Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar
Tarihi
ALTINCI
DAİRE
2007
702
2006
3763
09/02/2007
KARAR METNİ
Özel orman
alanında yer alan yapılar için verilen inşaat ruhsatlarının iptalini isteme
hususunda mimarlık odasının dava açma ehliyetinin bulunduğu hk.
Danıştay
Altıncı Dairesinin 9.2.2007 gün ve E:2006/3763, K:2007/702 sayılı kararı.
Temyiz İsteminde Bulunan :TMMOB Mimarlar Odası (İstanbul Büyükkent ?ubesi)
Vekili : Av. ?
Davacı Yanında Davaya Katılan: Orman Genel Müdürlüğü - ANKARA
Vekili :Av. ?
Karşı Taraf : Beykoz Belediye Başkanlığı -İSTANBUL
Vekili : Av. ?
Davalı Yanında Davaya Katılan:Dost İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret A.?.
Vekili : Av. ?
İstemin Özeti :İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 30.12.2005 günlü, E:2004/1118;
K:2005/2408 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek
bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi
bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği
savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Ahmet Berberoğlu'nun Düşüncesi: Dava, İstanbul, Beykoz
ilçesi, Çavuşbaşı köyü, Saip Molla özel ormanı, 1-2 pafta, 6 parsel sayılı
taşınmaz üzerinde yapılan sosyal ve ticari tesislere yönelik olarak verilen yapı
ruhsatlarının yasal dayanağı olmadığından bahisle yapılan başvuru üzerine tesis
edilen Beykoz Belediye Başkanlığı'nın 16.3.2004 günlü, (11)317 Gd 2331 sayılı
işlemi ile bu işlemde bahsi geçen 21.4.1988 günlü, 3000149 sayılı yapı
ruhsatının, 21.4.1993 günlü, 3001007 sayılı yapı ruhsatının, 03.4.1998 günlü,
30001007 sayılı yapı ruhsatının ve ruhsat yenileme işlemlerinin iptali istemiyle
açılmış, idare mahkemesince davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
T.C.Anayasanın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin Hukuk Devleti olduğu
belirtilmektedir. Hukuk Devletinde idarenin eylem ve işlemlerinin hukuka
uygunluğu ve sonuçta idarenin hukuka bağlılığının yargısal denetimi iptal
davaları yoluyla sağlanır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2.maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendinde iptal davaları idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve
maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için
menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
İdarenin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğunun yargısal denetim yoluyla
sağlanmasının en etkin araçlarından biri iptal davaları olduğundan, iptal
davalarında "menfaat ihlali" olarak tanımlanan subjektif ehliyet koşulunun
kişiye bağlı subjektif hak ihlallerinin giderilmesinin yanı sıra idari
işlemlerin hukuka uygunluğunun denetlenebilmesi kapsamında da belirlenmesi
gerekmektedir. Davacı ile iptali istenilen idari işlem arasında kurulabilecek
bir ilişki veya ilgi, menfaat ihlali koşulunun varlığı için yeterlidir. Bu
itibarla yargısal kararlarda menfaat ihlali koşulu, davacının idari işlemle
meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisinin kurulması gerektiği şeklinde
tanımlanmıştır. Ayrıca; bir menfaatin kişisel menfaat sayılabilmesi iptali
istenilen işlemin doğrudan doğruya davacı hakkında alınmasını
gerektirmemektedir. Çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması imar
uygulamaları gibi kamu yararını ilgilendiren konularda dava açma ehliyetinin bu
durum göz önünde bulundurularak geniş yorumlanmak suretiyle saptanacağı,
Danıştay içtihatlarıyla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, Saip Molla özel ormanında, başta Anayasa olmak üzere,
Orman Kanunu'na, bu kanun uyarınca çıkarılan " Özel Ormanlarda ve Hükmi
?ahsiyete Haiz Amme Müesseselerine Ait Ormanlarda yapılacak İş ve İşlemler
Hakkında Yönetmelik" e, ilgili mevzuata, yerleşik yargı kararlarına ve kamu
yararına aykırı olarak
inşaat
ruhsatı
verildiğinden bahisle bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, yukarıda yer alan yasal düzenlemeler, davanın niteliği ve davacı
tarafından ileri sürülen hususlar dikkate alındığında, davacının uyuşmazlık
konusu yapı ruhsatlarının iptalini isteme konusunda dava açma ehliyetinin
bulunduğu sonucuna varıldığından, davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki idare
mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile idare mahkemesi kararının
bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Ahmet Arslan'ın Düşüncesi: Beykoz Belediye Başkanlığı'nca ilçe
sınırları içerisinde bulunan 1-2 pafta,6 parsel sayılı Saip Molla Özel Ormanı
üzerinde sosyal ve ticari tesislere ilişkin olarak verilen
inşaat
ruhsatlarının dayanağı olmadığından bahisle yapılan başvuru üzerine davalı
idarece tesis olunan 16.3.2004 günlü,317/Gd-2331 sayılı davalı idare işleminin
ve bu işlemin konusu olan ruhsatların ve ruhsat yenilemelerinin iptali istemiyle
açılan davayı ehliyet yönünden reddeden İdare Mahkemesi kararı davacı tarafından
temyiz edilmiştir.
2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, idari işlemler
hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı
olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından
açılan davalar iptal davaları olarak tanımlanmıştır.
İdarenin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğunun yargısal denetim yoluyla
sağlanmasında en etkin araçlardan biri iptal davaları olduğundan, iptal
davalarında "menfaat ihlali" olarak tanımlanan subjektif ehliyet koşulunun
subjektif hak ihlallerinin giderilmesiyle birlikte idari işlemlerin hukuka
uygunluğunun denetlenebilmesi kapsamında belirlenmesi gerektiği açıktır. Bu
bağlamda menfaat ihlali koşulu, davacının idari işlemle meşru, kişisel ve güncel
bir menfaat ilgisinin kurulması gereği şeklinde tanımlanmış olup, dava açma
ehliyetinin iptal davasına konu olan kararın niteliğine göre idari yargı yerince
değerlendirilmesi gerekmektedir.
6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanununun 1.maddesinde ise;
Birlik ve odaların kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları olduğu belirtilmiş
olup,davacının kamu yararını koruma görev ve yükümlülüğü bir kamu kurumu
olmasının doğal sonucudur.
Dosyadaki belgelerden; uyuşmazlık konusu ruhsatların verildiği taşınmazın özel
orman niteliğinde olduğu, Anayasanın 169. maddesinde ormanlara zarar verebilecek
hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemiyeceğinin hükme bağlandığı, dava konusu
işlemler nedeniyle Saip Molla özel ormanının tapu sicilinde özel orman kaydı
olmasına rağmen bu husus dikkate alınmadan tamamının arsa gibi değerlendirilerek
yapılaşmaya açılması sonucunda ülkemizin doğal güzellik ve zenginlik kaynağının
tahrip edildiği anlaşıldığından,taşınmazla ilgili dava konusu işlemlerin "kamu
yararına"uygunluğu yönünden yargı denetimine tabi tutulması amacıyla açılan
davada,yukarıda anılan kanun hükmü uyarınca davacıyla kamu yararını yakından
ilgilendiren dava konusu karar arasında meşru, kişisel ve güncel menfaat
ilgisinin olduğu açık olduğundan T.M.M.O.B.Mimarlar Odası(İstanbul Büyükkent
?ubesi)'nın dava açma ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle,davacının temyiz isteminin kabulü ile temyize konu İdare
Mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davacı yanında davaya
katılma isteminde bulunan Orman Genel Müdürlüğü'nün, iptali istenen ruhsatın
verildiği taşınmazın özel orman alanı olması nedeniyle, davanın konusu ve sonucu
ile doğrudan ilgisinin bulunması nedeniyle davaya katılma istemi yerinde
görülerek işin gereği görüşüldü:
Dava, İstanbul, Beykoz ilçesi, Çavuşbaşı köyü, Saip Molla özel ormanı, 1-2
pafta, 6 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılan sosyal ve ticari tesislere
yönelik olarak verilen yapı ruhsatlarının yasal dayanağı olmadığından bahisle
yapılan başvuru üzerine tesis edilen Beykoz Belediye Başkanlığı'nın 16.3.2004
günlü, (11)317 Gd 2331 sayılı işlemi ile bu işlemde bahsi geçen 21.4.1988 günlü,
3000149 sayılı yapı ruhsatının, 21.4.1993 günlü, 3001007 sayılı yapı ruhsatının,
03.4.1998 günlü, 30001007 sayılı yapı ruhsatının ve ruhsat yenileme işlemlerinin
iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, yapı ruhsatlarının şahsa yönelik
işlemler niteliğinde olduğu, bu işlemlerle doğrudan ilgisi bulunmayan ve söz
konusu yapı ruhsatları nedeniyle güncel ve meşru bir menfaati olumsuz yönde
etkilendiği ispatlanamayan sivil toplum örgütlerinin, bu vasıfları nedeniyle
şahsa yönelik işlem halini almış olan yapı ruhsatlarının iptali istemiyle dava
açma konusunda ehliyeti bulunmadığı, olayda da davacı tarafından yapılan
08.3.2004 günlü başvuru ile Saip Molla Ormanı olarak bilinen taşınmaz üzerinde
"?" adıyla sürdürülen inşaatlarda, sosyal ve ticari tesislere ilişkin
ruhsatların yasal olmadığının ve gereğinin yapılmasının istenildiği, davacının
bu başvurusuna verilen 16.3.2004 günlü, 317 sayılı cevapta, 1452 adet villadan
1132 adet villanın, sosyal ve ticari tesislerden de 292 adet bağımsız bölümün
tamamlanarak toplam 1428 adet bağımsız bölüm için yapı kullanma izni alındığının
ve tapuda kat mülkiyetine dönüştürüldüğünün bildirilmesi üzerine, büyük bir
bölümünün inşaatı tamamlanarak tapuda kat mülkiyetine dönüştürülen yapılara
ilişkin olarak verilen yapı ruhsatlarının iptali istemiyle bu davanın açıldığı
anlaşıldığından, söz konusu ruhsatlar ile doğrudan bir ilgisi bulunmayan ve bu
ruhsatlar nedeniyle kişisel, güncel ve meşru bir menfaati etkilendiği tespit
olunamayan davacının bu davayı açma konusunda ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle
2577 sayılı Yasanın 15/1-b maddesi uyarınca davanın ehliyet yönünden reddine
karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
T.C.Anayasanın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin Hukuk Devleti olduğu
belirtilmektedir. Hukuk Devletinde idarenin eylem ve işlemlerinin hukuka
uygunluğu ve sonuçta idarenin hukuka bağlılığının yargısal denetimi iptal
davaları yoluyla sağlanır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2.maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendinde iptal davaları idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve
maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için
menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
İdarenin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğunun yargısal denetim yoluyla
sağlanmasının en etkin araçlarından biri iptal davaları olduğundan, iptal
davalarında "menfaat ihlali" olarak tanımlanan subjektif ehliyet koşulunun
kişiye bağlı subjektif hak ihlallerinin giderilmesinin yanı sıra idari
işlemlerin hukuka uygunluğunun denetlenebilmesi kapsamında da belirlenmesi
gerekmektedir. Davacı ile iptali istenilen idari işlem arasında kurulabilecek
bir ilişki veya ilgi, menfaat ihlali koşulunun varlığı için yeterlidir. Bu
itibarla yargısal kararlarda menfaat ihlali koşulu, davacının idari işlemle
meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisinin kurulması gerektiği şeklinde
tanımlanmıştır. Ayrıca; bir menfaatin kişisel menfaat sayılabilmesi iptali
istenilen işlemin doğrudan doğruya davacı hakkında alınmasını
gerektirmemektedir. Çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması imar
uygulamaları gibi kamu yararını ilgilendiren konularda dava açma ehliyetinin bu
durum göz önünde bulundurularak geniş yorumlanmak suretiyle saptanacağı,
Danıştay içtihatlarıyla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, Saip Molla özel ormanında, başta Anayasa olmak üzere,
Orman Kanunu'na, bu kanun uyarınca çıkarılan " Özel Ormanlarda ve Hükmi
?ahsiyete Haiz Amme Müesseselerine Ait Ormanlarda yapılacak İş ve İşlemler
Hakkında Yönetmelik" e, ilgili mevzuata, yerleşik yargı kararlarına ve kamu
yararına aykırı olarak
inşaat
ruhsatı
verildiğinden bahisle bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, yukarıda yer alan yasal düzenlemeler, davanın niteliği ve davacı
tarafından ileri sürülen hususlar dikkate alındığında, davacının uyuşmazlık
konusu yapı ruhsatlarının iptalini isteme konusunda dava açma ehliyetinin
bulunduğu sonucuna varıldığından, davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki idare
mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 30.12.2005 günlü,
E:2004/1118; K:2005/2408 sayılı kararının BOZULMASINA, 25,10 YTL. karar harcı
ile fazladan yatırılan 19,90 YTL. harcın temyiz isteminde bulunana iadesine,
dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 09.02.2007 gününde oyçokluğuyla
karar verildi.
KAR?I OY: Dava, İstanbul, Beykoz ilçesi, Çavuşbaşı köyü, Saip Molla özel ormanı,
1-2 pafta, 6 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılan sosyal ve ticari tesislere
yönelik olarak verilen yapı ruhsatlarının yasal dayanağı olmadığından bahisle
yapılan başvuru üzerine tesis edilen Beykoz Belediye Başkanlığı'nın 16.3.2004
günlü, (11)317 Gd 2331 sayılı işlemi ile bu işlemde bahsi geçen 21.4.1988 günlü,
3000149 sayılı yapı ruhsatının, 21.4.1993 günlü, 3001007 sayılı yapı ruhsatının,
03.4.1998 günlü, 30001007 sayılı yapı ruhsatının ve ruhsat yenileme işlemlerinin
iptali istemiyle açılmıştır.
T.C.Anayasanın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin Hukuk Devleti olduğu
belirtilmektedir. Hukuk Devletinde idarenin eylem ve işlemlerinin hukuka
uygunluğu ve sonuçta idarenin hukuka bağlılığının yargısal denetimi iptal
davaları yoluyla sağlanır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2.maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendinde iptal davaları idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve
maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için
menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
İptal davası açmanın ön koşulu İdari işlemle menfaatin ihlal edilmiş olmasıdır.
Menfaat, kişi ile işlem arasında güncel, doğrudan ve hukuki olması gereken bir
ilişkidir. Böyle bir ilişki oluşmadan iptal davası açılamaz. Açılmış ise "dava
açma ehliyeti" yönünden reddi gerekir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından yapılan 08.3.2004 günlü başvuru ile
Saip Molla Ormanı olarak bilinen taşınmaz üzerinde "?" adıyla sürdürülen
inşaatlarda, sosyal ve ticari tesislere ilişkin ruhsatların yasal olmadığının ve
gereğinin yapılmasının istenildiği, davacının bu başvurusuna verilen 16.3.2004
günlü, 317 sayılı cevapta, 1452 adet villadan 1132 adet villanın, sosyal ve
ticari tesislerden de 292 adet bağımsız bölümün tamamlanarak toplam 1428 adet
bağımsız bölüm için yapı kullanma izni alındığının ve tapuda kat mülkiyetine
dönüştürüldüğünün bildirilmesi üzerine, büyük bir bölümünün inşaatı tamamlanarak
tapuda kat mülkiyetine dönüştürülen yapılara ilişkin olarak verilen yapı
ruhsatlarının iptali istemiyle bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta üçüncü kişilere ait olan taşınmaz için verilen
inşaat
ruhsatlarına ilişkin işlemlerin genel düzenleyici bir işlem niteliğinde
olmadığı, subjektif bir işlem olduğu ve bu ruhsatlara dayalı olarak yapılan
inşaatların pek çoğunun tamamlanarak yapı kullanma izni alınmış ve kat irtifakı
da tesis edilmiş olması nedeniyle bu aşamadan sonra iptali istenilen
inşaat
ruhsatları ile davacı arasında yukarıda tanımlandığı şekilde aktüel, kişisel ve
meşru bir ilişki oluşmadığı anlaşıldığından, davacının dava açma ehliyeti
bulunmamaktadır.
Bu itibarla, davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki idare mahkemesi kararının
onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.