imar

İmar Hukukçusundan Güncel Makaleler (imar)

imar hukuku (imar planları, arazi ve arsa düzenlemesi, kaçak yapı para cezası, inşaat ruhsatı vb.)dava dilekçe örnekleri

Tasnif edilmiş Danıştay Altıncı Dairesi İçtihatları

Danıştay imar ve imar hukuku içtihatları

imar hukuku ile ilgili terimler ve tanımlar


İmar Hukukçusu. Toki'den Ucuz Konut Satışı Devam Ediyor

+Hatalı ödemelerin geri alınması

+
18 uygulaması,

+
Danıştay içtihadı birleştirme kurulu kararı yargı kararının yerine getirilmemesi

+
Belediyelerin internet adresleri (web)

+
Görev tazminatı ile ilgili haberler

+
Konut finansmanı sistemine ilişkin çeşitli kanunlarda değişiklik yapılması hakkı

+
Toki'nin satılık evlerine yoğun talep var.

+
18. Madde uygulamasında hukuka aykırılık nedenleri imarhukukcusu cafer ergen

+Eski Haberler

+
2577 sayılı İYUK 7. Madde ile ilgili Danıştay İçtihatları

+657 sayılı Yasa uyarınca verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu

+Radyoloji personelinin çalışma (mesai) saatleri

+
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu kapsamında Sayıştay Genel Kurulunun 14.6.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararı.

· ANAYASA MAHKEMESİNİN "YÜRÜRLÜ?Ü DURDURMA" KARARLARI

· ANAYASA MAHKEMESİNE İPTAL İSTEMİYLE YAPILAN BA?VURULAR ÜZERİNE VERİLEN KARARLAR

· İmar Hukuku Terimleri Sözlüğü

· idare hukukcusu (idare hukuku)

idari yargı
İdari yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak yürütmeyi durdurma istekli iptal ve tam yargı dava dilekçesi örneğini görmek için buraya tıklayınız.

İmar

Tüm içeriği görmek için tıklayınız

İdare Hukuku

İDARE HUKUKU

imarhukukcusu.com tüm haberler

imar, Eski Haberler
21.09.12
· İmarda kısıtlılık sorunu sona eriyor (5 Yıl ile sınırlandırıldı)
16.09.12
· imar planları ve imar uygulamaları nedeniyle ücret
08.09.12
· Tazminat davasının süreaşımı nedeniyle reddi halinde maktu avukatlık ücreti
· İlan edilmeksizin uygulamaya konulan bir imar planının şekil eksikliği nedeniyle
· Davanın niteliği itibariyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmas
· Özel parselasyon ile belirlenmiş bulunan umumi hizmet alanları
· İmar planı ile notu arasında birbirine aykırı hususların bulunması
· 5 yıllık inşaat ruhsatı süresi içinde yapı kullanma izin belgesi alınmaması hali
12.05.12
· Deprem nedeniyle oluşan zararda belediyenin kusursuz sorumluluğu yoktur
10.05.12
· Tapulu yerdeki yapı ruhsattsız da olsa 32. madde işletilmemişse tazminat gerekir
· Yeşil alan için yapılan bağış da DOP tan düşülür.
14.04.12
· Bam Adli Yargı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkın
· Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
· Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
06.04.12
· Anayasa Mahkemesi’ne Göre 3194/42. Maddesinin Üçüncü Fıkrası (32 md)
· 42. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “…32…” ibaresi
01.04.12
· belediyelerin mimari projelerde meslek odasından ayrıca "proje onay belgesi" ist
· 125 nolu Danıştay Dergisi imar hukuku içtihatları
23.03.12
· Köy yerleşik alanı ve civarında imar yetkisi
· Yoldan İhdasen Oluşan Taşınmazlar Hakkında Yorum
· Anayasa Mahkemesi Kararı (Yoldan İhdas)
11.03.12
· Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı
05.03.12
· Çoğaltılmış Fikir Ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu
14.02.12
· Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı
21.12.11
· Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (21 Aralık 2011-28149)
· İmar Davaları Kitabı Üçüncü Baskı 2011
06.12.11
· İmar hukuku içtihatları (Danıştay Dergisi 124)
23.10.11
· 3194 sayılı Kanunun 5940 sayılı Kanunla değişik 42. maddesi uyarınca para cezası
· 1608 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası verilmesine ve 1 kez yasaklanan faa
· Bedele Dönüştürülen Paya Takdir Edilen Karşılığın Artırılması Davası
· Cedit-Erenler-Topçular-28 Haziran Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı
09.09.11
· Her proje için müellif sicil durum belgesi alınması zorunlu
12.08.11
· Valilik görüşü alınmadığı gerekçesiyle yıkılamayacağı
· İmar planının yürütmesinin durdurulması üzerine yapının mühürlenmesi
· Ticaret alanında akaryakıt istasyonu yapılamaz
· müellif sicil durum belgesi ibraz edilmeden yapı ruhsatında hukuka uyarlık bulun
· Tadilat ruhsatının kat irtifakı sahibi kişilerin imzası, bu kişiler tarafından v
· 2981 sayılı Yasanın 10/b alanında 3194 sayılı Kanunun 18. madde uygulamasında DO
· Mutlak tarım arazileri
01.08.10
· www.idarehukuku.net Türkiye'nin İdare Hukuku - İdari Yargı Bilgilerine hoşgeldin
29.06.10
· Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
17.04.10
· Kaplıca izinlerini artık Valilikler verecek. Bakanlık yetkiyi devretti.
10.04.10
· Yeni imar para cezası hükümleri önceki (Kaçak yapı suçlarına) uygulanmaz.
08.04.10
· 3194/18 uyg. yapılmayan alanda kamulaştırma yapılabilir
03.04.10
· Nazım imar planının yürürlükteki 1/100000 ve 1/50000 ölçekli planlara uygun olma
28.01.10
· İmar planı ve inşaat ruhsatı iptali üzerine tazminat dava açma süresi
· Plan değişikliği isteminin reddi yolundaki işlemin değil doğrudan planın iptalin
· Planlı bir bölgede arazi ve arsa düzenlemesi yapılmadan kamulaştırma yapılması
· Dolgu alanında plan yapılabilmesi
· Binanın hukuken en son bittiği tarih

Eski Haberler

İmar hukuku ile ilgili Kanunlar

+imar kanunu (3194)
+il özel idaresi kanunu (5302)
+belediye kanunu (5393)
+büyükşehir belediyesi kanunu(5216)
+kamulaştırma kanunu (2942)
+kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu (2863)

+yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması hakkında kanun (5366)
+yapı denetimi hakkında kanun (4708)
+gecekondu kanunu (775)
+imar ve gecekondu af kanunu (2981/3290)

İMAR HUKUKU İLE İLGİLİ YÖNETMELİKLER

+belediyeler tip imar yönt.
+imar affı yönetmeliği
+plansız alanlar yönt.
+plan yapım yönt.
+koruma amaçlı im. pln. yönt.
+kıyı kanunu uyg. yönt.
+tarım alanları yönt.
+karayolları kenarlarında..yönt.
+18. madde uygulama yönt.
+plan müellifleri yönt.
+gecekondu yönetmeliği

+imar ile ilgili tüm yönet.

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SA?LIK SİGORTASI KANUNU

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Mevuzatı

idare hukuku (Danıştay) içtihatları

İdare hukuku İçtihatları

idare hukuku, iptal ve tazminat davası

İdari Yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak Yürütmenin Durdurulması istekli iptal ve tazminat dava dilekçe örneği için tıklayınız.

İMAR

imar
içtihatları

Ankara Bölge İdare Mahkemesi

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi
Ankara Bölge İdare Mahkemesi
Konya Bölge İdare Mahkemesi
Aydın Bölge İdare Mahkemesi
Edirne Bölge İdare Mahkemesi
Manisa Bölge İdare Mahkemesi
Ordu Bölge İdare Mahkemesi
Van Bölge İdare Mahkemesi
Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi
Sakarya Bölge İdare Mahkemesi
Samsun Bölge İdare Mahkemesi
Antalya Bölge İdare Mahkemesi
Gaziantep Bölge idare Mahkemesi
Denizli Bölge İdare Mahkemesi
Adana Bölge İdare Mahkemesi
İzmir Bölge İdare Mahkemesi
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi
Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi
Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi
Bursa Bölge İdare Mahkemesi
Malatya Bölge İdare Mahkemesi
Sivas Bölge İdare Mahkemesi
Kayseri Bölge İdare Mahkemesi
Trabzon Bölge İdare Mahkemesi
İdari Yargı (İDARE HUKUKU) Kitapları (Yayınları)
Bölge İdare Mahkemelerinin İnternet (Web) Adresleri - Sayfaları
BÖLGE İDARE MAHKEMELERİNİN İTİRAZ MERCİLERİ
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun
Devlet Memurları Kanunu
Danıştay Kanunu
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
İdari Yargılama usulü Kanunu
Hakimler ve Savcılar Kanunu
399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Personel Rejimlerinin Düzenlenmesi ve 233 sayılı KHK''nin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

imar hukukunda ulaşamadığımız içtihat kararları.

İmar Hukuku ili ilgili olarak özel seçilmiş güncel karar metinleri



Dairesi

Karar Yılı

Karar No

Esas Yılı

Esas No

Karar Tarihi

ALTINCI DAİRE

2006

5112

2004

5235

08/11/2006

 

KARAR METNİ

İmar planı değişikliği isteminin reddine ilişkin işlemin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olup olmadığı yolunda yapılacak inceleme sonucuna göre karar verilmesi gerektiği hk.

Danıştay Altıncı Dairesinin 8.11.2006 gün ve E:2004/5235, K:2006/5112 sayılı kararı.


Temyiz İsteminde Bulunan : ?
Vekili : Av. ?
Karşı Taraf : Konak Belediye Başkanlığı-İZMİR
Vekili : Av. ?
İstemin Özeti : İzmir 1. İdare Mahkemesinin 17.03.2004 günlü, E:2003/440, K:2004/201 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Plan değişikliği isteminin reddine ilişkin işlemin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve
kamu yararına uygun olup olmadığı yolunda yapılacak inceleme sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden mahkeme kararının bozulması genektiği düşünülmektedir.
Danıştay Tetkik Hakimi Sedef Türkdoğan'ın Düşüncesi : Plan değişikliği isteminin reddine ilişkin işlemin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve
kamu yararına uygun olup olmadığı yolunda yapılacak inceleme sonucuna göre karar verilmesi gerekeceğinden mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Sedat Larlar'ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, imar planında yeşil alanda kalan İzmir, Konak, 1.Süleymaniye Mahallesi, ? ada, ? parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılması veya yeşil alandan çıkartılması amacıyla yapılan imar planı değişikliği isteminin zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; İzmir Büyükşehir Belediyesinin tasarruf yetkisi altında bulunan dava konusu taşınmazın yeşil alan için Konak Belediye Başkanlığının kamulaştırma yetkisi bulunmadığından, kamulaştırma isteminin zımnen reddine ilişkin işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı, imar planı değişikliği istemine gelince; şehircilik esasları, planlama ilkeleri ve
kamu yararı gibi nedenler bulunmadığı sürece, salt Anayasa Mahkemesinin iptal kararından hareketle, kamu tesis ve umumi hizmet alanlarında plan değişikliği yapılmasının plan değişikliği yapılmak veya yapılmaksızın ilgililere yapılaşma hakkı tanınmasının zorunlu olduğu sonucuna ulaşılamayacağı, bu nedenle dava konusu taşınmazın yeşil alandan çıkartılması isteminin zımnen reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, dava davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlığa konu taşınmazın yeşil alana ayrılması nedeniyle sözkonusu olan kısıtlamanın dayanağını oluşturan 3194 sayılı Yasanın 13.maddesinin 1.fıkrası Anayasa Mahkemesinin 29.12.1999 günlü, E:1999/33, K:1999/51 sayılı kararıyla iptal edilmesine karşın, henüz iptal edilen hükümler yerine yeni bir düzenleme getirilmemiş olması nedeniyle taşınmaz maliklerinin genel hükümler uyarınca öncelikle imar planında değişiklik yapılması yönünde bu konuda işlem tesisine yetkili olan belediye başkanlığına başvuruda bulunmaları gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu taşınmazın imar planında yeşil alan olarak ayrıldığı, taşınmazın imar planı değişikliği yapılarak yeşil alandan çıkartılması isteminin belediye meclisince zımnen reddi üzerine bakılmakta olunan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İlgililerin imar planı değişikliği istemlerinin idarelerce çevredeki nüfus, yoğunluk ve donatım dengesi yönünden irdelenmesi gerektiği, planlamanın genel ilkelerinin dikkate alınarak uyuşmazlık konusu taşınmaza ayrıldığı amaç için ihtiyaç bulunmadığı sonucuna varıldığı takdirde plan değişikliği yapılmasının mümkün olduğu açıktır.
Bu durumda, idare mahkemesince plan değişikliği isteminin reddine ilişkin işlemin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve
kamu yararına uygun olup olmadığı yolunda yapılacak inceleme sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle İzmir 1. İdare Mahkemesinin 17.03.2004 günlü, E:2003/440, K:2004/201 sayılı kararının BOZULMASINA, 20,60 YTL. karar harcı ile fazladan yatırılan 15,30 YTL harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 08.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 

 

Dairesi

Karar Yılı

Karar No

Esas Yılı

Esas No

Karar Tarihi

ALTINCI DAİRE

2006

1855

2004

982

11/04/2006

 

KARAR METNİ

Usulüne uygun biçimde davacıya tebliğ edilmiş ve davacıya ait taşınmaz için tekemmül etmiş bir kamulaştırma işlemi bulunmadığından, kamulaştırma işleminin tebliğ edilmediği gerekçesiyle iptali yolundaki idare mahkemesi kararında isabet görülmediği hk.

 

Danıştay Altıncı Dairesinin 11.4.2006 gün ve E:2004/982, K:2006/1855 sayılı kararı.

 


Temyiz İsteminde Bulunan :Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü-ANKARA
Vekili : Av. ?
Karşı Taraf : ?
Vekili : Av. ?
İstemin Özeti : Erzurum İdare Mahkemesinin 23.9.2003 günlü, E:2003/1272, K:2003/1112 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Leyla Kodakoğlu'nun Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Aynur ?ahinok'un Düşüncesi :İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, Erzurum, Pazaryolu İlçesi, Kuymaklı Köyü, Bernak Mevkiinde bulunan davacının paydaşı olduğu taşınmazın bir bölümünün içme suyu temini amacıyla 12.6.2000 günlü
kamu yararı kararı uyarınca kamulaştırılmasına ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, Danıştay Altıncı Dairesince verilen 28.1.2003 günlü, E:2001/6979, K:2003/731 sayılı bozma kararına uyularak, dosyanın incelenmesinden, dava konusu kamulaştırma işleminin 2942 sayılı Yasa uyarınca davacıya tebliğ edildiğine dair bir belge bulunmadığı gibi, kamulaştırma bedelinin davacı tarafından bankadan çekildiği hususunun da idarece kanıtlanamadığı anlaşıldığından, usulüne uygun biçimde tebliğ edilmeyen kamulaştırma işleminde mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, 12.6.2000 günlü
kamu yararı kararının alınmasından sonra 23.6.2000 günlü kararla kıymet takdir komisyonunun oluşturulduğu, 8.11.2000 günlü davalı idare yazısı ile kaymakamlığa bildirilen kamulaştırma işleminin 28.8.2000-9.10.2000 günleri arasında Kuymaklı Köyü meydanında ilan edildiği, kamulaştırma bedelinin maliklerin hisse oranları belirlenerek Ziraat Bankasına yatırıldığı, adresi tesbit edilen maliklere tebligat yapılmak üzere kamulaştırma evrakının notere verildiği, davacıya ise tebligat yapılmadığı ve davacının işlemi haricen öğrendiğini belirterek bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, usulüne uygun biçimde davacıya tebliğ edilmiş ve davacıya ait taşınmaz için tekemmül etmiş bir kamulaştırma işlemi bulunmadığından, kamulaştırma işleminin tebliğ edilmediği gerekçesiyle iptal edilmesinde mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Erzurum İdare Mahkemesinin 23.9.2003 günlü, E:2003/1272, K:2003/1112 sayılı kararının BOZULMASINA, 16,09 YTL. karar harcı ile fazladan yatırılan 11,97 YTL. harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 11.4.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 

 

 

 

 

Dairesi

Karar Yılı

Karar No

Esas Yılı

Esas No

Karar Tarihi

İDARİ DAVA DAİRELERİ

2006

503

2005

2467

08/06/2006

 

KARAR METNİ

İnşaat izni verilmesi yolundaki istemin reddine ilişkin işlem, düzenleyici işlem niteliğinde kabul edilen imar planının uygulanması kapsamında tesis edilmiş olduğundan, bu işlemle birlikte dayanağı planlara karşı açılan davanın esasının incelenmesi gerekirken, davanın süre yönünden reddi yolundaki idare mahkemesi kararında isabet görülmediği hk.

Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 8.6.2006 gün ve E:2005/2467, K:2006/503 sayılı kararı.

 

 


Temyiz İsteminde Bulunan (Davacılar) : 1-? 2- ?
Vekili : Av. ?
Karşı Taraf (Davalı) : Büyükçekmece Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. ?
İstemin Özeti : İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 31.12.2004 günlü, E:2004/2727, K:2004/2684 sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması davacılar tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Aylin Bayram'ın Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesinin ısrar kararının Danıştay Altıncı Dairesi kararı doğrultusunda bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Ahmet Arslan'ın Düşüncesi : Danıştay Altıncı Dairesinin 11.5.2004 günlü ve E:2002/6974,K:2004/2942 sayılı bozma kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca gereği görüşüldü:
Dava, İstanbul İli, Büyükçekmece, 1. Bölge, ? ada, ? parsel sayılı davacının mülkiyetinde bulunan taşınmaza inşaat izni verilmesi isteminin reddi yolundaki 30.10.2001 günlü, 2380 sayılı Belediye Başkanlığı işlemiyle dayanağı olan 4.6.2000 günlü, 90 sayılı belediye meclisi kararıyla kabul edilen
imar planı değişikliğinin iptali istemiyle açılmıştır.
İstanbul 2. İdare Mahkemesi 26.6.2002 günlü, E:2001/1681, K:2002/902 sayılı kararıyla; davanın belediye meclisi kararı ile kabul edilen
imar planlarının taşınmaza ilişkin kısmının iptali istemiyle açıldığı, bu planların 15.6.2000 ile 17.7.2000 günleri arasında askıya çıkarılarak ilan edildiği, son ilan tarihini izleyen günden itibaren yasal dava açma süresi geçirildikten sonra 26.11.2001 günü açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın süre yönünden reddine karar vermiştir.
Bu karar temyiz incelemesi sonucunda; Danıştay Altıncı Dairesinin 11.5.2004 günlü, E:2002/6974, K:2004/2942 sayılı kararıyla; davacıya ait parselin bulunduğu alanda belediye meclisinin 4.6.2000 günlü, 90 sayılı kararı ile 1/1000 uygulama ve 1/5000 ölçekli nazım
imar planlarında değişiklik yapıldığı, böylece parselin kısmen imar yolu, kısmen yeşil alan olarak ayrıldığı, davacının 23.10.2001 günlü başvurusuyla parselinde konut yapmak amacıyla inşaat izni verilmesi isteminde bulunduğu halde dava konusu işlemle taşınmazın imar planındaki durumu belirtilerek istemin reddi üzerine, dava açma süresi içerisinde imar planının uygulaması işlemi olan inşaat izni verilmemesine ilişkin işlem ile dayanağı olan imar planlarının birlikte iptalinin talep edildiği anlaşıldığından, davanın süre yönünden reddi yolundaki temyize konu kararda isabet görülmediği gerekçesiyle bozulmuş ise de; İdare Mahkemesince, bozma kararına uyulmayarak, imar durum belgesinin, ilgililerin taşınmazları hakkında bilgi edinmek amacıyla belediyelere müracaatları üzerine düzenlenen ve taşınmazların imar planındaki fonksiyonu, varsa yapılaşma koşullarını belirten bilgi maliyetinde bir işlem olduğu, kesin ve icrai bir yönü bulunmayan bu imar durum belgesi esas alınarak imar planına karşı dava açma süresinin yeniden başlatılmasına yasal olanak bulunmadığı, ancak imar planının uygulanması anlamında taşınmazın kamulaştırılması üzerine davacının, imar planına veya kamulaştırma işlemine yahut her ikisine karşı birlikte dava açma hakkının bulunduğunun da belirtilmesi suretiyle ilk kararında ısrar edilmiştir.
Davacılar, 31.12.2004 günlü, E:2004/2727, K:2004/2684 sayılı bu ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedirler.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinin 4. fıkrasında; "ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz." kuralı yer almıştır.
Buna göre, düzenleyici işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerce dava açma süresi içerisinde, uygulama işlemi, düzenleyici işlem veya her ikisinin birden dava konusu edilebileceği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlığa konu alana ilişkin 4.6.2000 günlü, 90 sayılı belediye meclisi kararı ile onaylanan
imar planı değişiklikleri ile davacılara ait taşınmazın kısmen imar yolu, kısmen yeşil alan olarak belirlendiği, davacıların 25.5.2001 günlü başvurusuyla imar durumu istemeleri sonucu taşınmazın planda ayrıldığı amacın 29.5.2001 tarihli yazı ile bildirildiği, bunun üzerine davacılar tarafından 23.10.2001 günlü başvuru ile taşınmazda konut yapmak amacıyla inşaat izni verilmesinin istenildiği, ancak bu istemin dava konusu 30.10.2001 günlü işlemle taşınmazın imar planında ayrıldığı amacın belirtilmesiyle yetinilmek suretiyle reddedildiği, bu yanıt sonrasında da bu işlem ve dayanağı imar planlarının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Düzenleyici işlem niteliğinde olduğu kabul edilen
imar planlarının uygulanmasına yönelik işlemler; taşınmazda uygulama yapılmasına esas teşkil eden ve planda ayrıldığı amacın belirtildiği imar durumu, buna dayalı olarak verilen inşaat ruhsatı, kamulaştırma, parselasyon gibi işlemlerdir. Olayda da imar planının uygulanması kapsamında inşaat izni verilmesi yolundaki istemin reddi (inşaat izni verilmeme işlemi) planın uygulanması kapsamında tesis edilmiş bir işlem olduğundan, bu işlemle birlikte dayanağı planlara karşı açılan davanın esasının incelenmesi gerekirken, davanın süre yönünden reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacıların temyiz istemlerinin kabulü ile temyize konu İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 31.12.2004 günlü, E:2004/2727, K:2004/2684 sayılı ısrar kararının Danıştay Altıncı Dairesi kararı doğrultusunda BOZULMASINA, dosyanın adıgeçen İdare Mahkemesine gönderilmesine 8.6.2006 günü oybirliği ile karar verildi.
(DAN-DER; SAYI: 114)
 

 

 

 

Dairesi

Karar Yılı

Karar No

Esas Yılı

Esas No

Karar Tarihi

İDARİ DAVA DAİRELERİ

2005

2822

2005

2477

15/12/2005

 

KARAR METNİ

Üst ölçekli plan varsa alt ölçekli imar planlarının uygulama işlemi niteliğinde olduğu, dolayısıyla alt ölçekli planlara karşı açılan davada öğrenme üzerine dayanağı olan üst ölçekli planın iptali istemiyle de dava açılabileceği hk.

 

Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 15.12.2005 gün ve E:2005/2477, K:2005/2822 sayılı kararı.

 

 


Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): ? Polimer Teknik Ltd. ?ti.
Vekili : Av. ?
Karşı Taraf (Davalı) : Çevre ve Orman Bakanlığı-ANKARA
İstemin Özeti : Danıştay Altıncı Dairesinin 15.3.2005 günlü, E:2004/5284, K:2005/1543 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması davacı tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Aylin Bayram'ın Düşüncesi: 1/1000 ölçekli
imar planı üst ölçekli planların uygulanması niteliğinde olduğundan bu plana karşı açılan davada dayanağı planların öğrenilmesi üzerine açılan davanın süresinde bulunduğu nedeniyle Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Sedat Larlar'ın Düşüncesi: Danıştay dava dairelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosyanın tekemmül ettiği anlaşılmakla davacının yürütmenin durdurulması istemi görüşülmeyerek dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dava, Tekirdağ, Çorlu, ? Mah. ? pafta, ? parsel sayılı taşınmaza ilişkin Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 28.1.2002 tarihinde onaylanan 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planının iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Altıncı Dairesi 15.3.2005 günlü, E:2004/5284, K:2005/1543 sayılı kararıyla,
imar planlarına karşı, 2577 sayılı Yasanın 11. maddesi kapsamında başvuru için, 3194 sayılı Yasanın 8/b maddesi ile özel bir itiraz süresi getirildiğinin anlaşıldığı, bu durum karşısında, imar planlarına karşı, bir aylık askı süresi içinde 2577 sayılı Yasanın 11. maddesi kapsamında başvuruda bulunulması ve bu başvuruya idari dava açma süresinin başlangıç tarihi olan son ilan tarihinden itibaren 60 gün içinde cevap verilmeyerek isteğin reddedilmiş sayılması halinde, bu tarihi takip eden 60 günlük dava açma süresi içinde veya son ilan tarihini izleyen 60 gün içinde cevap verilmek suretiyle isteğin reddedilmesi halinde bu cevap tarihinden itibaren 60 günlük dava açma süresi içinde idari dava açılabileceği sonucuna varıldığı, imar planlarına askı süresi içinde bir itirazda bulunulmamış ise davanın, 2577 sayılı Yasanın 7. maddesi uyarınca imar planının son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 gün içinde açılmasının gerektiği, dava konusu 1/25.000 ölçekli planın Çevre ve Orman Bakanlığının 28.1.2002 günlü kararı ile kabul edildiği, anılan planın 1.2.2002-4.3.2002 günlerinde ilan edildiği, bu plana dayanılarak 24.10.2002 günlü, 488 sayılı Çorlu Belediye Meclisi kararı ile 1/5000 ölçekli planın yapıldığı, davacının 4.2.2003 günlü belediye meclisi kararı ile onanan 1/1000 ölçekli plana karşı açtığı davada, davalı idarenin savunmasında 1/1000 ölçekli planın dayanağı 1/25 000 ve 1/5000 ölçekli planların bulunduğunu öğrendiği, söz konusu planların iptali istemiyle açılan davada, dava dilekçesinin Edirne İdare Mahkemesinin 12.7.2004 günlü E:2004/371, K:2004/826 sayılı kararıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca her plan için ayrı ayrı dava açılmak üzere reddedilmesi üzerine yenilenen bu davada 1/25.000 ölçekli planın iptalinin istenildiğinin anlaşıldığı, genel düzenleyici işlem niteliğinde bulunan dava konusu 1/25.000 ölçekli imar planına karşı doğrudan açılan bu davanın anılan planın son ilan tarihini izleyen günden itibaren sözü edilen maddelerde belirtilen süreler içerisinde açılmasının gerektiği, bu durumda bu süreler geçirildikten sonra, kendisi de bir genel düzenleyici işlem olan ve 1/25.000 ölçekli planın uygulama işlemi olarak kabulüne olanak bulunmayan 1/1000 ölçekli uygulama imar planının ilanı üzerine açılan davada süreaşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar vermiştir.
Davacı, bu kararı temyiz etmekte ve 1/1000 ölçekli uygulama
imar planına karşı açılan davada verilen savunmada dava konusu plandan haberdar olunması üzerine bu davanın açıldığı, ileride uygulama işlemi üzerine de dava açılabileceğinden daha önce öğrenme sonucu açılan davada süreaşımı bulunmadığı, bu nedenle işin esasının incelenmesi gerektiği iddialarıyla bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinde, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri hüküm altına alınmakla, ilanı gereken düzenleyici işlemler yönünden ilgililere uygulama üzerine dava açma olanağı tanındığı tartışmasızdır.
İmar mevzuatı ve 2577 sayılı Yasanın 7. maddesi ile üst makamlara başvurmayı düzenleyen 11. maddesi hükümleri karşısında,
imar planlarına karşı, bir aylık askı süresi içinde 2577 sayılı Yasanın 11. maddesi kapsamında başvuruda bulunulması ve bu başvuruya idari dava açma süresinin başlangıç tarihi olan son ilan tarihinden itibaren 60 gün içinde cevap verilmeyerek isteğin reddedilmiş sayılması halinde, bu tarihi takip eden 60 günlük dava açma süresi içinde veya son ilan tarihini izleyen 60 gün içinde cevap verilmek suretiyle isteğin reddedilmesi halinde bu cevap tarihinden itibaren 60 günlük dava açma süresi içinde idari dava açılabileceği; imar planlarına askı süresi içinde bir itirazda bulunulmamış ise davanın, 2577 sayılı Yasanın 7. maddesi uyarınca imar planının son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 gün içinde açılması gerektiği, ancak bu süreler içerisinde dava açılmamış olması halinde imar planının uygulanmaya konulması ile birlikte uygulama işlemi üzerine işlem ile birlikte imar planına veya doğrudan işlemin dayanağı olan imar planına karşı yeniden dava açma hakkının bulunduğu ve bu aşamada dava açma süresinin uygulama işleminin süresine tabi olduğunda tartışma bulunmamaktadır.
İmar planları yargısal içtihatlarla ilanı gereken genel düzenleyici işlem olarak kabul edilmiş bulunması nedeniyle, uygulama işlemi olduğu öne sürülerek işlemin dayanağı
imar planının iptalinin istenilmesi halinde planların uygulama işlemlerinin kapsamının ve buna göre de dava açma sürelerinin belirlenmesi gerekmektedir.
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 5. maddesinde, çevre düzeni
planı; ülke ve bölge plan kararlarına uygun olarak konut, sanayi, tarım, turizm, ulaşım gibi yerleşme ve arazi kullanılması kararlarını belirleyen plan; nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan; uygulama imar planı da; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik'te de İmar Kanunu'na paralel olarak tanımlama getirilmiş, Yönetmeliğin 7. maddesinde çevre düzeni
planı ilke, esas ve kararlarına aykırı imar planı yapılamayacağı belirtilmiştir.
Anılan hükümler uyarınca, planlar arasındaki hiyerarşi kapsamında bir bölgede çevre düzeni
planı varsa, o bölgede yapılacak olan imar planlarının (nazım imar planı ve uygulama imar planı ) bu plana uygun olması ve yine çevre düzeni planına uygun yapılan nazım imar planından sonra yapılacak olan uygulama imar planının da üst ölçekli planlara uygun yapılması gerekmektedir.
Bu durumda; 1/1000 ölçekli planların uygulamaya esas planlar olması nedeniyle bu planlara dayanılarak parselasyon, ruhsat, kamulaştırma gibi uygulama işlemlerinin yapılması zorunluluğu karşısında, subjektif uygulama işlemleri üzerine açılacak iptal davalarında 1/1000, 1/5000 ölçekli planlar ile varsa çevre düzeni
planı veya diğer üst ölçekli planların da iptalinin istenebileceği açıktır.
Subjektif nitelikte uygulama işlemi bulunmaması halinde alt ölçekli
imar planları üzerine üst ölçekli planlara da dava açılıp açılamayacağı hususuna gelince;
Çevre düzeni planının yönetsel, mekansal ve işlevsel bütünlük arz eden bölgeler içerisinde arazi koruma ve kullanma dengesini, gelişimi belirleyen ve leke biçiminde plan olduğu, bu plan ile belirlenen ana kararların
imar planları olmaksızın uygulamaya geçirilemeyeceği, planlama sürecinde de nazım imar planının öncelikle yapılarak varsa çevre düzeni planı ile uyumlu hazırlanmak suretiyle arazinin genel kullanış biçimi, nüfus yoğunluğu, yapı yoğunluğu, ulaşım gibi konuların belirleneceği, bu plandan sonra da üst ölçekli planların ana kararlarının uygulanması amacıyla ayrıntılı olarak hazırlanan, nazım plana göre daha çok bilgi ve detay içeren ve inşaat ruhsatı, parselasyon gibi subjektif uygulama işlemlerine esas olan uygulama imar planının yapılacağı hususları gözönünde bulundurulduğunda; imar planları arasındaki bu hiyerarşik ilişkinin diğer düzenleyici işlemlerden farklı olduğu ve alt ölçekli planların üst ölçekli planların uygulanması amacıyla tesis edildiği, dolayısıyla üst ölçekli plan varsa alt ölçekli planın (düzenleyici işlem olmakla birlikte) uygulama işlemi niteliğinde olduğu ve bunun sonucunda da nazım imar planı veya uygulama imar planı yapıldıktan sonra henüz subjektif işlem tesis edilmemiş olsa dahi bu planlar ile birlikte üst ölçekli plana dava açılabileceği gibi doğrudan veya alt ölçekli planlara karşı açılan davalarda öğrenme üzerine dayanağı olan üst ölçekli planın iptali istemiyle de dava açılabileceği sonucuna varılmaktadır. Aksi halde 1/1000 ve 1/5000 ölçekli planların çevre düzeni planına uygun tesis edilmiş olması durumunda uygulama programlarını direk etkilemesine karşın bu planların iptali için açılan davalarda işin esasının incelenmesi suretiyle yargısal denetim yapılamayacaktır.
Yukarıda yer verilen açıklamalar karşısında uyuşmazlık incelendiğinde, davacının uyuşmazlığa konu taşınmaza ilişkin 4.2.2003 günlü belediye meclisi kararı ile onanan 1/1000 ölçekli uygulama
imar planının iptali istemiyle Edirne İdare Mahkemesine açtığı davada davalı idare tarafından verilen savunmada 1/1000 ölçekli planın dayanağı 1/5000 ve 1/25.000 ölçekli planların bulunduğunu öğrenmesi üzerine bu planların iptali istemiyle dava açtığı, Edirne İdare Mahkemesinin 12.7.2004 günlü, E:2004/371, K:2004/826 sayılı kararıyla, 2577 sayılı Yasanın 15/1-d maddesi uyarınca her plan için ayrı ayrı dava açılmak üzere dava dilekçesinin reddine karar verilmesi üzerine yenilenen dava ile 1/25.000 ölçekli planın iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşıldığından, uygulama işlemi üzerine açılan bu davada Danıştay Altıncı Dairesince 1/1000 ölçekli uygulama imar planına karşı açılan davanın ve davalı tarafından verilen savunma dilekçesi üzerine 1/5000 ve 1/25.000 ölçekli planlara karşı açılan davanın süresinde olup olmadığı belirlendikten sonra, süresinde olduğunun saptanması halinde işin esasının incelenerek karar verilmesi gerektiğinden, davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin kabulü ile Danıştay Altıncı Dairesinin 15.3.2005 günlü, E:2004/5284, K:2005/1543 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın Danıştay Altıncı Dairesine gönderilmesine 15.12.2005 günü oybirliği ile karar verildi.
(DAN-DER; SAYI:113)
 

 

 

 

 

 

Dairesi

Karar Yılı

Karar No

Esas Yılı

Esas No

Karar Tarihi

İDARİ DAVA DAİRELERİ

2001

909

1999

318

14/12/2001

 

KARAR METNİ

Düzenleme ortaklık payıyla karşılanacak yerlerden yoldan ihdaslar düşüldükten sonra düzenleme ortaklık payının hesaplanması gerektiği hk.

 

Danıştay İdari Dava Daireleri Genel kurulunun 14.12.2001 gün ve E:1999/318, K:2001/909 sayılı kararı.

 


Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : ...
Karşı Taraf (Davalı) : ... Belediye Başkanlığı
Vekilleri : Av. ...
İstemin Özeti : ... ... ... ada, ... ve ... parsel sayılı taşınmazların bulunduğu bölgede 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca yapılan parselasyon işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda; ... İdare Mahkemesince, Danıştay Altıncı Dairesinin 9.11.1998 günlü, E:1998/2319, K:1998/5031 sayılı bozma kararına uyulmayarak verilen ve mahkemenin davanın reddine dair ilk kararında ısrarına ilişkin bulunan ... günlü, ... sayılı karara karşı, davacı temyiz isteminde bulunmakta ve bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Ahmet Arslan'ın Düşüncesi: ... 2. İdare Mahkemesinin temyize konu ısrar kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 9.11.1998 günlü, E:1998/2319, K:1998/5031 sayılı kararındaki gerekçeler doğrultusunda bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Turan Karakaya'nın Düşüncesi : Danıştay Altıncı Dairesinin 9.11.1998 gün ve E:1998/2319,K:1998/5031 sayılı bozma kararındaki düşünce doğrultusunda temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 17. maddesi uyarınca davacının duruşma yapılması istemi yerinde görülmeyerek, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
..., ... ... ada, ... ve ... parsel sayılı taşınmazların bulunduğu bölgede 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca yapılan parselasyon işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda; ... 2. İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden, % 19.273 oranında
düzenleme ortaklık payı alındığı ve davacıya boş kadastral parsellerinin yerinde oluşturulan 1259 ada, 4 ve 5 sayılı parsellerden pay verildiği, bitişik kadastral parsellerde ruhsatlı yapıların bulunması nedeniyle teknik zorunluluktan dolayı yan bahçe mesafeleri dikkate alınarak ve yapılar korunarak 4 ve 5 sayılı imar parsellerinin oluşturulduğu anlaşıldığından,dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle verilen davanın reddine ilişkin ... günlü, ... sayılı karar, temyiz incelemesi sonucunda Danıştay Altıncı Dairesinin 9.11.1998 günlü, E:1998/2319, K:1998/5031 sayılı kararı ile bozulmuş ise de; ... 2. İdare Mahkemesi bozma kararına uymayarak davanın reddine dair ilk kararında ısrar etmiştir.
Davacı bu kez ... 2. İdare Mahkemesinin ... günlü, ... sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
... 2. İdare Mahkemesi, dosyada mevcut ve davacıya ait ... pafta, ... ada ... sayılı parsel için verilmiş bulunan ... günlü, ... sayılı imar durumu belgesinde "... nolu parsel ile birleştikten sonra imara izin verilir." denildiği, imar durum belgesinde yer alan bu koşulun bir imar planı notu olmadığı, sadece parselasyon planı yapılmadan önce ... nolu kadastral parsele yapı yapılabilmesi için öngörülen bir koşul olduğu, çünkü imar planının ve yönetmeliğinin parsel büyüklüğü ve cephesi yönünden aradığı şartların ancak bu şekilde sağlanabileceği, 1996 yılında dava konusu parselasyon planı yapılırken 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile ilgili Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre imar parselleri oluşturulması gerektiğinden bu sırada 1986 yılında verilen imar durumu belgesindeki yapılaşma koşulunun sanki imar planı notu imiş gibi geçerli sayılmasına olanak bulunmadığı, diğer taraftan bozma kararında
düzenleme ortaklık payı hesaplanırken düzenleme ortaklık payı ile karşılanacak yerlerden yoldan ihdasların düşülmesi gerektiği belirtilmekte ise de bunun yasal dayanağının gösterilmediği, 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 30 ve 31. maddelerinde, düzenlemede umumi hizmetlere ayrılacak payın ve düzenleme ortaklık payının ne şekilde hesaplanacağı belirtilmiş olup, anılan maddelerde bozma kararında benimsenen ilkeye yer verilmediği, sadece adıgeçen Yönetmeliğin 32. maddesinde düzenleme sahasında umumi hizmetlere ayrılan miktarın düzenlemeye giren alan toplamının % 35'inden fazla çıkması halinde bu miktarın % 35'e düşürülmesi için önce varsa bu düzenleme sahasındaki belediyeye ait arsaların bu işe tahsis edileceğinin kurala bağlandığı, ancak bakılan davada bu maddenin uygulanmasının söz konusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolundaki ilk kararında ısrar etmiştir.
Danıştay Altıncı Dairesinin 9.11.1998 günlü, E:1998/2319, K:1998/5031 sayılı kararında da açıklandığı üzere, imar planında kadastral 15 sayılı parselin 16 sayılı parselle birleştirme koşulunun bulunduğu, parselasyon işleminin de yürürlükteki imar planı hükümlerine uygun olarak yapılması gerektiğinden, dava konusu parselasyon işleminin bu koşula aykırı olarak tesis edildiği, diğer taraftan
düzenleme ortaklık payıyla karşılanacak yerlerden yoldan ihdaslar düşüldükten sonra düzenleme ortaklık payının hesaplanmasıgerekirken dağıtım cetvelinde yoldan ihdasların da parselasyon işlemine tabi tutulup imar parsellerine dahil edildiği, bu nedenle dava konusu işlemin mevzuata aykırı olduğu anlaşıldığından İdare Mahkemesince davanın reddinde ısrar edilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, davacının temyiz isteminin kabulü ile ... 2. İdare Mahkemesinin 23.2.1999 günlü, E:1999/98, K:1999/161 sayılı kararının Danıştay Altıncı Dairesinin bozma kararı doğrultusunda BOZULMASINA, dosyanın ... 2.İdare Mahkemesine gönderilmesine 14.12.2001 günü oybirliği ile karar verildi.
 

 

 

 

 

Dairesi

Karar Yılı

Karar No

Esas Yılı

Esas No

Karar Tarihi

ALTINCI DAİRE

2006

4919

2004

Tarih: 11.03.2008 Saat: 01:54 Gönderen: imarhukukcusu

 
İlgili Bağlantılar
· Daha fazla imar
· Haber gönderen imarhukukcusu


En çok okunan haber: imar:
İdari Yargı Davaları (İdari yargı alanında en son çıkacak olan en güncel içtihat

Haber Puanlama
Ortalama Puan: 0
Toplam Oy: 0

Lütfen bu haberi puanlamak için bir saniyenizi ayırın:

Mükemmel
Çok İyi
İyi
İdare Eder
Kötü

Seçenekler

 Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa

İlgili Konular

imar