imar

İmar Hukukçusundan Güncel Makaleler (imar)

imar hukuku (imar planları, arazi ve arsa düzenlemesi, kaçak yapı para cezası, inşaat ruhsatı vb.)dava dilekçe örnekleri

Tasnif edilmiş Danıştay Altıncı Dairesi İçtihatları

Danıştay imar ve imar hukuku içtihatları

imar hukuku ile ilgili terimler ve tanımlar


İmar Hukukçusu. Toki'den Ucuz Konut Satışı Devam Ediyor

+Hatalı ödemelerin geri alınması

+
18 uygulaması,

+
Danıştay içtihadı birleştirme kurulu kararı yargı kararının yerine getirilmemesi

+
Belediyelerin internet adresleri (web)

+
Görev tazminatı ile ilgili haberler

+
Konut finansmanı sistemine ilişkin çeşitli kanunlarda değişiklik yapılması hakkı

+
Toki'nin satılık evlerine yoğun talep var.

+
18. Madde uygulamasında hukuka aykırılık nedenleri imarhukukcusu cafer ergen

+Eski Haberler

+
2577 sayılı İYUK 7. Madde ile ilgili Danıştay İçtihatları

+657 sayılı Yasa uyarınca verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu

+Radyoloji personelinin çalışma (mesai) saatleri

+
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu kapsamında Sayıştay Genel Kurulunun 14.6.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararı.

· ANAYASA MAHKEMESİNİN "YÜRÜRLÜ?Ü DURDURMA" KARARLARI

· ANAYASA MAHKEMESİNE İPTAL İSTEMİYLE YAPILAN BA?VURULAR ÜZERİNE VERİLEN KARARLAR

· İmar Hukuku Terimleri Sözlüğü

· idare hukukcusu (idare hukuku)

idari yargı
İdari yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak yürütmeyi durdurma istekli iptal ve tam yargı dava dilekçesi örneğini görmek için buraya tıklayınız.

İmar

Tüm içeriği görmek için tıklayınız

İdare Hukuku

İDARE HUKUKU

imarhukukcusu.com tüm haberler

imar, Eski Haberler
21.09.12
· İmarda kısıtlılık sorunu sona eriyor (5 Yıl ile sınırlandırıldı)
16.09.12
· imar planları ve imar uygulamaları nedeniyle ücret
08.09.12
· Tazminat davasının süreaşımı nedeniyle reddi halinde maktu avukatlık ücreti
· İlan edilmeksizin uygulamaya konulan bir imar planının şekil eksikliği nedeniyle
· Davanın niteliği itibariyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmas
· Özel parselasyon ile belirlenmiş bulunan umumi hizmet alanları
· İmar planı ile notu arasında birbirine aykırı hususların bulunması
· 5 yıllık inşaat ruhsatı süresi içinde yapı kullanma izin belgesi alınmaması hali
12.05.12
· Deprem nedeniyle oluşan zararda belediyenin kusursuz sorumluluğu yoktur
10.05.12
· Tapulu yerdeki yapı ruhsattsız da olsa 32. madde işletilmemişse tazminat gerekir
· Yeşil alan için yapılan bağış da DOP tan düşülür.
14.04.12
· Bam Adli Yargı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkın
· Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
· Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
06.04.12
· Anayasa Mahkemesi’ne Göre 3194/42. Maddesinin Üçüncü Fıkrası (32 md)
· 42. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “…32…” ibaresi
01.04.12
· belediyelerin mimari projelerde meslek odasından ayrıca "proje onay belgesi" ist
· 125 nolu Danıştay Dergisi imar hukuku içtihatları
23.03.12
· Köy yerleşik alanı ve civarında imar yetkisi
· Yoldan İhdasen Oluşan Taşınmazlar Hakkında Yorum
· Anayasa Mahkemesi Kararı (Yoldan İhdas)
11.03.12
· Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı
05.03.12
· Çoğaltılmış Fikir Ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu
14.02.12
· Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı
21.12.11
· Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (21 Aralık 2011-28149)
· İmar Davaları Kitabı Üçüncü Baskı 2011
06.12.11
· İmar hukuku içtihatları (Danıştay Dergisi 124)
23.10.11
· 3194 sayılı Kanunun 5940 sayılı Kanunla değişik 42. maddesi uyarınca para cezası
· 1608 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası verilmesine ve 1 kez yasaklanan faa
· Bedele Dönüştürülen Paya Takdir Edilen Karşılığın Artırılması Davası
· Cedit-Erenler-Topçular-28 Haziran Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı
09.09.11
· Her proje için müellif sicil durum belgesi alınması zorunlu
12.08.11
· Valilik görüşü alınmadığı gerekçesiyle yıkılamayacağı
· İmar planının yürütmesinin durdurulması üzerine yapının mühürlenmesi
· Ticaret alanında akaryakıt istasyonu yapılamaz
· müellif sicil durum belgesi ibraz edilmeden yapı ruhsatında hukuka uyarlık bulun
· Tadilat ruhsatının kat irtifakı sahibi kişilerin imzası, bu kişiler tarafından v
· 2981 sayılı Yasanın 10/b alanında 3194 sayılı Kanunun 18. madde uygulamasında DO
· Mutlak tarım arazileri
01.08.10
· www.idarehukuku.net Türkiye'nin İdare Hukuku - İdari Yargı Bilgilerine hoşgeldin
29.06.10
· Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
17.04.10
· Kaplıca izinlerini artık Valilikler verecek. Bakanlık yetkiyi devretti.
10.04.10
· Yeni imar para cezası hükümleri önceki (Kaçak yapı suçlarına) uygulanmaz.
08.04.10
· 3194/18 uyg. yapılmayan alanda kamulaştırma yapılabilir
03.04.10
· Nazım imar planının yürürlükteki 1/100000 ve 1/50000 ölçekli planlara uygun olma
28.01.10
· İmar planı ve inşaat ruhsatı iptali üzerine tazminat dava açma süresi
· Plan değişikliği isteminin reddi yolundaki işlemin değil doğrudan planın iptalin
· Planlı bir bölgede arazi ve arsa düzenlemesi yapılmadan kamulaştırma yapılması
· Dolgu alanında plan yapılabilmesi
· Binanın hukuken en son bittiği tarih

Eski Haberler

İmar hukuku ile ilgili Kanunlar

+imar kanunu (3194)
+il özel idaresi kanunu (5302)
+belediye kanunu (5393)
+büyükşehir belediyesi kanunu(5216)
+kamulaştırma kanunu (2942)
+kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu (2863)

+yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması hakkında kanun (5366)
+yapı denetimi hakkında kanun (4708)
+gecekondu kanunu (775)
+imar ve gecekondu af kanunu (2981/3290)

İMAR HUKUKU İLE İLGİLİ YÖNETMELİKLER

+belediyeler tip imar yönt.
+imar affı yönetmeliği
+plansız alanlar yönt.
+plan yapım yönt.
+koruma amaçlı im. pln. yönt.
+kıyı kanunu uyg. yönt.
+tarım alanları yönt.
+karayolları kenarlarında..yönt.
+18. madde uygulama yönt.
+plan müellifleri yönt.
+gecekondu yönetmeliği

+imar ile ilgili tüm yönet.

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SA?LIK SİGORTASI KANUNU

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Mevuzatı

idare hukuku (Danıştay) içtihatları

İdare hukuku İçtihatları

idare hukuku, iptal ve tazminat davası

İdari Yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak Yürütmenin Durdurulması istekli iptal ve tazminat dava dilekçe örneği için tıklayınız.

İMAR

imar
içtihatları

Ankara Bölge İdare Mahkemesi

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi
Ankara Bölge İdare Mahkemesi
Konya Bölge İdare Mahkemesi
Aydın Bölge İdare Mahkemesi
Edirne Bölge İdare Mahkemesi
Manisa Bölge İdare Mahkemesi
Ordu Bölge İdare Mahkemesi
Van Bölge İdare Mahkemesi
Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi
Sakarya Bölge İdare Mahkemesi
Samsun Bölge İdare Mahkemesi
Antalya Bölge İdare Mahkemesi
Gaziantep Bölge idare Mahkemesi
Denizli Bölge İdare Mahkemesi
Adana Bölge İdare Mahkemesi
İzmir Bölge İdare Mahkemesi
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi
Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi
Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi
Bursa Bölge İdare Mahkemesi
Malatya Bölge İdare Mahkemesi
Sivas Bölge İdare Mahkemesi
Kayseri Bölge İdare Mahkemesi
Trabzon Bölge İdare Mahkemesi
İdari Yargı (İDARE HUKUKU) Kitapları (Yayınları)
Bölge İdare Mahkemelerinin İnternet (Web) Adresleri - Sayfaları
BÖLGE İDARE MAHKEMELERİNİN İTİRAZ MERCİLERİ
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun
Devlet Memurları Kanunu
Danıştay Kanunu
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
İdari Yargılama usulü Kanunu
Hakimler ve Savcılar Kanunu
399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Personel Rejimlerinin Düzenlenmesi ve 233 sayılı KHK''nin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

İlamı uygulamamak Anayasaya Aykırı. Danıştay kararı.
Yeni Sayfa 2

Mahkeme kararını uygulamayan kamu görevlisi tazminatı hazırlasın.
İşte Hürriyetin Haberi:

Danıştay devrim niteliğinde örnek bir karara imza attı: Rücu şartlı tazminat



Yeni Sayfa 1

Hükümet’le, görevden alınan Kızılay eski Başkanı Ertan Gönen arasında üç yıldır süren hukuk savaşında, Danıştay devrim niteliğinde örnek bir karara imza attı.

Danıştay, yargı kararını uygulanmadığı için tazminata hükmetti ve bunun bürokrasideki sorumlulara rücu edilmesini istedi. Gönen, kendisini görevden alan Bakanlar Kurulu kararının yürütmesinin durdurulmasına ilişkin yargı kararı uygulanmadığı için Başbakanlık, İçişleri ve Ankara Valiliği aleyhine Danıştay 10. Dairesi’nde, 100 bin YTL’lik manevi tazminat davası açtı. Daire, Gönen’in tazminat talebini, "Yargı kararını uygulamayan ve bu konuda kişisel kusuru bulunan kişi veya kişilere rücu edilmek kaydıyla" ve kısmen 30 bin YTL olarak kabul etti. Karar, kusurlu kişilere "rücu edilmek" üzere Maliye Bakanlığı’na da tebliğ edildi. Danıştay, bu yöndeki ilk örnek kararını, Anayasa’nın "Tazminat cezalarını rücu" uygulaması getiren 129. maddesine dayandırdı. Kararda, "İdarelerin yargı kararını uygulanmasını sağlamayan, uygulamadan kaçınan yetkili ve görevlilere Anayasa’nın 129. maddesi uyarınca adli yargıda dava açmak suretiyle rücu etmesi gerektiği açıktır" denildi. Bu karar yargı kararını uygulamayan bakan ve üst düzey bürokratlara devletin ödediği tazminatı rücu etmesinin zorunlu ve "Anayasal bir ödev olduğunun" tescili anlamına geliyor.

Hürriyet

 Danıştay daha önce de benzeri kararları vermişti. Örneğin;

 

Kayseri İd. Mah.’nin 5.4.2002 gün ve
E: 2001/1383, K: 2002/351 s.k.
115

Kararın Özeti

Anayasaya göre, idarelerce yargı kararının uygulanmamasından söz edilemeyeceği, yargı kararını ancak kişilerin uygulamayabileceği hk.

Anayasanın 2. maddesinde; Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk devleti olduğu vurgulanmakta ve 138. maddesinin son fıkrasında “Yasama ve Yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştirilemez ve bunların yerine getirilmesini geciktire­mez.” yolunda açık, kesin ve buyurucu bir kurala yer verilmektedir. Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 4001 sayılı Kanunla değişik 28. maddesinin 1. fıkrası; Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare ve Vergi Mahke­melerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin, en geç otuz gün içinde işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mec­bur olduğu şeklindeki kuralıyla Anayasanın 2. maddesinde yer alan “Hukuk Dev­leti” ilkesine uygun bir düzenleme getirmiş olup, 3. fıkrasında da; Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare ve Vergi Mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edil­meyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabileceği hükme bağlanmıştır.

Anayasanın 2. maddesinde yer alan “Hukuk Devleti” ilkesinin doğal sonucu olarak idarenin mahkeme kararlarını “aynen” ve “gecikmeksizin” uygulamaktan başka bir seçeneği bulunmamaktadır. Bu kural, idareye kararın tebliğ tarihinden başlayıp otuz günün dolmasına kadar süren bir uygulamama yetkisi tanıyan bir hüküm değildir. Aksine maddede kararların derhal uygulanması ilkesi benimsen­miş olup, her durumda bu sürenin otuz günü aşamayacağı, kararların uygulanması için idarelerin gereksinim duydukları sürenin nihayet otuz günle sınırlı bulunduğu hükme bağlanmıştır. Diğer taraftan Anayasanın 11. maddesinde; Anayasa hüküm­lerinin, yasama, yürütme ve yargı organlarını idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu belirtilerek Anayasanın bağlayı­cılığı ve üstünlüğü kamu görevlileri yönünden tekrar ve teyit edilmiştir. Bu nedenle bir kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında, hukuk kurallarına uyulmaması hizmeti yürüten idarenin ağır hizmet kusuru işlediğini gösterir ve tazmin sorumluluğunu doğurur.

Dosyanın incelenmesinden; Davacının ..... İdare Mahkemesi Üyeliğine atanması nedeniyle bu göreve başladıktan sonra 30.11.1999 günlü dilekçesi ve lojman talep formu ile boş olan ya da boşalacak olan dairelerden birinin kendisine tahsis edilebilmesi için ..... Adli Yargı Adalet Komisyonuna başvurduğu, başvuru­sunun boş daire olmadığı gerekçesiyle 13.1.2000 günlü, 11 sayılı karar ile redde­dildiği, lojman tahsis talebinde bulunan hakimlerin lojman talep formundaki be­yanlarına göre yapılan puanlama neticesinde Hakim İA’ın 54.75 puanla birinci, Hakim CE’in ise 45.1 puanla ikinci sırada yer aldığı ve bundan sonra lojmanda daire boşalması halinde puanlama sırasına göre tahsis işlemi yapılmasının Komis­yonun 13.1.2000 günlü 12 sayılı kararı ile kararlaştırıldığı, ..... Hakimi YY’ın Ko­misyonun 15.7.1999 günlü 353 sayılı kararı ile tahsis edilen ..... İli ..... Mahallesi ..... Caddesindeki Adliye Lojmanının 24 no.lu dairesine taşınmayarak 25.1.2000 günlü dilekçesi ile lojman hakkından feragat etmesi üzerine 13.1.2000 günlü, 12 sayılı karar ile yapılan puanlama sonucunda birinci sırada bulunan ..... Hakimi İA’a boş olan 24 no.lu dairenin tahsisine Komisyonun 27.1.2000 günlü 36 sayılı kararı ile karar verildiği, bunun üzerine davacı tarafından ..... Adli Yargı Adalet Komis­yonunun 13.1.2000 günlü ve 12 sayılı kararının, bu karara yapılan itirazın reddine ilişkin 17.2.2000 gün ve 87 sayılı kararın ve Hakim İA’a lojman tahsisine ilişkin kararın iptalleri istemi ile Mahkememizin E: 2000/255 sayısına kayden dava açıl­dığı, dava açılmasından sonraki aşamada ..... Bölge İdare Mahkemesi Başkanı CK’nın 14.4.2000 günlü dilekçesi ile lojmanın 14 no.lu dairesini 15.4.2000 gü­nünde boşaltacağını bildirmesi üzerine boşalan 14 no.lu dairenin Komisyonun 20.4.2000 günlü ve 195 sayılı kararı ile davacıya tahsisine karar verildiği, Mahke­memizce yapılan yargılama sonucunda 20.5.2000 gün ve E: 2000/255, K: 2000/402 sayılı kararla davacının puanına göre birinci sırada olması ve dava konusu edilen karar ile Hakim İA’a tahsis edilen 24 no.lu dairenin davacıya tahsis edilmesi gere­kirken Komisyonun 13.1.2000 günlü ve 12 sayılı kararı ile yapılan hatalı puanla­maya ve sıralamaya dayanarak 27.1.2000 günlü ve 36 sayılı Komisyon kararı ile yapılan tahsis işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu edilen puanlamaya ve lojman tahsisine ilişkin kararların iptaline hükmedildiği, anılan kararın davalı Komisyon Başkanlığına 15.6.2000 tarihinde tebliğ edildiği, davacının kararın uygulanması yönünde 13.6.2000 tarihli dilekçe vermesi ve Mah­keme kararının kendilerine tebliği üzerine Komisyon Başkanlığınca; davanın yü­rütüldüğü sırada davacıya lojman tahsis edildiği, ortada menfaat çatışması kalma­dığından davanın da konusuz kaldığı dolayısıyla kararın uygulanma özelliği olma­dığı, İdare Mahkemesi kararına göre yeniden işlem yapılmasında hem pratik açıdan yarar görülmediği hem de hukuki ve fiili imkansızlık oluştuğu, bu nedenle isteğin yerinde görülmediği yolunda 22.6.2000 günlü ve 2000/321 sayılı karar verildiği anlaşılmaktadır.

Her ne kadar davalı idarece E: 2000/255 sayılı dava açıldıktan sonra dava­cıya başka bir lojman tahsis edildiği ve davanın konusuz kaldığı iddia edilmekte ise de yargılamanın bu hususta dikkate alınarak devam ettirildiği ve sonuçta Hakim İA’ya tahsis edilen 24 no.lu dairenin davacıya tahsis edilmesi gerekliliği vurgulana­rak tahsis işlemlerinin iptallerine hükmedildiği, davalı idarenin mahkeme kararını uygulama ve icaplarını yerine getirme noktasında Anayasa ve Yasa hükümleri ile bağımlı ve zorunlu kılındığı, bu yükümlülüğün ancak kararın aynen uygulanma­sıyla yerine getirilebileceği, davalı idarenin uyuşmazlığı kendisi tanımlayıp buna bağlı olarak yaptığı tasarruf mahkeme kararının yerine getirilmesi olarak nitelendi­remeyeceği, hareket noktasının mahkeme kararı ve bunun uygulaması olması ge­rektiği kuşkusuz olup, olayın belirtilen gelişimi hukuki olarak değerlendirildiğinde Mahkememizce verilen iptal kararına ve Anayasanın yukarıda sözü edilen açık hükmüne rağmen davalı idarenin yargı kararını uygulamaktan kaçındığı ve böyle­likle hizmet kusuru işlediği açıktır.

Doktrinde de kabul edildiği üzere manevi tazminat, patrimuanda meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı olmayıp, manevi tatmin aracıdır. Başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunla hale getirmektedir. Olayın geli­şimi ve sonucu ilgilinin durumu itibariyle uğradığı manevi zarara karşılık takdir edilecek manevi tazminatın, manevi tatmin aracı olmasından dolayı zenginleşmeye yol açmayacak miktarda, fakat idarenin olaydaki kusurun niteliğini ve ağırlığını ifade edecek ölçüde saptanması zorunlu bulunmaktadır.

Bu açıklamalar ışığında mahkeme kararı gereğinin yerine getirilmemesi su­retiyle Hukuk Devleti ilkesinin zedelenmesi ve ağır hizmet kusuru işlenmiş olması göz önüne alınarak davacıya, olay nedeniyle duyduğu elem ve ızdırabı karşılayacak şekilde ve idarenin olaydaki kusurunun niteliği ve ağırlığı ölçüsünde takdiren 750.000.000 lira manevi tazminat ödenmesi gerekmektedir.

Ancak idare adına verilen kararlarla ortaya çıkan ve yukarıda idarenin ağır hizmet kusuru olarak nitelendirilen “yargı kararını uygulamama ve/veya uygula­maktan kaçınma” eyleminin, gerçekte bu konuda idare adına yetki kullanan kamu görevlilerinin kişisel kusurlarından doğduğu açıktır. Çünkü bir hukuk devletinde, Anayasanın ve yasaların açık hükmüne karşın, hiçbir hukuki veya maddi sebep gösterilmeden bilinçli olarak sergilenen keyfi bir davranışın idareden kaynaklandı­ğını kabul etmek olanaksızdır.

Diğer yandan davacının manevi tazminata temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi istemi ise manevi tazminatın niteliği gereği yerinde görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle davalı idarece olayda kişisel kusuru bulunan ilgililere rücu edilmek kaydıyla davacının 750.000.000 lira manevi tazminat ödenmesi yo­lundaki isteminin KABULÜNE.

- - · - -

D. Beşinci D’nin 17.3.2003 gün ve
E: 2002/1907, K: 2003/838 s.k.

Kararın Özeti

Yargı kararının uygulanmamasında hükmedilen manevi tazminatın kişisel kusuru bulunanlara rücu edilebileceği hk.

İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile in­celenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. mad­desinde belirtilen nedenlerden birinin varlığına bağlıdır. ..... İdare Mahkemesince verilen 5.4.2002 günlü, E: 2001/1383, K: 2002/351 sayılı karar ve dayandığı ge­rekçe hukuk ve yönteme uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bu­lunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA.


 

115 Bu karar D. Beşinci D’nin 17.3.2003 gün ve E: 2002/1907, K: 2003/838 sayılı kararı ile onanmıştır.

Kararın Özeti

Yargı kararının uygulanmamasında hükmedilen manevi tazminatın kişisel kusuru bulunanlara rücu edilebileceği hk.

İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile in­celenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. mad­desinde belirtilen nedenlerden birinin varlığına bağlıdır. ..... İdare Mahkemesince verilen 5.4.2002 günlü, E: 2001/1383, K: 2002/351 sayılı karar ve dayandığı ge­rekçe hukuk ve yönteme uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bu­lunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA.

Tarih: 25.06.2007 Saat: 11:13 Gönderen: imarhukukcusu

 
İlgili Bağlantılar
· Daha fazla
· Haber gönderen imarhukukcusu


En çok okunan haber: :
T.C. ADALET BAKANLI?I FAALİYET RAPORU 2006 (İÇERİK)

Haber Puanlama
Ortalama Puan: 0
Toplam Oy: 0

Lütfen bu haberi puanlamak için bir saniyenizi ayırın:

Mükemmel
Çok İyi
İyi
İdare Eder
Kötü

Seçenekler

 Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa


RE: Bondykegedok (Puan: 1)
Gönderen: fizo35287 Tarih: 27.09.2007 Saat: 03:27
(Kullanıcı Bilgisi )


Bu yorumun devamını oku...