imar

İmar Hukukçusundan Güncel Makaleler (imar)

imar hukuku (imar planları, arazi ve arsa düzenlemesi, kaçak yapı para cezası, inşaat ruhsatı vb.)dava dilekçe örnekleri

Tasnif edilmiş Danıştay Altıncı Dairesi İçtihatları

Danıştay imar ve imar hukuku içtihatları

imar hukuku ile ilgili terimler ve tanımlar


İmar Hukukçusu. Toki'den Ucuz Konut Satışı Devam Ediyor

+Hatalı ödemelerin geri alınması

+
18 uygulaması,

+
Danıştay içtihadı birleştirme kurulu kararı yargı kararının yerine getirilmemesi

+
Belediyelerin internet adresleri (web)

+
Görev tazminatı ile ilgili haberler

+
Konut finansmanı sistemine ilişkin çeşitli kanunlarda değişiklik yapılması hakkı

+
Toki'nin satılık evlerine yoğun talep var.

+
18. Madde uygulamasında hukuka aykırılık nedenleri imarhukukcusu cafer ergen

+Eski Haberler

+
2577 sayılı İYUK 7. Madde ile ilgili Danıştay İçtihatları

+657 sayılı Yasa uyarınca verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu

+Radyoloji personelinin çalışma (mesai) saatleri

+
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu kapsamında Sayıştay Genel Kurulunun 14.6.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararı.

· ANAYASA MAHKEMESİNİN "YÜRÜRLÜ?Ü DURDURMA" KARARLARI

· ANAYASA MAHKEMESİNE İPTAL İSTEMİYLE YAPILAN BA?VURULAR ÜZERİNE VERİLEN KARARLAR

· İmar Hukuku Terimleri Sözlüğü

· idare hukukcusu (idare hukuku)

idari yargı
İdari yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak yürütmeyi durdurma istekli iptal ve tam yargı dava dilekçesi örneğini görmek için buraya tıklayınız.

İmar

Tüm içeriği görmek için tıklayınız

İdare Hukuku

İDARE HUKUKU

imarhukukcusu.com tüm haberler

imar, Eski Haberler
21.09.12
· İmarda kısıtlılık sorunu sona eriyor (5 Yıl ile sınırlandırıldı)
16.09.12
· imar planları ve imar uygulamaları nedeniyle ücret
08.09.12
· Tazminat davasının süreaşımı nedeniyle reddi halinde maktu avukatlık ücreti
· İlan edilmeksizin uygulamaya konulan bir imar planının şekil eksikliği nedeniyle
· Davanın niteliği itibariyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmas
· Özel parselasyon ile belirlenmiş bulunan umumi hizmet alanları
· İmar planı ile notu arasında birbirine aykırı hususların bulunması
· 5 yıllık inşaat ruhsatı süresi içinde yapı kullanma izin belgesi alınmaması hali
12.05.12
· Deprem nedeniyle oluşan zararda belediyenin kusursuz sorumluluğu yoktur
10.05.12
· Tapulu yerdeki yapı ruhsattsız da olsa 32. madde işletilmemişse tazminat gerekir
· Yeşil alan için yapılan bağış da DOP tan düşülür.
14.04.12
· Bam Adli Yargı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkın
· Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
· Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
06.04.12
· Anayasa Mahkemesi’ne Göre 3194/42. Maddesinin Üçüncü Fıkrası (32 md)
· 42. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “…32…” ibaresi
01.04.12
· belediyelerin mimari projelerde meslek odasından ayrıca "proje onay belgesi" ist
· 125 nolu Danıştay Dergisi imar hukuku içtihatları
23.03.12
· Köy yerleşik alanı ve civarında imar yetkisi
· Yoldan İhdasen Oluşan Taşınmazlar Hakkında Yorum
· Anayasa Mahkemesi Kararı (Yoldan İhdas)
11.03.12
· Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı
05.03.12
· Çoğaltılmış Fikir Ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu
14.02.12
· Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı
21.12.11
· Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (21 Aralık 2011-28149)
· İmar Davaları Kitabı Üçüncü Baskı 2011
06.12.11
· İmar hukuku içtihatları (Danıştay Dergisi 124)
23.10.11
· 3194 sayılı Kanunun 5940 sayılı Kanunla değişik 42. maddesi uyarınca para cezası
· 1608 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası verilmesine ve 1 kez yasaklanan faa
· Bedele Dönüştürülen Paya Takdir Edilen Karşılığın Artırılması Davası
· Cedit-Erenler-Topçular-28 Haziran Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı
09.09.11
· Her proje için müellif sicil durum belgesi alınması zorunlu
12.08.11
· Valilik görüşü alınmadığı gerekçesiyle yıkılamayacağı
· İmar planının yürütmesinin durdurulması üzerine yapının mühürlenmesi
· Ticaret alanında akaryakıt istasyonu yapılamaz
· müellif sicil durum belgesi ibraz edilmeden yapı ruhsatında hukuka uyarlık bulun
· Tadilat ruhsatının kat irtifakı sahibi kişilerin imzası, bu kişiler tarafından v
· 2981 sayılı Yasanın 10/b alanında 3194 sayılı Kanunun 18. madde uygulamasında DO
· Mutlak tarım arazileri
01.08.10
· www.idarehukuku.net Türkiye'nin İdare Hukuku - İdari Yargı Bilgilerine hoşgeldin
29.06.10
· Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
17.04.10
· Kaplıca izinlerini artık Valilikler verecek. Bakanlık yetkiyi devretti.
10.04.10
· Yeni imar para cezası hükümleri önceki (Kaçak yapı suçlarına) uygulanmaz.
08.04.10
· 3194/18 uyg. yapılmayan alanda kamulaştırma yapılabilir
03.04.10
· Nazım imar planının yürürlükteki 1/100000 ve 1/50000 ölçekli planlara uygun olma
28.01.10
· İmar planı ve inşaat ruhsatı iptali üzerine tazminat dava açma süresi
· Plan değişikliği isteminin reddi yolundaki işlemin değil doğrudan planın iptalin
· Planlı bir bölgede arazi ve arsa düzenlemesi yapılmadan kamulaştırma yapılması
· Dolgu alanında plan yapılabilmesi
· Binanın hukuken en son bittiği tarih

Eski Haberler

İmar hukuku ile ilgili Kanunlar

+imar kanunu (3194)
+il özel idaresi kanunu (5302)
+belediye kanunu (5393)
+büyükşehir belediyesi kanunu(5216)
+kamulaştırma kanunu (2942)
+kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu (2863)

+yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması hakkında kanun (5366)
+yapı denetimi hakkında kanun (4708)
+gecekondu kanunu (775)
+imar ve gecekondu af kanunu (2981/3290)

İMAR HUKUKU İLE İLGİLİ YÖNETMELİKLER

+belediyeler tip imar yönt.
+imar affı yönetmeliği
+plansız alanlar yönt.
+plan yapım yönt.
+koruma amaçlı im. pln. yönt.
+kıyı kanunu uyg. yönt.
+tarım alanları yönt.
+karayolları kenarlarında..yönt.
+18. madde uygulama yönt.
+plan müellifleri yönt.
+gecekondu yönetmeliği

+imar ile ilgili tüm yönet.

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SA?LIK SİGORTASI KANUNU

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Mevuzatı

idare hukuku (Danıştay) içtihatları

İdare hukuku İçtihatları

idare hukuku, iptal ve tazminat davası

İdari Yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak Yürütmenin Durdurulması istekli iptal ve tazminat dava dilekçe örneği için tıklayınız.

İMAR

imar
içtihatları

Ankara Bölge İdare Mahkemesi

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi
Ankara Bölge İdare Mahkemesi
Konya Bölge İdare Mahkemesi
Aydın Bölge İdare Mahkemesi
Edirne Bölge İdare Mahkemesi
Manisa Bölge İdare Mahkemesi
Ordu Bölge İdare Mahkemesi
Van Bölge İdare Mahkemesi
Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi
Sakarya Bölge İdare Mahkemesi
Samsun Bölge İdare Mahkemesi
Antalya Bölge İdare Mahkemesi
Gaziantep Bölge idare Mahkemesi
Denizli Bölge İdare Mahkemesi
Adana Bölge İdare Mahkemesi
İzmir Bölge İdare Mahkemesi
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi
Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi
Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi
Bursa Bölge İdare Mahkemesi
Malatya Bölge İdare Mahkemesi
Sivas Bölge İdare Mahkemesi
Kayseri Bölge İdare Mahkemesi
Trabzon Bölge İdare Mahkemesi
İdari Yargı (İDARE HUKUKU) Kitapları (Yayınları)
Bölge İdare Mahkemelerinin İnternet (Web) Adresleri - Sayfaları
BÖLGE İDARE MAHKEMELERİNİN İTİRAZ MERCİLERİ
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun
Devlet Memurları Kanunu
Danıştay Kanunu
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
İdari Yargılama usulü Kanunu
Hakimler ve Savcılar Kanunu
399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Personel Rejimlerinin Düzenlenmesi ve 233 sayılı KHK''nin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

imarbank hizmet kusuru idari eylem nedeniyle açılan davadır.
Yeni Sayfa 34

T.İMAR BANKASINA, BANKANIN MEVDUAT KABUL ETME İZNİ KALDIRILIP, FAALİYETİ SONA ERDİRİLMEDEN ÖNCE DEVLET İÇ BORÇLANMA SENET BEDELİ OLARAK ... YTL YATIRAN DAVACININ, BANKADA ÖDEDİ?İ BEDELİN KAR?ILI?I SENEDİN OLMADI?INI, ARACI KURULU? YETKİSİ OLMAYAN BANKANIN AÇI?A SATI? YAPTI?INI Ö?RENMESİ ÜZERİNE; ADI GEÇEN BANKANIN AÇI?A SATI? YAPMASINI ENGELLEMEYEN, YETERLİ DENETİM YAPMAYAN DAVALI İDARELERİN HİZMETİ KUSURU İ?LEDİKLERİ İDDİASIYLA U?RADI?INI İDDİA ETTİ?İ ZARARIN TAZMİNİ İSTEMİYLE AÇTI?I DAVANIN; İDARİ İ?LEMDEN DE?İL, İDARİ EYLEMDEN DOLAYI AÇILMI? BİR TAM YARGI DAVASI OLDU?U HK.

 



Yeni Sayfa 33

Dairesi

Karar Yılı

Karar No

Esas Yılı

Esas No

Karar Tarihi

İDARİ DAVA DAİRELERİ

2006

353

2006

109

02/12/2005

 

KARAR METNİ

 

T.İMAR BANKASINA, BANKANIN MEVDUAT KABUL ETME İZNİ KALDIRILIP, FAALİYETİ SONA ERDİRİLMEDEN ÖNCE DEVLET İÇ BORÇLANMA SENET BEDELİ OLARAK ... YTL YATIRAN DAVACININ, BANKADA ÖDEDİ?İ BEDELİN KAR?ILI?I SENEDİN OLMADI?INI, ARACI KURULU? YETKİSİ OLMAYAN BANKANIN AÇI?A SATI? YAPTI?INI Ö?RENMESİ ÜZERİNE; ADI GEÇEN BANKANIN AÇI?A SATI? YAPMASINI ENGELLEMEYEN, YETERLİ DENETİM YAPMAYAN DAVALI İDARELERİN HİZMETİ KUSURU İ?LEDİKLERİ İDDİASIYLA U?RADI?INI İDDİA ETTİ?İ ZARARIN TAZMİNİ İSTEMİYLE AÇTI?I DAVANIN; İDARİ İ?LEMDEN DE?İL, İDARİ EYLEMDEN DOLAYI AÇILMI? BİR TAM YARGI DAVASI OLDU?U HK.

 


Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): ...
Vekili: Av. ?
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalılar): 1- Sermaye Piyasası Kurulu
Vekilleri: Av. ?, Av. ?
2- Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumu
Vekilleri: Av. ?, Av. ?, Av. ?, Av. ?
3- Başbakanlık-ANKARA
Davaya Katılma İstemiyle Kararı Temyiz Eden: İstanbul Menkul Kıymetler Borsası
Vekilleri : Av. ?, Av. ?
İstemin Özeti : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 2.12.2005 günlü, E:2005/2625, K:2005/5753 sayılı kararını taraflar karşılıklı olarak temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedirler.
Davacı Savunmasının Özeti : Yerinde olmadığı ileri sürülen davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır
Davalı İdarelerin Savunmasının Özeti : Yerinde olmadığı ileri sürülen davacı temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Yakup Bal'ın Düşüncesi : Dava konusu edilen 29.12.2003 günlü, 2003/6668 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile dairece sorumlulukları saptanan idarelerin eylemlerinden kaynaklanan ve tazmini istenen zarar arasında 2577 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen maddi veya hukuki yönden bağlılık yada sebep - sonuç ilişkisi bulunmadığından bir dilekçe ile dava açılması mümkün olmadığından dilekçe ret kararı verilerek davaların ayrıştırılması gerekirken, işin esasına girilerek verilen daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Ünal Demirci'nin Düşüncesi : 4.7.2003 tarih ve 25158 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun 3.7.2003 tarih ve 1085 sayılı kararı ile yükümlülüklerini vadesinde yerine getirmeyen, alınması istenen tedbirleri almayan, faaliyetine devamı mevduat sahiplerinin hakları ve mali sistemin güven ve istikrarı bakımından tehlike arz eden Türkiye İmar Bankası T.A.?.'nin 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14. maddesinin (3) numaralı fıkrası hükmü uyarınca bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılmış ve Bankalar Kanununun 16.maddesinin 1. fıkrası uyarınca Bankanın yönetim ve denetimi Fona intikal etmiştir.
5021 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Bankalar Kanunu Hükümlerine İstinaden Bankacılık İşlemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme İzni Kaldırılan Türkiye İmar Bankası Türk Anonim ?irketi Hakkında Tesis Edilecek Bazı İşlemler Hakkında Kanunun 1. maddesinde "18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü maddesinin (3) numaralı fıkrası veya (5) numaralı fıkrasının (a) bendinin (aa) alt bendi uyarınca bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan bankalarda bulunan tasarruf mevduatı sigortası kapsamındaki tasarruf mevduatı, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından ödenir. Mevduat tutarlarına bağlı olarak defaten veya taksitler halinde ödeme, taksitler halinde ödemede faiz uygulanması durumunda esas alınacak faiz oranları, ödemelerle ilgili olarak mudiler ve hak sahiplerinden alınacak taahhütnamelerde yer alacak hususlar ile ödemelere ilişkin diğer hususlar, Hazine Müsteşarlığı ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun müşterek önerisi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir.
Ancak, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme iznini kaldırdığı tarihten geriye doğru bir ay içinde, kıyı bankalarındaki hesapları Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca sağlanan mevduat güvencesi kapsamına almak amacına matuf olarak, bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan bankaların yurt içi kayıtlarına, muhabir bankaca karşılığı nakden veya bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan banka dışındaki bir banka aracılığıyla ödenmeksizin aktarıldığı tespit edilen hesaplar ile muvazaalı olduğu Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tespit edilen hesaplar için Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca herhangi bir ödeme yapılmaz." kuralına yer verilmiştir.
Aktarılan yasa hükmü uyarınca düzenlenen dava konusu 2003/6668 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 3. maddesinin 1. fıkrasında, Banka kayıtlarında tasarruf mevduatı olarak izlenen ve madde devamında belirtilen hesapların Kanunun 15 ve 16. maddeleri uyarınca sigorta kapsamındaki tasarruf mevduatı olarak kabul edilmeyeceği ve bu hesaplara ilişkin olarak Fon tarafından herhangi bir ödeme yapılmayacağı belirtilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; T. İmar Bankası T.A.?.'den hazine bonosu satın alan davacının, 2003/6668 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının iptalini ve hazine bonosu karşılığının faiziyle birlikte ödenmesini isteği ile bakılan davayı açtığı, Danıştay Onüçüncü Dairesince, davanın Bakanlar Kurulu Kararının iptaline ilişkin kısmının reddine, tazminat isteminin kabulü ile söz konusu tutarın yasal faiziyle birlikte tazminine, fazlaya yönelik faiz talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır
Dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesinden, İmar Bankası T.A.?.'nin yükümlülüklerini vadesinde yerine getiremediği, alınması gereken tedbirleri almadığı, bankanın faaliyetine devam etmesi halinde, mevduat sahiplerinin hakları ve mali sistemin güven ve istikrarı bakımından tehlike arz edecek duruma geldiği hususlarının saptanması üzerine, anılan bankanın bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırılmasına ilişkin BDDK kararının alındığı, Bankalar Kanununun 16/1. maddesi hükmü uyarınca anılan bankanın yönetim ve denetiminin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna İntikal ettiği ve Fon tarafından T. İmar Bankasının iflasının talep edildiği anlaşılmakta olup; İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre başlatılan işlemlerle, mevzuat ve iptal kararı gereği idarece gerçekleştirilecek işlemlerin henüz sonuçlanmamış olması nedeniyle bu aşamada gerçekleşmiş bir zararın varlığından söz etmeye olanak bulunmadığından, davacının tazminat talebinin kabulü yolunda verilen Daire kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle Daire kararının bozulmasına karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca 2577 sayılı Kanunun 17. maddesine göre davalı idarelerden Sermye Piyasası Kurulu ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun duruşma istemi kabul edilmeyerek ve dosyanın tekemmül etmiş olduğu anlaşıldığından aynı idarelerin yürütmenin durdurulması istemi hakkındaki talepleri görüşülmeksizin dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dava, 3.1.2004 günlü, 25335 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 29.12.2003 günlü, 2003/6668 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının iptali, anılan kararın dayanağı olan 5021 sayılı Kanunun Anayasaya aykırı olduğu ileri sürülerek iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması, davacının T.İmar Bankası T.A.?. (Banka) aracılığıyla satın almış olduğu ? YTL tutarındaki Devlet İç Borçlanma Senet bedelinin vade sonunda ulaşacağı nominal bedelin vade bitiminde vade tarihine kadar işlemiş ve dava süresince işleyecek en yüksek ticari faiz oranıyla zararının oluşumunda hizmet kusuru bulunan idarelerden müteselsilen tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Danıştay Onüçüncü Dairesi 2.12.2005 günlü, E:2005/2625, K:2005/5753 sayılı kararıyla, 5021 sayılı Kanunun Anayasaya aykırı olduğuna ilişkin iddianın ciddi bulunmadığı, dava konusu Bakanlar Kurulu kararında, banka tarafından ikincil piyasada satışı yapılan Devlet İç Borçlanma Senedi hakkında herhangi bir düzenleme yapılmadığı ve bu durumun kapsam dışı bırakıldığı, bu nedenle dayanağı 5021 sayılı Kanuna uygun bulunduğu, Devlet İç Borçlanma Senedi'nin birincil ve ikincil piyasada satışına ilişkin yasal düzenlemeler ve davalı idarelere kuruluş kanunları ile verilen görev ve yetkilerin değerlendirilmesinden İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Hazine Müsteşarlığı ve T.C. Merkez Bankasının hasım konumundan çıkarılarak davanın Başbakanlık yanında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu husumetiyle incelendiğini belirterek; Sermaye Piyasası Kurulu kararı ile borsa üyelik ve aracılık faaliyetlerinde bulunma yetkisi kaldırılan bankanın, yetkisi olmadığı halde ilan ve reklam vererek yatırımcılara gerek Devlet İç Borçlanma Senedi satışı gerekse bu ad altında satış yapmasını zamanında önlem alarak engel olmayan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Sermaye Piyasası Kurulunun olayda kusurlu davranışları bulunduğu, anılan idarelerin davacının dosyada bulunan ve banka'dan Devlet İç Borçlanma Senedi aldığını gösteren belgedeki yatırdığı tutar miktarındaki zararını hizmet kusuru bulunduğunun tespit edilmesi nedeniyle tazmin etmeleri gerektiği gerekçesiyle, davacının tazminat isteminin kabulüne ? YTL'nin hizmet kusurları saptanan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yarı yarıya, dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin ana para ve faiz istemiyle davanın Bakanlar Kurulu kararının iptali istemine ilişkin kısmının reddine karar vermiştir.
Başbakanlık, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu anılan kararın temyizen incelenerek esas yönünden, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası vekalet ücreti yönünden bozulmasını, davacı ise, ? YTL zararına ticari faiz uygulanmak suretiyle tazminine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz dilekçesinde, ayrım yapmaksızın Danıştay Onüçüncü Dairesi kararının davanın reddine ilişkin bölümünün bütünüyle bozulmasını istemektedirler.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14/3 maddesinde, dilekçelerin görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet ve aynı kanunun 3 ve 5. maddelerine uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği belirtilmiştir. Aynı Kanunun 15/1-d maddesinde ise; dilekçelerin 3 ve 5. maddelere uygun olmadıklarının tespiti halinde, yeniden dava açılmak üzere dilekçenin reddedileceği hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı Kanunun "Aynı Dilekçe ile Dava Açılabilecek Haller" başlığını taşıyan 5. maddesinin 1. fıkrasında ise; her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılabileceği ancak aralarında maddi ve hukuki bakımdan bağlılık yada sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile dava açılabileceği belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen hükme göre birden fazla işleme karşı tek dilekçe ile dava açabilmek için maddi ve hukuki bağlılık koşulunun birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
Sadece maddi olay ve unsurlarda bağlılık bulunması, tek dilekçe ile dava açılmasına olanak vermemektedir. Maddi birlik yanında hukuki bağlılığın varlığı da zorunludur. Hukuksal bağlılıktan söz edebilmek için de, dava konusu işlemlerin yargısal denetiminin aynı yargı yerinin görev ve yetkisi içinde bulunması gerekmektedir.
Öte yandan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda, idari işlemler ve bu işlemlerin uygulanması ile idari eylemler sonucu meydana gelen hak ihlallerinin giderilmesi istemiyle açılacak tam yargı davaları için ayrı usül hükümleri öngörülmüştür. Kanunun 13. maddesi uyarınca, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye belli süreler içinde başvurulması ve başvurunun kısmen, tamamen veya zımnen reddi halinde tam yargı davası açılması gerekirken; 12. maddedeki düzenlemeye göre, idari işlemlerin yol açtığı hak kayıplarının giderilmesi istemiyle açılacak davalarda idareye başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle zarara yol açtığı ileri sürülen tasarrufların idari işlem mi yada eylem mi olduğunun belirlenmesi gerekmektedir.
İdari işlemler, idari makam ve mercilerin idari faaliyet alanında idare hukuku çerçevesinde, tek taraflı irade açıklamasıyla hukuk aleminde sonuç doğuran kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tasarruflarıdır. Temelinde bir idari karar veya işlem olmayan, fizik alanında görülen iş, hareket, ameliye ve çalışmalar ile idarenin hareketsiz kalması ise, idari eylem olarak adlandırılmaktadır. İdari işlemler hukuk aleminde değişiklik, yenilik doğuran irade açıklamalarını yansıttığı halde hukuk alanında yenilik ve değişiklik yapmayan idari eylemler, sadece ilgililerin hak ve yetkilerini kullanmaları koşuluyla hukuki etki ve sonuçlar doğurabilir.
T.İmar Bankasına, Bankanın mevduat kabul etme izni kaldırılıp, faaliyeti sona erdirilmeden önce 20.3.2003 tarihinde Devlet İç Borçlanma Senet bedeli olarak ? YTL yatıran davacı, Bankada ödediği bedelin karşılığı senedin olmadığını, aracı kuruluş yetkisi olmayan Bankanın açığa satış yaptığını öğrenmesi üzerine, adı geçen Bankanın açığa satış yapmasını engellemeyen, yeterli denetim yapmayan davalı idarelerin hizmeti kusurlu işlettikleri iddiasıyla Bankaya ödediği Devlet İç Borçlanma Senet bedelini tahsil edememesi nedeniyle uğradığı ? YTL zararın tazmini istemiyle bu davayı açmıştır.
Bu haliyle dava, herhangi bir idari işlemden dolayı değil, davalı idarelerin T.İmar Bankasının karşılığı olmadığı halde açığa Devlet iç borçlanma senedi satışını engellememeleri, yeterli denetim yapmayıp, hareketsiz kalmaları, bir başka ifadeyle idari eylemleri nedeniyle açılmış bir tam yargı davasıdır. Zira yukarıda da ifade edildiği gibi, idarelerin denetim eksikliği veya hareketsizliği, idari eylem niteliğini taşımaktadır.
Diğer taraftan, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 15.3.1979 günlü, E:1971/9, K:1979/5 sayılı kararında 521 sayılı Danıştay Kanununun 72. maddesi uyarınca ilgili idareye başvurulmaksızın doğrudan doğruya Danıştay'da tamyargı davası açılması halinde dilekçenin davanın her safhasında ilgili mercie tevdi edileceği belirtilmiştir. 521 sayılı Danıştay Kanununun yürürlükte olduğu dönemde alınan bu içtihadı birleştirme kararı, 2577 sayılı Kanunun 13. maddesinde idari eylemlerden dolayı dava açma süresinin 521 sayılı Kanunun 72. maddesindeki gibi düzenlenmiş olması nedeniyle geçerliliğini korumaktadır.
İptali istenilen Bakanlar Kurul Kararı ise; 5021 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Bankalar Kanunu Hükümlerine İstinaden Bankacılık İşlemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme İzni Kaldırılan Türkiye İmar Bankası Türk Anonim ?irketi Hakkında Tesis Edilecek Bazı İşlemler Hakkında Kanuna istinaden çıkarılmış olup; T.İmar Bankasında tasarruf mevduatı bulunan ilgililer hakkında, kimlere nasıl ödeme yapılacağının usul ve esaslarını belirlemektedir. İçeriği belirtilen Bakanlar Kurulu Kararı, T.İmar Bankasına yatırılan Devlet İç borçlanma senedi bedellerini kapsam dışında tutmakla birlikte, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 13. maddesine göre ön karar niteliğini taşımamakta; davacı tarafından zarara yol açtığı öne sürülen davalı idare eylemleri ile ilgili bulunmamaktadır. Anılan Bakanlar Kurulu kararı ile sadece Devlet iç borçlanma senet bedellerinin, mevduat olarak kabul edilemeyeceği ve karşılığı da olmaması nedeniyle ödenemeyeceği ortaya çıkmıştır.
Bu durumda aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık yada sebep-sonuç ilişkisi bulunmayan davacı istemlerine yönelik olarak ayrı ayrı dava açılması gerekeceğinden, Dairece 2577 sayılı Kanunun 15. maddesinin 1/d fıkrası hükmü uyarınca dilekçenin reddine karar verilmesi gerekirken davanın esasına girilerek karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçe üzerine Dairece yeniden bir karar verileceğinden, bu aşamada İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın temyiz istemini inceleme olanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca davalı idarelerden Sermaye Piyasası Kurulu ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile davacının temyiz isteminin kabulüne Danıştay Onüçüncü Dairesinin 2.12.2005 günlü, E:2005/2625, K:2005/5753 sayılı kararının bozulmasına 4.5.2006 günü oyçokluğu ile karar verildi.
K A R ? I O Y
Devlet iç borçlanma senet bedeli olarak 9.999,97 YTL'nı T.İmar Bankasına yatıran davacı, Bankanın açığa satış yaptığını, ödediği bedelin karşılığında senet olmaması nedeniyle Hazinece kendisine ödeme yapılamayacağını öğrenmesi üzerine, adı geçen Bankanın Devlet iç borçlanma senedi satıyormuş gibi görünüp para toplamasını engellemeyen, yeterli ve etkili denetim yapmayan davalı idarelerin olayda hizmet kusuru bulunduğu iddiasıyla davalı idarelerin idari eylemlerinden doğduğunu öne sürdüğü zararın tazminini istemektedir.
Davacının, davalı idarelerin zarara yol açtığını öne sürdüğü idari eylemleri nedeniyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 13 üncü maddesine göre ilgili idarelere başvurup, ön karar almadan bu tam yargı davasını açtığı anlaşılmaktadır. Ancak Bakanlar Kurulunun 29.12.2003 tarih, 2003/6668 sayılı kararı ile mevduat toplama izni kaldırılıp, faaliyeti durdurulan T.İmar Bankasına para yatıran ilgililerden, kimlere ne şekilde ödeme yapılacağı düzenlenmiş; karşılıksız yatırıldığı ortaya çıkan Devlet iç borçlanma senet bedeli tutarları ise kapsam dışı bırakılmıştır. Böylece Bakanlar Kurulu, davalı idareleri de bağlayıcı biçimde söz konusu tutarların ödenmeyeceği yolundaki iradesini ortaya koymuştur. Nitekim davacı, zararının tazmin edilemeyeceğinin, sulhen ödeme yapılamayacağının açıklanması nedeniyle anılan Bakanlar Kurulu kararının da iptalini istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 13 üncü maddesi, idari eylemler nedeniyle tam yargı davası açılmadan önce idareye başvuru ve ön karar alınmasını, ortaya çıkan zararın idarece ödenebileceği, olayla ilgili olarak idarenin olumsuz bir tavrı ortaya çıkmadan uyuşmazlığın doğmuş sayılamayacağı gerekçeleriyle zorunlu kılmıştır.
Olayda ise, 4353 sayılı Yasaya göre yargıya intikal etmiş yada etmemiş uyuşmazlıkları sulh yoluyla nihai olarak çözmeye, ilgililerin uğradıkları zararları tazmine yetkili Bakanlar Kurulu, T.İmar Bankası ile ilgili olarak aldığı yukarıda belirtilen kararında, Devlet iç borçlanma senet bedeli olarak yatırılıp, karşılığı senet bulunmayan tutarların Hazinece ödenmeyeceği yolundaki iradesini açıklamıştır.
Bu itibarla; davacının uğradığını iddia ettiği zararın tazmini istemiyle birlikte Bakanlar Kurulu kararının da iptalini isteyebileceğinin, anılan Bakanlar Kurulu kararının bu davada, davacının uğradığını iddia ettiği zararın ödenmeyeceği yolunda alınmış ön karar niteliğini de taşıdığının kabulü; ilgili idarelere başvuru ve ön karar aranmaksızın davanın esasının incelenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle işin esasının incelenmesi gerektiği oyu ile çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.
(DAN-DER; SAYI:113)

 

 

Tarih: 17.05.2007 Saat: 12:14 Gönderen: imarhukukcusu

 
İlgili Bağlantılar
· Daha fazla
· Haber gönderen imarhukukcusu


En çok okunan haber: :
T.C. ADALET BAKANLI?I FAALİYET RAPORU 2006 (İÇERİK)

Haber Puanlama
Ortalama Puan: 0
Toplam Oy: 0

Lütfen bu haberi puanlamak için bir saniyenizi ayırın:

Mükemmel
Çok İyi
İyi
İdare Eder
Kötü

Seçenekler

 Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa


RE: Bondinicycajomequx (Puan: 1)
Gönderen: fizo35287 Tarih: 01.07.2007 Saat: 17:02
(Kullanıcı Bilgisi )


Bu yorumun devamını oku...