Bu maddeye göre hak ihlal eden idari
işlemlere karşı dava açma şekli şöyle olabilir:
1. Önce İptal davası ve bunun
üzerine tam yargı davası,
2. İptal ve tam yargı davası
birlikte,
3. Doğrudan doğruya tam yargı
davası,
4. İşlemin icrası sebebiyle
doğan zararlardan dolayı dava süresi içinde tam yargı davası.
2577 sayılı Yasanın 12. maddesiyle,
idari işlemlerden zarar uğranılması halinde açılacak iptal, iptal ve tam yargı
veya tam yargı davalarının sürelerine ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.
Bu maddeye göre, ilgililer haklarını
ihlal eden bir işlem dolayısıyla Danıştay’a ve İdare ve Vergi Mahkemelerine
doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte
açabilecekleri gibi, ilk önce iptal davası açarak bu davanın karar bağlanması
üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde
verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan
dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler.
Bu halde de ilgililerin 11. madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır.
Bu maddeye göre hak ihlal eden idari
işlemlere karşı dava açma şekli şöyle olabilir:
1. Önce İptal davası ve bunun
üzerine tam yargı davası,
2. İptal ve tam yargı davası
birlikte,
3. Doğrudan doğruya tam yargı
davası,
4. İşlemin icrası sebebiyle
doğan zararlardan dolayı dava süresi içinde tam yargı davası.
Burada,
iptal davası üzerine tam yargı davası açılırken, her zaman, iptal davası sonucu
verilen kararın tamamen kesinleşmesinin beklenilmesine gerek yoktur. Eğer kanun
yollarına başvurulmuş ise o zaman sonucun tebliği üzerine dava açılır. Yani
iptal davası sonucu verilen karar, temyiz üzerine kesinleşmiş ise dolayısıyla
karar düzeltme yoluna başvurulmamış ise temyiz üzerine verilen kararın
tebliğinden itibaren dava açma süresi içinde tam yargı davasının açılması
gerekmektedir. Karar düzeltme yoluna başvurulmamış olması nedeniyle, temyiz
üzerine verilen kararın tebliğinden itibaren dava açma süresinin hesaplanması
gerekmektedir. Çünkü, maddede kanun yollarına başvurulması halinde verilecek
kararın tebliği ibaresi mevcuttur. Dolaysıya dava açma süresinin, kesinleşmeden
itibaren başlayacağı şeklinde bir düzenleme yapılmamıştır.
Burada şu
hususun gözden kaçırılmaması gerekir. İptal davası üzerine tam yargı davası
açılabilmesi için, iptal kararı üzerine altmış gün içinde tam yargı davası
açılabileceği gibi, bu aşamada dava açılmayıp, eğer karar temyiz edilmişse,
temyiz sonucu verilen kararın tebliği üzerine de altmış gün içinde tam yargı
davası açılabilir. Öyleyse, iptal kararının tebliği üzerine altmış gün içinde
dava açılmamış olmakla birlikte, henüz temyiz sonucu verilecek kararın tebliğ
edilmediği hallerde, iptal kararının tebliğinden itibaren altmış gün geçirilmiş
olsa bile, bu şekilde açılan davanın süresinde olduğunu vurgulamak gerekir.
Bütün bu hallerde 2577 sayılı Yasanın
11. maddesi uyarınca idareye başvuru hakkı vardır. Ancak, bu başvurunun yukarıda
belirtilen dava açma süresi içinde yapılması gerekir.
2577 sayılı Yasanın 13. maddesinde,
idari eylemlerden dolayı doğrudan tam yargı davası açılmasına ilişkin usul ve
süre düzenlemesi yapılmıştır. Dolayısıyla, bu maddede yer alan düzenlemeler imar
planlarıyla ilgili bulunmadığından, burada izaha gerek görmüyoruz.