imar

İmar Hukukçusundan Güncel Makaleler (imar)

imar hukuku (imar planları, arazi ve arsa düzenlemesi, kaçak yapı para cezası, inşaat ruhsatı vb.)dava dilekçe örnekleri

Tasnif edilmiş Danıştay Altıncı Dairesi İçtihatları

Danıştay imar ve imar hukuku içtihatları

imar hukuku ile ilgili terimler ve tanımlar


İmar Hukukçusu. Toki'den Ucuz Konut Satışı Devam Ediyor

+Hatalı ödemelerin geri alınması

+
18 uygulaması,

+
Danıştay içtihadı birleştirme kurulu kararı yargı kararının yerine getirilmemesi

+
Belediyelerin internet adresleri (web)

+
Görev tazminatı ile ilgili haberler

+
Konut finansmanı sistemine ilişkin çeşitli kanunlarda değişiklik yapılması hakkı

+
Toki'nin satılık evlerine yoğun talep var.

+
18. Madde uygulamasında hukuka aykırılık nedenleri imarhukukcusu cafer ergen

+Eski Haberler

+
2577 sayılı İYUK 7. Madde ile ilgili Danıştay İçtihatları

+657 sayılı Yasa uyarınca verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu

+Radyoloji personelinin çalışma (mesai) saatleri

+
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu kapsamında Sayıştay Genel Kurulunun 14.6.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararı.

· ANAYASA MAHKEMESİNİN "YÜRÜRLÜ?Ü DURDURMA" KARARLARI

· ANAYASA MAHKEMESİNE İPTAL İSTEMİYLE YAPILAN BA?VURULAR ÜZERİNE VERİLEN KARARLAR

· İmar Hukuku Terimleri Sözlüğü

· idare hukukcusu (idare hukuku)

idari yargı
İdari yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak yürütmeyi durdurma istekli iptal ve tam yargı dava dilekçesi örneğini görmek için buraya tıklayınız.

İmar

Tüm içeriği görmek için tıklayınız

İdare Hukuku

İDARE HUKUKU

imarhukukcusu.com tüm haberler

imar, Eski Haberler
21.09.12
· İmarda kısıtlılık sorunu sona eriyor (5 Yıl ile sınırlandırıldı)
16.09.12
· imar planları ve imar uygulamaları nedeniyle ücret
08.09.12
· Tazminat davasının süreaşımı nedeniyle reddi halinde maktu avukatlık ücreti
· İlan edilmeksizin uygulamaya konulan bir imar planının şekil eksikliği nedeniyle
· Davanın niteliği itibariyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmas
· Özel parselasyon ile belirlenmiş bulunan umumi hizmet alanları
· İmar planı ile notu arasında birbirine aykırı hususların bulunması
· 5 yıllık inşaat ruhsatı süresi içinde yapı kullanma izin belgesi alınmaması hali
12.05.12
· Deprem nedeniyle oluşan zararda belediyenin kusursuz sorumluluğu yoktur
10.05.12
· Tapulu yerdeki yapı ruhsattsız da olsa 32. madde işletilmemişse tazminat gerekir
· Yeşil alan için yapılan bağış da DOP tan düşülür.
14.04.12
· Bam Adli Yargı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkın
· Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
· Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
06.04.12
· Anayasa Mahkemesi’ne Göre 3194/42. Maddesinin Üçüncü Fıkrası (32 md)
· 42. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “…32…” ibaresi
01.04.12
· belediyelerin mimari projelerde meslek odasından ayrıca "proje onay belgesi" ist
· 125 nolu Danıştay Dergisi imar hukuku içtihatları
23.03.12
· Köy yerleşik alanı ve civarında imar yetkisi
· Yoldan İhdasen Oluşan Taşınmazlar Hakkında Yorum
· Anayasa Mahkemesi Kararı (Yoldan İhdas)
11.03.12
· Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı
05.03.12
· Çoğaltılmış Fikir Ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu
14.02.12
· Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı
21.12.11
· Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (21 Aralık 2011-28149)
· İmar Davaları Kitabı Üçüncü Baskı 2011
06.12.11
· İmar hukuku içtihatları (Danıştay Dergisi 124)
23.10.11
· 3194 sayılı Kanunun 5940 sayılı Kanunla değişik 42. maddesi uyarınca para cezası
· 1608 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası verilmesine ve 1 kez yasaklanan faa
· Bedele Dönüştürülen Paya Takdir Edilen Karşılığın Artırılması Davası
· Cedit-Erenler-Topçular-28 Haziran Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı
09.09.11
· Her proje için müellif sicil durum belgesi alınması zorunlu
12.08.11
· Valilik görüşü alınmadığı gerekçesiyle yıkılamayacağı
· İmar planının yürütmesinin durdurulması üzerine yapının mühürlenmesi
· Ticaret alanında akaryakıt istasyonu yapılamaz
· müellif sicil durum belgesi ibraz edilmeden yapı ruhsatında hukuka uyarlık bulun
· Tadilat ruhsatının kat irtifakı sahibi kişilerin imzası, bu kişiler tarafından v
· 2981 sayılı Yasanın 10/b alanında 3194 sayılı Kanunun 18. madde uygulamasında DO
· Mutlak tarım arazileri
01.08.10
· www.idarehukuku.net Türkiye'nin İdare Hukuku - İdari Yargı Bilgilerine hoşgeldin
29.06.10
· Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
17.04.10
· Kaplıca izinlerini artık Valilikler verecek. Bakanlık yetkiyi devretti.
10.04.10
· Yeni imar para cezası hükümleri önceki (Kaçak yapı suçlarına) uygulanmaz.
08.04.10
· 3194/18 uyg. yapılmayan alanda kamulaştırma yapılabilir
03.04.10
· Nazım imar planının yürürlükteki 1/100000 ve 1/50000 ölçekli planlara uygun olma
28.01.10
· İmar planı ve inşaat ruhsatı iptali üzerine tazminat dava açma süresi
· Plan değişikliği isteminin reddi yolundaki işlemin değil doğrudan planın iptalin
· Planlı bir bölgede arazi ve arsa düzenlemesi yapılmadan kamulaştırma yapılması
· Dolgu alanında plan yapılabilmesi
· Binanın hukuken en son bittiği tarih

Eski Haberler

İmar hukuku ile ilgili Kanunlar

+imar kanunu (3194)
+il özel idaresi kanunu (5302)
+belediye kanunu (5393)
+büyükşehir belediyesi kanunu(5216)
+kamulaştırma kanunu (2942)
+kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu (2863)

+yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması hakkında kanun (5366)
+yapı denetimi hakkında kanun (4708)
+gecekondu kanunu (775)
+imar ve gecekondu af kanunu (2981/3290)

İMAR HUKUKU İLE İLGİLİ YÖNETMELİKLER

+belediyeler tip imar yönt.
+imar affı yönetmeliği
+plansız alanlar yönt.
+plan yapım yönt.
+koruma amaçlı im. pln. yönt.
+kıyı kanunu uyg. yönt.
+tarım alanları yönt.
+karayolları kenarlarında..yönt.
+18. madde uygulama yönt.
+plan müellifleri yönt.
+gecekondu yönetmeliği

+imar ile ilgili tüm yönet.

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SA?LIK SİGORTASI KANUNU

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Mevuzatı

idare hukuku (Danıştay) içtihatları

İdare hukuku İçtihatları

idare hukuku, iptal ve tazminat davası

İdari Yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak Yürütmenin Durdurulması istekli iptal ve tazminat dava dilekçe örneği için tıklayınız.

İMAR

imar
içtihatları

Ankara Bölge İdare Mahkemesi

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi
Ankara Bölge İdare Mahkemesi
Konya Bölge İdare Mahkemesi
Aydın Bölge İdare Mahkemesi
Edirne Bölge İdare Mahkemesi
Manisa Bölge İdare Mahkemesi
Ordu Bölge İdare Mahkemesi
Van Bölge İdare Mahkemesi
Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi
Sakarya Bölge İdare Mahkemesi
Samsun Bölge İdare Mahkemesi
Antalya Bölge İdare Mahkemesi
Gaziantep Bölge idare Mahkemesi
Denizli Bölge İdare Mahkemesi
Adana Bölge İdare Mahkemesi
İzmir Bölge İdare Mahkemesi
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi
Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi
Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi
Bursa Bölge İdare Mahkemesi
Malatya Bölge İdare Mahkemesi
Sivas Bölge İdare Mahkemesi
Kayseri Bölge İdare Mahkemesi
Trabzon Bölge İdare Mahkemesi
İdari Yargı (İDARE HUKUKU) Kitapları (Yayınları)
Bölge İdare Mahkemelerinin İnternet (Web) Adresleri - Sayfaları
BÖLGE İDARE MAHKEMELERİNİN İTİRAZ MERCİLERİ
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun
Devlet Memurları Kanunu
Danıştay Kanunu
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
İdari Yargılama usulü Kanunu
Hakimler ve Savcılar Kanunu
399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Personel Rejimlerinin Düzenlenmesi ve 233 sayılı KHK''nin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

Tütün mamülleriyle ilgili olarak basında yer alan fiyat listelerinin, marka ve a
imar hukuku imar hukuku imar hukuku imar hukuku imar hukuku imar hukuku imar hukuku imar hukuku

T.C. D A N I ? T A Y Onüçüncü Daire Esas No : 2005/6223 Karar No : 2006/1393 Özeti : Tütün mamülleriyle ilgili olarak basında yer alan fiyat listelerinin, marka ve amblem taşıyan ve hedef kitlenin ötesinde, kamuoyuna yönelik, tütün mamulü tüketimine başlatmayı veya tüketimi arttırmayı hedefleyen, reklam ve tanıtım niteliğinde duyurular olduğu anlaşıldığından, nihaî satış noktasında olsa dahi, tütün mamullerinin isim, marka veya alametleri kullanılarak, her ne suretle olursa olsun reklam ve tanıtımının yapılamayacağına, ancak, tütün mamüllerinin sadece isim ve fiyatını içeren listelerin işyerlerinde gösterilmesine ilişkin kurallar getiren Tütün, Tütün Mamülleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmadığı hakkında. Davacı : … Sigara ve Tütüncülük Sanayi ve Ticaret. A.?. Vekilleri : Av. …, Av. …, Av. … Davalı : Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu Vekili : Av. … Davanın Özeti : Davalı Kurum tarafından 12.01.2005 tarih ve 25698 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 29.12.2004 tarih ve 1330 sayılı Tütün Mamulleriyle İlgili Olarak Basın Yayın Organlarında Fiyat Duyurusu Mahiyetinde İlân Yayımlanamayacağına İlişkin Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurulu Kararı'nın; 4733 sayılı Yasa'nın 3. maddesinde, tütün mamulleriyle ilgili reklâm, ilân ve duyurulara ilişkin olarak Kurul'a herhangi bir düzenleme, denetleme veya yaptırım yetkisinin tanınmadığı; Kurul'un sadece 4207 sayılı Kanun'da yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla, tütün ve alkol tüketiminden kaynaklanan kamusal, toplumsal ya da tıbbî nitelikteki her türlü zararlı etkileri önleyecek düzenlemeleri yapmak, bunlarla ilgili kararları almak görev ve yetkisine sahip olduğu; 4207 sayılı Kanun'un 3. maddesindeki hükmü yürütmeye Bakanlar Kurulu'nun yetkili olduğu; Kurul'un yetkisini aşarak, Bakanlar Kurulu tarafından kullanılması gereken bir yetkiyi kullandığı; 4207 sayılı Kanun'un uygulanmasından doğan ihlâllerde adlî denetim yapıldığı, 4077 sayılı Kanun uyarınca Reklâm Kurulu'nun idarî denetim yaptığı, idarî para cezaları kestiği; Kurul kararında atıfta bulunulan 4077 sayılı Kanun'un 16. ve 17. maddelerinin, reklâmların denetlenmesi görevini Reklâm Kurulu'na verdiği; fiyat duyuruları reklâm olarak nitelendirilse ve Bakanlar Kurulu yetkili olmasa dahi, bu duyurularla ilgili denetim ve yaptırım görevinin, davalı idarede değil, Reklâm Kurulu'nun yetkisi dahilinde olduğu, nitekim Reklâm Kurulu'nun 1998 tarihli bir kararında, fiyat duyurularına ilişkin olarak kendisini yetkili görerek, bu konuda bir idarî işlem tesis ettiği; fiyat bildirimleri sadece bayileri ve nihaî tüketiciyi bilgilendirme amacıyla yapıldığından, reklâm olarak tanımlanamayacağı; bu nedenle, reklâm ve tanıtım amacını taşımadığı; reklâm tanımının, 4077 sayılı Kanun uyarınca çıkarılan Ticarî Reklâm ve İlânlara İlişkin İlkeler ve Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik'te yapıldığı; mevzuatımızdaki reklâm tanımları incelendiğinde, davacı tarafından yapılan fiyat bildirimlerinin hiçbir şekilde "reklâm" olarak değerlendirilemeyeceği; nihaî satış noktalarındaki fiyat listelerinin tütün kurulu tarafından reklâm olarak değerlendirilmediği; aynı listelerin basında yer almasının da reklâm olarak nitelendirilemeyeceği; bilgi alma ve bilgilendirilme haklarının nihaî tüketicinin hukukî koruma altındaki hakları olduğu; üreticilerin vergilerdeki artış nedeniyle fiyatlarını defalarca ayarlamak zorunda kaldığı; sigara satış noktalarının, fiyat listelerini görülebilir şekilde bulundurma zorunluluğuna riayet etmedikleri; dolayısıyla, özellikle turistik bölgelerde üretici tarafından belirlenen fiyatın üzerindeki fiyatlarla satış yapıldığı; dolayısıyla her fiyat değişiminde, gerek tüm perakende satış noktalarına ulaşılması ve fiyat listelerinin değiştirilmesinin, gerekse her bir sigara paketi üzerindeki etiketin değiştirilmesinin fiili imkansızlığı karşısında, nihaî tüketicinin gazetelerde yapılan fiyat bildirimleri ile zamanında ve doğru olarak bilgilendirilmesinde hiçbir hukuka aykırılık olmadığı, Reklâm Kurulu'nun da fiyat duyurusunu yasaklamadığı öne sürülerek iptali istenilmektedir. Savunmanın Özeti : Mevzuattaki reklâm tanımlarından da anlaşılacağı üzere fiyat duyurularının da reklam niteliğinde olabileceği; dava konusu duyuruda olduğu gibi, tüketicinin bilgilendirilmesi sırasında, malın fiyatının tanıtılması amacı ile ticarî açıdan fayda sağlama amacının örtüştüğü; 4207 sayılı Yasa'nın 3. maddesi uyarınca tütün mamullerinin isminin kullanılmasının da reklâm ve tanıtım kapsamında yasal olduğu, gelişmiş ülkelerdeki uygulamaların da aynı doğrultuda olduğu; Türkiye tarafından 5261 sayılı Kanunla onaylanan uluslararası sözleşmeye göre de tütün ürünlerine yönelik her türlü ticarî iletişimin; reklâm ve tanıtım olarak görüldüğü ve yasaklandığı; davacının delil olarak sunduğu 1998 tarihli Reklâm Kurulu kararıyla da fiyat duyurularının, sigarayı çağrıştıracak şekilde yapılamayacağının belirtildiği; 4733 sayılı Kanunun 3/d-e ve 9/B maddelerine göre tütün mamullerinin kötü etkilerini ortadan kaldırıcı önlemleri almak konusunda Kurul'un yetkisinin bulunduğu; bu konuda piyasanın izlenmesi ve denetiminden sorumlu olduğu, 4207 sayılı Kanun'un saklı tutulmasının anlamının, bu Kanun hükümleri de gözönünde bulundurularak gerekli tedbirlerin alınması olduğu; 4077 sayılı Kanun'un 16. ve 17. maddelerine göre Reklâm Kurulu'na verilen görevlerin kaldırılmadığı; reklâm ve tanıtım faaliyetlerinin, sektörün üretim ile toptan ve perakende satış faaliyetlerinin en önemli bölümü olduğu; toplumun tüketim alışkanlıklarını yönlendirecek kadar önemli olan bu piyasa faaliyetinin tüketime başlatmayı ve artırmayı hedeflediği, Reklam Kurulu kararının 4733 sayılı Yasa'dan önce verildiği; satış yerlerinde, fiyat listesi yayınlanması ve paketlerde fiyat duyurusu yapılmasının mümkün olduğu öne sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır. Danıştay Tetkik Hâkimi Muammer TOPAL'ın Düşüncesi: Dava, 29.12.2004 tarih ve 1330 sayılı Tütün Mamulleriyle İlgili Olarak Basın Yayın Organlarında Fiyat Duyurusu Mahiyetinde İlân Yayımlanamayacağına İlişkin Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurulu (Tütün Kurulu) Kararı'nın iptali istemiyle açılmıştır. 4207 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun'un 1. maddesinde, bu Kanun'un amacının, kişileri tütün ve tütün mamullerinin zararlarından, bunların alışkanlıklarını özendirici reklâm, tanıtım ve teşvik kampanyalarından koruyucu tertip ve tedbirleri almak olduğu, 3. maddesinin 1. fıkrasında, tütün ve tütün mamullerinin isim, marka veya alâmetleri kullanılarak her ne suretle olursa olsun reklâm ve tanıtımının yapılması veya bunların kullanılmasını teşvik ve özendirici kampanyalar düzenlenmesinin yasak olduğu, 7. maddesinde ise, bu Kanun'un 3. maddesinin 1. fıkrası ile 4. maddesinin 2. fıkrası hükümlerine aykırı hareket edenlere on milyon liradan beşyüz milyon liraya kadar ağır para cezası verileceği, tekerrür halinde bu cezanın yukarı haddine hükmolunacağı belirtilmiştir. 4733 sayılı Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 1. maddesinde, Kanun'un amacının, Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün yeniden yapılandırılması ile Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu'nun kurulmasına, bu Kurumun görev ve yetkilerinin düzenlenmesine ve tütün ve tütün mamullerinin Türkiye'de üretimine, iç ve dış alım ve satımına ilişkin usul ve esasları düzenlemek olduğu belirtilmiş, 3. maddesinin (a) fıkrasında, bu Kanun gereğince kurum tarafından yürütülecek görevler ile ilgili düzenlemeleri yapmak, (d) fıkrasında, 4207 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunda yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla, tütün ve alkol tüketiminden kaynaklanan kamusal, toplumsal ya da tıbbî nitelikteki her türlü zararlı etkileri önleyecek düzenlemeleri yapmak, bunlarla ilgili kararları almak, (e) fıkrasında, bu Kanun'un uygulanmasıyla ilgili sektörel düzenlemeleri yapmak, Tütün Kurulu'nun görevleri arasında sayılmıştır. Tütün Mamulleri, Alkol ve Alkollü İçkilerin Toptan ve Perakende Satışı ile Satış Belgelerine İlişkin Yönetmelik'in 13. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında, "Tütün Mamullerinin isim, marka veya alâmetler kullanılarak her ne suretle olursa olsun reklâm ve tanıtımının yapılması veya bunların kullanılmasını teşvik edici ve özendirici kampanyalar düzenlenmesi yasaktır. Alkollü içki kullanımını teşvik edici ve özendirici kampanyalar düzenlenemez. Tütün mamullerinin markalarını çağrıştıracak şekilde sözcükler, şekiller, resim, renk ve harfler ile her türlü işaretler, satış yerlerinin dış yüzeyi, içerisi ve vitrinlerinde bulundurulamaz." hükümleri yer almıştır. Dava konusu kararın dayanağı 4733 sayılı Kanun'un anılan hükümleri ile 4207 sayılı Kanun'da anılan düzenlemeye paralel hükümler birlikte değerlendirildiğinde, düzenleyici kurumların ilgili bulundukları sektörde düzenleme, denetleme görevi üstlendikleri, bu kuruluşların temel işlevinin, toplumsal ve ekonomik yaşamın temel hak ve özgürlükler ile yakından ilişkili alanlarındaki kamusal ve özel kesim etkinliklerini, bir takım kurallar koyarak düzenlemek, konulan kurallara uyulup uyulmadığını izlemek ve denetlemek görevinin bulunduğu tartışmasızdır. Bu bağlamda, tütün ve tütün mamulleri piyasası ile ilgili düzenlemeler yapma yetkisine sahip olan davalı kurumun, bu yetkisini kullanmak suretiyle, ilgili bulunduğu sektörde, tütün tüketiminden kaynaklanan kamusal, toplumsal ya da tıbbî nitelikteki her türlü zararlı etkileri önlemek amacıyla dava konusu kararı aldığı anlaşılmaktadır. 25.11.2004 tarih ve 5261 sayılı Kanun'la onaylanması uygun bulunan ve 31.05.1963 tarih ve 244 sayılı Yasa'nın 3. maddesine göre, 08.12.2004 tarih ve 2004/8235 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla onaylanan Dünya Sağlık Örgütü Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi'nin 1. maddesinin (c) fıkrasında, "tütün reklâmı ve promosyonu" nun, bir tütün ürününü veya tütün kullanımını özendirmeyi doğrudan veya dolaylı yoldan sağlamak amacıyla yapılan her türlü ticari iletişimi, tavsiyeyi veya eylemi ifade ettiği; 2. maddesinin 1. fıkrasında, tarafların, insan sağlığının daha iyi korunabilmesi için, işbu Sözleşme'nin ve protokollerinin gerektirdiklerinin ötesinde tedbirler almaya teşvik edildiği ve bu belgelerdeki maddelerin, bir tarafın, kendi düzenlemeleri doğrultusunda ve uluslararası hukuka uygun olarak daha sıkı şartlar getirmelerine engel teşkil etmediği; 3. maddesinde, işbu Sözleşme'nin ve protokollerinin amacının, tütün kullanımını ve tütün dumanına maruz kalmanın yaygınlığını sürekli ve özlü bir şekilde azaltmak için, tarafların ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeylerde uygulayacakları bir tütün kontrol önlemleri çerçevesi sağlamak suretiyle, mevcut ve gelecek nesilleri, tütün tüketiminin ve tütün dumanına maruz kalmanın yıkıcı sağlık, sosyal, çevresel ve ekonomik sonuçlarından korumak olduğu; 13. maddesinin 1. fıkrasında, tarafların, reklâm, promosyon ve sponsorlukla ilgili kapsamlı yasakların, tütün ürünlerinin tüketimini azalttığını kabul ettiği; 4/c bendinde, tütün ürünlerinin halk tarafından alınmasını özendirecek doğrudan ya da dolaylı, teşvik edici unsurların kullanımının sınırlandırılmasını, (e) bendinde, kapsamlı yasakların getirilmesinin sağlanması ya da anayasa veya anayasal ilkeler nedeniyle kapsamlı bir yasaklama getiremeyecek durumda olunması halinde, beş yıl içinde radyo, televizyon, yazılı medya ve gerekirse, internet gibi diğer ortamlarda tütün reklâm, promosyon ve sponsorluğunun kısıtlanmasını, her bir tarafın, anayasası veya anayasal ilkeleri çerçevesinde yerine getirmesi gerektiği; 5. fıkrasında, tarafların 4. fıkrada belirtilen yükümlülüklerin ötesinde önlemler almaya teşvik edildiği; 14. maddesinin 1. fıkrasında, her bir tarafın, ulusal şartlarını ve önceliklerini dikkate alarak, tütün kullanımının bırakılmasını özendiren ve tütün bağımlılığı için gerekli tedaviyi sağlayan, bilimsel kanıtlara ve başarılı uygulamalara dayalı, uygun, kapsamlı ve bütünleşmiş projeler geliştirerek, bunları yaygınlaştıracağı ve tütün kullanımını bıraktırmak ve tütün bağımlılığının tedavisini uygulamak üzere etkili önlemler alacağı belirtilmiştir. Söz konusu sözleşme hükümlerinden, tütün kullanımının yayılmasının, halk sağlığı için ciddi sonuçları olan bir sorun olduğu, tütün tüketiminin sağlık, sosyal, ekonomik ve çevresel sonuçlarının bulunduğu, tütün tüketiminin ölüme, hastalıklara ve sakatlıklara neden olduğu, sigara ve diğer tütün mamullerinin tüketimindeki artışın, ulusal sağlık sistemine ciddi anlamda yük getirdiği kabul edilerek, sözleşmenin tarafı ülkelerin mevzuatında, tütün ve tütün mamullerinin zararlarından korunmaya yönelik önlemlerden biri olarak, tütün kullanımının özendirilmesine yönelik her türlü reklâm, tanıtım ve sponsorluğun yasaklanması yönünde tedbirlere yer verilerek, halk sağlığını korumanın amaçlandığı anlaşılmaktadır. 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun'un 3. maddesinin (u) fıkrasında, "Reklâm", bir ürün veya hizmetin alım, satım veya kiralanmasını geliştirmek, bir amaç veya düşünceyi yaymak veya reklâmcının istediği başka etkileri oluşturmak amacıyla, ücret veya benzer bir karşılık ile iletim zamanında reklâmcıya tahsis edilen kamuya yönelik duyuruları ifade edeceği; 4007 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'a dayanılarak yayımlanan Ticari Reklâm ve İlânlara İlişkin İlkeler ve Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik'in 4. maddesinin (h) fıkrasında ise "Ticari reklâm ve ilân" mal, hizmet veya marka tanıtmak, hedef kitleyi oluşturanları bilgilendirmek ve ikna etmek, satışını veya kiralanmasını sağlamak ya da arttırmak amacıyla reklâm veren tarafından herhangi bir mecrada yayımlanan pazarlama iletişimi niteliğindeki duyuruyu ifade edeceği belirtilmiştir. Dava dilekçesi ekindeki belgelerde, davacı şirket tarafından gazetelerde yayımlatılan "duyuru"larda, tütün mamullerinin markası, alâmeti, ismi ile eski ve yeni fiyatlarına yer verildiği anlaşılmaktadır. Bu duyuru sayesinde, davacı şirketin veya reklâm verenin, dolaylı yoldan da olsa, tütün ürününün kullanımını özendirmek amacıyla, ticari iletişim kurduğu anlaşılmaktadır. Anılan mevzuatta "reklâm" hedef kitleyi oluşturanları bilgilendirmek suretiyle, bir ürünün satımını geliştirmek veya satışını sağlamak ya da arttırmak şeklinde tanımlandığına ve olaydaki fiyat duyurusu tütün mamulünden bağımsız düşünülemeyeceğine göre, davacı şirketin söz konusu "duyuru" ile tütün mamulü tüketen hedef kitleyi veya tüketmeyi düşünenleri, markası, alâmeti ve ismiyle birlikte, eski ve yeni fiyatları konusunda bilgilendirmek suretiyle, ürettiği ve pazarlamasını yaptığı ürünün reklâmını yaptığı; bu suretle, tütün ve tütün mamullerinin isim, marka veya alâmetleri kullanılarak, her ne suretle olursa olsun reklâm ve tanıtımının yapılmasını yasaklayan, sözü edilen Yasa ve Yönetmelik hükümlerine aykırı davrandığı sonucuna varılmaktadır. Davacı tarafından, perakende satış noktalarında asılacak fiyat listeleriyle, dava konusu Kurul kararıyla yasaklanan, basında yer alan listelerin aynı olduğu ileri sürülmekte ise de, satış noktalarındaki fiyat listelerinin marka ve alâmet içermediği, sadece hedef kitleyi bilgilendirme amacını taşıdığı; bunun, tüketicinin bilgi edinme hakkı kapsamında olduğu, basında yer alan fiyat listelerinin ise, marka ve amblem taşıyan ve hedef kitlenin ötesinde, kamuoyuna yönelik, tütün mamulü tüketimine başlatmayı veya tüketimi artırmayı hedefleyen, reklâm ve tanıtım niteliğinde bir duyuru olduğu anlaşıldığından, Kurul kararında yer alan yasaklama ve fiyat listelerinin işyerlerinde asılmasına ilişkin düzenleme, ölçülülük ilkesine uygun bulunmakta ve davacının söz konusu iddialarında da isabet görülmemektedir. Dava konusu Kurul kararında, tütün mamullerinin fiyat duyurusu adı altındaki ilânlarının her türlü yazılı, görsel ve elektronik ortamdaki basın yayın organlarında yayımlanmasının, 4207 sayılı Kanun'un yukarıda belirtilen 3. maddesinde yer alan, tütün ve tütün mamullerinin isim, marka veya alâmetleri kullanılarak her ne suretle olursa olsun reklâm ve tanıtımının yapılmasını yasaklayan hükmüne aykırılık oluşturduğu belirtilerek, yukarıda anılan mevzuat hükümlerine uygun bir düzenleme yapıldığı anlaşılmaktadır. Söz konusu düzenleme ile, tütün ve tütün mamullerinin, fiyat duyurusu yoluyla yapılan reklâmının, bunların kullanılmasını teşvik etmek ve özendirmek yoluyla, toplum sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri gözetilerek, yasaklandığı anlaşıldığından, söz konusu düzenlemede mevzuata ve hukuka aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerektiği düşünülmektedir. Danıştay Savcısı Emin Celâlettin ÖZKAN'ın Düşüncesi: Dava; davalı Kurum tarafından düzenlenen ve 12.1.2005 tarih ve 25698 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 29.12.2004 tarih ve 1330 sayılı "Tütün Mamülleriyle İlgili Olarak Basın Yayın Organlarında Fiyat Duyurusu Yayımlanamayacağına İlişkin Tütün, Tütün Mamülleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurulu kararı"nın iptali istemiyle açılmıştır. Tütün, Tütün Mamülleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün yeniden yapılandırılması ile Tütün, Tütün Mamülleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumunun kurulmasına, Bu Kurumun görev ve yetkilerinin düzenlenmesine ve tütün ve tütün mamüllerinin Türkiye'de üretimine iç ve dış alım ve satımına ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla hazırlanan 4733 sayılı Kanun'un 3. maddesi (d) bendinde, 4207 sayılı Tütün Mamüllerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunda yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla, tütün ve alkol tüketiminden kaynaklanan kamusal, toplumsal ya da tıbbi nitelikteki her türlü zararlı etkileri önleyecek düzenlemelerini yapmak, bunlarla ilgili kararları almak (e) bendinde ise; bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili sektörel düzenlemeleri yapmak Tütün, Tütün Mamülleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurulunun görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. Tütün, Tütün Mamülleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu, idari ve mali özerkliğe sahip, kamu hizmeti görmek üzere Anayasa'nın 123. maddesine göre kurulmuş, denetim ve düzenleme görevi de üstlenebilen tüzel kişiliği haiz bir kamu kurumudur. Bu haliyle, adıgeçen Kurum, Yasa'nın gösterdiği çerçevede tütün, tütün mamülleri ve alkollü içkiler piyasası ile ilgili düzenlemeler yapma yetkisine sahiptir. 4207 sayılı Tütün Mamüllerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun'un 3. maddesinde; tütün ve tütün mamüllerinin isim, marka veya alametler kullanılarak her ne suretle olursa olsun reklam ve tanıtımının yapılması veya bunların kullanılmasını teşvik ve özendirici kampanyalar düzenlenmesi yasaktır. hükmüne yer verilmiştir. Tütün mamulü üreten veya pazarlayan firmalar tarafından yazılı basın araçlarında yapılan fiyat duyuruları, ürünlerdeki fiyat değişikliklerini satıcılar ile tüketiciye bildirmeye yönelik bir tanıtım faaliyeti niteliğindedir. Bu haliyle, Tütün Mamülleriyle İlgili Olarak Basın Yayın Organlarında Fiyat Duyurusu Mahiyetinde İlan Yayımlanamıyacağına İlişkin Tütün, Tütün Mamülleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurulu kararında kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir. Belirtilen nedenle, yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce Tetkik Hâkimi'nin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü: Dava konusu 29.12.2004 tarih ve 1330 sayılı Tütün Mamulleriyle İlgili Olarak Basın Yayın Organlarında Fiyat Duyurusu Mahiyetinde İlân Yayımlanamayacağına İlişkin Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurulu (Tütün Kurulu) Kararı ile "A- Tütün mamullerinin fiyat duyurusu adı altındaki ilânlarının her türlü yazılı, görsel ve elektronik ortamdaki basın yayın organlarında yayımlanmasının 4207 sayılı Tütün Mamullerinin zararlarının önlenmesine dair Kanun'un 3. maddesinin birinci fıkrasındaki 'Tütün ve tütün mamullerinin isim, marka veya alâmetler kullanılarak her ne suretle olursa olsun reklâm ve tanıtımının yapılması veya bunların kullanılmasını teşvik ve özendirici kampanyalar düzenlenmesi yasaktır' hükmüne aykırılık oluşturduğuna, B- 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 12. maddesinin basın yayın organlarında fiyat duyurusu yapılması zorunluluğu getirmediğine, C- Kurumca 10.09.2004 tarihli ve 25579 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Tütün Mamullerinin Nihaî Satış Noktalarında Sergilenmesine ve Satış Yerlerine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ" vasıtasıyla tüketiciyi bilgilendirmek amacıyla perakende satış noktalarında asılacak fiyat listeleri konusunda yapılan düzenleme ile söz konusu Kanunun 12. maddesi hükmünün icra edildiğine, D- Ayrıca, tütün mamullerinin piyasaya arz ambalajı üzerine Kurumun onayı alınmak kaydıyla fiyat bilgilerinin yazılmasının mümkün olduğuna, E- Bu Karar hükümlerine aykırı hareket edenlere ilgili mevzuat gereğince işlem yapılmasına, F- Bu kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasına" karar verilmiştir. 4207 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun'un 1. maddesinde, bu Kanun'un amacının, kişileri tütün ve tütün mamullerinin zararlarından, bunların alışkanlıklarını özendirici reklâm, tanıtım ve teşvik kampanyalarından koruyucu tertip ve tedbirleri almak olduğu, 3. maddesinin 1. fıkrasında, tütün ve tütün mamullerinin isim, marka veya alâmetleri kullanılarak her ne suretle olursa olsun reklâm ve tanıtımının yapılması veya bunların kullanılmasını teşvik ve özendirici kampanyalar düzenlenmesinin yasak olduğu, 7. maddesinde ise, bu Kanun'un 3. maddesinin 1. fıkrası ile 4. maddesinin 2. fıkrası hükümlerine aykırı hareket edenlere on milyon liradan beşyüz milyon liraya kadar ağır para cezası verileceği, tekerrür halinde bu cezanın yukarı haddine hükmolunacağı, hükümlerine yer verilmiştir. 4733 sayılı Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 3. maddesinin (d) fıkrasında, 4207 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunda yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla, tütün ve alkol tüketiminden kaynaklanan kamusal, toplumsal ya da tıbbî nitelikteki her türlü zararlı etkileri önleyecek düzenlemeleri yapmak, bunlarla ilgili kararları almak, (e) fıkrasında, bu Kanun'un uygulanmasıyla ilgili sektörel düzenlemeleri yapmak, Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurulu'nun görevleri arasında sayılmıştır. Tütün Mamulleri, Alkol ve Alkollü İçkilerin Toptan ve Perakende Satışı ile Satış Belgelerine İlişkin Yönetmelik'in 13. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında, "Tütün Mamullerinin isim, marka veya alâmetler kullanılarak her ne suretle olursa olsun reklâm ve tanıtımının yapılması veya bunların kullanılmasını teşvik edici ve özendirici kampanyalar düzenlenmesi yasaktır. Alkollü içki kullanımını teşvik edici ve özendirici kampanyalar düzenlenemez. Tütün mamullerinin markalarını çağrıştıracak şekilde sözcükler, şekiller, resim, renk ve harfler ile her türlü işaretler, satış yerlerinin dış yüzeyi, içerisi ve vitrinlerinde bulundurulamaz." hükümleri yer almıştır. Dava konusu kararın dayanağı 4733 sayılı Kanun'un anılan hükümleri ile 4207 sayılı Kanun'da anılan düzenlemeye paralel hükümler birlikte değerlendirildiğinde, düzenleyici kurumların ilgili bulundukları sektörde düzenleme, denetleme görevi üstlendikleri, bu kuruluşların temel işlevinin, toplumsal ve ekonomik yaşamın temel hak ve özgürlükler ile yakından ilişkili alanlarındaki kamusal ve özel kesim etkinliklerini, bir takım kurallar koyarak düzenlemek, konulan kurallara uyulup uyulmadığını izlemek ve denetlemek görevinin bulunduğu tartışmasızdır. Bu bağlamda, tütün ve tütün mamulleri piyasası ile ilgili düzenlemeler yapma yetkisine sahip olan davalı kurumun, bu yetkisini kullanmak suretiyle, ilgili bulunduğu sektörde, tütün tüketiminden kaynaklanan kamusal, toplumsal ya da tıbbî nitelikteki her türlü zararlı etkileri önlemek amacıyla dava konusu kararı aldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, yetki ve görevi anılan mevzuatla belirlenen Tütün Kurulu'nun, tütün mamullerinin kamusal, toplumsal ya da tıbbî nitelikteki zararlı etkileriyle sınırlı olarak aldığı dava konusu kararla; kuruluşu, görevleri ve yetkileri, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'la belirlenen, her türlü ticari reklâm ve ilânlarda uyulması gereken ilkeleri belirlemek, bu ilkeler çerçevesinde ticari reklâm ve ilânları incelemek ve inceleme sonucuna göre Kanun'da yer alan cezaları vermek konusunda görevli bulunan Reklâm Kurulu'nun yetkisini ihlâl ettiğinden söz edilemeyeceğinden, davacının bu yöndeki iddiası yerinde bulunmamıştır. Diğer taraftan; 4733 sayılı Yasa'nın 3/d maddesinde, 4207 sayılı Yasa'da yer alan hükümlerin saklı tutulmasından, 4207 sayılı Yasa'daki hükümlerle birlikte, 4733 sayılı Yasa'daki hükümlerin ve bu hükümlerle verilen görev ve yetki çerçevesinde davalı idare tarafından, dava konusu düzenlemelerle getirilen hükümlerin de yürürlükte bulunduğu anlaşılmakta olup, Kurul'un 4207 sayılı Kanun'da yer alan hükümlerle ilgili herhangi bir düzenleme yapma ve karar alma yetkisinin bulunmadığı; 4207 sayılı Kanun kapsamındaki düzenlemelerin Tütün Kurulu'nun yetkisi dışında olduğu yönündeki davacı şirket iddialarının da hukuki dayanağı bulunmamaktadır. 31.05.1963 tarih ve 244 sayılı Milletlerarası Andlaşmaların Yapılması, Yürürlüğü ve Yayınlanması ile Bazı Andlaşmaların Yapılması İçin Bakanlar Kuruluna Yetki Verilmesi Hakkında Kanun'un 3. maddesine göre, 25.11.2004 tarih ve 5261 sayılı Kanun'la onaylanması uygun bulunan ve 08.12.2004 tarih ve 2004/8235 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla onaylanan Dünya Sağlık Örgütü Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi'nin 1. maddesinin (c) fıkrasında, "tütün reklâmı ve promosyonu" nun, bir tütün ürününü veya tütün kullanımını özendirmeyi doğrudan veya dolaylı yoldan sağlamak amacıyla yapılan her türlü ticari iletişimi, tavsiyeyi veya eylemi ifade ettiği; 2. maddesinin 1. fıkrasında, tarafların, insan sağlığının daha iyi korunabilmesi için, işbu Sözleşme'nin ve protokollerinin gerektirdiklerinin ötesinde tedbirler almaya teşvik edildiği ve bu belgelerdeki maddelerin, bir tarafın, kendi düzenlemeleri doğrultusunda ve uluslararası hukuka uygun olarak daha sıkı şartlar getirmelerine engel teşkil etmediği; 3. maddesinde, işbu Sözleşme'nin ve protokollerinin amacının, tütün kullanımını ve tütün dumanına maruz kalmanın yaygınlığını sürekli ve özlü bir şekilde azaltmak için, tarafların ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeylerde uygulayacakları bir tütün kontrol önlemleri çerçevesi sağlamak suretiyle, mevcut ve gelecek nesilleri, tütün tüketiminin ve tütün dumanına maruz kalmanın yıkıcı sağlık, sosyal, çevresel ve ekonomik sonuçlarından korumak olduğu; 13. maddesinin 1. fıkrasında, tarafların, reklâm, promosyon ve sponsorlukla ilgili kapsamlı yasakların, tütün ürünlerinin tüketimini azalttığını kabul ettiği; 4/c bendinde, tütün ürünlerinin halk tarafından alınmasını özendirecek doğrudan ya da dolaylı, teşvik edici unsurların kullanımının sınırlandırılmasını, (e) bendinde, kapsamlı yasakların getirilmesinin sağlanması ya da anayasa veya anayasal ilkeler nedeniyle kapsamlı bir yasaklama getiremeyecek durumda olunması halinde, beş yıl içinde radyo, televizyon, yazılı medya ve gerekirse, internet gibi diğer ortamlarda tütün reklâm, promosyon ve sponsorluğunun kısıtlanmasını, her bir tarafın, anayasası veya anayasal ilkeleri çerçevesinde yerine getirmesi gerektiği; 5. fıkrasında, tarafların 4. fıkrada belirtilen yükümlülüklerin ötesinde önlemler almaya teşvik edildiği; 14. maddesinin 1. fıkrasında, her bir tarafın, ulusal şartlarını ve önceliklerini dikkate alarak, tütün kullanımının bırakılmasını özendiren ve tütün bağımlılığı için gerekli tedaviyi sağlayan, bilimsel kanıtlara ve başarılı uygulamalara dayalı, uygun, kapsamlı ve bütünleşmiş projeler geliştirerek, bunları yaygınlaştıracağı ve tütün kullanımını bıraktırmak ve tütün bağımlılığına karşı yeterli tedaviyi uygulamak üzere etkili önlemler alacağı belirtilmiştir. Söz konusu sözleşme hükümlerinden, tütün kullanımının yayılmasının, halk sağlığı için ciddi sonuçları olan bir sorun olduğu, tütün tüketiminin sağlık, sosyal, ekonomik ve çevresel sonuçlarının bulunduğu, tütün tüketiminin ölüme, hastalıklara ve sakatlıklara neden olduğu, sigara ve diğer tütün mamullerinin tüketimindeki artışın, ulusal sağlık sistemine ciddi anlamda yük getirdiği kabul edilerek, sözleşmenin tarafı ülkelerin mevzuatında, tütün ve tütün mamullerinin zararlarından korunmaya yönelik önlemlerden biri olarak, tütün ürünlerinin kullanımının özendirilmesine yönelik her türlü reklâm, tanıtım ve sponsorluğun yasaklanması yönünde tedbirlere yer verilmesi suretiyle, halk sağlığını korumaya öncelik verilmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır. 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun'un 3. maddesinin (u) fıkrasında, "Reklâm"ın, bir ürün veya hizmetin alım, satım veya kiralanmasını geliştirmek, bir amaç veya düşünceyi yaymak veya reklâmcının istediği başka etkileri oluşturmak amacıyla, ücret veya benzer bir karşılık ile iletim zamanında reklâmcıya tahsis edilen kamuya yönelik duyuruları ifade edeceği; 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'a dayanılarak yayımlanan Ticari Reklâm ve İlânlara İlişkin İlkeler ve Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik'in 4. maddesinin (h) fıkrasında ise "Ticari reklâm ve ilân"ın mal, hizmet veya marka tanıtmak, hedef kitleyi oluşturanları bilgilendirmek ve ikna etmek, satışını veya kiralanmasını sağlamak ya da arttırmak amacıyla reklâm veren tarafından herhangi bir mecrada yayımlanan pazarlama iletişimi niteliğindeki duyuruyu ifade edeceği belirtilmiştir. Dava dilekçesi ekindeki belgelerde, davacı şirket tarafından gazetelerde yayımlatılan "duyuru"larda, tütün mamullerinin markası, alâmeti, ismi ile eski ve yeni fiyatlarına yer verildiği anlaşılmaktadır. Bu duyuru sayesinde, davacı şirketin veya reklâm verenin, dolaylı yoldan da olsa, tütün ürününün kullanımını özendirmek amacıyla, ticari iletişim kurduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır. Anılan mevzuatta "reklâm" hedef kitleyi oluşturanları bilgilendirmek suretiyle, bir ürünün satımını geliştirmek veya satışını sağlamak ya da arttırmak şeklinde tanımlandığına ve olaydaki fiyat duyurusu tütün mamulünden bağımsız düşünülemeyeceğine göre, davacı şirketin söz konusu "duyuru" ile tütün mamulü tüketen hedef kitleyi veya tüketmeyi düşünenleri, markası, alâmeti, ismiyle birlikte, eski ve yeni fiyatları konusunda bilgilendirmek suretiyle, ürettiği ve pazarlamasını yaptığı ürünün reklâmını yaptığı; bu suretle, tütün ve tütün mamullerinin isim, marka veya alâmetleri kullanılarak her ne suretle olursa olsun reklâm ve tanıtımının yapılmasını yasaklayan, sözü edilen Yasa ve Yönetmelik hükümlerine aykırı davrandığı sonucuna varılmaktadır. Öte yandan; 4077 sayılı Yasa'nın 12. maddesinde, perakende satışa arz edilen malların veya ambalajların yahut kaplarının üzerine kolaylıkla görülebilir, okunabilir şekilde o malla ilgili tüm vergiler dahil fiyat, üretim yeri ve ayırıcı özelliklerini içeren etiket konulması, etiket konulması mümkün olmayan hallerde aynı bilgileri kapsayan listelerin görülebilecek şekilde uygun yerlere asılmasının zorunlu olduğu hükmüne yer verilmiş; davalı Kurum tarafından yayımlanan Tütün Mamullerinin Nihai Satış Noktalarında Sergilenmesine ve Satış Yerlerine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ'in 1. maddesinde nihai satış noktalarında, tütün mamullerinin isim, marka veya alâmetler kullanılarak her ne suretle olursa olsun reklâm ve tanıtımının yapılması veya bunların kullanılmasını teşvik ve özendirici kampanyalar düzenlenmesinin yasak olduğu; satış yerlerinin dış yüzeyi, içerisi ve vitrinlerinde ürün markalarını çağrıştıracak şekilde sözcükler, şekiller, resim, renk ve harfler ile diğer her türlü işaretlerin bulundurulamayacağı; 5. fıkrasında ise, ürünlerin perakende satış fiyatlarının, tütün mamullerinin satışa arz edildikleri işyerlerinin içerisinde uygun bir yerde; görülebilir, rakam ve harfleri okunabilir yeterli büyüklükte listelerde gösterileceği; listelerin kare, dikdörtgen, daire ve benzeri geometrik bir şekilde, başka rakam, kelime ve işaretlerle karışıklığa sebep vermeyecek görünüşte olması gerektiği belirtilmiştir. Söz konusu düzenlemelerden, nihaî satış noktasında olsa dahî, tütün mamullerinin isim, marka veya alâmetleri kullanılarak, her ne suretle olursa olsun reklâm ve tanıtımının yapılamayacağı; ancak, tütün mamullerinin sadece isim ve fiyatını içeren listelerin işyerlerinde gösterilmesi gerektiği anlaşılmakta, bu düzenlemeye dava konusu Kurul kararında da yer verildiği görülmektedir. Davacı tarafından, perakende satış noktalarında asılacak fiyat listeleriyle, dava konusu Kurul kararıyla yasaklanan, basında yer alan listelerin aynı olduğu ileri sürülmekte ise de, satış noktalarındaki fiyat listelerinin marka ve alâmet içermediği, sadece hedef kitleyi bilgilendirme amacını taşıdığı; bunun, tüketicinin bilgi edinme hakkı kapsamında olduğu, basında yer alan fiyat listelerinin ise, marka ve amblem taşıyan ve hedef kitlenin ötesinde, kamuoyuna yönelik, tütün mamulü tüketimine başlatmayı veya tüketimi artırmayı hedefleyen, reklâm ve tanıtım niteliğinde bir duyuru olduğu anlaşıldığından, Kurul kararında yer alan yasaklama ve fiyat listelerinin işyerlerinde asılmasına ilişkin düzenleme, ölçülü bulunmakta ve davacının söz konusu iddialarında da isabet görülmemektedir. Açıklanan nedenlerle, dava konusu düzenlemede mevzuata aykırılık bulunmadığından, yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 400.- YTL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, 13.03.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Tarih: 27.02.2007 Saat: 01:33 Gönderen: imarhukukcusu

 
İlgili Bağlantılar
· Daha fazla
· Haber gönderen imarhukukcusu


En çok okunan haber: :
T.C. ADALET BAKANLI?I FAALİYET RAPORU 2006 (İÇERİK)

Haber Puanlama
Ortalama Puan: 0
Toplam Oy: 0

Lütfen bu haberi puanlamak için bir saniyenizi ayırın:

Mükemmel
Çok İyi
İyi
İdare Eder
Kötü

Seçenekler

 Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa