Yeni Sayfa 19
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
Esas Sayısı : 2002/30
Karar Sayısı : 2007/24
Karar Günü : 15.3.2007
İTİRAZ YOLUNA BA?VURAN :
Tarsus
2. Asliye Ceza Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU :
21.7.1971
günlü, 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu’nun
12. maddesinin birinci ve ikinci fıkrasının, Anayasa’nın 38. maddesinin
sekizinci fıkrasına aykırılığı savıyla iptali istemidir.
Yeni Sayfa 18
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
Esas Sayısı : 2002/30
Karar Sayısı : 2007/24
Karar Günü : 15.3.2007
İTİRAZ YOLUNA BA?VURAN :
Tarsus
2. Asliye Ceza Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU :
21.7.1971
günlü, 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu’nun
12. maddesinin birinci ve ikinci fıkrasının, Anayasa’nın 38. maddesinin
sekizinci fıkrasına aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I - OLAY
Ticari işletme rehnine
tabi mallardan bir kısmının fabrikada bulunmaması nedeniyle
şikayetçi alacaklının zarara uğratıldığı iddiasıyla açılan kamu
davasında, itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu savını ciddi bulan
Mahkeme iptali için başvurmuştur.
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:
“Sanık Ahmet Dönmez hakkında
Esbank adlı bankaya olan kredi borcu nedeni ile
Mersin 5. Noterliğinin 10.9.1996 tarih ve 37101 yevmiye sayılı düzenleme
şeklindeki ticari işletme rehni sözleşmesi ile
şirkete ait menkul malların rehnedildiği ancak;
kredi borcunun ödenmemesi nedeni ile müşteki tarafından icra ve haciz takibi
yapıldığı, rehnedilen mallardan iki tanesinin
fabrikada bulunamaması nedeni ile alacaklıyı zarara uğrattığından bahisle sanık
hakkında 1447 Sayılı Kanun’un 12/1-2 maddesine
muhalefetten kamu davası açılmıştır.
Sanığın savunması
alınmış, müşteki dinlenmiş ve deliller toplanıp yargılamaya devam olunmakta iken
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın bazı maddelerinin değiştirilmesi hakkındaki
4709 sayılı Kanun ile Anayasa’nın 38. maddesinin fıkralarına yeni fıkralar
eklenmiş ve son fıkra ile “Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir
yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz” hükmü
getirilmiş olup, davamızda uygulanması istenilen 1447 sayılı Ticari İşletme
Rehni Kanun’un 12/2. maddesi Anayasa’nın 38/Son
fıkrasına aykırı olması nedeni ile bu maddenin iptali için Anayasa Mahkemesine
gidilmesine karar vermek gerekmiştir.
Anayasa’nın
38/Son maddesi ile sözleşmeden doğan bir yükümlülüğün yerine getirilmemesinden
dolayı kişilerin özgürlüğünden alıkonulamayacağı ve özgürlüğü bağlayıcı ceza
verilemeyeceği anlaşıldığından söz konusu maddede ise rehin sözleşmesi ile
muhafaza altına alınan ve sanığa teslim edilen bazı malların alacaklının rızası
dışında başka mallarla değiştirilmesi veya temlik edilmesi veya tahrip veya
imha edilmesi durumunda bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörüldüğünden
rehin sözleşmesine aykırılık durumunda Anayasa’nın 38/Son maddesine göre
özgürlüğü bağlayıcı ceza verilmemesi gerektiğinden söz konusu 1447 sayılı
Kanun’un 12. maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu kanaati Mahkememizce oluşmuş,
bu nedenle iptal yoluna gidilmesi gerekmiştir.
Söz konusu madde Türk Ceza Kanunu’nun
508 ve 510. maddelerindeki emniyeti suiistimal ve hizmet nedeni ile emniyeti
suiistimal suçlarına benzer nitelikte bir madde olup, söz konusu
TCK.nun 508 ve 510.
maddelerinin Anayasa’nın 38/Son maddesine aykırı olduğundan dolayı
değiştirilmesi yönünde yasama çalışmaları mevcut olduğundan ve 1447 sayılı
Kanun’un 12. maddesi de sözleşmeye aykırılık eylemini hapis cezası ile
cezalandırıldığından bu maddenin de Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptal
edilmesi gerektiğinden bu maddenin iptali için Anayasa Mahkemesine gidilmesine
karar vermek gerekmiştir.”
III - YASA METİNLERİ
A - İtiraz Konusu Yasa Kuralı
21.7.1971 günlü, 1447 sayılı Ticari İşletme
Rehni Kanunu’nun iptali istenilen birinci ve ikinci
fıkrasını da içeren 12. maddesi şöyledir :
“Ticarî işletme sahibi işletmesini veya
rehne dahil münferit
unsurları alacaklının muvafakatı olmaksızın
başkalarıyla değiştirir veya temlik, aynî bir hakla takyit veya alacaklıyı ızrar
kasdıyla tahrip veya imha ederse bu yüzden alacağını
tamamen veya kısmen tahsil edemeyen alacaklının şikâyeti üzerine uğranılan
zararın miktarı nazara alınmak suretiyle bir yıldan beş yıla kadar hapis ve iki
milyar liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezasıyla cezalandırılır.
Uğranılan zarar fahiş olduğu takdirde yukarıda
yazılı cezaların azamisine hükmolunur.
Ayrıca talep üzerine hâkim ticarî işletme sahibini,
kusurunun ağırlığını gözönünde tutarak rehinle temin
edilen alacak miktarına kadar munzam bir tazminata da mahkûm eder.”
B - Dayanılan Anayasa Kuralı
İtiraz başvurusunda Anayasa’nın 38. maddesinin
sekizinci fıkrasına dayanılmıştır.
IV - İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi gereğince
Mustafa BUMİN, Haşim KILIÇ, Samia AKBULUT, Yalçın
ACARGÜN, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIO?LU, Rüştü
SÖNMEZ, Ertuğrul ERSOY, Tülay TU?CU, Ahmet AKYALÇIN ve Enis
TUNGA’nın katılımlarıyla 13.2.2002 günü yapılan ilk inceleme
toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine
oybirliğiyle karar verilmiştir.
V - ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin
rapor, itiraz konusu kural, dayanılan Anayasa kuralı ve bunların gerekçeleri ile
diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp
düşünüldü :
Başvuru kararında itiraz konusu kuralla, rehin
sözleşmesi ile muhafaza altına alınan ve sanığa teslim edilen bazı malların
alacaklının rızası dışında başka mallarla değiştirilmesi, temlik, tahrip veya
imha edilmesi durumunda öngörülen hapis cezasının, rehin sözleşmesine
aykırılıktan kaynaklanması nedeniyle Anayasa’nın 38. maddesinin sekizinci
fıkrasına aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Kuralla, ticarî işletme sahibinin işletmesini veya
rehne dahil münferit
unsurları alacaklının muvafakatı olmaksızın
başkalarıyla değiştirmesi, temlik, aynî bir hakla takyit, alacaklıyı ızrar
kastıyla tahrip veya imha etmesi nedeniyle alacağını tamamen veya kısmen tahsil
edemeyen alacaklının şikâyeti üzerine uğranılan zararın miktarı nazara alınmak
suretiyle bir yıldan beş yıla kadar hapis ve belirtilen adli para cezasıyla
cezalandırılması, uğranılan zarar fahiş ise cezaların azamisine hükmolunması
öngörülmektedir.
Anayasa’nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasında,
“Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden
dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.”; maddenin gerekçesinde de, “... 4
No’lu protokol gereği sözleşmeden doğan bir
yükümlülük nedeniyle hiç kimsenin özgürlüğünden alıkonulamayacağı hükmü
eklenmiştir. Sözleşmeden doğan yükümlülük içinde borçlar da vardır ...”
denilmiştir.
İtiraz konusu kuralla, alacaklının alacağını
alabilmek için tesis edilen ve teslime bağlı olmayan işletme
rehni nedeniyle borçlunun alacaklıyı zarara
uğratmaya ilişkin girişebileceği suç sayılan eylemler müeyyideye bağlanmıştır.
Anılan hürriyeti bağlayıcı ceza, borçlu ile alacaklı arasındaki önceden
varolan sözleşmeden doğan yükümlülüğün yerine
getirilememesinden dolayı öngörülen ceza olmayıp, kanunla belirtilen
yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden kaynaklanmaktadır.
Bu nedenle kural, Anayasa’nın 38. maddesinin
sekizinci fıkrasına aykırı değildir, itirazın reddi gerekir.
VI - SONUÇ
21.7.1971 günlü, 1447 sayılı Ticarî İşletme
Rehni Kanunu’nun 12. maddesinin birinci ve ikinci
fıkralarının Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın
REDDİNE, 15.3.2007 gününde
OYBİRLİ?İYLE karar verildi.
Başkan
Tülay TU?CU |
Başkanvekili
Haşim KILIÇ |
Üye
Sacit
ADALI |
Üye
Fulya KANTARCIO?LU |
Üye
Ahmet AKYALÇIN |
Üye
Mehmet ERTEN |
Üye
A. Necmi
ÖZLER |
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR |
Üye
?evket APALAK |
Üye
Serruh
KALELİ |
Üye
Osman Alifeyyaz
PAKSÜT |