Açıklanan nedenle, 25.01.2006 tarih
ve 5449 sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri
Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasının iptali istenen (b), (c) ve
(h) bentleri Anayasanın 2 nci, 6
ncı, 7 nci, 8 inci ve 11
inci maddelerine aykırı olup, iptali gerekmektedir.
4) 25.01.2006 Tarih ve 5449 Sayılı
Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanunun 5
inci Maddesinin (b), (c), (d), (e) ve (f) Bentlerinin Anayasaya Aykırılığı
5449 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin
(b) bendi ile verilen “uygulama sürecini izlemek, değerlendirmek” yetkisi
ajansa, kamu kurum ve kuruluşları üzerinde bir tür hiyerarşik denetim
imkanı vermektedir. Ajans, Anayasanın 123 üncü ve 126
ncı maddeleri çerçevesinde denetim yetkisi ile
donatılmış bir merkezi idare birimi, bir kamusal – idari üst konumunda değildir.
Böyle bir yetkilendirme, kamu kurum ve kuruluşlarını ajansların denetimi altına
sokacağı için, Anayasanın 123 üncü ve 126 ncı
maddelerine aykırıdır.
Diğer yandan ulusal kalkınma planına
atıfta bulunmadan, ulusal kalkınma planı ile bağlantı zorunluluğu getirilmeden,
bölge plan ve programlarının uygulanması konusunda ajansa verilen yetki ve
görev, kaynakların ulusal açı yerine sadece bölgesel açıdan değerlendirilmesine
ve böylece kaynak israfına yol açabilecektir. Böyle bir durumun ise, kamu yararı
sağlamayacağı açıktır. Halbuki bir hukuk devletinde
tüm kamu işlemlerinin yönelmesi gereken nihai amaç kamu yararı olmalıdır. Kamu
yararı amacı yerine bölgesel amaçların öncelik kazanmasına yol açabileceği için
de söz konusu düzenlemenin hukuk devleti ilkesiyle çelişeceği ortadadır. Bu tür
bir düzenleme, kalkınma girişimlerinin ulusal düzeydeki, bir başka değişle yurt
düzeyindeki kalkınma planına göre gerçekleştirileceği ilkesini getiren
Anayasanın 166 ncı maddesi ile de bağdaşması
beklenemez.
5449 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin
(c), (d) ve (f) fıkralarında ulusal kalkınma planı ile bağlantı zorunluluğu
getirilmeden bölge plan ve programları doğrultusunda yapılacak işlemlerle ilgili
olarak ajanslara verilen görev ve yetkiler de aynı gerekçe ile Anayasanın 2
nci ve 11 inci maddelerine aykırıdır.
5449 sayılı
Kanunun 5 inci maddesinin (d) bendinde, kamu kesimi tarafından yürütülen
projeleri izlemek konusunda ajanslara verilen yetki de ajans, Anayasanın 123
üncü ve 126 ncı maddeleri çerçevesinde denetim
yetkisi ile donatılmış bir merkezi idare birimi, bir kamusal idari üst konumunda
olmadığı için, yukarıda açıklanan nedenle Anayasanın 123 üncü ve 126
ncı maddesine aykırıdır.
Ayrıca “önemli diğer projeler”
konusunda tanınan bu yetki, “önemli görülen diğer projelerden” ne anlaşılacağı
belirtilmediği için kuralda belirsizlik yaratmakta; keyfiliğe
imkan tanımakta; bu belirsizlik ve keyfilik hukuki
güvenliği zedelediği için hukuk devleti ilkesine ve dolayısıyla Anayasanın 2
nci maddesine aykırı düşmektedir.
5449 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin
(e) bendinde, “kamu kesimi, özel kesim ve sivil toplum kuruluşları arasındaki
işbirliğini geliştirmek” ibaresi, ajanslara kamu kesimini de yönetme bağlamında
görev ve yetki vermektedir. Böyle bir yetkilendirme ve görevlendirme Anayasanın
123 üncü ve 126 ncı maddelerinde belirtilen idari
yapı modeli ile çelişmektedir. Çünkü Anayasanın 123 üncü ve 126
ncı maddeleri merkezi idareyi hiyerarşik üst
konumunda düzenlemiştir. Halbuki ajanslar birer
merkezi idare birimi değildir.
Anayasanın herhangi bir hükmüne aykırı düzenlemenin
hukuk devleti, Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkeleri ve dolayısı ile
Anayasanın 2 nci ve 11 inci maddeleri ile çelişeceği
de açıktır.
Açıklanan nedenle,
25.01.2006 tarih ve 5449 sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve
Görevleri Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin iptali istenen (b), (c), (d), (e)
ve (f) bentleri Anayasanın 2 nci, 11 inci,
123 üncü ve 126 ncı maddelerine aykırı olup, iptali
gerekmektedir.
5) 25.01.2006 Tarih ve 5449 Sayılı
Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanunun 8
inci Maddesinin Birinci ve Üçüncü Fıkralarının Anayasaya Aykırılığı
5449 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin
birinci fıkrasında bölgesel gelişme hedefine yönelik olarak bölgedeki kamu kurum
ve kuruluşları ile özel kesim, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve yerel
yönetimler arasında işbirliğini geliştirmek üzere kalkınma kurulu oluşturulacağı
bildirilmiştir.
Anayasanın 166
ncı maddesinden, kalkınmanın ulusal düzeyde – yurt düzeyinde düşünüldüğü
ve tüm kalkınma girişimlerinin ulusal düzeydeki plana göre gerçekleştirilmesi
gerektiği anlaşılmaktadır.
Ulusal düzeydeki kalkınma planı ile
bağlantısı ifade edilmeden bölgesel gelişme hedefinden söz edilmesi, Anayasanın
166 ncı maddesi ile bağdaşmayan bir durumdur.
Diğer yandan kalkınma kuruluna özel
kesim, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler ile kamu kurum ve
kuruluşları arasında işbirliğini geliştirme konusunda verilen yetki, bu
kurulları yerel yönetimler ve kamu kurum – kuruluşlarını yönlendiren bir üst
konumuna getirmektedir. Böyle bir durum ise Anayasanın 123 üncü ve 126
ncı maddelerinde öngörülmeyen bir örgütlenme
biçimidir. Bu nedenle söz konusu birinci fıkra, Anayasanın 123 üncü, 126
ncı ve 166 ncı
maddelerine aykırıdır.
Anayasanın herhangi bir hükmüne aykırı düzenlemenin
hukuk devleti, Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkeleri ve dolayısı ile
Anayasanın 2 nci ve 11 inci maddeleri ile çelişeceği
de açıktır.
5449 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin
üçüncü fıkrasında, kalkınma kuruluna temsilci gönderecek kamu kurum ve
kuruluşları ile özel kesim ve sivil toplum kuruluşlarının gönderecekleri
temsilcilerin sayısı, görev süresi ve diğer hususların kuruluş kararnamesi ile
belirleneceği hükme bağlanmıştır. Kuruluş kararnamesi ile belirleme konusunda
idareye verilen yetki, esasları ile ilgili düzenleme Yasada yapılmadığı için
asli bir düzenleme yetkisidir. Asli düzenleme yetkisi Anayasanın 7
nci maddesine göre yasamanındır ve devredilemez. Söz
konusu üçüncü fıkrada asli düzenleme yetkisi idareye devredilmiş olduğundan
böyle bir düzenleme, Anayasanın 6 ncı, 7
nci ve 8 inci maddelerine aykırıdır.
Diğer taraftan, Anayasanın herhangi bir hükmüne
aykırı bir düzenlemenin hukuk devleti, Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı
ilkeleri ve dolayısı ile Anayasanın 2 nci ve 11 inci
maddeleri ile çelişeceği de açıktır.
Bu nedenle, 25.01.2006
tarih ve 5449 sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri
Hakkında Kanunun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası Anayasanın 2
nci, 6 ncı, 7
nci, 8 inci ve 11 inci maddelerine aykırı olup,
iptali gerekmektedir.
6) 25.01.2006 Tarih ve 5449 Sayılı
Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanunun 9
uncu Maddesinin (a) Bendindeki “özel kesim ve/veya sivil toplum kuruluşları”
İbaresinin Anayasaya Aykırılığı
5449 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin
(a) bendinde, tek ilden oluşan bölgelerde yönetim kurulunda yer alacak özel
kesim ve/veya sivil toplum kuruluşları temsilcilerini ve iki katı yedeklerini
sırasıyla seçme görev ve yetkisi kalkınma kuruluna verilmiştir.
Sivil Toplum Kuruluşları, sivil
toplumdaki belli ilgi gruplarını temsil etmek üzere organize olmuş kurumlar
olarak tanımlanmaktadır. Etkinlik alanlarına göre birbirinden farklı nitelikte
sivil toplum kuruluşları görülmektedir. Örneğin; kalkınma ve yardım sivil toplum
kuruluşları gibi. Kalkınma sivil toplum kuruluşları sosyal, ekonomik ve kültürel
kalkınmayı hedeflerken, yardım sivil toplum kuruluşları dezavantajlı gruplar
için insani yardım misyonu üstlenirler.
Söz konusu 9 uncu maddesinin (a)
bendinde tek ilden oluşan bölgelerde ajans yönetim kurulunda yer alacağı ifade
edilen sivil toplum kuruluşlarının hangi türden ve hangi alanda etkinlik
gösteren sivil toplum kuruluşları olacağına ilişkin bir belirleme yapılmamıştır.
Aynı şekilde “özel kesim” ifadesi de
tam anlamıyla açık bir tanım olmayıp bu konuda da Yasada herhangi bir belirleme
görülmemektedir.
Bir hukuk devletinde, hukuk düzeninin
belirliliği sağlaması esastır. İptali istenen kural ise neyin kapsanıp neyin
dışlandığı konusunda yeterince açıklıktan, dolayısıyla belirlilik ve
öngörülebilirlilikten yoksundur ve bu durum Anayasanın 2
nci maddesinde belirtilen hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Çünkü hukuk
devleti belirliliği ve öngörülebilirliliği dolayısıyla hukuk güvenliğini
gerçekleştirmeyi amaçlar.
Diğer yandan
yasada herhangi bir ölçüt getirilmeden ve faaliyet alanı belirtilmeden idareye
özel kesim ve sivil toplum kuruluşlarından üye seçmek yetkisi tanınması,
idarenin keyfiliğe ve kötüye kullanılmaya açık bir yetki ile donatılması
anlamına da gelir ve böyle bir yetkilendirmeyi de yine Anayasanın 2
nci maddesinde ifade edilen hukuk devleti ilkesi ile
bağdaştırmak mümkün değildir.
İdareye verilen söz konusu seçme
yetkisi, ilkeleri, sınırı yasada belirtilmediği için aynı zamanda asli bir
düzenleme yetkisi niteliğini de taşımaktadır. İdarenin Anayasada gösterilen
sınırlı haller dışında asli düzenleme yetkisi bulunmadığı, bu yetki yasamaya ait
olduğu için böylesi bir yetkilendirmenin Anayasanın 7 nci
ve 8 inci maddelerine; kökenini Anayasadan almayan bir yetki kullanılamayacağı
içinde Anayasanın 6 ncı maddesine aykırı düşeceği
açıktır.
Diğer yandan bir yasa kuralının
Anayasanın herhangi bir kuralına aykırılığının tespiti onun kendiliğinden
Anayasanın 11 inci maddesine de aykırılığı sonucunu doğuracaktır (Anayasa
Mahkemesinin 03.06.1988 tarih ve E.1987/28, K.1988/16 sayılı kararı, AMKD.,
sa. 24, shf. 225).
Bu nedenle 25.01.2006 tarih ve 5449
sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında
Kanunun 9 uncu maddesinin (a) bendindeki “özel kesim ve/veya sivil toplum
kuruluşları” ibaresi, Anayasanın 2
nci, 6 ncı, 7
nci, 8 inci ve 11 inci maddelerine
aykırı olup, iptali gerekmektedir.
7) 25.01.2006 Tarih ve 5449 Sayılı
Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanunun 10
uncu Maddesinin İkinci Fıkrasının Birinci Cümlesindeki “özel kesim ve/veya sivil
toplum kuruluşlarından” İbaresinin Anayasaya Aykırılığı
5449 sayılı
Kanunun 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinde, ajansın karar
organı olan yönetim kurulunun; tek ilden oluşan bölgelerde vali,
büyükşehir belediye başkanı, il genel meclisi
başkanı, sanayi odası başkanı, ticaret odası başkanı ile kalkınma kurulu
tarafından özel kesim ve/veya sivil toplum kuruluşlarından seçilecek üç
temsilciden oluşacağı öngörülmüştür.
Söz konusu 10 uncu maddesinin ikinci
fıkrasının birinci cümlesinde ajans yönetim kurulunda temsilcilerinin seçileceği
ifade edilen sivil toplum kuruluşlarının hangi türden ve hangi alanda etkinlik
gösteren sivil toplum kuruluşları olacağına ilişkin bir belirleme yapılmamıştır.
Aynı şekilde “özel kesim” ifadesi de
tam anlamıyla açık bir tanım olmayıp bu konuda da hiç bir belirleme
yapılmamıştır.
Yukarıda (6)
numaralı başlık altında etraflıca belirtilen nedenlerle, 25.01.2006 tarih ve
5449 sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında
Kanunun 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesindeki “özel kesim
ve/veya sivil toplum kuruluşlarından” ibaresi,
Anayasanın 2 nci, 6 ncı,
7 nci, 8 inci ve 11 inci maddelerine
aykırı olup, iptali gerekmektedir.
8) 25.01.2006 Tarih ve 5449 Sayılı
Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanunun 17
nci Maddesinin Üçüncü Fıkrasının Anayasaya
Aykırılığı
5449 sayılı Kanunun 17
nci maddesinin iptali istenen üçüncü fıkrasında,
yatırım destek ofislerine hangi yatırım ve işlemlerle ilgili başvuru
yapılacağının, 4 üncü maddenin (h) bendi uyarınca çıkarılacak düzenlemeler
kapsamında belirleneceği hükme bağlanmıştır.
Görüldüğü üzere bu fıkrada, 4 üncü
maddenin (h) bendine gönderme yapılmıştır. 4 üncü maddenin (h) bendinde ise,
idareye Anayasanın 6 ncı, 7 nci
ve 8 inci maddelerine aykırı olarak asli düzenleme yetkisi devredilmektedir.
Anayasaya aykırı bir yetkiye dayanılarak yapılan düzenlemelerin de Anayasaya
aykırı düşeceği açıktır.
Bu durumda, 4
üncü maddenin (h) bendine gönderme yapan 25.01.2006 tarih ve 5449 sayılı
Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanunun 17
nci maddesinin üçüncü fıkrası da yukarıda (3)
numaralı başlık altında belirtilen nedenlerle, Anayasanın 2
nci, 6 ncı, 7 nci,
8 inci ve 11 inci maddelerine aykırı olup, iptali gerekmektedir.
9) 25.01.2006 Tarih ve 5449 Sayılı
Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanunun 18
inci Maddesinin Üçüncü Fıkrasındaki “Bu fıkra kapsamındaki kişilerden, önceki
kamu kurum ve kuruluşlarındaki kadrolarına müşterek kararname ile atananların,
bu fıkraya göre yapılacak atama işlemleri ilgili bakan onayı ile yapılır.”
Cümlesinin Anayasaya Aykırılığı
5449 sayılı Kanunun 18 inci
maddesinin üçüncü fıkrasındaki iptali istenen cümlede, tekrar kamudaki işine
dönmek isteyen ve kamuda önceki ataması müşterek kararname yapılanların dönüşte
bakan onayı ile atanması öngörülmüştür. Müşterek kararname, bürokrasideki
atamalarda tarafsızlığı sağlamaya yönelik bir yöntemdir. Bu nedenle önceki
görevine müşterek kararname ile atanan bir personelin, dönüşünde kariyerine ve
durumuna uygun bir göreve getirilmesi öngörüldüğü için atamasının yine müşterek
kararname ile yapılması, idarenin tarafsızlığı ve dolayısıyla hukuk devleti
ilkesinin yaşama geçirilmesinin bir gereğidir. Aksi bir durum, hukuk devleti
ilkesine ve dolayısıyla bu ilkenin ifade edildiği Anayasanın 2
nci maddesine aykırı düşer.
Diğer taraftan, bir yasa kuralının
Anayasanın herhangi bir kuralına aykırılığının tespiti onun kendiliğinden
Anayasanın 11 inci maddesine de aykırılığı sonucunu doğuracaktır (Anayasa
Mahkemesinin 03.06.1988 tarih ve E.1987/28, K.1988/16 sayılı kararı, AMKD.,
sa.24, shf. 225).
Açıklanan
nedenle, 25.01.2006 tarih ve 5449 sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu,
Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanunun 18 inci maddesinin üçüncü
fıkrasındaki “Bu fıkra kapsamındaki kişilerden, önceki kamu kurum ve
kuruluşlarındaki kadrolarına müşterek kararname ile atananların, bu fıkraya göre
yapılacak atama işlemleri ilgili bakan onayı ile yapılır.” cümlesi, Anayasanın 2
nci ve 11 inci maddelerine aykırı olup, iptali
gerekmektedir.
10) 25.01.2006 Tarih ve 5449 Sayılı
Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanunun 18
inci Maddesinin Altıncı Fıkrasının Anayasaya Aykırılığı
5449 sayılı Kanunun 18 inci
maddesinin altıncı fıkrasında, genel sekreter ile diğer personelin ücret ve
gündelikleri ile diğer malî ve sosyal haklarının Yüksek Planlama Kurulu
kararıyla tespit edilen alt ve üst limitleri geçmemek üzere yönetim kurulunca
belirleneceği öngörülmüştür.
Bu kural ile Yüksek Planlama Kuruluna
verilen alt ve üst limitleri belirleme yetkisi, sınır ve ilkeleri yasada
gösterilmediği için asli bir düzenleme yetkisi niteliği taşımaktadır. Böyle bir
yetkinin Yüksek Planlama Kuruluna verilmesi asli düzenleme yetkisinin idareye
devri anlamına geleceğinden Anayasanın 6 ncı, 7
nci ve 8 inci maddeleri ile bağdaşmaz.
Diğer taraftan, Anayasanın herhangi bir hükmüne
aykırı düzenlemenin hukuk devleti, Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı
ilkeleri ve dolayısı ile Anayasanın 2 nci ve 11 inci
maddeleri ile çelişeceği de açıktır.
Açıklanan nedenle,
25.01.2006 tarih ve 5449 sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve
Görevleri Hakkında Kanunun 18 inci maddesinin altıncı fıkrası,
Anayasanın 2 nci, 6
ncı, 7 nci, 8 inci ve 11
inci maddelerine aykırı olup, iptali gerekmektedir.
11) 25.01.2006 Tarih ve 5449 Sayılı
Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanunun 25
inci Maddesinin İkinci ve Üçüncü Fıkralarının Birinci Cümlelerinin Anayasaya
Aykırılığı
25.01.2006 tarih ve 5449 sayılı
Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanunun 25
inci maddesinin birinci fıkrasında ajanslarda iç ve dış denetimin yapılacağı
belirtildikten sonra iptali istenen ikinci ve üçüncü fıkrasının birinci cümlesi
ile,
- iç
denetimde; ajansın faaliyetlerinin, hesaplarının, işlemlerinin ve performansının
yönetim kurulu başkanı veya genel sekreter ile bir iç denetçi tarafından
denetleneceği,
- dış
denetimde; İçişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı ile Devlet Planlama Teşkilatı
Müsteşarlığınca müştereken belirlenecek esas ve usûllere göre ajansın her türlü
hesap ve işlemlerinin, yönetim kurulu tarafından her yıl en geç mart ayında ve
gerekli görülen hallerde her zaman Sermaye Piyasası Kurulu mevzuatına göre
kurulmuş bağımsız denetim kuruluşlarına inceletileceği,
hükme
bağlanmıştır.
Genel bütçe vergi gelirleri
tahsilatından ayrılan paylar, İl özel idaresi
kaynaklarından ve belediyelerin gelirlerinden sağlanacak miktarlar kalkınma
ajanslarının gelirleri arasında yer aldığından (5449 s.K.m.19), bu kuruluşların
kamu kaynaklarını kullanacakları açıktır. Dolayısıyla kamu kaynağını kullanan
her kurumun hesap verilebilirlik ve denetim açısından daha sağlıklı bir yönetsel
yapıya kavuşturulması büyük önem taşıdığından ajanların denetiminin kamusal
denetim kapsamında gerçekleştirilmesi gerekir.
Ajanslarda iç denetçinin iş mevzuatı
hükümlerine göre istihdam edilmesi öngörülmüştür (5449 s.K.m.18). Ajansın dış
denetimini yapacak olan Sermaye Piyasası Kurulu mevzuatına göre kurulmuş
bağımsız denetim kuruluşlarının da bir kamu denetim organı olmadığı açıktır.
Bu durumda kalkınma ajansları
üzerinde bir kamusal denetim öngörülmemiş olduğu söylenmelidir.
Halbuki yukarıda da belirtildiği gibi kamusal
kaynakları kullanan söz konusu ajansların hesap verilebilirlik ve sağlıklı
denetim açısından kamusal denetim altında olmasında kamu yararı vardır. Kalkınma
ajanslarını kamusal denetim organlarının denetim alanı dışına çıkartmaya yönelik
bir düzenlemenin ise kamu yararına olduğu söylenemez.
Halbuki
tüm devlet işlemlerinin nihai amacı kamu yararını gerçekleştirmektir. Kamu
yararı amacına uygun olmayan devlet işlemleri, hukuk devleti ilkesi ile ve
dolayısıyla Anayasanın 2 nci maddesi ile bağdaşmaz.
Bu nedenle, 25.01.2006 tarih ve 5449
sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında
Kanunun 25 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarının iptali istenen birinci
cümleleri kamu yararı amacına dayanmamaktadır.
Halbuki “Bir hukuk devletinde, devlet erki
kullanılarak yapılan tüm kamu işlemlerinin nihaî amacının “kamu yararı” olması
gerekir. Bu gereklilik, kamu yararını, yasama organının takdir yetkisi için de
bir sınır konumuna getirir”.
Diğer taraftan, 25 inci maddesinin
üçüncü fıkrasının iptali istenen birinci cümlesinde dış denetimde; İçişleri
Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı ile Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca
müştereken belirlenecek esas ve usûllere göre ajansın
her türlü hesap ve işlemlerinin, yönetim kurulu tarafından her yıl en geç mart
ayında ve gerekli görülen hallerde her zaman Sermaye Piyasası Kurulu mevzuatına
göre kurulmuş bağımsız denetim kuruluşlarına inceletileceği belirtilmiştir.
Ajansın her türlü hesap ve işlemlerinin
incelenmesi konusunda yürütme organına verilen esas ve usulleri düzenleme
yetkisi genel, sınırsız, esasları ve çerçevesi belirsiz bir yetkidir.
Böyle bir durum, idareye belirtilen
konularda takdir yetkisini dilediği gibi kullanma keyfi olarak belirleyebilme
imkanını vermekte; bu da yürütmenin kanuniliği ilkesi
çerçevesinde değerlendirilmesi sonucu, Anayasanın 8 inci maddesine aykırı
düşmektedir.
Ayrıca ilkeleri, sınırı, çerçevesi
yasa ile düzenlenmediği için idareye verilen söz konusu yetkinin bir asli
düzenleme yetkisi olduğu açıktır.
Anayasaya göre yürütmenin asli
düzenleme yetkisi, Anayasanın gösterdiği ayrık haller dışında yoktur. Bu yetki
Anayasanın 7 nci maddesinde Türkiye Büyük Millet
Meclisine verilmiştir ve devredilemez. Yürütme, ancak yasayla asli olarak
düzenlenmiş alanda kural koyabilir.
Anayasanın çeşitli maddelerinde yer
alan “kanunla düzenlenir” değiminden neyin anlaşılması gerektiği hususuna
Anayasa Mahkemesi, kararlarıyla açıklık getirmiştir. Örneğin, 18.06.1985 günlü,
E.1985/3, K.1985/8 sayılı kararında, konuyu şöyle belirginleştirmiştir:
“Yasa koyucu, belli konularda gerekli
kuralları koyacak, çerçeveyi çizecek, eğer uygun ve zorunlu görürse, onların
uygulanması yolunda sınırları belirlenmiş alanlar bırakacak, idare, ancak o
alanlar içinde takdir yetkisine dayanmak suretiyle yasalara aykırı olmamak üzere
bir takım kurallar koyarak yasanın uygulanmasını sağlayacaktır.”
Esasen Anayasanın 8 inci maddesinin,
yürütme yetkisi ve görevinin Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve
yerine getirilir, hükmünün anlamı da budur. (Anayasa Mahkemesinin 22.06.1988
tarih E.1987/18, K.1986/23, sayılı kararı, R.G. 26.11.1988,
sa.2001).
Bu nedenle, 25 inci maddesinin üçüncü
fıkrasının iptali istenen birinci cümlesi Anayasanın 7 nci
ve 8 inci maddelerine ve bu kural ile verilen yetki, kökenini Anayasadan
almadığı için 6 ncı maddesine aykırıdır.
Diğer yandan, bir yasa kuralının
Anayasanın herhangi bir kuralına aykırılığının tespiti onun kendiliğinden
Anayasanın 11 inci maddesine de aykırılığı sonucunu doğuracaktır (Anayasa
Mahkemesinin 03.06.1988 tarih ve E.1987/28, K.1988/16 sayılı kararı, AMKD.,
sa. 24, shf. 225).
Açıklanan
nedenlerle, 25.01.2006 tarih ve 5449 sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu,
Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanunun 25 inci maddesinin ikinci ve üçüncü
fıkralarının birinci cümleleri Anayasanın 2 nci ve
11 inci maddelerine ve ayrıca 25 inci maddesinin üçüncü fıkrasının birinci
cümlesi Anayasanın 6 ncı, 7 nci
ve 8 inci maddelerine aykırı olup, iptali gerekmektedir.
12) 25.01.2006 Tarih ve 5449 Sayılı
Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanunun 26
ncı Maddesinin Anayasaya Aykırılığı
5449 sayılı Kanunun 26
ncı maddesi ile ajansların bu Kanunun uygulanmasıyla
ilgili iş ve işlemlerde her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu hükme
bağlanmıştır.
5449 sayılı Kanunun uygulamasıyla
ilgili iş ve işlemlerin hangileri olduğu belirtilmemiştir. Örneğin, ajansın
satın alacağı araç ve/veya taşınmazlar bu Kanunun uygulamasıyla ilgili iş ve
işlemlerden sayılacak mıdır? Ajans, satın alacağı araçlar için taşıt alım
vergisinden, sahibi olacağı taşınmazlar nedeniyle emlak vergisi ile doğacak her
türlü resim, vergi ve harçtan muaf olacak mıdır?
Görüldüğü üzere iptali istenen kural,
neyin kapsanıp neyin dışlandığı konusunda yeterince açıklıktan, dolayısıyla
belirlilik ve öngörülebilirlilikten yoksundur.
Anayasanın 2 nci
maddesinde Cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti, insan
haklarına saygılı ve bu hakları koruyucu adaletli bir hukuk düzeni kuran ve bunu
sürdürmekle kendini yükümlü sayan, bütün işlem ve eylemleri yargı denetimine
bağlı olan devlettir.
Anayasanın 2
nci
maddesinde belirtilen hukuk devletinin unsurlarından biri de, vatandaşlarına
hukuk güvenliği sağlamasıdır. Hukuk güvenliği, kurallarda belirlilik ve
öngörülebilirlik gerektirir.
Kişi ve kuruluşların devlete güven
duymaları, maddi ve manevi varlıklarını korkusuzca geliştirebilmeleri, temel hak
ve özgürlüklerden yararlanabilmeleri ancak hukuk güvenliği ve üstünlüğü
sağlandığı bir hukuk devleti düzeninde gerçekleştirilebilir.
Hukuk güvenliği ilkesi ise, herkesin
bağlı olacağı hukuk kurallarını önceden bilmesi, tutum ve davranışlarını buna
göre düzene sokabilmesidir.
Bu nedenle iptali istenen kural,
Anayasanın 2 nci maddesine aykırı düşmektedir.
Diğer yandan bir yasa kuralının
Anayasanın herhangi bir kuralına aykırılığının tespiti onun kendiliğinden
Anayasanın 11 inci maddesine de aykırılığı sonucunu doğuracaktır (Anayasa
Mahkemesinin 03.06.1988 tarih ve E.1987/28, K.1988/16 sayılı kararı, AMKD.,
s.24, s.225).
Açıklanan nedenlerle, 25.01.2006
tarih ve 5449 sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri
Hakkında Kanunun 26 ncı maddesi Anayasanın 2
nci ve 11 inci maddelerine aykırı olup, iptali
gerekmektedir.
13) 25.01.2006 Tarih ve 5449 Sayılı
Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanunun 30
uncu Maddesinin 27.10.1989 Tarihli ve 388 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2
nci Maddesine Eklediği (i) Bendinin Anayasaya
Aykırılığı
İptali istenen (i) bendinde,
Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi teşkilatının
Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, ?anlıurfa ve
?ırnak illerini kapsayan bölgelerde kurulacak kalkınma ajansları üzerindeki
koordinasyon görevini, Devlet Planlama Teşkilatının belirleyeceği
usûl ve esaslara göre yürütmesi öngörülmektedir.
Devlet Planlama Teşkilatına verilen
usul ve esasları belirleme yetkisi, sınır ve ilkeleri yasada
gösterilmediği için asli bir düzenleme yetkisi niteliği taşımaktadır. Böyle bir
yetkinin idareye verilmesi asli düzenleme yetkisinin idareye devri anlamına
geleceğinden Anayasanın 6 ncı, 7
nci ve 8 inci maddeleri ile bağdaşmaz.
Diğer taraftan, Anayasanın herhangi bir hükmüne
aykırı düzenlemenin hukuk devleti, Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı
ilkeleri ve dolayısı ile Anayasanın 2 nci ve 11 inci
maddeleri ile çelişeceği de açıktır.
Açıklanan nedenle,
25.01.2006 tarih ve 5449 sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve
Görevleri Hakkında Kanunun 30 uncu maddesinin 27.10.1989 Tarihli ve 388
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci Maddesine
eklediği (i) bendi Anayasanın 2 nci, 6
ncı, 7 nci, 8 inci ve 11
inci maddelerine aykırı olup, iptali gerekmektedir.
14) 25.01.2006 Tarih ve 5449 Sayılı
Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanunun
Geçici 2 nci Maddesinin Anayasaya Aykırılığı
5449 sayılı Kanunun geçici 2
nci maddesinde, ilk yıl için ajansta istihdam
edilebilecek olan azamî personel sayısının kuruluş kararnamesinde belirtileceği
öngörülmüştür.
Bu haberin geldigi yer: Imar Hukukcusu
http://www.imarhukukcusu.com
Bu haber icin adres:
http://www.imarhukukcusu.com/modules.php?name=News&file=article&sid=1325