T.C.
DANI?TAY
Altıncı
Daire
Esas No : 2004/8073
Karar No :
2007/1098
Özeti
:
Parselasyon işleminin
yargı kararı ile iptali sonucunda iptal kararının
gereğinin
yerine getirilmesinin ilk koşulunun, ilgilisi açısından
parselasyon öncesi
hukuki duruma
yeniden gelinmesinin sağlanması olduğu, bu
itibarla davalı idarece ileri sürülen
hususların
iptal gerekçeleri
çerçevesinde
irdelenmesi ve yargı
kararının
uygulanıp
uygulanmadığı
hakkında
bir karar verilmesi gerektiği
hakkında.
Temyiz
İsteminde
Bulunan : ... Vekili : Av.
...
Karşı
Taraf : Bağcılar
Belediye Başkanlığı
Vekili :
Av. ...
İstemin
Özeti :
İstanbul
6. İdare
Mahkemesinin 2.4.2004 günlü,
E:2002/901, K:2004/486 sayılı
karannın
usul ve yasaya aykırı
olduğu
ileri sürülerek
bozulması
istenilmektedir.
Savunmanın
Özeti
: Temyiz
edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi
bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan karann onanması
gerektiği
savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Özlem ?imşek'in
Düşüncesi
: Temyiz isteminin reddi ile
mahkeme kararının
onanması
gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı
Tülin Özgenç'in
Düşüncesi
:
İstanbul
6.İdare
Mahkemesinin 30.11.2001 günlü,
K:2001/1672 sayılı kararının uygulanmadığından bahisle uğranıldığı
ileri sürülen
zarar karşılığı 20 milyar maddi,5 milyar manevi tazminat
ödenmesi
istemiyle açılan
davanın
reddi yolundaki idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması
istenilmektedir.
2577 sayılı
İdari
Yargılama
Usulü
Kanununun 28.maddesi uyarınca,mahkeme kararlannın
icaplarına
göre
idarenin,gecikmeksizin işlem
tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur oludğu,bu
sürenin
hiçbir
şekilde
kararın
idareye tebliğinden başlayarak otuz günü
geçemeyeceği,hükmüne
bağlanmıştır.
Dosyanın
incelenmesinden,davacıya
ait taşınmazla
ilgili imar uygulamasının
İstanbul
6.İdare Mahkemesinin 30.11.2001 tarih ve E:2001/698, K:2001/1672 sayılı
kararıyla
iptal edildiği,iptal
kararının
davalı
idareye 19.3.2002 tarihinde tebilğ
edildiği,ancak
uygulama alanının
dar olması
ve etrafındaki
parsellerin ifraz görmeleri nedeniyle uygulama alanının
genişletilerek
yeniden düzenleme yapılmasının
çözüm getirmeyeceği,ayrıca
1/5000 ölçekli
planın
yapılmasından
sonra bahse konu mahkeme karan gereğinin yerine getirilebileceği
gerekçesiyle
karar gereğinin
yerine getirilmediği
diğer
taraftan,karar gereklerini erine
getirmeyen Bağcılar
Belediye Başkanı
ve diğer
ilgililer hakkında soruşturma izni verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkeme kararının
yasada belirtilen süre içerisinde yerine getirilmediği
anlaşıldığından
davalı
idare aleyhine tazminata hükmedilmesi gerekirken kararda belirtilen
gerekçelerle
tazminat isteminin reddedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan
nedenle,temyize konu kararın bozulması
gerektiği
düşünülmüştür.
198
TÜRK
MİLLETİ
ADINA
Karar veren Danıştay
Altıncı
Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve
dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin
gereği
görüşüldü:
Dava, mahkeme kararı
uyarınca
işlem
tesis edilmediğinden bahisle uğranıldığı ileri sürülen
20.000.000.000.000 lira maddi ve 5.000.000.000 lira manevi zararın
tazmini istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, parselasyon işleminin
iptaline ilişkin
İstanbul
6. İdare Mahkemesinin 30.11.2001 günlü,
K:2001/1672 sayılı
kararı
uyarınca
işlem
yapılabilmesi
için nazım
imar planının
değişmesinin
gerektiği
ve planlama sürecinin
başlatılarak
devam ettirildiği anlaşıldığından,
yargı
kararının
uygulanmamasından
bahsedilemeyeceği
gerekçesiyle
davanın
reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
T.C. Anayasasının
2. maddesinde, Türkiye
Cumhuriyetinin hukuk devleti olduğu,
125. maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden
doğan zararı ödemekle yükümlü
olduğu, 138. maddesinin son fıkrasında da yasama, yürütme
organları
ile idarenin mahkeme
kararlarına
uymak zorunda oldukları; 2577 sayılı Yasanın 28. maddesinin birinci ve
üçüncü
fıkralarında
ise, idarenin Danıştay, bölge
idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin
durdurulmasına
ilişkin
kararlarının
icaplarına göre
en geç
otuz gün
içinde
işlem
tesis etmeye ya da eylemde bulunmaya mecbur oldukları,
işlem
tesis edilmeyen ya da eylemde bulunulmayan
hallerde idare aleyhine Danıştay
ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi
tazminat davası
açılabileceği
hükme
bağlanmıştır.
Dosyanın
incelenmesinden, İstanbul,
Bağcılar,
İnönü
Mahallesinde bulunan davacıya
ait parselleri kapsayan parselasyon işleminin
iptaline ilişkin mahkemenin 30.11.2001 günlü,
K:2001/1672 sayılı kararının Dairemizin 24.10.2003 günlü,
E.2002/2513, K:2003/5138 sayılı
kararıyla onandığı
anlaşılmaktadır.
Parselasyon işleminin
yargı
kararı
ile iptali sonucunda iptal kararının
gereğinin
yerine getirilmesinin ilk aşaması
kadastral parsellere dönüş
cetvellerinin hazırlanması,
onanması
ve tapu kayıtlarında
değişiklik
olmuşsa
eski hale dönüş yapılarak, ilgilisi açısından parselasyon
öncesi
hukuki duruma yeniden gelinmesinin sağlanmasıdır.
Kaldı
ki, bir bölgede
parselasyon işleminin iptali
üzerine idarelerce dağıtım
ilke ve esaslarına uygun yeni bir parselasyon işleminin her zaman yapılabileceği
açıktır.
Başka
bir anlatımla,
kadastral duruma dönüş
yeni bir parselasyon işlemi
tesis edilmesine engel bir durum teşkil
etmemektedir.
Dava konusu olayda,idare
iptal kararı sonrasında yeni bir parselasyon işlemi
yapma yoluna gitmiş
ve yeni bir işlem
için
de plan değişikliği
gerekliliğini
iddia etmiş
bulunduğundan,
bu gerekliliği gerekçeleriyle ortaya koymak durumundadır.
Bu itibarla,parselasyon işleminin
iptal gerekçeleri çerçevesinde yargı kararının
uygulanabilmesi için plan değişikliğinin
önkoşul
olup olmadığı ve gerekliliği hususları
irdelenmeksizin
verilen idare mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan
nedenlerle, İstanbul
6. İdare Mahkemesinin 2.4.2004 günlü,
E:2002/901, K:2004/486 sayılı
kararının
BOZULMASINA, 22,60 YTL. karar harcı
ile fazladan yatırılan
15,30 YTL harcın
temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın
adı
geçen
mahkemeye gönderilmesine
23.2.2007 gününde
oybirliğiyle
karar verildi.