Yeni Sayfa 22
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
Esas Sayısı : 2003/27
Karar Sayısı : 2007/84
Karar Günü : 22.11.2007
İTİRAZ YOLUNA BA?VURAN:
Danıştay Onbirinci
Dairesi
İTİRAZIN KONUSU:
20.3.1997 günlü, 570 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu
Görevlileri ile İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname’nin Geçici 1. maddesinin, Anayasa’nın
10. ve 60. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
VI - SONUÇ
20.3.1997 günlü, 570 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu
Görevlileri ile İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname’nin geçici 1. maddesinin Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, ?evket APALAK’ın
karşıoyu ve OYÇOKLU?UYLA, 22.11.2007 gününde karar
verildi.
Yeni Sayfa 21
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
Esas Sayısı : 2003/27
Karar Sayısı : 2007/84
Karar Günü : 22.11.2007
İTİRAZ YOLUNA BA?VURAN:
Danıştay Onbirinci
Dairesi
İTİRAZIN KONUSU:
20.3.1997 günlü, 570 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu
Görevlileri ile İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname’nin Geçici 1. maddesinin, Anayasa’nın
10. ve 60. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I - OLAY
Emekli ikramiyesine ilişkin işlem ile
bu işlemde esas alınan Bakanlar Kurulu Kararı’nın iptali için açılan davada,
itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali
için başvurmuştur.
II - İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:
“5434 sayılı T.
C. Emekli Sandığı Kanununun 41. maddesinin (a) fıkrasında; emekli, adi malullük
ve vazife malullüğü aylıklarının hesaplanmasında 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun 43. maddesinde yer alan gösterge tablosu ve Personel Kanunlarındaki ek
göstergelerin esas alınacağı, (b) fıkrasında emekli, adi malullük ve vazife
malullüğü aylıklarının, (a) fıkrasına göre tespit edilen rakamların her yıl
Bütçe Kanununda tespit edilen katsayı ile çarpılması sonunda bulunacak tutarın
fiili ve itibari hizmet toplamı 25 yıl olanlara %75’i, 25 yıldan az olanlara her
tam yıl için %1 eksiği, fazla olanlara da her tam yıl için %1 fazlası üzerinden
bağlanacağı, ek 16/1 maddesinde, aylıklarını Personel Kanunları hükümlerine göre
alan iştirakçilerin, emeklilik keseneklerine, Personel Kanunları gereğince
kazanılmış hak olarak aldıkları rütbe, kıdem, derece ve kademelerin gösterge
rakamlarının katsayı ile çarpımı sonucunda bulunacak aylık miktarının esas
alınacağı, ek 20/1 maddesinde, emekli, adi malullük, vazife malullüğü aylığı
bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan, asker, sivil tüm iştirakçilere, her tam
fiili hizmet yılı için ek 4. maddeye göre hesap edilecek aylık bağlamaya esas
tutarların bir aylığının emekli ikramiyesi olarak verileceği, 4. fıkrasında,
emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığı bağlanmadan veyahut toptan
ödeme yapılmadan ölen iştirakçiler için yukarıdaki esaslara göre hesaplanacak
ikramiyenin tamamının, aylığa veya toptan ödemeye hak kazanan dul ve yetimlere
5434 sayılı Kanunun 68. maddesinde gösterilen hisseleriyle orantılı olarak
ödeneceği hükme bağlanmıştır.
5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı
Kanunu’nun 6.1.1992 tarih ve 476 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen Ek
70. maddesinde “Sandık iştirakçilerine ödenmekte olan;
a) Memuriyet taban aylığı ve kıdem
aylığı tutarları ile,
b) (Değişik 6.7.1995-KHK 562/14 md)
Zam, tazminat ve ödenekler ile benzeri ödemeler toplamının 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununa tabi en yüksek devlet memuru aylığı (ek gösterge
dahil) brüt tutarının;
- Ek
göstergesi 6400 ve daha yüksek olanlarda %100 üne,
- Ek
göstergesi 3600 (dahil) - 6400 (hariç) arasında olanlarda %75 ine,
- Ek
göstergesi 2200 (dahil)-3600 (hariç) arasında olanlarda %40
ına,
- Diğerlerinde
%26 sına,
tekabül
eden miktarı, emeklilik keseneğine ve kurum karşılığına tabi tutulur.
(Değişik 6.7.1995-KHK 562/14-md)
Birinci fıkradaki oranları, Maliye
Bakanlığının teklifi üzerine ayrı ayrı veya birlikte
üç katına kadar artırmaya, yukarıdaki ek gösterge gruplarını değiştirmeye ve
personel kanunlarında yer alan ek göstergeleri yeniden düzenlemeye Bakanlar
Kurulu yetkilidir.
Aylıklarını personel kanunlarına göre
almayan Sandık iştirakçileri hakkında, sınıfı, görev ve kadro, unvanı derecesi
ve hizmet süresi esas alınarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi emsali
gibi işlem yapılır.
Bu tutarlar, anılan Kanunun 41.
maddesinin (a) fıkrasına göre emekli, adi malullük, vazife
mallullüğü, dul ve yetim aylıklarının; ek 20 nci
maddesine göre de emeklilik ikramiyelerinin hesaplanmasına dahil edilir,” hükmü
yer almış iken 28.11.1996 tarih ve 4214 sayılı Memurlar, Diğer Kamu Görevlileri
ile Bunların Emeklilerinin Mali ve Sosyal Haklarında Düzenlemeler Yapılmasına
Dair Yetki Kanununa dayanılarak çıkarılan 3.4.1997 gün ve 22953 sayılı
(mükerrer) Resmi Gazete’de yayımlanan 20.3.1997 tarih ve 570 sayılı Memurlar ile
Diğer Kamu Görevlileri ile ilgili Bazı Kanun ve KHK’lerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 11. maddesi ile 5434
sayılı Yasanın değişik Ek 70. maddesinin (b) bendindeki “%100 üne” ibaresi “
%160 ına”, “%75 ine” ibaresi “%100 üne,” “%40
ına” ibaresi “%60 ına”
ve “%26 sına” ibaresi “%35 ine” şeklinde değiştirilmiş, anılan Kanun Hükmünde
Kararnamenin Geçici 1. maddesinde ise 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun
değişik Ek 20 inci maddesine göre verilecek emekli ikramiyesinin hesaplanmasında
anılan Kanuna Ek 70 inci maddesinin (b) bendindeki oranlardan %160 oranı;,
1997 yılında %75,1998 yılında %100, 1999 yılında %130, %100 oranı; 1997 yılında
%60, 1998 yılında %75, 1999 yılında %90, %60 oranı; 1997 yılında %40, 1998
yılında %45, 1999 yılında %50, %35 oranı; 1997 yılında %26, 1998 yılında %28,
1999 yılında %30 olarak uygulanır, hükmüne yer verilmiş, 19.7.1998 tarih ve
98/11391 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Ek 70. madde (b) bendindeki oranlar
artırılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığa esas teşkil
eden 5434 sayılı Yasanın Ek 70. maddesinin Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye
dayanılarak hazırlanan 25.8.1998 tarih ve 98/11588 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararının birinci maddesi ile (b) bendi değiştirilerek,
- Ek
göstergesi 8400 ve daha yüksek olanlarda %240 ına,
- Ek
göstergesi 7600 (dahil) - 8400 (hariç) arasında olanlarda %200 üne,
- Ek
göstergesi 6400 (dahil)-7600 (hariç) arasında olanlarda % 180 ine,
- Ek
göstergesi 4800 (dahil)-6400 (hariç) arasında olanlarda % 150 sine,
- Ek
göstergesi 3600 (dahil)-4800 (hariç) arasında olanlarda %130 una,
- Ek
göstergesi 2200 (dahil)-3600 (hariç) arasında olanlarda %70 ine,
- Diğerlerinde
%40’ına,
tekabül
eden miktarının, emeklilik keseneğine ve kurum karşılığına tabi tutulacağı
öngörülmüş, Geçici 2. maddesi ile de,
570 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin Geçici 1 inci maddesine istinaden 5434 sayılı T.C. Emekli
Sandığı Kanununun Ek 20 nci maddesine göre verilecek
emekli ikramiyesinin hesaplanmasında yukarıda belirtilen oranlardan %240, %200
ve %180 oranlarının; 1998 yılında %100, 1999 yılında %130; %150 ve %130
oranlarının; 1998 yılında %75, 1999 yılında %90; %70 oranının; 1998 yılında %45,
1999 yılında %50; %40 oranının 1998 yılında %28, 1999 yılında %30 olarak
uygulanacağı belirtilmiştir.
Davacılar tarafından, 570 sayılı
KHK’nin Geçici 1. maddesiyle yapılan düzenleme ile
zam, tazminat ve ödeneklerin emekliliğe yansıyan bölümünün emekli aylığı ve
emekli ikramiyesi için ayrı ayrı belirlendiği,
murislerinin yargı ödeneğinin en yüksek devlet memuru aylığının %200 üne tekabül
eden bölümünün emekli aylığına esas tutara dahil
edilip emekli kesenek ve kurum karşılığının tahsil edilmesine karşın, anılan
maddeye dayanılarak yapılan düzenleme ile emekli ikramiyesinde yargı ödeneğinin
en yüksek devlet memuru aylığının %130 una tekabül eden miktarının esas
alınarak, kesinti yapılan yargı ödeneğinin bir kısmının üç yıl için ikramiye
dışına çıkarılmasının Anayasanın 10’ncu maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi ile
60 ıncı maddesindeki sosyal güvenlik hakkına aykırı
olduğu ileri sürüldüğünden Dairemizce, bakılan davanın konusunu oluşturan emekli
aylığına esas alınan yargı ödeneğinin en yüksek devlet memuru aylığının %200
oranına tekabül eden kısmından ancak %130 oranına tekabül eden kısmının emekli
ikramiyesinde esas alınmasına ilişkin 25.8.1998 gün ve 98/11588 sayılı Bakanlar
Kurulu Kararının 2. maddesi ile bu maddeye dayanılarak emekli ikramiyesinin
eksik ödenmesi yolunda tesis edilen işlemin 570 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin Geçici 1. maddesi ile olan maddi ve hukuki ilişkisi karşısında, bu
kuralın Anayasaya aykırılığı iddiası da dikkate alınarak Anayasaya uygunluğunun
incelenmesi gerekli görülmüştür.
Anayasanın 10.
maddesinde; hukukun temel ilkeleri arasında yer alan eşitlik ilkesi düzenlenmiş
ve herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep
ve benzeri sebeplerle ayırım gözetmeksizin kanun önünde eşittir, hiçbir kişiye,
aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz, devlet organları ve idare
makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket
etmek zorundadır denilmiştir.
Diğer taraftan 60 inci maddesinde,
herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu belirtilmiştir.
5434 sayılı Yasanın değişik Ek 70.
maddesinde yer alan düzenleme ile Sandık iştirakçilerine ödenmekte olan
memuriyet taban aylığı ve kıdem aylığı tutarları ile zam, tazminat ve ödenekler
ile benzeri ödemeler toplamının 657 sayılı Yasaya tabi en yüksek Devlet memuru
aylığı (ek gösterge dahil) brüt tutarının 25.8.1998
tarih ve 98/11588 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca belirlenen ek gösterge
grupları için belirli oranlarına tekabül eden miktarının emekli keseneğine ve
kurum karşılığına tabi tutulmasına ve anılan maddenin son fıkrasında, bu
tutarların 5434 sayılı Yasanın 41 inci maddesinin (a) fıkrasına göre emekli, adi
malullük, vazife malullüğü, dul ve yetim aylıklarının; ek 20
nci maddesine göre de emeklilik ikramiyelerinin
hesaplanmasına dahil edileceği belirtilmesine karşın 570 sayılı
KHK’nin Geçici 1. maddesi esasları dahilinde
98/11588 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 2. maddesi ile ek gösterge grupları
esas alınarak emekli aylığı ve emekli ikramiyesinin hesaplanmasında 1997, 1998
ve 1999 yılları için farklı oranların uygulanması ve bu uygulamanın bu yıllar
için geçerli olması için getirilen düzenleme ile anılan yıllarda emekli olanlar
ile bu yıllar sonunda emekli olanlar arasında eşitsizlik oluşturulduğundan,
diğer taraftan 5434 sayılı Yasanın özüne aykırı olarak sosyal güvenlik hakkına
sınırlama getirildiğinden 98/11588 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 2.
maddesinin dayanağı olan 570 sayılı KHK’nin Geçici
1. maddesinin Anayasanın 10 ve 60. maddelerine aykırılık oluşturduğu sonucuna
ulaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 570 sayılı
KHK’nin Geçici 1. maddesinin Anayasanın 10. ve 60.
maddelerine aykırı olduğu kanısına varıldığından anılan hükmün iptali istemiyle
Anayasa Mahkemesine başvurulmasına, dava dosyasının Anayasa Mahkemesinin bu
konuda vereceği karara kadar bekletilmesine 26.12.2002 tarihinde oyçokluğu ile
karar verildi.”
III - YASA METİNLERİ
A - İtiraz Konusu Yasa Kuralı
570 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri ile
İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Hükmünde Kararname’nin Geçici 1. maddesi şöyledir:
“5434 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun değişik Ek 20 inci maddesine göre
verilecek emekli ikramiyesinin hesaplanmasında, anılan Kanunun Ek 70 inci
maddesinin (b) bendindeki oranlardan %160 oranı; 1997 yılında %75, 1998 yılında
%100, 1999 yılında %130; %100 oranı; 1997 yılında %60, 1998 yılında %75, 1999
yılında %90; %60 oranı; 1997 yılında %40, 1998 yılında %45, 1999 yılında %50;
%35 oranı; 1997 yılında %26, 1998 yılında %28, 1999 yılında %30 olarak
uygulanır.”
B - Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararında, Anayasa’nın 10. ve 60.
maddelerine dayanılmıştır.
IV - İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi uyarınca,
Mustafa BUMİN, Haşim KILIÇ, Yalçın ACARGÜN, Sacit
ADALI, Ali HÜNER, Fulya KANTARCIO?LU, Ertuğrul ERSOY, Tülay TU?CU, Ahmet
AKYALÇIN, Enis TUNGA ve Mehmet ERTEN’in
katılmalarıyla 16.4.2003 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada
eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, oybirliğiyle karar
verilmiştir.
V - ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin
rapor, itiraz konusu Yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların
gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği
görüşülüp düşünüldü:
570 sayılı KHK’nin
Geçici 1. maddesi, emekli ikramiyesine ilişkin düzenleme içermektedir. Emekli
ikramiyesi, emeklilik hakkını elde eden 5434 sayılı Yasaya tabi personele emekli
oldukları tarihte bir defaya mahsus olmak üzere o günün mevzuatı ile gösterge ve
katsayıları esas alınarak yapılan bir ödemedir. T.C. Emekli Sandığı’nca ödenen
emekli ikramiyeleri, 5434 sayılı Yasa’nın 89. maddesine göre yazı ile
istenilmesi üzerine en çok iki ay içinde faturası karşılığında emeklinin
kurumunca Sandığa ödenmektedir.
İtiraz konusu kuralla, emekli ikramiyesine hak
kazanılması durumunda ödenecek ikramiye miktarının tespitine esas aylık
hesabında dikkate alınan oranlarda yıllara göre bir kademelendirme öngörülerek
ödemenin yapılacağı belirtilmektedir.
Anayasa’nın 10. maddesinde “…Devlet organları ve
idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak
hareket etmek zorundadırlar.” denilmektedir. Eşitlik ilkesi, birbiriyle aynı
durumda olanlara ayrı kuralların uygulanmasını ve ayrıcalıklı kişi ve
toplulukların yaratılmasını engellemektedir. Aynı durumda olanlar için farklı
düzenleme, eşitliğe aykırılık oluşturur. Anayasa’nın amaçladığı eşitlik, mutlak
ve eylemli eşitlik değil hukuksal eşitliktir. Aynı hukuksal durumların aynı,
ayrı hukuksal durumların ayrı kurallara bağlı tutulması Anayasa’nın eşitlik
ilkesine aykırılık oluşturmaz.
Anayasa’nın “Sosyal güvenlik hakkı” başlıklı 60.
maddesinin birinci fıkrasında, “Herkes sosyal güvenlik hakkına
sahiptir.” denilmektedir. Bu kural bireylere yaşlılık, hastalık,
kaza, ölüm ve malûllük gibi sosyal riskler karşısında asgarî ölçüde bir yaşam
düzeyi sağlamak amacını gerçekleştirmeye yöneliktir. Maddenin ikinci fıkrasında
bu görevin Devlet tarafından oluşturulacak kuruluşlar yoluyla yerine
getirileceği öngörülmüştür.
Çağdaş uygarlığın simgesi olarak tüm toplumlarca
benimsenmiş ve evrensellik kazanmış olan sosyal güvenlik kavramı, özde bireyin
karşılaşacağı tehlikelere karşı güvence arayışının ürünüdür. Bireye, güç
günlerinde asgarî bir güvence sağlamak sosyal güvenliğin temel amacıdır.
Günümüzde, sosyal güvenlik politikalarının temelini, sosyal risklerin bireyler
üzerindeki etkilerinin giderilmesi çabaları oluşturmaktadır. Anayasa, sosyal
güvenliğin sağlanması konusunda Devlete görevler vermiş, alınabilecek
tedbirlerin tümünü alma yükümlülüğünü getirmiş, ancak bunu da Devletin malî gücü
ile sınırlamıştır.
İtiraz konusu kuralla, emekli aylığına hak
kazanıldığı yılda geçerli olan ikramiye oranlarının esas alınacağı ve eşitliğin
ilgili yılda emekli olanlar arasında aranacağı kuşkusuzdur. Ayrıca, sosyal
güvenlik hakkını ortadan kaldırmayan, aktueryal
dengeler, ekonomik istikrar ve mali kaynakların yeterliliği ölçütleri
gözönünde tutularak yapılan düzenlemeler için
Anayasa’nın 60. maddesine aykırılıktan sözedilemez.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural,
Anayasa’nın 10. ve 60. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi
gerekir.
?evket APALAK bu görüşe katılmamıştır.
VI - SONUÇ
20.3.1997 günlü, 570 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu
Görevlileri ile İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname’nin geçici 1. maddesinin Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, ?evket APALAK’ın
karşıoyu ve OYÇOKLU?UYLA, 22.11.2007 gününde karar
verildi.
Başkan
Haşim KILIÇ |
Başkanvekili
Osman Alifeyyaz
PAKSÜT |
Üye
Sacit
ADALI |
Üye
Ahmet AKYALÇIN |
Üye
Mehmet ERTEN |
Üye
Mustafa YILDIRIM |
Üye
A. Necmi
ÖZLER |
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR |
Üye
?evket APALAK |
Üye
Serruh
KALELİ |
Üye
Zehra Ayla PERKTA? |
AZLIK OYU
5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’nun 570 sayılı
Kanun Hükmünde Kararname ile değişik ek 70. maddesinde, ek göstergeler esas
alınarak belirlenen oranların emekli keseneğine ve kurum karşılığına tabi
tutulacağı, bu tutarların emekli aylığı ve ikramiyenin hesaplanmasına
dahil edileceği öngörülmüştür.
Anılan Yasa’nın ek 20. maddesinde ise, her tam
fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığının emekli
ikramiyesi olarak verileceği açıklanmıştır.
Bu oluşa karşın, 570 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname başvuruya konu olan geçici 1. maddesiyle ana kuraldan ayrılarak,
emekli keseneğine tabi tutulan oranları emekli ikramiyesinin hesaplanmasında
daha düşük miktarlara indirmiştir.
Anayasa’nın 10. maddesinde öngörülen eşitlik, idari
makamların bütün işlemlerinde eşitliği amaçlamaktadır. Anayasal eşitlik, duran
bir aynı durumu değil, başlangıçtan itibaren süren bir aynı konumu ilke
almalıdır. Aynı miktarda emekli keseneklerini ödeyen Sandık katılımcılarından
bir kısmı yönünden emekli ikramiyesinde göz önüne alınacak kesenek oranlarının
azaltılması ve bu durumun üç yıl için sınırlanması, o üç yılda emekli olanlarla
diğerleri arasında eşitsizliğe neden olacaktır. Burada değerlendirilmesi
gereken, emekliliğin hak kazanıldığı zamanki değil, ikramiyeye esas alınan
keseneklerin kesilmeye başlandığı ve sürdüğü dönemdeki yükümlülüğün
sergilenmesindeki eşitliktir. Böylece, yükümlülükteki eşitlik, bu yükümlülüğün
getireceği sonuçlarda da eşitliği gerektirecektir.
Öte yandan, hukuk devleti ilkesinin alt
başlıklarından olan öngörülebilirlik ve tutarlılık ilkeleri de, az önce de
değinildiği gibi, emekli aylığı ve emekli ikramiyesine esas olacak kesenek
oranlarının aynı olması, aynı doğrultuda sonuç vermesini gerektirir. Başka bir
anlatımla, belli bir kesenek oranıyla gerçekleşen Sandık katılımı, bu kapsamdaki
tüm iştirakçiler yönünden aynı ölçütlerin uygulanması sonucunu vermelidir.
Kesenek alırken yüksek tutulan oranın, ikramiye sırasında azaltılması hukuk
devleti ilkesine ve sosyal güvenlik hakkına da aykırı olacaktır.
Bu belirlemeler yanında, ikramiyenin ilgili kurumca
Sandık’a ödenmesi; kesenek olgusu, bunun Sandık gelirleri arasında bulunması, bu
konuda belirleyici işlemin Sandık’ça
gerçekleştirilmesi ve kamu idare ve kurumlarının Devlet’in genel görünümünü
oluşturmaları karşısında, anayasal “eşitlik” ve “hukuk devleti” ilkelerinin
temelinde olan hukuksal felsefenin nedenlerini
etkilemiyecektir.
Bu nedenlerle Anayasa’nın 2.,
10. ve 60. maddelerine aykırı kuralın iptali gerekeceği oyuyla karara karşıyım.
Üye
?evket APALAK