imar hukuku imar hukuku imar hukuku imar hukuku imar hukuk imar hukuku imar hukuku imar hukuku
GEÇMİ?E DÖNÜK ÖDENEN PARALARIN TAHSİLİ
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 22.12.1973 gün ve E:1968/68,
K:1973/14 sayılı kararında; idarenin yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı
beyanı veya hilesi hallerinde süre aranmaksızın hatalı ödediği meblağı her zaman
geri alabileceği, bunun dışında kalan hallerde hatalı ödemelerin geri
istenilmesinin hatalı ödemenin yapıldığı tarihten başlamak üzere dava açma
süresi içinde olanaklı olduğu, bu süre geçtikten sonra geri istenilemeyeceği
belirtilmiştir.
Subjektif sonuç doğurmuş ve Yasaya uygun olarak tesis edilmiş
idari işlemlerin geri alınması idare hukuku ilkelerine göre mümkün değildir.
Anılan Kurul kararı ile de yasaya aykırı ve hatalı işlemlerin de her zaman değil
makul bir sürede geri alınabileceğine işaret edilmiş, yokluk, açık hata ve bu
işlemden yararlananın hilesinin söz konusu olması halinde ise idarenin işlemini
her zaman geri alabileceği öngörülmüştür.
T.C.
DANI?TAY
İdari Dava Daireleri Kurulu
Esas No : 2003.477
Karar No : 2006.3355
Özeti : Davacının gerçek dışı beyanının neden olmadığı, ayrıca açık hatanın da
bulunmadığı, ödemelerin Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu Kararı ile
belirlenen ilkeler uyarınca, idari dava açma süresi içerisinde geri istenilmesi
mümkün iken, bu süreye uyulmaksızın yapılan ödemelerin tamamının istenilmesinde
isabet görülmediği hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) :…
Vekili : Av....
Karşı Taraf (Davalılar) : 1- Adalet Bakanlığı
2- Maliye Bakanlığı
İstemin Özeti : Danıştay Onbirinci Dairesinin 3.3.2003 günlü, E:2002.77,
K:2003.1045 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması davacı tarafından
istenilmektedir.
Davalı İdarelerin Savunmalarının Özeti: Danıştay Onbirinci Dairesince verilen
kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen
nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek
temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Aylin Bayram'ın Düşüncesi : Temyiz isteminin kısmen
kabulü ile davacıya fazladan ödenen tazminatın tahsili yolundaki 15.6.2001 günlü
işlem yönünden Daire kararının bozulması, davanın diğer bölümlerine ilişkin
olarak ise Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Mehmet Ali Samur'un Düşüncesi : Danıştay dava dairelerince
verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari
Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen
nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden
hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Danıştay Onbirinci
Dairesince verilen kararın onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca gereği görüşüldü:
Dava, Uşak İli, Eşme İlçesi, Kapalı Cezaevi İnfaz ve Koruma Memuru olarak görev
yapan davacıya ödenen Adalet Hizmetleri Tazminatının %56 olarak düzeltilmesine
ilişkin işlemin, bu işlemin dayanağı olan Adalet Bakanlığı'nın 27.3.2001 günlü,
20804 sayılı işleminin ve eki III sayılı cetvelin ilgili kısmının, Aralık 2000
ila Mayıs 2001 döneminde davacıya fazladan ödenen 462.790.000.- lira tazminatın
tahsili yolunda tesis edilen 15.6.2001 günlü, 2001/902 sayılı işlemin iptali ile
2000/Aralık tarihinden itibaren yoksun kaldığı öne sürülen parasal hakların
yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
Danıştay Onbirinci Dairesi 3.3.2003 günlü, E:2002/77, K:2003/1045 sayılı
kararıyla; 657 sayılı Yasa'nın 152. maddesinin II. Tazminatlar bölümünde yer
alan düzenleme ile verilen yetkiye dayanılarak 19.1.1998 günlü, 10548 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararı ile 2000 ve 2001 yılları için de geçerli olmak üzere
adalet hizmetleri tazminatının düzenlendiği, buna göre; (III) sayılı cetvelin
"Diğerlerinden" ayrımının alt başlık kısmında, 1-4. derece kadrolara atanmış
olanlara %100, 5-9. dereceli kadrolardan aylık alanlara %56 oranında adalet
hizmetleri tazminatının ödeneceğinin belirlendiği; lise mezunu olan davacının
kazanılmış hak aylığı yönünden 14.11.2000 tarihli Alaşehir Adli Yargı Komisyon
Kararı ile 4. derecenin 1. Kademesine yükseltildiği, ancak, Adalet Bakanlığında
1-4. dereceler arasında infaz ve koruma memuru kadrosu bulunmadığı için 5.
dereceli kadroyu işgal ettiği, kendisine 2000/Aralık ayından 200l/Mayıs ayına
kadar 4. derece üzerinden adalet hizmetleri tazminatının (% 100 oranıyla)
ödendiği, daha sonra 27.3.2001 günlü, 20804 sayılı Adalet Bakanlığının genel
düzenleyici nitelikteki işlemi ekinde yer alan III sayılı Cetvel uyarınca,
davacıya 5. derece kadro için öngörülen % 56 oranında tazminat ödenmesi
gerektiği belirtilerek fazladan ödenen tutarın geri istenildiğinin anlaşıldığı,
98/10548 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına göre infaz ve koruma memuru olan
davacının kadro unvanı "diğerlerinden" başlıklı bölüm kapsamına girdiği ve bu
bölümde % 100 oranında adalet hizmetleri tazminatının sadece 1-4. dereceli
kadrolara atanmış personele ödeneceği, 5 ila 9. dereceli kadrolardan aylık
alanlara ise % 56 oranında tazminat ödeneceği ve Adalet Bakanlığına 1. ila 4.
dereceli infaz ve koruma memuru kadrosu tahsis edilmediği dikkate alındığında,
davacının 1. ile 4. dereceli kadrolar için öngörülen tazminat oranından
yararlanmasına olanak bulunmadığı, zira 98/10548 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararında infaz ve koruma memurlarına ödenecek Adalet Hizmetleri Tazminatının
aylık alınan dereceye göre değil, işgal edilen kadroya göre belirlendiği,
dolayısıyla 4. dereceli cezaevi infaz ve koruma memuru unvanlı kadronun
bulunmaması nedeniyle bu kadroya atanmamış olan davacıya 5. dereceli kadre için
öngörülen oranda Adalet Hizmetleri Tazminatı ödenmesine ilişkin işlem ile bu
işlemin dayanağını oluşturan 27.3.2001 günlü, 20804 sayılı Adalet Bakanlığı
Genelgesinde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar
vermiştir.
Davacı, bu kararı temyiz etmekte ve 5. dereceli kadroda olmasına karşın 4.
dereceden maaş aldığı, müktesebi olan dereceden tazminat ödenmesi gerektiği,
fazla yapıldığı iddia edilen ödemelerin iptal davası açma süresi geçtikten sonra
geri istenemeyeceği iddialarıyla bozulmasını istemektedir.
Temyize konu Danıştay Onbirinci Dairesi kararının dava konusu Genelge, davacıya
ödenen tazminatın düzeltilmesi işlemi ve tazminat istemine ilişkin kısmında usul
ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Davanın, davacıya fazla ödenen tazminat tutarının tahsili yolundaki 15.6.2001
günlü, 2001/902 sayılı işleme yönelik bölümüne gelince;
Dosyanın incelenmesinden; 26.11.2000 tarihinde 4. dereceye yükselen davacıya
Aralık 2000 tarihinden itibaren 4. dereceli kadro karşılığı olan %100 oranında
adalet hizmetleri tazminatının ödenmeye başlandığı, ancak infaz ve koruma
memurları için 4. derece kadronun bulunmaması nedeniyle 5. derece üzerinden
adalet hizmeti tazminatı verilmesi gerektiğinin fark edilmesi üzerine Haziran
2001 tarihinden itibaren bu hatanın düzeltilerek davacıya ödenen tazminatın %56
oranı olarak belirlendiği ve 15.6.2001 günlü işlemle de Aralık 2000 ila Mayıs
2001 arasında fazladan ödenmiş olan tazminat tutarının davacıdan istenildiği
anlaşılmaktadır.
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu'nun 22.12.1973 günlü, E: 1968/8, K:
1973/14 sayılı kararıyla, önceden sehven kanuna aykırı olarak yapılmış bir terfi
veya intibak işleminin kanunsuzluğunun tespitinden sonra idarece geri alınması
sonucu fazla ödenmiş bulunan aylık ve ücret farklarının ilk kanunsuz ödemenin
yapıldığı tarihten başlamak üzere 90 günlük dava açma süresi içinde geri
alınabileceği, idarenin sakat ve dolayısıyla hukuka aykırı işlemine idare
edilenlerin gerçek dışı beyanı veya hilesi neden olmuşsa ya da geri alınan idari
işlem yok denilebilecek kadar sakatlık taşımakta ise, hatalı işlemde idare
edilenin kolayca anlayabileceği kadar açık bir hata bulunmakta ve idare bu
konuda haberdar edilmemişse, memurun iyi niyetinden sözedilemeyeceği ve
dolayısıyla bu işlemlere dayanılarak yapılan ödemelerin her zaman geri
alınabileceği, ancak bu istisnalar dışındaki hatalı ödemelerin ancak ödemenin
ilk yapıldığı günden itibaren dava açma süresi içerisinde istirdat edebileceği
karara bağlanmıştır.
Bu durumda, olayda davacıya Aralık 2000 ile Mayıs 2001 tarihleri arasında
yapılan ve ilgilinin hilesinin, gerçek dışı beyanının neden olmadığı, ayrıca
açık hatanın da bulunmadığı ödemelerin yukarıda yer verilen Danıştay İçtihadı
Birleştirme Kurulu Kararı ile belirlenen ilkeler uyarınca idari dava açma süresi
içerisinde geri istenmesi mümkün iken, bu süreye uyulmaksızın yapılan ödemelerin
tamamının istenilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Danıştay Onbirinci Dairesi'nin 3.3.2003 günlü, E-.2002/77,
K:2003/1045 sayılı kararının istirdata ilişkin bölümünün BOZULMASINA, oyçokluğu
ile, diğer bölümlerinin ise ONANMASINA oybirliğiyle, 28.12.2006 günü karar
verildi.
KAR?I OY
19.1.1998 günlü, 10548 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ve bu karar uyarınca Adalet
Bakanlığı'nca çıkarılan dava konusu Genelge ile, Adalet Bakanlığı'nda 1-4.
dereceler arasında
infaz ve koruma memuru kadrosu bulunmaması nedeniyle bu memurlara (5-9.
dereceler için) %56 oranında tazminat ödenmesinin öngörüldüğü, buna göre davacı
her ne kadar 4. derecenin 1. kademesine yükseltilmiş ise de, 5. dereceli kadroyu
işgal etmesi ve 4. dereceli infaz ve koruma memuru kadro bulunmaması nedeniyle
davacıya 5. derece kadro karşılığı olarak %56 oranında tazminat ödenmesi
gerekirken, Aralık "2000 ila Mayıs 2001 dönemi arasında 4. derece kadroda
bulunanlar için öngörülen %100 oranında ödeme yapıldığı anlaşıldığından, idarece
yapılan bu ödemenin açık hata teşkil ettiği açıktır.
Bu durumda açık hataya dayalı olarak davacıya yapılmış olan ödemelerin Danıştay
İçtihatları Birleştirme Kurulu'nun 22.12.1973 günlü, E:1968/8, K:1973/14 sayılı
kararı uyarınca her zaman geri alınması olanağı bulunduğundan, bu doğrultuda
tesis edilen .5.6.2001 günlü işlemde hukuka aykırılık bulunmaması nedeniyle
Daire kararının bu bölümünün belirtilen gerekçeyle onanması oyuyla kararın bu
kısmına karşıyız.