Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar
Tarihi
ALTINCI
DAİRE
2006
6658
2004
255
29/12/2006
KARAR METNİ
Davalı
idare tarafından yapılan plan değişikliği sonucu yapılaşma olanağı tanınan
alanda, deprem sonucu dört adet bloktan oluşan sitedeki üç adet blokta orta
hasar meydana gelirken yalnızca uyuşmazlık konusu blokta yıkım oluşması
karşısında, adapazarı genelindeki zemin özellikleri de göz önünde
bulundurulduğunda yapıya ait temellerin oturtulduğu zemine yönelik olarak
mahkemece zemin etüdü yapılmadan, bu zemine uygun temel cins ve boyutunun
seçilip seçilmediği ve buna uygun
yapı
ruhsatı düzenlenip düzenlenmediği incelenmeden verilen temyize konu mahkeme
kararında isabet görülmediği hk.
Danıştay
Altıncı Dairesinin 29.12.2006 gün ve E:2004/255, K:2006/6658 sayılı kararı.
Temyiz İsteminde Bulunanlar : ?, ? ve ?
Vekili : Av. ?
Karşı Taraf : Adapazarı Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. ?
İstemin Özeti : Sakarya 1. İdare Mahkemesinin 20.12.2002 günlü, E:2000/873,
K:2002/1847 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek
bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi İsmet Can'ın Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile
mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Tülin Özgenç'in Düşüncesi : Davacılardan ?'in maliki olduğu
tapunun Adapazarı 1.Bölge İstiklal Mahallesi ? pafta, ? ada, ? parsel
numarasında kayıtlı taşınmazda bulunan D/Blok A giriş, 8 nolu dairenin 17
Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen depremde tamamen çökmesi ve davacıların eşi
ve babası olan ?'in vefatı nedeniyle, olayda idarenin hizmet kusuru
bulunduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi zarar karşılığı
toplamı 216 milyar liranın tazminen ödenmesi istemiyle açılan davanın reddi
yolundaki İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması
istenilmektedir.
İdare Mahkemesinin 2001/180 Esasına kayıtlı dava dosyasında, İdare Mahkemesince,
davacının taşınmazının içinde bulunduğu alanla ilgili olarak dosyada mevcut imar
planlarının ve İller Bankasınca hazırlanan Jeolojik Etüd Raporunun da dikkate
alınması ve incelenmesi ile davalı idarenin kusurunun tesbiti istemiyle
yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda; İller Bankası
tarafından 1982 yılında hazırlanan jeolojik etüd raporunda, alüvyonda yer altı
suyunun çok yüskek olması ve hatta yer yer yüzeyde bulunması, 1.derecede
tehlikeli deprem alanı içinde bulunan böyle bir bölge için sakıncalı olacağı;
alüvyonda düşünülen yerleşimlerin yeraltı su seviyesinin daha düşük olduğu
güneydeki Hanlı Köy yöresine kaydırılması veya temellerde deprem riskinin
hesaplanarak özel temel sistemlerinin uygulanması gerekeceği, şeklinde tavsiye
de bulunulduğu; İller Bankası tarafından hazırlanan imar planlarında, 1.1.1998
de yürürlüğe giren "Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelik"de
ve aynı Bakanlık tarafından hazırlanan TS500 Betonarme Yapıların Tasarımı ve
Yapım Kurallarında 1. derece deprem bölgelerinde yukarda belirtilen zeminlerde
deprem riskinin hesaplanarak nasıl bir özel temel sistemi uygulanmasının
gerekeceğinden bahsedilmediği, inşaat mühendislerinin binaları yaparken imar
planlarını, Deprem Yönetmeliğini ve TS500 Tasarım ve yapım kurallarını dikkate
aldıkları, Belediyelerin de aynı yapılarla ilgili olarak bu hususları dikkate
alarak ruhsat verip, denetleme yaptıkları, dava konusu taşınmazın bulunduğu
parselin iki tarafındaki parsellere 5 kat imar
izni
verildiği, Adapazarı Belediyesinin de Kanunların kendisine tanıdığı hak ve
yetkileri kullanarak yasal bir şekilde dava konusu parsele imar
izni
ve ruhsat verdiği, Türkiye genelinde İller Bankası tarafından hazırlanan ve
hazırlattırılan imar planlarında kat adetleri belirlenirken ele alınan kıstaslar
içerisinde binanın yapılacağı yerdeki zeminin özellikleri, taşıma gücü, zemin
emniyeti getirilmesi gibi hususların bulunmadığı, zeminin özelliklerine göre
temel cinsine, boyutlarına inşaat mühendisinin karar verdiği, Deprem
yönetmelikleri ve şartnamelerin, Adapazarı gibi alüvyonlu, çürük, yer altı su
seviyesinin yüksek olduğu yerlerde dahi 5 katlı binalar (mesken) için zeminde
sondaj ile emniyet gerilmesi ve diğer özelliklerin belirlenmesi mecburiyeti
getirmediği, ancak sıvılaşma potansiyeli araştırması için sondaj ve laboratuar
çalışması mecburiyeti getirdiği, yönetmeliklerin istemediği, hususlarla ilgili
olarak inşaat mühendisleri ve kurumları suçlamanın doğru olmadığı, 5 katlı
Betonarme karkas bir inşaatta kullanılan beton ve demirin mukavemetinin
belirlenmesi amacıyla hasar görmüş numuneler üzerinde az sayıda yapılan
deneylerinde sonucu tam yansıtmayacağı, üniversite tarafından yapılan deney
sonuçlarının o tarihteki yönetmeliklere uygun olduğunun olduğunun
söylenebileceği" şeklinde görüş belirtildiği görülmektedir.
Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, İller Bankası tarafından 1982 yılında
hazırlanan jeolojik Etüd raporunda, yer altı su seviyesinin yüksek olduğu kalın
alüvyon zeminlerde de bazı tedbirlerin alınması tavsiye edilerek inşaatın
yapılabileceğinin belirtilmiş olması karşısında; Deprem Yönetmelikleri ve
şartnamelerin, Adapazarı gibi alüvyonlu, çürük, yeraltı su seviyesinin yüksek
olduğu yerlerde dahi 5 katlı binalar için zeminde sondaj ve emniyet gerilmesi ve
diğer özelliklerin belirlenmesi mecburiyeti getirmediğinden bahisle, zararın
oluşumunda davalı idarenin sorumlu tutulamayacağından söz etme olanağı
bulunmamaktadır.
Bu durumda, davalı idarenin deprem sonucu çöken yapının inşaası aşamasında
yürütmesi gereken faaliyetlerini gereği gibi yerine getirmemesi sonucu oluşan
hizmet kurusu nedeniyle ortaya çıkan zararı tazminle sorumlu bulunduğundan, aksi
yöndeki değerlendirmeye dayalı olarak verilen kararda hukuki isabet
görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı ve Onbirinci Dairelerinin müşterek heyetince, 2575
sayılı Danıştay Kanunu'nun EK:1. maddesi uyarınca birlikte yapılan toplantıda
Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten
sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, ?'in maliki olduğu Adapazarı, 1 Bölge, İstiklal Mahallesi, ? pafta, ? ada,
? parsel sayılı taşınmaz üzerinde D Blok A Girişi 8 nolu dairenin 17 Ağustos
1999 tarihinde meydana gelen depremde yıkılması sonucu ?'in eşi ve diğer
davacıların babası ?'in vefat etmesi nedeniyle ? için 30.000.000.000.-lira daire
ve eşini kaybetmiş olması nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı olarak
30.000.000.000.-lira maddi, 31.000.000.000. lira manevi, ? için babasının ölümü
nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı olarak 30.000.000.000.-lira maddi,
33.000.000.000.-lira manevi, ? için babasının ölümü nedeniyle destekten yoksun
kalma tazminatı olarak 30.000.000.000.-lira maddi, 32.000.000.000.-lira manevi
zarar olmak üzere 120.000.000.000.-lirası maddi ve 96.000.000.000.-lirası
manevi, toplam 216.000.000.000.-liranın olay tarihinden itibaren hesaplanacak
yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince,
davacılar ile aynı binada bulunan kişi tarafından açılan E:2001/180 sayılı
davada dosya üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporun
dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmesinden, uyuşmazlık konusu
yapının da içinde bulunduğu bölgenin imar planlarının İller Bankası Genel
Müdürlüğü'ne yaptırılmasına karar verildiği, anılan Kurumca 18.03.1982 günlü
Sakarya Jeolojik İnceleme raporunun düzenlendiği, 01.11.1985 günü 1/1000 ölçekli
imar planının hazırlandığı ve planın 04.11.1985 günü Bayındırlık ve İskan
Bakanlığınca onandığı, anılan planda davacının taşınmazının bulunduğu parselin
oyun alanı olarak belirlendiği, oyun alanının civarındaki parsellere ayrık nizam
5 kat yapılaşma
izni
verildiği, belediye meclisinin 11.11.1987 günlü, 15/79 sayılı kararı ile oyun
alanından çıkarılarak konut alanı kullanımına ayrıldığı ve davacı konutunun da
içinde bulunduğu taşınmaz için
yapı
ruhsatının verildiği, imar planının doğrudan İller Bankasınca hazırlanmış
olduğu, bu tarihte yürürlükte olan deprem yönetmeliği ve eki şartnamelerine göre
kat adedi belirlenirken zemin faktörünün dikkate alınma zorunluluğunun
bulunmadığı, anılan yapının inşa tarihinde geçerli olan yönetmelikte davalı
Belediyeye yüklenebilecek bir sorumluluğun olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle
davanın reddine karar verilmiş; bu karar davacılar vekili tarafından temyiz
edilmiştir.
Anayasa' nın 125. maddesinin 1. fıkrasında; idarenin her türlü eylem ve
işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra son fıkrasında;
idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme
bağlanarak idarenin hukuki sorumluluğunun çerçevesi çizilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacılara ait dairenin de içinde bulunduğu
bölgeye ait imar planlarının İller Bankası Genel Müdürlüğü'ne yaptırılması
yolunda belediye meclisince 04.10.1980 günlü, 10/50 sayılı kararın alındığı, bu
karar doğrultusunda anılan Genel Müdürlükçe 18.03.1982 günü Sakarya Jeolojik
İnceleme Raporu'nun hazırlandığı, 01.11.1985 günü hazırlanan 1/1000 ölçekli imar
planının Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca 04.11.1985 günü onaylandığı, bu
planda uyuşmazlık konusu parselin oyun alanına, civarındaki parsellerin 5 katlı
konut alanına ayrıldığı, belediye meclisinin 11.11.1987 günlü, 15/79 sayılı
kararı ile uyuşmazlık konusu parselin de yapılaşmaya açıldığı ve parsel üzerinde
yapılacak 4 adet blok için 18.11.1988 günlü, 10/28 sayılı 5 katlı olarak inşaat
ruhsatının düzenlendiği, 01.12.1995 günlü, 2476 ve 16.02.1996 günlü, 375 sayılı
belediye encümen kararları doğrultusunda A, B ve C bloklar için 16.2.1996 günlü,
2/13 sayılı cezalı tadilat ruhsatının verildiği, 17.08.1999 günü meydana gelen
deprem sonucu ise davacının dairesinin bulunduğu apartmanın yıkık, diğerlerinin
ise orta hasarlı duruma geldiği, deprem sonrasında aynı sitenin 2C Blok B Girişi
için Sakarya Üniversitesine yaptırılan zemin etüd incelemesi üzerine düzenlenen
raporda, bina önünde 15 metre derinlikte bir dönel sondaj kuyusu açtırıldığı,
arsada zemin profilinde üstte yüksek plastisiteli killerin, altında ise kumların
bulunduğu, alanda yeraltı su düzeyinin Nisan ayında -2,2 m. olduğu,
yapı
temellerinin killer üzerine oturduğu, temel taşıma gücünün yeterli olduğu ve
zeminin sıvılaşma riskinin bulunmadığından yapının güçlendirilmesinden önce
zemine müdahale yapılmasının gerekmediğinin belirtildiği, davacılardan Ayşe Hale
Demir'in deprem nedeniyle yapıda meydana gelen hasara ilişkin tespit
yaptırılması yolundaki başvurusu üzerine anılan Üniversite tarafından düzenlenen
raporda, tamamen yıkılan binanın enkazından demir ve beton numunelerinin
alındığı, binada kullanılan demirlerin TS708 Standardında verilen sınır
değerleri sağladığı, betonların ortalama basınç dayanımlarının 185 kg/cm2
mertebesinde olduğu, bunun da TS500'de verilen beton sınıflarından BS16 beton
sınıfının üstünde bir değere karşı geldiğinin ifade edildiği, Mahkemece dosya
üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen bilirkişi raporunda
ise, deprem sonrası yapının hasar görmüş numuneleri üzerinde az sayıda yapılan
deneylerin sonucu tam yansıtamayacağı, ülke genelinde İller Bankası tarafından
hazırlanan ya da hazırlattırılan imar planlarında kat adetleri belirlenirken ele
alınan kıstaslar içerisinde binanın yapılacağı yerdeki zemin özellikleri, taşıma
gücü, zemin emniyet gerilmesi gibi hususların bulunmadığı, zemin özelliklerine
göre temel cinsine, boyutlarına inşaat mühendislerinin karar verdiği, yapının
kat adedinin İller Bankasınca hazırlanan imar planı verilerine göre
belirlendiği, bu belirleme sırasında yürürlükteki yönetmeliklerde öngörüldüğü
gibi zemin faktörü dikkate alınmadan verilen kat adedinin fazla olduğunun
söylenemeyeceği yolunda görüşlere yer verildiği anlaşılmaktadır.
Davalı idare tarafından yapılan plan değişikliği sonucu yapılaşma olanağı
tanınan alanda, deprem sonucu dört adet bloktan oluşan sitedeki üç adet blokta
orta hasar meydana gelirken yalnızca uyuşmazlık konusu blokta yıkımın oluşması
karşısında, Adapazarı genelindeki zemin özellikleri de göz önünde tutulduğunda,
yapıya ait temellerin oturtulduğu zemine yönelik olarak Mahkemece zemin etüdü
yaptırılmadan, bu zemine uygun temel cins ve boyutunun seçilip seçilmediği ve
buna uygun yapı
ruhsatı düzenlenip düzenlenmediği incelenmeden karar verilmesi mümkün değildir.
Öte yandan, sitedeki üç blok için düzenlenen tadilat ruhsatına esas alınan
01.12.1995 günlü, 2476 ve 16.2.1996 günlü, 375 sayılı belediye encümen kararları
ile dayanağı bilgi ve belgelerin davalı idareden getirtilerek dava konusu
yapı
hakkında herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığının, yapının tümü için
yapı
kullanma
izin belgesinin düzenlenip düzenlenmediğinin, düzenlenmemişse nedenlerinin de
saptanması gerekmektedir.
Bu durumda, konusunda uzman üniversite öğretim üyelerinden oluşturulacak üç
kişilik bilirkişi heyeti aracılığıyla taşınmazın yerinde zemin etüdü yaptırılıp
ayrıntılı ve bilimsel olarak yeni bir bilirkişi incelemesi üzerine anılan
hususlar da araştırılarak yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
Görülen davada karar verilirken davacılar tarafından Sakarya 2. İdare
Mahkemesinin E:2000/3223 sayılı dosyasında açılan davanın süre yönünden reddi
yolunda verilen 30.10.2002 günlü, K:2002/1365 sayılı kararının bozulması
yolundaki Danıştay Altıncı ve Onbirinci Dairelerinin müşterek heyetince verilen
29.12.2004 günlü, E:2003/2685, K:2004/7243 sayılı kararı ile kararın
düzeltilmesi isteminin reddine dair 29.12.2006 günlü, E:2005/4203, K:2006/6659
sayılı karar üzerine verilecek kararın da göz önünde tutulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle Sakarya 1. İdare Mahkemesinin 20.12.2002 günlü, E:2000/873,
K:2002/1847 sayılı kararının BOZULMASINA, 16,09 YTL karar harcı ile fazladan
yatırılan 11,97 YTL harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı
geçen mahkemeye gönderilmesine 29.12.2006 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
(x) KAR?I OY : Temyize konu İdare Mahkemesi kararında 2577 sayılı İdari
Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma
nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemi yerinde bulunmayarak
anılan kararın onanması gerekeceği oyuyla karara katılmıyoruz.