T.C.
D A N I ? T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2008/11773
Karar No : 2009/4698
Temyiz İsteminde Bulunan
: T.M.M.O.B. Mimarlar Odası (Büyükkent ?ubesi)
Vekili : Av., Av.
Karşı Taraf : İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanlığı
Vekili : Av., Av.
İstemin Özeti
: İstanbul 7. İdare Mahkemesinin 23.06.2008 günlü, E:2006/2974, K:2008/1125
sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması
istenilmektedir.
Savunmanın Özeti
: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve
kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi … Düşüncesi
: Uyuşmazlık konusu alanda, bölgeye ilişkin nazım imar planı kararı ile
öngörülen genel yoğunluklardan farklı ve ayrıcalıklı olarak yoğunluk artışına
yol açacak şekilde brüt parsel üzerinde emsalin hesaplanması suretiyle emsale
dahil olamayan bodrum katların iskan edilmesi ve bu çerçevede yükseklik
sınırlandırmasının kaldırılmasını öngören dava konusu nazım imar planı
değişikliğinde şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı ile hukuka
uyarlık bulunmadığından iptali gerekirken davanın reddi yolundaki temyize konu
mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … Düşüncesi
: Dava, İstanbul İli, ?işli İlçesi, Mecidiyeköy, 304 pafta, 1947 ada, 6,
7, 52 ve 78 sayılı parsellerin turizm ve ticaret alanı, Kağıthane İlçesi, 8744
ada, 14 sayılı parselin kısmen yol, kısmen yeşil alan, kısmen turizm ve ticaret
alanı olarak ayrılmasına ilişkin 19.5.2006 onaylı 1/5000 ölçekli nazım imar
planı değişikliği ile bu plana yapılan itirazın reddine ilişkin işlemin iptali
istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, bu karar
davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İdare Mahkemesince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi
incelemesi sonucunda düzenlenen ilk bilirkişi raporundan sonra idarece
bilirkişilere itiraz edilmesi nedeniyle herhangi bir kuşkuya neden olunmasını
bertaraf etmek için yeni bir bilirkişi kuruluna keşif ve bilirkişi incelemesi
yaptırılmış ve bu kurulun sunduğu rapor doğrultusunda davanın reddine karar
verilmiştir.
Mahkeme kararına esas alınmayan ilk raporda özetle, bölgede daha
önce yapılan plan uygulamalarında emsalin net parsel üzerinden hesaplanmasına
rağmen plan değişikliği ile taşınmazlara brüt parsel üzerinden yapılaşma
emsalinin verildiği ve sadece dava konusu parsellere turizm ve ticaret işlevinin
getirildiği, plan notlarında, eğimden kazanılacak bodrum katların üç katının
iskana açılabileceği, bu katların emsale dahil olmadığının belirtildiği,
Büyükdere Caddesi'ne paralel olarak düzenlenen 20 metrelik yolun dava konusu
taşınmazlar üzerinde standart dışı bir kurp ile bozulduğu ve sürekliliğini
kaybettiği, plan ana kararlarının ve bütünlüğünün bozulduğu, bölgede yanlış
olarak sürdürülen planlamanın daha olumsuz bir noktaya taşındığı, yoğunluğun iki
kat arttırıldığı, ulaşım dışında hiç bir temel donatıya yer verilmediği, ulaşım
analizlerinin yalnızca parsel boyutunda ele alındığı, taşınmazların kamusal
kullanımlı başka bir işleve dönüştürülmesinin mümkün olduğu, plan değişikliğinin
yasa ve yönetmeliklere, şehircilik ve planlama ilkelerine, kamu yararına uygun
olmadığı belirtilmiştir.
Mahkeme kararına esas alınan bilirkişi raporunda ise, 1/5000
ölçekli planın çağdaş şehirleşme ilkelerine uygun olduğu, kentin çok kıymetli
bir yerinde çevre yapılanma şartlarıyla uyumlu, kentin bugün ve gelecekte
alacağı konuma uygun yapılaşma şartlarının getirildiği, kent merkezindeki
merkezi iş alanının kentin daha büyükçe bir kesiminin ve kentsel bölgenin
kullanışını sağlamak üzere planlandığı, uluslararası hizmet talebine uygun,
kentsel merkezde çeşitli ekonomik gruplara istihdam yaratmaya yönelik bir ticari
ve hizmet alanı yaratıldığı, kentsel yüzeyin arttırıldığı, özellikle toplumun
kullanımına açık olabilecek ticari yüzeyin arttırılması ile kent merkezinin
çekici bir hale getirildiği, metro güzergahının verimli ve 24 saat
kullanılmasını sağlayacak imar yapılanma koşullarının geliştirildiği, alanın
yeterli kentsel ulaşım alt yapısına sahip olduğu, kentin merkezinde konut,
konaklama, ticaret ve turizm aktivitelerine genişçe bir alanda yer ayrılarak
kentsel kullanım çeşitliliğinin sağlandığı, parsel üzerinde yeşil alan ayrıldığı
ve bu alandaki yapılaşma haklarının diğer alana transferinin çağdaş planlama
ilkeleriyle uyumlu olduğu, su ve atıksu sistemine yük getirilmediği, jeolojik
yapıda bir sakınca olmadığı, planın çağdaş planlama ilke ve tekniklerine, kamu
yararına uygun olduğu belirtilmiştir.
İlk bilirkişi raporunda yapı yoğunluğunun bölgede teknik ve
sosyal alt yapının yeterli olmamasına rağmen iki kat arttırıldığı, yapı
yoğunluğu yaratan plan değişikliğinde zorunluluk olmadığı, alanın kamusal
kullanımlı başka bir işleve dönüştürülebileceği belirtilmişken, ikinci bilirkişi
raporunda yapı yoğunluğunun iki kat arttırılarak taşınmazın ticaret ve turizm
işlevine ayrılması ve kentin çok kıymetli bir yerinin çekici hale getirilmesinin
planlama ve şehircilik ilkelerine, kamu yararına uygun olduğu belirtilmiş, ancak,
bunun gerekçeleri yeterince ortaya konmamış, anılan planın çağdaş şehirleşme
ilkelerine uygun olduğu yönünde açıklamalara yer verilmekle yetinilmiştir.
Öte yandan, ilk bilirkişi raporunun alınmasından sonra davalı
idarece bilirkişilere itiraz edilmiştir. Kaldı ki, itiraz edilen bilirkişiler
davalı idarenin iştiraki olan şirketle çalışmış ve danışmanlık hizmeti yapmış
olmalarına rağmen, davalı idarenin onayladığı planın iptalini gerektiren ve
önemli hususları vurgulayan yukarıda özetlenen raporu hazırlamışlardır.
Bu durumda, uyuşmazlığa konu plan hakkında birbirinden farklı
iki bilirkişi raporunun bulunması ve mahkeme kararına esas alınan bilirkişi
raporunun yeterli olmaması karşısında konusunda uzman üçüncü bir bilirkişi
kuruluna mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra üst
ölçekli planlar da dikkate alınarak dava hakkında karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu mahkeme kararının bozulması
gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince duruşma için önceden
belirlenen 29.04.2009 gününde, yapılan tebligat üzerine davacı vekili Av…. ile
davalı idare vekilleri Av…., Av….. ile temsilcileri Genel Sekreter …, Genel
Sekreter Yardımcısı …, İmar ve ?ehircilik Daire Başkanı, İmar Müdürü …, Kentsel
Dönüşüm ?ube Müdürü …ile Ulaşım Planlama Müdür Yardımcısı … geldikleri görülerek
Danıştay Savcısı … katılımı ile duruşma yapıldı. Aynı gün Tetkik
Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra
işin gereği görüşüldü:
Dava, mülkiyeti davalı idareye ait olan ve İ.E.T.T. Genel
Müdürlüğü tarafından otobüs garajı olarak kullanılan İstanbul İli, ?işli İlçesi,
Mecidiyeköy, 304 pafta, 1947 ada, 6, 7, 52 ve 78 sayılı parsellerin 'Turizm+Ticaret
Alanı', Kağıthane İlçesi, 8744 ada, 14 sayılı parselin ise 'Turizm+Ticaret Alanı,
kısmen Yol ve Yeşil Alan' olarak belirlenmesine ilişkin büyükşehir belediye
meclisinin 10.05.2006 günlü, 814 sayılı kararı ile kabul edilerek 19.05.2006
günü büyükşehir belediye başkanınca onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı
değişikliğinin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, yerinde ilk kez
yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine bilirkişilerce rapor
düzenlenmiş ise de, raporun dosyaya sunulmasından sonra davalı idarece,
belediyenin iştiraki şirketlerden Bimtaş ile Yıldız Teknik Üniversitesi arasında
İstanbul'un eylem planlamasına yönelik mekansal gelişme stratejileri araştırma
ve model geliştirme işi kapsamında danışmanlık hizmeti alım sözleşmesi yapıldığı,
bu sözleşme çerçevesinde bilirkişilerden Prof.Dr…. de görev aldığı, Doç.Dr…. ise
telif sözleşmesi kapsamında iş yaptığı, her iki bilirkişinin de çalışmalarını
İstanbul Metropolitan Planlama Merkezi'nde yaptığı, bilirkişilerin davacı Odaya
üye oldukları, bilirkişilerden Prof.Dr…. 13-15 Eylül 2007 günü davacı Oda
tarafından düzenlenen İstanbul Kent Sempozyumunda 'kamu yararı, projeler,
planlama: örnekler ile irdeleme' konusunda görüşlerini açıkladıkları ileri
sürülerek bilirkişilere itiraz edildiği, davalı idarece her ne kadar gerek
bilirkişilerin taraflara bildirilmesinden sonra gerek keşif sırasında
bilirkişilerin şahsına itirazda bulunulmamış ise de, uyuşmazlığa konu yerin
İstanbul Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde yer alması ve İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın davada taraf olması hususları dikkate
alındığında anılan bilirkişilerin tarafsızlığı konusunda kuşku oluştuğu, bakılan
davada herhangi bir kuşkuya yer verilmemesi için yerinde yeniden yaptırılan
keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporun dosyada yer alan bilgi
ve belgelerle birlikte değerlendirilmesinden; uyuşmazlık konusu nazım imar
planının, parsellere ilişkin olarak 29.12.2003 günü onaylanan 1/5000 ölçekli
?işli Merkez ve Çevresi Revizyon Nazım İmar Planı ile 12.02.2006 günü onaylanan
Kağıthane II.Revizyon Nazım İmar Planının getirmiş olduğu plan kararını tadil
ettiği, daha önce turizm işlevi verilmiş olan 1947 ada, 6, 7, 52 ve 78 sayılı
parsellere bu plan değişikliği ile turizm+ticaret işlevleri verildiği, daha önce
kısmen yol, kısmen ticaret işlevi verilmiş olan 8744 ada, 14 sayılı parsele
kısmen yol, kısmen yeşil alan ve kısmen de turizm+ticaret işlevleri getirildiği,
Büyükdere Caddesi'ne paralel olarak düzenlenen 20 metrelik yol güzergahının
batıya doğru 14 sayılı parsel yönüne kaydırılarak standart dışı bir kurp
yapıldığı, yapılanma koşullarının E:3,00 ve H:Serbest olarak tanımlandığı, plan
notlarında ise, turizm ve ticaret alanında otel, iş merkezi, rezidans, ofis,
büro, alışveriş merkezi, sinema, tiyatro, eğlence merkezi, çok katlı mağaza,
müze, kütüphane, sergi salonu, kültür tesisleri, lokanta, restoran, gazino,
yönetim binaları, banka ve finans kurumları gibi ticari fonksiyonlar yer
alabileceği, emsal hesabının tasdik sınırları içindeki brüt parseller üzerinden
yapılacağı, bodrum katların emsale dahil olmadığı, en fazla 3 bodrum katın iskan
edilebileceği, 1/1000 ölçekli planlar onanmadan uygulama yapılamayacağı,
uygulama imar planı aşamasında ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşünün
alınacağı ve bu görüşlere uyulacağı, tasdik sınırları içindeki ?işli 304 pafta,
1947 ada, 6, 7, 52 ve 78 sayılı parseller ile Kağıthane 8744 ada, 14 sayılı
parselin turizm+ticaret alanında kalan kısmının tevhit edileceği, yapının ?işli
304 pafta, 1947 ada, 6, 7, 52 ve 78 sayılı parseller üzerinde olacağı, bu alan
üzerinde yapı çekme mesafeleri Büyükdere Caddesi'nden 10 metre diğer cephelerden
5 metre olduğu, tasdik sınırı içindeki alanın tamamının ilgili kurumlardan uygun
görüş alınmak kaydıyla zemin altı otoparkı olarak düzenlenebileceği, metro
istasyonuna zemin altından bağlantı yapılabileceği, uygulama aşamasında Sivil
Havacılık Genel Müdürlüğü ve 1.Hava Kuvvet Komutanlığı 15.Füze Üs
Komutanlığı'ndan görüşler alınacağı ve bu görüşlere uyulacağı, açıklanmayan
hususlarda yürürlükteki 1/5000 ölçekli nazım imar planı şartlarının geçerli
olduğu yolunda kuralların yer aldığı; dava konusu plan şehircilik ilkeleri
açısından incelendiğinde, kentsel mekan yaratılmasında çağdaş anlayışın,
toplumun önemli kesiminin ayrıcalık yapılmadan dolaşacağı kent yüzeyinin
ulaşılabilir olması ve bu yüzeyin çoğaltılarak daha üst hizmet kalitesi ile
topluma sunulması olduğu,bu anlamda ilke olarak özel mülkiyete ödün verilerek bu
mülkiyet sahibinin topluma dolaşılabilir, kullanılabilir hizmet alanı
sağlanmasına çalışıldığı, dava konusu planın üst ölçekli plan kararları ile
uyumlu ve çağdaş şehirleşme ilkelerine uygun olduğu, kent merkezindeki M.İ.A.
alanının kentin daha büyükçe bir kesiminin ve kentsel bölgenin kullanışını
sağlamak üzere planlandığı, kentsel yüzeyi arttırdığı, özellikle toplumun
kullanımına açık olabilecek ticari yüzeyin arttırılmasının kent merkezini çekici
bir hale getirdiği, toplu ulaşım hattının verimli kullanılmasının ve 24 saat
kullanımını sağlayacak imar yapılanma koşullarının geliştirildiği, kentsel
kullanım çeşitliliğinin sağlandığı, parsel üzerinde yeşil alan ayrılarak ve
alandaki yapılaşma haklarının diğer alana transferi ile çağdaş planlama
ilkelerinin gözetildiği; M.İ.A. bölgesindeki kentsel işlevin ortaya çıkaracağı
ulaşım yükünün karşılanıp karşılanmayacağının sorgulandığında, bölgedeki metro
altyapısının bugünkü ve gelecekteki kullanımının incelendiğinde alanın yeterli
kentsel ulaşımı sağlaması nedeniyle bir sorun yaşanmayacağı, toplumun her
kesiminin istediği anda 1,5 dakikada bir alana gelip kentsel yüzeyin sunduğu
imkanlardan yararlanmasının mümkün olduğu; taşınmazların bulunduğu alandaki
kentsel teknik altyapı değerlendirildiğinde, Levent İ.E.T.T. Garajının yerine
Ayazağa ve Kağıthane'de yapılan yeni tesisler ile özellikle araç bakım ve
onarımı hususunda yetersiz altyapıya sahip bulunan garajın yerine modern
tesislerin yapıldığı, karayolu araçları altyapısı yönünden, özellikle köprü
geçiş kapasite rakamları ele alındığında, sabah ve akşam işe gidiş ve dönüş
saatlerinde hacim kapasite oranının 1,50 civarında olduğu, hacim/kapasite
oranının yol genişletilmesi ile düşürülmesinin imkansız olduğunun bilindiği,
şehir içinde yoğun yerleşim alanlarını ve ticari nitelik gösteren aksların metro
ile çözümlenmesi gerektiği, Büyükdere Caddesi'nin ulaşım bakımından
tıkandığından söz edilerek bölgede verilen yapı yoğunluğunun uygun olmadığı
iddiasının geçerli olamayacağı, büyük bir yatırım olan metronun daha verimli
kullanılması için metro hattı üzerindeki yapı yoğunluğunun arttırılarak günün 24
saatinde bu hattan yatırıma uygun verimin alınması gerektiği, sadece zirve
saatlerde değil günün diğer saatlerinde de bu aksın çoklu kentsel işlev olarak
ifade edilen, konut, ticaret, konaklama ve eğlence işlevlerinin bu yol üzerinde
yoğunlaştırılması ve kent insanına aktif ve çok kullanılan kentsel yüzey temin
edilmesi gerektiği, taşınmazların bulunduğu alana getirilen işlevlerin uygun
olduğunun onaylı plan notlarında da görüldüğü, ayrıca taşınmaz altına imar
yönetmeliği koşulları ile 3500 araçlık bir otopark önerilmesi, bu alanın
yalnızca kendi araçlarına değil, çevredeki diğer eksik otopark alt yapısını da
hizmet sağlamaya yönelik olduğu, mimari projenin niteliği belirlenmeden otopark
miktarının belirlenmesinin uygun olmadığı, taşınmazın su ve atık su sistemlerine
yük getirmediğinin İ.S.K.İ.nin yazısından anlaşıldığı, taşınmazın bulunduğu
alanın jeololojik alt yapısının mevcut jeolojik raporların eşliğinde incelenmesi
sonucu bir sakınca olmadığı ve söz konusu alanda H serbest yapı
yapılabileceğinin anlaşıldığı; planlama ilkeleri yönüyle taşınmazın bulunduğu
alandaki yapı yoğunluğu irdelendiğinde, uyuşmazlık konusu taşınmazların toplam
alanının 46.500 m² olduğu bu alan üzerine emsal 3.00 kat sayı ile inşaat
yapıldığında 139.500 m² toplam yapı alanı oluşacağı, konut alanı kullanımında
6975 kişinin bu alanda iskan edilebileceği, otel olması durumunda bölgenin
kullanım yoğunluğunun daha az olacağı, alanın ofis ağırlıklı fonksiyonda
yoğunluğun daha düşeceği, bölge konut ağırlıklı kullanılsa bile 1500 kişi/hektar
net kullanım yoğunluğuna oluşacağı, kentsel işlevlerin kent yüzeyinde
yoğunlaştırılması ile bodrum kata verilen kullanım haklarının, bölgenin ve kent
yüzeyinin kontrollü iklim elemanlarına sahip yapı ile konforlu ve daha güvenli
bir hale getirilmesinin merkezi iş alanı stratejilerinden olduğu, yapılan
düzenlemenin şehircilik ilke ve tekniklerine uygun olduğu, kamu yararı bulunduğu;
planlama teknikleri yönünden taşınmazların bulunduğu bölgenin plan kotelerinin
belirli olduğu, arazinin her köşesinde yapılanmaya ve projelendirmeye uygun
kotların mevcut olduğu, merkezi iş alanı bölgesine güçlü bir metro hattına sahip
olan bu alanda bodrum katların özellikle kullanıma açılması ve çeşitli
nitelikteki ticari alanların bodrum katlarda kullanılmasının çağdaş planlama
ilkeleri ile uyumlu olduğu, 1/5000 ölçekli plan notlarında bodrum katlara
ilişkin hüküm geliştirilmesinin uygun olduğu, alanın büyüklüğünün neredeyse 10
adet konut adası kadar olduğu, bu büyüklükteki alanda 1/5000 ölçekli planda
yalnızca fonksiyon değişikliğinin belirlenmesinin yeterli olamayacağı, 1/1000
ölçekli planda plan notlarıyla yapılaşma koşulları verilmesi gerekirken çok
hassas olan uyuşmazlık konusu alanda nazım imar planı ile detaylı bilgi
verilmesi, arsanın özel konumundan dolayı gerekli olduğu ve planlama tekniğine
uygun olduğu, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planının kabulü yolundaki
belediye meclisi kararının çağdaş planlama ilke ve tekniklerine uygun olduğu,
yapılan düzenleme işleminde kamu yararına aykırılık görülmediğinin anlaşıldığı
gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından
temyiz edilmiştir.
İmar planlarının, planlanan yörenin bugünkü durumunun,
olanaklarının ve ilerideki gelişmesinin gerçeğe en yakın şekilde saptanabilmesi
için coğrafi veriler, beldenin kullanılışı, donatımı ve mali bilgiler gibi
konularda yapılacak araştırma ve anket çalışmaları sonucu elde edilecek bilgiler
ışığında, çeşitli kentsel işlevler arasında var olan ya da sağlanabilecek
olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak belde halkına daha iyi yaşama
düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kentin kendine özgü yaşayış biçimi ve
karakteri, nüfus, alan ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresi, gerek çeşitli
alanlar arasında olan bağlantıları, halkın sosyal ve kültürel gereksinimleri,
güvenlik ve sağlığı ile ilgili konular göz önüne alınarak hazırlanması
gerekmektedir.
Anılan ölçütlere göre hazırlanan imar planları da zamanla
planlanan alandaki koşulların zorunlu kıldığı biçimde ve yasalarda öngörülen
yöntemlere uygun olarak değiştirilebilir.
Bu şekilde değiştirilen imar planlarının yargısal denetiminde,
bu değişikliği zorunlu kılan nedenlerle birlikte getirilen kullanım kararının
plan bütünlüğü göz önünde bulundurularak planlanan yörenin tümünün çevre, ulaşım,
trafik gibi ilişkilerine etkisi irdelenmeli, taşınmazda öngörülen kullanım
kararının yerin büyüklüğü yanısıra, konum ve işlev açısından uygun olup
olmadığının şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı çerçevesinde
araştırılması gerekmektedir.
Bu kapsamda, İdare Mahkemesince yerinde keşif ve bilirkişi
incelemesi yaptırılması yolunda karar alınmış ve ilk kez Prof.Dr…., Prof.Dr….
ile Doç.Dr. … oluşturulan bilirkişi kurulu taraflara bildirilmiş ise itirazda
bulunulmadığı gibi keşif sırasında da itiraz edilmemesine karşın, bilirkişilerce
raporun dosyaya sunulmasından sonra bilirkişilerden ikisine yönelik olarak
itirazda bulunulmuştur. Benzer bir durum nedeniyle Danıştay İdari Dava Daireleri
Kurulu'nun YD.İtiraz No:2007/26 sayılı kararına da yansıdığı gibi, belediyenin
iştiraki şirketlerden Bimtaş ile Yıldız Teknik Üniversitesi arasında İstanbul'un
eylem planlamasına yönelik mekansal gelişme stratejileri araştırma ve model
geliştirme işi kapsamında danışmanlık hizmeti alım sözleşmesi yapıldığı, bu
sözleşme çerçevesinde bilirkişilerden Prof.Dr…. de görev üstlendiği, Doç.Dr….
ise telif sözleşmesi kapsamında iş yaptığı, her iki bilirkişinin de
çalışmalarını İstanbul Metropolitan Planlama Merkezi'nde yürüttüğü, uyuşmazlığa
konu yerin İstanbul Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde yer aldığı ve
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın davada taraf olduğu dikkate
alındığında anılan bilirkişilerin tarafsızlığı konusunda kuşkuya yer
verilmemesine dönük olarak başka bir bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılmasında
hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
İdare Mahkemesince, Prof.Dr…., Prof.Dr.... ile Yrd.Doç.Dr….
oluşturulan yeni bilirkişi kurulu ile yerinde yeniden yaptırılan keşif ve
bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen rapor, davalı idarenin dava dosyasına
yapmış olduğu 27.09.2007 günü kayda giren beyan dilekçesi ile dosyada yer alan
bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilmesinden; uyuşmazlık konusu
taşınmazların içerisinde yer aldığı bölgenin üst ölçekli olan 1/100.000 ölçekli
İl Çevre Düzeni Planında M.İ.A. (Merkezi İş Alanları) ile 1/25000 ölçekli
planlarda bütünsel olarak ele alınması gereken alanlar lejantında kaldığı,
uyuşmazlık konusu taşınmazların toplam 46.262 m² olduğu, bu taşınmazlara (?işli,
Mecidiyeköy, 304 pafta, 1947 ada, 6, 7 ve 78 sayılı parseller ile Kağıthane,
8744 ada, 14 sayılı parseller) büyükşehir belediye meclisinin 02.02.1996 günlü,
71 sayılı kararı ile kabul edilip 25.04.1996 günü onaylanan 1/5000 ölçekli nazım
imar planı değişikliği ile kentsel donatı alanından çıkarılarak ticaret işlevi
verildiği, E:3,00 ile yapılaşmasının öngörüldüğü, büyükşehir belediye meclisinin
06.09.1996 günlü, 928 sayılı kararı ile kabul edilip 10.10.1996 günü olaylanan
1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ile metro triyaj alanının Ayazağa'ya
kaydırıldığı, anılan taşınmazlara yönelik olarak büyükşehir belediye meclisinin
16.05.1997 günlü, 289 sayılı kararı ile kabul edilerek 20.06.1996 günü onaylanan
1/5000 ölçekli nazım imar planı ile de 6, 7 ve 78 sayılı parseller ile 14 sayılı
parsel arasından geçen yolun kurp yapılarak 14 sayılı parsele doğru kaydırıldığı,
taşınmazlardan Kağıthane İlçesi sınırları içinde kalan 8744 ada, 14 sayılı
parselin de kentsel hizmet alanından çıkarılarak diğer taşınmazlar gibi ticaret
alanında üç emsalle yapılaşması olanağının 15.03.1999 günü onaylanan 1/5000
ölçekli nazım imar planı değişikliği yoluyla sağlandığı, ?işli İlçesi sınırları
içerisinde bulunan taşınmazları da kapsayan alanda büyükşehir belediye
meclisinin 14.11.2003 günlü, 1046 sayılı kararı ile kabul edilen 1/5000 ölçekli
?işli Merkez ve Çevresi Revizyon Nazım İmar Planının 29.12.2003 günü onaylandığı
ve 1947 ada, 6, 7, 52 ve 78 sayılı parsellerin de ticaret alanları kullanımında
E:3,00 yapılaşma hakkının sürdürüldüğü ve plan genelinde emsal verilen alanlarda
iskan edilen bodrum katların emsale dahil edildiği, taşınmazlardan Kağıthane
İlçesinde kalan parselin de içerisinde bulunduğu alanda büyükşehir belediye
meclisinin 15.12.2004 günlü, 1090 sayılı kararı ile kabul edilen ve 12.02.2006
günü onaylanan 1/5000 ölçekli Kağıthane II. Revizyon Nazım İmar Planında
parselin C sembollü alanda kaldığı, buna göre, ?işli tarafındaki planlarda yer
alan kullanım ve yapılaşma koşulunun bu parsel yönünden aynı nitelikte
düzenlemenin sürdürüldüğü, görülmekte olan davaya konu edilen 19.05.2006 günü
onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planının ?işli tarafında 29.12.2003 günü
Kağıthane tarafında ise 12.02.2006 günü onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar
planlarında değişiklik getirdiği, bu değişiklikle ticaret alanı kullanımına
turizm kullanımının da eklendiği, ilk kez 20.06.1996 günü onaylanan nazım imar
planı değişikliği ile yola ilişkin olarak yapılan kurpun bu kez daha da
derinleştirilerek standart dışı bir kurp haline getirildiği, bodrum katların
emsale dahil edilmemesine karşın parseller plan genelinden farklılaştırılarak en
fazla üç bodrum katın iskan edilmesine olanak sağlandığı, uyuşmazlık konusu
parsellerden yol ve yeşil alan ayrılmasına karşın üç olan emsalin yine nazım
imar planı geneline ilişkin hükümler dışında brüt alan üzerinden, başka bir
anlatımla kamusal kullanımlar düşülmeden hesaplanmasına olanak sağlandığı,
ayrıca yükseklik yönünden de bir sınırlandırma getirilmediği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık davalı idareye ait taşınmazlara dava konusu nazım
imar planı değişikliği ile getirilen işlevler yönünden irdelendiğinde, ?işli
İlçesinde bulunan taşınmazların kentsel donatı alanından ticaret alanı
kullanımına 25.04.1996 günü, Kağıthane İlçesindeki parselin de aynı kullanımdan
ticaret alanına 15.03.1999 günü onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı
değişiklikleri ile ayrıldığı, dava konusu nazım imar planı değişikliğinden önce
taşınmazların ticaret alanı kullanımını bulunmakta iken bu kullanıma turizm
kullanımının da eklendiği, bu işlevlendirmenin üst ölçekli planlara da uygun
olduğu, davacının taşınmazların donatı alanından turizm+ticaret alanı
kullanımına ayrıldığı yolundaki iddiasının yerinde olmadığının görüldüğü,
işlemde bu yönüyle şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına
aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu nazım imar planı değişikliğinin yöneldiği
taşınmazlara ilişkin olarak plan genelinden farklı olarak getirilen plan
hükümleri yönünden uyuşmazlığın ele alınması gerekmektedir:
Kat Alanı Kat Sayısı (KAKS) veya Emsal, yapının bütün katlardaki
alanları toplamının imar parseline oranından elde edilen sayıyı ifade etmekte
olup, tüm katların toplam alanıdır (bodrum kat, asma kat, çekme ve çatı katı ile
çatı arası piyesi ve açık/kapalı çıkmalar dahil kullanılabilen bütün katların
ışıklıklar çıktıktan sonraki alanları toplamıdır). Kullanılan katlar ise, konut,
işyeri, eğlenme ve dinlenme yerleri gibi oturmaya, çalışmaya, eğlenmeye ve
dinlenmeye ayrılmak üzere yapılan bölümler ile bunlara hizmet eden depo ve
benzeri alanları ifade etmektedir.
Dava konusu nazım imar planının onaylandığı tarihte yürürlükte
bulunan İstanbul İmar Yönetmeliği'nin 4.03. maddesinde Yapı İnşaat Alanı (Katlar
Alanı): "Bodrum katlarda iskan edilen katlar ve çatı arası dahil iskanı mümkün
olan bütün katların ışıklık ve hava bacası çıktıktan sonraki alanlarının
toplamıdır. Kapalı ve açık çıkmalar yapı inşaat alanına dahildir.", İnşaat Alanı
Katsayısı (KAKS): "Yapı inşaat alanının (katlar alanının) imar parseline
oranıdır." olarak tanımlanmış anılan maddede Katlar Alanı Hesabına Dahil
Edilmeyen Alanlar: Teknik ölçülerin gerektirdiği yüksekliği geçmeyen ve sadece
tesisatın geçirildiği tesisat galerisi ve katları, yangın merdiveni, asansör
boşluğu, otopark, kalorifer dairesi 20 m².yi geçmeyen kaloriferci dairesi, 60
m².yi geçmeyen kapıcı dairesi, bodrum katlarda yapılan 12'şer m².yi aşmayan
çamaşırlık, toplantı mahalli ile bina için gerekli minumum sığınak alanının 1/3
katını geçmeyen sığınak alanı, bina için gerekli minumum su deposu, konut
binalarının bodrum katlarında bu yönetmelik hükümerine göre yapılabilen ve
toplam alanı ait olduğu bağımsız bölümün 0,10'unu geçmeyen kömürlük veya depo
mahalleri bu alana dahil değildir şeklinde sayılmak suretiyle gösterilmiştir.
İmar parseli ise 4.02.maddede, imar adaları içerisindeki kadastro parsellerinin
imar kanunu, imar planı ve yönetmelik esaslarına göre düzenlenmiş şekli olarak
tanımlanmıştır.
Dava konusu planın onayından sonra yürürlüğe giren 28.09.2006
tarihli İstanbul İmar Yönetmeliği'nin 2.04.2. maddesinde imar parseli, 2.05.6.
maddesinde, Yapı İnşaat Alanını, 2.05.7. maddesinde ise Kat Alanı Kat Sayısı
(KAKS) (Emsal) tanımını yapmış ve Katlar Alanı Hesabına Dahil Edilmeyen Alanlar
da bu maddede açıklanmış, 23.06.2007 günü onaylanan İstanbul İmar
Yönetmeliği'nin 2.03.2, 2.04.6 ve 2.04.7 numaralı maddelerinde de anılan
kavramların tanımlanması ve açıklaması yoluna gidilmiştir.
Dava konusu nazım imar planı değişikliği ile emsalin
hesaplanması konusunda, bu plan esasları uyarınca düzenlenmeye konu edilerek
oluşacak imar parseli yerine, parsellerin mülkiyet alanı toplamı olan brüt
alanın esas alınması ve emsal hesabına eğim nedeniyle ortaya çıkabilecek en
fazla üç bodrum katın dahil edilmeksizin iskan edilmesinin sağlanarak
taşınmazların içerisindeki yöreye ilişkin nazım imar planı kararlarından farklı,
parseller lehine ayrıcalıklı bir durum yaratıldığı görülmektedir. Üstelik, bu
şekilde yapılacak emsal hesabı nedeniyle ortaya çıkacak inşaat alanının herhangi
bir yükseklik sınırlandırması getirilmeksizin kat alanı olarak kullanılmasına da
olanak sağlanmaktadır. Bu suretle uyuşmazlık konusu alanda planla öngörülen
genel yoğunlukların üzerinde yoğunluk artışı getirilmektedir.
?ehircilik ilkeleri ve planlama esasları açısından, plan
kararları ile getirilen kullanım alanlarının yer altında (bodrum katlarda) veya
yer üstünde (normal katlarda) öngörülmesinin bir farklılığı bulunmamaktadır.
Genel olarak planla verilmiş kullanım hakları dışında ayrıcalıklı yapılanma
haklarının belirli alanlarda nesnel bir nedene dayanmaksızın tanınması,
düzenleyici işlem kimliği taşıyan planların genellik, objektiflik ve yansızlık
ilkesi ile bağdaştırılamaz.
Ayrıca, gerek bodrum katlarda öngörülen kullanım kararları (Yönetmelikte
öngörülen alanlar hariç), gerek brüt parsel üzerinden emsal hesaplanması
suretiyle tanınan yapılaşma hakları, yoğunluk artışına yol açmakta, sosyal ve
teknik altyapıya yük getirmekte, ulaşım etütlerini etkilemekte ve kentsel
maliyetleri artırmakta, planla sağlanan bütünlüğü zedelemektedir.
Temyize konu edilen idare mahkemesi kararına dayanak oluşturan
bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen raporda; toplumun önemli kesiminin
ayrıcalık yapılmadan dolaşacağı kent yüzeyinin ulaşılabilir olması ve bu yüzeyin
çoğaltılarak daha üst hizmet kalitesi ile topluma sunulması anlayışı
çerçevesinde, ilke olarak özel mülkiyete ödün verilerek bu mülkiyet sahibinin
dolaşılabilir, kullanılabilir hizmet alanı sağlaması için toplumsal alana
sunulan kentsel yüzeye karşılık imar haklarının arttırılmasının çağdaş
şehircilik ilkelerinin gereği olduğu, bu nedenle bodrum katlardaki yapılaşma
imkanının emsal katsayısının dışında tutulması, brüt alan üzerinden yapılaşma
hakkı verilmesi ve yükseklik sınırlaması getirilmemesinin yine bu planlama
anlayışının bir parçasını oluşturduğu, Merkezi İş Alanlarında güvenli ve
konforlu kent yüzeyinin çoklu kullanımlar ve zemin altının ticari kullanımlara
açılmasının sağlanması yoluyla 24 saat kullanılabilir, çalışılabilir mekanlar
elde edileceği belirtilmektedir.
Sözü geçen bilirkişi raporunda, uyuşmazlık konusu alanda teşvik
edilmesi gereken temel unsurun kentsel yüzeyin arttırılması olduğu, bu artışa
olanak sağlamak amacıyla gerek bölgede genel olarak nazım imar planı ile verilen
mevcut yapılaşma hakları, gerekse imar mevzuatında öngörülen sınırlandırmalar
dışında ilave yapılaşma olanakları getirilmesinin çağdaş şehircilik ilkeleri ve
planlama esaslarının gereği olduğu belirtilmekte ise de, ayrıcalıklı yapı
yoğunluklarının sağlanması suretiyle elde edileceği varsayılan yararlardan
hareketle düzenlenen raporda, şehircilik ilkeleri ve planlama esasları yönünden
kentsel yüzeyin arttırılması dışındaki planlama esaslarının bu yaklaşımın bağlı
bir değişkeni olarak ele alınması, tüm değerlendirmelerin yapılaşma yoğunluğunun
arttırılması ekseni etrafında yapılması, planlamanın diğer ilke ve kavramları
içeren bütünsel bir yaklaşımının bulunmaması ve yukarıda içeriğine yer verilen
mevzuat, ilke ve kavramlar yönünden dava konusu plana yönelik irdelenmeler
içermemesi karşısında, hükme esas alınabilecek nitelikte görülmemiştir.
Bu durumda, uyuşmazlık konusu alanda, bölgeye ilişkin nazım imar
planı kararı ile öngörülen genel yoğunluklardan farklı ve ayrıcalıklı olarak
yoğunluk artışına yol açacak şekilde brüt parsel üzerinde emsalin hesaplanması
suretiyle emsale dahil olamayan bodrum katların iskan edilmesi ve bu çerçevede
yükseklik sınırlandırmasının kaldırılmasını öngören dava konusu nazım imar planı
değişikliğinde şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı ile hukuka
uyarlık bulunmadığından iptali gerekirken davanın reddi yolundaki temyize konu
mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, İstanbul 7. İdare Mahkemesinin 23.06.2008
günlü, E:2006/2974, K:2008/1125 sayılı kararının BOZULMASINA, Avukatlık
Asgari Ücret Tarifesi'nin Genel Hükümlerinin 2.maddesinin ikinci fıkrası ile
Tarifenin İkinci Kısmının İkinci Bölümünün 17.bendine göre davacı vekili lehine
takdir edilen 625,00 lira vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya
verilmesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 29.04.2009
gününde oybirliğiyle karar verildi.