imar

İmar Hukukçusundan Güncel Makaleler (imar)

imar hukuku (imar planları, arazi ve arsa düzenlemesi, kaçak yapı para cezası, inşaat ruhsatı vb.)dava dilekçe örnekleri

Tasnif edilmiş Danıştay Altıncı Dairesi İçtihatları

Danıştay imar ve imar hukuku içtihatları

imar hukuku ile ilgili terimler ve tanımlar


İmar Hukukçusu. Toki'den Ucuz Konut Satışı Devam Ediyor

+Hatalı ödemelerin geri alınması

+
18 uygulaması,

+
Danıştay içtihadı birleştirme kurulu kararı yargı kararının yerine getirilmemesi

+
Belediyelerin internet adresleri (web)

+
Görev tazminatı ile ilgili haberler

+
Konut finansmanı sistemine ilişkin çeşitli kanunlarda değişiklik yapılması hakkı

+
Toki'nin satılık evlerine yoğun talep var.

+
18. Madde uygulamasında hukuka aykırılık nedenleri imarhukukcusu cafer ergen

+Eski Haberler

+
2577 sayılı İYUK 7. Madde ile ilgili Danıştay İçtihatları

+657 sayılı Yasa uyarınca verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu

+Radyoloji personelinin çalışma (mesai) saatleri

+
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu kapsamında Sayıştay Genel Kurulunun 14.6.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararı.

· ANAYASA MAHKEMESİNİN "YÜRÜRLÜ?Ü DURDURMA" KARARLARI

· ANAYASA MAHKEMESİNE İPTAL İSTEMİYLE YAPILAN BA?VURULAR ÜZERİNE VERİLEN KARARLAR

· İmar Hukuku Terimleri Sözlüğü

· idare hukukcusu (idare hukuku)

idari yargı
İdari yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak yürütmeyi durdurma istekli iptal ve tam yargı dava dilekçesi örneğini görmek için buraya tıklayınız.

İmar

Tüm içeriği görmek için tıklayınız

İdare Hukuku

İDARE HUKUKU

imarhukukcusu.com tüm haberler

imar, Eski Haberler
21.09.12
· İmarda kısıtlılık sorunu sona eriyor (5 Yıl ile sınırlandırıldı)
16.09.12
· imar planları ve imar uygulamaları nedeniyle ücret
08.09.12
· Tazminat davasının süreaşımı nedeniyle reddi halinde maktu avukatlık ücreti
· İlan edilmeksizin uygulamaya konulan bir imar planının şekil eksikliği nedeniyle
· Davanın niteliği itibariyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmas
· Özel parselasyon ile belirlenmiş bulunan umumi hizmet alanları
· İmar planı ile notu arasında birbirine aykırı hususların bulunması
· 5 yıllık inşaat ruhsatı süresi içinde yapı kullanma izin belgesi alınmaması hali
12.05.12
· Deprem nedeniyle oluşan zararda belediyenin kusursuz sorumluluğu yoktur
10.05.12
· Tapulu yerdeki yapı ruhsattsız da olsa 32. madde işletilmemişse tazminat gerekir
· Yeşil alan için yapılan bağış da DOP tan düşülür.
14.04.12
· Bam Adli Yargı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkın
· Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
· Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
06.04.12
· Anayasa Mahkemesi’ne Göre 3194/42. Maddesinin Üçüncü Fıkrası (32 md)
· 42. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “…32…” ibaresi
01.04.12
· belediyelerin mimari projelerde meslek odasından ayrıca "proje onay belgesi" ist
· 125 nolu Danıştay Dergisi imar hukuku içtihatları
23.03.12
· Köy yerleşik alanı ve civarında imar yetkisi
· Yoldan İhdasen Oluşan Taşınmazlar Hakkında Yorum
· Anayasa Mahkemesi Kararı (Yoldan İhdas)
11.03.12
· Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı
05.03.12
· Çoğaltılmış Fikir Ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu
14.02.12
· Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı
21.12.11
· Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (21 Aralık 2011-28149)
· İmar Davaları Kitabı Üçüncü Baskı 2011
06.12.11
· İmar hukuku içtihatları (Danıştay Dergisi 124)
23.10.11
· 3194 sayılı Kanunun 5940 sayılı Kanunla değişik 42. maddesi uyarınca para cezası
· 1608 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası verilmesine ve 1 kez yasaklanan faa
· Bedele Dönüştürülen Paya Takdir Edilen Karşılığın Artırılması Davası
· Cedit-Erenler-Topçular-28 Haziran Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı
09.09.11
· Her proje için müellif sicil durum belgesi alınması zorunlu
12.08.11
· Valilik görüşü alınmadığı gerekçesiyle yıkılamayacağı
· İmar planının yürütmesinin durdurulması üzerine yapının mühürlenmesi
· Ticaret alanında akaryakıt istasyonu yapılamaz
· müellif sicil durum belgesi ibraz edilmeden yapı ruhsatında hukuka uyarlık bulun
· Tadilat ruhsatının kat irtifakı sahibi kişilerin imzası, bu kişiler tarafından v
· 2981 sayılı Yasanın 10/b alanında 3194 sayılı Kanunun 18. madde uygulamasında DO
· Mutlak tarım arazileri
01.08.10
· www.idarehukuku.net Türkiye'nin İdare Hukuku - İdari Yargı Bilgilerine hoşgeldin
29.06.10
· Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
17.04.10
· Kaplıca izinlerini artık Valilikler verecek. Bakanlık yetkiyi devretti.
10.04.10
· Yeni imar para cezası hükümleri önceki (Kaçak yapı suçlarına) uygulanmaz.
08.04.10
· 3194/18 uyg. yapılmayan alanda kamulaştırma yapılabilir
03.04.10
· Nazım imar planının yürürlükteki 1/100000 ve 1/50000 ölçekli planlara uygun olma
28.01.10
· İmar planı ve inşaat ruhsatı iptali üzerine tazminat dava açma süresi
· Plan değişikliği isteminin reddi yolundaki işlemin değil doğrudan planın iptalin
· Planlı bir bölgede arazi ve arsa düzenlemesi yapılmadan kamulaştırma yapılması
· Dolgu alanında plan yapılabilmesi
· Binanın hukuken en son bittiği tarih

Eski Haberler

İmar hukuku ile ilgili Kanunlar

+imar kanunu (3194)
+il özel idaresi kanunu (5302)
+belediye kanunu (5393)
+büyükşehir belediyesi kanunu(5216)
+kamulaştırma kanunu (2942)
+kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu (2863)

+yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması hakkında kanun (5366)
+yapı denetimi hakkında kanun (4708)
+gecekondu kanunu (775)
+imar ve gecekondu af kanunu (2981/3290)

İMAR HUKUKU İLE İLGİLİ YÖNETMELİKLER

+belediyeler tip imar yönt.
+imar affı yönetmeliği
+plansız alanlar yönt.
+plan yapım yönt.
+koruma amaçlı im. pln. yönt.
+kıyı kanunu uyg. yönt.
+tarım alanları yönt.
+karayolları kenarlarında..yönt.
+18. madde uygulama yönt.
+plan müellifleri yönt.
+gecekondu yönetmeliği

+imar ile ilgili tüm yönet.

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SA?LIK SİGORTASI KANUNU

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Mevuzatı

idare hukuku (Danıştay) içtihatları

İdare hukuku İçtihatları

idare hukuku, iptal ve tazminat davası

İdari Yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak Yürütmenin Durdurulması istekli iptal ve tazminat dava dilekçe örneği için tıklayınız.

İMAR

imar
içtihatları

Ankara Bölge İdare Mahkemesi

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi
Ankara Bölge İdare Mahkemesi
Konya Bölge İdare Mahkemesi
Aydın Bölge İdare Mahkemesi
Edirne Bölge İdare Mahkemesi
Manisa Bölge İdare Mahkemesi
Ordu Bölge İdare Mahkemesi
Van Bölge İdare Mahkemesi
Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi
Sakarya Bölge İdare Mahkemesi
Samsun Bölge İdare Mahkemesi
Antalya Bölge İdare Mahkemesi
Gaziantep Bölge idare Mahkemesi
Denizli Bölge İdare Mahkemesi
Adana Bölge İdare Mahkemesi
İzmir Bölge İdare Mahkemesi
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi
Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi
Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi
Bursa Bölge İdare Mahkemesi
Malatya Bölge İdare Mahkemesi
Sivas Bölge İdare Mahkemesi
Kayseri Bölge İdare Mahkemesi
Trabzon Bölge İdare Mahkemesi
İdari Yargı (İDARE HUKUKU) Kitapları (Yayınları)
Bölge İdare Mahkemelerinin İnternet (Web) Adresleri - Sayfaları
BÖLGE İDARE MAHKEMELERİNİN İTİRAZ MERCİLERİ
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun
Devlet Memurları Kanunu
Danıştay Kanunu
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
İdari Yargılama usulü Kanunu
Hakimler ve Savcılar Kanunu
399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Personel Rejimlerinin Düzenlenmesi ve 233 sayılı KHK''nin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

İmar Uygulamaları (Parselasyon) Sırasında Aynı Yerden İmar Parseli Verilmesini E
Yeni Sayfa 4

 

İmar Uygulamaları (Parselasyon ) Sırasında Aynı Yerden İmar Parseli  "İmar Parseli"  Verilmesini Engelleyen Zorunluluk Halleri

İmar plânlarının hayata geçirilmesi bakımından en önemli olan ve geniş bir sahayı ilgilendiren araç ya da yöntem, imar uygulamasıdır.  “İmar Uygulaması"  İmar uygulamaları (parselasyon-hamurlaştırma) sırasında, hak sahiplerinin en önemli yaşadığı sorun ise eski taşınmazının olduğu aynı yerden parsel verilmesi sorunudur. Burada hak sahiplerine aynı yerden parsel verilmesini engelleyen nedenleri inceleyeceğiz.

Bu incelemeyi mutlaka okuyunuz.



Yeni Sayfa 3

İmar Uygulamaları (Parselasyon XE "Parselasyon" ) Sırasında Aynı Yerden İmar Parseli XE "İmar Parseli"  Verilmesini Engelleyen Zorunluluk Halleri

İmar plânlarının hayata geçirilmesi bakımından en önemli olan ve ge­niş bir sahayı ilgilendiren araç ya da yöntem, imar uygulamasıdır. XE “İmar Uygulaması"  İmar uy­gulamaları (parselasyon-hamurlaştırma) sırasında, hak sahiplerinin en önem­li yaşadığı sorun ise eski taşınmazının olduğu aynı yerden parsel ve­rilmesi sorunudur. Burada hak sahiplerine aynı yerden parsel verilme­sini engelleyen nedenleri inceleyeceğiz.

3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinin 1’inci fıkrasında, imar hududu XE “İmar hududu"  içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın birbirleri ile yol fazla­ları ile kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştir­meye, bunları yeniden imar plânına uygun ada ve parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti XE “Kat Mülkiyeti"  esaslarına göre hak sahiplerine dağıt­maya ve re’sen tescili işlemlerini yaptırmaya belediyelerin yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

İmar Kanununun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Dü­zenlemesi XE "Arazi ve Arsa Düzenlemesi"  ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinde, dü­zen­lemeyle oluşacak imar parsellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki eski parsellere tahsisinin sağlanacağı ana kural olarak be­lirtil­miştir. Ancak bu kural her zaman uygulanacak bir kural değildir. Bunun için koşulların uygun olması gerekir. Eğer koşullar uygun değilse bu kural uy­gulanamaz ve artık başka yerden parsel verme durumu söz konusu olur. Aynı maddenin (b) bendinde ise plân ve mevzuata göre korunması mümkün olan yapıların tam ve hissesiz bir imar parseline XE “İmar Parseli"  intibak ettirilme­sinin sağla­nacağı kuralına yer verilmiştir.

Yine, 2981/3290 sayılı Yasanın 10/c maddesinde, parselasyonun dağı­tım aşamasında, yapıları yeniden doğan imar ada veya parsel içinde ka­lanları yapı XE “Yapı"  sahiplerine verileceği hüküm altına alınmıştır.

Anılan Yasa ve yönetmeliklerin hükümlerinin değerlendirmesin­den parselasyon XE “Parselasyon"  işlemiyle amaçlananın imar plânı, plân raporu ve imar yö­net­meliği hükümlerine göre imar adasını XE “İmar Adası" n tüm biçim ve boyutu, yapı XE “Yapı"  dü­zeni, inşat yaklaşma sınırı ve bahçe mesafeleri, yapı yüksekliği ve derinliği, yer­leşme yoğunluğu, taban alanı XE “Taban Alanı"  ve kat alanı sayısı, arazinin kullanma şekli, mülk sınırları, mevcut yapıların durumu göz önüne alınmak suretiyle sorun­suz, üzerinde yapı yapmağa elverişli imar parselleri oluşturmak olduğu açık­tır.98

3194 sayılı Yasanın 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemeleri ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin düzenlemeyle olu­şacak imar parsellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki parsellere tahsisinin sağlanacağı yolundaki 10/a madde hükmü ile, yasa ko­yucu, teknik yönden imkan olması halinde taşınmaz sahibine aynı yerden veya yakınından arsa tahsisini öngörmektedir. Teknik yönden bunun müm­kün olmaması halinde başka bir yerden tahsis XE “Tahsis"  yapılması da kaçınılmaz ola­caktır.99

Bazı hallerde aynı yerden parsel verilmesi yasal zorunluluktur. 3194 sayılı Yasanın 18. Maddesine İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesinde, imar veya kadastro parselleri üzerine inşa edilmiş ve düzenleme sırasında plân ve mevzuata göre muhafazasında mahzur bulunmayan bir yapının bir imar par­seli XE “İmar Parseli"  içinde bırakılabileceği kurala bağlanmıştır.100 Bu hüküm ancak konut olan parseller için geçerlidir. Bahsedilen şekildeki parselde işyeri olması halinde anılan kuralın uygulanması mümkün değildir.

Nitekim, Danıştay bir kararında aşağıdaki sonuca varmıştır:

“... Dava dosyasında bulunan imar plânı örneklerinden, uyuşmazlık ko­nusu taşınmazların ayrık nizam 3 katlı ve ayrık nizam 7 katlı konut alanında kaldığı, işyeri niteliğinde olan davacının fabrika binasının ta­şınmazların imar plânındaki tahsis XE “Tahsis"  şekline uygun bir yapı XE “Yapı"  niteliği taşıma­dığı anlaşıldığından, bu yapının müstakil bir imar parseli XE “İmar Parseli"  içinde korun­ması zorunluluğu bulunmamakta­dır....”101

Danıştay, başka bir kararında, davacı payının, kadastral parselinin bulunduğu yerde oluşturulan imar parseli XE “İmar Parseli" nde değerlendirilmesi gerekirken, herhangi bir hukuki ve teknik zorunluluk XE “Teknik Zorunluluk"  bulunmadığı halde kendisine bir adada oluşturulan parselden pay verilmemesi hukuku aykırı bulmuştur.102

Danıştay 6. Dairesi başka bir kararında ise, parselasyonun dağıtım aşamasında hukuki, teknik ve fiili zorunluluk XE “Fiili Zorunluluk"  var ise bu hususların parsel dağıtımın etkileyeceğine karar vermiştir.103

KARARLAR

D. Altıncı D’nin 28.1.1999 gün ve
E: 1998/426, K: 1999/479 s.k.
104

Kararın Özeti

İmar Kanununun 18. maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 10/a maddesi hükmü gereği parselasyon işlemi ile oluşacak imar parsellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki eski parsellere tahsisinin sağlana­cağı hk.

Dava, davacının hissedar olduğu ..... Mahallesi, ..... parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alanda 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca yapılan parselasyon işleminin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporla dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden, dava konusu alanda bahçe mesafeleri, parsellerin du­rumu, yapılaşma oranı ve yapı yoğunluğu dikkate alındığında davacının 190 m2 hissesinin müstakil parsel haline getirilerek 60 m2 oturma alanlı bir yapının yapıl­masının şehircilik ilkeleri, plânlama esasları ve kamu yararına aykırı olacağının anlaşıldığı sonucuna varıldığından davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

3194 sayılı Yasanın 18. maddesinin 1. fıkrasında, imar hududu içinde bulu­nan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar plânına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyelerin yetkili olduğu kurala bağlanmıştır.

İmar Kanununun 18. maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenle­mesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 10/a maddesinde, düzenleme ile oluşacak imar parsellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki eski parsellere tahsisinin sağlanacağı, aynı madde (b) bendinde de plân ve mevzuata göre korunması mümkün olan yapıların tam ve hissesiz bir imar parseline intibak ettirilmesinin sağlanacağı kuralı yer almaktadır.

Anılan Yasa ve Yönetmelik hükümlerinin değerlendirilmesinden parselas­yon işlemiyle amaçlanan imar plânı, plân raporu ve imar yönetmeliği hükümlerine göre imar adasının tüm biçim ve boyutu, yapı düzeni, inşaat yaklaşma sınırı ve bahçe mesafeleri, yapı yüksekliği ve derinliği, yerleşme yoğunluğu, taban alanı ve kat alanı katsayısı, arazinin kullanma şekli, mülk sınırları, mevcut yapıların du­rumu göz önüne alınmak suretiyle sorunsuz, üzerinde yapı yapmaya elverişli imar parseli oluşturmak olduğu açıktır.

Dosyanın incelenmesinden ise dava konusu işlemle davacının 400 m2 alanlı ve üzerinde yapı bulunmayan 2855 ada, 1 sayılı parseldeki 190 m2 hissesine karşı­lık anılan parselin yakınında oluşturulan ve üzerinde bir başka şahısa ait yapı bulu­nan 349 m2 alanlı 2863 ada, 8 sayılı parselden 1305/2400 (190 m2) pay verilerek yapı sahibi ile hisselendirildiği, davacının hissesinin bulunduğu 2855 ada, 1 sayılı parselin ise davacı dışındaki eski hissedarlara (davalı idare de dahil) müştereken tahsis edildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, yukarıda anılan Yasa ve Yönetmelik hükümleri gereği dava konusu parselasyon işlemiyle davacının hissesi oranında müstakil parsel oluştur­mak mümkün olmasa bile kadastral parselinin bulunduğu yerden hisse verilmesi gerekirken, zorunluluk olmadığı halde üzerinde yapı bulunan bir parselden hisse verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle ..... İdare Mahkemesinin 30.10.1997 günlü, E: 1996/ 144, K: 1997/438 sayılı kararının BOZULMASINA.

- - · - -

D. Altıncı D’nin 18.5.1999 gün ve
E: 1998/2676, K: 1999/2714 s.k.

Kararın Özeti

Parselasyonun dağıtım aşamasında hukuki, teknik ve fiili zorunlu­luk var ise bu hususların parsel dağıtımını etkileyeceği hk.

Dava, ....., ..... Beldesi, ..... Mahallesinde, 2981 sayılı Yasanın 10/c maddesi uyarınca yapılan parselasyon işleminin eski 4704 parsel sayılı ta­şınmaza ilişkin kısmının ve bu parselasyona yapılan itirazın reddedilmesine ilişkin 2.4.1996 günlü, 130 sayılı belediye encümeni kararının iptali iste­miyle açılmış, İdare Mahkeme­since; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen rapo­run dosyada bulunan bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmesinden, davacının 3 adet parselinin parselasyona tabi tutulduğu ve her bir parselden eşit oranda düzen­leme ortaklık payı alınması gerekirken farklı oranlarda alındığı, parsellerin ko­numları nedeniyle değer­lerinin farklı olduğu, daha değerli yerde bulunan parselden daha fazla, de­ğersiz yerdeki parselden ise çok daha az oranda düzenleme ortaklık payı alınarak eşdeğerde tahsis yapılmadığı anlaşıldığından, 4704 parsel sayılı 165 m2 yüzölçümlü değerli yerdeki taşınmaza yeni 357 ada, 1 parsel numarası verildiği ve 85 m2 yüzölçümlü olarak oluşturulduğu ve bu değerli parselde oluşan mağduri­yetin eşdeğerde olmayan 2968 ve 2985 parsel sayılı taşın­mazlar ile giderilmeye çalışıldığı anlaşıldığından, parselasyonun eşitlik ilke­sine de aykırı olduğu gerekçe­siyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare tarafın­dan temyiz edilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacının 4704, 2968 ve 2985 parsel sayılı üç adet taşınmazının parselasyon işlemi kapsamında bulunduğu, toplam yüzölçümü 1096 m2 olan taşınmazlardan, yöre için hesaplanan %20 ora­nında toplam 226.90 m2’lik düzenleme ortaklık payı alındıktan sonra kalan 881.56 m2’lik taşınmazın eski yerlerinde oluşturulan parsellerin müstakil olarak tahsis edilmesi suretiyle karşılan­dığı, fazladan verilen 11 m2’lik kısım için ise davacı aleyhine ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır.

4704 parsel sayılı taşınmazın daha değerli bir konumda bulunduğu, bu yer­den düzenleme ortaklık payı alındıktan sonra 131.18 m2 pay kalmış ise de, eski taşınmazın büyük bir kısmının yol alanında kalmış olması nedeniyle yol alanı dı­şında kalan kısmının daha küçük bir parsel haline getirildiği ve 85 m2’lik müstakil bir imar parseli olarak davacıya tahsis edildiği, eksik verilen 46.18 m2’lik kısmının ise yol alanında kalmış olması nedeniyle eski yerinden verilmesi olanağı bulunma­dığından ve başka bir yerden verilmesi­nin zorunlu olduğu, bu nedenle, aynı dü­zenleme alanında bulunan davacıya ait eski 2968 ve 2985 parsel sayılı taşınmaz­larla birlikte değerlendirildiği ve bu taşınmazların bulunduğu yerde oluşturulan ve müstakil olarak davacıya tahsis edilen 378 ada, 11 parsel; 378 ada, 12 parsel; 378 ada 13 parsel ve 363 ada 3 parsel sayılı taşınmazlara ilave edildiği anlaşılmıştır.

Bu durum karşısında, düzenleme ortaklık payının yöre için, hesapla­nan %20 oranında ve her parselden eşit oranda alındığı, eski parsellerin bulunduğu yerde oluşturulan yeni imar parsellerinin müstakil olarak dava­cıya tahsis edildiği, fazla­dan verilen 11 m2’lik kısım için ipotek tesis edildiği açık olduğundan ve par­selas­yon işleminde mevzuata aykırılık bu­lunmadığından, dava konusu işlemlerin iptali yolundaki idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle Bursa 2. İdare Mahkemesinin 31.12.1997 günlü, E: 1996/339, K: 1997/1115 sayılı kararının BOZULMASINA.

- - · - -

D. Altıncı D’nin 23.12.1999 gün ve
E: 1998/5820, K: 1999/6845 s.k.

Kararın Özeti

Düzenleme ortaklık payı kesintisinden sonra geriye kalan alan için hukuki ve teknik zorunluluk yok ise aynı yerde oluşan parsele hisselen­dirme yapılması gerektiği hk.

Dava, ..... İli, ..... İlçesi, ..... Köyü, ..... Mevkii, 14 pafta, 1492, 1493, 1498 ve 1499 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca yapılan parselasyon işleminin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkeme­since, dava konusu parselasyon işlemi ile davacıya ait taşınmazlardan daha önce yapılan terkler de göz önünde bulundurularak yasal oranda düzenleme ortaklık payı alındıktan sonra kadastral parsellerin bulunduğu yerde oluşturulan 3117 m2 yüzöl­çümlü 8568 ada, 1 sayılı parselde tahsis yapılmasına olanak varken hiçbir teknik zorunluluk bulunmadığı halde eski yerlerinden uzakta bulunan 8573 ada, 2 sayılı parselde 211/2400 oranında hisse tahsis edildiği, bu durumda davacının düzenleme ortaklık payı alındıktan sonra kalan 518 m2 yeri karşılığında imar plânı uyarınca 2000 m2’den az parsel büyüklüğü olmaması nedeniyle müstakil parsel verme ola­nağı bulunmasa dahi kadastral parsellerinin bulunduğu yerde oluşturulan imar par­selinde hissedar yapılması gerekirken hukuki ve teknik bir zorunluluk bulunmadan başka bir yerde hisseli parsel tahsisine ilişkin dava konusu işlemde mevzuata uyar­lık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş; bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki temyize konu ..... 2. İdare Mahkemesinin 18.6.1998 günlü, E: 1997/483, K: 1998/536 sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkra­sında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından bozma istemi ye­rinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının ONANMASINA.

- - · - -

D. Altıncı D’nin 21.5.1990 gün ve
E: 1989/239, K: 1990/1008 s.k.
105

Kararın Özeti

İdare Mahkemesince; parselasyon işlemi “yeni oluşan imar parselle­rinin mümkün mertebe aynı yerde veya yakınındaki eski parsellere tahsi­sinin sağlanacağı” kuralına uyulmadığı gerekçesiyle iptal edilmiş ise de aynı yerden parsel tahsisinin mümkün olup olmadığı ve düzenleme ortak­lık paylarının parseller arasında eşit dağıtılıp dağıtılmadığı hususları in­celenmeden karar verilmesinde isabet görülmediği hk.

Dava, ....., 39 pafta, 626 ada, 15 parsel sayılı taşınmazın 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca düzenlemeye tabi tutulmasına ilişkin 22.3.1988 günlü, 750 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince davacının 626 ada, 15 parsel sayılı taşınmaza karşılık, İmar Kanununun 18. mad­desi uyarınca yapılacak arazi ve arsa düzenlemeleri ile ilgili Yönetmeliğin yeni oluşan imar parsellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki eski parsellere tahsisinin sağlanacağı hükmüne aykırı olarak, yeni oluşan B adası, 3 no.lu parselden 10 m2, C adası 1 no.lu parselden 46.52 m2 olmak üzere hisseli parsel verilmesinde mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiş ve bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

3194 sayılı Yasanın 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenle­meleri ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin düzenlemeyle oluşacak imar par­sellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki parsellere tahsi­sinin sağlanacağı yolundaki 10/a madde hükmü ile, yasa koyucu, teknik yönden imkan olması halinde taşınmaz sahibine aynı yerden veya yakınından arsa tahsisini ön­görmektedir. Teknik yönden bunun mümkün olmaması halinde taşınmaz sahi­bine başka bir yerden tahsis yapılması da kaçınılmaz olacaktır.

Uyuşmazlık konusu olayda da, davacının taşınmazına karşılık aynı yerde tahsis yapılmaması nedenleri yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurula­rak araştırılmadan salt yönetmelik maddesinin lafzına bakılarak ve düzenleme or­taklık paylarının düzenlemeye tabi parseller arasında eşit olarak alınıp alınmadığı hususunu incelemeden iptal kararı verilmesinde ve davacının tazminat davasından vazgeçme istemi hakkında bir karar verilmemesinde isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, eksik incelemeye dayalı temyize konu ..... İdare Mah­kemesinin 2.11.1988 günlü, E: 1988/381, K: 1988/959 sayılı kararının BOZUL­MASINA.

- - · - -

Kayseri İd. Mah.’nin 8.10.2001 gün ve
E: 2001/470, K: 2001/1074 s.k.

Kararın Özeti

AAD Yönetmeliğinin 10/a maddesi uyarınca mümkün ise aynı yer­den tahsis yapılması gerektiği hk.

Dava, mülkiyeti Hazineye ait ..... İli ..... Kasabası, ..... Mevkiinde bulunan 4475 parsel sayılı 6680 m2’lik taşınmazda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. mad­desi uyarınca yapılan parselasyon işleminin dayanağı ..... Belediye Encümeninin 27.2.2001 günlü ve 12 sayılı kararının iptali istemi ile açılmıştır.

3194 sayılı Yasanın 18. maddesinin 1. fıkrasında, belediye ve mücavir alanın imar hududu içinde bulunan binalı ve binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu ku­rumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar plânına uygun ada veya parsellere ayırmaya müstakil, hisseli veya kat mülki­yeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptır­maya belediyelerin yetkili olduğu kurala bağlanmıştır. 3194 sayılı Kanunun 19’uncu maddesiyle de, parselasyon plânlarının hazırlanması ve tesciline ilişkin hu­suslar belirtilmiştir.

Diğer taraftan, 2 Kasım 1985 günlü ve 18916 mükerrer sayılı Resmi Gaze­tede yayımlanan İmar Kanununun 12. maddesi uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik ile de anılan maddenin uygu­lanmasına yönelik ayrıntılı düzenleme yapılmış olup, bu Yönetmeliğin 10/3 mad­desinde “düzenleme ile oluşacak parsellerin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki parsele tahsisi sağlanır”, hükmüne yer verilmiştir.

Anılan Yasa ve Yönetmelik hükümlerinin değerlendirilmesinden parselas­yon işlemiyle amaçlanılan binalı veya binasız arazi ve arsaların plân ve mevzuata uygun şekilde imar adasının tüm biçim ve boyutu, yapı düzeni, inşaat yaklaşma sınırı ve bahçe mesafeleri, yapı yüksekliği ve derinliği, yerleşme yoğunluğu, taban alanı ve kat alanı katsayısı, arazinin kullanma şekli, mülk sınırları, mevcut yapıla­rın durumu göz önüne alınmak suretiyle üzerinde yapı yapmaya veya tespit edilmiş olan diğer kullanma şekillerine uygun duruma getirilmesi, maliklerin düzenleme­den sonra sahip olması gereken parsel yüzölçümlerinin belirlenmesi, oluşacak imar parsellerinin mümkün olduğu kadar aynı yerdeki eski parsel sahibine tahsisi, plân ve mevzuata göre korunabilecek yapıların tam ve şuyusuz bir parsele rastlatılması, bunların uygulanmasında veya mal sahibine tahsis edilen miktarın bir imar parse­linden küçük olması veya diğer teknik hukuki nedenlerle bağımsız parsel verilme­mesi halinde bu parsellerin yerine mümkün olduğu kadar aynı şart ve değerle şuyulu parsel verilmesi olduğu açıktır.

Dava dosyasının incelenmesinden; mülkiyeti Hazineye ait ..... İli ..... Kasa­bası ..... Mevkiinde bulunan 4475 parsel sayılı 6680 m2 yüzölçümlü taşınmazın imar plânında okul alanı olarak gözükmekte iken ..... İl Milli Eğitim Müdürlüğünün talebi üzerine ilköğretim okulu yaptırılmak üzere Milli Eğitim Bakanlığına tahsis edildiği, aynı yerle ilgili olarak davalı belediye meclisinin 9.2.2001 tarih ve 2 sayılı kararı ile imar plânında değişiklik yapılarak ilköğretim alanının kaldırıldığı ve imar plânında aynı Belde ..... Mahallesi 190 ada 1 parselin ilköğretim alanı olarak ayrıl­dığı ve buna bağlı olarak davalı belediye encümeninin 27.2.2001 günlü ve 2001/12 sayılı kararı ile çekişmeli taşınmazı da kapsayan alanda 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar uygulaması yapılması üzerine bu işlemin iptali istemi ile bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda; dava konusu uygulama sonrasında oluşan parselasyon cetvelleri ile ekli kroki ve plânların birlikte incelenmesinden; davacı idarenin imar plânında ilköğretim alanı olarak gözüken 4475 parsel sayılı ve 6680.00 m2 yüzölçümlü ta­şınmazın maliki olduğu, uygulama sonrasında ise davacı idareye 190 ada 1 parselin müstakil olarak tahsis edildiği ve Düzenleme Ortaklık Payı adı altında herhangi bir kesinti yapılmadığı, tahsis edilen yeni parsel ile eski parselin birbirine uzak olduğu, uygulama öncesi durumda davacı idarenin maliki olduğu 4475 sayılı parsel belde merkezinde bulunmakta iken uygulama sonrası tahsis edilen 190 ada 1 parselin ise beldenin gelişme alanı olarak tanımlanan bölgesinde yer aldığı, anılan Yönetmeli­ğin 10/a maddesinde öngörülen “düzenleme ile oluşacak imar parsellerinin müm­kün mertebe aynı yerdeki ve yakınındaki eski parsellere tahsisi sağlanır” hükmüne uyulmama gerekçesinin davalı idare tarafından ortaya konulmadığı, 4475 parselin yeni durumda büyük bir kısmının mülkiyeti davalı idareye ait olan parsellere dö­nüştürüldüğü, imar uygulamasının bu şekilde yapılmasını gerektirecek teknik ya da başka bir yönden herhangi bir zorunluluğun söz konusu olmadığı anlaşılmakta olup, dava konusu edilen ..... Belediye Encümeninin 27.2.2001 günlü ve 12 sayılı kararı ile yapılan imar uygulamasında ilgili mevzuat hükümlerine ve dağıtımda gözetilmesi gereken hakkaniyet ilkesine uyarlık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu parselasyon işleminin İPTALİNE.

- - · - -

D. Altıncı D’nin 22.10.2003 gün ve
E: 2002/2374, K: 2003/5072 s.k.

Kararın Özeti

Davacıya, imar plânında konut alanına isabet eden kadastral parse­linin bulunduğu yerden parsel tahsis edilmemesinin, 18. madde Uygulama Yönetmeli­ğinde öngörülen imar parsellerinin oluşturulması ve dağıtımın­daki esaslar çer­çevesinde incelenmesi gerektiği hk.

Dava, davacıya ait ....., ..... Mahallesinde bulunan 31 pafta, 45 ada, 29 parsel sayılı taşınmazın 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca parselasyon işlemine tabi tutulmasına ilişkin 20.8.1996 günlü, 1619 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, Danıştay Altıncı Dairesinin 17.1.2000 günlü, E: 1999/3, K: 2000/89 sayılı bozma kararına uyularak yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapora ek raporla dosyanın birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu 29 sayılı parselin düzen­lenme öncesi alanının 75.00 m2 olduğu, %35 oranında düzenleme ortaklık payı alındıktan sonra %28 oranında kamu tesis alanına, %37 oranında 27.75 m2 imar parseline tahsis yapıldığı, 29 parsel üzerindeki kargir binanın imar mevzuatına göre tam ve hissesiz bir imar parseline tekabül edecek konum ve büyüklükte olmadığın­dan 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi Uygulama Yönetmeliğinin 8. maddesine göre değerlendirilme olanağı bulunmadığının anlaşıldığı, dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından dava dilekçesinde 31 pafta, 45 ada, 29 sayılı kadastral parselinin plânda konut alanında kaldığı, dava konusu uy­gulamayla da kadastral parselinin bulunduğu belediye ve üçüncü kişiler adına tah­sis edildiği, kendilerine de kadastral parseline uzakta bulunan 3156 ada, 1 parsel sayılı taşınmazdan hisse tahsis edildiği ileri sürülerek dava konusu parselasyon işleminin iptalinin talep edildiği anlaşıldığından, davacıya kadastral parselinin bu­lunduğu yerden tahsis yapılmama gerekçesinin 18. Madde Uygulama Yönetmeli­ğinde öngörülen imar parsellerinin oluşturulması ve dağıtımındaki esaslar çerçeve­sinde Mahkemece yeniden konusunda uzman üniversite öğretim üyelerinden oluş­turulacak üç kişilik bilirkişi kuruluna incelettirilerek bir karar verilmesi gerekmek­tedir.

Bu nedenle, İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, ..... İdare Mahkemesinin 9.11.2001 günlü, E: 2001/ 956, K: 2001/1255 sayılı kararının BOZULMASINA.

1. Hukuki Zorunluluk XE "Hukuki Zorunluluk"

İmar uygulamalarında, parsel oluşturma ve dağıtım sırasında, hak sa­hiplerine aynı yerden parsel verilmesini önleyen nedenler var­dır. Öncelikle, eğer taşınmazın imar plânına göre yol, yeşil alan gibi düzen­leme ortaklık payı XE “Düzenleme Ortaklık Payı"  ile elde edilebilecek sahalara rastlaması halinde bu alan­larda zaten imar parseli XE “İmar Parseli"  oluşturulamayacağından aynı yerden parsel veril­mesi mümkün de­ğildir.

Yine, imar plânı uyarınca ayrılıp, imar uygulaması XE “İmar Uygulaması"  sırasındada AAD Yönetmeliğinin 12. maddesi uyarınca ileride kamulaştırma yapılmak üzere pay verilen alanlarda da imar parseli XE “İmar Parseli"  oluşturulamayacağından, aynı yerden parsel verilme ilkesi uygulanamaz. Taşınmaz imar plânında başka alanlara da tahsis XE “Tahsis"  edilmiş olabilir. Biz bu durumu hukuki zorunluluk XE “Hukuki Zorunluluk"  ile açıklıyoruz.

Bir yargı yerince, imar plânında park alanında kaldığından bahisle ko­runması mümkün olmayan binanın bulunduğu yerin sahibine verilmeyip, aynı yapı XE “Yapı"  adası XE “Yapı Adası"  içerisinde boş olan bir başka parsel verilmesinde mevzuata aykırılık bulunmadığına karar vermiştir.

“...Bu durumda, davacıya ait taşınmazın imar plânında park ala­nında bulunduğundan, ilgilinin ruhsatsız binasının korunmasının müm­kün ol­ma­ması nedeniyle adı geçene aynı yapı XE “Yapı"  adası XE “Yapı Adası"  içinde, boş olan bir başka parsel verildiğinden, 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca yapılıp dava konusu edilen imar uygulamasın XE “İmar Uygulaması" a ilişkin işlemde yukarıda anılan mev­zuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.”106

Danıştay bir kararında, imar plânında yolda kalan taşınmaza göre daha küçük bir parsel verilmesini hukuka aykırı bulmamıştır.

“...parselasyon XE “Parselasyon"  plânı davacıların hisseleri açısından değil, diğer ta­şınmaz sahiplerine de yukarıda belirtilen yönetmelik hükümlerine göre da­ğıtım yapılması gerekeceğinden, davacıların büyük bir kısmı yolda ka­lan taşınmazları için daha küçük bir parselin müstakil olarak verilmesi veya tüm hissenin tek bir parsele verilmemesi gerektiği iddiaları dava ko­nusu parselasyon plânını sakatla­yıcı nitelikte görülmemiştir.”107

Danıştay başka bir kararında ise, 156 m2 alanlı kadastro parselin XE “Kadastro Parseli" in bü­yük bir kısmının yolda kalması nedeniyle aynı yerden parsel verilmesinin mümkün olmadığına ve düzenleme sonucu oluşan parsellerin davacıların hisselerinden büyük olması karşısında iki ayrı parselden hisse verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına hükmetmiştir.108

KARARLAR

D. Altıncı D’nin 22.10.1992 gün ve
E: 1991/402, K: 1992/3869 s.k.
109

Kararın Özeti

İmar plânında yeşil alana tahsisli olan davacı taşınmazına karşılık parselasyon sonucu oluşan bir parselin 2/3 ünün verilmesinde mevzuata aykırılık bulunmadığı nedeniyle mahkemece, düzenlenen bilirkişi rapo­runda düzenleme öncesi imar plânında yeşil alana tahsisli davacı parseli­nin daha değerli olduğunun belirtildiği gerekçe gösterilerek düzenleme işleminin iptaline karar verilmesinde isabet görülmediği hk.

Dava, ..... İlçesi, ..... Mahallesi, 329 ada, 36 parsel sayılı taşınmazı da kapsa­yan 20.1.1987 günlü, 96 sayılı Belediye Encümeni kararıyla kabul edilen parselas­yon plânının bu taşınmazla ilgili kısmının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkeme­since; taşınmazın 26.9.1986 günlü, 3 sayılı Belediye Meclisi kararıyla yapılan imar plânı değişikliği sonucu konut alanından çıkartılarak yeşil alan olarak ayrıldığı, daha sonra yapılan parselasyon plânı ile davacıya yeşil alana ayrılan 36 parsel sa­yılı taşınmaza karşılık aynı adada 10 parselin 2/3 hissenin verildiği, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda; davacının 424 m2 büyüklüğünde, üzerinde müstakil konut yapmaya uygun ve mülkiyeti yal­nız kendisine ait bir parsele sahip iken, düzenleme ile 546 m2 büyüklüğünde yeni düzenlenen imar yoluna yaklaşık 45˚’lik bir açı ile gelen, genişliği arka cephede 14 m, bir kenar uzunluğu 32.05 m, diğer kenar uzunluğu 45.54 m olan ve boyutları itibarıyla yalnızca her katta bir konut yapılmasına olanak sağlayan bir parsele ortak ettirildiği, plânın parselasyon ilkeleri ve kamu yararı açısından doğru görülmekle birlikte plânlama teknikleri ile bağdaşmadığı, imar parsellerinin davacıya da tek başına bir imar parseli verilebilecek şekilde düzenlenerek davacının kaybettiği daha iyi ve değerli konumdaki arsanın telafi edilebileceği ve hakkaniyet ilkesine böylece ulaşılabileceğinin belirtildiği, bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte bulunduğu, bu durumda plânlama teknikleri ile hakkaniyet ve eşitlik ilke­lerine aykırı olduğu gerekçesiyle parselasyon plânının dava konusu taşınmazla ilgili kısmının iptaline karar verilmiş, bu karar davalı belediye vekilince temyiz edilmiştir.

Olayda, davaya konu taşınmazın, 26.9.1986 günlü, 3 sayılı Belediye Meclisi kararıyla imar plânında değişiklik yapılarak yeşil alana tahsisli olduğu, yapılan düzenleme ile düzenleme alanında %22.28 oranında düzenleme ortaklık payı alın­dığı, yasal sınırlar içinde kalan düzenleme ortaklık payı çıkarıldıktan sonra dava­cıya ait parselin kalan kısmına karşılık aynı adada oluşturulan ve konut alanında kalan 10 sayılı parselin 2/3 hissesinin tahsis edildiği temyiz dosyasının incelenme­sinden anlaşılmaktadır.

Karara dayanak alınan bilirkişi raporunda ise, uyuşmazlık konusu parselin düzenleme öncesi ve sonrası konumu göz önüne alınmaksızın davacının düzenleme öncesinde imar plânında yeşil alana tahsisli parselinin daha değerli olduğu kabul edilip, müstakilen bir imar parseli verilebilecek şekilde düzenleme yapılarak dava­cının uğradığı zararın telafi edilebileceği, 10 sayılı parselin 2/3 hissesinin davacıya tahsis edilmesinde plânlama teknikleri ve hakkaniyet ve eşitlik ilkelerine aykırı davranıldığı sonucuna ulaşılmıştır.

Oysa, dava konusu parselin düzenleme öncesi tümüyle yeşil alana tahsisli olduğu ve bu haliyle kamulaştırılması gerektiği göz önüne alındığında, imar plâ­nında konut alanında kalan 10 sayılı parselin teknik zorunluluk nedeniyle 2/3 his­sesinin tahsis edilmesi karşısında davacının değer kaybı yönünden mağduriyetinin söz konusu olamayacağı açıktır.

Bu itibarla düzenleme işleminde mevzuata aykırılık bulunmadığı halde nite­liği yukarıda açıklanan eksik inceleme ürünü bilirkişi raporuna dayanılarak işlemin iptalinde usul ve yasaya uyarlık bulunmamaktadır.

- - · - -

D. Altıncı D’nin 22.2.1989 gün ve
E: 1988/1763, K: 1989/409 s.k.
110

Kararın Özeti

156 m2 alan kadastro parselinin büyük bir kısmı yolda kaldığı nede­niyle aynı yerden parsel verilmesinin mümkün olmadığı, düzenleme so­nucu oluşan parsellerin davacıların hisselerinden büyük olması karşı­sında iki ayrı parselden hisse verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı hk.

Dava, davacıların hissedarı oldukları ....., ....., ..... ada, ..... parsel sayılı ta­şınmazın 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca düzenlemeye tabi tutulmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, davacıların taşınma­zından %26 oranında düzenleme ortaklık payı alındıktan sonra kalan 115 m2 yerle­rine karşılık yeni oluşan imar adasının 1 ve 2 sayılı parsellerinden hisse verildiği, ancak yeni oluşan imar adasında davacılara müstakil verilebilecek parseller var iken iki parselde hisseli yer verilmesinin gerekçelerinin ortaya konmadığı nede­niyle iptal edilmiş ve bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

İmar Kanununun 18. maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenle­mesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinin (a) bendinde, dü­zenlemeyle oluşacak imar parsellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakı­nındaki eski parsellere tahsisin sağlanacağı, (b) bendinde de, plân ve mevzuata göre korunması mümkün olan yapıların tam ve hissesiz bir imar parseline intibak ettirilmesi gerektiği kuralı yer almıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden, kadastral durumu itibariyle 156 m2 olan davacılara ait ..... parsel sayılı taşınmazın düzenleme nedeniyle büyük bir kısmının yolda kalması nedeniyle düzenlemeden sonra aynı yerde yer verilmesinin mümkün olmadığı, düzenlemeden sonra meydana gelen parsellerin de davacıların hisselerin­den büyük olması karşısında yeni oluşan imar adasının ..... ve ..... sayılı parsellerin­den hisse verildiği anlaşılmış olup, yapılan düzenlemenin İmar Kanununun 18. maddesi ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin yönetmeliğe uygun olarak gerçek­leştirildiği anlaşılmıştır.

Parselasyon plânı davacıların hisseleri açısından değil, düzenlenen tüm ada­lar açısından incelendiğinde, diğer taşınmaz sahiplerine de yukarıda belirtilen Yö­netmelik hükümlerine göre dağıtım yapılması gerekeceğinden, davacıların büyük bir kısmı yolda kalan taşınmazları için daha küçük bir parselin müstakil olarak verilmesi veya tüm hissenin tek bir parselden verilmemesi gerektiği iddiaları dava konusu parselasyon plânını sakatlayıcı nitelikte görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle dava konusu işlemin iptali yolundaki ..... İdare Mah­kemesinin 7.6.1988 günlü, E: 1988/93, K: 1988/349 sayılı kararında yukarıda be­lirlenen yasal düzenlemeye uyarlık bulunmadığından BOZULMASINA.

2. Teknik Zorunluluk XE "Teknik Zorunluluk"

İmar uygulamasının XE “İmar Uygulaması"  dağıtım aşamasında aynı yerden imar parseli XE “İmar Parseli"  ve­rilebilmesi için zorunlu kriter bu alanın imar plânıyla konuta tahsis XE “Tahsis"  edil­miş olması gerekir. Taşınmazın bulunduğu alan imar plânıyla konut ala­nına ay­rıldığı takdirde, aynı yerden parsel verilmesini engelleyen sebebi, teknik zorunluluk XE “Teknik Zorunluluk"  ile açıklıyoruz. Teknik zorunluluk, XE “Teknik Zorunluluk"  kadastro parselini XE “Kadastro Parseli" n imar plânına isabet ettiği yer, konut alanına tahsisli olduğu halde, burada oluştu­rulacak imar parseline tahsis yapılması aşamasında aynı yerde bulunan diğer kadastro parsellerinin birlikte değerlendirilmesi gereğinden kaynaklanmak­tadır. Aynı şekilde, aynı yerden parsel verile­memesi halinde en yakın yer­deki parselden verilememe hali de teknik zo­runluluktan kaynaklanmaktadır. Bu da daha çok yukarıda bahsedilen umumi hizmet ala­larına ve kamu tesis­lerine isabet eden sahalarda bulunan taşın­mazlar için geçerlidir. Bu kadastral parsellere yasal zorunluluk nedeniyle aynı yerden imar parseli verilmesi olanağı yok iken, en yakınında oluşturu­lan imar par­selinden de yer veril­memesini teknik zorunluluğa bağlamakta­yız.

Bazen de, büyük bir alana sahip olan hak sahibin XE "hak sahibi" e bir miktar parsel tam olarak verilirken, geriye kalan kısımlara aynı yerden ya da yakınından yer verilememektedir. İşte böyle durumlarda, parsel dağıtım konusunu uy­gulamaya giren diğer taşınmazlarla birlikte değerlendirmek gerekir. Yani, tek bir kadastral parselin alan ve durumuna bakılarak doğru bir sonuca ulaşmamız mümkün olamaz. Çünkü bir taşınmazdan üretilebilecek parsel kadar imar parseli XE “İmar Parseli" nin bu kişiye verilmesi halinde diğerlerine parsel verilemeyebilir.

Aynı yerden parsel tahsisinin mümkün olup olmadığının denetimi­nin ise açılan davalar üzerine yargı yerlerince yapılması gerekmektedir.111

Nitekim, bu husus Danıştay kararında şu şekilde açıklanmaktadır:

“...Yukarıda yer alan Yasa hükmü uyarınca yapılacak parselas­yonda, binalı ve binasız, arazi ve arsaların, plân ve mevzuata uygun şe­kilde inşaata veya tespit edilmiş olan diğer kullanma şekillerine uygun duruma getiril­mesi, malikle­rin düzenlemeden sonra sahip olması gereken parsel yüzöl­çümlerinin belirlen­mesi, oluşacak imar parsellerinin mümkün olduğu kadar aynı yerdeki eski parsel sahibine tahsisi, plân ve mevzuata göre korunabile­cek yapıların tam ve şüyusuz bir parsele rastlatılması, bunların uygulanma­sında veya mal sahibine tahsis XE “Tahsis"  edi­len miktarın bir imar parselinde XE “İmar Parseli" n küçük olması veya diğer teknik ve hukuki ne­denlerle bağımsız parsel verilememesi halinde, bu parsellerin yerine mümkün ol­duğu kadar aynı şart ve değerlerle şüyulu parsel verilmesi amaçlanmakta­dır.

Dosyanın incelenmesinden, mahkemece, dava konusu parselasyon XE “Parselasyon"  iş­le­miyle davacının kadastral parseline karşılık teknik zorunluluklar XE “Teknik Zorunluluk"  nede­niyle tüm parsellerin aynı yerden verilemediği, mümkün mertebe bulun­duğu yerden ya da yakınındaki parsellerden tahsis XE “Tahsis"  yapıldığı anlaşıldığın­dan ba­hisle işlemin hu­kuka uygun olduğu sonucuna ulaşılmakta ise de teknik zo­runluluk kavramından neyin kastedildiği açıkça belirtilmediğin­den mah­keme kararında isabet görül­memiştir...”

Teknik zorunluluk XE “Teknik Zorunluluk"  nedeniyle, hak sahibine XE "hak sahibi"  alanına karşılık olarak tam parsel verildikten sonra geriye kalan ve tam bir parsel için yeterli olma­yan miktar için mümkün ise parçalanmadan bir imar pareline hisseli olanak ak­tarılması gerekir. Eğer, diğer taşınmazların durumu da göz önüne alındı­ğında, bu mümkün değil ise, o zaman parçalar halinde diğer paresellere hisse olarak aktarılabilir. Bu konuda idarenin daha serbest davranabileceğini düşünmekteyiz. Yeter ki, bağımsız bir imar parseli XE “İmar Parseli"  olabilecek kadar büyük olan alanın parçalara bölünerek, başkalarına ait parsellere dağıtımı yapılma­sın.

İmar uygulamalarına karşı açılan davalarda, hak sahiplerince ken­dile­rine aynı yerden parsel verilmediği, yakınından da verilmediği, verilen ye­rin ise eşdeğer olmadığı, bununla birlikte başka yerlerdeki taşınmazlara kar­şılık üçüncü kişilere yer verildiği, halbuki teknik zorunluluk XE “Teknik Zorunluluk"  olmadığı gibi iddi­aların yapılması durumunda, bu hususun uygulamaya giren diğer tüm ta­şınmazların dağıtımının da incelenerek iddianın araştırılması gere­kir. Uygu­lama alanında taşınmazların fazla olması ve karışık bir durum arz etmesi halinde yargı yerince bu işlemin uzmanı olan bilirkişilere başvur­ması daha sağlıklı bir çözüm olacaktır.

Danıştayın, 3194 sayılı İmar Kanununun 18. Maddesi Uya­rınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi XE "Arazi ve Arsa Düzenlemesi"  ile ilgili Esaslar Hakkında Yö­netmeliğin 10/a maddesi uyarınca, düzenlemeyle oluşacak imar parselle­rinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki eski parsele tahsisisin sağ­lanacağı kuralına ilişkin yorumu aşağıdaki şekilde olmuştur.

“... Dava dosyasının incelenmesinden, davacının 50.000 m2 yüzöl­çümlü ta­şınmazının düzenlemeye tabi tutulması sonucu taşınmazın %31’i oranında 1537 m2’lik kısmının düzenleme ortaklık payı XE “Düzenleme Ortaklık Payı"  olarak alındığı, ka­lan miktarın 2848 m2’lik kısmının müstakil parsel olarak eski yerinden tah­sis XE “Tahsis"  edildiği, 348 m2nin ise farklı yerlerdeki parsellere hisselendirilmek su­retiyle verildiği, uyuş­mazlığın çözümü için İdare Mahkemesince yaptı­rılan bilirkişi incelmesi sonucu düzenlenen raporda, bu tarz düzenleme­nin ta­şınmazlarının tamamı umumi hiz­metlere ayrılan taşınmaz malikle­rine konut alanından taşınmaz sağlamaya yö­nelik olduğu, davacıya kendi ye­rinden yer tahsisisin mümkün olduğu, bu duru­mun ise yönetmelik hük­müne uygun bu­lunmadığı görüşüne yer verilmesi nede­niyle, mahke­mece düzenleme işlemi­nin mevzuata aykırı bulunarak iptal edildiği anla­şılmış­tır.

Ancak, yukarıda yazılı yönetmelik hükmü mutlak uygulanması ge­rekli bir kural içermemekte, mümkün olması halinde düzenleme ile oluşa­cak imar par­sellerinin aynı yerdeki veya yakınındaki eski parsele tahsisinin sağlanmasını öngörmektedir.

Bu durumda, eski taşınmazının bulunduğu yerde 8 müstakil parsel tah­sis XE “Tahsis"  edilen davacıya, kalan %10 oranındaki kısmın başka yerlerden tahsi­sinin mev­zuata aykırı bulunmaması nedeniyle işlemi iptal eden tem­yize konu mah­keme kararında hukuki isabet görülmemiştir...”.112

Danıştay bir kararında iki adet taşınmazı uygulamaya giren şahsa bir tam parsel verilip geriye kalan ve tek başına parsel olamayacak büyük­lük­teki alanın teknik zorunluluk XE “Teknik Zorunluluk"  nedeniyle iki ayrı parselde hisseli verilme­sinde ve bir kısım yerin de okul alanına pay verilmesinde hukuka aykırılık gör­memiştir.

“...Olayda, davacının maliki olduğu 475, öteki 135 m2 yüzölçümlü iki adet taşınmazın düzenlemeye tabi tutulduğu, sözü geçen parsellerin daha önceki yola terklerinden ötürü düzenleme ortaklık payı XE “Düzenleme Ortaklık Payı"  alınmadığı, düzen­leme sonucu oluş­turulan ve eski 1798 parselin yerine isabet eden 525 m2 yüzölçümlü 78 ada 15 parselin müstakilen tahsis XE “Tahsis"  edildiği, kalan kısmının da müstakil bir imar par­seli XE “İmar Parseli"  oluşturmasının mümkün bulunma­ması nedeniyle iki ayrı parselde 4 ve 16 m2 olmak üzere hisselendirildiği, 47 m2 ‘sine kar­şılık ise İmar Kanununun 18. maddesine ilişkin yönetme­liğin 12. maddesi uyarınca okul alanından pay ve­rildiği temyiz dosyasının incelenmesinden anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davacıya düzenleme sonucu büyük olan kadastral par­se­lin­den daha fazla 525 m2’lik müstakil bir imar parseli XE “İmar Parseli"  verildiği ve yapı­laşma hakkı­nın da arttığı göz önüne alındığında davacının mağduriyeti­nin söz konusu ol­madığı gibi, teknik zorunluluk XE “Teknik Zorunluluk"  nedeniyle kalan kısmının hisseli olarak veril­me­sinde mevzuata aykırılık bulunmadığından eksik incelemeye dayalı bilirkişi ra­poruna itibar edilmek suretiyle işlemin ipta­linde isabet görülmemiştir...”113

İmar uygulamalarında, umumi hizmetlere ayrılan sahalar ile ka­mulaş­tırılmak üzere pay verilen alanların çok olması ya da uygulama ala­nında yer alan kadastral parsellerin alanlarının küçük miktarlarda olması halinde, mümkün mertebe aynı yerden imar parseli XE “İmar Parseli"  verme ilkesine uyulması imkan­sızlaşır. Bunun da nedeni, yapılan açıklamalar ışığında teknik zorun­luluk XE “Teknik Zorunluluk" tur.

Özetlemek gerekirse, imar uygulamasının XE “İmar Uygulaması"  dağıtım aşamasında mümkün mertebe aynı yerden imar parseli XE “İmar Parseli"  verilmesi gerekir. Bu kuralı iki ana husus ortadan kaldırmaktadır. Bunlar da hukuki zorunluluk XE “Hukuki Zorunluluk"  ya da imkan­sız­lık ve teknik zorunluluktur. XE “Teknik Zorunluluk"  Hukuki zorunluluk XE “Hukuki Zorunluluk"  daha çok imar plâ­nından kaynaklandığı için bu durumun açılacak bir iptal davası ile ortadan kaldırıl­ması mümkün olabilir. Ancak imar plânı veri iken teknik zorunlu­luğu kal­dırmak mümkün değildir.

Danıştay bir kararında, düzenleme sonucu geriye kalan alan müsta­kil parsel için yeterli olmasa bile teknik bir zorunluluk bulunmadığı halde da­vacının ruhsatlı binasının bulunduğu yerde oluşturulan parsele hisselendi­rilmemesinde hukuka aykırılık olduğuna karar vermiştir.

Danıştay başka bir kararında ise, davacıya ait taşınmazın parselas­yon XE “Parselasyon"  işlemine tabi tutulması sonucunda, davacıya parselinin bulunduğu yerin uzağında daha az katlı imar nizamına tabi yerden imar parseli XE “İmar Parseli"  verilmesini imar mevzuatına aykırı bulmuştur.114

KARARLAR

D. Altıncı D’nin 15.2.2001 gün ve
E: 2000/151, K: 2001/949 s.k.

Kararın Özeti

Düzenleme sonucu geriye kalan alan müstakil parsel için yeterli ol­masa bile, teknik bir zorunluluk bulunmadığı halde davacının ruhsatlı bina­sının bulunduğu yerde oluşturulan parsele hisselendirilmemesinde hukuka aykırılık olduğu hk.

Dava, ..... İli, ...... İlçesi, ..... Mahallesi, 178 pafta, 1084 ada, 50 sayılı parse­lin 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca parselasyon işlemine tabi tutulmasına ilişkin 22.3.1994 günlü, 894 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden 502.50 m2’lik kadastral 50 sayılı parselde davacının 2/8 oranında hissedar olduğu, davacının hissesine dü­şen 125.62 m2’den %35 oranında düzenleme ortaklık payı alındıktan sonra arta kalan 81.65 m2’nin plân uyarınca tek ba­şına imar parseli verilmesine yetmediği, davacıya aynı yerde oluşturulan 8301 ada, 4 sayılı parselde hisse verildiği, davacı­nın yapısının isabet ettiği 3 sayılı parselin de aynı yerdeki 1471 ada, 4 sayılı kadastral parsel hissedarına tahsis edildiği anlaşıldığından uygulama zemine ait olup yapı bedeli şuyuun giderilmesinde ayrıca dikkate alınacağından dava konusu parselasyon işle­minde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın red­dine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzen­lemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinin (a) fıkrasında; düzenlemeyle oluşacak imar parsellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya ya­kınındaki eski parsellere tahsis ettireceği, (b) fıkrasında da plân ve mevzuata göre korunması mümkün olan yapıların tam ve hissesiz bir imar parseline intibakının sağlanacağı kuralı yer almaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, davacının kadastral 50 sayılı parseldeki hissesi­nin düzenleme sonucu imar plânı hükümleri gereği müstakil imar parseli verilmesi koşulunu sağlamadığı ve davacıya kadastral parselinin bulunduğu yerde oluşturu­lan 8301 ada, 4 sayılı parselden hisse tahsis edil­diği anlaşılmakta ise de, davacının kadastral parselinin bulunduğu yerde yaptığı ruhsatlı binasının olduğu yerde oluş­turulan 8301 ada, 3 sayılı par­selde hissedar yapılması gerektiği sonucuna ulaşıl­mıştır.

Bu nedenle 8301 ada, 3 sayılı parselin müstakil olarak 1471 ada, 4 sa­yılı kadastral parsel hissedarına verilmesine ve davacının anılan parselde hissedar ya­pılmamasına ilişkin dava konusu parselasyon işleminde mevzu­ata uyarlık bulun­madığından aksi yöndeki idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, ..... 1. İdare Mahkemesinin 26.5.1999 günlü, E: 1997/ 244, K: 1999/511 sayılı kararının BOZULMASINA.

- - · - -

D. Altıncı D’nin 5.3.1993 gün ve
E: 1992/1325, K: 1993/832 s.k.
115

Kararın Özeti

Davacıya parselasyon sonucu büyük olan kadastral parselinden daha fazla alanlı müstakil imar parseli verildiği, yapılaşma hakkının da bu şekilde arttırıldığı, davacının mağduriyetinin olmadığı gibi teknik zo­runluluk nedeniyle kalan kısmının hisseli verildiği, işlemde bu nedenlerle mevzuata aykırılık bulunmadığı nedeniyle mahkemece bilirkişi raporuna dayanılarak işlemin iptaline karar verilmesinde isabet görülmediği hk.

Dava, ..... Mevkii 1798 ve 1799 parsel sayılı taşınmazların 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca düzenlemeye tabi tutulmasına ilişkin işlemin iptali dileğiyle açılmış, İdare Mahkemesince İmar Kanununun 18. maddesi metni açıklanarak mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenle­nen bilirkişi raporunun incelenmesinden, davacıya düzenleme sonucu oluşturulan ve müstakilen tahsis edilen 525 m2’lik parselden başka çeşitli parsellerde hisse ve­rildiği, bunlardan 16 m2 hisse verilen 77 ada, 15 parselin kadastral parselin bulun­duğu adada yer almadığı, sanılan parselde beş adet hissedar olduğu, parselin yapı­laşma nizamı ve ebatları açısından uygulama yapılmasının çok güç olduğunun an­laşıldığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiş, karar davalı belediye baş­kanlığınca temyiz edilmiştir.

Olayda, davacının maliki olduğu 475, öteki 135 m2 yüzölçümlü iki adet ta­şınmazın, düzenlemeye tabi tutulduğu, sözü geçen parsellerin daha önceki yola terklerinden ötürü düzenleme ortaklık payı alınmadığı, düzenleme sonucu oluştu­rulan ve es

Tarih: 23.05.2007 Saat: 15:28 Gönderen: imarhukukcusu

 
İlgili Bağlantılar
· Daha fazla
· Haber gönderen imarhukukcusu


En çok okunan haber: :
T.C. ADALET BAKANLI?I FAALİYET RAPORU 2006 (İÇERİK)

Haber Puanlama
Ortalama Puan: 0
Toplam Oy: 0

Lütfen bu haberi puanlamak için bir saniyenizi ayırın:

Mükemmel
Çok İyi
İyi
İdare Eder
Kötü

Seçenekler

 Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa


RE: Bondugizufabocafe (Puan: 1)
Gönderen: fizo35287 Tarih: 26.09.2007 Saat: 02:47
(Kullanıcı Bilgisi )


Bu yorumun devamını oku...