Dava,
davacılara ait taşınmazı da kapsamına alan bölgeye ilişkin 1/5000 ve 1/1000
ölçekli imar planlarının ve uygulama işlemi niteliğindeki 14.1.2000 günlü imar
durumu belgesinin iptali istemiyle açılmıştır.
Dosyanın
incelenmesinden, dava konusu 14.4.1999 onay tarihli imar planlarında taşınmazın
belediye hizmet alanında kaldığını belirten 14.1.2000 günlü ve aynı tarihte
tebliğ edilen imar durumu ve dayanağı imar planlarının iptali istemiyle 3.3.2000
gününde açılan davada süreaşımı bulunmadığı anlaşılmaktadır.
İstemin Özeti : İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 25.4.2001 günlü, E:2000-/265,
K:2001/568 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek
bozulması istenilmektedir.
Davalı
İdarelerin Savunmalarının Özeti : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden
hiçbiri bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği
savunulmaktadır.
Danıştay
Tetkik Hakimi …..'nun Düşüncesi : Dava konusu uygulama işlemi üzerine
düzenleyici işleme karşı açılan davada süreaşımı bulunmadığından İdare Mahkemesi
kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan
nedenle temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması
gerekeceği düşünülmüştür:
Danıştay
Savcısı …..'nın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı
İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen
nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı
hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir
nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan
nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının onanmasının
uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK
MİLLETİ ADINA
Karar
veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve
dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava,
..., ..., ...'nda davacılara ait parselleri de kapsamına alan bölgedeki 1/5000
ve 1/1000 ölçekli imar planlarının ve 14.1.2000 günlü, 73 sayılı imar durum
belgesinin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare
Mahkemesince, 14.4.1999 onay tarihli imar planlarının 29.6.1999 28.7.1999
tarihleri arasında askıya çıkarıldığı, davacının 27.2.1999 gününde yaptığı
itirazın cevap verilmeyerek reddedildiği, 14.1.2000 günlü dilekçeyle imar durumu
istenildiği, verilen imar durumu üzerine bakılan davanın açıldığı, dava konusu
plana karşı askı süresi içinde yapılan itiraza bir aylık askı süresinin son
gününden itibaren 60 günlük süre içinde cevap verilmemesi üzerine itirazın
zımnen reddedildiği tarih olan 25.9.1999 gününden itibaren en geç 24.11.1999
gününde dava açılması gerekirken bu süre geçirildikten sonra, imar durumu
belgesinin tebliğ tarihi esas alınmak suretiyle 3.3.2000 gününde açılan davada
süreaşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar
davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
2577
sayılı Yasanın 7. maddesinin birinci fıkrasında dava açma süresinin, özel
kanunlarda ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde
altmış gün olduğu, bu sürelerin idari uyuşmazlıklarda yazılı bildiriminin
yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren başlayacağı, dördüncü fıkrasında ise
ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen
günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin
düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava
açabileceği kurala bağlanmıştır.
2577
sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 8. maddesinin 1. fıkrasında; "süreler,
tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar"
hükmüne, yine aynı Kanunun 11. maddesinde; "İlgililer tarafından idari dava
açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya
yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa üstemi yapmış olan
makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma işlemeye
başlamış olan idari dava açma süresini durdurur" hükmüne yer verilmiştir.
Düzenleyici işlem niteliğindeki imar planlarına karşı askı süresi içinde itiraz
edilmiş fakat süresi içinde dava açılmamış olsa dahi, imar planının
uygulanmasına yönelik işlem nedeniyle dayanağı olan imar planının iptali
istemiyle 2577 sayılı Yasanın 7. maddesinde belirtilen süre içerisinde dava
açılabileceğinde anılan hükümler karşısında duraksama bulunmamaktadır.
Dava,
davacılara ait taşınmazı da kapsamına alan bölgeye ilişkin 1/5000 ve 1/1000
ölçekli imar planlarının ve uygulama işlemi niteliğindeki 14.1.2000 günlü imar
durumu belgesinin iptali istemiyle açılmıştır.
Dosyanın
incelenmesinden, dava konusu 14.4.1999 onay tarihli imar planlarında taşınmazın
belediye hizmet alanında kaldığını belirten 14.1.2000 günlü ve aynı tarihte
tebliğ edilen imar durumu ve dayanağı imar planlarının iptali istemiyle 3.3.2000
gününde açılan davada süreaşımı bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu
durumda, imar planlarıyla bu planların uygulanması niteliğindeki imar durumu
belgesi Açıklanan nedenlerle, İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 25.4.2001 günlü,
E:2000/265; K:2001/1568 sayılı kararının BOZULMASINA, ..., dosyanın adı geçen
mahkemeye gönderilmesine 3.1.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(Danıştay 6. Dairesinin 3.1.2003 gün ve
E. 2001/6627, K. 2003/20 sayılı kararı.)