Kararın
Özeti: Hatalı şekilde verilen ve sonradan idarece geri alınan inşaat ruhsatı
nedeniyle evini yıkan davacının zarara uğradığı açık olduğundan ve bu şekilde
oluşan zararı belgelendirmesi de beklenemiyeceğinden yıkım nedeniyle uğranılan
zararın takdiren ve muktuen tazminine karar verilmesi gerektiği, mahkemece
zararın kanıtlanamadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesinde isabet
görülmediği hk. (Danıştay Altıncı Dairesinin 24.12.1992 gün ve E:1991/1598,
K:1992/5169 sayılı kararı.)
Dava, 8 parsel sayılı taşınmaz için düzenlenen inşaat ruhsatının iptaline
ilişkin işlemin iptali ve yeni inşaat yapılmak üzere mevcut evin inşaat ruhsatı
alındıktan sonra yıktırılması nedeniyle uğranıldığı öne sürülen
zarar
ve yapılan masraf karşılığı 6.000.000. liranın tazminat
olarak ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince;
İstanbul İmar Yönetmeliğinin 5.01 ve 6.01/A maddelerinde yer alan kurallar
açıklandıktan sonra dava dosyasının incelenmesinden, 1/1000 ölçekli imar
Planında ayrık nizam inşaat alanında kalan, köşe başında bulunan ve bu nedenle
asgari cephe şartını sağlamayan 8 sayılı parselde inşaat yapılabilmesi için
komşu 9 sayılı parselle tevhit edilmesi gerektiğinin anlaşıldığı; buna göre
inşaat ruhsatının iptal edilmesine ilişkin işlemde mevzuata aykırılık
görülmediği gerekçesiyle davanın bu bölümünün reddine; davanın tazminat istemine
yönelik bölümünün incelenmesine gelince; yürürlükteki imar planı ve imar
yönetmeliğine uygun olmayan inşaat ruhsatını düzenleyerek davacıya veren
idarenin hizmet kusuru
işlemesi nedeniyle davacının anılan ruhsat üzerine mevcut evini yıkması sonucu
uğradığı zararı ve yeni inşaat için yaptığı masrafı
tazmin
etmekle sorumlu olduğu, ancak mevcut zararın tazmininin mümkün olduğu, zararın
kanıtlanması gerektiği, davacının yalnızca proje ve hafriyat nedeniyle yaptığı
toplam 378.322. lira tutarındaki masrafı belgelendirdiği, yıkılan evin değerine
ilişkin herhangi bir belge ibraz edilemediği egerekçesiyle 378.332 liranın yasal
faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, istemin
fazlaya ilişkin kısmının reddine karar verilmiş, kararın bu bölümü ile iptal
isteminin reddine ilişkin bölümü davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyize konu İdare Mahkemesi kararının, davanın inşaat ruhsatının iptaline
ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan bölümünün reddine ilişkin kısmında 2577
sayılı yasanın 49.maddesinin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbiri
bulunmadığından anılan mahkeme kararının bu bölümünün oybirliğiyle onanmasına;
Temyize konu kararın yıkım nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle ilgili
bölümünün incelenmesine gelince;
Dava dosyasının incelenmesinden davacının 8 parsel sayılı taşınmazı için
17.6.1986 günlü, 2/14 sayılı inşaat ruhsatını alarak inşaata başlamak üzere
davalı idarenin izniyle evini yıktığı, hafriyata başladığı sırada inşaat
ruhsatının imar mevzuatına aykırı olarak verildiği
gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmış olup, buna göre davacının dayalı idarece
hatalı olarak verilen inşaat ruhsatı nedeniyle evini yıkması sonucu zarara
uğradığı açık olduğundan ve bu şekilde oluşan zararı belgelendirmesi de
beklenemeyeceğinden İdare Mahkemesince belirtilen
zararın takdiren ve maktuen tazminine karar verilmesi gerekirken istemin sözü
edilen bölümünün kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesinde isabet
görülmemiştir.
Açıklanan nedenle İstanbul 2.İdare Mahkemesinin 1.11.1990 günlü, 1990/1252
sayılı kararının yıkım nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle ilgili
bölümünün bozulmasına karar verildi.