Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar
Tarihi
ALTINCI
DAİRE
2005
5111
2003
8064
25/10/2005
KARAR METNİ
Kamulaştırılan taşınmazın malikinin taşınmaz ile mülkiyet ilişkisi sona
erdiğinden, imar planının iptali istemiyle açtığı davada
dava
açma
ehliyetinin bulunmadığı hk.
Danıştay
Altıncı Dairesinin 25.10.2005 gün ve E:2003/8064, K:2005/5111 sayılı kararı.
Temyiz İsteminde Bulunanlar : ?, ?, ?,?
Karşı
Taraf : Pazar Belediye Başkanlığı/RİZE
İstemin Özeti : Trabzon İdare Mahkemesinin 17.9.2003 günlü, E:2003/773,
K:2003/690 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek
bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Leyla Kodakoğlu'nun Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi
ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Sefer Yıldırım'ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince
verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari
Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen
nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden
hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının
onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava,
Rize, Pazar, Gazi Mahallesi, ? ada, ?, ?, ?, ?, .., ve ? parsel sayılı
taşınmazlara ilişkin mevzi
imar
planının onaylanması yolundaki 18.6.1997 günlü, 24 sayılı belediye meclisi
kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden
davacıların dava
konusu mevzi
imar
planına
dayalı olarak tesis edilen kamulaştırma işlemine
karşı
daha önce açtıkları davanın Trabzon İdare Mahkemesinin 17.3.1999 günlü,
E.1998/978, K:1999/323 sayılı kararıyla reddedildiği, bu kararın Danıştay
Altıncı Dairesinin 6.11.2000 günlü, E:1999/4997 K:2000/5500 sayılı kararıyla
onanarak kesinleştiği, anılan davada düzenleyici işlem niteliğinde olan
imar
planının iptalinin istenilmediği ve Danıştay kararının tebliğinden itibaren
süresi
içinde de dava
açılmadığı,
dava
açma
süresinin geçirilmesinden çok sonra 15.5.2003 günlü dilekçe ile taşınmazın
imar
durumu istenilerek bu davanın açıldığı anlaşıldığından, anılan başvurunun
dava
açma
süresini başlatmayacağı ve 18.6.1997 günlü mevzi
imar
planının iptali istemiyle 18.7.2003 gününde açılan davada süreaşımı bulunduğu
gerekçesiyle davanın 2577 sayılı Yasa'nın 15/1-b maddesi uyarınca reddine karar
verilmiş, bu karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, Rize, Pazar, Gazi Mahallesi, ? ada, ?,?, ?, ?, ? ve ?
parsel sayılı taşınmazları kapsayan alanda 18.6.1997 günlü, 24 sayılı belediye
meclisi kararıyla mevzi
imar
planının onaylandığı, bu plana dayalı olarak kamulaştırma işlemi tesis edildiği,
davacıların bu kamulaştırma işlemine
karşı
açtıkları davanın Trabzon İdare Mahkemesinin 17.3.1999 günlü, E.1998/978,
K:1999/323 sayılı kararıyla reddedildiği, bu kararın Danıştay Altıncı Dairesinin
6.11.2000 günlü, E:1999/4997 K:2000/5500 sayılı kararıyla onanarak
kesinleşmesinden sonra, davacıların 15.5.2003 günlü dilekçeyle idareye başvuruda
bulunduğu ve taşınmazın
imar
durumu hakkında bilgi isteyerek bu davayı açtıkları anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 8.6.2000 günlü, 4577 sayılı Kanunla
değişik 2.maddesinde idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat
yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için
menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar "iptal davası" olarak
tanımlanmış olup, bu davalar idarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en
önemli araçlardandır.
Ancak, yargısal denetim amacıyla her idari işleme
karşı
herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa
neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için,
dava
konusu edilecek işlem ile
dava
açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması koşuluna
ihtiyaç vardır. Her olay ve davada, yargı merciine başvurarak
dava
açan kişinin menfaatinin, iptali istenen işlemle ne ölçüde ihlal edildiğinin
takdiri de yargı mercilerine bırakılmıştır. İptal davası açılabilmesi için
gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması
halinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin
davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı
etkilemesi, yani davacının kişisel menfaatini ihlal etmesi, işlem ile davacı
arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir. Aksi halde,
kişilerin kendisine etkisi bulunmayan, menfaatlerini ihlal etmeyen idari
işlemler hakkında da iptal davası
açma
hakkı doğar ve bu durum idarenin işleyişini olumsuz etkiler.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacılara ait taşınmazın davalı idarece
kamulaştırıldığı, bu işleme
karşı
açılan davanın İdare mahkemesince reddedildiği ve kararın Danıştay 6.Dairesi
tarafından onanarak kesinleştiği açık olduğundan, taşınmaz ile mülkiyet ilişkisi
sona eren davacının mevzi
imar
planının iptali istemiyle açtığı bu davada
dava
açma
ehliyetinin varlığından söz edilemez.
Bu durumda, davacının
dava
açma
ehliyeti bulunmadığından, davanın süreaşımı nedeniyle reddi yolunda verilen
İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu Trabzon İdare Mahkemesinin 17.9.2003 günlü,
E:2003/773, K:2003/690 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle
ONANMASINA, fazla yatırılan 12.00-YTL (12.000.000.-lira) harcın temyiz isteminde
bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 25.10.2005
gününde oybirliğiyle karar verildi.